• Sonuç bulunamadı

entrA Stuaton Story by Erendz Atasü: “Kısa Br Üzüntü”Erendiz Atasü'den Br Durum Hikâyes: “Kısa Bir Üzüntü

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "entrA Stuaton Story by Erendz Atasü: “Kısa Br Üzüntü”Erendiz Atasü'den Br Durum Hikâyes: “Kısa Bir Üzüntü"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Rece ved/Gel ş: Fat h SAKALLI Accepted/Kabul: 13/10/2016

Öz

Erend z Atasü'den B r Durum H kâyes : 'Kısa B r Üzüntü' adlı bu makale, Atasü'nün son öykü k tabında yer alan 'Kısa B r Üzüntü' adlı öyküsü üzer ne b r değerlend rmed r. Makalen n g r ş bölümünde Atasü'nün öz geçm ş , yazarlığı ve eserler nden söz ed ld kten sonra 'Erend z Atasü Öykücülüğü' başlıklı kısımda Atasü'nün öykü k taplarından sırasıyla söz ed lm ş sonra da onun öykü anlayışı le lg l b lg lere yer ver lm şt r. 'B r Annen n Şeh rden Ayrılacağını Kızına Söyleyememes n n H kâyes : Kısa B r Üzüntü' başlık lı kısımda se makaleye konu olan 'Kısa B r Üzüntü' adlı h kâye, h kâyeden yapılan alıntılar ç erçeves nde değerlend r lmeye çalışılmıştır. Kısa B r Üzüntü adlı h kâyede, b r kadının anne olarak çocuğuna karşı duyarlılığı gözler önüne ser lm ş, şeh rden ayrılma durumunu kızına söyleme çabası anlatılmıştır. Sonuç bölümünde se b r durum h kâyes olan 'Kısa B r Üzüntü' hakkında genel yargılara varılmıştır.

Anahtar Kel meler: Erend z Atasü, durum h kâyes , Kısa B r Üzüntü, anne, kadın

A S tuat on Story by Erend z Atasü: “Kısa B r Üzüntü”

Abstract

Th s art cle wh ch s named A S tuat on Story by Erend zAtasü: 'Kısa B rÜzüntü' s an analyses of the story named Kısa B r Üzüntü wh ch s n the Atasü's latest book. The ntroductory chapter s ment oned Atasü's b ography, authorsh p and works. Atasü's story books are ment oned respect vely and her narrat ve perspect ve s enl ghtened n the sect on t tled 'Erend z Atasü's Narrat on'. Kısa B r Üzüntü s evaluated based on quotes from the story n the sect on t tled 'B r Annen n Şeh rden Ayrılacağını Kızına Söyleyememes n n H kâyes : Kısa B r Üzüntü'. In the story, a woman's sens t v ty to her ch ld and her effort to say leav ng the c ty s descr bed. In the last part an overall assessment of the story named A Short Sadness s prov ded.

Key Words: Erend z Atasü, s tuat on story, Kısa B r Üzüntü, mother, woman

*

Doç. Dr. Gaz Ün vers tes , Edeb yat Fakültes , Türk D l ve Edeb yatı Bölümü Öğret m Üyes , fsakall @gaz .edu.tr

(2)

