• Sonuç bulunamadı

Başlık: Sempozyum değerlendirmesi : Dışa Açılım Aracı Olarak Çeviriye Kuramsal ve Uygulamalı Yaklaşımlar: Türk Kültürünün Çeviri Yoluyla Temsili Sempozyumu Yazar(lar):ÇORUK, F. Jale GülCilt: 7 Sayı: 1 Sayfa: 229-235 DOI: 10.1501/sbeder_0000000119 Yayın Ta

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: Sempozyum değerlendirmesi : Dışa Açılım Aracı Olarak Çeviriye Kuramsal ve Uygulamalı Yaklaşımlar: Türk Kültürünün Çeviri Yoluyla Temsili Sempozyumu Yazar(lar):ÇORUK, F. Jale GülCilt: 7 Sayı: 1 Sayfa: 229-235 DOI: 10.1501/sbeder_0000000119 Yayın Ta"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

229

Sempozyum Değerlendirmesi

“Dışa Açılım Aracı Olarak Çeviriye Kuramsal Ve Uygulamalı Yaklaşımlar: Türk Kültürünün Çeviri Yoluyla Temsili/ Extranslation in Theory and Practice Representation of Turkish Culture Through Translation” Sempozyumu Hakkında

*Arş. Gör. F. Jale Gül ÇORUK

Bir kültüre ait eserlerin çevirisinin, o kültüre ait imge/imgelerin oluşturulmasında, değer yargılarının yayılmasında dolayısıyla da bir kültürün başka bir kültüre ihracı noktasında oldukça önemli bir yere sahip olduğu dikkate alındığında yapılan eser tercihlerini etkileyen unsurların neler olduğu, kültürel ögelerin nasıl aktarıldığı, aktarım aşamasında çevirmenin olumlu/olumsuz yönlerinin neler olduğu, yapılan çevirilerin ne gibi işlevler üstlendiği, Türk kimliğinin temsilinin tek tipli mi/çok tipli mi olduğu, ulusal kurum ve kuruluşların çeviriye yaklaşımlarının nasıl olduğu vb. sorularla yola çıkan Hacettepe Üniversitesi Mütercim ve Tercümanlık Bölümü’nün “Dışa Açılım Aracı Olarak Çeviriye Kuramsal ve Uygulamalı Yaklaşımlar: Türk Kültürünün Çeviri Yoluyla Temsili” (15-16 Ekim 2015) genel başlığı altında, Hacettepe Üniversitesi Beytepe Yerleşkesi’nde (Mehmet Akif Ersoy Salonu ve K Salonu) düzenlediği sempozyuma ait gözlem ve yorumlarımız şu şekildedir:

Sempozyumun açılış konuşmacılarından Prof. Dr. Ayfer Altay çevirinin artık “yumuşak bir güç” olmadığını vurgularken; Prof. Dr. Ali Çağlar ise çeviri yoluyla oluşan olumlu ve olumsuz imgelerin öneminden bahsetmiştir. Ayrıca bu konuşmalarda, geçmişte sadece Türkçeye çeviriler yapılırken günümüzde özellikle TEDA, TEÇCA gibi çeviri

(2)

230

atölyeleri aracılığıyla Türkçe eserlerin başka dillere çevrilmeye başlandığına ve bunun önemine de dikkat çekilmiştir.

Sempozyumun üç davetli konuşmacısından biri olan Luc Van Doorslaer, “Is there

such a thing as Turkish Translation Studies?” [konuşma başlığı kendisinin de ifadesiyle

oldukça kışkırtıcıdır] başlıklı konuşmasında, betimleyici çeviribilim çalışmalarını, çeviribilim geleneklerini sorgulayan bir başlangıcın ardından çeviri çalışmalarında coğrafi konumun da önemine değinmiş, Eurocentrism, Americentrism, Asiacentrism gibi kavramlardan bahsetmiştir. Çeviride, Türkçenin diğer diller karşısında aldığı pozisyonun nasıl olduğunu düşündürürken ve Türkçe çeviri çalışmalarının karakteristiğinin ortaya çıkarılmasının gerekliliğine vurgu yaparken artık çeviri çalışmalarında alanlaşma olduğunu, hiç kimsenin “çeviribilim uzmanı” olarak anılamayacağını, bunun sadece alanda ilk çalışan insanlar için geçerli olabileceğini dile getirmiştir.

