A. Ü. Vet. Fak. Derg. 35 (1): 389-406, 1987
LABORATUVAR FARE (MUS MUSCULUS var. ALBTNOS)
VE RATLARıNDA (RATTUS NORVEGICUS var. ALBINOS)
BULUNAN ACAR (ACARI: MYOBIIDAE, MYOCOPTIDAE)'LAR
VE BU~ LARıN KONTROLU ÜZERİNE ARAŞTIRMALAR
Şükran Dinçer i
Studies on the occurrence of mites of albino mice and
rats, and their control.
Summary:
The stud)' u;as canied on the laboratm)' miu and rats
co-lonies in L'ta.;:ığ and Ankara
Veterinaı)' Facıılties. For the rerongnation qf
mites two mice and two rats from each cage of the colonies wae lightly
anes-thesied and then examined lınder stereo ınicroswbe. In addition
to this,
one
mouse and a rat from eadı cage was kilted and placed oı'emight on a piece qf
black paper bordered by celto/Jhone ta/Je which gave the possibitity
to have large
number of mites.
The species of mites were ideutified as
Myobia musculiand
Myo-coptes musculinusou miu,
and
Radfortia ensiferaon rats. This is
the first
report oll these three mites in Turke..J'.
T wo bats of the wat of infested
animals
witlı negUlJon (tricMoıjon)
(0.2%) and amitra::.
(250/JPnı.) solutions affated parasites which disappeared
rapidly and the coat returned to normal. So, negıu:oıı and anıitraz
have been
fol/nd to be veı)' eJJectiL'e in controlting mites.
Özet:
Bu araştırma Fla<.ığ ve Ankara Veterin(/' Fakiiltelerinde buluııan
laboratuvar fare
ve rat kolonderinde )'üriiliilnıüştür.
Toplanan acar'lar morfolojik rizeliiklerine göre, n!ı<.ı.~ Veteriner
Fakülte-sinde,farelerde
Myobia musculi,ratlarda
Radfortia ensifera;Ankara
Veteriner Fakültesinde
ise fare/erde
Myobia musculi ve Myocoptesmusculinus,
ratlarda sadece
Radfortia ensiferaolarak idantijiye
edil-miştir.
Üçtür de bu (alışma ile Türkijoe' de ilk kee bildirilmektedir.
.391) ŞÜKRAN DiNÇER
E'ı!/csle ./(l1e il! ratları bL! acar' lardan anndımwk ga)'esi ite
%
0.2 lik negui'oll (trie/ıflli/on) i'C2:ı0
Nnil. konsanlraS)ommdaki amitra< soluS)'onları, /)wl)'o şek/inde birer hafta ara i!e ikişer kc( !Lııt/amlmış lic hcr iki i/acm da acar'/ara ctklti o/duğu ,~(irii/miiştii1".Giriş
Defl(~Yscl <,:alı~ınajarda laboratuvar hayv~lDlarının önemi büyük-tür. Özellikle biyo-medikal ara~tırınaj;ırda çok kullanılan bu hayvan-larda pek çok endo \T ektoparazit bulunur. Bunların bazıları zararsız gibi görünmekteyse de laboratuvar hayvanlarında komparatif çalı~-ma unil()rrn populasyonlara dayandığından, bu hayvanların sağlıklı ve bütün parazitlerden arınmı) olm,darı gerekir
(ı).
Hicpe ve Ribbeck'e (IO)
göre, IJeyaz ı;ıre \T heyaz rat gibi laboratuvar kemiricilcrinde!\~)'o/;iidac ailesi türleri ile en(':stasyo'1 veteriner hekimlik yönünden ünemlioir. Özellikk, laboratuvar liayvanlarında yapılan uzun süreli deneysel çalı~ınalarda, örneğin l'armokolojik, toksikolojik, patoloik veya imnıunol(~jik ara~tırmalarda parazider sonuçları negatil' yönde geciktirirler. Bcan-Knudsen \'e ark.n<ı (2) göre, fare tüylerindeki acar' lar Lıretim külünikI'inde olduğu gibi ara)tırma kolonilerinde de çok önernli hir prüblemdir, enkstasyon bü) üml'de azalmaya sebep olur, hipersensiviteye yol açar ve immun sistemi etkileyebilir. 0wen !
14,;
da Iahoratııv;ır rodent'lcrİndcki yoğun olarak görülen acar'ların bütün kolonide önemli bir yeti~tirme sorunu olduğunu ileri sürmek-tedir.
