• Sonuç bulunamadı

Başlık: PATARA 2008Yazar(lar):IŞIK, Fahri Sayı: 36 Sayfa: 229-243 DOI: 10.1501/Andl_0000000380 Yayın Tarihi: 2010 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: PATARA 2008Yazar(lar):IŞIK, Fahri Sayı: 36 Sayfa: 229-243 DOI: 10.1501/Andl_0000000380 Yayın Tarihi: 2010 PDF"

Copied!
15
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

PATARA 2008

Fahri IúIK* Bu dönemde (I): Ana Cadde, Tiyatro, Liman Hamamı, Delikkemer, Kentiçi Su Yolu ve Kaynak Kilisesi’nde kazı çalıûmaları; (II): Lykia Meclis Binası, Tiyatro, Pharos, Liman Hamamı ve Akdam Tapınak Mezarı’nda mimari belgeleme çalıûmaları ve (III): kazı evi deposunda malzeme deøerlendirmesine ve kent merkezindeki kamu binalarında bitki temizliøine iliûkin genel çalıûmalar gerçekleûtirilmiûtir. Bu etkinliklerle alınan sonuçlar aûaøıdaki gibidir:

I. KAZI ÇALIúMALARI1

I.1. Ana Cadde (úevket Aktaû): Yapılan sondajlarla, caddeyle baølantılı yapıların

ev-relerini saptamak ve önceki çalıûmalarda elde edilen sonuçların saølamasını yapmak amaçlanmıûtır (Res. 1). Bu baølamda: Agora Kapısı’nın güneyindeki ilk açmayla, bu me-kandaki tabanın taû plakalarla kaplı olduøu (Res. 2); ikinci açmayla kapının harçlı bir * Prof. Dr. Fahri Iûık, Akdeniz Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü, TR-07058

Kam-pus/ANTALYA.

1 13 Temmuz – 29 Aøustos tarihleri arasında ve Bakanlık Temsilcisi Sinan Özbey’in gözetiminde yapılan 2008