Sempozyumun bir diğer davetli konuşmacısı olan Prof. Dr. Suavi Aydın ise ikinci oturumu “Türk Kimliği: Özcülük ve İnşacılık Arasında Bir İkilem Örneği” başlıklı konuşmasıyla açmıştır. Suavi Aydın, Türk kimliği denilince ulusal bir kimliğin akla geldiğini ifade ederken aslında bunun kolektif bir yapı olduğunu ancak ulusların kendilerini inşa süreçlerinde çeşitli yollarla kimliklerine dair süreklilik ve tarihsellik kazanmaya çalıştıklarını vurgulamıştır. Bu bağlamda coğrafi, dilsel, kültürel vb. odaklı ulus tanımlarının çeşitliliğini dile getirmiştir. Uluslaşma süreçlerinde, baskın kimlik tarafından diğer etnik grupların yok sayılma ya da kendine benzetme politikasına maruz kaldığını ifade ederken özellikle Sultan Abdülhamit’ten itibaren kimlik kavramının önemsendiğini vurgulamıştır. Suavi Aydın’a göre kimlik, görecelidir, duyumsaldır ve durumsaldır. Buna göre de Türklük, etnik bir kimilik değildir, Türklük sadece bir devlet kimliğidir.

(3)

231

Prof. Dr. Füsun Ataseven, Yrd. Doç. Dr. Lale Arslan Özcan ve Dr. Pınar Güzelyürek Çelik tarafından bir projeye dayalı olarak oluşturulan “Toplumsal Kimlik İmgesi Oluşumunda Edebiyatın Rolü” adlı bildiride öncelik uzmanlık alanları olan

Türkçeden Fransızcaya çevrilmiş eserlerdeki kadın kahramanlar aracılığıyla oluşan Türk kadını imgesinin ne olduğu örnek eserler bağlamında irdelenmiştir. Çevrilecek eserlerin seçiminde bir ‘rastgelellik’ olmadığı, bu durumun çevirinin bir kültür planlama aracı olarak görülebileceğini kanıtladığı sonucuna varan proje grubu, inceledikleri eserlerde sunulan kadın imgesinin tam bir mozaik olarak görüldüğünü ifade etmiştir.

Okt. Yasemin Tanbi, “Türk Edebiyatının Fransa ile Buluşması/Fransa’da Türk Edebiyatının Yolculuğu” başlıklı bildirisinde Türk edebiyatının çok eski tarihlere

dayanmasına rağmen, Cumhuriyet’le birlikte gelen dil devrimi ve buna bağlı hızlanan Batılılaşma kapsamında çeviri faaliyetlerinin artmasına ve önemine dikkati çekmiştir. Fransızcaya çevrilen eserlerde, Türk kültürünün ne derece tanıtıldığına, belli yazarların belli metin türlerinin çevirisinde ön plana çıktığına dikkatleri çekerken özellikle çevirmen olarak Yiğit Bener üzerinde yoğunlaşmıştır. Yiğit Bener ile yaptığı söyleşiden çıkan kısa başlıklar

şu şekildedir: Yazar ve çevirmenin farklı rolleri vardır; Aynı kişinin hem çevirmen hem de

yazar olarak ele almasından kaynaklanan sorunlar bulunmaktadır (duygu aktarımı/yeniden yazım vs.); Yaşayan/Güncel dile hâkimiyet oranları çeviri sürecini etkilemektedir; çeviri ediminde yazar ve çevirmen disiplini önemlidir; Çevirmene ve yazara, üstlendikleri örtüşümlü ancak farklılaşan rolleri gereği saygı duyulmalıdır.

Arş. Gör. Umut Can Gökduman’ın “Kış Uykusu Filminde Türk İmgesi” başlıklı

sunumunda Nuri Bilge Ceylan’ın Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye ödülü alan Kış

Uykusu adlı filminde yansıtılan Türk imgesi, Fransızca altyazı bağlamında incelenmiştir.

(4)

232

çözümlemeleri yapılmaya çalışılmıştır. Buna göre varılan sonuçlar: Türk kültürünün altyazı çevirisi aracılığıyla yayılması tespit edilmiştir; Başarılı Türk yönetmen ifadesine sıkça rastlanmaktadır; Kapadokya hakkında bir kanı oluşmuş ve bunun sektörel anlamda turizme katkıları saptanmıştır; Türkiye’nin mozaik kültürünün etkisiyle Türk temsilinde çeşitlilik yaşanmaktadır.

“Seyahatnameler Aracılığıyla Osmanlı- Türk Kültürünün Batıya Yansımaları/

Miss Julia Pardoe ve Eserleri” başlığıyla Prof. Dr. Sakine Eruz ve Arş. Gör. Tutku Öncü

tarafından ortak sunulan bildiride seyahatnameler aracılığıyla dolaysız olarak aktarılan kültür ögelerine dikkat çekilmiştir. İnsanların kişisel özelliklerinin analizinden başlayarak Türk dili,

Türk kültürü, Türk kadını hatta Ermeni, Rum imgesine uzanan ve bu bağlamda kimi Türk-

İngiliz karşılaştırmalarının yapıldığı bir seyahatname olduğuna dikkat çekilirken farklı bir kültürle buluşan yazarın, hem karşılaştırmalı hem de gerçekçi bir bakış açısıyla seyahatnamesini kaleme aldığı sonucuna varılmıştır.

