fr
7 7
<
{ j T
û
v - t . S
'
s
3
<
4
, nw
Neveser Aksoy. tuval üzerine 61 x 100 cm. (1996)T
ürk
Konut
M im arisinin
kültür
tanıklan
olan
Pencereleri
konu
alan
kir
ressam
Paris'te
Bir Sanat Elçimiz
NEVESER flHSOV
Prof. Dr.
Y
üksel
BİNGÖL
ıCazı ÜmV. Grafik Ana Sanat Dalı Bşk.)
İzm ir'de doğan Neveser Aksoy. resim çalış malarına çok küçük yaşta başlamış, 1962-65 yılları arasında Zeki Faik İzer'den, 1965-70 yıl ları arasında; Cevat Dereli'den özel dersler al m ış, İstanbul Atatürk Kız Lisesini bitirdiği 1970 yılında, "Üstün Yetenekli Çocuklar Yasası” uya rınca Paris'e gönderilmiş. Paris-Ecole Nationa le Supérieure des Beaux-Arts (Paris Güzel Sa natlar Ulusal Yüksek Okulu)nda öğrenim gören Neveser Aksoy henüz 19 yaşındayken bu okul dan mezun olmuş, 1973 yılında Türkiye'ye dö nerek İstanbul-Devlet Tatbiki Sanatlar Yüksek Okulu (Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi) Resim Bölümünde öğrenime başla mış ve 1975 yılında mezun olmuştur.
Neveser Aksoy, 1979'da tekrar Parise dön müş ve Sorbonne Üniversitesinde Yüksek Li sans öğrenimini görerek, Türkiye'de unutul muş olan "Türk Halk Sanatında Camalti Resim leri” konulu master tezini hazırlam ış, 1990'da
aynı Üniversitede, Prof. Dr. Rene Passeron’un yanında yazdığı “Pencere-Tablo” konulu tezi ile plastik sanatlar alanında doktorasını verm iştir. Neveser Aksoy, halen yaşamını ve çalışmalarını Paris'te sürdürmektedir.
İlk kişisel sergisini 1974’de Paris'te açan sanatçı, bugüne kadar otuzun üzerinde sergi açm ıştır. Bu sergilerin yirm isini Fransa'da; Pa ris, Caen, Lyon, Metz kentlerinde, diğerlerini de Hollanda, İsviçre, Cenevre, Lüksenburg'da ve Japonya'nın Tokyo, Osaka, Hiroşima, Sap- pora, Obihira, Kushiro, Niigata kentlerinde aç m ıştır.
Sanatçı, yetmiş ülkeden ikiyüz sanatçının katıldığı Café'de la Paix (Barış ve Dostluk Kulü bünün sanat etkinliklerine davet edilmiş, bu etkinliğin afişi olarak Neveser Aksoy'un resmi seçilm iştir. Sanatçı. 1972'de de I. Frankofon Uluslararası Çağdaş Sanat Bienaline Türkiye
ye tarafından satın alınm ıştır. Fransız sanatçı larla sürekli sergiler açan Neveser Aksoy. 1978'de de Chicago Sanat Fuarına katılm ıştır.
Neveser Aksoy. 1961 ve 1962'de Doğan Kardeş Resim Yarışm ası ödülleri. 1972’de Fransız Sanatçıları Salonu Onur Ödülü ve 1973'de Paris'de Marie Bahirtseff ödülü olmak üzere birçok uluslararası ödülün de sahibidir. Fransız Yönetmen Jean Michel Boussaguet ha zırladığı “Ben İstanbul" belgeselinde de onun resim leri konu olmuştur.
Neveser Aksoy'un, Ankara ve İzm ir Devlet Resim Heykel Müzeleri başta olmak üzere. Da ubigny Müzesinde. Paris Belediye Koleksiyo nunda. Sanart Artoteği'nde. iş Bankası.Vakıf Bank. Emlak Bankası. T ü rk Büyükelçilikleri ve birçok özel koleksiyonlarda eserleri bulunmak tadır.
Resim: 2 Neveser Aksoy. -Assamblaj" (1992)
Neveser Aksoy, yurtiçinde ve yu rt dışında açtığı sergilerle uluslararası sanat çevrelerinde kendine haklı bir yer edinmeyi başarmış, T ü rki ye’nin bir sanat elçisidir.
