Rece ved/Gel ş: Fat h SAKALLI Accepted/Kabul: 13/10/2016
Öz
Erend z Atasü'den B r Durum H kâyes : 'Kısa B r Üzüntü' adlı bu makale, Atasü'nün son öykü k tabında yer alan 'Kısa B r Üzüntü' adlı öyküsü üzer ne b r değerlend rmed r. Makalen n g r ş bölümünde Atasü'nün öz geçm ş , yazarlığı ve eserler nden söz ed ld kten sonra 'Erend z Atasü Öykücülüğü' başlıklı kısımda Atasü'nün öykü k taplarından sırasıyla söz ed lm ş sonra da onun öykü anlayışı le lg l b lg lere yer ver lm şt r. 'B r Annen n Şeh rden Ayrılacağını Kızına Söyleyememes n n H kâyes : Kısa B r Üzüntü' başlık lı kısımda se makaleye konu olan 'Kısa B r Üzüntü' adlı h kâye, h kâyeden yapılan alıntılar ç erçeves nde değerlend r lmeye çalışılmıştır. Kısa B r Üzüntü adlı h kâyede, b r kadının anne olarak çocuğuna karşı duyarlılığı gözler önüne ser lm ş, şeh rden ayrılma durumunu kızına söyleme çabası anlatılmıştır. Sonuç bölümünde se b r durum h kâyes olan 'Kısa B r Üzüntü' hakkında genel yargılara varılmıştır.
Anahtar Kel meler: Erend z Atasü, durum h kâyes , Kısa B r Üzüntü, anne, kadın
A S tuat on Story by Erend z Atasü: “Kısa B r Üzüntü”
Abstract
Th s art cle wh ch s named A S tuat on Story by Erend zAtasü: 'Kısa B rÜzüntü' s an analyses of the story named Kısa B r Üzüntü wh ch s n the Atasü's latest book. The ntroductory chapter s ment oned Atasü's b ography, authorsh p and works. Atasü's story books are ment oned respect vely and her narrat ve perspect ve s enl ghtened n the sect on t tled 'Erend z Atasü's Narrat on'. Kısa B r Üzüntü s evaluated based on quotes from the story n the sect on t tled 'B r Annen n Şeh rden Ayrılacağını Kızına Söyleyememes n n H kâyes : Kısa B r Üzüntü'. In the story, a woman's sens t v ty to her ch ld and her effort to say leav ng the c ty s descr bed. In the last part an overall assessment of the story named A Short Sadness s prov ded.
Key Words: Erend z Atasü, s tuat on story, Kısa B r Üzüntü, mother, woman
*
Doç. Dr. Gaz Ün vers tes , Edeb yat Fakültes , Türk D l ve Edeb yatı Bölümü Öğret m Üyes , fsakall @gaz .edu.tr
G r ş
1947' de Ankara'da doğan Erend z Atasü, 1968'de Ankara Ün vers tes , Eczacılık Fakültes 'n b t r r. Aynı fakültede uzun yıllar öğret m üyes olarak çalıştıktan sonra 1997 yılında Farmakognoz profesörlüğünden emekl ye ayrılır. Yazı hayatına öykü yazarak başlayan sanatçının lk öyküsü, Balkon Saat , 1981 yılında yayımlanır. B rçok gazete ve derg de öyküler , makaleler , denemeler ve ncelemeler yayımlanan yazarın yapıtlarında fem n zm düşünces n şled ğ görülür. Dağın Ötek Yüzü, Kadınlar da Vardır, Taş Üstüne Gül Oyması, Hayatın En Mutlu Anı, Kızıl Kale adlı eserler le çeş tl sanat ve edeb yat ödüller n de alan yazarın öyküler , yurt ç nde ve yurt dışında b rçok antoloj de yer almıştır. Eserler üzer ne çeş tl b l msel çalışmalar yapılan ve hakkında b rçok makale yazılan Atasü, Ankara'da yaşamakta ve yazı hayatına devam etmekted r. Yazarın bugüne kadar yayımlanan eserler şunlardır: H kâye: Kadınlar da Vardır (1983), Lanetl ler (1985), Dullara Yas Yakışır (1988), Onunla Güzeld m ( 1992), Taş Üstüne Gül Oyması (1997), Uçu (1998), İnc r Ağacının Ölümü (2008), Hayatın En Mutlu Anı ( 2010), Kızıl Kale (2015) Roman: Dağın Ötek Yüzü (1995), Gençl ğ n O Yakıcı Mevs m (1999), B r Yaşdönümü Rüyası (2002), Açıkoturumlar Çağı (2006), Güneş Saygılı'nın Gerçek Yaşamı (2011), Dün ve Ferda (2013) Deneme: Ben m Yazarlarım (2000), Kadınlığım, Yazarlığım, Yurdum (2001), İmgeler n İz (2003), Kavram ve Slogan (2004), Düşünce Sefalet n Kıskacında (2008), B l nçle Beden Arasındak Uzaklık (2009), Yıllar Geçerken Hayat ve Roman (2013), Saldırganı Hoş Tutmak (2015).