dö-nemi Patara kazıları; Kültür ve Turizm Bakanlıøı’nın DÖSùMM kanalıyla 79.000 YTL ve sonrasında 50.000 YTL, genel bütçeden 24.500 YTL tutarında saøladıøı ödenekle gerçekleûmiû; yabancı heyet kendi giderlerini karûılarken, Akdeniz Üniversitesi katılımcı öørencileri için iaûe desteøi vermiûtir. Bu üniversite baûta olmak üzere, Anadolu Üniversitesi ile Hannover Üniversitesi’nden kazıya 20 yerli, 4 yabancı bilim insanı katılmıûtır; 30 yerli ve 6 yabancı öørenciden yarıya yakını mimarlık alanındandır. Bedeli, 50 kiûi olarak önceden ùû Kurumu’na yatırılan iûçi sayısı ödeneklerdeki belirsizlikler sonucu 16 ile sınırlı kalmıû; yangın alanının temizliøi için tutulan günde ortalama 20 iû-çinin üç haftalık ücreti Gelemiû Köyü Muhtarlıøı üzerinden Antalya ùl Özel ùdaresi tarafından karûılanmıûtır. Para-sal belirsizlik ve gecikmelerin yanı sıra, büyük yangın nedeniyle de 2008 yılı kazı izlencesi öngörülen hedefinden sapmıûtır. Bu felaket yılında acımızı paylaûan Bakanımıza ve Genel Müdürümüze, Akdeniz ve Anadolu üniversite-leri rektörüniversite-lerine, Antalya Valisi’ne ve Kaû Kaymakamı’na, Antalya, Kaû ve Kalkan Orman ùûletmeüniversite-leri yöneticiüniversite-leri ile kahraman itfaiyecilerine, Kaû ve Fırnaz belediye baûkanlarına, Antalya ùl Kültür, Koruma Kurulu ve Müze müdür-lerine, çevre köylerin muhtarlarına ve özellikle muhtar Arif Otlu’nun kiûiliøinde tüm Gelemiû halkına ve de her yerden Patara dostlarına, o dostlar arasında öncelikle Prof. Dr. Yusuf Ziya ùrbeç’e, teûekkürü borç biliriz. 2008 Dönemi’nin kazı çalıûmaları dıûında; kültür tarihi yönünden çok önemli bir kazanımı, Lykia Birlik Meclisi’nin Kül-tür ve Turizm Bakanlıøı ile yapılan bir protokolle TBMM Baûkanlıøı’na devridir. Bu sahiplenme, ülkemiz kazılar ta-rihinde bir ilktir ve amaç; Aydınlanma Çaøı’nın ünlü Fransız düûünürü Montesquieu’nun 1748 yılında yayınlanan “Yasaların Ruhu Üzerine” adlı baûyapıtında devletlerin yönetim biçimleri arasında “en mükemmel konfederasyon cumhuriyeti” olarak övdüøü Lykia Birliøi’nin, baûkentinde kazıyla günyüzüne çıkarılan, 1400 kiûilik meclis binası Ekklesiasterion’unu onarmak ve çaødaû demokratik sistemin anayurdunun Anadolu olduøu saptamasını tüm dünyaya duyurmaktır. Çünkü Lykia Birlik yasası, Montesquieu güvencesiyle 1787 yılında yapılan Amerika Birleûik Devletleri anayasasının da temelini oluûturmuûtur ve bu tarihsel gerçek ABD Temsilciler Meclisi’nin 16 Mayıs 2006 günkü oturumunda sunulan “Patara: The Origins of American Democracy, 1800 Years and 7000 Miles Away” baûlıklı bir bildiriyle kayıtlara geçmiûtir. TBMM Baûkanı Sayın Köksal Toptan, dünya parlamento baûkanlarını restorasyon sonrasında tarihin bilinen bu ilk en mükemmel demokrasi meclisinde toplamak arzusundadırlar. Sahibi olduøumuz toprakların çaødaû Batı’yı yaratan sanatsal ve kültürel deøerlerine de sahiplik anlamındaki bu onur verici eylemin ül-kemiz adına saølayacaøı çok yönlü ulusal yararlar bellidir. Bunun için biz Patara kazıcıları, bu amaçla ören yerini farklı zamanlarda onurlandıran sayın Meclis Baûkanımız ile Kültür ve Turizm Bakanımıza karûı içten gelen ûükran duygularımızı dile getirmeyi bir görev; TBMM Genel Sekreterliøi ve Milli Saraylar Daire Baûkanlıøı ile Genel Mü-dürlüøümüze teûekkürü bir borç bilmektedir.

(2)

zemine oturtulduøu ve alanın kapıdan sonra düzenlenmiû olduøu görülmüûtür (Res. 3). Doøu ayaøı dibindeki sondaj, kapının sıkıûtırılmıû zemin üzerindeki saø-lam bir blokaja oturduøunu ortaya koy-muûtur. Burada açılan bir diøer sondajla ise, doøu ayaøın altından kuzeye uzanan duvarın altında nitelikli bir stylobat’ın bu-lunduøu ve bunun üzerinde, tıpkı Tak’ın doøu ayaøından güneye uzanan yapısal benzerinden bilindiøi gibi, bir revakın oturmuû olabileceøi saptanmıûtır (Res. 4). Batı revakın kuzeye doøru 9. dükkânı içinde açılan sondajda çıkan yoøun M.S. 6. yüzyıl seramik parçalarıyla, burada ger-çekleûtirilen yapısal düzenlemelerin Doøu Roma Dönemi içinde sürdüøü anlaûılmıû-tır. Agora Kapısı’nın 50 m kadar güneyin-de açılan son sondajla da, bu alanda üç zemin ile beû katmanın varolduøu göz-lemlenmiûtir. Ayrıca yapının restorasyon ve konservasyonuna yönelik olarak; geç-miû dönem kazılarıyla gün yüzüne çıkarı-lan mimari parçaların deøerlendirmeleri yapılmıû; geçen yıl geçici olarak dikilen sütunların oturduøu doøudaki stylobat’ın kıû ve bahar ayları içinde yükselen batak-lık suyu altında gömülü kalmasına karûın, sütunlarda hiçbir oynama, revak genelin-de hiçbir çökme ya da kayma olmadıøı belirlenmiûtir. Restorasyon öncesi statik gözlemlerin bu yıl da sürmesi karara baø-lanırken; görüntü kirliliøini önlemek ama-cıyla, stylobat’ın her iki yanındaki boûluklar toprakla sıkıûtırılmıûtır.

