• Sonuç bulunamadı

Sözlü Kültür Bağlamında Eski Türk Yazıtları Prof. Dr. Fuzuli Bayat

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sözlü Kültür Bağlamında Eski Türk Yazıtları Prof. Dr. Fuzuli Bayat"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Atl› göçebe bir milletin sözlü kültür gelene¤inin medeniyetin bütün katlar›n-da görünmesi kültür tarihi aç›s›nkatlar›n-dan ol-dukça önemli bir meseledir. ‹lk tarihî, bediî vesikalar›m›z say›labilecek Gök-türk yaz›tlar›ndan, ça¤dafl edebiyat›m›-za kadar bu gelene¤imiz edebiyat ve kül-türümüzde müflahede edilmektedir. Söz-lü kültür; yaflayan tarih, yaflayan gele-neklerimiz, yaflayan kimli¤imiz ba¤la-m›nda da önemli bir fonksiyon üstlen-mifltir. Sözlü kültürün tafl›y›c›lar› olan

ozanlar›n Göktürk döneminden beri mevcut oldu¤u bilinmektedir. ‹flte ilk edebî eserler say›lacak Orhun-Yenisey yaz›tlar›nda sözlü kültürün belirleyici niteli¤e sahip olmas› ozan-söyleyici gele-ne¤i ile ilgilidir.

VII-VIII.yy.larda yaz›ld›¤› bilinen Orhun-Yenisey yaz›tlar›n›n Türk bediî fluurunun yetkin mahsulü olmas› düflün-cesi iki flekilde izah edilebilir.

1. Türklerin bize kadar ulaflmam›fl yaz›l› edebî eserleri olmufltur ki bunun

ESK‹ TÜRK YAZITLARI

An Evaluation of The Ancient Turkish Inscriptions

In Oral Cultural Context

Les anciennes inscriptions turques dans le contexte de la culture orale

Prof. Dr. Fuzulî BAYAT*

ÖZET

Makalede Orhun-Yenisey Yaz›tlar›n›n ortaya ç›kmas›nda sözlü kültürün belirleyici neteli¤i ve ozan-söyleyici gelene¤inin oynad›¤› rol araflt›r›lm›flt›r. Sagu (a¤›t), küg (türkü), destan, rivayet, mitolojik hikayeler Orhun-Yenisey yaz›tlar›n›n, Uygur tercüme edebiyat›n›n yaln›z flekil ve mazmununda de¤il, ayr›ca ideoloji-sinde de aç›kça görülmektedir. Ancak incelemeler sonunda destan üslûbunun, an›t-mezar abidelerin yaz›lma-s›nda önemli bir rol oynad›¤› anlafl›lmaktad›r. Destan üslûbu için karakteristik olan fliir dili kategorileri mev-cuttur ki (efl anlaml› fiiller ve efl anlaml› isimler, tekrarlanan sentaktik ifadeler, ön aliterasyonlar (anaforlar), paralelizmler) bunlar›n da hemen hemen hepsini eski Türk yaz›tlar›nda (baz›lar›nda çok, baz›lar›nda ise az) görebiliriz. Sözlü kültürün bütün bu kategorileri Orhun-Yenisey yaz›tlar›n›n flekillenmesinde önemli bir rol oynam›flt›r.

Anahtar Kelimeler

Orhun-Yenisey yaz›tlar›, sözlü kültür, paralelizm ABSTRACT

This article deals with the determining role that oral culture and the tradition of poetic storytelling have played in the creation of the Orhun-Yenisey inscriptions. The influence of laments, folk-songs, legends, tales and mythological stories is clearly observed not only in the form and contents of the Orhun-Yenisey inscriptions and Uygur translation literature, but also in the ideology found in these writings. Still, research has shown that especially the style of the legend has played an important role in the writing of the inscrip-tions found on the mausoleum monuments. There are categories of poetic language which are characteristic of the style of the legend, such as synonymous verbs and nouns, repeated syntactic features, pre-alliterations and parallelisms, almost all of which can be observed, to varying degrees, in the ancient Turkish inscriptions. These categories of oral culture have played an important role in creating the Orhun-Yenisey inscriptions.

Key Words

Orhun-Yenisey inscriptions, oral culture, parallelism.

(2)

da en eski kan›t› m.ö. IV. yy.a ait olan Is›k Kurgan’da arkeolojik kaz›lar sonu-cunda Alt›n Elbiseli fiehzadenin meza-r›nda bulunan gümüfl kâse üzerindeki yaz›tt›r.

2. Türkler tafl kitabelere var›ncaya kadar sözlü kültür geleneklerini, tarih-lerini, düflüncetarih-lerini, yaflam öykülerini yaflatm›fllard›r. Bütün bu öyküler, Türk-lerin sözlü olarak yaflatt›klar› zengin halk edebiyat›nda mevcuttur.