Erend z Atasü Öykücülüğü
Erend z Atasü'nün lk öykü k tabı 1983'te yayımlanan Kadınlar da Vardır'dır. Bu öykü k tabında sırasıyla 'B r Tren Yolculuğu', 'B r Yüz –B r Ters', 'Kadınlar da Vardır', 'Balkon Saat ', 'Özlem Zamanı Geçt ', 'Yemenden B r Yel Est ', 'Sess z Al ', 'B r K ml k Aranıyor' adlı sek z öykü yer almaktadır. Yazarın k nc öykü k tabı 1985'te yayımlanan Lanetl ler adlı eserd r. Bu k tabında da 'Arda Kalan', 'Hüzün' 'Ağlamak', 'Gerçek ve Düş', 'Lanetl ler', 'Üç Kuşak', 'Esma', 'Den z n Türküsü' adlı sek z öykü yer alır. Dullara Yas Yakışır, Atasü'nün 1988 yılında yayımlanan üçüncü öykü k tabıdır. Eser; Aşka Da r, Yalnızlığa Da r, Ve Kadınlara Da r,
Yazı hayatına öykü yazarak başlayan Atasü, “eserler nde kadının b reysel ve toplumsal konumunu eleşt rel b r bakışla rdeleyen, kend s n fem n st olarak tanımlayan b r kadın yazardır.” (Önder, 2016: 462) Onun 'Çocukluğu İst yorum-Çocukluğumu Ver n Bana' adlı dört bölümden oluşmaktadır. K tapta; 'İk nc Aşkın Peş nde', 'Sevda İç n Tek K ş l k Ağıt', 'Can Yoldaşı', 'İnc , Satı, Erhan ve Durmuş', 'Bahçıvan', 'Harput'ta Var B r K l se', 'Bayburtlu', 'Yaşlı B r Genç Kız', 'Yabancı B r Göğün Altında', 'Madam Butterfly Ölmey Reddederse', 'Sevg 'n n Romanı', 'Kayısı Gülü', 'K raz Dalları' ve 'Dullara Yas Yakışır' adlı on dört h kâye bulunur. Atasü'nün dördüncü öykü k tabı Onunla Güzeld m, 1992 yılında yayımlanır. K tapta; 'Esk Sevg l ', 'Haz ran'da B r An', 'Mün h'te Yağmur Yağıyor', 'Toz', 'Yüzey', 'Suyun Karanlık Çek m ', 'Su', 'Ağlayan Kadınlar Kolajı İç n Taslak', adlı sek z öykü vardır. Taş Üstüne Gül Oyması, yazarın 1997'de yayımlanan beş nc öykü k tabıdır. Eserde; 'Taş Üstüne Gül Oyması', 'Son Yörük Çadırı', 'Katran Ağacı', 'İk nc Ülke', 'Za de', 'Esk Masal' adlı altı öykü yer alır. Yazarın 1998 yılında yayımlanan altıncı öykü k tabı Uçu adını taşır. K tapta; 'Ada', 'Uçu', 'M s', 'Moza k', 'Ant okos'un M rası', 'Doğunun Çağrısı', 'G selle'n n Del rm ş Ayakları' adlı yed öykü bulunmaktadır. Erend z Atasü'nün yed nc öykü k tabı İnc r Ağacı'nın Ölümü, 2008 yılında yayımlanır. K tap; Gülünes Öyküler, Buruk Öyküler, Karanlık Öyküler olmak üzere üç bölümden oluşur. Eserde; 'İnc r Ağacı'nın Ölümü Üzer ne Tuhaf B r Soruşturma', 'Kapıcı Zebercet' n Önlenemeyen Yüksel ş ', 'Beyaz F l', 'Operada B r Gece', 'Aynı Şarkı' 'Sır', 'Hayat B r Rüyadır', 'Özlemek', 'Torun', 'Kayma', 'Yeryüzü Mutluluğu' adlı on b r öykü yer alır. Hayatın En Mutlu Anı, yazarın 2010 yılında yayımlanan sek z nc öykü k tabıdır. K tapta; 'Hanımefend le Kocakarı', 'Ün formalı Adam', 'F k r Ayrılığı', 'Bağışıklık Yetmezl ğ nde Ayrılık', 'Hayatın En Mutlu Anı', 'Kabullen ş', 'Sen Sevm yorum' adlı yed öykü vardır. Yazarın, dokuzuncu ve son öykü k tabı se 2015 yılında yayımlanan Kızıl Kale'd r. K tap; Esk Zaman Masalları, Üçleme, Yen Zaman Öyküler adlı üç bölümden oluşmaktadır. Eserde; 'Kızıl Kale', 'Erdemoğulları le Uysalkızlar', 'Dullar Ev ', 'Mutlu Son', 'Yalnız Adam'ın Yanlış Seç m ', 'Yavaş B r İnt har', 'Kısa B r Üzüntü', 'Meleğ n İnt kamı', 'Kan Kokusu', 'Duvardak Fotoğraf', 'Hayat Ders ' ve 'Mekânsız' adlı on k öykü bulunmaktadır.