Sanatı:
Pencere, yapı öğesi olarak bir evin mimari karakterini verdiği kadar, dış çevresiyle iletişim kuran gözdür. O hem içeriye, hem dışarıya açı lır. Kapalı bir mekanı dışa, dış mekanı içeriye bağlar. Pencere o evde oturanların kültürünü dışa yansıtan geçmişin, yaşanmışın, gizemin ta nıklarıdır.
Neveser Aksoy’da. Ege Bölgesinde yok ol maya başlayan geleneksel Türk konut m im ari sinin kültür tanıkları olan "pencereleri" resim lerine konu edinm iştir. Önce Bodrum evlerinin beyaz duvarlarında maviye boyanmış söveleri. el emeği göz nuru dantelli pencerelerinden et kilenen sanatçı, daha sonra zaman ve mekan içinde geçmişin izlerini aram ıştır. Bu unutulma ya yüz tutmuş, zamana ve teknolojiye direnen, duvarları pembe, mavi, yeşil, sarı boyalı, yırtık , soluk gazino afişleri ve grafitleriyle bulunduk ları sokağın kültür aynaları olan evler ve onla rın tuğla, tel. sunta ve kumaşla kaplatılmış pen cereleri Neveser Aksoy'u derinden etkilem iştir. Geçmişin izleri olan bu pecereleri resim le rinde nostaljik bir duygu ile kompoze eden sa natçı. daha sonra bu pencereleri günümüz es tetik değerleriyle sanat objesi “Pencere Tablo” adıyla bir kültürün, bir yaşanmışlığın somut ta nıkları olarak izleyiciyle sunmaktadır.
Resimler:
Res: 2, Assamblaj. 1992
Bu çalışma yarısına kadar ahşap payanda ve çıtalarla kapatılan pencere dolayısız bir sanat objesi olarak sunulmaktadır.Pencerenin solun da kurutulmuş kırm ızı biberler aşağıya doğru sarkm aktadır. Yarısı açık olan pencereden ince bir tül içerden dışarı çıkan hava ile savrulm ak tadır. Maviye boyanmış pencere sövelerinin bo yaları yer yer dökülmüş, alttan ahşabın sıcak tonları görülmektedir. Anadolu’da eski bir so kakta görebileceğimiz sıradan bu pencereyle ne anlatılmak istenm ektidir.
Resim: 3
Neveser Aksoy. "Pencerede Otoportre’ 61 x 5 0 cm. (1993)
(T. İş Bankası Koleksiyonu)
Bu pencere ne bir saray, ne de modern bir konutun penceresidir. Bu pencere Ege yöresin de küçük bir kasabada görebileceğimiz, sıradan otantik bir penceredir. O, ne bir uslübu ne de bir ihtişam sergiler. 0 . kaybolmaya, yokolmaya direnen bir kültürün tanığıdır.
Bir zam anlar, coşkuyla, yaşam sevinciyle yapılmış beyaz cephede, maviyle boyanmış sö- veleri ile, yaşama coşkusunu yansıtan bir pen-' çeredir. Şimdi o dökülmüş boyaları, yarısı ka patılmış haliyle zamana, değişime direnişin bel geselidir. İnce bir tülün hafifçe dışarıya savrul ması bu direnişin, bu haykırışın en içten gelen duygularla dışa vurulm asıdır. Bağırmak, hay kırm ak isteyen bir ses kendini aşamamaktadır. Çerçevenin dışına çıkmayan sınırlı kendi içine bir haykırış. Bu haykırış, yandaki biberler gibi acı ve salkım salkım dır.
Neveser içten gelen bu haykırışı, yok olan bu kültürlerin, yok olan yaşantının ifadesini, hergün raslanan ve dikkati çekmeyen sıradan nesnelere yüklediği anlamlarla onları, çağımızın estetik anlayışı ile bir sanat objesi olarak izleyi ciye sunmayı başarm ıştır.
Res: 3 , Pencerede Otoportre
6 1 x5 0 , 1993 (İş Bankası Kolleksiyonu) Resimde, sağır bir duvarda, üzerinde ke
merleri olan, dörtgen bir pencere ve pencere nin açıldığı mekanda dışarıya bakarak, sehbası önünde elinde paleti, pencere resmi yapan sa natçının kendi portresi görülmektedir. Bu pen cere kapalı mekana; sanatçının iç dünyasına açı lan bir penceredir. Pencerenin solunda toplan mış bir tül dışarıya doğru savrulm aktadır. Bu resimde sanatçının portresi, tülün ankasına bağdaş kurmuş omuzlarında kırm ızı şalı, mavi giysiler içinde, sağ elinde fırçası, sol elinde pa leti, dışarıya, izleyiciye bakarak tuvali üzerine dış pencerenin benzerini resimlerken görül mektedir.