G r ş

1947' de Ankara'da doğan Erend z Atasü, 1968'de Ankara Ün vers tes , Eczacılık Fakültes 'n b t r r. Aynı fakültede uzun yıllar öğret m üyes olarak çalıştıktan sonra 1997 yılında Farmakognoz profesörlüğünden emekl ye ayrılır. Yazı hayatına öykü yazarak başlayan sanatçının lk öyküsü, Balkon Saat , 1981 yılında yayımlanır. B rçok gazete ve derg de öyküler , makaleler , denemeler ve ncelemeler yayımlanan yazarın yapıtlarında fem n zm düşünces n şled ğ görülür. Dağın Ötek Yüzü, Kadınlar da Vardır, Taş Üstüne Gül Oyması, Hayatın En Mutlu Anı, Kızıl Kale adlı eserler le çeş tl sanat ve edeb yat ödüller n de alan yazarın öyküler , yurt ç nde ve yurt dışında b rçok antoloj de yer almıştır. Eserler üzer ne çeş tl b l msel çalışmalar yapılan ve hakkında b rçok makale yazılan Atasü, Ankara'da yaşamakta ve yazı hayatına devam etmekted r. Yazarın bugüne kadar yayımlanan eserler şunlardır: H kâye: Kadınlar da Vardır (1983), Lanetl ler (1985), Dullara Yas Yakışır (1988), Onunla Güzeld m ( 1992), Taş Üstüne Gül Oyması (1997), Uçu (1998), İnc r Ağacının Ölümü (2008), Hayatın En Mutlu Anı ( 2010), Kızıl Kale (2015) Roman: Dağın Ötek Yüzü (1995), Gençl ğ n O Yakıcı Mevs m (1999), B r Yaşdönümü Rüyası (2002), Açıkoturumlar Çağı (2006), Güneş Saygılı'nın Gerçek Yaşamı (2011), Dün ve Ferda (2013) Deneme: Ben m Yazarlarım (2000), Kadınlığım, Yazarlığım, Yurdum (2001), İmgeler n İz (2003), Kavram ve Slogan (2004), Düşünce Sefalet n Kıskacında (2008), B l nçle Beden Arasındak Uzaklık (2009), Yıllar Geçerken Hayat ve Roman (2013), Saldırganı Hoş Tutmak (2015).

Erend z Atasü Öykücülüğü

Erend z Atasü'nün lk öykü k tabı 1983'te yayımlanan Kadınlar da Vardır'dır. Bu öykü k tabında sırasıyla 'B r Tren Yolculuğu', 'B r Yüz –B r Ters', 'Kadınlar da Vardır', 'Balkon Saat ', 'Özlem Zamanı Geçt ', 'Yemenden B r Yel Est ', 'Sess z Al ', 'B r K ml k Aranıyor' adlı sek z öykü yer almaktadır. Yazarın k nc öykü k tabı 1985'te yayımlanan Lanetl ler adlı eserd r. Bu k tabında da 'Arda Kalan', 'Hüzün' 'Ağlamak', 'Gerçek ve Düş', 'Lanetl ler', 'Üç Kuşak', 'Esma', 'Den z n Türküsü' adlı sek z öykü yer alır. Dullara Yas Yakışır, Atasü'nün 1988 yılında yayımlanan üçüncü öykü k tabıdır. Eser; Aşka Da r, Yalnızlığa Da r, Ve Kadınlara Da r,

(3)

