• Sonuç bulunamadı

Leyla Erbil'in "Mektup Aşkları"nda 7 genç insanın arayışı:'Aşk! Nedir asıl sorun?'

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Leyla Erbil'in "Mektup Aşkları"nda 7 genç insanın arayışı:'Aşk! Nedir asıl sorun?'"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

I T - f û /İ L t

(0

9 H A Z İR A N 1988

KULTUR

W I N DÜNYASINDA SAN AT/EDEBİYAT

Leyla ErbiVin ((M ektup A şk la rın d a

7

genç insanın arayışı

‘Aşk! Nedir asıl sorıııı?*

M ektup A şk la rı /

Leyla Erbil / Can

Yayınları / 208 sayfa.

AHMET CEMAL

Bir avuç mektup var önümüzde. Altı kişi tarafından (Ahmet, Fer- hunde, Sacide, İhsan, Zeki ve Re­ ha) kaleme alman bu mektuplar hep aynı kişiye, Jale’ye yazılmış. Jale’ye kimileri dostlukla (Sacide, Ferhunde), kimileri aşkla (Ahmet ve İhsan), kimileri dostlukla/aşk- la (Reha), kimileri de hangi duy­ gunun hangisinin yerini aldığı belli olmayan, metafizik bir atmosfer­ le (Zeki) bağlıdır. Romanın son sayfalarına kadar Jale’yi okuyucu yalnızca ona yazılmış mektuplar­ dan tanır, yani bu altı ayrı insanın bakış açısından. Jale ise kendi se­ sini, ancak romanın sonunda, Sa- cide’ye yazdığı iki uzun mektupla duyurur.

Jale ile birlikte, toplam yedi genç insandır Mektup Aşkları’mn çer­ çevesini çizen. Ve görünüşte türlü tutkuları, aşkları, beklentileri, düş kırıklıkları ve acılarıyla bireysel düzlemde bir yaşantılar öbeğidir sergilenen. Ama dediğim gibi, yal­ nızca görünüşte. Çünkü gerçekte bu insanlara mektupları aracılığıy­ la ve bireysel olan’dan son derece başarılı bir yola çıkışla, geniş bir toplum panoraması anlattırılmış- tır. Yedi gencin en belirgin ortak yanları -çok geniş anlamda olmak üzere- bir yolunu bulamamışlık konumudur. Ama bu, ancak belli bir toplum«»! ortamda var olabi­ lecek bir konumdur; başka deyiş­ le, çıkışı olmayan bir toplumsal ko­

1 ,t'\ la I .fitil

MI K i l T

AŞKLARI

ar

VZ/Z<

Jale ile birlikte, toplam

yedi genç insandır

“Mektup Aşkları”mn

çerçevesini çizen. Ve

görünüşte türlü

tutkuları, aşkları,

beklentileri, düş

kırıklıkları ve

acılarıyla bireysel

düzlemde bir

yaşantılar öbeğidir

sergilenen. Ama

yalnızca görünüşte.

numda ya da -arka kapak yazısın­ daki deyişle- “tarihsiz, kültürsüz, zamansız ve örgütsüz bir ortamda, gerçek yaşamın dışına düşmüş bir biçimde" oluşmuş bir konumdur.

Romandaki yedi kişinin arayış­ ları, işte bu konumla sınırlanmış bir alanda akıp gider; alman so­ nuçlar da genellikle kısırdır, örne­ ğin, kaçışı/kurtuluşu küf kokulu bir nostaljide bulan Ferhunde’nin elinde, kendisini yine kendi güçle­ rine götürebilecek hiçbir anahtar yoktur. Bilinçten yoksun her nos­ taljinin kaçınılmaz yazgısı gibi, Ferhunde’nin elinden gelen, yalnız­ ca çevresine temelsiz eleştiriler yö­ neltm ek, eskinin şiirlerini “terennüm” etmektir. Onunla kar­ şılaştırıldığında, yazdığı mektup­ larda kendini kademe kademe bi- tiş’e hazırlayan Zeki’nin tutumu daha olumsuz, ama bu olumsuz­ luk içerisinde daha radikaldir; Ze­ ki, romanda hiç aramayışın simge­ sidir. Tümüyle umarsız saydığı or­

tamdan çıkışı ölümle arayacaktır. Belli bir toplumsal konumda insa­ nın insanlığını ayakta tutabilmesi için belli bir kahramanlık, çizgi- üstülük koşul kılınmışsa eğer, Ze­ ki çizgilerin üstüne sıçramasının herkesten beklenemeyeceğinin gös­ tergesidir.

