• Sonuç bulunamadı

Konya'da Alevi Sultan Mescidi ve Mihrabı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Konya'da Alevi Sultan Mescidi ve Mihrabı"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KAYBOLMUŞ ESERLERİMİZ :

KONYA'da ALEVÎ SULTAN MESClDt

VE MİHRABI

M E H M E T ÖNDER

Konya Müzesi MUdUıll

1953 yılı baharında, K o n y a H ü-^ k û m e t K o n a ğ ı batısındaki cad­ denin, Belediye tarafından yeşil saha ola­ rak tanzim edildiği bir sırada, ameleler tarafından 0.50 M. derinlikte bir kapak taşı bulunmuş, taş kaldırıldığı zaman, al­ tından kubbeli bir mahzenin çıktığı hayret­ le görülmüş ve durum K o n y a M z e s i'ne ihbar edilmişti. O zaman M ü-z e l e r d e A n ı t l a r Ş u b e s i Mü­ dürü olan sayın dostum Yük. Mim. A 1 i S a i m Ü 1 g e n'le birlikte, kazı yeri­ ne giderek, tetkiklerde bulunduk. Bir S e l ç u k l u T ü r b e s i'nin yer altı cenazeliği olduğu anlaşılan mahzen, 4x4 M. eb'adında kare bir salondan ibaretti. 3 M. yüksekliğinde taş ve tuğladan örül­ müş duvarları ve üzerinde basık bir kub­ besi vardı. Zemindeki ıskaralar üzerinde, kısmen çürümüş, üç adet, tahta sanduka ve içerisinde de iskeletler görülüyordu. Mahzeni tekrar kapıyarak, çevresini mu­ hafaza altına aldırdım.. Sonradan yaptı­ ğını tetkiklerle bu T ü r b e n i n hü­ viyetini tesbit ederek, yerinin kaybolma­ ması ve devamlı muhafazasının sağlan­ ması için bulunduğu yere bir de tanıtma levhası diktirdim. Bugün, kısmen yeşil saha olan bu sahayı tetkik edenler, şu ibveyi taşıyan bir levha ile karşılaşacak­ lardır : "Burası Alevî Sultan Mescidi ve

Tüthesinin yeridir. Selçuklu devri. Altta Tiixheye ait mezar mahzeni mevcuttur."

Şimdi tetkiklerimize gelelim. Bilin-<liği gibi, S e l ç u k l u devri mimarî Erlerinin toplu bulunduğu merkezler­ imi biri de K o n y a'dır. A n a d o l u S e l ç u k l u D e v l e t i n i n bu

¥m başşehrinde, X H . - XtV. cü yüzyıl­

larda yapılmış mimarî eserlerden ancak bir kısmı muhafaza edilerek zamanımıza kadar gelebilmiştir. Bu devirde yapılmış, sayıları pekçok olan cami, mescid, med­ rese, türbe V. s. gibi eserler zamanla, ya harap olup yıkılmış, veya yıktırılmış,

birçoklarının yeri dahi kaybolmuştur. Konya'da, mevcudiyetlerini ancak elimiz­ deki vakfiyeleri ve türlü kayıtlariyle ta­ nıyabildiğimiz, fakat yerlerini dahi bul­ makta güçlük çektiğimiz. K a d ı M ü r-s e l , K a d ı î z z e d d i n camileri. A k ı n c ı M e s c i d i , G e v h e r t a ş , S e y f i y e , N i z a m i y e medrese­ leri, N a l ı n c ı B a b a Türbesî... bu cümledendir. A l e v î S u l t a n (öÜal- <^jlp) ' Mescidi de, pekçoklarmm hatırla­ dıkları ve kaydettikleri gibi -, K o n y a H ü k ü m e t K o n a ğ ı n ı n batı ci­ hetinde bulunuyordu. Mescid, 1924 yılın­ da, K o n y a B e l e d i y e s i tara­ fından —meydanı genişletmek maksadiy-le— istimlâk edilerek yıktırılmış, kurşunî renk, yekpare mermerden oyulmuş mih­ rabı da, ayni yıl K o n y a Su 1 t a n i-s i M ü z e i-s i'ne kaldırılmıştır =. Yık­ tırılmadan önce, alınmış bir fotoğrafından anlaşıldığına göre, gerek Mescid, gerekse bitişiğindeki Türbe, bugün K o n y a'da örnekleri bulunan, klâsik tip S e l ç u k

-ı B u kelime "Ulvi Sultan şeklinde de oku­ nabilir. Bizce doğrusu yazdığımız gibidir.