Fare ve radarın elerisi ii,zerinde ve tüylerinde birçok acar türü bıilunur. Bunların en yaygın olanları ;\/~yo/;iid acar'lar ve J1)'ocoptes mıı,\culi'llis'dur
(ı,
6, Y, 13, 11). Bu acar'lara dünyanın hcl' tarafında ra,danır (6). Çc~itli araştırıcılar (l, :-1, 6, 8, 9,13-16), beyaz l'arclerde j1~)':J/;ia mııswli, Jl1.J'oco/Jtcs musmlinlts ve Radjrntia (I:!pnis"in, beyaz rat-la((la Radjôitia ensi/aa'rıııı varlığını bildirmişlerdir. Flynn'a (6) göre, ,\1. musCll/inııs tck vak'a olarak Seııgbusch (1960) tarafından kobaylarda da saptanını~tır.Bir
kısım ara~tırıcı'ya (I, 8) göre, !H.J'obiid acar'lar ve .\1. musCll-/ii/IIS laboratuvar ve cv [ırCıerinde haril' bir dermatitisc sebep olur. Bazı yazarlar 3, ,~,(j, <J, i O) ise haril' en(:stasyonlarda a~ikar bir belirti gurülmediğiııi, l'akat yoğun enICstasyonlarda dcrmaıitis, allopesi, pru-ritis, ka~ınmakıan ileri gelen tral/ma \'e sekonder olarak anıiloidosis görüldüğünü, ka bu klarıınalar, körl ük, kulak Ilekrozu ve kaşll1 tımcy-LABORATUVAR FARE VE RATLARıNDA BULUNAN ACAR'LAR
:m
dana geldiğini bildirmektedirler. Cook'a (3) göre, Boccia Nepal'de beyaz bre!Crde hem
.11.
mııswli'nin, hem de.14.
mıısm/inııs'un uyuza sebep oldllğlıı~u ileri sürmüş; [Ies[on, Amerika'da beyaz farclerde bu iki türü tesbit etmiş, Lıkat bunların patojenitesi hakkında fikir bclirt-memiştir..11. musudi ve 1\1.muscııliıws en!Cstasyorıu bir faktör hastalığı olup, kütü barındırına, laktasyon, yaşlılık, uzun süre deneyde tutma gibi nedenlerle organizma mııkaverncti'.1in düştüğü anlarda enfcstasyonun şiddeti artar ve klinik belirti!cr ortaya çıkar (LO).
Enfe'itasyon nakli di~i acar'larla olur, geçiş direk temasladır, ökn farelerde acar'lar ıüy!crin ııcuna <;ıkar ve bu brelere sürüinen diğer farcler enkstc olur
(10, l~);.
Acar'lar konakçının ('ktraseIlülcr ve doku sıvılarından çok mik-tarda alırlar
(G).
Kıl /üliküllerinin kıl dibindeki sekres\'onu ile bes-lenirler, karda beslenmeleri (;ok nadirdir :,:ı). Baku ve ark. na (l) güre is(~ kan erııdikkri görülmüştür.Radjiil'ıia enSlji:ra'nm patojenitesi hakkında fazla bir bilgi olma-dığı, ancak yoğun enfestasyonlarda kaşınmaktan ileri gelen traumalar görüldüğü ileri sürülmüştür (6).
Ewing'e (:ı) güre, i\l)'o/;iilıae alt ailesindeki acar'lar garip ilıadz-nit'ierdir. Ön ayakları oldLIkça kısalmış, kılları tu ıacak şekilde modifiye
olmuş, palpkr küt;ük kanca biçimine dönüşmüştür. .Janıcson (I
i)
da 1ı1j'ohiid acar'larda I.ci <;ift ayakların yararlı bir generik karekter gös-tc~rdiğini bildirmektedir. Bazı kitaplarda(ı,
6, 10) 1\1. mııswli ve /1'1. museuliııııs'un morfolojik özelliklerine kısaca değiııilmi?tir. Gambles (8), b\1 acar'larla ilgili bir çal ışma yap m ıŞ, acar' ları il ad ııl t \'c di': ergelişme şekillerinin resimlerini çizerek morfolojik özellikleri hakkında geniş bilgi vcrrni~tir.
Acar'ların taksonorııideki yerleri Krantz'a ; 12) göre aşağıdaki gibidir. Anaç: Artropoda Anaç Bölümü: Araclıııoidea Dizi: .'\carilürmes
J.
Dizi Böli.iınü Aile [stüAile
Prostigrnata CheylctoideaLVI
)'obiidae392 ŞÜKRAI\ DINÇER I. Soy Tür 2. Soy Tür 2. Dizi Bölümü Aile [stü Aile Soy Tür l\lyobia
1\1yobia mlısCllli
RadlortiaRadjiJrtia ensifem
Astigmata ListroloroideaYI
yocoptidae Myoeoptes i\1}'UCoptesmııswtiııııs
Bu
acar'ların kontrolu için, (;eşitli ara~tırıcılar(2,
4, 7, iO, 13, 18, 20) bazı ilaçIarı dcnemi~lcr ve aldıkları sonuçIarı bildirmişlerdir.Elazığ Veteriner FaküItesinde,
ı
~76 ylIında laboratuvar fare \Tratlarına yapılan parahitoIojik bakıda deri üzerinde bazı acar'Iar görüI-müştü.
Bu
konuda lıi~:bir yerIi yayın ve kIasik ders kitaplarında biIgi buIunmamasl ve laboratuvar hayvanIarının önemi düşünülerek, fare ve rat acar'larının saptanması ve bunların kontrolu amacıyla Elahığ Veteriner FaküItesinele başlatılan bu çalışmaya, daha sonra Ankara Veteriner FaküItesinde devam ediIdi. ÜIkemizde yapılacak çalışma-Iarda yararIı oIabiIeceği düşüncesiyle acar'ların morfoIojileri incelendi.Materyal ve Metot
Araştırmada EIftzığ \T Ankara Veteriner FaküItelerinde
bulu-nan fare \T rat kolonilerinden üıydalanılmıştır.
