• Sonuç bulunamadı

Abstre çok derin bir şey...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Abstre çok derin bir şey..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TT- 5 ^ g lT 6

anteara., anteara., aneara., anteara.. anS«a

Müşerref HEKİMOĞLU

Amman’da ünlü Türk ressamı Fahrüinisa Zeyd’i gördüm. Görme­ nin de ötesinde, her gün bir kaç sa­ atimi onunla geçirdim. Yüzyılımı­ zın başında doğmuş, iklyüzyılmcı yıla merdiven dayamış bir sanatçı­ mız. Ama hâlâ dimdik, ipekler, dan­ teller içinde müthiş şık, yüzü bo­ yalı gözleri sürmeli ve de bakışları çok güzel, yaşama sevinci ve sev­ giyle dolu. Başka türlüğü de bekle­ nemez. Halikamas Balıkçısı’m, Ali­ ye Berger’i, Füreya’yı, Nejat Dev- rim’i, Yeşerten Şakir Paşa ailesin­ den bir kadın o, renkli bir yaşamı var, vaktiyle Irak Kralı Naibi Emir

Zeyd ile evleniyor. Zeyd Atatürk

döneminde Ankara Büyükelçisi.

Fahrüinisa hanımı görünce yıldırım çarpmış giib aşık oluyor. Ama Fah- rülhisa hanım evli, acı tatlı serü­ venlerle duvarları aşıyor, evleniyor­

lar. O evliliğin öyküsü Berlin’de,

Londra’da, Bağdat’ta geçen yıllar çok renkli ama Fahrüinisa Zeyd’in

sanatsal kişiliği daha önemli hiç

kuşkusuz.

Şimdi Amman’da yaşıyor Fah- rülnisa Zeyd. Emir Zeyd orada gö­ mülü, oğlu Raad Zeyd Ürdün Sara- yın’da çalışıyor. Amman'ın en renk­

li evi onunt kapıda, duvarlarda, ta­ vanlarda altmış bir yıllık bir res­

sam konuşuyor. İstanbul’dan gö­

rüntüler, dev boyutlu portreler,

abstre panolar, sonra kemiklerle ya­ pılmış heykeller... Evin bir bölümü atölye, daha doğrusu bir okul Ür­

dünlü genç kızlar ve kadınlara re­

sim öğretiyor ünlü sanatçımız. Ki­

mi çok yetenekli, kısa sürede güzel bir yol almış kimi hâlâ arayış için­

de. Usta - çırak İlişkileri de çok gü­

zel. Genç kızların ve kadınların yaşamana bir başka renk, bir başka

boyut katıyor Fahrüinisa Zeyd. Yal­

nız resim değil yaşama sevgisini,

ooşkusunu da öğreniyorlar ondan..-;

Abstre Çok Derin

Bir Sey...

Başbaşa söyleşilerde ben de

çok şey öğrendim. Yakın tarihimiz yaprak yaprak açıldı gözümde, bir dönemi başka bir açıdan seyrettim.

Büyükada, Yeniköy, Beşiktaş’daki

atölye, resimler, sergiler aşklar,

felaketler dolu bir yaşam. Fahrül-

nisa Zeyd’in Paris'de Katya Gra-

noff’un galerisinde açtığı sergiyi

anımsadım. Katya Granoff Chagal ve Matisse gibi ustaları resim dün­

yasına tanıtan kadın. Fahrüinisa

Zeyd’den büyük bir hayranlıkla söz- etmişti bana.

Son yıllarda dev boyutlu port­ reler yapıyor Fahrüinisa Zeyd.

— Zeyd'imi kaybedince yalnız­ lığa düştüm. Geceleri konuşarak portresini yaptım. Uzun uzun ko­ nuşuyordum, portre onun için bü­ yük, diyor. Şimdi de duvarlara sığ­ mayan dev boyutlu portreler yapı­ yor...