“ lk öyküler nde kadınların hayatını gözler önüne sererken b r yandan da erkek egemen toplumun kadına yükled ğ anlamlar ve kadının sırtında kambur hal nde olan sorumluluklar rdelenmekted r. Öykülerde kadının ez lm şl ğ , bunalımı, toplum baskısı, ş, eş, ev, çocuk sorumluluğu altında yaşadığı sıkıntılar d le get r lmekted r.” (Suroğlu, 2011: 36) Yaşanılan hayata a t olguları, anıları, mgelerle süslenm ş b r d lle kurgulayarak öyküler n meydana get ren yazarın öykü kahramanlarının büyük çoğunluğunu kadınlar oluşturur. Öykünün b r an'ı letmes , anlatması gerekt ğ n fade eden yazara göre 'öykü, hayatın gürültülü patırtılı akışında güme g tm ş b r ayrıntıyı, b r duyguyu, b r sez ş d le get r r; b r perdey haf fçe aralayıp ardındak manzarayı düş gücümüze sunar.” (Atasü, 2003: 51). Atasü, lk öyküler nden t baren erkekler n egemen olduğu b r toplumda kadınların yaşadığı sıkıntılar üzer nde durur. Çalışkan bu hususu şöyle fade eder: “Erend z Atasü lk öykü k tabıyla Kadınlar da Vardır d yerek g rm şt r yazın dünyasına. Demek daha o zaman b r kadın olarak kend ses n duyurmak steğ yle… Gerçekte hep kadınlar üzer ned r bu öyküler. Ev kadınları, çalışan kadınlar, devr mc kadınlar, gündel kç kadınlar, hatta yabancı kadınlar. Yan her kes mden ve farklı b l nç düzey ndek kadınlar. Heps n n ortak b r paydası vardır: Erkek egemen toplum düzen n n neden olduğu hırpalanma. Şu ya da bu b ç mde heps ez lm ş ve zedelenm şt r bu düzende. Onları b r araya get ren de budur. Bu lk k tapta Atasü'nün sonradan yılmadan vurgulayacağı konular hemen bel rmekted r.” (Çalışkan, 2004: 34). Erend z Atasü'nün, fem n st b r b l nçle kaleme aldığı h kâyeler nde kadınlar hep ön plandadır. H kâyeler n n çoğunluğu b r durumu, b r anı anlatmaktadır. Kahramanların sürekl b r ler yle veya b r şeylerle çatışma hâl nde olduğu görülür. Suroğlu, bu durumu şöyle fade eder: “Yazar, hang konuyu şlerse şles n, tüm h kâyeler nde kadın mges kend n göster r… Öyküler n daha çok durumlar üzer ne kurar. Öykü kuruluşlarında asıl d kkat çeken yön kahramanların yaşadıkları çatışmalardır. Kahramanlar genell kle kend ler yle, çevreler ndek nsanlarla, düzenle çatışma ve geçm şle hesaplaşma hal nded rler.” (Suroğlu, 2011: 39). Atasü, Türk edeb yatında kadınlarla lg l hususların tam olarak anlatılmadığı düşünces nded r: “Türk edeb yatında kadın hakları konusunun tam olarak şlenemed ğ ve kadınların tüm yönler yle anlatılmadığı f kr nde olan Erend z Atasü, bütün eserler nde kadın sorunsalına yer vermekted r.”