= M. Y u s u f , Koni/o Asar-% \Uka Mü­

zesi muhtasar rehberi, S. 88, 1932. Yenifikir Mec­

muası, Sayı : 6, S. 19, 1925.

3 Halen K o n y a M ü z e s i'ndedlr. E n ­ vanter No. 907.

(2)

242 MEHMET ÖNDER 1 u devri tarz-ı mimarîsinde inşa edilmiş

eserlere benzemektedir. (Resim : 1).

Mescid'in inşa edildiği yıl, banisi A l e v î S u l t a n hakkında şimdilik vazıh bir bilgimiz yoktur. Yalnız, K o n-y a V a k ı f l a r M ü d ü r l ü ğ ü vak­ fiye defterlerinde (C : 1, S : 84), "Alevî

Sultan vakfiyesi suretidir" başlığı altın­

da, adi nk'a ve siyah mürekkeple yazılmış, 31 satırlık, arapça bir vaMiye sureti, bi­ ze bazı ipuçları vermektedir. 874 senesi Rebi'ül-evvel ayının 24 ncü günü (2 Ekim 1469) M e V 1 â n a S o f î bin K a ­

s ı m H a l i f e ve A h m e ,d bin T a n r ı v e r m i ş ve Y a k u b bin A b d u 1 1 a h 'm huzurlarında tanzim edilen, imlâ yarilışlariyle dolu bu vakfiye suretinin (Resim : 2) mealen ve hülâse-ten tercemesi şöyledir :

"Cenâb-ı Hakk'a, Hazret-i M u-h amme d'e ve alu esu-hau-hma dua, izzet ve kerem, hayır ve hasenat sahibi ve Alevi oğlu demekle meşhur S

ey-y i d Ahmed bin Al i bin M

u-h a mm e d Alev i, aklı, fiJcri ve sıu-h­ hati yerinde iken, dünya ve ahiretini dü­ şünerek, Hakkın rizasım ve Peygamber'in şefaatini dileyerek, bu vakfiyenin yazıl­ dığı zaman tasarrufu altında bulunan ve dört mihver üzerinde dönen ve Ç e § n i-g i r D e ğ.i r ra e n i diye anılan ve K o n y a şehrinin dışında, kıblesi dağ, doğusu K e 7n er Değirmeni, şi­ mali dağ ve garbi Imrap değirmen ile çev­ rilmiş olan değmncnin, bütün hakları ve herşeyi ile S ey y id Sadr eddin'-in Konya şehri içeddin'-inde ve M üst ev-fi Hamamı n ı n yanında yaptırdı­ ğı Mescidin üzerine vakfetmiştir. Vâkıf, vakfın tevliyetini, nesilden nesile sürmek şnrtiylc erkek evlâdına, onlardan kimse kalmazsa, kız evlâdı üzerine şart koşmuş­ tur. Vakfın hasılatı üçe ayrılacak, üçte biri mescidin mesalihine, diğer üçte biri evlâdına, diğer üçte bîri de Mescid ve Değirmenin tamirine sarfedilecektir. Vâ­ kıf sağ oldukça, idaresini ve tevliyeti üzerine almıştır. Bu vakıf, fıkıh ve fet­

vaya uygundur. Kıyamet gününe kadar devam etmek üzere ve bütün şartlariyle

vakfedilmiştir. Eğer Mescid yıkılır ve ya­ pılması mümkün olmazsa vakıf hissesi miislümanlarm fukara ve miskinlerinc-kalacaktır. Allah'a ve ahiret gününe ina­ nan hükümdar, ümera, kadı, ve müftüden hiçbir kimse bu vakfı bozamaz. Bunu ifu-tikten sonra günâhı bozanın üzerinedir. Bu hüküm 87// yılı aylarından Rebi'ill-ev-vel ayının 2Jf cü günü yazıldı.