Yaln›z dil aç›s›ndan de¤il, ayr›ca edebî metin aç›s›ndan da büyük de¤er tafl›yan Orhun-Yenisey abideleri belli bir sisteme tâbi tutularak yaz›lm›flt›r. Her-hâlde ikinci kan›ta üstünlük vererek söyleyebiliriz ki eski Türk yaz›tlar› sözlü kültür gelene¤i ba¤lam›nda, zengin halk edebiyat›n›n aktif tesiri olmadan flekille-nemezdi. Etnik medeniyetin bütün alan-lar›nda fonksiyonelleflen halk edebiyat›, an›t kitabelerin oluflmas›nda da büyük rol oynam›flt›r. fiunu da belirtelim ki halk edebiyat›n›n – destanlar›n, türküle-rin, a¤›tlar›n Orhun-Yenisey ve Uygur tercüme edebiyat›na etkisi, halk edebi-yat›n›n ayr› ayr› türlerinin tafl kitabele-rin edebî estetik kayna¤› rolünde yer al-mas› hâlen de yeterince araflt›r›lmam›fl-t›r. ‹lk araflt›rmac›lardan tutun da son dönemin bilim adamlar›na kadar bir çok araflt›rmac› abidelerin üslûbunda destan elemanlar›n› ve fliirsel dilin vermifl oldu-¤u ak›c›l›¤› kaydetmifllerdir. (Meliorans-kiy 1899, Korfl 1910, Bernfltam 1946) Maalesef ilk baflta sezilen bu fikir, yete-rince gelifltirilemedi. Sagu (a¤›t), küg (türkü), destan, rivayet, mitolojik hika-yeler Orhun-Yenisey yaz›tlar›n›n, Uygur tercüme edebiyat›n›n yaln›z flekil ve mazmununda de¤il, ayr›ca ideolojisinde de aç›kça görülmektedir. Ancak incele-meler sonunda destan üslûbunun, an›t-mezar abidelerin yaz›lmas›nda önemli bir rol oynad›¤› anlafl›lmaktad›r. Tabiî ki destan üslûbu için karakteristik olan afla¤›da belirtilmifl olan fliir dili kategori-leri mevcuttur ki bunlar›n da hemen

he-men hepsini eski Türk yaz›tlar›nda (ba-z›lar›nda çok, ba(ba-z›lar›nda ise az) görebi-liriz:

a) Destan gelene¤i için karakteris-tik olan efl anlaml› fiiller ve efl anlaml› isimler Orhun-Yenisey yaz›tlar›n›n dilin-de bol bol ifllenerek metindilin-de bir canl›l›k oluflturmaktad›r. Meselâ, ifl-güç, kut-ülük (durum, hâl, vaziyet), öl-yit (mah-volmak), içik-yükün (tâbi olmak, boyun e¤mek), it-yarat (oluflturmak, kurmak), emgek-tolkak (kederlenmek), çurta-yogla (a¤lamak) vs. Bu çift veya eflan-laml› fiiller abidelerin diline bediîlik, fli-iriyet vermektedir.

b) Tekrarlanan sentaktik ifadeler destan metni için karakteristik bir hâl arz etmektedir. Baz› cümle yap›lar›n›n tekrarlanmas› Orhun-Yenisey abideleri-nin dilinde somut bir amaçla kullan›l-m›flt›r. Meselâ, erür-berür (geliyor, gi-diyor) azat olmak, kurtulmak anlamla-r›nda; adak kamflatt› (ayaklar›n› ç›rp-t›) isyan, ayaklanma, bafl kald›rma ma-nalar›nda; közü kafl› yablaç boltaç› (gözleri ve kafllar› birbirine kar›flt›, bo-zuldu) yas, matem anlamlar›nda; közü yukar› kopt› (gözü yukar› kalkt›) hafif-lik, kendini bilmezlik manalar›nda; içre afls›z, taflra tonsuz (içi aç, d›fl› elbise-siz) fakirlik anlam›nda; ot sub k›lma-t›m (atefli su yapmad›m) sulh, sakinlik, bar›fl›k anlamlar›nda; tün ud›mat›m, kündüz olurmat›m (gece uyumad›m, gündüz oturmad›m) çal›flmak manas›n-da, bafll›k›g yükündürmüfl, tizligig sökürmifl (bafl› olana bafl indirtmifl, dizi olana diz çöktürmüfl) güç, kuvvet ve sa-dakat anlamlar›nda; körür közüm körmes teg, bilir bilgim bilmez teg (görür gözüm görmez oldu, bilir biligim bilmez oldu) korku, telâfl, belirsizlik ma-nalar›nda. Bütün bunlar metinde sen-taktik ifadeler olarak kullan›lm›flt›r. Ya-z›l› edebî eserlere has olmayan bu tip de-yimleflmifl mecazi söyleyifllere Orhun-Ye-nisey yaz›tlar›nda çok s›k rastlamam›z, abidelerin destan metnini örnek alarak

(3)

flekillendi¤ini ifade etmemize olanak ve-rir.

c) Abidelerin dilinde aliterasyonlar, özellikle ön aliterasyonlar (anaforalar) genifl bir biçimde ifllenmifltir. Anaforan›n en yayg›n flekli, iki m›sran›n birleflmesi sonunda oluflanlard›r. Eski Türk yaz›tla-r›nda aliterasyonlu dörtlükler abbc, abcb, abca, aabb, abaa, abac, aabc, abcc fleklinde tasnif edilebilir. (Stebleva 1965:27) “Anafora hem halk fliirinde, hem eski destanlarda, meselâ, Hakas, Tuva, Yakut, Çuvafl destanlar›nda, hem de klâsik destanlarda, meselâ K›rg›z ve Kazak destanlar›nda yer verilmifltir. Es-ki Türk fliirinin (alitarasyonlu fliir) yap›-s›n› koruyan Yakut, Hakas, Tuva, Altay destanlar›nda anofora, fliiri oluflturan sanatsal elemanlardan biriyken, hece vezinli halk flirlerinde ise anafora, fliire ilâve güzellik veren bir sanatt›r. (Kula-kovskiy 1946, Ungivitskaya 1950, To-guy-ool 1953)