O portreleri görünce şaşırıyor

insan. Aynı zamanda portre res­

samlığının güçlüğünü anlıyor. Bir kişinin özünü vermek, rüzgârını es­

tirmek İçin başka bir göz. başka

bir fırça gerekiyor. Paris’de ilk git­ tiği atölyede yaşadığı bir olayı an­ lattı bir gün. İki hocadan resim öğ­

reniyorlar. Bir sabah bir modele

bakarak çalışırken Mösyö Bisier

yaklaşıyor Fahrüinisa Devrim’e. (O zaman İzzet Melih Devrim ile evli).

— Bu ne, diyor öfkeyle. Genç Türk kadını modeli gös­ teriyor. Hoca yine tersleniyor;

— Ama kopye ediyorsun...-— Peki model niçin konuyor? Hocanın sözleri çok anlamlı.

— Bu gördüğün model bir

araç, içinde bir şarkın, bir masalın varsa onun aracılığıyle söyliyecek- sin...

Fahrüinisa Zeyd'in dev boyutlu

portrelerini seyrederken ne güzel

şarkılar ve masallar dinledim... Bir

günde abstre sanatı anlattı bana.

Yıllarca önce Ankara'da, Hitit Mü­ zesinde açtığı bir sergiyi anımsa­ dım. Bir gazeteci abstre resimle il­ gili düşüncesini sordu. Fahrüinisa Zeyd de yanardağ gibi kükredi öf­ keyle.

— Abstre sanattan böyle ayak­ üstü sözedilmez, dedi.

Bu kez de şöyle dedi.

— Abstre ve figüratifi ayırmı­ yorum ben. Figüratif insanın görü­ nüşü, yüzü, bacakları, abstre de ru­ hu. düşüncesi. Abstre çok derin bir şey. Belli bir birikim olmadan abst­ re yapamazsın, isim çirkin yanbz, sentez resim demek daha doğru.

Bu sözleri çok düşündüm son­ ra, hâlâ da düşünüyorum. Hayli

kapsamlı bir anlamı var. Yalnız

resim de mi, tüm sanatlarda, hatta yaşam biçiminde, insan ilişkilerin­ de, sevgide, dostlukta, ya da politi­ kada devlet yönetiminde belli bir resim çizmek için boya ve fırça yet­

miyor, belli bir birikim istiyor.

Yoksa özünü veremiyor, şarkını söyleyemiyorsun bir boyacı oluyor­ sun ancak.

Çevremizde de öyle değil mi. her dalda boyacılar çok, ama res­

samlar çok az...

Referanslar

Benzer Belgeler

She has given different courses on educational psychology, development and learning psychology, child psychology, develoment psychology, pathological psychology, parent

2009 yılında Yakın Doğu Üniversitesi Uygulamalı Klinik Psikoloji Yüksek Lisans eğitimi aldı, 2012 yılında öğrenimini tamamladı. 2011 yılında sekiz ay süreyle Lefkoşa

Between 1995 and 2006 she worked in private sector in various field (computer, electronic security) as a planning engineer in Ankara.. In 2007, she moved to theTurkish Republic

Later she was also awarded a scholarship for a short term program in George Washington University titled “Cypriot Women in Business Program” in 2000 and Mediation in Practice

Uzlaşim Uygulaması adlı eğitim programı ile uzlaşım hizmeti ve eğitimi vermek için gerekli eğitim programlarını 2001 yılında tamamlad,ı bu tarihten itibaren çeşitli kurum

2004 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Felsefe Bölümü’nden, 2005 yılında ise çift anadal yaptığı ODTÜ Sosyoloji Bölümü’nden lisans derecelerini aldı.. Aynı

2005 yılında Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Öğretmenliği Bölümü’nde lisans, 2011 yılında aynı üniversitenin Ortaöğretim Fen ve Matematik Alanları Eğitimi

Aşağıdaki cümlelerde doğru olanlar için “D”yi, yanlış olanlar için “Y”yi boyayalım.. Noktalı yerleri uygun