(Suroğlu, 2011: 218). Yazmayı kend ç n b r mücadele b ç m ve sığınak olarak gören yazar, kadınları anlamak ve anlatmak ç n yazdığını şu satırlarla bel rt r: “Yazmak, ben m ç n, yaşadığımı alab ld ğ ne duyumsamanın tek değ lse de en öneml yollarından b r . Yazmak ben m hem mücadele b ç m m hem sığınağım… Hayatı anlamak ç n yazdım ve yazıyorum. Hayatın k nc l konuma tt ğ c ns m , kadınları anlamak ve anlatmak ç n yazıyorum, kadın olduğumu unutmadan yazıyorum. B n yıllardır susturulmuş kadınların kend sesler n bulmaya ht yaçları var; onlara öğret lenler tekrarlamaya değ l, gereks n mler ; bastırılmış duygularını, düşünceler n ve kıstırılmış yaşantılarını kend sözcükler yle nsanlığın ortak b l nc ne aktarab lmeler gerek. Bence kadın edeb yatı denen de tam budur.” (Atasü, 2014: 32- 33). Kadınların sesler n duyurmak ç n yazdığını fade eden sanatçı, “kadın kahramanlardan yola çıkarak h kâyeler nde aşkı, c nsell ğ , evl l ğ , kadın erkek l şk ler n , çalışan kadının hâller n , göç, yabancılaşma, yalnızlık konularını anlatmaktadır.” (Suroğlu, 2011: 38). Bu konuların yanında “öyküler nde başta kadınların sorunları ve kadınlar arası let ş ms zl k olmak üzere, 12 Eylül Dönem , evl l kte yabancılaşma, tar h eserler n yok ed l ş , sözün kalıcılığı, nsanların b rb r n çekememes , yalnızlık, aşk, yalnız ve dul kadınlara toplumun bakış açısı, çalışan kadınların hayatın yükü altında ez lmes , toplumda kız ve erkek çocuk ayrımı yapılması, duyarsızlık g b konular yer almaktadır.” (Suroğlu, 2011: 217). Kısacası Atasü, edeb yatın farklı türler nde kaleme aldığı eserler nde; kadın duyarlılığını ön plana çıkarmayı amaçlayan b r yazar k ml ğ yle karşımıza çıkar. Yazarın bu tavrı en çok ürün verd ğ tür olan h kâyelerde de bel rg n b r şek lde yansıtılmaktadır. Erkek egemen b r toplumda susturulmuş, hayatın arka plana sürükled ğ kadınları ve onların yaşadığı sıkıntıları anlatmayı amaçlayan yazarın, şled ğ konularla da bunu somutlaştırdığı görülür.
B r Annen n Şeh rden Ayrılacağını Kızına Söyleyememes n n
H kâyes :
“Kısa B r Üzüntü”
Erend z Atasü'nün son h kâye k tabı Kızıl Kale'de yer alan “Kısa B r Üzüntü” adlı h kâye, hasta b r annen n şeh rden ayrılacağını kızına söyleyememes üzer ne kurulu b r durum h kâyes d r. Annen n kızına bu
durumu söylemek ç n gösterd ğ davranışlar, duygu ve düşünceler h kâyen n kurgusunu oluşturur. H kâye, Mayıs ayının başında Anadoluh sarı'nın yanındak b r yamaçta bulunan kır kahves nden şehr n tasv r le başlar. “Anadoluh sarı'nın yanındak yamaç, Boğa z'a d k b r n şle kavuşuyordu. Sık b tk örtüsü kayanın sertl ğ n yumuşatmış… Mayıs başında, yeş l n her türlüsüyle ve erguvanlarla kaplıydı sırt. Sess zl k… Kuş cıvıltıları sess zl ğ örselem yor, nasıl b r d z nc yalın kes ml b r elb sen n sadel ğ n büsbütün vurgularsa, şte öyle, d ng nl ğ koyulaştırıyordu. Sess zl ğ n art düzlem nde uğultu. İnsan öğüten dev mak nen n m lyonlarca sesten oluşmuş tekdüze homurtusu… Uzakta ve ş md l k etk s z. Erguvanlar metropolün yırtıcılığını umursamıyor.”(Atasü, 2015: 131).