ç) Eski Türk halk fliiri, atasözleri, türküler ve destanlarda görülen parale-lizmler Orhun-Yenisey yaz›tlar›n›n fle-killenmesinde önemli bir rol oynam›flt›r. Paralelizmler epik eserlerdeki flekliyle tafl kitabelerde de kullan›lm›flt›r. Parale-lizm, ayn› cümle yap›s›na sahip iki ve daha çok cümlenin beraber kullan›lmas› olup, esasen türkü, atasözleri ve destan-larda, özellikle Yakut, Altay, Hakas, fior, Tuva destanlar›nda çokça kullan›lm›fl bir sanatsal kategoridir. Bu destan üslû-bu Orhun-Yenisey abidelerinin dilinde esasen, afla¤›daki flekilde kullan›lm›flt›r:

1) Efl anlaml› paralelizmler: Kutum bar üçün

Ülügüm bar üçün (Baht›m oldu¤u için Talihim oldu¤u için)

Karfl›laflt›rma ifade eden parale-lizmler:

Üze kök tengri Asra yag›z yir (Üste mavi gök Afla¤›da ya¤›z yer)

Veya,

Üze tengri basmasar Asra yir telinmeser (Üstten gök basmasa Afla¤›da yer yar›lmasa

2) s›ralama paralelizmleri: Beglik ur› ogl›n kul bolt›

‹flilik k›z ogl›n küng bolt› (Bey as›ll› o¤lun kul oldu Temiz k›z çocu¤un hizmetçi oldu)

3) de¤iflik varyantl› paralelizmler: Ölteçi budunug tirgüri içitim

Yal›n budunug tonluk k›lt›m Ç›gay budunug bay k›lt›m Az budunug üküfl k›lt›m (Mahvolan halk› kurtard›m Ç›plak halk› donlu ettim Fakir halk› zengin ettim Az halk› çok ettim)

Eski Türk yaz›tlar›, Türk destanla-r› ve genellikle halk edebiyat›n›n ano-nim anlat›m türleri için karakteristik olan epik klifleler (epik formeller) üzerin-de kurulmufltur. Bunun en yayg›n örne-¤ine bafllang›ç formellerde rastlar›z. Me-selâ arkaik Yakut, fior, Hakas, Altay, Tu-va destanlar›n›n bafllang›çlar›nda dün-yan›n yarat›lmas› hakk›nda mitolojik bilgiler verilmifltir. Orhun-Yenisey yaz›t-lar›nda tarihî flahsiyetler olan Bilge Ka-¤an, Tonyukuk, Kül Tigin ve di¤er abide-lerdeki kahramanlardan bahsedilmeden önce, dünyan›n yarat›lmas›, evrenin kat-manlar›n›n oluflmas›, insan›n türemesi hakk›nda mitolojik tasavvurlara yer ve-rilmifltir. Abidelerde epiklik (buna epik genellefltirme de denilebilir) o kadar güç-lüdür ki Çin y›ll›klar›nda etrafl›ca bahis mevzuu olan So¤d, Ming savafllar› bile ikinci dereceden, gereksiz bir fley olarak takdim edilir. Bu tip tarihî olaylar› anla-tan yaz›tlarda, esas dikkat edilen, mer-humun tarihî flahsiyeti ve kimli¤i de¤il, onun karfl›laflt›¤› zorluklard›r. Ayr›ca onun gücünün övülmesine, at›n›n rengi-ne ve yi¤itli¤irengi-ne de burada yer verilir. Bundan dolay›d›r ki abidelerde konu

(4)

edi-len kahraman›n savafl tekni¤ine, at›na ve savafl alan›n›n tasvirine ayr›lan k›-s›mlar reel savafl sahnelerine ayr›lan hisselerden çok yer tutar. Buradan anla-fl›l›yor ki Orhun-Yenisey abidelerini me-zar tafllar› üzerine yazanlar› tarihî-kro-nolojik bilgi de¤il, epik tahkiye, savafl de¤il, kahramanl›k, olaylar de¤il, epik hadiseler ilgilendirmifltir. Bu anlamda yazar, sanki reel tarihî flahsiyet ve hadi-selerden daha çok, ozan, bakfl›, kayç› (Al-tay destan söyleyicisi), olonhist (Yakut destan söyleyicisi) gibi ideal (örnek) bir kahraman hakk›nda destan okur. Tarihî olaylar›n uygun tasviri ve reel tarihî flartlar yaln›z baz› yerlerde, meselâ Bilge Ka¤an›n Türk halk›na müracaat›nda kendisini gösterir:

Ol ödke kul kullu¤ bolm›fl erti Küng künglüg bolm›s erti ‹nisi eçisin bilmez erti O¤lu kang›n bilmez erti Ança kaz¤anm›fl itmifl ‹limiz törümüz erti