Yazı hayatına öykü yazarak başlayan Atasü, “eserler nde kadının b reysel ve toplumsal konumunu eleşt rel b r bakışla rdeleyen, kend s n fem n st olarak tanımlayan b r kadın yazardır.” (Önder, 2016: 462) Onun 'Çocukluğu İst yorum-Çocukluğumu Ver n Bana' adlı dört bölümden oluşmaktadır. K tapta; 'İk nc Aşkın Peş nde', 'Sevda İç n Tek K ş l k Ağıt', 'Can Yoldaşı', 'İnc , Satı, Erhan ve Durmuş', 'Bahçıvan', 'Harput'ta Var B r K l se', 'Bayburtlu', 'Yaşlı B r Genç Kız', 'Yabancı B r Göğün Altında', 'Madam Butterfly Ölmey Reddederse', 'Sevg 'n n Romanı', 'Kayısı Gülü', 'K raz Dalları' ve 'Dullara Yas Yakışır' adlı on dört h kâye bulunur. Atasü'nün dördüncü öykü k tabı Onunla Güzeld m, 1992 yılında yayımlanır. K tapta; 'Esk Sevg l ', 'Haz ran'da B r An', 'Mün h'te Yağmur Yağıyor', 'Toz', 'Yüzey', 'Suyun Karanlık Çek m ', 'Su', 'Ağlayan Kadınlar Kolajı İç n Taslak', adlı sek z öykü vardır. Taş Üstüne Gül Oyması, yazarın 1997'de yayımlanan beş nc öykü k tabıdır. Eserde; 'Taş Üstüne Gül Oyması', 'Son Yörük Çadırı', 'Katran Ağacı', 'İk nc Ülke', 'Za de', 'Esk Masal' adlı altı öykü yer alır. Yazarın 1998 yılında yayımlanan altıncı öykü k tabı Uçu adını taşır. K tapta; 'Ada', 'Uçu', 'M s', 'Moza k', 'Ant okos'un M rası', 'Doğunun Çağrısı', 'G selle'n n Del rm ş Ayakları' adlı yed öykü bulunmaktadır. Erend z Atasü'nün yed nc öykü k tabı İnc r Ağacı'nın Ölümü, 2008 yılında yayımlanır. K tap; Gülünes Öyküler, Buruk Öyküler, Karanlık Öyküler olmak üzere üç bölümden oluşur. Eserde; 'İnc r Ağacı'nın Ölümü Üzer ne Tuhaf B r Soruşturma', 'Kapıcı Zebercet' n Önlenemeyen Yüksel ş ', 'Beyaz F l', 'Operada B r Gece', 'Aynı Şarkı' 'Sır', 'Hayat B r Rüyadır', 'Özlemek', 'Torun', 'Kayma', 'Yeryüzü Mutluluğu' adlı on b r öykü yer alır. Hayatın En Mutlu Anı, yazarın 2010 yılında yayımlanan sek z nc öykü k tabıdır. K tapta; 'Hanımefend le Kocakarı', 'Ün formalı Adam', 'F k r Ayrılığı', 'Bağışıklık Yetmezl ğ nde Ayrılık', 'Hayatın En Mutlu Anı', 'Kabullen ş', 'Sen Sevm yorum' adlı yed öykü vardır. Yazarın, dokuzuncu ve son öykü k tabı se 2015 yılında yayımlanan Kızıl Kale'd r. K tap; Esk Zaman Masalları, Üçleme, Yen Zaman Öyküler adlı üç bölümden oluşmaktadır. Eserde; 'Kızıl Kale', 'Erdemoğulları le Uysalkızlar', 'Dullar Ev ', 'Mutlu Son', 'Yalnız Adam'ın Yanlış Seç m ', 'Yavaş B r İnt har', 'Kısa B r Üzüntü', 'Meleğ n İnt kamı', 'Kan Kokusu', 'Duvardak Fotoğraf', 'Hayat Ders ' ve 'Mekânsız' adlı on k öykü bulunmaktadır.

(4)