Almanya’da İki Dilli Yayımlanan ‘Yunus ve Nasreddin’ Serisinin Hedef Kitlesi,

Kültür ve Okur Alımlaması Bağlamında İncelenmesi” başlıklı bildirisinde Doç. Dr. Necdet Neydim, öncelikle çocuk edebiyatının savunmasız bir yanının olduğunu, her kültürel

saldırıya açık bulunduğunu ve bunun çeviride daha belirgin olarak kendini gösterdiğini ifade etmiştir. Çocuk edebiyatında yer alan kültürel ögelerin çevrilebilmesi için farklı çeviri stratejilerinin gerektiğini dile getirmiştir ki bunun için iki yöntemden bahsetmiştir: Birincisi hedef metnin içine açıklamaların eklenmesi, ikincisi ise kaynak dilde diliçi çeviri yapılarak metnin söyleminin aktarılmasıdır. Çevirisi yapılan her çocuk edebiyatı metninin, çocuklar için pek de uygun olamayabileceği, bazı çevirilerde çevirmenin adının yok sayıldığı gibi verilerden yola çıkarak Türk kültürünün çeviri çocuk edebiyatı bağlamındaki Batıdaki temsilinin herhangi bir plan ve yönteme dayandırılmadığı sonucuna varmıştır.

(5)

233

Yrd. Doç. Dr. Nilüfer Alımen’in “Türk Kültürünün Çeviri Yoluyla Temsili: Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Çocuk ve Gençlik Hikâyeleri Seçkisi Üzerine Bir İnceleme” başlıklı bildirisi, edebi metinlerin çevirisinde bir kültürün nasıl temsil edileceğini

belirleyen kurum veya kuruluşlar arasında çevirmen, yayınevi ve editörün yanı sıra devlet kurumlarının da yer alabildiğini ifade ederken özellikle de söz konusu çeviri kendi kültürünün bir temsili olarak erek kültüre sunulacağı zaman devlet kurumlarının çeviri süreci üzerinde daha çok söz sahibi olabileceğine dikkat çekmiştir. Kültür Bakanlığı’nın seçkisinde yer alan eserlerden öncül norm ve süreç öncesi çeviri normları bağlamında erek veya kaynak kültüre yakınlık, hangi yazarların ve metin türlerinin seçildiği, kaynak metinlerin yayımlandığı dönem, çeviri politikası ve çevirinin doğrudanlığı tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu noktada Kültür Bakanlığı’nın bu seçkisinin herhangi bir kuramsal temele dayandırılmadığı, herhangi bir çeviri politikasının da güdülmediği sonucuna varılmıştır.

Kültür Aktarımında Çevirinin Oynadığı Rol” başlıklı bildirisinde Prof. Dr. Musa

Yaşar Sağlam, kültür aktarımında çevirinin rolü üzerinde dururken özellikle TEDA Projesi

tanıtılmış ve söz konusu proje bağlamında Almancaya yapılan çeviriler ele alınmıştır. Diğer çeviri atölyelerinden ve Tarabya Çeviri Ödülleri’nden de bahsedilmiştir. Bu bildirideki en önemli unsurlardan biri, çevirmenin kaynak dili anlatabilmek adına yeni kavramlar ve kelimeler üretebildiğinin örneklenmesi olmuştur. (Adımız çıkmış yetmişe-seksene

Ormançocuğu; inmez Ramazan’a biliyorsun= Ist der Ruf erst ruiniert, hat sichs ausramazanisiert, weisste, Waldschrat? örneğinde olduğu gibi.)

Sempozyumun ikinci gün oturumları son davetli konuşmacı Johan Vandewalle’nın

Translating from Turkish into Turkish: the Case of Namık Kemal’s İntibah” ile başlamıştır. Eserin Osmanlı Türkçesinden Modern Türkçe aktarımında yaşanan çeviri sorunlarına değinmiştir. Bu nokta incelenen aktarımlar arasında zaman boşluğuna bağlı

(6)

234

olarak önemli farklılıklar olduğu görülmüş, çevirmenin çeviri üzerindeki etkisi ise açık bir şekilde gösterilmiştir. Fazıl Yenisey’in 1969 aktarımı temel alınarak farklı aktarımlar karşılaştırmalı olarak incelenmiştir.