Mevlâ naSofıb. K a s ı m H al i fe

Ahmed b. T annv ermi ş Yakub b. Abdullah

Bu vakfiye suretine göre *, A l e v î o ğ l u denmekle meşhur S e y y i d A h m e d'in şeceresi şöyle düzenleiıolji-lir :

Muhammed Alevî AU

Ahmed (Alevî oğlu) 874 11. (1469 M.) yılında sağdır.

Vakfiyede A l e v î S u l t a n M e s c i d i'ne dair bir ka3nt yoksa da, Ç e ş n i g i r ' nam değirmenini K o ıı-y a'da S e ıı-y ıı-y i d S a d r e d d i n'iu" yaptırdığı M e s c i d üzerine valtfcden hayır ve hasenat sahibi A l e v î o ğ l u A h m e d'in, A l e v î adıyla maruf de­ delerinin daha evvel bir mescid ve türbe yaptırmış olmalaıı akla gelebilir. Esasen

4 Vakfiyenin tanzim edildiği tarihten bir kaç yıl evvel K o n y a'da K a r a m a n o g l u hâkimiyetine son verilmiş, 14C6 yıhnda, K o n y a , F a t i h S u l t a n M e h m o d tarafından O s m a n l ı ülkesine katılmış bulunuyordu.

İTac'üt-tevarilı, C. I , S. 512. H a m m e r, C . 3,

S. 19. Bazı kaynaklar, bu arada Tarih-i

Eb'ül-fe-tih, S. 139, bu tarihi 872 H . (1467 M.) olarak gös­

terir.

» Ç e ş n i g l r D e ğ i r m e n i , K o n -y a'nın dışında, D e r e Ç a -y ı . bo-yundadır. Burada 21 tane değirmen mevcuttu. Bunların ço­ ğu K a r a m a n o ğ u l l a r ı devrinde yap­ tırılmışlardı. (Bak : A . G o r d l e v s k l .

Konya irvâ ve İska tarihine dair

materyaller-Konya Mec. S: 1057)

o S a d r e d d I n K o n e v l C a m i'idir-1273 yıhnda yaptırılmıştır.

(3)

KONYA'da ALEVÎ S U L T A N MESCÎDİ ve MiHRARI

243

bu aileye ait vakfiyenin hemen altmda,

10 Cemazi'ül-evvel 1202 (18 Şubat 1788) tarihli, üç satırlık şöyle bir kayıt vardır:

{M e d in e-i K o ny a'da Hacı Emir M a h a l l e s i n'de vaki' Alevi Sultan Me s c i d-i şerifi vakfından vazife-i muayyene ile ve Ala-cahan Kurbünde kâin... Mescid-i şe­

rif vakfının nısıf vazife-i muayyene ile nısıf hisse tevliyetlerine mutasarrıf olan S e y y i d M e h m e d Halife ibn A h m e d'in kendi hüsn-i rizasiyle mu­

tasarrıf olduğu nısıf tevliyeteyn-i mezkû-reteyni İbrahim b. A b dull a h'a ferağ ve kasriyedinden tevcihen tarih 10

Ca.i02 M us t a f a)

Bu kaydın da altında, 13 Muharrem 1231 (16 Aralık 1815) tarihinde mezkûr Mescid'e yeni bir müezzin-i evvellik tev­ cihi görülmektedir:

(Medine-i K o n y a'da El-h a c Emir M ah a II es i'nde vaki. Al

e-v î B ult an Mescidi e-vakfından

alınmak üzere vazife-i muayyene ile mü­

ezzin-i evveUiğine Es-seyid Mustafa halife kendi hüsn-i rızasıyla H

a-s an b. M e h m e d'e ferağ ve kaa-sri­ yedinden tevcih tahriren 13 M. 1231)

Bundan sonra, diğer bir kayıt daha vardır ki, ayni yılın Zilkade ayında (Ka­ sım 1815) A l e v î S u l t a n M e s ­ c i d i imamlığı, H a s a n isminde bir zâta tevcih edilmiş olduğu görülmekte­ dir.