“ lk öyküler nde kadınların hayatını gözler önüne sererken b r yandan da erkek egemen toplumun kadına yükled ğ anlamlar ve kadının sırtında kambur hal nde olan sorumluluklar rdelenmekted r. Öykülerde kadının ez lm şl ğ , bunalımı, toplum baskısı, ş, eş, ev, çocuk sorumluluğu altında yaşadığı sıkıntılar d le get r lmekted r.” (Suroğlu, 2011: 36) Yaşanılan hayata a t olguları, anıları, mgelerle süslenm ş b r d lle kurgulayarak öyküler n meydana get ren yazarın öykü kahramanlarının büyük çoğunluğunu kadınlar oluşturur. Öykünün b r an'ı letmes , anlatması gerekt ğ n fade eden yazara göre 'öykü, hayatın gürültülü patırtılı akışında güme g tm ş b r ayrıntıyı, b r duyguyu, b r sez ş d le get r r; b r perdey haf fçe aralayıp ardındak manzarayı düş gücümüze sunar.” (Atasü, 2003: 51). Atasü, lk öyküler nden t baren erkekler n egemen olduğu b r toplumda kadınların yaşadığı sıkıntılar üzer nde durur. Çalışkan bu hususu şöyle fade eder: “Erend z Atasü lk öykü k tabıyla Kadınlar da Vardır d yerek g rm şt r yazın dünyasına. Demek daha o zaman b r kadın olarak kend ses n duyurmak steğ yle… Gerçekte hep kadınlar üzer ned r bu öyküler. Ev kadınları, çalışan kadınlar, devr mc kadınlar, gündel kç kadınlar, hatta yabancı kadınlar. Yan her kes mden ve farklı b l nç düzey ndek kadınlar. Heps n n ortak b r paydası vardır: Erkek egemen toplum düzen n n neden olduğu hırpalanma. Şu ya da bu b ç mde heps ez lm ş ve zedelenm şt r bu düzende. Onları b r araya get ren de budur. Bu lk k tapta Atasü'nün sonradan yılmadan vurgulayacağı konular hemen bel rmekted r.” (Çalışkan, 2004: 34). Erend z Atasü'nün, fem n st b r b l nçle kaleme aldığı h kâyeler nde kadınlar hep ön plandadır. H kâyeler n n çoğunluğu b r durumu, b r anı anlatmaktadır. Kahramanların sürekl b r ler yle veya b r şeylerle çatışma hâl nde olduğu görülür. Suroğlu, bu durumu şöyle fade eder: “Yazar, hang konuyu şlerse şles n, tüm h kâyeler nde kadın mges kend n göster r… Öyküler n daha çok durumlar üzer ne kurar. Öykü kuruluşlarında asıl d kkat çeken yön kahramanların yaşadıkları çatışmalardır. Kahramanlar genell kle kend ler yle, çevreler ndek nsanlarla, düzenle çatışma ve geçm şle hesaplaşma hal nded rler.” (Suroğlu, 2011: 39). Atasü, Türk edeb yatında kadınlarla lg l hususların tam olarak anlatılmadığı düşünces nded r: “Türk edeb yatında kadın hakları konusunun tam olarak şlenemed ğ ve kadınların tüm yönler yle anlatılmadığı f kr nde olan Erend z Atasü, bütün eserler nde kadın sorunsalına yer vermekted r.”

(5)

(Suroğlu, 2011: 218). Yazmayı kend ç n b r mücadele b ç m ve sığınak olarak gören yazar, kadınları anlamak ve anlatmak ç n yazdığını şu satırlarla bel rt r: “Yazmak, ben m ç n, yaşadığımı alab ld ğ ne duyumsamanın tek değ lse de en öneml yollarından b r . Yazmak ben m hem mücadele b ç m m hem sığınağım… Hayatı anlamak ç n yazdım ve yazıyorum. Hayatın k nc l konuma tt ğ c ns m , kadınları anlamak ve anlatmak ç n yazıyorum, kadın olduğumu unutmadan yazıyorum. B n yıllardır susturulmuş kadınların kend sesler n bulmaya ht yaçları var; onlara öğret lenler tekrarlamaya değ l, gereks n mler ; bastırılmış duygularını, düşünceler n ve kıstırılmış yaşantılarını kend sözcükler yle nsanlığın ortak b l nc ne aktarab lmeler gerek. Bence kadın edeb yatı denen de tam budur.” (Atasü, 2014: 32- 33). Kadınların sesler n duyurmak ç n yazdığını fade eden sanatçı, “kadın kahramanlardan yola çıkarak h kâyeler nde aşkı, c nsell ğ , evl l ğ , kadın erkek l şk ler n , çalışan kadının hâller n , göç, yabancılaşma, yalnızlık konularını anlatmaktadır.” (Suroğlu, 2011: 38). Bu konuların yanında “öyküler nde başta kadınların sorunları ve kadınlar arası let ş ms zl k olmak üzere, 12 Eylül Dönem , evl l kte yabancılaşma, tar h eserler n yok ed l ş , sözün kalıcılığı, nsanların b rb r n çekememes , yalnızlık, aşk, yalnız ve dul kadınlara toplumun bakış açısı, çalışan kadınların hayatın yükü altında ez lmes , toplumda kız ve erkek çocuk ayrımı yapılması, duyarsızlık g b konular yer almaktadır.” (Suroğlu, 2011: 217). Kısacası Atasü, edeb yatın farklı türler nde kaleme aldığı eserler nde; kadın duyarlılığını ön plana çıkarmayı amaçlayan b r yazar k ml ğ yle karşımıza çıkar. Yazarın bu tavrı en çok ürün verd ğ tür olan h kâyelerde de bel rg n b r şek lde yansıtılmaktadır. Erkek egemen b r toplumda susturulmuş, hayatın arka plana sürükled ğ kadınları ve onların yaşadığı sıkıntıları anlatmayı amaçlayan yazarın, şled ğ konularla da bunu somutlaştırdığı görülür.