Türk O¤uz begleri budun› efliding Üze tengri basmasar

Asra yir telinmeser Türk budun ilingin töringin kem artat› (Stebleva 1965:78) (O zamanlar kul kullu hizmetçi hizmetçili olmufltu

Küçük kardefl büyük kardeflini tan›mazd› O¤lu babas›n› tan›mazd›

Na kadar kazansa da ‹limiz, töremiz kayboldu Türk O¤uz beyleri, halk duyun Üstten gök basmasa

Afla¤›da yer yar›lmasa Senin ilini, töreni kim bozar)

Tarihî olaylar›n, özellikle de Türk milletine müracaatlar›n a¤›rl›kl› oldu¤u k›s›mlarda heyecan verici, gösteriflli bir dil hâkimdir. Ancak Kül Tigin’in ve Bil-ge Ka¤an’›n savafllar›n›n tasvirinde, ya-zar Yoluk Tigin’in esas amac› tarihî kro-nolojiyi, tarihî savafl sahnelerini ve co¤-rafî mekan› vermek de¤il, ka¤an›n

kah-ramanl›¤›n› övmek, gücünün, cesareti-nin yenilmez oldu¤unu göstermektir. ... yeti yigirmi yafl›ma

Tangut tapa süledim Tangut budununu buzd›m

O¤l›n yotuz›n y›lk›s›n bar›m›n anta alt›m Sekiz yigirmi yafl›ma

Alt› çub so¤dak tapa süledim Budunung anta buzd›m

Tab¤aç ong tutug befl tümen sü kelti Iduk baflta süngüfldüm

Ol süg anta yokk›flt›m Yigirmi yafl›ma basm›l ›d›kut

O¤ufl›m budung erti... (Stebleva 1965:94) (On yedi yafl›mda

Tangutlar›n üzerine ordu çektim Tangut halk›n› bozguna u¤ratt›m O¤lunu, k›z-gelinini, var-devletini ald›m on sekiz yafl›mda

Alt› vilayetli So¤dlar›n üzerine ordu çektim Halk›n› bozguna u¤ratt›m

Tabgaç On Tutug elli binlik orduyla geldi Ben baflta savaflt›m

O orduyu orada yok ettim Yirmi yafl›mda Basm›l Benim kendi halk›m idi...)

Genifl bir flekilde fliirin dilinin tahlil edilmesi, tafl kitabelerin destan üslûbu ile ilgisini belirtmeye yard›m eder. Bura-da poetik formellerden tutun Bura-da vas›ta-s›z nutuk, psikolojik ve sentaktik parale-lizm, bediî tayin (epitet), metaforik dil sistemine kadar destanlarla genifl mana-da halk edebiyat› ile mükayese edilebile-cek türde edebî sanatlara rastlan›lmak-tad›r. Kardefl kavgas›, akraba olan soyla-r›n birbirine karfl› düflmanl›klar›, ayr› ayr› kabilelerin devlete engel teflkil et-mesi, beylerin birbiriyle çekiflmeleri, boylar›n merkezî hâkimiyete tâbi olmak istememeleri, di¤er kavimlerin bafl kal-d›rmalar›, Çin’in k›flk›rtmalar› vs. dra-matik bir flekilde, epik tahkiyeye has bir tarzda takdim edilir. Bu tahkiyeden tari-hî bir eseri de¤il de bir kahramanl›k des-tan›n› okudu¤umuz hissine kap›l›r›z. Hatta do¤an›n tasviri de halk edebiyat› için karakteristik olan ekspressif (hissi)

(5)

ifadelerle zengindir. Meselâ an›t abide-lerde yolsuz, izsiz, geçilmez da¤l›k or-manlardan, sahili görünmeyen derin ne-hirlerden, yalç›n kayalardan, tek kelime ile savafl›n ruhuna uygun gelen tasvir-lerden bahsedilir. Bu ise an›t yaz›lar› için karakteristik olmayan, daha çok destan kahramanlar›n›n rastlad›¤› do¤al zorluklar› hat›rlat›r.

Destan üslûbunun eski Türk yaz›t-lar›na bir büyük etkisi de atla ilgilidir. ‹ster arkaik, isterse de klâsik destanlar-da kahraman› ats›z tasavvur etmek mümkün de¤ildir. Türk savafl takti¤in-de, “Ats›z savaflç›, savaflç› de¤ildir.” ku-ral› Orhun-Yenisey abidelerinde de gö-rüldü¤ünden at, hususî bir flekilde, bü-yük bir sayg›yla övülür. Baz› destanlar-da (meselâ, Alt›n Ar›k Destan›’ndestanlar-da) atla kahraman aras›nda bir akrabal›k ba¤› oldu¤unu ve atla kahraman›n ayn› za-manda do¤du¤unu görüyoruz. (Alt›n Ar›k 1988) Eski Türk yaz›tlar›n›n maz-mununda ve ruhunda ata karfl› bir sevgi, hayranl›k ve sayg› sezilmektedir. Bu, bir yandan destan etkisi ile izah edilirse, di-¤er yandan göçebe kavmin ata ba¤l›l›¤› ile de çok ilgilidir. Kül Tigin abidesi bu aç›dan özel bir yere sahiptir. Kül Tigin’in flerefine dikilmifl an›tta kahraman›n sa-vaflta bindi¤i atlar›n adlar›, renkleri, özellikleri yüksek bir üslûpla terennüm edilir. Göçebe-maldar bir kavmin As-ya’n›n içerilerinden kopup Avrupa’n›n merkezine kadar galibiyetle gelmesinin tek s›rr›n› W.M. Mc Covern h›zl› atlarda görür. (Mc Covern 1939) Atla yap›lan sa-vafl›n üstünlükleri Kül Tigin ve Bilge Ka¤an abidelerinde de görülmektedir. Destanlarda oldu¤u gibi eski Türk abi-delerinde, özellikle de Kül Tigin yaz›t›n-da atla kahraman bir sentez olufltur-maktad›r.