Edeb eserler n çözümlemeler nde, met nde kullanılan semboller ve bunların çağrışımları öneml d r. “B r metn n anlaşılması ve yorumlanması ancak der nde yatan g zl özün ve kapalı anlamların açımlanmasıyla mümkün olab l r. Edeb met nler, güçlü b r sez ş kab l yet ne sah p uyanık b r d kkatle ncelend kler zaman, farklı açılımlar ortaya koyan, çok katmanlı yapılar olarak değer kazanırlar. D l n mkânlarını sınırsız hale get ren semboller, üstün b r duyarlılığa sah p sanatçıların, alışılmış kel me ve anlama b rl kler ne, yen ve özgün çağrışımlar yüklemeler sonucu ortaya çıkarlar.” (Yılmaz, 2011: 45). 'Kısa B r Üzüntü' adlı h kâyede de erguvanlar ve kadının taktığı nc kolye h kâyedek semboller olarak karşımıza çıkar: “Erguvanlar metropolün yırtıcılığını umursamıyor. Kadın boynundak nc kolyeye dokunuyor.”(Atasü, 2015: 131). H kâyede erguvanlar, baharın gel ş n , yaşama sev nc n fade ederken, kadının taktığı nc kolye, ayrılığın haberc s olarak yorumlanab l r. Bu semboller h kâyen n lerleyen bölümler nde de tekrar ed l r. Kadının şeh rden ayrılacağı h kâyen n başında h ssett r l r: “Kadın hepten uzaklaştığında da şeh r umursamadan kalacak.”(Atasü, 2015: 131). B r kır kahves nde kızıyla buluşan kadının her koşulda g y m ne özen gösterd ğ , kızının se kılık kıyafet g b hususlara aldırmadığı vurgulanır ve kızın tasv r yapılır: “Alt tarafı b r kır kahves . Her koşulda g y m ne özen göstermey severd ; bu hem kend n hem karşısındak n önemsemek değ l m yd ? Kızı aldırmazdı böyle şeylere; kot pantolonunu çekm ş, ayağında espadr ller; dağınık saçları sallapat b r atkuyruğunda sözüm ona toplanmış, yüzü makyajsız.” (Atasü, 2015: 131-132). Kızı, annes n n t k hâl ne gelen davranışlarından şüphelen r.
Annes n n, öneml b r şey söyleyeceğ zamanlarda şık g y nd ğ nden, kend s n güzel b r yere götürüp takılarıyla, g ys ler n n ekler yle oynadığından söz eder: “Genç kadın annes nde b r t k hâl n almış bu el dev n m n ve davranış b ç m n çocukluğundan ber tanıyordu. Öneml –ya da kend nce öneml - b r şey söyleyecekse annes , önce şık g y n r, sonra
nsanı güzel b r yere götürüp orada b r türlü konuya g remezken g ys ler n n eklent ler yle oynar dururdu. Ne gerek vardı şatafata, bu törens l klere!” (Atasü, 2015: 132). Kadın, kızına çocukluğunun geçt ğ yerler göstermek sted ğ n söylese de kızı bunları zaten b ld ğ n fade eder: “Annec ğ m, ben bunları zaten b l yorum. H sarın yan sokağındak ev , sonra Kand ll Kız L ses 'n , sana âşık kaptanı, han düdük çalan, selam n yet ne.” (Atasü, 2015: 133). Kızının son yıllardak tavırlarını umursamamayı öğrenen kadın, annel ğ n kölece b r duygu olduğunu bel rt r: “Kölece b r şeyd analık, nsana onur kavramını unutturan.” (Atasü, 2015: 133). Yorgun olan kadın, kızıyla d d şmeye yetecek kadar zamanının olmadığı düşünces nded r: “Anlaşılan gerçekten de söylenecek b r şey yoktu… İk rc kl yanıtları, acımasız sorgulamaları kaldıramayacak kadar yorgundu. Hem zaten zaman kalmamıştı, d d şmeye yetecek kadar…” (Atasü, 2015: 133).