Bu
amaçla Elahığ'da 85 I~ıre 38 rat, Ankara'da 70 I~ıre ve 30 rat kullanılmıştır.Fare kolonilerinde bulunan ka/Cslerirı her birinden en az 2 fare eterlc hafif anestezi edildi ve streo mikroskop altında, öhellikle boyun, YÜh ve abdomen tüylerinin dip kısımları araştırılarak görülen acar'lar kanada balsamına batırılmış bir iğne ilc alındı, dif('k lam lamel arasında kanada oalsamına monte edildi. Ayrıca, özellikle boyun böl-gesinden koparıIan bir miktar tüy aynı şekilde lam lameI arasına monte ediIerek, tüy diplerine yapışık olan yumurta ve tüylere tutunmuş acar' lar elde edilmeye çalışıldı. Bu şekilde az sayıda örnek toplanabildi-diğinden, değişik türler bulunması ihtimalini dü~ünerek, her karesten klinik görünümü en kötü olan bir fare öldürülerek seloteyplc çev-reIenmiş siyalı bir kağıt üzerine kondu ve bir gece bekletildi, ertesi gün fareyi terkedip kağıda düşmüş, seloteype yapışmış veya tüylcrin
LABORATUVAR FARE VE RATLARıNDA BULUNAN ACAR'LAR ~9~
uç kısmına gclmiş olan acar'lar
toplanarak
kanada
balsamına
monte
edildi.
Aynı işlemler
Elazığ Veteriner
Fakültesindeki
ratlara
da
tat-bik edildiği halde
Ankara
Veteriner
Fakültcsindeki
ratlar
bir özel
araştırmada
kullanıldığı
için ancak
araştırma
süresince
öldürilldük-leri an temin eclilcbildi ve stereomikroskop
altında
tüy diplerindeki
acar' lar topland ı.
Daha sonra bu aear']arın
ölçümleri
yapılarak,
morfolojik
özellik-lerine göre idantifiye
edildi.
Reichert'in
vizopan
mikroskobu
ve
ca-mera lueida ile resimleri ~:izildi.
Enfc.'ste fare
ve ratları
bu
acar'lardan
arındırmak
amacıyla
Elazığ Veteriner
Fakültcsinde,
fare ve ratlarda
% 0.2 lik neguvon
(trichlorfon)
ve Ankara Veteriner
Fakültesinde,
sadece farclerde
250
ppm. konsantrasyonda
amitraz
solusyonları
kullanıldı.
Her kolonide
i
O'ar fare ve Elazığ'daki
rat kolonisinde
5 rat kontrol
grubu
olarak
bırakıldı.
Kontrol
grupları
dışındaki
fare ve ratlar
hazırlanan
solus-yona
tek tek batırılarak
banyo
edildi.
Temiz
altlık
konmuş
yeni
kafeslere
alındı ve eski kafi:slcri aynı solusyonla
yıkandı.
Bir hafta
sonra ilaçlama
tekrarlandı.
Tedavi
edilen hayvanlar
bir ay süreyle
acar
yönünden
kontrol
edildi.
Bulgular
Elazığ'da
farelerde
toplanan
acar'lar
i\!/)'obia musculi,Ankara'da
.i\1yobia ml/scl/li
ve
Myocoptes mUJculilZus,oratlarda
ise her iki tarafta
Radfortia elZsifera
olarak
teşhis
edilmişlerdir.
Yapılan
mikroskobik
gözlemde bu türlerin
morfolojik yapısı aşağıda
bildirildiği şekilde
tes-bit edilmiştir.
A1)'obia musculi
(Sclırank,
1781)
Erkek
273-318
fJ-uzun,
137-170
fJ-genış,
Dişi
330-420
fJ-uzun,
182-226
fJ-genış ölçülmüştür.
Kutikula enine çizgili, gnathosoma
küçük, palplcr küçük ve basit,
cheliser'kr
stilct (kamçı) şeklinde, vücudun
lateral
sınırı
her
ayak
çifti arasında
ku bbeleşmişti;
ı.
ci çift ayak ağız organellerinin
hemen
yanında
yer almış, modifiye
olmuş, 3 segmentli,
kısa ve bodurdu;
391, SÜKRAN DiNÇER
şekle diinLi)ll1i.işti.i ve ilk b;ıkışta gnatlıosonıa'ya ait gibi gürlinliyordu (Şekil
1,2).
Diğer 3 çift ayak:l
eklemli olup sondkmin
ucunda uzun kuvvetli çengel şeklinde bir tırnak vardı. Di)i ve erkek geneldebir-Şekil i. ;\hobi:ı mııscııli. Di~i, dorsal görüni;ş. (kmale, dorsal view).
Iİ
LABORATUVAR FARE VE RATLARıNDA BeLuNAl\ ACAR'LAR ~C):;
1
ı
i
iı
i
\ 1
\
\
i
/ /\
~-<;).•.•
~ekiı 2. Myobia mLlselı!i. Erkek dOt'sa! görünüş. (mak, dOl'sal Yİcw).
birine <,~okhenzeyip, erkekler daha kü(;üktü. Dişinin arka ucu çok Çl-kıntılı olup, caudal papilla'lar ve sete'ler subventral ve postero-la-teralolarak oulundu. Erkcktc ise hir çift eaudal papilla ve uzun sete arka kenara yakın \"c tam posteriyor uçta yer almıştı (ŞekilI, 2).
