• Sonuç bulunamadı

Alkolün Sağlık ve Beslenmeye Etkisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Alkolün Sağlık ve Beslenmeye Etkisi"

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Alkolün Sağlık ve Beslenmeye Etkisi

Türkân Ekinciler*

Giriş

Sosyal yaşantının kişiler üzerindeki baskısı, yaşam a koşullarının gün geçtikçe zorlaşması, kişilerin özel ve duygusal sorunları onları keyif verici m addeler kullanm aya itmektedir. Bugün top lu m d a en fazla kullanılan keyif verici m addelerden biri alkoldür. A lkolün ilk defa kim tarafından ve hangi yiyecekten elde edildiği bilinm em ektedir. Fakat, şurası muhakkak ki, alkol; binlerce yıldan beri insanların sosyal yaşantısında önem li bir rol oynam aktadır.

Alkolün sağlığa zararlı olduğu ve alkolizm in de ön em li bir hastalık olduğu ancak 20. yüzyıl başlarında anlaşılmış ve b u konu üzerinde çok çeşitli araştırmalar yapılmıştır. A lkolizm bu gü n , d ü n yan ın her tarafında bir halk sağlığı sorunudur. Bu yüzd en alkolün ne g ib i zararlı etkileri olduğu artık herkes tarafından bilinm esi gereken bir konudur.

Alkolün Tanım ı

A lk ol çok çeşitli olm asına rağm en burada adı geçen ve piyasada serbest olarak satılan içkilerde bulunan, etil alkoldür. Etil alkol, y a d a etanol, berrak, renksiz, hoş kokulu ve kimyasal bileşim inde k arbon , h id rojen ve oksijen bulunan bir sıvıdır. Etil alkol (C 2H 5O H ) bitkilerde bu lu n an şekerden, m ayanın etkisi ile m eydana gelir. Şekerin b u şekilde alkole dönüşm esi olayına ferm antasyon denir. M ey v a ve tahıllardaki şeker, alkol üretim i için d oğa l birer kaynaktır. Böylelikle bira ve şarap elde edilir. D iğer tip içkiler, bunların özel bir işlem den geçirilm esi ile elde edilir veya, alkol, su ve bazı lezzet vericilerle, y a p a y olarak hazırlanır. F erm ente edilm iş patates ezmesi değişik tip içki y a p m ak için kullanı­ lırsa d a üzü m , çavdar, bu ğd ay, mısır ve arpa alkol y a p ım ın d a en fazla kullanılan m a d d e le rd ir.1 İçkilerdeki alkol m iktarı değişiktir. T a b lo I de, kullanılan bazı içkilerin alkol yoğunlukları görü lm ektedir.

(2)

BESLENME V E D İY E T DER G ÎSt 27 T A B L O I B a z ı İ ç k ile r d e k i A lk o l Y o ğ u n lu ğ u içk i adı O rtalam a porsiyon (cc) Porsiyondaki A lkol % kalori Birendi 20 3 5-50 5 0-70 R u m 50 4 0 -5 0 140-175 Viski 50 4 0 -5 8 140-200 G in 50 35-40 120-140 Ş araplar: Şam panya 135 9-1 2 85-115 K ırm ızı 120 10-16 85-135 Beyaz 120 10-16 85-135 P orto 30 15-20 30-45 Bira 250 3 -6 55-100 R akı 50 4 0-50 140-175 V otk a 50 50-55 175-190

A lk ol tıpta sedatif, narkotik, hipnotik, analjezik ve anestetik olarak kullanılır. L oca l olarak uygulanırsa serinleticidir. V ü cu t ısısını hızla buharlaştırdığından ateşli hastalıklarda yüzey serinletici olarak kullanılır. % 77 lik alkol antiseptik etki gösterir.2

Alkolün Vücutta Kullanım ı

A lk ol kana, lıarhangi bir değişikliğe uğram adan direkt olarak karışır ve derhal okside olur. Alkolün kana karışması, m ide ve barsaklardan em ilim i ile olur. Alkol, m ideden emilebilen birkaç m addeden biridir. A lm an alkolün % 30 u m ideden, geri kalanı barsaktan em ilir.3

A lkolün m ideden em ilimini, m idede yiyecek bulunup bulunm am ası, alkolün konsantrasyonu, alkollü içkinin tipi ve m idenin boşalm a zamanı etkiler. M id e d e yiyecek varsa, alkolün emilimi ve barsağa geçişi yavaşlar. G enellikle viski, cin, votka gibi alkol konsantrasyonu fazla olan içkiler çabu k, şarap, daha yavaş, bira ise içinde bir kısım besin maddesi de b u lu n d u ğu n d a n çok daha yavaş emilirler.