Kül Tigin Bayurkunung A¤ ad¤uru¤ binip oplayu tegdi Bir erig okun urt›

Eki erig ud›flru sançt› (Stebleva 1965:81)

(Kül Tigin Bayurku adl›

a¤ ata binip düflmana hücum etti Bir kifliyi okla vurdu

iki kifliyi m›zrak ile parçalad›)

Kül Tigin’in bindi¤i atlar›n adlar› ve renkleri de ilgimizi çekmektedir. Ba-yuku (beyaz at), Bafl¤u (boz at), Alp fial-ç› (beyaz at), Azman a¤ at, Az keher vs. Atlardan birinin alp ünvan› tafl›mas› Türklerin at› kültlefltirdiklerini ve ata da kahramanl›k ünvan› verdiklerini is-patlam›fl olur. Destan kahramanlar› gibi Kül Tigin de Türk mitolojik düflüncesin-de yücelik, kutsall›k ve u¤ur sembolü olan beyaz ve boz renkli atlara biner.

Abidelerin dilindeki poetiklik, yük-sek üslûp, heyecanl› müracaat gibi un-surlar sözlü kültürümüzün ürünlerinin katk›s› olmadan ortaya ç›kamazd›. Or-hun-Yenisey yaz›tlar›n›n dilindeki fliir problemine ilk kez yaklaflanlardan biri de A.Bombaci olmufltur. (Bombac› 1964:67) V.Stebleva ise Orhun-Yenisey yaz›tlar›n›n aliterasyon sistemi ve fliir yap›s› hakk›nda birkaç eser yazm›flt›r. Ancak Göktürk yaz›tlar›n›n poetikas› hakk›nda flimdiye kadar halk edebiyat›-n›n ve eski metinlerin özelli¤ini göz önünde bulundurarak tutarl› bir eser ya-z›lmam›flt›r.

Epikli¤in veya epik tahkiyenin, Or-hun-Yenisey abidelerinin özünde olmas› bir faktörle de tasdik edilebilir. Epik tah-kiyede savafl sahneleri, geçmifle dönüfl ve geçmifli özlem, dünya ve zaman hak-k›nda felsefî düflünceler ayn› formül üze-rinde kuruldu¤undan Bilge Ka¤anla Kül Tigin (k›smen de Tonyukuk ve Ongin abideleri) yaz›tlar› birbirinden farkl›l›k göstermez. Bu, bir taraftan yaz›tlar›n ayn› olaylar›n ifltirakçisi olan iki karde-flin an›t›na dikilmesinde, olaylar›n ayn› zamanda bafl göstermesinde ve her iki abideyi ayn› adam›n, yani Yoluk Tigin’in yazmas›nda kendini gösterir. Di¤er ta-raftan aynîyet her iki mezar tafl›n›n des-tan üslûbunda yaz›lmas›, epik

(6)

kuralla-r›n kitabelerin oluflmas›nda önemli bir rol üstlenmesi ile ilgilidir. Bu anlamda Selengi ve Ongin abideleri de adlar› ge-çen yaz›tlarla ortak özeli¤e sahiptir, de-nilebilir. Epik motif, bediî ifade vas›tala-r›, üslûbî seciye, aliterasyonlu cümle tip-leri di¤er an›t-mezar mahiyetindeki ya-z›tlar için de karakteristik bir özelliktir. Orhun-Yenisey yaz›tlar›n›n kahra-manlar›, özellikle Kül Tigin, Tonyukuk, Bilge Ka¤an, Moyun Çur ve Kuli Çur ad-lar› ile bilinen tarihi flah›slar destan kahramanlar› gibi vas›fland›r›l›rlar. Bu tarihî kahramanlar da destan kahra-manlar› gibi kendi düflünceleri, amaçlar› (meselâ, Türk devletini güçlendirmek ve s›n›rlar›n› geniflletmek, halk›n yaflam flartlar›n› iyilefltirmek, iç ve d›fl düflman-lara karfl› amans›z olmak, geçmifli unut-mamak vs.) u¤runda mücadele gösterir-ler. Onlar da destan kahramanlar› gibi teketek dövüflür, fiziksel güç gösterir, ola¤anüstü ifller yaparlar (mesalâ, Kül Tigin gibi), ak›ll› tedbirlerle düflmanla-r›n ma¤lup olmas›na yard›m ederler (meselâ, Tonyukuk gibi). Tonyukuk, Kül Tigin, Bilge Ka¤an, Ongin abidelerinde mevcut olan mevzular›n hepsinde des-tan üslûbundan gelen formellerden halk fliirinden gelen ifadelere kadar birtak›m unsurlar› görmek mümkündür. Bu mev-zular flunlard›r: Mitolojik hikâyeler, mi-tolojik zaman ve mekânla ilgili malû-mat, Türklerin ecdatlar› ve 1. ve 2. Gök-türk devletlerinin kurucular› hakk›nda malûmat, komflular› ve özellikle Çin’i kendilerine tâbi etmeleri konusu, Türk-lerin esaret devri, esaretten kurtulma, ayr› ayr› ka¤anlar›n (‹lterifl, Kapa¤an) ikinci Göktürk devletini kurmak yolun-da mücadeleleri, flerefine abide yücelti-len flahs›n savafllar›, kahramanl›klar›. Destan üslûbu için karakteristik olan epitetler (bediî tayin) de abidelerde çok-ça ifllenmifltir. Meselâ, Bilge Ka¤an, Alp Ka¤an, ya¤›z yir, kök tengri, ›d›k yir-sub, süçin sab, sary¤ altun vs. gibi epitetler yaz›l› edebiyat için karakteristik