Annes n n tavırları karşısında şüphelenen kızı, annes ne hasta olup olmadığını sorar. Annes nden hayır cevabını alınca rahatlar. Annes bugün göreceğ tek şefkat kırıntısının bu olduğunu düşünür ve şu yorumu yapar: “Gerçekten sağlığım ç n m kaygısı yoksa b r ard ye kadar sıkışık hayatına b r de hastalığın yükünü nasıl sığdıracağı ürküntüsünden m baret? Mantık k nc şıkka şaret ed yordu. Anne mantığı susturdu.” (Atasü, 2015: 133). Kadın, rahatsızlığı sebeb yle fazla zamanının kalmadığını b lmekte ve her geçen gün ölüme b raz daha yaklaştığını düşünmekted r. “Kadının önündek zaman kısaldıkça gen şlem ş ve durulaşmıştı, bakışı der nleşm şt ; o göreb l yordu, ışıktan b r yanılsamaydı yapay dağlar. Gerçekte sadece buldozerler vardı ve b r ölüm raksıydı çevreler nde dönen…” (Atasü, 2015: 134). Kadın, kızı ve damadının bütün gençler g b çok çalıştığını, daha y b r hayat ç n çalıştıklarını düşünseler b le, onların bu çalışmaları le aslında b rtakım görünmez k ş ler daha da zeng nleşt rd kler n fade eder. Kızı ve damadının da tüm çalışanlar g b d şler yle tırnaklarıyla dapdaracık b r hayata tutunma çabası ç nde olduklarını düşünür. Ve kend durumunu, g tt kten sonra kısa b r mektupla ya da telefonla b ld rmen n daha kolay
olacağını ve böylece k msey daraltmayacağını düşünür. “Evet, evet, en y s g tt kten sonra kısa b r mektupla ya da telefonla b ld rmekt durumu. Öyles daha kolay olacaktı. Büsbütün daralmamalıydı k mse.” (Atasü, 2015: 134). Kadın, şeh rden uzaklaşacak olmasını şu benzetme le fade eder: “Yaşlılara düşen, tıpkı ölmek ç n uğultulu cangılın sess z b r köşes ne çek len ht yar f ller g b bu dapdaracık şeh rden uzaklaşmaktı.” (Atasü, 2015: 134). Kadın, g deceğ küçük kasabayı, yakınlarından uzaklaşmasını, ç nde bulunduğu ruh hâl n ve kızına durumu söyley p söylememe le lg l kararını şu cümlelerle bel rt r: “Ege kıyısında küçük b r kasaba; b r bakımev , şefkatten yoksun olmayan; yakınlarının lg kırıntılarını umarsızca beklemeden karşılamak gen ş zamanı… Yaşam, nsanın el nden onurundan başka her şey alıyordu … N ced r yakınlarından uzaklaşıyordu; korunun, yamacın, den z n b rl kte ç zd ğ sarmala dolanıyordu, b r g rdabın ç ne çek l r g b … Artık nc nm yor, artık kırılmıyordu. Zaman yoktu böyle şeylere. Yalnızca doğanın sess zl ğ vardı. Evet, en y s g tt kten sonra söylemekt .” (Atasü, 2015: 134). Kadın, boynundak nc kolyey çıkarıp kızına armağan eder. Kızı, annes n n bu davranışı karşısında şaşırır ve b r anlam veremez. Kadının aklına kızının çocukluk yılları gel r. Kolyen n kend s nden ona yad gâr kalacağını bel rterek ona y bakmasını temb hler. Kızını b r an üzdüğü ç n üzülür fakat sonra bundan vazgeçer. Çünkü kızının şyer ne varır varmaz bu kısa üzüntüyü unutacağının b l nc nded r. “Kadın b r an kızını üzdüğü ç n üzüldü; sonra vazgeçt üzülmekten. İşyer ne varır varmaz kızı nasılsa bu kısa üzüntüyü unutacaktı.” (Atasü, 2015: 135). Görülüyor k annen n kızı hususundak hassas yet , kızında bulunmamaktadır ve ne acıdır k anne bunun farkındadır. Dolayısıyla h kâyeye sm n veren 'Kısa B r Üzüntü ' fades , tek taraflı b r duygu yoğunluğunu bel rt rken annen n yaşadığı anlık b r ruh hâl n n fades olarak yorumlanab l r
.