M id e d e karbondioksit varsa em ilim artar. Bazı içkiler böyledir. Ö rn eğ in , şam panyada karbondioksit vardır, bu yüzden diğer şaraplar­ dan d ah a hızlı em ilir.1

A lk olü n oksidasyonu % 90-98 oranında karaciğerde olur. V ü cu d a alınan alkolün kilo başına saatte ortalam a olarak % 6 sı dışarı atılır ve saatte kilo başına 10 gr. okside edilebilir. A lkol uçu cu olduğundan bir kısmı solunum la b ir kısmı da idrarla dışarı atılır. Feçeste alkol b u lu n m a z .2

(3)

28 A L K O L Ü N SA Ğ L IK VE BESLENMEYE E T K İSİ

A lk olü n kalorim etrede yakılması ile 1 gr. dan 7.1 kalori m eydana gelir. V ü cu tta yanması sonucu m eydana gelen kalori miktarı buna eşit o lu p 1 gr alkolün pratik olarak 7 kalori sağladığı kabul edilm ektedir.1'3-4 V ü c u d a fazla m iktarda alkol alınması ile okside olan alkol m iktarın­ d a artış olm am aktadır. Y apılan deneylerde okside olan alkol miktarının insanda bazal m etabolizm anın en fazla % 65 kadarı olduğu saptanmıştır. V ü c u d a yakılabilecek m iktardan fazla alkol alınınca alkolün kandaki konsantrasyonu artmaktadır. Bir dokunun alkol konsantrosyonundaki artışı dokunun ihtiva ettiği su m iktarına bağlıdır. K an sıvı bir doku olduğundan çok fazla alkol tutabilir.1 A lkolün kandaki konsantrasyonu 100 mİ de 100 m g a yaklaştığı zam an intoksikasyon belirtileri m eyden a gelm ektedir. İnsan organizm ası enerji ihtiyacının sadece % 10 kadarını alkolden temin edebilir. Fazla alkol alındığında solunum ve idrar y o lu n ­ dan atılan miktar % 10 dan fazla artm am aktadır. K an d ak i alkol k on ­ santrasyonu yüksek olarak uzun süre devam etm ekte ve kanın alkolden temizlenmesi için birkaç gün gerekm ektedir. Çünkü, kanın alkol konsan- rasyonundaki azalma saatte % 15-20 m g. dır. K ah vedeki kafein ve am feta- m in gibi ilâçlar alkolün toksik etkisini bir dereceye kadar önler ve kişiyi uyanık tutarlar fakat oksidasyonu h ızlan dırm azlar.1-4

A lkolün karaciğerde yakılması asetaldehide oksidasyonu ile başlar. Bunu asetil ko-enzim A y a dönüşü izler. A lk olü n asetaldehide oksidas­ yonu çinko ihtiva eden bir enzim olan A lkol D eh id rog en a z tarafın­ dan katalize edilir.

K araciğerde alkolün m etabolizm ası esnasında asetaldehite oksidas- yonunda, ko-faktör olarak n ik otin am ide-aden in -din ü k leotid e (N A D ) ihtiyaç vardır. N A D alkolden 2H alarak indirgenir. A lk olü n asetal­ d ehide okidasyonu ara m etabolizm asında ilk adım o lu p , yavaş oluşan bir aşamadır.

Asetaldehit, asetaldehit d eh idrogen az enzim i y a rd ım ıy la asetil-ko- A ya oksitlenir. Burada yine N A D hidrojen alıcısı olarak reaksiyona girer. Asetil grubu sitrik asit halkası aracılığıyla nihayet C O z ve H zO ya kadar oksitlenir. 1>2-3>4

Alkolün Zararlı Etkileri

A lk olü n en önem li zararlı etkisi sinir sistemi üzerine olm ak la b era b er karaciğer ve kalb gibi organ lara d a etkisi vardır v e b irço k besin m a d d esi­ nin vü cu tta kullanılm asını azaltırken, bazı besin m a d d elerin e olan ih tiyacı d a arttırm aktadır. D eva m lı alkol alan kişiler d a h a az yaşam akta­ dırlar. Y a p ıla n istatistikler alkol alanların alm ayan lara ora n la 12 sene d a h a az yaşadıklarını gösterm ek ted ir.1

(4)

BESLENME VE D t Y E T DERGİSİ 29

S i n i r S i s t e m i n e E t k i s i : A lkolün en önem li etkisi beyin üzerinedir. Alkol kana karıştıktan 1-2 saniye sonra beyine gider. Esas olarak m erkezî sinir sistemini baskıya almaktadır. Beynin her tarafı aynı derecede etkilenmez. Serebellum ve korteksin bir kısmı en fazla etkilenen bölgelerdir. K andaki alkol konsantrasyonu % 0.05 gr. olduğun­ da bu bölgelere etki başlar. Bu durum da kortekste kişiyi baskıda tutan m erkez etkisiz kılınır ve kişide kendine güven ve kuvvetlilik hissi belirir. K onsantrasyon % 0.1 gr iken intoksikasyon belirtileri başlar. Bu durum 70 kg lık bir kişinin 120 cc viski veya 4 bardak 300 cc lik birayı 1 saatte içm esi ile m eydana gelir. Konsantrasyon % 0,2 gr. olduğunda kişi kendini bilir, fakat hareketlerini kontrol edem ez. % 0.3 gr. olduğunda görm e ve du ym ad a bozulm a, % 0.4 gr. olduğunda solunum ve dolaşım sisteminde paralizi olur, % 0.5 gr. da kişi kom aya girer ve organik harabiyet başlar.5