B r Annen n Şeh rden Ayrılacağını Kızına Söyleyememes n n

H kâyes :

“Kısa B r Üzüntü”

Erend z Atasü'nün son h kâye k tabı Kızıl Kale'de yer alan “Kısa B r Üzüntü” adlı h kâye, hasta b r annen n şeh rden ayrılacağını kızına söyleyememes üzer ne kurulu b r durum h kâyes d r. Annen n kızına bu

(6)

durumu söylemek ç n gösterd ğ davranışlar, duygu ve düşünceler h kâyen n kurgusunu oluşturur. H kâye, Mayıs ayının başında Anadoluh sarı'nın yanındak b r yamaçta bulunan kır kahves nden şehr n tasv r le başlar. “Anadoluh sarı'nın yanındak yamaç, Boğa z'a d k b r n şle kavuşuyordu. Sık b tk örtüsü kayanın sertl ğ n yumuşatmış… Mayıs başında, yeş l n her türlüsüyle ve erguvanlarla kaplıydı sırt. Sess zl k… Kuş cıvıltıları sess zl ğ örselem yor, nasıl b r d z nc yalın kes ml b r elb sen n sadel ğ n büsbütün vurgularsa, şte öyle, d ng nl ğ koyulaştırıyordu. Sess zl ğ n art düzlem nde uğultu. İnsan öğüten dev mak nen n m lyonlarca sesten oluşmuş tekdüze homurtusu… Uzakta ve ş md l k etk s z. Erguvanlar metropolün yırtıcılığını umursamıyor.”(Atasü, 2015: 131).

Edeb eserler n çözümlemeler nde, met nde kullanılan semboller ve bunların çağrışımları öneml d r. “B r metn n anlaşılması ve yorumlanması ancak der nde yatan g zl özün ve kapalı anlamların açımlanmasıyla mümkün olab l r. Edeb met nler, güçlü b r sez ş kab l yet ne sah p uyanık b r d kkatle ncelend kler zaman, farklı açılımlar ortaya koyan, çok katmanlı yapılar olarak değer kazanırlar. D l n mkânlarını sınırsız hale get ren semboller, üstün b r duyarlılığa sah p sanatçıların, alışılmış kel me ve anlama b rl kler ne, yen ve özgün çağrışımlar yüklemeler sonucu ortaya çıkarlar.” (Yılmaz, 2011: 45). 'Kısa B r Üzüntü' adlı h kâyede de erguvanlar ve kadının taktığı nc kolye h kâyedek semboller olarak karşımıza çıkar: “Erguvanlar metropolün yırtıcılığını umursamıyor. Kadın boynundak nc kolyeye dokunuyor.”(Atasü, 2015: 131). H kâyede erguvanlar, baharın gel ş n , yaşama sev nc n fade ederken, kadının taktığı nc kolye, ayrılığın haberc s olarak yorumlanab l r. Bu semboller h kâyen n lerleyen bölümler nde de tekrar ed l r. Kadının şeh rden ayrılacağı h kâyen n başında h ssett r l r: “Kadın hepten uzaklaştığında da şeh r umursamadan kalacak.”(Atasü, 2015: 131). B r kır kahves nde kızıyla buluşan kadının her koşulda g y m ne özen gösterd ğ , kızının se kılık kıyafet g b hususlara aldırmadığı vurgulanır ve kızın tasv r yapılır: “Alt tarafı b r kır kahves . Her koşulda g y m ne özen göstermey severd ; bu hem kend n hem karşısındak n önemsemek değ l m yd ? Kızı aldırmazdı böyle şeylere; kot pantolonunu çekm ş, ayağında espadr ller; dağınık saçları sallapat b r atkuyruğunda sözüm ona toplanmış, yüzü makyajsız.” (Atasü, 2015: 131-132). Kızı, annes n n t k hâl ne gelen davranışlarından şüphelen r.