Konya Müzesi Arşivinde mevcut Kon­ ya Şer'iye sicilleri'nde, A l e v î S u l ­

t a n M e s e l d'ine ait çeşitli kayıtlar görülmektedir. Bu kayıtlardan birinde

(C. 11 S. 94) "Alevî Sultan de­

mekle maruf S e y y i d M u h a m-m e d'in bina eylediği Mescid-i şerif" ta­

biri bize M e s e l d'in banisi hakkında yukarıdaki şecereye uygun bir bilgi ver­ diği gibi, devrini de, yukarıda zikredilen 874 H. (1467 M.) tarihli vakfiyeden iki nesil evvele götürmektedir ki, M c s c i d'­ in inşaatını, X n i . cü yüzyılın sonlarına kadar götürmek mümkindir. Şer'İTje sicll-'«n'ndeki diğer kayıtlardan birinde de

(C. 29, - S. 238), 1097 senesi Cema-zi'ül-ahirinde (Nisan 1866), A l e v î S u l t a n M e s c i d i cemaatı avarızı evkafının mütevellisi olan D e r v i ş B e ş e , (vakf-ı mezbur malından 1 oda, 1 harabe mutbak ve 1 avluyu ihtiva eden evi, M u r a d o ğ l u dJJU e 30 Esedi kuınışa satarak, paranın murabaha suretiyle) arttırılmasını muvafık görmüş ve mülk, mezkûr şahsa satılmıştır. Ayın defterlerin birinde ( C . 31, S. 284) A 1 e-v î S u l t a n M e s c i d i e-ve T ü r-b e s i'ne car-bi tayini hakkında da kayıt­ lar mevcuttur. Bütün bu kayıtlardan anlaşıldığına göre A l e v î S u l t a n M e s c i d i , K o n y a ' n ı n H a c ı E m i r M a h a l -1 e s i'nde ' v e A l a c a h a n civarın­ dadır Mescidin K o n y a Ş e h r i içinde ve dışında vakıf emlâki mevcuttur. Asırlar boyunca imamı, müezzini ve ca-bisiyle yaşıyan Mescid, 1924 yılında is­ timlâk edilerek yıktırılmış, san'at yönün­ den değerli görülen mihrabı, önce K o n-y a S u l t a n i s i M ü z e s i'ne 1926 yılında da K o n y a M ü z e s i'ne kal-(îırılmıştır.

Bugün- Ko n y a M ü z e s i'nde 907 numaralı envanterinde kayıtlı bulu­ nan bu M i h r a p, 2.60 x 1.21 M. eb'a-dında ve 0.21 M. derinliğindedir. 0.15 M. kaide üzerinden oyulmuştur. M i h r a p kemerinin sağ ve soluna oturtulmuş iki kabartma hariç, tamamen yekpare, kur­ şunî renk mermerden oyulmuş ve tezyi­ natı kabartma olarak işlenmiştir. (Re­

sim : 3)

Mihrap kemerini çevreleyen kabart­ ma bezemelerin meydana getirdiği sathın kenar suyu, mihrabın süs sütunları üze­ rinden başhyarak şerit halinde tipik bir

7 Kouya Müzesi §criyc Sicil kayıtlarında (C. 36, S. 242), K o n y a'da böyle bir mahallenin adı geçmekledir ki bugün lesbit edilen yere isa­ bet etmekledir.

8 Konya Hliır-csi Çcrn/c Sicil kayıtlnrında (C. 26, S. 131) keza bıı lîan'ın adı geçmekledir. Mez­ kûr Han'ın, geçen yıl i.sUmlâk edilen D e d e 1 • r H a n ı yerinde cıUlugu lovalilron söylenir.

(4)

2A4

S e l ç u k l u S ü l ü s yazısiyle çevril-miştii'. Bu şerit üzerinde şu âyet-i keri­ me yazılıdır :

Bu âyetin mealen terceraesi şöyle­ dir -."Allah ^ hakikate şehadet

et/-ledi : Başka Tanrı yok, ancak O; bü­ tün melelderle üim ululan da adJrü hak­ ka niyetle durarak şahid : Başka T a n-r t yok, ancak O; aziz O, hakim O, doğ-1-usu Allah indinde din Islâmdır..."