Cinsel yaşamındaki gelişigüzel- liği kimseden saklamaya gerek duymayan Sacide, romanın ruhları evde kalmışlarınca en çok yerilen kişisidir. Yukanda ana çizgileri ve­ rilen ortamda kaldığı sürece çoğu kez kimle ne adına ilişki kurduğu­ nu kendisinin bile bilemeyişi, Sa- cide’nin en olumsuz yanını oluştu­ rur. Sonunda Londra’ya yerleşen Sacide’nin söylemi hızla değişecek, bu değişiklik, onun yaşamında bu kez her şeyi yerli yerine oturtma konumunu vurgulayacaktır. Ama bu konumda yine de açık kalmış noktalar vardır ve bu söylenme­ mişler, yazarın bir başka ülkeye yerleşmeyi mutlak kurtuluş reçetesi

diye sunmaktan haklı kaçınması­ nın belirtileridir.

Mektuplarında hep Jale’ye olan aşkından, onunla evlenip “mutlu bir yuva kurmaktan” söz eden Ah­ met, romanın en itici tipidir ve çifte nitelik sergiler; Bir yandan roman­ daki karakterlerden biridir, öte yandan da romanda sergilenen or­ tamın maddeleşmiş simgesidir. “Tarihsiz, kültürsüz, zamaı.sız ve örgütsüz” ortamın en yetkin tem­ silcisi olan Ahmet, böyle bir orta­ mın doğal göstergesi sayılabilecek her türlü sıradanlığı, ikili ahlakı, günlük yaşam içersindeki bütün yozlaşmaları kendi benliğinde top­ lamıştır. Romanın sonunda Jale­ nin onunla evlenmesi, bir anlam­ da Jale’nin ortamın suyuna gide­ rek -kendince- bir savaşım verme­ si anlamını taşır mı? Başka deyiş­ le Jale, ortamını sonuna kadar ta­ nıyabilmek için, kötülüğü bütü­ nüyle omuzlarına alma yolunu mu seçmiştir? Onca “ideal yuva” kur­ ma hayallerinin ardından Ahmet1 in Jale’yi düşünülebileek en adi bi­ çimde aldatması, o ortamda sev­ ginin göveremeyeceğinin en güçlü kanıtı olup çıkar. Ve Jale, şu satır­ ları yazar Sacide’ye: “AŞK! Nedir asıl sorun diye düşünüyorum... Asıl sorun tek başına ayakta du­ rabilmekte, yalnızlığı öğrenebil­ mekte mi? Asıl sorun sevgisiz ya­ şayabilmekte mi? Sevgisiz kalıp di­ renmeyi, sevgisiz kalıp gene de bo­ yun eğmemeyi, dilenmemeyi öğ­ renmekte mi? Asıl öğrenmemiz ge­ reken şey, sevgisiz bir yaşam düzeni mi?”

Leyla Erbil’in Mektup Aşkları, seçilen yöntemiyle, bütün kurgu­ suyla ve konusuyla gerçekten ba­ şarılı bir roman. Aynı zamanda da sanatçının içinde yaşadığı ortama her yanıyla tanıklığının son za­ manlardaki en yetkin örneği.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Bugün geliştirilme aşamasında olan bazı büyük birleşik kuramlar, stan- dart modelden farklı olarak baryon sayısının korunmadığını söylüyor.. Yani bu kuramlara

Le grand-duc Constantin avait rempli un rôle politique et militaire im­ portant sous les règnes de Nicolas et d’A­ lexandre II.. Il fit, peu de temps après, un

5-HIAA/5-HT ratio (Mean ± SEM) in three brain areas following ICV administration of κ-opioid agonist, antagonist or

4 there are shown results of measurements of angular distributions, differential cross sections of radiation capture of protons by 13C nuclei onto the ground state

İnsanlara kara kaşlı, kara gözlü, kara bıyıklı, kara sakallı deriz de, kara saçlı demeyiz, siyah saçlı deriz.. Ak sakallı dediğimiz, beyaz sakalh dedeğimiz-

Görsel tarih yazıyoruz aslmda biz çok daha mühim bir iş yapıyoruz.. Reklam fotoğrafçılığından çok

Çetin Emeç'in dostları, okuyucuları, meslektaşları, demokrasiye inanan binlerce kişi, dün Cağaloğlu'nda. caddeleri, sokakları doldurdu. Bu Çetin Emeç'e ve

Mars: Ayın başında gün batımından yaklaşık bir saat sonra doğacak gezegen tüm gece oldukça parlak bir şekilde gökyüzünde kalacak.. Ayın 29’unda neredeyse