(7)

Annes n n, öneml b r şey söyleyeceğ zamanlarda şık g y nd ğ nden, kend s n güzel b r yere götürüp takılarıyla, g ys ler n n ekler yle oynadığından söz eder: “Genç kadın annes nde b r t k hâl n almış bu el dev n m n ve davranış b ç m n çocukluğundan ber tanıyordu. Öneml –ya da kend nce öneml - b r şey söyleyecekse annes , önce şık g y n r, sonra

nsanı güzel b r yere götürüp orada b r türlü konuya g remezken g ys ler n n eklent ler yle oynar dururdu. Ne gerek vardı şatafata, bu törens l klere!” (Atasü, 2015: 132). Kadın, kızına çocukluğunun geçt ğ yerler göstermek sted ğ n söylese de kızı bunları zaten b ld ğ n fade eder: “Annec ğ m, ben bunları zaten b l yorum. H sarın yan sokağındak ev , sonra Kand ll Kız L ses 'n , sana âşık kaptanı, han düdük çalan, selam n yet ne.” (Atasü, 2015: 133). Kızının son yıllardak tavırlarını umursamamayı öğrenen kadın, annel ğ n kölece b r duygu olduğunu bel rt r: “Kölece b r şeyd analık, nsana onur kavramını unutturan.” (Atasü, 2015: 133). Yorgun olan kadın, kızıyla d d şmeye yetecek kadar zamanının olmadığı düşünces nded r: “Anlaşılan gerçekten de söylenecek b r şey yoktu… İk rc kl yanıtları, acımasız sorgulamaları kaldıramayacak kadar yorgundu. Hem zaten zaman kalmamıştı, d d şmeye yetecek kadar…” (Atasü, 2015: 133).

Annes n n tavırları karşısında şüphelenen kızı, annes ne hasta olup olmadığını sorar. Annes nden hayır cevabını alınca rahatlar. Annes bugün göreceğ tek şefkat kırıntısının bu olduğunu düşünür ve şu yorumu yapar: “Gerçekten sağlığım ç n m kaygısı yoksa b r ard ye kadar sıkışık hayatına b r de hastalığın yükünü nasıl sığdıracağı ürküntüsünden m baret? Mantık k nc şıkka şaret ed yordu. Anne mantığı susturdu.” (Atasü, 2015: 133). Kadın, rahatsızlığı sebeb yle fazla zamanının kalmadığını b lmekte ve her geçen gün ölüme b raz daha yaklaştığını düşünmekted r. “Kadının önündek zaman kısaldıkça gen şlem ş ve durulaşmıştı, bakışı der nleşm şt ; o göreb l yordu, ışıktan b r yanılsamaydı yapay dağlar. Gerçekte sadece buldozerler vardı ve b r ölüm raksıydı çevreler nde dönen…” (Atasü, 2015: 134). Kadın, kızı ve damadının bütün gençler g b çok çalıştığını, daha y b r hayat ç n çalıştıklarını düşünseler b le, onların bu çalışmaları le aslında b rtakım görünmez k ş ler daha da zeng nleşt rd kler n fade eder. Kızı ve damadının da tüm çalışanlar g b d şler yle tırnaklarıyla dapdaracık b r hayata tutunma çabası ç nde olduklarını düşünür. Ve kend durumunu, g tt kten sonra kısa b r mektupla ya da telefonla b ld rmen n daha kolay