SÜKRAN DiNÇER
Dişinin dorsal yüzünde submedian olarak 5 çift spin benzeri di-ken, lateralolarak ise her biri ayaklar arasındaki çıkınıılara raslamak üzere 4 çin öncekilerle aynı ,yapıda diken görüldü. Bunların en ön-deki 1. çini kalınlaşmış, uzamış, kitink kuvvetlenmiş ve boynuzumsu bir görünüm almıştı (Şekilla). Bu sete'lerin pozisyonu erkeklerden oldukça farklı idi. Dişideki kuvvetli \'C hüyük olan ilk lateral çift sete, erkekte zayıf H' diğer seıe'kre benzer görünüşte tesbit edildi (Şekil
2
a).
Yumurtalar oval, kapaksız görünüşte olup,
182-228
!J.uzun.11-86
r.L g-eniş ölçüldü. Yumurtalar kılların dip kısımlarına ve bit yumurtaları gibi yapışık şekilde bulundu (Şekil
.ı).
Kıla yapışan basal kısım bir kılıf içine gömülmüş gibi olup, larva çıkmış boş yumurtaların apeksi kapak şeklinde açılmıştı.Jı.1}'OCoptes
mııscu/iııus (Koclı,18
11'1)
Erkek
195-212
!.L uzun,117-140
!.L genış,Dişi
312-362
1.1 uzun,140. 170
~. ''-enıs ölçüldü.tı .:ıBu türde dimorfismus vardı. Erkek ve dişiler morfolqjik olarak birbirinden çok farklı bulundu.
Dişi oval şekilde, özellikle ilk 2 çift ayaklarıyla Psoroptidae aik-sindeki acar'lara Iwnziyordu, fakat son 2 (,:ifı ayak farklı yapıda idi. Ağız organl'lıeri hemen i. ci ayakların arasında geniş ve yuvarlak görünümde, ayakları 5 eklcmli \T ilk 2 çinin son eklcmi kısa olup,
ucunda sapsız bir vantuz vardı.
Üç
ve dördüncü çift ayakların i ve 2. ci segmentl('ri genişlemiş kııvvetlice~ kitinize olmuş ve özellikle 2. ci segmentin venıral yüzü konkav bir şekil almış, kiıinle kuvvetlenmiş çizgili bir görünüşte idi. Son iki dlcm küçük keskin hatlı,4,.
cü ek-lemin ucu kesik bir haıla bitmişti. Bu eklemler 3. cü eklemin üstüne kapanmış tüye tutunmaya yarayan tırnak gibi görünüyordu. İki ve üçüncü çift ayaklar arasında vücudun lateral kenarında dışa doğru ikili çatal şekilde bir çıkıntı ve bunlardan çıkan uzun ve sert 2 kıl vardı (Şekil 3). Anus arka kcnarın biraz önünde olup, iki yanın-dan oldukça uzun bir çift spin çıkmıştı. Vücudun lateral kenarları dışa doğru kıvrımlı ve dorsal yüzü merkezde enine, yanlara uzunlu-ğuna çizgili görünüşte idi. Bu çizgilcr birbiriyle birleşip acar'm dorsal yüzüne balık pulları sıraları gibi çizgili bir görünüm vermişti. Bu çizgiler ventralde anus'un çevresini dairevi bir şekilde sarmış; 4. cüLABORATUVAR FARE VE RATLARıNDA BULUNAN ACAR'LAR 39i
398 ŞÜKRAN DİNÇER
çift ayakların eoxa'sı hizasından arkada kalan kısmın medianındaki çizgiler üzerinde, uçları geriye dönük çok sayıda küçük diken var-dı. Dorsal yüzün önüne yakın median olarakı çift ve bu çiftin ar-kasında 3 ve 4. cü çift ayaklar arasındaki çizgi üzerinde 3 çift spin, ayrıca bu bölgede lateralolarak küçük sete'ler yer aldığı giirüldü.
Erkek, dişiden farklı yapıda ve küçüktü (Şekil 4). İlk ü.ç çift ayak dişininkilçrIe aynı yapıda idi; dördüncü r,~iftayak ise çok kalın, uzun
Şekil 4. Myocoptes musculinus. Erkek, venIral görünüş. (male. vemral vicw)
i!
LABORATUVAR FARE VE RATLARıNDA BCLUNAN ACAR'LAR :'199
ve güçIü bir görünüşte buIundu. İki ve üçüncü çift ayakIar arasındaki ikili çıklntı ve kaudal spin dişiye benziyordu. Bunların arasında 2 çift daha küçük spin. anusun iki yanında i çift küçük vautuz \'ardı. Vücu-dun 1. cü çift bacaklar gc>risinde kalan kısmı 2 IobIu idi.
YumurtaIar oval i80- 198 !.1.uzu n, 45-52 1.1.geniş öIçüId ü (Şekil 5), kılların dip kısmına yapı~ık \'e kapak,ız, Myobia musculi yumurta-!arına göre daha ince idi.
