GÖZLEıvı
UĞUR MUMCU
(Baştarafı 1. Sayfada)
çirmiş. Gazeteler ■Başbakanımızın geçirdiği bu tehlikeyi anın da resimlemişler ve resimaltına da yazmışlar:
Az daha düşüyordu.
Tabii düşecek, ilk seçimlerde sırtüstü düşecek. Sırtüstü mü olur, yüzükoyun mu olur, artık orasını bilemem. Ama düşecek.
Cuma namazları başbakanların deniz sefası yüzünden ge cikmeli olarak kılınabilir mi? Din adamlarına bu konuyu sor malı. Söz gelişi Diyanet İşleri Başkanımız bu konuyu aydınla tırsa çok iyi olur.
Belki bu konuda bir hadisi şerif de vardır.
Yakında namaz saatleri de sevgili Başbakanımız Özal’ın ge zilerine göre ayarlanabilir. En iyisi Sayın Özal’ın padişahlar gi bi “cuma selamlıklarına” çıkması.
Önce işadamlarının yatlarıyla deniz sefası, sonra da gecik meli cuma namazları. Daha önce de Süleymaniye Camisi'nde Nakşibendi mezarlarını ziyaret.
Ne diyelim. Allah kabul etsin.. Allah ne muradı varsa versin.. Allah başımızdan eksik etmesin.. Allah tuttuğunu altın etsin.
Sayın Özal cuma namazlarını gerektiğinde erteleyebilmesi için bir kararname de çıkarabilir. Kim engel olacak ki?
Süleymaniye Camisi’ni Nakşibendi tarikatı şeyhleri ve mü ritlerine açan kararname nasıl çıktıysa, hiç kuşkunuz olmasın böyle bir kararname de çıkar.
Böyle bir kararname çıkar; basında, cuma namazlarının baş bakanların katılımıyla, gerektiğinde 1-2 saat geç kılınmasının dinimize aykırı olmadığını savunan yazılar bile çıkar.
Böylesi olaylara o kadar alıştık ki, artık gecikmeli cuma na mazlarına da, cuma namazlarının gecikmeli kılınmasını öngö ren kararnamelere de kimse karşı çıkmaz.
Bazılarımız da bu kararnameleri “Atatürk ilke ve inkılaplarına" uygun bulduklarını da açıklarlar. Burası Türkiye.
özal Başbakanken cuma namazı saatlerini değiştiriyor. Bir de cumhurbaşkanı olunca kimbilir neler yapar? Ne bileyim ben... Örneğin cuma namazlarını, Çankaya Köşkü’nde Bakanlar Kurulu, ANAP Meclis Grubu ve “askeri ve mülki erkân” ile bir likte kılabilir.
Tabii bir de İran, Suudi Arabistan ve Pakistan gibi dost ve Müslüman devletlerin büyükelçileri de bu “ Çankaya namazlarına” katılabilirler.
Gerçekten böyle olaylar yaşanırsa, şaşırır mısınız? Ben hiç şaşırmam. Çünkü artık bu gibi olaylara şaşırmamaya çoktan alıştık.
Diyelim ki Özal cumhurbaşkanı oldu ve Çankaya Köşkü’nde “askeri ve mülki erkân” ile Bakanlar Kurulu’nun ve ANAP Meclis Grubu’nun katılacağı toplu namazlar kılındı.
Bu toplu namazları en çok şavunanlar arasında Marksist dö nekler de çıkar.. Ne derler örneğin.
Oooo laf çok... Derler ki:
— Türkiye’de bürokrasi öteden beri laikliği ve karma ekono miyi savunur. Bu yüzden halk ile aydınlar arasında kopukluk doğmuştur. Bu kopukluğu Özal önledi...
Dönek Marksistin yüzündeki deri, davul derisidir. Tokmak na sıl vurulursa ses de öyle çıkar.
Sabah işadamları yatlarında deniz sefası.. Öğlen yürütmeyi durdurma kararlı cuma namazı.
Ve iki gün önce de Süleymaniye Camisi’nde Nakşibendi me zarlığı ziyaretleri...
Dine saygı, Allaha saygı, Peygambere saygı, Kurana saygı... ANAP içinde dinine bağlı bir tek Allahın kulu çıkıp da “ bu ka darı da olmaz” demeyecek midir?
Demeyecektir. Ya da kapalı kapılar ardında mırıldanacaktır. Hele kendilerine “ liberal kanat” dedirtenler var ya, bu gibi ko nulara en çok onlar söylenecekler, ama Özal’ın emir kulluğu nu en çok bu kanat yapacaktır. Ondan ne şüphe...
Özal cuma namazına giderken az kalsın düşüyormuş. Cenabı hakkın bir uyarısı olmasın bu.
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi