• Sonuç bulunamadı

ESKi MISIR KRALİYET TANRISI PTAH

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "ESKi MISIR KRALİYET TANRISI PTAH"

Copied!
18
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TÜRK TARIH KURUMU

BELLETEN

Cilt: LVIII

A~ustos 1994

Say~: 222

ESKI MISIR KRALIYET TANRISI PTAH

Yrd. Doç. Dr. MÜRÜVVET KURHAN

Ba~lang~çta Libya çölünde, Hibis Vahas~'ndal hem M~s~rl~lar~n hem de Libyal~lar~n tapuklan bir tannyd~. Bunu, bu bölgede bulunan an~tlarda tanr~~ Ptah'~n genç kral~~ ~ekillendirirken resmedilmesinden_anlamaktapz. Tanr~~ Ptah Tinit devrinde, Yukar~~ M~s~ r'~n kral~~ Menes'in M.O. 3100'de Deha böl-gesini ele geçirip M~s~r'~n birli~ini ve I. Hanedan~~ kurmas~yla ve kendine ba~kent olarak Memfis ~ehrini seçmesiyle2 önem kazanmaya ba~lam~~t~r. Ptah ad~n~ n "~ekil veren, yapan" anlam~na gelece~i san~ lmaktad~r'. Tanr~~ Ptah Memfis'te tap~lan iki tannyla, yer tanr~s~~ Ta-tenen (yükselen toprak) ve Sakkara mezarl~klar tanr~s~, ölüler tanr~s~~ Sokarisle4, dahas~~ Oziris'le özde~-le~tirilmi~, böylece dünyevi ve uhrevi özellikleri olan bir tanr~~ konumuna ge-tirilmi~tir. Iki özelli~ini vurgulamak için tanr~~ Ptah, Oziris gibi vücudu mum-yalanm~~~ ve kefene sar~l~, ba~~~ tra~h bir insan gibi temsil edilmi~tir. Kefenden ç~kan iki elinde tuttu~u, üst k~sm~nda Anh (ya~am) i~areti, alt k~sm~nda ise Ced (denge ve ebediyet) dire~i olan ve tanr~n~n evrene hakimiyetini simge-leyen bir asa (Vas ya da Uas)5 ile resmedilmi~tir. Orta Imparatorluk devrin-den itibaren tannlara mahsus sakalla gösterilmi~tir6.

Firavun Menes, ülkenin birli~ini sa~lad~~~nda, eski kraliyet ~ehirlerin-den birini ba~kent olarak seçmek istememi~7, Memfis'i ba~kent olarak kur-

1 François Dattmas, La Civilisation de l'Egypte pharaonique, Paris, 1967, s. 299. 2 Barbara Watterson, The Gods of ancient Egypt, London, 1984, s. 161.

3 Christian Jacq, Pouvoir et sagessse selon L'Egypte ancienne, Paris, 1981, s. 212. 4 Guy et M.F. Rachet, Dictionnaire de la civilisation i.gyptienne, Paris, 1968, s. 212. 5 A. Eggebrecht, l'Egypte ancienne, Paris, 1988, s. 264269.

6 George Hart, A Dictionary of egyptian gods and goddesses, London, 1986, s. 173. 7 Alexandre Moret, Histoire ancienne, tome I., Paris, 1929, s. 185486.

(2)

MÜRÜVVET KURHAN

dugunda ~ehri "Ineb-Hec" (Beyaz Duvar) olarak adland~rm~~ur8. Tahmini-mizce Beyaz Duvar'la kraliyet malikanesi kastediliyordu. Bu nedenle Mezo-potamyahlar Merr~lis'i "kraliyet ~ehri" olarak adland~nlm~~lard~r. Ptah'~n ma-bedi ~ehrin güney duvar~nda bulundu~undan Ptah, "duvar~ n~n güneyinde

olan" biçiminde de adland~nld~g. Asl~nda, Menes, konumu bak~ m~ ndan

A~a~~~ ve Yukar~~ M~s~r'~n orta lusm~na rastlayan Memfis'i seçmekle, bir yerde, her iki bölge aras~nda siyasal denge sa~lamay~~ amaçlam~~ur. Çünkü Memfis "iki ülkenin dengede oldu~u yer" ya da "iki ülkenin dengesi"" olarak ad-land~nlm~~u, o halde, Kuzey ve Güney M~s~r'~n ayr~~ ayr~~ kraliyet tannlar~~

Ho-rus ve Seth'in bar~~~ içinde olduklar~~ yerdi. Bu nedenle Ptah, tek bir kraliyet alt~nda M~s~r birli~ini temsil eden tan~-~yd~~

Tinit devrinden (M.Ö. 3200-2780) itibaren ve Eski Imparatorluk dev-rinde (M.Ö. 2780-2280) firavunlar mezar ve pramitlerini Beyaz Duvar'~n ya-n~nda in~a ettinni~lerdir. VI. Hanedandan II. Pepi'nin piramidinin ad~~ Men-nefer (güzel mekan) olarak geçmekteydi". Büyük bir ihtimalle Memfis'in ad~~ buradan gelmektedir. Çünkü "Men-nefer" eski koptçada Menfe olarak geçiyordu ve daha sonralan Yunanl~lann Memfis biçiminde telaffuz etmele-riyle" ad~~ bu biçimde kald~. Menes'ten itibaren Memfis uzun süre impara-torlu~un ba~kenti olmaya devam etti. Siyasi, ekonomik, dini ve stratejik yön-den önemli bir merkezdi. Dahas~, ad~, tanr~~ Ta-tenen'in (Ptah) ambar~ ,

bü-yük taht, Ptah mabedindeki tannlan sevindiren idari ve dini merkez olarak geçiyordu'''.

Orta Imparatorluk devrinde (M.Ö. 2080-1785), her ne kadar kraliyet merkezi ilk önce Teb, sonra List ~ehri olmu~sa da Yeni Imparatorluk dev-

8 Barbara Watterson, a.g.e., s. 165. 9 A. Moret, a.g.e., tome I., s. 185-186. 1° A. Moret, a.g.e., tome I., s. 185-186.

11 Bir zamanlar tanr~lann yeryüzünde hakimiyet kurduklar~nda s~ras~ yla idareye gelen ~u, Jeb ve Oziris'ten sonra M~s~r krall~g~n~n ba~~na Horus'un mu yoksa Seth'in mi geçecegi En-nea tanr~lan aras~nda tart~~malara yolaçm~~ t~ . Sonuçta yer tanns~~ Jeb, Horus'a A~a~~~ M~s~r (kuzey) krall~gm~, Seth'e de Yukar~~ M~s~r (güney) krall~g~n~~ vermi~ti. Ancak, aralar~nda anla~-mazl~klar~n ortaya ç~kmas~~ nedeniyle, Jeb tüm M~s~r taht~na Horus'~~n geçmesi karar~n~~ alm~~t~. (Claire Lalouette, Textes profan~s de l' ancienne Egypte, Paris, 1987, s. 26) 'Bu karar, siyaçal aç~dan, M~s~r'~n bütünlü~ünün korunmas~~ demekti. I~te Menes'in Memfis merkez olmak üzere M~ s~r birli~ini kurmas~, tanr~lar aras~~ bu mücadelenin sona erdirilmesi demekti. O halde Ptah "duva-r~n~n güneyinde olan, sonsuz zaman~n senyörü Ta-tenen yüce ad~yla an~lan, onu (ülkeyi) birle~-tiren odur. Horus, odur. Beyaz duvar vilayetinde iki ülkeyi birle~tiren, A~a~~~ ve Yukar~~ M~s~r kral~~ olarak parlak Horus odur. (...) Art~k, iki ülkenin dengesi olan Ptah mabedinde birle~tikleri için (Horus ve Seth) karde~çe ya~ayacaklar ve gittikleri her yerde mücadelelerine son verecek-lerdir". (Firavun sabah.= papirf~sü, Claire Lalouette, a.g.e., s. 27).

12 Barbara Watterson, a.g.e., s. 165. 13 Barbara Watterson, a.g.e., s. 165.

14 Oziris'in de Memf~s sular~nda boguldugu ve Izisle Neftis'in onu orada bulduklar ~~ ve topra~~n üzerine yerle~tirdiklerinde "Oziris, sonsuzluk senyörf~nün (Ptah) yüceliginde, yollar~~ üzerinde, ufukta parlayan ad~mlar~ n~~ izleyerek saraya girdi ve tanr~lar ve y~llar~n senyörf~~ olan Ptah Ta-tenen ile birlikte oldu". Böylece Memfis'teki Ptah mabedi tüm tannlann benlikle-rini bulduklar~~ bir yer olarak gösterilmi~tir. I~te bu nedenle tanr~~ Ptah hem Hon~s'un yerini al-m~~, hem de Horus un babas~~ 011zirisle özde~le~mi~tir. (Claire Lalouette, a.g.e., s. 29).

(3)

ESKI MISIR KRALIYET TANRISI PTAH

rinde (M.O. 1580-1085) Memfis, M~s~r'~n do~usunda yap~lan sava~lar nede-niyle veliaht prensin askeri harekat komutan~~ olarak karargah~n~~ kurdu~u yerdi; yine bu devirde Memfis'teld Ptah mabedi "Het-ka-Ptah„ (Ptah'~n Ka'-s~n~n (ruhunun) ~atosu) olarak adland~nl~yordu. Babilliler ise M~s~r'~~ Hikup-tah biçiminde adland~nlm~~lard~r. Ptolomeler devrinde (M.45. 306-130), Yu-nanl~lar yukar~daki adlara dayanarak Aiguptos (M~s~r) ad~n~~ koymu~lard~. Memfis, Eski imparatorlu~un sonundan itibaren bir daha idari merkez ol-mamakla birlikte, tarih boyunca M~s~r'~n en ünlü ~ehirlerinden biri olmu~-tur. Zaten, genellikle, firavunlar Memfis'i A~a~~~ M~s~r'~n bölgesel merkezi olmas~~ nedeniyle kraliyet merkezi olarak görmeye devam etmi~lerdi. Ptah, kraliyeti gözeten ve koruyan tanr~~ olarak, firavunlann ihtimam gösterdikleri bir tannyd~. Baz~lar~n~n taç giyme törenleri de tanr~~ Ptah'tan dolay~~ Memfis-'te yap~l~yordu. Dahas~, baz~~ firavun ve vezirler, içinde Ptah bulunan adlar alm~~lard~r'. Amon Karnak tap~na~~nda tanr~~ Ptah'~n bir ~apeli bulunmak-tayd~. XVIII. Hanedandan III. Tutmozis bu ~apeli güzelle~tirerek tanr~ya ba~l~l~~~n~~ ifade etmi~tir.

Ba~lang~çtan itibaren, özellikle Eski Imparatorluk devrinde Heliopolis'te yükselmeye ba~lad~~~~ dönemlerde, Ptah din adamlar~, geli~drdikleri kuramlarla, tanr~~ Ptah'~~ Ba~lang~ç tanr~s~~ ve en büyük yarat~c~~ tanr~~ olarak göstermi~lerdir. Daha da ileri giderek Ptah'~n "tannlann babas~~ olarak" R€'-Atum ve Ennea's~n~~ (Dokuzlu tanr~lar toplulu~u) dünyaya getirdi~ini öne sürmil~ler, dolay~siyle tanr~~ Ryi ona ba~l~~ lulm~~lard~r'6. Ptah varolan her-~eyi yaratm~~t~ r. Ondan önce varolmak ya da varolmamak yoktu. Evren ve gökkubbesi yoktu. Derinli~i bilinmeyen su vard~. O zamanlarda ölüm de yoktu. Gece ve gündüzü ay~ran bir farkl~l~k da yoktu. Birisi kendi kendine hareket ederek nefessiz soluk al~yordu. Ba~ka tarafta hiçbir ~ey ya~am~yordu. Ba~lang~çta karanl~klar karanl~ldan &diyordu. Bo~lukta birisi, varolma du-rumuna geçerek ~~~n~n gücüyle ya~ama ba~lad~". Bundan sonra Ptah ya-ratma i~lemini gerçelde~tirmi~dr. Bu i~lemle ilgili bilgiyi M.O. 716-702 y~llar~~ aras~nda idarede bulunmu~~ XXV. Hanedana mensup firavun ~abakaka'n~nI8 Memfis'teki Ptah tap~na~~n~ n ar~ivlerindeki bozulmu~~ bir papin:~sten buldu~u ve Memfis tap~na~ma koydurdu~u bir dikilita~~ üzerine kopya ettir-di~i metinden anla~~lmaktad~r. Fazla net olmamakla birlikte bu metine göre Ptah, "Atum'un söyledi~ine göre, kendi kendini ve kutsal Ennea'y~~ dünyaya

'5 V. Hanedan vezirlerinden Ptahhotep (Ptah ho~nuttur), XIX. Hanedan firavunlanndan Merenptah veya Mineptah, II. Merenptah Siptah ya da Sa Ptah (Ptah'~n o~lu). Ramses Siptah gibi içinde Nah bulunan kraliyet ismini alm~~lard~r. (George Hart, a.g.e., s. 173; Alexandre /Yloret, a.g.e., tome II., s. 581).

16 George Hart, a.g.e., s. 174.

17 Louis Renou, Rigv~da, X. s. 129; anan Albert Champdor, Livre d~s tnorts, Paris, 1975, s.

15.

18 ünvanlar~nda Hon~s, "güne~in o~lu Sabaka" olarak adland~r~lan firavunun ad~~ Yukar~~ ve A~a~~~ M~s~r firan~nu Neferkare (Re'nin Ka's~~ güzeldir, mükemmeldir) biçiminde de geçmek-tedir. Benzer biçimde "duvar~n~n güneyindeki' Ptah taraf~ndan "sevilen" kimse olarak da göste-rilmi~tir. (Claire Lalouette, a.g.e., s. 25).

(4)

MÜRÜVVET KURHAN

getirendir"°. Ptah Heliopolis'in ilk güne~~ tanr~s~~ olan Atum'u dünyaya geti-ren Ba~lang~ç Umman~~ Nun ile di~i kar~~t~~ olan Nunet'in yerini alm~~t~ r. Bu yüzden tanr~, Ptah-Nun, Ptah-Nunet ad~yla da andm~~ur. Di~er yandan, Ptah, üzerinde güne~in kutsal bir f~~k~rma ile ilk günün erken saatlerinde beliren ve kokusu sürekli IWnin burun deliklerine ho~~ gelen Nilüfer tanr~d~r; bu durumda ad~~ Ptah-Nefertum'dur20. "Ptah'~n kalbinde ve Ptah'~n dilinin üze-rinde" Atum'un görüntüsü ya~ama gelmi~tir. Bütün tanr~lar~n hayat~n~~ dü-zenleyen ve Ka'lann~~ (ruhlann~ ) ~ekillendiren yüce tanr~~ Ptah'd~r. Ayn~~ za-manda kalbinde Ptah'~n bir ~ekli olarak Horus ya~ama gelmi~tir ve Thot, linin üzerinde, Ptah'~n bir ~ekli olarak ya~ama gelmi~tir. Böylece kalbin ve di-lin bütün varl~klar üzerindeki üstünlü~ü belirtilmi~"21, "Horus, kalbinde yer alan üstün zekas~, Thot ise iradesinin kutsal biçimi yani yaratma vas~ tas~" ola-rak kabul edilmi~tir.

Ptah, yaratmak istedi~i tanr~lar ve varl~klar', ilk önce kalbinde tasavvur etmi~~ ve dille (kelam~yla) arzulad~~~~ ~eylerin olmas~n~~ sa~lam~~t~r. Böylece Ptah'~n de~i~ik görüntüleri olan tanr~lar dünyaya gelmi~lerdir. Belki de bu yüzden Ptah "Anhtavi (iki canl~) olarak da adland~r~lm~~" ve arka arkaya tanr~lar~n adlar~n~~ belirleyerek Ennea's~n~~ (Dokuzlu tanr~lar toplulu~u) ta-mamlam~~ur. Kutsal kelam~ n kalbin dü~ünmesi ve dilin buyurmas~~ yoluyla varoldu~u görülmektedir, o halde, Ptah'~n yaratt~~~~ ve onun birer görüntüsü olan bu tanr~lar~n her birinin adlar~n~n ba~~na Ptah koyarak anmak milm-kündü, hava tanr~s~~ Ptah-~u, rutubet tanr~ças~~ Ptah-Tefnut gibi... Bu ~ekilde, Ptah yaratt~~~~ her tannn~n i~levlerini de üstlenmi~~ oluyordu. "Ptah'~n Enne-a's~~ her~eyin ad~ n~~ telâffuz eden di~leri ve a~z~n~n dudakland~r ve oradan ~u

(hava tanr~s~ ) ve Tefnut (rutubet) ç~ km~~lard~ r". Bu ~ekilde Ptah'~n, Atum'un yaratmada kulland~~~~ tükürme ya da mastürbasyon gibi fizyolojik i ~-lemden farkl~~ olarak, yaratmada tasavvur ve kelama ba~vurdu~u öne sürüle-rek daha yüce bir tanr~~ oldu~u, her biri Ptah'~n benli~inin bir parças~~ olan ~u, Tefnut, Jeb, Nut, Oziris, Izis, Neftis ve Seth'i yaratt~~~~ ortaya konmu~tur. Bu da bize, Memfis din adamlar~n~n dü~ünce mekanizmas~n~~ ve ard~ndan yap~lan hareketi çok iyi bir biçimde incelediklerini" göstermektedir. Ptah'Ia birlikte dilin ve kalbin di~er organlardan üstün oldu~u ve insan dü~ünce-sinin merkezinin kalb oldu~u, onun tasavvurunu dilin yürürlü~e koydu~u dü~üncesi yerle~mi~~ oldu. Ptah, ayr~ca, "gözler sayesinde görmeyi, kulaklarla i~itmeyi, burunla nefes almay~~ yaratm~~~ ve bunlar~~ (organlar~, duyulan) kalbe

19 Claire Lalouette, a.g.e., s. 27.

2° Claire Lalouette, a.g.e., s. 270. dipnot 19.

21 $abaka dikilita~~, Claire Lalouette: a.g.e., s. 27. 22 Guy et M.F. Rachet,

a.g.e., s. 82. Zaten dü~ünce kelimesi hiyeroglif yaz~ da kalble:,

dü-~ünceyi yürürlü~e koyan kelam ise dille ifade ediliyordu. (Alexandre Moret, Le Nil et la ciyilista-tion egypt~enne, Paris, 1926, s. 437). Di~er taraftan Horus Ptah'~n kalbi ve Thot dili iken Atumda kalbinde tasarlad~g~~ ve diliyle yürürlü~e koydu~u dü~üncesi olarak geçmektedir. (Christian Jacq, a.g.e., s. 77).

23 George Hart, a.g.e., s. 175.

(5)

ESKI MISIR KRALIYET TANRISI PTAH

kadar ileterek, kalbde bilginin olu~mas~~ mümkün olmu~, kalbin gerekeni ta-savvur edip dile emretmesiyle ve dilin bunu yürürlü~e koymas~yla"25 kutsal tasavvur ve yarat~c~~ kelam sayesinde tanr~lar ve varl~klar ya~ama gelmi~lerdir. I~te tanr~~ Ptah'~n büyüklü~ü, kendi ad~n~~ koyacak bir annesi ve bu ad~~ söyle-yecek bir babas~~ olmadan, kendi kendini yaratmas~ndand~. Zira M~s~r'daki inançlara göre hiçbir ~ey adland~nlmadan var olamazd~. Zaten büyü

arac~l~-~~yla, bir insan~n ac~~ çekmesi ya da yok edilmesi, ilk önce ad~n~n

söylenme-siyle gerçekle~ebilirdi26, ya da aksine Rk ve Izis efsanesinde görülebilece~i gibi, tannn~n bile bir büyüden kurtulmas~~ için gerçek ad~n~~ if~a etmesi gere-kirdi. Bir varl~~~n etkinli~inin yok edilmesi ise onun ilk safhada ad~n~n si-linmesiyle mümkün olabilirdi. XVIII. Hanedandan IV. Amenhotep'in tek tannl~~ din olan Aton dinini benimsetebilmek için tanr~~ Amon'un ad~n~~ tap~-naklardan ve resmi an~tlardan sildirmesinin kökeninde bu dü~ünce yau-yordu.

Kalbinde evrenle ve dünyayla ilgili bir model olu~turan" Ptah, kendi görünümünf~n birer parças~~ olan insanlar için, yine "yarat~c~~ kelamla bütün yiyecekleri, faydal~~ besinleri yaratm~~"" ve insanlar~n yeteneklerini de sap-tam~~ur. Bundan itibaren insan dü~üncesinin de "Ptah'~n kalbinde tasarla-nan emre uygun olarak ve dili arac~l~~~yla gerçekle~en yarat~c~l~k"29 do~rul-tusunda i~ledi~i ve insanlar~n dü~üncelerini "ellerinin becerisi"" ile yürür-lü~e koymalar~~ gerçekle~mi~tir. Böylece zenaatkârl~kla ilgili beceriler tanr~~ Nah taraf~ndan yaraulm~~~ oldu~u gibi, sanatkârlar da resim yaparak, heykel yaparak, maddeye biçim vererek, yazarak, bir yerde tanr~~ Ptah'tan esinlenmi~~ oluyorlard~. Zaten bu tip çal~~malarda bulunan insanlar "Semih" (ya~atan kimse) olarak adland~nlm~~lard~rm. Onlar da kalblerinde beliren yarat~c~l~k tasawurunu de~i~ik yollarla ortaya koyarak tannn~n bir parças~~ olduklar~n~~ kan~tlam~~lard~r. Bu yüzden tanr~~ Nah ressam, heykeltra~, mimar, kuyumcu, dahas~~ yaz~c~lann tanr~m olarak görülmü~tür. Bu tip çal~~malarda bulunan-lara Ptah, mimarl~k ve el sanatlar~~ ile ilgili plan ve desenler konusunda, il-ham veren tannyd~. Memfis tap~na~~n~n atölyesinde Ptah'~n rehberli~i al-t~nda incelikle i~lenmi~~ görkemli heykeller, kültle ilgili gereçler, tap~nak için sunaklar yap~lm~~t~r. Eski Imparatorluk devrinden itibaren Nah din adam-lar~~ "ver heperep hemut" (zenaatkârlann büyük ~efleri) olarak adland~nl-m~~lard~, zaten zenaatkârlara ve sanatIcklara gerekli ham maddenin elde edildi~i kireç ta~~~ ocaklar~~ Mernfis'te Nah mabedinin yak~n~nda bulunmak-tayd~". Memfis'ten itibaren tanr~~ Ptah'~n ~öhreti tüm M~s~r'a yayg~nla~m~~~ ve

25 ~abaka dikilitasi, Claire Lalouette, a.g.e., s. 28.

26 A. Moret, a.g.e., tome I., s. 437.

27 François Daumas, a.g.e., s. 296.

28 ~abaka dikilitasi, Claire Lalouette, a.g.e., s. 28.

29 ~abaka dikilitasi, Claire Lalouette, a.g.e., s. 28.

" ~abaka dikilitap, Claire Lalouette, a.g.e., s. 28.

51 Claire Lalouette, a.g.e., s. 30. 32 George Hart, a.g.e., s. 176.

(6)

270 MÜRÜVVET KURHAN

tüm sanatkârlara ilham veren evrensel tanr~~ konumuna gelmi~, dahas~, genel

olarak, herkesin dü~üncesine, tasawuruna, yarat~c~~ yetenegine hakim yüce

kalb (deha) olarak kabul edilmi~ti". O halde beceriyi gerektiren her~eyin

ondan geldi~i (Ptah'~n vergisi) dü~iinülmü~tür. Çünkü ellerin yorumlad~~~~

tüm eseri (kat) tüm sanat~~ (iaut) o yaratm~~ur". Zaten dünyada varolan her ~ey onun dü~ündü~ü biçimde gerçekle~mi~, var olmu~tur. Bir Ptah rahibi,

bunu k~sa bir manzume ile ifade etmi~tir:

Yüce Ptah, tannlann dili ve kalbidir, Dil ve akl~n gücü kendisinden gelen Ptah, Her a~~zdan, her kalbten meydana gelen Ya~ayan, dü~ünen, emreden

Bütün tanr~lar, bütün insanlar, bütün hayvanlar, bütün sürüngenler Her~ey onun karar verdigidir (iradesiyle olur).

Ba~anl~~ olan her ~eyi meydana getiren kalbtir. Kalbin dü~üncesini tekrar eden dildir. Bir zamanlar her tannsal kelâm~n, Kalbin dü~üncesiyle ve dilin emriyle Var oldu~unda"

O halde, ba~ta firavun olmak üzere, tüm insanlar~n ya~amlar~, ba~anlan

Ptah'a ba~l~d~r. Ulkenin ba~~nda bulunan firavunun tanr~~ ad~ na iktidara

gel-di~i ve idaresini sürdürdü~ü kabul edilmi~tir. Memfis'in ba~kent olmas~yla

Ptah'~ n kraliyet tanr~m olmas~n~n sebebi budur. Çünkü firavun, her konuda

yapt~~~~ i~lerde, tannn~n kelâm~n~~ yikürlüge koyan ki~i olarak görülmü~tür.

Nas~l firavunun kararlar~~ çevresindekiler ve tebas~~ taraf~ndan bir emir olarak

al~n~yorsa, firavuna bu kararlar~~ ilham edenin de tanr~~ Ptah oldu~u

dü~ün-cesi hakimdi. Ayr~ca ilham ve lütuf di~er tanr~lar R ve Amon için de

geçer-liydi. Görüldü~ü gibi her hareketin tanr~~ Ptah'~ n hakim oldu~u kalbte

tasar-land~~~, verilen her karar~n da yine Ptah'~ n harekete geçirdi~i dil arac~l~~~yla

yürürlü~e kondu~u ifade edilmi~tir. XVIII Hanedandan III. Tutmozis'in te

~-rifatç~s~~ Intef mezar ta~~na "Ba~ar~s~n~~ kalbinin rehberligine borçlu oldu-~unu, tamamen onu dinledi~ini ve insanlar~n onun (kalb) için her bedende olan tanr~n~n ilham kayna~~~ oldu~unu söyledilderi "36 ibaresini yazd~ rm~~ t~ r.

Kalbi, dü~üncenin ve her türlü hareketin merkezi olarak gören M~s~ rl~ lar

33 James Henry Breasted, A H~story of Egypt, London, 1948, s. 357. M A. Moret, Le s. 439.

35 James Henry Breasted, a.g.e., s. 357. 36 James Henry Breasted, a.g.e., s. 358.

(7)

ESKI MISIR KRALIYET TANRISI PTAH

belki bu yüzden kalbi"ayn bir biçimde mumyalay~p, vücudun kondu~u ta-buttan ayr~~ olarak, küplere koymu~lar, Selkis, ~zis, Neftis ve Neit gibi tanr~ça-lar~n kanatlan aras~nda korunaca~ma inanm~~lard~r.

Di~er taraftan, Ptah, belirli amaçlarla "~ehirleri yapt~. V~layetleri kurdu. Tanr~lar' tap~naklanna yerle~tirdi. Sunaklar~n~~ art~rd~. ~apellerini kurdu. Vilcutlann~~ kalblerinin iste~ine göre biçimlendirdi; ve tanr~lar çe~itli ah~ap-tan, ta~ah~ap-tan, kil ya da ba~ka ~eylerden yap~lm~~~ vücutlanna (heykellerine) nü-fuz edebildiler (...) ve onlarda tecelli ettiler"38. O halde tanr~~ Ptah insanlar ve tanr~lar için gerekli her~eyi yaratm~~ur.

Ptah, bir kefene sar~l~~ biçimde resmedilmesine ra~men cenaze kültilyle ya da ölüler dünyas~yla ilgili bir tanr~~ de~ildir. Ptah-Sokaris ad~~ alt~nda, Soka-ris'in öteki dünya tanns~~ olmas~ndan dolay~~ az da olsa ilgisi vard~r. Esas ola-rak mumyalanan ölü ya da ölülerin heykelleri üzerinde sembolik olaola-rak a~~-z~n aç~lmas~39 i~leminde etkili bir tannd~r. Bu i~lem Ptah rahipleri taraf~n-dan, keskiyi and~ran, ucu k~vr~k uzun sapl~~ bir b~çakla yap~l~rd140. Ptah'~n in-sanlar~~ yaratt~~~~ zaman, onlar~n a~z~n~~ açarak canland~rd~~~~ dü~ünülerek böyle bir ayin düzenlenmi~tir. Oteld dünyada ise Ptah'~n aktif bir rolü yok-tur. Yeni Imparatorluk devrinde yaz~lan Olüler Kitab~'nda tanr~~ Ptah'~n ad~~ fazla geçmemektedir. Sadece ölüyü rahatlat~c~~ davran~~~~ görülmektedir. Bir ölü tannya ~öyle seslenmektedir.

Asl~nda, Duat (öteki dünya), benim için, bir dinlenme yeridir. S~lunus~z oraya giriyorum ve oradan ç~k~yorum.

Yatm~~~ ~eldimi ayakta dik tutarak,

Ey tanr~~ (Ptah), Ta-tenen, i~te sen kollar~n~~ bana do~ru uzauyorsun4'. Bununla birlikte, Ptah, insanlar~~ davran~~lanna göre ödüllendiren ya da cezay~~ öngören tannd~r. "Genellikle sevilen ~eyi yapan kimse için

kar~~l~-~~nda ödülü ve nefret edilen hareketlerde bulunan kimse için cezay~~

yarat-m~~ur. Hayat bar~~ç~~ insana, ölüm ise suçluya verilmi~tir"42.

Bunun yan~nda, Ptah, a~~klar~n da kendisine ba~vurdu~u bir tanr~d~r. Memfis'te oturan ve kendisini bekleyen sevgilisine kavu~mak isteyen genç, tannn~n bulu~may~~ kolayla~urmasm~~ dilemek için, ~öyle demektedir:

37 M~s~rl~lar, mide, ba~~rsak gibi di~er iç organlar~~ da mumyalapp küplere koymu~lard~r. Belki de açl~~~n, yeme ihtiyac~n~n kalble ilgili oldu~unu dü~iinmü~lerdir.

" Claire Lalouette, a.g.e., s. 28; George Hart, a.g.e., s. 175.

39 Bir yandan ölünün ya~ama geri gelmesi ve mezara konulan s~v~~ ve kat~~ yiyeceklerle

bes-lenmesi, di~er yandan öteki dünyada tannlar mahkemesinde, dfinyevi hareketleri konusunda savunmas~n~~ yapabilmesi için a~z~n~n aç~lmas~~ gereken bir i~lemdi.

443 George Hart, a.g.e., s. 173.

41 Gre"goire Kolpaktchy: Giyse des ~norts, Paris, 1991, s. 314.

(8)

MÜRÜVVET KURHAN

"K~lreklerin giirültüsünde tekneyle nehirden iniyorum, Sad~ k demeti omuzlanmda.

Memfis'e gidece~im ve gerçe~in senyörü Ptah'a Bu gece bana k~z karde~imi" ver diyece~im''44.

Tanr~~ Ptah, her ne kadar Orta ve Yeni imparatorluk devrinde ikinci po-zisyonda görülen bir tannysa da, dindarlar Ptah tap~na~~na gidip dileklerini yerine getirmesi için ona dua etmi~lerdir. üzerinde kulak ya da göz, bazen göz oymas~~ bulunan adak tabletleri b~rakm~~lard~r. Kulaklann tanr~~ Ptah'~n kulaklar~~ olarak tannn~n kendilerini i~itece~ini, gözlerinin onlar~~ görece~ini dü~ünmü~lerdir". Teb'de Ptah'~n adlanndan biri "Mesecer Sedem" (i~iten kulak) 't~r.

Di~er yandan tanr~~ Ptah'~n vücudunun alt~ndan olu~tu~u da tasavvur edilmi~~ ve tannya Nefer-Her (yüzü güzel) s~fau verilmi~ti. Ptah'~n diger bir s~fau Heri Bakef (Ben a~~~ a~ac~n~n alt~nda olan)'tir". Bununla yeryüzünde kutsal bir a~aç tanr~~ Ptah'a maledilmi~~ ve insanlar~n bu a~aç alt~nda tannya dileklerini sunabilecekleri ifade edilmi~~ oluyordu. Belki de Nah sembolü Ben a~~~ a~ac~~ olan bir tannyla özde~le~tirilmi~ti". Benzer biçimde, Ptah'~n yeryüzüdeki cisimlenmi~~ ~ekli, erkeklik ve verimlili~i temsil eden bir öküzdil. Bunun için çok eski devirlerden itibaren Memfis civar~ nda yeti~tirilen öküz-lerden biri Ptah'~n "kutsal ruhu" olarak görülür49 ve ayr~~ bir ihtimama tabi tutulurdu. Bunun, tanr~~ Ptah'Ia insanlar aras~nda arac~~ oldu~u kabul edilir ve ölünce tannsal bir varl~ k olarak mumyalan~r, büyük bir lahite konulur ve törenle gömülürdü. Hap ad~~ verilen bu öküzle yine Memfis'te tap~lan, Yu-nanl~lar taraf~ndan Apis olarak adland~r~lan tanr~= sembolü öküzün ayn~~ olup olmad~~~~ net olarak bilinmemektedir, ya da tanr~~ Ptah'Ia Apis özde~le~-tirilmi~tir. Bu ~ekliyle Hap öküzünün anas~~ olan ine~in bir güne~~ ~~~n~~ tara-f~ndan döllendi~i Herodot taratara-f~ndan anlaulm~~ur".

Di~er M~s~ r tannlar~ ndan pek ço~u gibi, Ptah ta tanr~ça Sehmets' ve tanr~~ Nefertumla" birlikte kutsal aileyi te~kil ediyordu. Ptah'~n di~er bir

45 Genellikle bir ki~inin ruhen anla~t~~~~ sevgilisi ya da e~ini k~z karde~~ olarak adland~rmas~~ M~s~r'da çok yayg~nd~r, ama bu tip adland~rman~n baz~~ M~s~r tarihi ve medeniyetiyle ilgili bilim adamlannca gerçek k~z karde~~ olarak kabul edilmesi, kan~m~ zca, yanl~~~ bir yorumlaman~n sonucudur.

" François Daumas, a.g.e., s. 414. 45 Barbara Watterson, a.g.e., s. 168. " George Hart, a.g.e., s, 176.

47 George Han, a.g.e., s. 176. 48 George Hart, a.g.e., s. 176. 48 Barbara Watterson, a.g.e., s. 166.

5° A. Eggebrecht: a.g.e., s. 264-269.

51 Tanr~ça Sehmet'in ad~~ güç, iktidar anlam~na geliyordu. Aslan ba~l~~ kad~nla temsil edilen bu tannçan~n insanlar~n dostça ya~amad~klannda ya da kurulu düzene kar~~~ ayakland~klannda,

(9)

ESKI MISIR KRALIYET TANRISI1PTAH 273

o~lu II. Hanedandan firavun Cozer'in Memfis'teki ünlü Sakkara Primidinin mimari Imhotep55 idi. Ayn~~ zamanda, Cozer'in veziri olan Imhotep yaratt~~~~ eserden ve Ptah'~n yarat~c~l~kla ilgili özellikleri nedeniyle zamanla kutsalla~u-nlm~~ur54.

Tanr~~ Ptah'~n zihinsel yaranc~l~~~~ yan~nda, en önemli taraf~~ kraliyet tan-r~m olmas~ndayd~. Hanedan devrinden çok önceleri M~s~r'da kabile reisleri-nin iktidar~~ sürerken ya~land~klannda siyasi ve bedensel yönden zarfiad~~~~ kabul edilenlerin katledilmesi ayinleri clüzenlenirdi55. Bu ayinlerin tersine bir yans~mas~~ olarak Tinit devrinden itibaren Memfis'te tanr~~ Ptah'~n göze-timinde, iktidar~n~n otuz y~l~n~~ doldurmu~~ her firavun için Heb-Sed (Jübile) törenleri dil~enlenir ve firavunun iktidar~n~n, dolay~s~yla ömrünün uzun ol-mas~~ için, büyü yoluyla, hayati güçlerinin yenilenmesi sa~lan~rd~m. Bu tö-renlerde saray erkan~, din adamlar~~ ve kalabal~k halk toplulu~unun nez-dinde, ilk önce firavunun tahta ç~k~~~~ yinelenirdi. Bu amaçla t~ls~ml~~ bir bi-çimde yeni tahta ç~k~yormu~~ duygusunu yaratmak için firavuna bir pelerin giydirilir57; firavun, bir palatform üzerine kurulan biri Yukar~~ M~s~r krall~~~n~~ di~eri A~a~~~ M~s~r krall~~~n~~ temsil eden bölmelere sokularak58, her iki krall~~~~ yönetecek güçte oldu~u belirtilmi~~ olurdu. Bunun ard~ndan, firavun Memfis duvarlar~~ çevresinde ko~ar, turunu tamamlay~nca, her iki ülkenin ba~kenti olan ~ehri yeniden zaptetmi~~ ve yönetimi alt~na alm~~~ olurdu. Bu-nunla birlikte, firavun ko~acak durumda de~ilse, yerine ba~ka birini ko~tu-

ya sava~lar ya da salg~n hastal~klarla insanl~ga felaketler getirip cezaland~rd~g~na inand~rd~. Dolay~s~yla kraliyetin koruyucusu bir tannçayd~. Bununla birlikte, hastal~klar~~ iyi etmede kendisine ba~vurulan bir tanr~ça olarak da görillürdü. Ba~lang~ç hayati ate~i de temsil ederdi. (Christian Jacq, a.g.e., s. 175.).

52 Nefertum (Nefer-Atum), Nilüfer çiçeginin üzerinde beliren bir çocukla ifade edilen ve ad~~ "Atum güzeldir" ya da "Atum'un mükemmelligini gerçekle~tiren disk" anlam~na gelen güne~~ tanns~d~r, hatt.i çocuk IWdir.

53 Ba~lang~çta lmhotep Heliopolis güne~~ mabedinde ba~~ rahipti. Tanr~~ IU'nin dinine atfen Gozer için in~a etti~i Piram~t onun yarat~c~l~ktaki dehas~n~~ göstermektedir. Pek çok eserinin de oldu~u san~lan lmhotep Orta Imparatorluk devrinde yaz~c~lann senyörii olarak da geçmektedir. Yazic~lann, tannsal denecek bir yetene~e sahip Imhotep'in an~s~na, yazmaya ba~lamadan önce, önlerindeki hokkadaki boyal~~ s~v~dan birkaç damla damlatmalan gelene~i bulunmaktaydt. Imhotep, Deltan~n bat~s~nda bulunan Sais'in ba~kent oldu~u XXVI. Hanedan devrinde (M.O. 663-525) hastal~klara deva bulan kutsal ki~i olarak da kutsalla~unlm~~ur. Maneton'a göre bu özelli~inden dolay~~ lmhotep tanr~~ Ptah'~n ve Kronotiah adl~~ bir kad~n~n o~lu olarak ilan edilmi~tir. Yunanl~lar onu kendi tanr~lar' Aesculapiusla e~~ görmü~lerdir. Karnak, Deir El Ba-han, El Medina ve Filae'de ad~na ~apeller yapur~lm~~ur.. (Guy et M. F. Rachet, a.g.e., s. 132-133).

54 Barbara Watterson, a.g.e., s. 167. 55 Barbara Watterson, a.g.e., s. 163-164.

56 Ba~lang~çta Memfis'te düzenlenen bu ayinler daha sonralar~, önemine göre, ba~ka ~e-hirlerde de düzenlenmi~tir. XIX. Hanedandan Il. Ramses'in Delta Bölge_si'nde kurdu~u Per-Ramses'de (M.(5. 1298-1232), XXII. Hanedandan V. ~e~onk devrinde (114.0. 850-800) Tanis'cl, Sudan'da Soleb'de de Sed törenleri düzenlenmi~tir. VI. Hanedandan I. ve Il. Pepi'nin (M.O. 2292-2220) yapt~klar~~ gibi, Sed törenleri sonunda M~s~r'a ba~l~~ ülkelere de törenlerin an~s~na yap~lan vazolar günder~lirdi (Pierre Montet, L'Egypte itern~lle, Paris, 1964, s. 66.

57 Guy et M.F. Rachet, a.g.e., s. 232-233. 58 Pierre Montet, a.g.e., s. 67.

(10)

MÜRÜVVET KURHAN

rabilirdi. Ikinci olarak Eski M~s~r'da kad~nlar sayesinde verasetin sa~land~~~~

kabul edildi~i ve çocuklar~n da gelecekte hanedan~~ sürdürme gibi bir role sahip olduklar~~ dü~ünf~ldü~ünden kraliçe ve çocuklar~~ görünürdü59. Böylece

iktidar~n~n uzun sürmesi temenni edilen firavunun yerine geçecek veli-aht~n~n da bulundu~u belirtilmi~~ olurdu. üçüncü olarak firavun Ozirisle özde~le~tirilirdi. Bu törene firavunun ~ahsi üzerinde tanr~~ Oziris'in ölümü taklit edilir, sonra tanr~~ Oziris ayinleriyle vilcudu ölümsüz k~l~= ve milyon-larca y~l sürecek yepyeni hayati bir güç kazand~nl~rd~ . Ayinlerin sonunda fi-ravunun yeni do~mu~~ gibi "yenilendi~i" ilan edilirdi60. Bu ~ekilde ya~lanm~~~ krallar~n gerçekten katledilmesi yerine ya~lanm~~~ firavunun üzerinde yap-mac~ktan ölüm töreni uygulanarak Oziris'in mucizeyi canlan~~' ona malelirdi. Bundan sonra tanr~~ Ptah'~n ad~na "Sâhâ Ced" denilen ve Ced'in61 di-kilmesi anlam~na gelen tören gerçekle~tirilirdi. Bir halatla ba~l~~ olan Ced'in dikilmesini firavun tek ba~~na de~il de çevresindekilerin yard~m~yla yapard~ . "Istikrar" anlam~n~~ ta~~yan Ced töreni62 bir taraftan M~ s~ r'~n tek bir krall~k alt~nda birle~ti~ini hat~rlatmak ve ayn~~ krall~k alt~nda devam~ n~~ temenni

et-mek amac~n~~ giidilyor, di~er yandan, M~s~r'da k~thk, açl~ k olmamas~ , iklimin

ya da Nil'in her y~lki ta~masm~n tar~ma elveri~li olmas~, dolay~s~yla iktidar~n

herhangi bir nedenle sars~lmamas~~ esas~na dayan~yordu. Ced töreni firavu-nun yönetime geli~inde ve iktidar~n~~ yenilemek için düzenlenen Sed töre-ninde yap~l~rd~. Baz~~ firavunlann iktidarlan süresince bu törenleri iki, üç, dört kez yineledikleri görülmü~~ ve M~s~r Imparatorlu~u'nun son bulmas~na kadar sürmü~tür.

Tanr~~ Ptah'~n siyasi üstünlü~ü bu ~ekilde as~rlar boyu devam ederken, dini üstünlü~ü III. Hanedandan itibaren azalmaya devam etmi~~ ama Yeni Imparatorluk devrinde yeniden gündeme gelmi~tir. Memfis'ten ba~ka he-men her yerde, özellikle Abidos, Teb ve Nubya'da tap~ lan tanr~lardan biri olmu~tur. Dahas~, XIX. Hanedan firavunlar~ ndan II. Ramses (M.Ö. 1298-1232) tanr~~ Ptah'a ayr~~ bir özen göstererek ad~na Nubya'da Gerf Hüseyin, El

Der ve Abu Simbel'de tap~naklar yapt~rm~~ur. Ptah'a Gerf Hilseyin'de tan-

r~ça Hathor'la El Der ve Ahu Simbel'de Amon-R ve hatta tanr~-

la~m~~~ II. Ramsesle birlikte tap~l~yordu". Bu dönemde tanr~~ Ptah'~n fira-vunlan yaratt~~~~ yeniden gündeme gelmi~~ ve II. Ramses'in viicudunu gümü~-

Barbara Watterson, a.g.e., s. 164. 60 A. Moret, a.g.e., tome I, s. 189.

61 Ba~lang~çta Ptah'Ia ilgili bir güne~~ sembolü iken ve resimlerle Ptah'

~ n elinde asan~n bir

bölümünü (Ptah'~n aras~~ Anh (hayat bah~edici) ve Ced (edebiyet)'ten olu~uyordu) te~kil eder-ken, daha sonralar~~ ölüler tan~-~s~~ Sokaris ve onunla özde~le~en Oziris'e maledilmi~tir. Oziris'in iki kült merkezlerinden olan Cedet (Mendes) ve Cedu'nun (Buziris) adlar

~ndan anla~~laca~~~

gibi Ozirisle ilgili Ced törenlerinin merkezleri olabilecegi san~lmaktad~r (Guy et M.F. Rachet, a.g.e., s. 98). Bu ~ekliyle hayat ate~inin merkezi olan Oziris'in omurgas~ n~~ temsil ediyordu

(Albert Charnpdor, a.g.e., s. 135).

62 Guy et M.F. Rachet, a.g.e., s. 97. " Barbara Watterson, a.g.e., s. 164.

(11)

ESKI MISIR KRALIYET TANRISI PTAH 275

alt~n kan~~m~yla, kol ve bacaklar~n~~ da bak~r ve demirden biçimlendirdigi ifade edilmi~tir".