/
/
Şekil 5. A) R. ensirera'nın 1. ci çift ayağı (Firsı kg or R. cmitCra): B) 1"1' musculi'nin 1. çirı aya;);ı (Firs! kg or-M. musculi).
Radfol'tia e1Isifera
(Poppe, 1896)IVlorfolojik yapısı aynen ;\1.
mlısclI!i'ye
benzemckte olup, dişiler 288-334 [L uzun, i82- 197 !.1.geniş; erkekler 2.')0--268 f.I. uzun, 152- i82 1.1.geniş öIçüIdü. Tüm morfoIojik özelliklerinin
Myobia
mlısC1Ili'ye
ben-zediği tesbit edilen bu türde tek farkı 2. çift aya kI arın ucunda1
çift tırnak oIması idi.Myobia mlısC1IIi'de
ise bu tırnak tekti (Şekil 5).Klinik
gözlemler:
Elazığ Veteriner Fakültesinde muayene ettiğimiz fare koIonisinde-ki farekl'de huzursuzluk, hafif kaşıntı, çok az tüy dökülmesi ve tüy-lcrin karışıklığı gözlenmiştir. Özellikle sırt ve boyun tüyleri ara-sında acar'lar tesbit edilmiş, bunların ağız organelleri ile dcriye ve ayaklarının ucu ile tüylere tutundukları, genelde hareketsiz oldukIarı görülmüştür (Resim
1).
~()Il SÜKRAN DiNÇER
R
Şekil 6. A) ~1.ınll~(;tlıi'ninyıırntınası (l'gg
or
\1. ıııusnıli:;: ır.\.1.IlIl\Sclılilltls'ııl1 yuınurt:ıı.;ı ı>'gg (JrıVı'
ınııscıılinıı'<:.Resim
ı.
Enfı'sle farenin tüv dil'icrilı<k acar ve yııın\lrıalar. ("lites and cggs on eoal of inf,:sted mouse).LABORATUVAR FARE VE RATLARıNDA BLLUNAN ACAR'LAR 401 Ankara Veteriner f'akiiltcsindcki ('ardcrelc ise, sadrec
1"1.
mlısmÜ ile enfeste olanLira göre, tüylerİnin dalıa karı~ık, tüv diikülmesi'lin ve kaşıntının dalıa bariz aldıığu, deride hafif yaraların ~ckillendiği \"Cf~trelerin çok Iıuzursuz olduğu tesbit edilllıi~tir (l~esinı 2). Bu Lıre-ItTden 2 sinin yüzünde tüylerin tamamcn diiküldüğü \T Lışıntı
ne-deniyle yüzde derin yaraların açıldığı, Luclerin ka~cktik ve hemen h(~rnen cansız oldukları giizlenmiştir. Bil ('arclerden biri iildürülerek
toplanan acar'ların çoğunun .11. lııuswlil!liS, aı: olarak ta .11. musCl/li
olduğu anla~ılıııı~tır. Acar'br ıüylerin dibinde ve hareketli bulun-muştur.
R.csİnı 2. EnCcstc bir di:jİ fare .. -\n aırccıcd kınak: rnoıı:w \Viı!) ınİtc,
Cyuz belirtileri en çok dişi ve lakıasyon dönemindeki larelel'de gözlendiği halde, mikroskobik ımıayeııcde erkeklerin de enfCste ol-duğu görülmüş, I~ıkat dişilerde daha çok ac<,r bulıınırıuştur. Lakıas-yon dönemindeki dişi I~uclerin hepsi enfi-stc bulunduğu halde, süt emen yavru.larda parazite raslanmanıış, sütten kesilıni'i olanlarda ise acar tesbit edilmiştir. Sağlıklı ve kondisyonu iyi Ltrelercle az sayıda
.lU2 ŞÜKRAN DİNÇER
acar görülmüş,
zayıf ve düşkün görünen
tüyleri karışık farelerde
bol
miktarda
acar bulunmuştur.
Gerek
Elazığ gerekse Ankara'daki
ratlarda
acar'lar,
daha
çok
tüyleri karışmış, küçük, zayıf olanlarda
görülmüş,
belirgin bir klinik
semptom saptanmamıştır.
Neguvon ve amitraz ile yapılan banyoların hem fare, hem de
rat-lardaki
acar'lara
etkili olduğu anlaşılmıştır.
İlk banyodan
sonra
ya-pılan
mikroskobik
muayenelerde
acar'ların
elimine
edildiği
görül-müş, tedavi bitiminden
sonra 3 hafta süreyle yapılan periyodik
kont-rollerde acar'lara
raslanmamıştır.
Tartışma
Laboratuvar
hayvanlarında
birçok ektoparazit
bulunur.
Çeşitli
araştırıcıların
(I,6,9,
i3-ı;»)
bildirdiklerine
göre,
M.J'obia musculi,
Jl1)1ocoptesmuscıılinus ve Radfortia a:Uinis beyaz farelerde,
Radfortia
en-sifem ise beyaz ratlarda
en çok bulunan
acar'lardır.
Dünya'nın
her
tarafında yaygın olduğu bildirilen (6) bu acadarın
Türkiye'de
bulun-duğuna
dair bir kayda rastlanmamıştır.