(8)

olacağını ve böylece k msey daraltmayacağını düşünür. “Evet, evet, en y s g tt kten sonra kısa b r mektupla ya da telefonla b ld rmekt durumu. Öyles daha kolay olacaktı. Büsbütün daralmamalıydı k mse.” (Atasü, 2015: 134). Kadın, şeh rden uzaklaşacak olmasını şu benzetme le fade eder: “Yaşlılara düşen, tıpkı ölmek ç n uğultulu cangılın sess z b r köşes ne çek len ht yar f ller g b bu dapdaracık şeh rden uzaklaşmaktı.” (Atasü, 2015: 134). Kadın, g deceğ küçük kasabayı, yakınlarından uzaklaşmasını, ç nde bulunduğu ruh hâl n ve kızına durumu söyley p söylememe le lg l kararını şu cümlelerle bel rt r: “Ege kıyısında küçük b r kasaba; b r bakımev , şefkatten yoksun olmayan; yakınlarının lg kırıntılarını umarsızca beklemeden karşılamak gen ş zamanı… Yaşam, nsanın el nden onurundan başka her şey alıyordu … N ced r yakınlarından uzaklaşıyordu; korunun, yamacın, den z n b rl kte ç zd ğ sarmala dolanıyordu, b r g rdabın ç ne çek l r g b … Artık nc nm yor, artık kırılmıyordu. Zaman yoktu böyle şeylere. Yalnızca doğanın sess zl ğ vardı. Evet, en y s g tt kten sonra söylemekt .” (Atasü, 2015: 134). Kadın, boynundak nc kolyey çıkarıp kızına armağan eder. Kızı, annes n n bu davranışı karşısında şaşırır ve b r anlam veremez. Kadının aklına kızının çocukluk yılları gel r. Kolyen n kend s nden ona yad gâr kalacağını bel rterek ona y bakmasını temb hler. Kızını b r an üzdüğü ç n üzülür fakat sonra bundan vazgeçer. Çünkü kızının şyer ne varır varmaz bu kısa üzüntüyü unutacağının b l nc nded r. “Kadın b r an kızını üzdüğü ç n üzüldü; sonra vazgeçt üzülmekten. İşyer ne varır varmaz kızı nasılsa bu kısa üzüntüyü unutacaktı.” (Atasü, 2015: 135). Görülüyor k annen n kızı hususundak hassas yet , kızında bulunmamaktadır ve ne acıdır k anne bunun farkındadır. Dolayısıyla h kâyeye sm n veren 'Kısa B r Üzüntü ' fades , tek taraflı b r duygu yoğunluğunu bel rt rken annen n yaşadığı anlık b r ruh hâl n n fades olarak yorumlanab l r

.

Sonuç

Atasü'nün 'Kızıl Kale' adlı öykü k tabındak öykülerden b r olan 'Kısa B r Üzüntü' Anadoluh sarı'nın yanındak kır kahve ler n n b r nde anne

le kızın b r araya gelmes ve annen n şeh rden uzaklaşacak olmasını kızına söyleyememes üzer ne kurulmuş b r durum h kâyes d r. Mevs m bahardır, mayıs ayının başlarında erguvanlardan söz ed l r. Kadının kızına b r şey

(9)

söyleyeceğ zaman onu, şehr n güzel b r yer ne get rmes , güzel kıyafetler g ymes ve çeş tl takılar takması kızı tarafından b l nen b r durumdur. Kızı gene böyle b r an olduğunun farkına varır fakat ne olduğuna tam anlam veremez. Annes ne hasta olup olmadığını sorar. Olmadığı cevabını alınca rahatlar. H kâyede erguvanlar baharın müjdec s ken kadının taktığı nc kolye ayrılığın sembolü durumundadır.