Asl~nda II. Ramses devrinde dini yönden geli~meler olmu~tur. Çünkü, bir yandan Teb'deki din adamlar~, yazd~klar~~ Amon ilahilerinde, tanr~~ Amon'u yüceltmek için onu yaln~zca R ile özde~le~tirmekle yetinmemi~ler, Ptah'~n da onun bir görünümü oldu~unu öne sürüp Amon'u Ptahla~t~rm~~-lard~r. Böylece Heliopolis'in oldu~u kadar Memfis'in de Amon'a ait oldu~u-nu öne sürmü~lerdi. Di~er yandan da o zamana kadar firavunlar, hem

Amon'un hem de o~lu olarak adland~r~l~rken bu defa Ptah'~n da fira-

vunun babas~~ oldu~u ortaya konmu~tur. II. Ramses devrinde (M.Ö. 1298-1232) yaz~lan ve III. Ramses taraf~ndan da benimsenen, Abu Simbel'de dikil-mi~~ dikilita~~ üzerindeki dini metinde tanr~~ Ptah II. Ramses'e ~öyle seslen-mektedir: "Senin baban~m. Seni dünyaya getiren benim. Öyle ki bütün vücu-dun tannlardand~r. Zira Mendes Senyörü koç biçimini" ald~m ve senin fi-rav~~n olarak ~eklini dünyaya getirmek için yüce annenle birle~tim. Çünkü benim Ka'm için yararl~~ ~eyleri yapmak için e~siz oldu~unu biliyordum. Seni gibi görünerek dünyaya getirdim ve seni tanr~lar aras~nda yücelttim" (...) "Ptah'~n mekan~n~n yüce tanr~çalar~~ ve Atum'un mekamndan Hathor bay-ram ediyorlar. Kalbleri sevinç içinde... muhte~em görünümünü gördük-lerinde sevinç içindeler... Tanr~lar ve tanr~çalar güzelli~inden övgüyle söz ediyorlar. Ka'm için dua edip "sen bizim yüce babam~zs~n ve bizim için sana benzeyen bir tanr~~ dünyaya getirdin" diyerek bana sunaklar sunuyorlar"66. Burada tanr~~ Ptah'~n sözleriyle büyüklük kompleksine kap~lan II. Ramses'in ya~arken bile tannla~t~nlm~~~ oldu~unu görmek mümkündür. II. Ramses ise tanr~~ Ptah'a cevaben ~öyle söylemektedir: "Senin oglunum. Beni tahtm~n üzerine yerle~tirdin. Kraliyetini bana teslim ettin. ~ekline benzer biçimde beni dünyaya getirdin ve yaratu~~n ~eyi (kraliyet) bana ay~rd~n. ... beni M~s~r'~~ normal duruma getirmek için kral yapt~n. Vücudundan ya~ama gelen tannlan, ~ekillerine, viicutlanna ve renklerine göre ~ekillendirdim. Onlar~n isteklerine göre onlar için M~s~r'~~ te~kilatland~rd~m ve tap~naklar (...) in~a ettim"67.Bu metinden Ramses'in güneyde Abu Simbel'den Delta Bölgesi'nde Memfis ve yeni kurdu~u kraliyet ~ehri Per-Ramses'e (Ramses'in saray~~ Ramses'in ~ehri) kadar yüceltti~i tanr~~ Ptah'~n yaratt~~~~ tanr~lar~n mabet-lerine önem verdi~ini ve kültleri için gereken özeni gösterdi~ini bunun için de heykellerinin yap~ m~n~~ gerçekle~tirdi~ini anlamak mümkündür. Bu

" George Hart, a.g.e., s. 176.

65 Mendes: Deha bölgesinde bulunan Mendes'in M~s~rca ad~~ Cedet'tir. Oziris kültönön silrdikf~ldf~gf~~ ~ehirlerden biridir. Dini efsanelere göre tann R ve Oziris'in Kalan (ruhlar~) tek bir ruh biçiminde burada birle~mi~~ ve kutsal bir koçla cisimlenmi~lerdir. Maneton'a göre koçla ilgili kült II. Hanedan devrine kadar ç~ kmaktad~r. (Guy et M.F. Rachet, a.g.e., s. 158459). O halde Ptah'~ n Re ve Oziris'in cisimlenmi~~ ~ekli koç~~n ~ekline girmesiyle her iki tanny~~ benli-ginde ta~m~~~ olmaktad~ r.

66 François Dat~mas, a.g.e., s. 137-138. 67 François Daumas, a.g.e., s. 138.

(12)

MÜRÜVVET KURHAN

dönemde, Amon-Re'nin önderli~inde iktidar~n~~ sürdüren Ramses'in tanr~~

Ptah'a önem vermesinin sebeplerinden biri iktidar~ n~~ bütün tanr~lar~ n onaylad~~~n~~ ortaya koymakt~. Çünkü tanr~~ Ptah, insanlar~~ yönetmesi ve yön-lendirmesi için hem onu yaratm~~~ hem de onu gerekli bütün tanr~sal özelliklerle donatm~~t~r68. Di~er bir sebebi XVIII. Hanedan devrindeki gibi

ba~kent Teb'de Amon din adamlar~n~n her ~eye müdahale etmeleriydi.

Zaten Ramses bu yüzden ve askeri ve stratejik amaçlarla Delta'n~n do~u böl-gesinde ikinci bir ba~kent olarak Per-Ramses'i kurdurmu~tu.

Bundan ba~ka, yine ayn~~ dönemde, tanr~~ Ptah'~n öneminin artmas~~ ev-rensel bir tanr~~ niteli~inin vurgulanmas~~ ile olmu~tur. Bu da Karnak'ta söy-lenen Ptah ilahilerinde de görülece~i gibi tanr~~ Re ve Amon'un

Ptah'a maledilmesiyle gerçekle~mi~tir. Tanr~~ Re ile özde~le~mesi ve onun özelliklerini benli~inde toplamas~~ ~u ~ekildedir:

Tannlann hayat~n~~ sürdüren panit~, Ufkunda ~~~l ~~~l do~an,

Lütfuyla iki ülkeyi ayd~nlatan nurun senyörü. Karanl~klar' açan men~e, parlayan güne~~ diski Gözlerinin ~~~nlar~yla

Zifiri karanl~klar' uzakla~tird~n69.

Di~er yandan, Ptah Amon'un kendine özgü özelliklerini de benli~inde ta~~maktad~r:

A~z~n~n nefesiyle bo~aza nefes ald~rmak için Uyamyor rüzgar~~ yaratan"

Huzur içinde!

Selam sana, Ptah-Tatenen ~ekli gizli olan Büyük tanr~.

Özde~le~tirmeden öte, Ptah, gerçek bir evrensel tanr~~ olarak da göste-rilmi~~ ve bu dünyaya ve öteki dünyaya hakim yüce tanr~~ oldu~u vurgulanm~~-t~r.

Ayaklar~n yeryüzündedir, ba~~n uzak gökte.

François Daumas, a.g.e., s. 298.

69 Berlin'de saklanan Teb kökenli bir papiri~ste bulunan ilahilerdir.. (François Dat~ mas,

a.g.e.' s. 298-299).

(13)

ESKI MISIR KRALIYET TANRISI PTAH 277

Oysa, varl~~~n Hades'te (yeralt~~ dünyas~) oland~r. Sadece kendi gücüne dayanarak,

Kollar~n~n sa~laml~~~~ sayesinde kendi kedine yükselerek, Yapt~~~n eseri (güne~) yükseltirsin".