Bu yazılı kenar suyunun altında, mihrap kemerinin üst kısmını tamamen dolduran rumî bezemeler vardır. Mihrap nişinin kemeri klâsik stalâktlt dolgularla işlenmiştir. Stalâktitlerin hemeıi altında ve burmalı süs sütûnlannm çerçevelediği mihrap nişinin ortasında üç bağla asılmış altta ve üstte, iki kandil resmi mevcut­ tur. Kandillerin altında, yine kabartma oyultmuş, mumlu iki mihrap şamdanı

ET ÖNDER

9 AH tmran Sûresi, âyet : 18-19 (Kur-an-ı

Kerim).

vardır. Bu kabartmalarla burmalı sütûn-1ar arasını rumî motifler doldurmaktadır.

Mihrâp stalâktitlerini çevreleyen ka­ demeli kemerin sağında ve solundaki bur­ malı süs sütûnlarınm başlıkları, tama-miyle dekoratif olup köşeleri üzerine yer­ leşen ve kare yüzey gösteren zar şeklinde birer prizmadan ibarettir. Bu şekildeki sütün başlıklarını bazı Selçuklu devri eserlerinde, bilfarz S a h i p A t a C a ­ ra i'inin çinili mihrabmdaki sütûnlar üze­ rinde, keza K 1 r ş e h i r'deki A 1 â e d-d i n C a m i'i portali sütunlarınd-da, K a r a m a n o ğ l u devri eserlerinden K o n y a'da H a s b e y D a r'ül-huf-f a z'ı mihrabı sütûnlarmda görmek müm­ kündür.

Netice olarak . diyebiliriz ki, gerek M e s c i d'e ait kayıtlardan, gerekse M e s c i d'in tarz-ı inşası ve mihrabmda­ ki san'at özelliklerinden, eserin, A n a-d o l u S e l ç u k l u l a , r ı n ı n son a-de­ virlerine isabet eden X I I I . cü yüzyıl son­ ları ve XIV. cü yüzyılın başlarında yapıl­ dığı hükmünü çıkarmak mümkin olmak­ tadır. Bugün yer altında yalnız bir mezar mahzeni bulunan bu eser, yapısının bütün mimarî özellikleriyle tarihe karışmış, is­ mi dahi hafızalardan silinmiştir.

(5)

Res. 1 Konya'da yıkılmış olan Selçuklu devıi cserleıinden : Alevi SuH.ın Mescidi ve Tüıhpsi (YUk. MUh. Ali Saim Ülgen'in kollcksiyonvından)

(6)

Res. 2 — Alevî Sultan Vakfiyesi sureti (Konya Vakıflar Md. Vakfiye Defterleri C. I , S. 84)

(7)

M. önder

• — I ı J m ı i i . ^ ~ i ~ • - u r - f o \ \ ^

- 3

«s

1 ^

Res. 3 — Alevi Sultan Mescidi Mihrabı (Konya Müzesi : 907)

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu olguda trafik kazası sonrası kafa kemikleri kırığı meydana gelmiş ve şahıs anosmik kalmıştır. 6 yıl sonra muayenesinde anosmisinin devam ettiği

Bu çalışmada Türkiye Türkçesinde üzere edatının isim unsuru + edat yapısı içinde, eşdizimlilik özellikleri bakımından kullanım ve işlevsel özellikleri

Thus, evaluation of diagnostic checking criterion is also investigated with three synthetic data groups appropriate to the observations of Saint Lawrence and Tanır/Gözlerüstü

1952 yılında kurulan ve programlarında Çin ulusal müziği ve dansından örnekler veren topluluk, Ankara'daki gösterilerin­ de 6 perdelik Çin folklorik balesi “ ¡pek Yo­ lu

Extrüzyon Bölümü Ustabaşları Planlama Sorumlusu Kalite Güvence Sorumlusu Granül Makine Operatörü Satın alma sorumlusu Göz Extrüzyon Boya Stok Formu 1600FR000120

Jet grout kolonların geçirimsizlik özelliğini artırmak için bu çalışma kapsamında Normal Portland çimentosu yerine DMFC-800 ince taneli çimento ve NPC+%10 silis

Bu etkiler merkezi yönetim, yerel yönetim ve özel sektör için; Yönetsel süreçlerde bireylerin katılması; Doğrudan demokrasinin doğruluğunun açıklanması; Bireylerle

Bu yazı, Karakalpak edebiyatında direkt veya dolaylı olarak kadın ve kızlar hakkında ortaya konan metinlerden hareketle Karakalpakların kadın ve kızlara bakış açısını