Sonuç
Atasü'nün 'Kızıl Kale' adlı öykü k tabındak öykülerden b r olan 'Kısa B r Üzüntü' Anadoluh sarı'nın yanındak kır kahve ler n n b r nde anne
le kızın b r araya gelmes ve annen n şeh rden uzaklaşacak olmasını kızına söyleyememes üzer ne kurulmuş b r durum h kâyes d r. Mevs m bahardır, mayıs ayının başlarında erguvanlardan söz ed l r. Kadının kızına b r şey
söyleyeceğ zaman onu, şehr n güzel b r yer ne get rmes , güzel kıyafetler g ymes ve çeş tl takılar takması kızı tarafından b l nen b r durumdur. Kızı gene böyle b r an olduğunun farkına varır fakat ne olduğuna tam anlam veremez. Annes ne hasta olup olmadığını sorar. Olmadığı cevabını alınca rahatlar. H kâyede erguvanlar baharın müjdec s ken kadının taktığı nc kolye ayrılığın sembolü durumundadır.
Atasü h kâyede, kadının düşünceler aracılığı le hayata a t tecrübelere ve olgulara da değ n r. Annel ğ n kölece b r şey olduğundan, bütün gençler n çok çalıştığından, nsanların d şler yle tırnaklarıyla daracık b r hayata tutunma çabalarından, yaşamın nsanın el nden onurundan başka her şey aldığından söz ed l r. Ege kıyısında küçük b r kasabadak bakımev ne yerleşecek olan kadın, bütün çabalarına rağmen kızına bunu söyleyemez. Bu durumu; g tt kten sonra, mektupla veya telefonla b ld rmen n daha doğru olacağını düşünür. Çok sevd ğ kolyes n , her şeyden çok sevd ğ kızına armağan ederek kend s nden b r yad gâr kalmasını ster. B r an kızını üzdüğü ç n üzülse de bu durumdan çabuk kurtulur. Kızının, ş yer ne g tt ğ vak t yaşadığı bu kısa üzüntüyü hemen unutacağının farkındadır. H kâyede, annen n kızı le buluşma anından ayrılma anına kadar tüm yaşadıklarını gören ve b len b r anlatıcı vardır. Atasü, h kâyede gayet sade b r d l kullanırken k rc klenmek, varsıllaştırmak, törens l kler g b kel melere de yer ver r. Kızının kend s ne olan tavırları karşısında nc nm şl kler olan b r annen n buna rağmen sırf o üzülür d ye şeh rden ayrılacağını ona söyleyememes n n h kâyes olan 'Kısa B r Üzüntü' kadın ve anne duyarlılığını çtenl kle gözler önüne seren edeb b r met n k ml ğ taşır.
Kaynakça
Atasü Erend z (2003) “Öykü B r 'An' mı?” İmgeler n İz , Can Yayınları, İstanbul
Atasü Erend z (2014) “Yazmak… ve Yaşadığımız Yüzyıl” Erend z Atasü Edeb yatı, haz: Günsel Sönmez İşç , Can Yayınları, İstanbul.
Atasü Erend z (2015) 'Kısa B r Üzüntü' Kızıl Kale, Can Yayınları, İstanbul.
Çalışkan Sevda (2004) “B r Somutlama Ustası: Erend z Atasü” Varlık, S.1159, N san, s.34-38.
Önder Alev (2016) Erend z Atasü'nün Kızıl Kale Adlı Öykü K tabında Toplumsal C ns yet,
Turk sh Stud es , Volume 11/10 Spr ng 2016, s. 459 – 472.
Suroğlu Kezban (2011) Erend z Atasü, Hayatı-Eserler -Sanatı, Selçuk Ün vers tes , Sosyal B l mler Enst tüsü, Yen Türk Edeb yatı B l m Dalı, Yayımlanmamış Yüksek L sans Tez , Konya.
Yılmaz Burcu Ebru (2011) “H kâye ve Romanlarda Sembol D l n n Görüntüler Üzer ne B r Değerlend rme” B l g, S.56, s.45-56.