Ayn~~ Hanedandan Merenptah devrinde, firavunun ad~ndan da anla~~la-ca~~~ gibi, Ptah'~n yüceltilmesi devam etmi~tir. Onun zaman~nda, M~s~r deniz kavimleri denilen Yunan adalar~ndan gelen istilac~larla itifak yapan Libyal~-lar~n ortak sald~r~s~na u~ram~~~ ve Delta bölgesi tehlikeye dü~mü~tür. Sald~r~-lar Memfis'e kadar uzanm~~, dahas~~ ~ehrin duvarSald~r~-lar~n~~ zorlamaya ba~lam~~-lard~r. Merenptah iktidar~n~n 5. y~l~nda Ptah'~n önderli~inde ülkesini sa-vunmu~~ ve müttefik kuvvetleri piiskiirtmeyi ba~arm~~t~r (M.Ö. 1227) 72. Me-renptah için dikilen zafer dikilita~mda tanr~~ Ptah'~n firavun hakk~nda

dü-~üncelerini aksettiren ~öyle bir yaz~y~~ görmek mümkündür: "kalbi adil,

iyilik-sever o~lum, Memfis'e ihtimam gösteren Merenptah'a k~l~ç verilsin.. O~lu Merenptah, Yukar~~ ve A~a~~~ M~s~r tahtma henüz ç~kt~~~nda, Libyal~~ asi, sefil Mâryay Libya'n~n senyörü olan hükilmdann (Ptah) duvarlar~n~~ istila etmek için geldi". Ayr~ca Ptah, Libyal~~ asi konusunda ~öyle der: "Bütün cinayetleri-nin toplam~~ kendine döndü. Bir timsah gibi yuttuklann~~ ona kusturmak için Merenptah'a teslim edilsin".

XX. Hanedan devrinde, Ptah'~n yüce tanr~~ konumu III. Ramses'le (M.Ö. 1198-1168) de devam etmi~tir. III. Ramses'in o~ullanndan Amonhepshef in mezar resminde görüldü~ü gibi, o zamana kadar, genellikle ba~~~ tra~h olarak resmedilen Ptah, bu kez kefensiz ve ba~~nda tanr~~ Amon'a ait iki uzun tily ve

tanr~~ sembolü güne~~ diskinin bulundu~u taç olan bir insan olarak

resmedilmi~tir. Böylece onun, benli~inde di~er iki önemli tanny~~ ta~~d~~~~ vurgulanmak istenmi~tir74.

XXV. Ku~~ Hanedarundan olan sofu bir firavun olan ~abaka (M.Ö. 716-702) ve ailesi antik ilahiyata özel bir ilgi duyup M~s~rl~lann atalar~~ taraf~ndan yaz~lan, yukar~da söz konusu olan Ptah'la ilgili Men~f~s kozmogonisini güncel hale getirerek75 Ptah'~n M~s~r tanr~lan aras~nda önemini art~rm~~t~r.

Kamak'taki Arnon tap~na~~nda Ptolemeler devrinden (M.Ö. 306-168) kalma bir metin bize tanr~~ Ptah'~n, gerçekle~mesi gereken ~eyler için, "Ol" deyince hemen gerçekle~ti~ini iletn~ektedir76. Bu da tanr~= kalbiyle tasav-

71 François Daumas, a.g.e., s. 299. 72 François Daumas, a.g.e., s. 557. 73 François Daumas, a.g.e., s. 140.

74 Wollhard Westendorf, L'Egypte ancienne, Lausanne, 1970, s. 177. 75 A. Moret, Le Nil s. 437.

(14)

MÜRÜVVET KURHAN

vur etti~i ~eyleri kelam~yla yürürlü~e koydu~unu ve hâlâ güncel bir tanr~~ ol-maya devam etti~ini göstermektedir. Yunanl~lar tanr~~ Ptah'~~ kendi tanr~lar~~ Hefaistos'la e~it tutmu~lard~rn.

Tanr~~ Ptah, Roma Imparatorlu~u hakimiyetine kadar ilahiyatç~larm dik-katini çekmi~tir. Trajan devrinde (M.S. 9817) Yukar~~ M~s~ r'da Dendera'da küçük bir mabette kutsal do~umun s~rlar~na kaulm~~ur". Bununla birlikte, M~s~r'~n s~n~rlar~~ ötesinde tap~lan bir tanr~~ olamam~~ur.

77 F. Dunand-C. Zivie-Coche; a.g.e., s. 239.

Hefaistos: tanr~~ Zet~s ve tanr~ça Hera'n~ n o~ludur. Volkanik da~lar~ n alt~ ndaki atolyesinde Zeus'un ~imseklerini ve tanr~ lar~ n silahlar~ n~~ yapan tanr~d~ r. Girit'in koruyucusu n~eshur dev bronz robott~~ Talos'un yarauc~s~d~r.

(15)

Res. 1 — XVIII. Hanedandan Tutankamon'un mezar~ ndan ç~kar~lan tanr~~ Ptah'~ n heykeli. Tanr~n~n elinde hayat i~areti (Anh) ve Ced (istikrar) sembolunu havi bir asa görül-mektedir. Tanr~~ Ptah kraliyetin uzun ö~nürli~~ olmas~ n~~ ve istikrarl~~ bir ~ekilde de-vam~n~~ sa~layan kraliyet tanr~s~~ olarak kabul edilmi~tir.

(16)

Res. 2 — Orta imparatorluk devri XII. Hanedandan I. Sezostris (M.O. 1970 veya 1936-1928) kraliyetin koruyucusu tanr ~~ Ptahla birlikte.

(17)

Mürüvvet Kurhan

S

,.> 'L El 1. ,ge

>

.6

n~~

.t6

5 z

9

• '

41

e

v .6 El CL) Z • *9 s~. C5 ,r5 M 22

N:1 e 1

14 R ,2 e -a 00 00

13 z'

--'

.c~ I -

—01 4 zEi 4 ffl tel ~:b .e

z

N :~ <I> 4 v .7 5 C: I

.0

-0

k. 44 •

g _,

.. > ,..,

.0

. 5

7-

:.

.4:1 4 Z 'fp iz 1,5 .1 d 1.4 = 7.: • V>. E. 2 - 4 11 ‘1. 2 > •-• 7:1 '50 g >,

r.

t4

(18)

Res. 4 — Yeni imparatorluk XIX. Hanedandan III. Ramses'in o~lu AmonhephePin meza-r~ndaki kraliyet tanr~s~~ Ptah'~n al~~~lm~~~n d~~~nda görüntüsü. Burada Ptah ba

~~-n~n üzerindeki koç boynuzlar~, tanr~~ Amon'un iki deve ku~u tüyünden müte~ekkil tac~, güne~~ diski ve kobra y~lanlar~~ havi büyük bir taçla resmedilerek kraliyet tan-r~s~~ olarak gösterilmi~tir. O halde tanr~lar~n babas~, yarat~c~~ tanr~~ oldu~u vurgu-lanm~~t~r.

Referanslar

Benzer Belgeler

Toplumun her seviyesinde, gerek kurumsal gerekse sivil toplum çalışmaları olarak, afet tiplerine göre eğitim ve bilinçlendirme programları yürütülmesi afetlere hazırlık

Şehİri yukarıda saydığımız veçhelerden, teker teker müıtalea eden plân ve iihsaî bilgilerin şehircilik mesaisi bakılmamdan ne kadar kıymetlii olduğunu i- zaha

Türk mimarları içinde, tradisyonel mi- marî araştırmaları ile daima ön safta gelen arka- daşımızın bu eserini yaratırken, eski pür Türk us- lusundan ziyade bir Türk

Sigara içicili¤inin çok dar gelirli olmayan üst iki çeyrek gelir diliminde öngörülebilir bulundu- ¤u kad›nlarda abdominal obezite (ve belki triglise- rid/HDL

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros

Anafartalar Kahramanı Mustafa Ke­ mal’in, büyük şairimizin ölümünün ikin­ ci yılında olduğu gibi üçüncü yıldönü­ münde de (18 Ağustos 1917 ve 19 Ağus­

Makale prestijli bir mekan yaratılırken kentsel isimlerin bir pazarlama aracı olarak kullanılmasını hem konut projelerinin hem de ilan edilen cadde ve sokak isimlerinin

Eski ABD Başkan Yardımcısı olarak tanınan ancak son yılların küresel ısınma savaşçısı olarak dünyaya adını bir kez daha duyuran Al Gore, Garanti Bankas ı'nın