de¤il-dir. Bediî tayinlerin esas fonksiyonu 1) dilde yüksek heyecanl› bir üslûp olufltur-mak ve 2) tarihî flahsiyeti ideal kahra-man s›fatlar›na sahip bir flekilde ortaya koymakt›r. Afla¤›daki örnekten bunu aç›kça görmek mümkündür:

Bilge Ka¤an ermis Alp Ka¤an ermis

Buyruzu yama bilge ermis arinç Alp ermis arinç

Begleri yeme budunu yeme tüz ermis An› için ilig ança tutm›s erinç ‹lig tut›p törig itmis

Özünçe kergek bolm›s (Stebleva 1965:74-75) (Bilge Ka¤an idiler

cesur ka¤anlar idiler Onlar›n iflleri de bilimli idi Cesur idiler

Beyleri, halk› do¤ru idi Onun için il tutmufltular ‹l tutup töre oluflturmufl Kendisi ise helâk olmufltu)

Destan üslûbu ve destan düflüncesi Orhun-Yenisey yaz›tlar›nda o kadar güç-lüdür ki, hatta baz› makamlarda tafl ki-tabeleri destandan, destan› tafl kitabe-lerden ay›rmak mümkün de¤ildir. Bu ne-denle de kahramanlar›n, düflmanlar›n tasviri genifl epik planda verilmifl, do¤a tasviri yukar›da da de¤inildi¤i gibi yal-n›z olaylar›n h›zlanmas›na yard›mc› ol-mufltur. Tabiat olaylar› yaln›z kahra-manlar›n haraketinde canl›l›k kazan-m›flt›r.

Destanlar için karakteristik olan epik zaman ve mekan birli¤i, yazar za-man›na oranla Orhun-Yenisey yaz›tla-r›nda belirgin bir flekilde korunmufltur. Hadiseler ne kadar tarihi zaman› içer-mifl olsa da anlat›m bak›m›ndan bu bir epik zaman özelli¤i tafl›maktad›r. Abide kahraman›n yolu sanki bize destan kah-raman›n›n seferlerini hat›rlad›r.

Destanlarda oldu¤u gibi abidelerde de aliterasyonlu fliir, paralelizm ve ses ç›-k›fl noktas› aç›s›ndan istedi¤imiz kadar iç kafiyeli m›sralar bulmak mümkündür.

(7)

Orhun-Yenisey yaz›tlar›n›n dilindeki fli-iriyeti baz› araflt›rmac›lar da görebilmifl-tir. (Melioranskiy 1898, Korfl 1909) Halk edebiyat› unsurlar›n›n ve motiflerinin es-ki Türk yaz›tlar›na geçmesi ve de¤iflime u¤ramas› daha çok Bilge Ka¤an ve Kül Tigin abidelerinde görülür. Kül Tigin an›-t›na dikilmifl olan abidede destan üslûbu-nun çok güçlü oldu¤unu görürüz. Özellik-le ideal kahraman tipi, bediî üslûp ve ni-hayet, epik klifleler abideyi halk edebiya-t›n›n bir türü fleklinde anlamaya yard›m eder. Destan üslûbu da bu abidede daha çok bafllang›çlarda rastlad›¤›m›z formül-lerde korunmufltur. Bafllang›çta takdim edilen zaman ve mekân anlay›fl› tarihî reel zaman› de¤il, epik zaman› ve mekâ-n› gösterir. Bu hâl aymekâ-n› flekilde Bilge Ka-¤an metninde de geçmektedir.

Üze kök tengri

Asra ya¤›z yir k›l›nt›kta Ekin aras› kifli o¤l› k›l›nm›fl

(Stebleva 1965:74) (Üstte mavi gök

Afla¤›da yer olufltu¤unda

‹kisinin aras›nda insan o¤lu yarat›lm›fl) Bu tip bafllang›ç zaman kliflesi, W.Radloff’un derleyip yay›nlad›¤› Manas Destan› için de karakteristik bir özellik-tir.

Yer yer bol¤anda

Su su bol¤anda (Radlov 1885:61) (Yer yer oldu¤unda

Su su oldu¤unda)

Ayn› hal Moyun-Çor abidesi için de geçerlidir. Bu abidede zaman tarihi ger-çekli¤ini kaybetti¤i gibi, reel yer adlar› da epikleflmifltir.

Tengride bolm›fl ‹l etmifl bilge ka¤an Tölis...