Atasü h kâyede, kadının düşünceler aracılığı le hayata a t tecrübelere ve olgulara da değ n r. Annel ğ n kölece b r şey olduğundan, bütün gençler n çok çalıştığından, nsanların d şler yle tırnaklarıyla daracık b r hayata tutunma çabalarından, yaşamın nsanın el nden onurundan başka her şey aldığından söz ed l r. Ege kıyısında küçük b r kasabadak bakımev ne yerleşecek olan kadın, bütün çabalarına rağmen kızına bunu söyleyemez. Bu durumu; g tt kten sonra, mektupla veya telefonla b ld rmen n daha doğru olacağını düşünür. Çok sevd ğ kolyes n , her şeyden çok sevd ğ kızına armağan ederek kend s nden b r yad gâr kalmasını ster. B r an kızını üzdüğü ç n üzülse de bu durumdan çabuk kurtulur. Kızının, ş yer ne g tt ğ vak t yaşadığı bu kısa üzüntüyü hemen unutacağının farkındadır. H kâyede, annen n kızı le buluşma anından ayrılma anına kadar tüm yaşadıklarını gören ve b len b r anlatıcı vardır. Atasü, h kâyede gayet sade b r d l kullanırken k rc klenmek, varsıllaştırmak, törens l kler g b kel melere de yer ver r. Kızının kend s ne olan tavırları karşısında nc nm şl kler olan b r annen n buna rağmen sırf o üzülür d ye şeh rden ayrılacağını ona söyleyememes n n h kâyes olan 'Kısa B r Üzüntü' kadın ve anne duyarlılığını çtenl kle gözler önüne seren edeb b r met n k ml ğ taşır.

(10)

Kaynakça

Atasü Erend z (2003) “Öykü B r 'An' mı?” İmgeler n İz , Can Yayınları, İstanbul

Atasü Erend z (2014) “Yazmak… ve Yaşadığımız Yüzyıl” Erend z Atasü Edeb yatı, haz: Günsel Sönmez İşç , Can Yayınları, İstanbul.

Atasü Erend z (2015) 'Kısa B r Üzüntü' Kızıl Kale, Can Yayınları, İstanbul.

Çalışkan Sevda (2004) “B r Somutlama Ustası: Erend z Atasü” Varlık, S.1159, N san, s.34-38.

Önder Alev (2016) Erend z Atasü'nün Kızıl Kale Adlı Öykü K tabında Toplumsal C ns yet,

Turk sh Stud es , Volume 11/10 Spr ng 2016, s. 459 – 472.

Suroğlu Kezban (2011) Erend z Atasü, Hayatı-Eserler -Sanatı, Selçuk Ün vers tes , Sosyal B l mler Enst tüsü, Yen Türk Edeb yatı B l m Dalı, Yayımlanmamış Yüksek L sans Tez , Konya.

Yılmaz Burcu Ebru (2011) “H kâye ve Romanlarda Sembol D l n n Görüntüler Üzer ne B r Değerlend rme” B l g, S.56, s.45-56.

Referanslar

Benzer Belgeler

Katılımcıların SAÖ toplam puanının, besin etiketi okuma alışkanlıkları değişkenine göre değerlendirildiğinde aradaki fark istatistiksel açıdan anlamlı

Göçebe toplumunun yaşam tarzına uyum içinde, XI – XIX yüzyılları arasında hikaye anlatıcısından Türk geleneksel tek kişilik tiyatrosuna dönüşen meddah, Orta Asya

Köy Hekimi adlı romanlarında yazar, yaşadığı dönemin eleştirisini yapar. 73...dünya edebiyatının anıt romanlarındandır. Romanın kahramanı Jean Valjean, pişmanlık ve

7 ) Doç. İbrahim KAVAZ, “Edebiyat ve Eleştiri”, Bizim Külliye,Üç Aylık Kült. Sadık K.TURAL, Zamânın Elinden Tutmak, Ötüken Neşriyat A.Ş. 11 ) Ahmet KABAKLI,

Okunabilen bazı metinler Hiti dilinden başka bir takım diller bulunduğunu ve lâakal birinin , ( luwi ) dilinin indo-öropeen bir dil olduğunu göstermiştir Ancak bu

( يه .نوعاطلا ءابو نع يقئاقح قيثو ت وأ خيرأت ةلزنمب اًّيئاور اًجاتن أرقن )، 1960 - 1913 تناك امدنع ،يضاملا نرقلا تاينيعبرأ يف ةيرئازجلا نارهو ةنيدم يف اهثادحأ

Among those women are Virginia Woolf and Erendiz Atasü, who assert that women can transcend all patriarchal boundaries between body/mind, female/male and self/other

For Virginia Woolf, a seminal figure in feminist thought and women’s writing tradition, and Erendiz Atasü, Turkish feminist woman writer, who struggle for subverting