Biz bu çalışmada
beyaz
[a-relerde A1. mıısculi ve ,H. musculinııs, beyaz ratlarda
R. ensifera'yı
tes-bit ettik. Her üç türün
de literatürde
(I ,6,8,
iO,i i) belirtilen
bütün
mor[olojik özellikleri
taşıdığını
saptadık.
R. affinis'e
ise rastlamadık.
Çeşitli
araştırıcıların
(6,9, 13) belirttikleri
gibi,
bizim
de [arclcı-de
sadece iki türü tesbit etmemiz R. a:Uinis'in az bulunan
bir tür
olduğu-nu göstermektedir.
Nitekim Necdham
(13) da A.B.D. de çeşitli
mer-kezlerden
toplanan
[arcıerde
bulunan
5 tür acar
içinde
en yaygın
olarak
ıH.musClıli ve
Af.musculinus'un
bulunduğunu
bildirmekte;
Griffiths
(9) bütün
laboratuvar
[arderinin
bu iki türle en[este
ola-bileceğini ileri sürmektedir.
Flynn'a
(6) göre, Kuzey Amerika,
Av.
rupa ve Asya'da bilinen [are koloni\eı-i üzerinde yapılan
araştırmalar-da lV/o musculi'ye
%
i00 e kadar değişen oranlarda
raslanmış,
bütün
Amerika'da
7 çeşit kaynaktan
sağlanan
beyaz farelerde
yapılan
sur-veyde ve Avrupa'da
yapılan
çalışmalarda
tüm [areleI'in .H.
musculi-nııs ile enfeste olduğu
saptanmıştır.
Warton'a
(I 9) göre, laboratuvar
[are kolonilerinde
bololarak
bulunan
.l1. musculi genelde ev [arelerinin
parazitidir.
:\itekim
Smith
(I 7) M. mUJculi, M.
Mıısculinus ve R. affinis'i
ev [arCıerinde
tesbit
bul-LABORATUVAR FARE VE RATLARıNDA BULUNAN ACAR'LAR 403
duğunu
bildirmiştir.
Bütün bunlardan
anlaşıldığına
göre laboratuvar
farelerinin
bu acarlarla
enfestasyonunda
cv farcleri önemli rol
oyna-maktadır.
Flynn'a
(6) göre, R. ensifera Dünya'nın
her yerinde
vahşi ve
la-boratuvar
ratlarında
bulunur.
Ramsay
(I 5) Yeni Zelanda
da
Poli-nezyan
ratlarında
bu türü
ilk kez tesbit ettiklerini
bildirmektedir.
Biz de kontrol ettiğimiz beyaz ratlarda
sadece R. ensifera'yı saptadık.
Ülkemizde
ki tüm fare ve rat kolonilerinde
yapılacak
bir surveyde
her üç acar'ın da büyük çoğunlukta
bulunması ihtimal dahilinde olup,
Hiepe (I O) nin de belirttiği gibi uzun süreli deneysel araştırmalarda
kullanılacak
fare ve ratların
bu acar'lar
yönünden
kontrol
edilmesi
gerekir kanısındayız.
Myobiid
acar'lar
laboratuvar
ve cv farelerinde
hafif bir
derma-titise neden
olur
(I ,8). Bazı yazarlara
(3,4,6,9,
iO) göre ise, hafif
enfestasyonlarda
önemli
bir belirti görülmediği
halde,
yoğun
enfes-tasyonlarda
dermatitis,
allopesi, pruritis, kaşıntı ve bundan
ileri gelen
trauma,
kabuklanma
hatta
körlük ve kulak nekrozu
meydana
gele-bilir. Biz M. muscu/i tesbit ettiğimiz farelerde
belirgin bir tüy
dökül-mesi ve deride kabuklanma,
yara gibi klinik semptomlar
göremedik.
Fakat
enfeste fareleI'in hepsi huzursuzdu
ve tüyleri
karış*tı,
hafif
kaşıntı vardı.
M. musculinus ve M. musculi ilc miks enfeste ~lan1arda
ise boyun çevresi ve yüzde kıl dökülmeleri,
deride
kabuklanma,
ka-şıntı ve hayvanlarda
huzursuzluk
saptadJk. Ayrıca iki farenin
yüzün-deki tüyler
tamamen
dökülmüş
ve deride
derin
yaralar
açılmıştı.
Hayvanlar
zayıf ve tüyleri seyrekleşmişti.
Bu fareleI'in muayenesinde
çok sayıda Af. musculinus ve az sayıda da M. musculi ile enfeste
olduk-ları görüldü.
Bu da birçok araştırıcının
(3,4,6,9,10)
vurguladığı
gibi
yoğun
enfestasyonların
klinik belirtilere
yol açtığını
ve M.
musculi-nus'un M. musculi'den daha patojen
olduğunu
göstermektedir.
Nite-kim bazı araştırıcılar
(3,6,13) farderde
uyuz etkeni olarak
M.
mus-culinus'u bildirmektedirler.
Flynn (6) da M. musculinus ile yoğun
en-fcstasyonlarda
deri kızartısı, kuvvetli kaşıntl ve kıl dökülmesi
görül.
düğünü
ve fare uyuzuna
M. musculinus'un sebep olduğunu
vurgula-maktadır.