Agora Kapısı’nın agora’ya açıldıøı alanda ortaya çıkan bir mekânın alt bölü-müyle korunabilmiû batı duvarını bezeyen çok sayıda küçük mermer plaka parçası-nın birleûtirilmesi iûini, Doøu Roma sana-tının tanınmıû bilimcileri Urs Peschlow ve

Sabine Möllers üstlenmiûlerdir. Bu ilk yıl-da Peschlow alan çalıûmaları yürütürken, Möller deøiûik bezeklere sahip sayısız çokluktaki parçayı birleûtir-me uøraûı vermiûtir. Duvar kaplama parçaları ara-sında pilaster’ler de vardır.

I.2. Tiyatro (Hüseyin Alanyalı):Sahne binasının cepheyi oluûturan kuzey duvarı ile ana giriûin bulunduøu doøu duvarı di-bindeki açmalarla yapı dıûındaki yürüme zeminine ulaûılmaya çalıûılmıûtır (Res. 5). 3.00x5.00 m boyutundaki kuzey açmasın-da, geçen yıl batı çıkması çevresinde sap-tanan türden bir kaya tabana inilmiû, taû ya da tuøla döûemeye rastlanmamıûtır. Antik yürüme zemininin burada da yer yer düzleûtirilmeden doøal kayalık yapısıy-la engebeli hali özgün dokuyu mu yansıtır yoksa topraøın sonraki bir süreçte kireçle-ûerek kayalaûmasıyla mı oluûmuûtur soru-su, ancak tüm alan açıldıøında yanıt bula-caktır. Yaklaûık 2.20 m yüksekliøindeki dolgu içinden gelen karıûık çanak-çömlek parçalar M.Ö. 3. yüzyıl ile M.S. 3. yüzyıl arası gibi geniû bir zaman dilimindendir. Sahne binasının doøu duvarı dibinde ku-zeye doøru açılan ikinci açmada iri blok taûlardan oluûan bir stylobat döûemi çık-mıûtır (Res. 6). Bunun doøu yönüne doø-ru açılan uzantısında ise farklı bir katman-laûma vardır. Varlıøı zaten toprak üstün-den algılanan ve üzerindeki iki ayak ve bir asa izinden bir heykel altlıøı olduøu anla-ûılan büyük taû blok ile batı bitiûiøinde duvara dayalı küçük boyutlu bir baûka blok, orada sonraki bir dönemde devûir-me malzedevûir-meyle biçimlendirilmiû bir devûir- me-kânın kalıntıları olarak yorumlanabilir. Duvar dibinden doøuya doøru uzanan iki büyük taû blok zemin döûemesidir ve Vilia Procula yazıtıyla tiyatronun ana giriûi

(3)

olduøu vurgulanan doøu dar yüzde taba-nın nasıl döûenmiû olduøu konusunda önemli bir iz verir.

Tiyatro ile Lykia Meclisi arasındaki düzlükte Osman Gazi Üniversitesi’nden Erhan Altunel ve Çaølar Yalçıner’in, ger-çekleûtirdiøi jeoradar taramalarıyla varlıøı algılanan toprakaltı göstergeler, ileride bu alanda yapılacak kazı çalıûmalarına ıûık tu-tacak niteliktedir.