Prof. Dr. Şehnaz Tahir Gürçağlar ve Yrd. Doç. Dr. Arzu Akbatur tarafından

hazırlanan “Türk Edebiyatının İngilizceye Çevirisinde Öncü Bir Atölye: Türk Edebiyatı

Çevirmenleri Cunda Atölyesi (TEÇCA)” başlıklı bildiride 2006 yılından beri

düzenlenmekte olan atölyeye ait çalışmaların, uygulanan yöntemlerin neler olduğundan bahsedilmiştir. Geçen on yıllık süreçte yapılan katkılar ile yapılan yayınların tanıtımı yapılmıştır.

“Türk Edebiyatı Bu (Mu) dur. Türkiye ile Rusya Arasında Bir Kültür Köprüsü

Olarak TEDA Çevirileri” başlığıyla Nilüfer Denissova ve Banu Gümüştüs tarafından

hazırlanan bildiride, TEDA çevirilerinden ağırlıklı olarak Lehçe, İtalyanca ve Rusça üzerinde durulmuştur. Rusçaya yapılan çevirilerde daha çok çağdaş Türk romancılarının esrelerine yer verildiği tespit edilirken, üç ülke için yapılan seçkide büyük farklılıklar olduğu, çekirdek bir listenin oluşturulmadığı tepsinin yanı sıra kapak tasarımlarının yani çevirinin yan metinlerinin de alıcı kültürün kontrolüne bırakıldığı sonucuna varılmıştır.

Prof. Dr. İlhami Sığırcı tarafından sunulan “Çeviride Türk İmgesinin Metin Dışı Öğelerden Hareketle Göstergebilimsel Açıdan İncelenmesi” başlıklı bildiride

göstergebilim temelli bir imge analizi yapılmıştır. Ağırlıklı olarak da kitap kapaklarının sunumu üzerinde durulmuştur. Sonuç olarak, Türkiye’nin tanıtımına katkı sağlayan çevirilerde kitap kapaklarında sunulan Türk/Türkiye imgesinin geri kalmışlıkla özdeşleştirilecek bir görünüm sergilediği; yazar, roman isimlerinde evrensel isimler kullansa bile bir kitap kapağında tamamen yerele ait görsellerin yer aldığı tespit edilmiştir.

(7)

235

Prof. Dr. Alev Bulut’un “Haber Çevirisinde Bağlamlaştırma: Papa Francis’in Türkiye Ziyareti” başlıklı bildirisinde haber metinleri üzerinde söylem çözümlemesine

gidilmiş, yaratılan ya da yaratılmak istenen duygu durumlarının haber metinleri aracılığıyla manipüle edilebileceği örneklerle ifade edilmiştir.

Sempozyumun sonunda gerçekleştirilen yuvarlak masa toplantısında Yrd. Doç. Dr.

Arzu Akbatur, Prof. Dr. Musa Yaşar Sağlam genel değerlendirmelerde bulunurken Elif

Şafak çevirmeni olarak tanınan Profesyonel Çevirmen Kadir Yiğit Us ile Aşk romanının çeviri süreci hakkında çevirmenin, çeviriye etkisi; çevir-yazar ilişkisi; kültürel farklılıkların sunumu vb. başlıklar altında toplanabilecek bir söyleşi gerçekleştirilmiştir.

Referanslar

Benzer Belgeler

İnsanların ve toplumların kimliklerini, ait oldukları kültürel sistem belirler. Bu sosyal gerçek, sosyal bilimcilerce ulaşılan bir genellemedir. Toplumsal grupların

Die wichtigsten Beobachtungsdaten, auf die sich diese Überlegungen heute noch besser als vor 30 Jahren stützen können, sind folgende: Erol hat (1956) in seiner geomorphologischen

Acemhüyük iskeletinin uzun kemiklerinden (humerus, radius, femur), Pearson7 4 formülü ile hesaplanan boy'u (Tablo. Kadınlar için kabuledilen orta boylu'lar kategorisine

ve iğfal ve düşmandan 'ahz-ı sâr ve intikam olunmaksızın ve belki nice kere düşmanı görmeksizin beraberce firar ve külliyen terk-i nâmûs ve 'âr eyledi­ ğiniz ecilden

Resim, bizans sanat yaratıcılığının en kuvvetli ifadesi olarak kabul edile­ bilir. Yakından incelendiği zaman, kendisine genellikle atfedilen hareketsizlik ve

Fakat Haccâc ısrar edince, nihayet 85 tarihinde (704 M, s.) Hvârizm üzerine yürüdü. Hvârizmliler'in mağlûp edildikleri, Araplar'ın eline bol miktarda ganimet

Gelenek ötesi düzeyde olan kişi, vicdanın sesini duy- duğu için dinin öz değerlerini anlar, dini gerçek anlamıyla yaşadıkça, vicdanıriın sesini daha güçlü duyar.. Din

Analytic Hierarchy Process (AHP) technique has been conducted to prioritize of evaluation criteria, and multi-objective optimization on the basis of ratio analysis