Cook'a
(3) göre de Boecia,
Nepal'de
hem M. musculinus,
hem de M. musculi'nin uyuza neden
olduğunu
ileri sürmüştür.
Aynı
araştırıcı
(3) hastalığın
kıl dökülmesi şeklinde karakterize
olduğunu,
boynun
etrafında
muntazam
olmayan
bir halka
görünümü
veren
acaip döküntülerin
ve deride
kaşıntıdan
ileri gelen iltihaplanmanın
404 ŞÜKRAN DİNÇER
Owen'a
(14) göre, laboratuvar
farclerindeki
uyuz olguları
ya)lı
hayvanlarda
ve
özellikle
erkek
farelerde
görülür.
Cook
(3) da
;\1.
museuli'den
ileri gelen hastalığın daha çok 6 aylık ve yetişkin erkek
farelerde
görüldüğünü,
dişi ve sütten
kesilmemiş
yavruların
klinik
olarak
etkilenmediğini;
1\1.musculiııus'da
ise aktif hastalığın
emzir-me dönemindeki
dişiler ve onların yavrularında
şekillendiğini,
erkek-lerin klinikman
enfeste olmamış göründüğünü
ve sütten kesilen ya
v-rularda
büyümenin
çok yavaşladığını
bildirmektedir.
Bizim
hem
1\1.
musC1lli, hem de ,11. nlıısculiılUS ile enfeste farclerdeki bulgularımıza
göre ise, klinik belirtiler en çok dişi \'e özellikle süt veren Carelerde
gö-rülmüş, süt emen yavrularda
acar bulunamamıştır.
Esasen Hiepe
'oT
Ribbeck (I O) de genç farclerin ıo-15
gün sonra enl"este olduğunu ileri
sürmektedir.
Mikroskobik
muayenede
ise erkeklerin
de enfeste
ol-duğu, fakat dişilerde daha çok acar bulunduğu
güzlenmiştir.
Bu da
hem erkek hem de dişi [arelerin
enlCste olduğunu,
fakat dişilerdeki
gebcIik,
laktasyon
gibi
durumlar
direnci
bozdu,~undan
acar'ların
etkilerinin
klinik
belirtilere
yol
açtığını
göstermektedir.
l'\itekim
Needham
(I 3) da acar gürülmesi yönünden
farderde
iki seks
arasın-da bir fark bulunmadığını
vurgulamaktadır.
Ra4fortia
cıısifcra'nın
patojenitesi
hakkında
fazla bilgi olmadığı,
ancak
yoğun
enfestasyonlarda
kaşınınaktan
ileri
gelen
traumaıar
görüldüğü
bildirildiği gibi (6), biz de l'l1feste rastlarua,
tüy karışıklığı
ve huzursuzluk
ve gclişmede
yava1lama
dışında
başka
bir klinik
semptom
saptayamadık.
Birçok araştırıcı
(2,4,7,10,13,17,20)
f~ıre ve radan
bu
acar'lar-dan arındırmak
için çeşitli ilaçlar kullanmışlardır.
Bunlardan
Hiepc
ve Ribbeek
(I O) klorlu hidrokarbonlar
ve organik
fosforlu
akarisit-lerin
ya lokal ya da banyo
yöntemiyle
uygulanmasını
önermektc,
püskürtme
ik lindan
bileşiklerinden,
banyo şeklinde
%
2'lik mal
at-hion ve
%
2'lik metrifonat'tan
iyi sonuç alındığını
bildirmektedir.
Needham
(ı 3) ise, malathion
ve B.H.C'nin
etkisiz olduğunu,
Tet-masol'ün
%
2.5'luk solusyonundan
ve kükürt
tatbikinden
iyi sonuç
alındığını ileri sürmektedir.
Csıza ve NleMartin
(4) diehlorvos-ronnel
karışımını
7 gün arayla 2 kez tatbik etmiş ve acar'ların
elimine
edil-diğini görmüştür.
Aynı şekilde
'Veisbroth
ve ark.
(I 8) diehlorvos'
dan iyi sonuç almışlardır.
Friedman
ve ark. (7) na güre de
diehlor-vos'un kalıeı etkisi olduğundan
ilaçlamadan
2-3 gün sonra çıkan
car-LABORATUVAR FARE VE RATLARıNDA BULUNAN ACAR'LAR 405
bamat
ve permcthrin'den
iyi sonuç alındığını;
Wing ve ark. (20) da
ivermcetin
kullanarak
bütün
acarları
elimine
ettiklerini
bildirmek-tedirler.
Biz de fare n~ratlarda
'lo
2 lik neguvon
ve gene
farderde
250 ppm. Amitraz
solusyonu kullandık
ve ilk banyodan
sonra acar'
ların giderileliğini gürdük.
Bu sonuç literatür
bilgi ile
karşılaştırıldı-ğında acar'ların
çeşi tli akarisitlere
karşı
duyarlı
oldukları
anlaşıl-maktadır.