I.3. Liman Hamamı (Feriûtah Alan-yalı): Bu mevsim kazı çalıûmaları hama-mın dört ayrı yerinde; sıcaklıøın içinde, yapının güney, kuzey ve batı duvarları önünde sürdürülmüûtür (Res. 7). Sıcaklık-ta açılan üç açmayla, bu mekândaki ısıtma sisteminin nasıl olduøu ile yapı evrelerinin saptanması amaçlanmıûtır. Sonuçta yassı tuøla zemine oturan tuøla desteklerin or-talama ilk evrede 1.65 m ve oturdukları zeminin yükseltilmesi nedeniyle ikinci ev-rede 1.45 m yükseklikte olduøu anlaûıl-mıûtır. Mekânın ortalarında açılan küçük bir açmanın kazandırdıøı en son zemine iliûkin bulgu ve veriler ıûıøında ise hama-mın M.S. 4. yüzyılda kullanıhama-mını sürdür-düøü ve en geç 5. yüzyıl baûlarında iûlevi-ni yitirdiøi görülmüûtür (Res. 8). Sıcaklı-øın kuzey duvarı önünde açılan toplam al-tı açmayla ulaûılan bir baûka önemli bilim-sel sonuç; yapının ilk külhanının burada bulunduøu, ancak mekânın Geç Antik ile Erken Doøu Roma Dönem’leri boyunca farklı bir iûlevde kullanıldıøı biçiminde özetlenebilir. Sıcaklıøın kuzeybatı köûe-sinde kazılan 1.00x1.00 m boyutlu küçük bir alan, buradan batıya açılan mekânın hamama M.S. 3. yüzyıl içinde eklendiøini gösterirken; temel taûlarının hemen altın-da gün yüzüne çıkan çakıl mozaik ile de

burada hamamın yapımından önce, Geç Helenistik Dönem’de bir yapının temel-lenmiû olduøuna iz sürülür (Res. 9). Ha-mamın güney duvarı önünde iki sondaj açılmıû; bunlardan sıcaklık duvarı ortasın-daki tonozlu açıklık içine yerleûtirilen külhanın özgün olmadıøı, bu döûemin ya-pıya M.S. 4. yüzyılın ilk yarısında eklendi-øi saptanmıûtır. Soøukluk eksedrasının güneybatı dibinde açılan 1.80x1.10 m bo-yutundaki sondajda ele geçen bir sikkenin M.S. 337-361 arası tarihi, caddenin ve ke-narındaki güney dükkânların olasılıkla dü-zenleme ve yapıya eklenme tarihini de vermektedir.

I.4. Delikkemer (Havva ùûkan –

Çi-lem Uygun): Havva ùûkan ve Pamukkale

Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nden Orhan Baykan’ın ortak TUBùTAK Proje-si olarak kazı ve araûtırma izlenceProje-sine alı-nan “Patara Su Yolu” çalıûmaları baøla-mında önce yapı çevresindeki yoøun bitki örtüsü temizlenmiûtir (Res. 10). “Kiklopik” diye tanımlanan dev bloklarla örülü bedeniyle bir suru anımsatan keme-rin doøusunda ve orta açıklıøın az güne-yindeki bir duvar dizgesi içinde açılan 3.00x3.00 m boyutlu sondajda; temel taû-larına ulaûılan 2.20 m derinliøe kadar inilmiû; en üstteki antik yürüme düzeyiyle birlikte saptanan 5 katmanın zemin dol-gusu içinden M.S. 2./3. yüzyıl günlük kul-lanım çömlek parçaları ile künk parçaları toplanmıûtır; ancak künklerin sürekliliøi yoktur. Bunun hemen kuzey çaprazında açılan küçük sondajdan ise hiçbir buluntu çıkmamıûtır. Delikkemer’in batısında, su bedenine yaslı olarak kuzey-güney yö-nünde uzanan ve yaklaûık 3.00 m kalınlı-øındaki güçlü destek duvarın niceliøini ve yapım tarihini bilmeye yönelik olarak