Sanatçı, dışarıya savrulan tülle iç dünyasını izleyiciye açmaktadır. Sağır bir mekana açılan pencereden görülen iç mekan sanatçının iç dün yasıdır. Sanatçı görünmeyen bilinmeyen iç dün yasının derinliklerini izleyiciye göstermek iste mektedir. Dışarıya savrulan tül, onun izleyiciy le duygusal iletişimini sağlayan bir araçtır. Ko yu bir mekanda sehba üzerindeki tuvale çizil miş ikinci bir pencere konturu, bir başka bilin meyene açılmak istenen penceredir. Tuvaldeki konturları çizilmiş pencerenin içi boştur. Kendi açtığı pencerenin arkasında izleyiciye bakan
sa-Resim: 5 Neveser Aksoy, Tuval üzerine akrilik 3 8 x 4 6 cm. (1996)
Resim: 6 Neveser Aksoy.
Tuval üzerine karışık teknik 80 x 100 cm.
(1996)
natçı, izleyiciye "Sen de iç dün yanı aç! Benim le duygularını paylaş" diyebi len etkili bir kom po zisyon oluşturmuştur.
Res: 4 , Pencere Objeler
Prizm atik kalıplar içinde tasarlanmış geçmi şin izlerini taşıyan üç pencere - obje kompoze edilm iştir. Soldaki obje, boyaları dökülmüş pul, pul mavi, kırm ızı bir zeminde söveleri açık renkle konturlanmış karanlık bir mekana açılan pencere, alttan iki sıra taşla, üstten çapraz pa yandalarla kapatılm ıştır. Bu pencere obje geç m işi. yaşanmışlığı karanlığa kapatılmışlığı sim geler. Ortadaki obje, mavi kırmızı zeminden dışta kırm ızı, içte sarı ile konturlanmış söveleri ile, içi doldurulmuş bir mekana açılan pen ceredir. Bu pencerede alttan iki yatay, üstten çapraz iki payanda ile kapatılmışbr. Bu pen cere. geçmiş kültürün suskunluğunu, tutsak lığını simgeler. Sağdaki pencere kobalt mavisi bir zeminden, söveleri açık mavi ile konturlaş- mış karanlık bir mekana açılır. Karanlık bir mekandan, tüller bir hayalet gibi dışa doğru savrulm aktadır. Bu sessiz bir haykırışı sim geler.
Bu pencerelerde, hiçbir yaşam izi; ne bir in san, ne bir kedi, ne de bir çiçek vardır. Onlar zamanın derinliklerine gömülmüş, susturul
muş. unutulmuş bir kültür tanıklarıdır. Sağdaki pencereden savrulan tüller geçmişin gizemli, sır dolu yaşanmışlığının haykırışlarıdır. Onlar nes nel olmaktan sıyrılm ış kendileri özne olmuştur. Sanatçı yanyana sıraladığı bu pencere objelerle izleyiciyi zaman ve mekan içinde yolculuğa çıkarır. Koyu bir mekanda dışa savrilan tüllerle izleyicide merak ve endişe uyandırarak onları terkedilmiş kültürlerin arayışına sürükler.
Neveser Aksoy daha sonraki çalışmalarında, (Res; 5, 6 , 7 ) geçmişin izlerini sürm üştür. Kapatılmış sağır, kör pencereler, modern, büyük camlı pencerelerle karşıkarşıya getiril m iştir. Eskinin izlerini taşıyan pencereler bel leğin derinliklerinde çoğalm aktadır. Onlar soğuk, duygusuz, modern pencereler karşısın da direnen sıcak renk lekeleri ile varlığını sür dürm ektedir...
Neveser Aksoy Paris'te...
Bu eski ve yeni çatışması, aslında sanatçının iç dünyasını, duygularını açığa vuran; doğduğu, büyüdüğü Ege yöresine ve insanların sıcak lığına. Paris'ten duyduğu nostaljik özlemin ifadesidir.
haziran 1 9 9 7 * 2 6 Resim: 4
Neveser Aksoy. “Pencere Objeler”
Babaev
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi T a h a T o r o s Arşivi