Kanımızca
laboratuvarda
yetiştirilen
fare ve ratların
Neguvon,
arnitraz
veya diğer araştırıcıların
(2,4,
i3,
i8,20) da başarılı sonuçlar
aldıkları
ilaçlardan
biri ile zaman
zaman
ilaçlanması,
deneysel
ça-lışmalardan
elde edilecek
sonuçları
olumlu
yönde
etkileyecektir.
Kaynaklar
ı.
Baker, E.W., Evans, T.M., Gould, D.J., Hull, W.B. and Keegan, H.L. (1956):A I/lııııııal of/lam,ilic ıııile oj"ıııedical or uOlzvmic illl/Jorlance. A Teenieal Pııblİcation of ıhe National Pest Control Assoc. Ine. New York. Jl iiO.
:.1.
Bean-Knudsen, D.E., Wagner, J.E. and Hall, R.D. (19IlG). Evalııaıioıı of Ihe conlrolof !I~)'obiıı IIIIISClılii1ife.<laliOlls011lııborıılory mice wiıh permeıhriıı. Lab. Anİm. Sci., 36 (3):
26!3-2iO.
3. Cook, R. (19:i3). !Ilıırine mange: The (onlrol qj" .'vf)'ocoples mıısclılilıUS and J'v{yobio mıısculi iııj"cslalioııs. Brİt. Vel.
.I.,
109: 113-IIG.4. Csıza, C.K. and McMartin, D.N. (19i6). Teclmical noles apparenl aeandol dermaıilis iıı o C :iii/LIG .V)'aıııoııse coIOl~J"Lab. Ani. Seİ., 2G, :" i81-i8i.
:ı. Ewing, H.E. (1938) .. Yorıh Ameriraıı mileqf ıhe sııhjıımily .'vIyobiiııae, newfamily ( ılraclıııidıı).
Proc. Ent. Sac. \\'ash., 40 (i): 180-195.
6. Flynn, R.J. (1973). PaJllsiles
rif
laboTlltory al/imols. The Iowa Staıe University Pressf Ames. 381 pp.7. Friedman, S. and Weisbroth, S.H., (1977). The l'arasiıic ecology of Ihe roden/ miıe, l\~yobia mııscıdi. IV. Life C)'cle. Lab. Anim. Sci., 27 (I): 34-37.
8. Gambles, R.l\I. (19:i2): J\'{yo(;o/Jıesmııseıılinııs (Koclı) and Myobia ml/scıı/i (Schrank), Tu'o slıecies of mile commoııly parasiliııg ıhe labor%~y moııse. Brit. Vel. J., 108: 194-203. 9. GriCCiths, H.J. (1971). Some common parasites of smail lahora/ory aııimals. Lab. Anİm.,
5: 123-135.
10. Hiepe, T. und Ribbeck, R. (1982). Veleriııiirmedi:.iııische AracJıııo-Eıı/omologie. Gustav Fisclıer Verlag Stuııgard. 433 pp.
II. Jameson. E.W. (1955). A Sll/Ilmal)' of the le geııeıa of M)'obiidae (Acarina)
J.
Parasİt., 41: 40i-4IG.406 ŞÜKRAN DiNÇER
12. Krantz, G.W. (1971). A m/ml/al of acarology., Published by O.U. Book Stores. INC.
Corvallis. Oregon Litho, U.S.A. 335 pp.
13, Needham, J.R. (1976). The coıılrol of mmıge mile (Myocoples mıısculirıııs mıd ,Wyobia rııııuuli) irı a converılioııııl moııse coloııy. J. lnsl. Anim. Teclıniciaııs, 29 (1):
ı-ı.=..
14-. Owen, D. (1976). Same paranıes and oıher orgmıisms of wild roderıls irı Ihe viciııi!)' of mı SPF['rıiı. Lab. Anim., 10: 271-278.
15. Ramsay, G.W. (1977). Arlhropods associaıede wiı/ı ıhe Pol)'/ltsiml ral arı ıhe Tokeloıı Islmıds.
New Zeland J. Zool., 4: 393-394.
Hi, Ramsay, G.W. and Paterson, S.E. (1977). Mile (Acari) .frOTll mılııs speries011 Rao'tl
lslarıd. New Zelaııd . J. Zool., 4: 389-392.
17, Smith, W.W. (1955). Tlıe abııııdanet and dislribıılio" 0/ ılıe ecıoparasiles of ılıe lımıse moııse Missisipi. J. Parasil., 4 i (1): 58-62.
IS. Weisbroth, S.H., Friedman, S. and Scher, S. (1976). The parasilic f£ology 0/
ıhe radenı Illiıe, .Myobia mııscııli. III. 1.esimls iıı cerlııin Iıosl slmiııs. Lab. Ani. Sci., 26 (5): 275-73:i.
19. Wharton, G.W. (1960). Hosı-parasiıe relaıioııslıips btlweeıı MJ'obia nıııscııli Schrmı!:, 1781 and Ml/s mliserıirısLimweus, 17:i8. Libro Homenaje Dr. Eduardo Cabc11ero y Cabellcro. Jubileo 1930-1960 Instituto Poliıeenico Nacional, ~1cxico, 571-575.
20. Wing, S.R., Courtney, C.H. and Young, M.D. (1985). F-fftcl olivermecıin on mıırine mi/es. JAVMA., 187 (ll): 1191-1192.