(4)

açı-lan 3.00x3.00 m ölçüsündeki sondajda 1.50 m derine inilmiû ve destek duvarın korunabilen yüksekliøinin o alanda 2.25 m olduøu görülmüûtür (Res. 11). 1.00 m’ye yakın bir derinlikte saptanan sert zemin üzerinde ikisi saølam ve çoøu kırık olan künk parçalarının ele geçmesi, yapıy-la baøyapıy-lantılı önemli bir sorunun çözümü niteliøinde olabilir. Çünkü uzunlukları 43 cm ve 51 cm olan, iç çapları 11.5 cm ve dıû çapları 30 cm ölçülen erkekli diûili iki saølam künk, büyük olasılıkla onarım ya-zıtından okuduøumuz, “kemer yıkıldıøın-da kentin tekrar susuz kalmaması için devreye sokulan piûmiû toprak künk dö-ûemi”nden günümüze kalanlardır; bu bu-luntu durumuyla döûemin nereden geç-miû olabileceøine iz verebilir.

I.5. Kentiçi Suyolu (Havva ùûkan - Gülnaz Acar): TUBùTAK Projesi’nin kap-samı içinde yer alan kentiçi su daøıtım ûe-bekesinin izlenmesi baølamında bu ilk yıl; Liman Hamamı’nı besleyen suyun, kemer iûlevi de gören Mettius Modestus Takı’na ulaûmadan önceki güzergâhını saptamak için ve Doøucasarı’dan gelerek Tepecik sırtından Haliç’e inen kuzey suru ile suyo-lunun olası baølantısını belirlemek ama-cıyla surun Tak’a yaklaûan kesiminde iki sondaj açılmıûtır. Kuzeydeki sondajda sa-vunma duvarı yıkıøıyla aynı düzlemdeki tarla kodundan 3.95 m derine inilmiû; ele geçen çömlek parçalarıyla Hellenistik Çaø katmanına ulaûılmıûtır. Surun güney di-binde 2.40x230 m ölçüsüyle kuzeydekine benzer boyutta açılan ikinci sondajda da 2.65 m aûaøıda iki zeminle sur temeline ulaûılmıû; ortaya çıkan çömlek parçaları-nın en erken Hellenistik Dönem zamanı burada da deøiûmemiûtir (Res. 12).

I.6. Kaynak Kilisesi (Fahri Iûık):

Kuzeyde kent suru dıûındaki tek büyük kilise olarak göze çarpan ve önündeki “Kara Memet Pınarı” nedeniyle tarafı-mızdan Kaynak Kilise olarak adlandırılan yapı, 2008 Patara yangınından en çok et-kilenen olmuûtur (Res. 13). Yangın sonra-sında kilise çevresiyle birlikte temizlen-miû; doøu ve güneyi gibi kuzeyinde de mezarlarla kuûatıldıøı görülmüûtür. 28.00x16.65 m ölçülerindeki kilise üç nefli ve transept planlıdır. Kuzeybatısın-daki kaynak; kilisenin üzerine oturduøu ve malzemesini kısmen devûirme olarak kullandıøı eski yapının, Apollon Kehanet Merkezi olabileceøini düûündürdüøü için önemlidir. Bu nedenle kilisenin batısında üzeri tarımsal sulama amacıyla kuzey uçta açılmıû olan tonozlu su döûeminde temiz-lik çalıûmalarına baûlanmıû; bu iû, suyun sık sık dinamoyla boûaltılması ardından ve zorlukla sürdürülmüûtür. Sonuçta buranın kilise giriûinde ince uzun bir tonoz oluû-turarak güneye doøru uzandıøı belirlen-miû; bir kiliseden beklenen narteks mekâ-nının yokluk nedeni de, sarnıç benzeri bu tonozlu su döûeminin varlıøıyla iliûkilen-dirilmiûtir. Tonoz geniûliøi 2.50 m, kazıla-bilen uzunluk 5.90 m ve ûimdiki derinlik 1.50 m olarak ölçülmüûtür. ùçinden ça-murla birlikte çıkan az sayıdaki çömlek malzeme, geç dönemlere ait günlük kul-lanım kapları türündendir. Yalın da olsa kaynaøın bir tonoz içindeliøinin özde Claros Apollon Tapınaøı altındaki gör-kemli kehanet mekânına, adyton’a, benzer-liøi; buranın da “Delphi ve Delos ile eû-deøerliøi” nedeniyle uzmanlar tarafından çok önemsenen Patara’nın ünlü kehanet merkezi olabileceøi yönündeki öngörü-müzü desteklemektedir. Bu önemi