Ötügen tegresi ili ekin ara olurm›s Sub› Selenge ermis

Anta ili... ermis barm›s... Su anta kalm›s› bodun on uy¤ur Tokuz o¤uz üse yüz y›l olurd›

(Recebov 1993:145)

(Tanr›da olmufl

il oluflturmufl bilimli ka¤an Tölis...

‹li Ötükende ikisinin aras›nda (gökle yerin) yerleflmifl

Suyu Selenge imifl

Orada ili ba¤›ms›z yaflarm›fl Su orada kalm›fl, on Uygur halk› Dokuz O¤uz halk› üzerinde yüz y›l hükümranl›k yapm›fl.)

fiunu belirtelim ki, hat›rat edebiya-t› türünün güçlü oldu¤u Tonyukuk, Kuli-Çur gibi abidelerde bafllang›ç epik za-man ve mekân›n tasviri olmadan sunul-mufltur. Bir iki abedenin d›fl›nda kalan abidelerde bafllang›ç k›sm›nda epik za-man ve mekân hakk›nda bilgi verilmifl-tir. Meselâ, Ongin abidesi epik zaman ve mekânl› bafllang›ca örnek olabilir. (Cla-uson 1957) Kitab-› Dede Korkut destan-lar›ndaki epik klifleler ayn› flekilde Kül Tigin, k›smen de Tonyukuk yaz›t›nda tekrarlan›r. Bu üslûbî poetik unsurlar her iki abidenin ayn› epik an’ane üzerin-de flekillendi¤ini ispat eüzerin-der. Meselâ, Sa¤-da oturan sa¤ bigler, sol kolSa¤-da oturan sol bigler. ‹flikdeki ›naklar. Düpde oturan has bigler. Kutlu olsun devletünüz. (D-110). Beriye fladap›t begler, y›rya tarkat buyruk begler otuz (tatar)... tokuz o¤uz begleri budun› bu sab›m›n edgüti eflit. (Orkun 1994:22) Dede Korkut metninde: Biter senün otlar›n Kaz›l›k Ta¤›, biter iken bitmez olsun, kaçar senün geyikle-rün Kaz›l›k Ta¤› kaçar iken kaçmaz ol-sun, (D-27). Körür közüm körmez teg, bi-lir bilgim bilmez teg bolt›. (Orkun 1994:50) Dede Korkut’un bu alk›fl› (yom), Çapar iken a¤ boz atun büdrime-sün. Çal›flanda kara polat öz k›l›cun ge-dilmesün, dürtiflür iken ala gönderin ufanmasun. (D-35), Ongin yaz›t›ndaki Ag›t›nda y›lk›n bolzun özün uzun bolzun timifl, (Orkun 1994:271) cümlesine çok uygundur. Yine Dede Korkut Kitab›’nda verilmifl olan flu cümleler Orhun-Yenisey yaz›tlar›nda hem ruhen, hem de flekilce aynîyat oluflturmaktad›r: Yalunuz yigit

(8)

alp olmaz, Yavflan dibi berk olmaz (D-248). Yuyka kal›n bolsar toplaguluk alp ermifl, yinçge yo¤›n bolsar üzgülük alp ermifl, (Orkun 1994:104) gibi cümlelerle k›yaslanmas› da ozanla Yoluk Tigin’in hem manaca, hem flekilce ayn›, hem de anlamca ayn›, flekilce farkl› epik formel-leri kulland›klar›n› ispat eder.

Orhun-Yenisey abidelerinin dilinde özellikle alk›fl türü ve atasözleri için ka-rakteristik olan bir tak›m ifadelere de rastlamaktay›z. Meselâ Türk Budun yok bolmasun, tiyin, budun bolgun tiyin; Yir sub idisiz kalmazun tiyin (Orkun 1994:35-39) atasözüne örnek olarak da ‹çre afls›z, taflra tons›z; Semiz at agz› ka-t›k bolt›; veya Bilgelik yan›lmaz, yirçilig azmaz (Orkun 1994:282-287) Bununla beraber metinlerin dilinde epik destan-lara özgü olan sefer, yol tasvirleri de var-d›r. ‹lgeri fiantun yaz›ka tegi süledim, taluyka kiçik tegmedim. Birgerü tokuz ersenke tegi süledim, tüpütke kiçik teg-medim, kur›¤aru Y›nçu ü¤ keçe, temir kap›¤ka tegi süledim, y›r¤aru Yir Bay›r-ku yirine tegi süledim, bunça y›rka tegi yor›td›m. (Orkun 1994:23-25)

Sonuç olarak flunu belirtmekte ya-rar vard›r ki halk edebiyat›n›n büyük katk›s› sonunda daha çok destan an’ane-sinde yaz›lan Orhun-Yenisey abideleri yap›s›na göre de¤iflik içerikli ve birbirin-den farkl›laflan metinlerbirbirin-den oluflmakta-d›r. fiöyle ki, Barl›k abidesinde halk dili, Elegefl kitabesinde epiklik, baz›lar›nda destan üslûbu, baz›lar›nda ise a¤›t un-surlar› a¤›rl›k basmaktad›r. Bütün bu farkl›l›klar Göktürk abidelerinin yaz›l›fl amac›ndan, ait oldu¤u kifliden ve bu ki-flinin bilgi seviyesinden kaynaklanm›fl-t›r.