(5)

nede-niyle, iûlevini tam bilebilmemiz için tonoz içindeki ve kilisedeki kazı çalıûmalarının gelecek dönemlerin programına alınması-na karar verilmiûtir.

II. MùMARù BELGELEME ÇALIú-MALARI

II.1. Tiyatro (Joachim Ganzert): Tiyat-ronun mimari çizimlerinden sorumlu olan J. Ganzert yönetimindeki ekip, Patara’daki son yıllarında yapının resto-rasyonuna yönelik olarak taû tarlasına çe-kilen mimari parçaların belgeleme çalıû-malarını tamamlamıûtır.

II.2. Pharos (Havva ùûkan – Deniz Özkut): Kazı çalıûmaları üç yıl önce biten ve ilk etap restorasyon projesinin hazır-lanmasına yönelik olarak teknik ölçüm ve mimari belgeleme çalıûmaları ile, acil ko-ruma önlem paketi tamamlanarak Antalya Koruma Kurulu tarafından onaylanmıûtır. Ancak Patara Deniz Feneri’nde korumaya ve onarıma yönelik ödenek beklentisi de 3. yılını doldurmuûtur. Bu süre içinde emekten yılmayarak ve umutla özel ve tü-zel ilgili tüm kurumlara yapılan baûvuru-lar, ne yazık ki sonuçsuz kalmıûtır. Geçen zaman içinde, tuzlu kum altından gün yü-züne çıkan podyum ve fener gövdesinde-ki taû bloklarda tuzlanma nedeniyle yap-raklanma baûlamıûtır. Bu yaûanan olum-suzluklar, yeryüzünün orijinal malzeme-siyle bütünlenebilecek önemdeki bilinen tek antik deniz fenerinin korunarak gele-cek kuûaklara aktarılması baølamında çok üzücüdür.

II.3. Liman Hamamı (Feray Ergincan – Uøur Avlan): Liman Hamamı’nı

lazer taramayla belgeleme çalıûmaları bu

dönem de Anadolu Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden iki uzman yönetiminde mimarlık öørencilerinden oluûan bir ekip-le sürdürülmüûtür. Yapının kesitekip-leri çıka-rılmıû, deøiûik kademelerde planları çizil-miû ve üç boyutlu modeli hazırlanmıûtır.

II.4. Akdam Tapınak Mezarı(Fatih Gülûen): Patara’da anıtsal boyutlarda on

tapınak mezar arasında Akdam örneøi, üst yapısıyla birlikte korunmuûluøuyla öne çıkmaktadır; çünkü bu durumuyla benzer-lerinin nasıl tamamlanacakları konusunda bir model oluûturur. Temizlik çalıûmaları Patara kazılarının ilk yıllarının zor koûul-larında gerçekleûtirilen bu anıt eserin rölövesi çıkarılmıûtır.

II.5. Bodamya-Patara antik suyolu haritası (Orhan Baykan): TUBùTAK pro-jesi kapsamında gerçekleûen bu çalıûma-da, zorlu daø yamaçlarında ve yoøun bitki örtüsü arasında uzanan ve sit niteliøi ol-mayan 20 km’yi aûkın suyolu güzergâhı-nın tespit ve ölçüm çalıûmaları, bir harita mühendisi ve üç teknisyenle birlikte ger-çekleûtirilmiûtir. Ulaûılan güzergah harita-sı, korumaya yönelik önlemlerin alınması için Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na da gönderile-cektir.

II.6. Rhodos Depreminin düûün-dürdükleri: Temmuz ayının ortasında ûiddetini Patara’da da hissettiren Rhodos depreminin, az bir sarsıntıyla yıkılması olası anıtsal yapılara zarar vermeyiûi bir ûanstır. Korinth Tapınaøı’nın görkemli kapısı ve Liman Hamamı’nın batıya açılan geniû caldarium kemeri depreme duyarlı olanlar arasında öncelikle akla gelenlerdir. Tapınak kapısının oturtulduøu demir

(6)

kelenin saølamlıøı, acilen çaøırdıøımız is-keleyi kuran uzman ekip tarafından ye-rinde saptanırken; kazı öncesi dönemde güney duvarında patlayarak dökülen blok boûluøuna, bu uzmanların önerisi üzerine, ilk önlem olarak metal bir dayanak yerleû-tirilmiû, böylece üstteki blokların oynama-sı geçici de olsa önlenmiûtir.

III. GENEL ÇALIúMALAR

III.1. Kazıevi Deposunda Malze-me DeøerlendirMalze-me (Gül Iûın): Kazısını

G. Iûın ve F. Iûık’ın yürüttüøü Tepecik Bey Konaøı’nın yayınına yönelik olarak, orada ele geçen çok sayıda ve çok türde zengin çanak-çömlek malzemenin ayırım çalıûmaları sürdürülmüû: kırmızı astarlı malzemeler Çilem Uygun; amphora’lar Er-kan Dündar; günlük kullanım kapları Bil-sen Ercan ve siyah-kırmızı figürlüler Gülnaz Acar tarafından deøerlendirmeye alınmıûtır (Res. 14). Liman Hamamı’nın Doøu Roma ürünü çanak-çömlekleri üze-rine belgeleme çalıûmaları ise Dilek úen denetiminde bir çizim ekibi tarafından yürütülmüûtür. Doktora ve Yüksek Li-sans tezlerine konu olan bu çömlek türle-rinin kazı sonrasında da aralıksız deøer-lendirilmesi sürmektedir.

III.2. Ören Yeri Yangını ve Te-mizlik (Erkan Dündar – Mustafa Duman):

Patara, 2008 kazı ve araûtırma etkinlikle-rinin hemen öncesinde, 11 Temmuz Cu-ma günü saat 17.20 dolayında büyük bir yangın felaketi yaûamıû; kuzeyde antik kentin karadan tek doøal kapısı Kısık’tan baûlayan alevler, güçlü esen rüzgârın etki-siyle doøuda Köklük, Akdam, Günlük, Bodrum, Çakallık, Doøucasarı ve Davlum üzerinden denize ulaûırken arkasında bir

kül yıøını bırakmıûtır. Toplam 328 hektarı kapsayan alanda doøu yamacın çam ve zeytinlerden oluûan yeûil örtüsü yanı sıra, Doøucasarı doruøundaki kale ve sur du-varları, Akdam-Günlük arasında limana inen topukta, Tepecik’in doøu yamacında bazı mezar anıtları ve özellikle Kaynak Kilise gibi antik yapılar da zarar görmüû-lerdir. Ancak 12 Temmuz günü saat 13.30’da kontrol altına alınabilen alevlerin antik kent merkezine sıçramayıûı ve her bir yandan kuûatılmasına karûın kazı evi ve deposunun, bahçede korunan eserlerin zarar görmeyiûi tesellimiz olmuûtur (Res. 15).