KAYNAKÇA

Ahmetov Z.A. 1964, Kazakskoe Stihoslojenie, Alma-Ata

Alt›n-Ar›k. Hakaskiy Geroiçeskiy Epos, 1988, Moskva

Bernfltam, A.N. 1946, Sotialno-Ekonomiçeskiy Story Orhono-Yeniseyskih Tyurok VI-VIII vekov, Moskva

Bombac›, A. 1964, “The Turkish Literatüres. ‹ntroductiry Notes On The History and Style”, PHTF, C. II,

Colouson, G. 1957, “The Ongin ‹nscription”, JRAS, pt. 3-4

Falev, P.A. 1922, Kak Stroitsa Kara-Kirgizs-kaya B›lina, Nauka I Prosvefleniye, No:1, Taflkent

‹vanov, N.‹. 1958, Çuvaflskoe Narodnoe Sti-hoslojenie, Avtoreferat Kandidatskoy Disertatsi, Çe-boksar›

Jirmunskiy, V.M. 1968, “Orhonskiye Nadpisi – Stihi ‹li Proza?”, Narod› Azi i Afriki, No:2

Jirmunskiy, V.M. 1970, “O Nekotor›h Proble-mah Teori Tyurkskogo Narodnogo Stiha”, Tyurkolo-giçeskiy Sbornik 1970, Moskva

Korfl, F.E. 1910, “Drevneyfliy Narodn›y Stih Turetskih Plemyon!”, Zapiski Vostoçnogo Otdeleniya Ruskogo Arheologiçeskogo Obflestva, St.Petersburg, c.XIX, v›p.2

Korfl, F.E. 1909, Drevniy Narodn›y Stih Tu-retskih Plemyon, St.Petersburg

Kulakovskiy, A.E. 1946, Stati i Material› po Yakutskomu Yaz›ku, Yakutsk

Mc Covern, W. M. 1939, The Early Empries of Central Asia, London

Melioranskiy, P.M. 1899, “Pamyatnik v Çest Kül Tegina”, Zapiski Vostoçnogo Otdeleniya Ruskogo Arheologiçeskogo Obflestva, St.Petersburg, c.XII, v›p.2-3

Melioranskiy, P.M. 1898, “Ob Orhonskih i Ye-niseyskih Nadgrobn›h Pamyatnikah s Nadpisyami”, Jurnal Ministerstva Narodnogo Prosvefleniya, Ç.317 Orkun, H. N. 1994, Eski Türk Yaz›tlar›, Anka-ra

Radlov, W. 1885, Obrazts› Narodnoy Literatu-r› Severo-Tyurkskih Plemyon, T. V. St. Petersburg

Recebov, E., Memmedov Y. 1993, Orhon Yeni-sey Abideleri, Bakü

Stebleva, ‹. V. 1965, Poeziya Tyurkov VII-VIII vekov, Moskova

Stebleva, ‹.V. 1963, “Poeziya Orhono-Yeniseys-kih Tyurok”, Narod› Azi i Afriki, No:1,

Toguy-ool, A.S. 1953, “Op›t ‹sledovavaniya Tu-vinskogo Stihoslojeniya”, Uçyon›e Zapiski Tuvinsko-go Nauçno-‹sledovatelskoTuvinsko-go ‹nstituta Yaz›ka, Lite-ratur› i ‹stori, v›p.1

Ungivitskaya, M.A. 1950, Hakasskoe Stihoslo-jenie, Avtoreferat Kandidatskoy Disertatsi, Abakan

Referanslar

Benzer Belgeler

• Kül Tigin yazıtının doğu, güney, kuzey yüzleri ile kuzeydoğu kenarındaki yazıtlar ve Çince yazıtının bulunduğu batı yüzündeki iki satırlık Türkçe yazıt

Üniversitelerimizin Türk Dili ve Edebiyatı bölümlerinde okutulan Eski Türkçe ve Orta Türkçe veya Tarihi Türk Lehçe- leri derslerinde, öğrencilerin eski veya orta

lerde yaşamayı denemiş kişilerdir.s Şaman, toplumun içinde olsa da yalnızdır. Kamlık zamanı kendini öteki dünya varlıklarından biri olarak gören ve öteki dünyayı

Erhan Aydın, Sibirya’da Türk İzleri: Yenisey Yazıtları, İstanbul: Kronik Kitap, 2019, 301 s., Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi, Sayı: 2020/15, s.. Erhan

(Arif Hik- dadır. İçeri girilince solda kahve ocağı vardır. Sağ- met) in bu proje ile tesbit ettiği eski Türk kahvesi deniz dakı büyük pencerelerin önüne geniş bir sedir

Dolayısıyla, parasal aktarım mekanizmasının kredi kanalı, geleneksel faiz oranı kanalına bir alternatif olarak çıkmamı , aksine, geleneksel faiz oranı

Matemati¤in Nobel’i konumundaki Abel Ödülü, bu y›l New York Üniversitesi’nde matematikçi olan Hintli Srinivasa Varadhan’a verildi. Norveç Bilimler Akademisi’nin 975

E¤er bir eflitlik SG özelli¤ini sa¤l›- yorsa, eflitli¤in ifllem taraf› ters çevrildi¤in- de eflitlik yine ayn› sonucu verecektir.. ‹flte size bir