Yangın sonrasında baûlayan kazı et-kinliklerimiz izlence deøiûikliøiyle “yarala-rı sarma”da yoøunlaûmıû; ilk iû olarak kazı evinde ilgili resmi kurum yetkililerinin ka-tılımlarıyla yana alanların rehabilitasyonu-na yönelik kurumlararası bir tutarehabilitasyonu-nak ha-zırlanmıûtır. Zarar gören mimari eserlerin artıklardan temizlenmesi ve yazıtlı blok-lardan kavlayan parçaların yapıûtırılması iûleri gerçekleûtirilmiû; sonraki süreçte ge-leceøe önlem olarak kent merkezindeki kamu yapıları; Kent Bazilikası, Nero Ha-mamı, Merkez Hamam ve bu ikisi arasın-daki geniû alan, Küçük Hamam ve de Doøu Roma Suru’nun ilk iki hamam ara-sındaki dilimi yoøun bitki örtüsünden arındırılmıûtır. Bu çok zahmetli iû tekrar-lanmasın diye, temizlenen tüm alanlara ot ilacı serpilmiûtir. Haliç’in batı yakasında orman içinde konumlanan ve araçla ula-ûım olanaøı bulunmayan granarium ve

pseudoperipteros Tapınak Mezarı’na ve de Alakür orman alanı geneline olası bir yangında müdahale olanaøı saølamak amacıyla da; Kalkan Orman ùûletme úef-liøi’nin önerisi üzerine onların ve kazı

(7)

ekibinden arkeolog M. Duman’ın dene-timinde baûladıøımız Haliç kıyısı boyunca uzanan kumul üzerinde bir yol oluûturma ve yapıları aøaçlardan temizleme gerçek-leûtirilmiûtir.

Resim Listesi:

Resim1. Ana cadde genel.

Resim 2. Ana cadde agora kapısı güneyi taû plaka kaplı taban.

Resim 3. Ana cadde agora kapısı güneyi harçlı

zemin.

Resim 4. Ana cadde agora kapısı doøru ayaøı stylobat.

Resim 5. Tiyatro genel.

Resim 6. Sahne binası doøu duvar stylobat döûemi.

Resim 7. Liman hamamı.

Resim 8. Liman hamamı hypocaust sistemi. Resim 9. Mozaik taban.

Resim 10. Delikkemer genel. Resim 11. Delikkemer batı sondaj. Resim 12. Kent içi su yolu. Resim 13. Kaynak Klisesi genel. Resim 14. Depo çalıûması.

(8)

Resim 1

(9)

Resim 3

(10)

Resim 5

(11)

Resim 7

(12)

Resim 9

(13)

Resim 11

(14)

Resim 13

(15)

Referanslar

Benzer Belgeler

In this study, it was aimed to determine the physicochemical properties, sugar profile and antioxidant activity of chestnut honey with significant production

Apollo grubunda yer alan şairler arasında Ahmed Zekî Ebû Şâdî, İbrahîm Nâcî, ‘Alî Mahmûd Tâhâ, Muhammed ‘Abdulmu‘tî el-Hemşerî ve Mahmûd Hasan

Çocukluğundan başlayan dinsel eğitimi ve daha sonraki sanatsal yaşamı boyunca teosofi öğretileriyle çalışmalar yapan Mondrian, şaşırtıcı olsa da soyut

Various studies have shown that the positive secular change in height is mainly due to an increase in leg length and does not derive from an increase in sitting height (Susanne

Son olarak Kayseri Kızıl Köşk ve Yozgat Delice Köşkü, bugün harap olup, aslî hallerinden büyük ölçüde uzaklaşmış ve plan açısından herhangi bir

İl şe peut bien,: Cela montre que, si öppos6es soient-elles, les conceptions variees que l'homme se fait de lui-mĞme communiquent tout de mâme entre elles de quelque façon, et

“Adli Muhasebe ve Adli Muhasebecilik Mesleğinin Ne Olduğu, Denetim Sektöründe Farkındalığı ve Geliştirilmesine Yönelik Öneriler Üzerine Bir Değerlendirme”,

• Mechanisms of infertility in endometriosis involve chronic inflammation, tuboperitoneal distortion, hormonal changes on implantation, decrease in ovarian reserve and