A lk olü n bu etkisi kişiden kişiye farklılık gösterir. Bazıları 30 cc alkol alsalar bile sallanma, sersemleme gibi haller görülebilir. Bunun aksine bazı kişiler çok fazla alkolü bir seferde alsalar da bir değişiklik görü lm eyebilir. A lkolün etkisi yaşa, cinse ve ırka göre de değişmektedir.6 A lk olü n devam lı kullanılması, uzun süre kullanılan ilâçlar için de söz konusu old u ğ u gibi kişinin toleransını arttırır ve vücut alkole alışır. B öyle kişiler başlangıçta aldıkları alkolden çok daha fazla alsalar bile davranışlarında bir değişme olm az.

A y rıca, uzun süre alkol aldıktan sonra birden bire bırakanlarda titreklik, epilepsi ve delirium nöbetleri görülür.4

K a r a c i ğ e r e E t k i s i : K araciğerin norm alde yaş ağırlığının % 3-6 kadarını fosfolipidler, trigliseritler, yağ asitleri, kolesterin, koleste­ rin esterleri ve yağda eriyen vitam inler m eydana getirir. Bunlar karaciğer içerisinde hücrelere iyice dağılm ış durum dadırlar.

D a h a ö n ce de bahsedildiği gibi alkol okside olurken N A D alkolden h id rojen alarak indirgenir Bu yüzden N A D H /N A D oranı artar. Alkolün oksijenizasyonunun bu aşaması sitoplazm ada olur. Alkol alınınca N A D H 2 artm ası, sitrik asit halkası aktivitesi azalmasına ve yağ asidi sentezi artm asına sebep olur. A yn ı zam anda alkol, gliserofosfatları arttırmak suretiyle y a ğ asidi sentezini uyarır. A yrıca, sitrik asit halkası aktivitesi azalm ası, y a ğ asidi oksidasyonunu da azaltır. Bu yüzden uzun süre alkol a lın d ığın da karaciğerin yağ m etabolizm ası bozulm akta ve kara­ ciğer yağlan ıp şişmektedir. Plazm a alkol seviyesi % 200 m g iken serum trigliserit konsantrasyonunun 150 den 658 m gr a fosfolipitlerin ise 200 den 380 m gra yükseldiği görülm üştür.6-7

(5)

A LKOLÜN SAĞLIK VE BESLENMEYE ETKİSİ

Bazl araştırıcılar8, alkol hernekadar hepatotoksik etki ediyorsa da alkol alan kişi yeterli bir diyetle beslendiğinde karaciğere olan bu etkinin hafiflem esi mümkün olur demektedirler. Bu görüşün ışığı altında diyet proteinlerinin, lipotropik etkisini araştırmak için 2 gurup erkek fareler üzerinde, 16 hafta süren, bir araştırma yapılmıştır.9 16 hafta süresince, birinci gurup, kalorinin % 40 ı alkol, % 20 si karbonhidrat, % 15 i yağ ve % 25 i amino asitten gelen bir sıvı diyetle; ikinci grup ise alkol yerine izokalorik olarak sakkaroz konulan bu sıvı diyetle beslenmişlerdir.

Daha sonra, her iki gruptan alınan karaciğerler elektron ve ışın m ikroskobunda incelenmiş, karaciğerlerde, hepatik tirgliserit, kollestrol ve fosfolipit seviyeleri tespit edilmeye çalışılmıştır. D eneyin ilk 4. ve 8. haftasında her iki grupta da yağlanmış bir karaciğer görülm üştür. A lkol alan gurupta 12-16 hafta içerisinde yağ toplanm ası bir dereceye kadar azalmıştır, bu da yağ toplanmasının geçici olduğunu gösterm ekte­ dir. Daha sonra ise bu yağ kitlesinin yok olduğu tespit edilmiştir. Fakat, sakkaroz verilen gruptaki farelerde yağ toplanm asının erim ediği, bunun yerine 16 hafta süresince tedrici artan bir yağlanm a görülm üştür. Alkolle beslenen gurupta ilk haftalarda, bazı m itokondria ve biraz da mallory cisimciklerinde değişmeler görülmüştür.

Karaciğerin alkolün toksik etkisinden korunması için protein dışında riboflavin, nikotinik asit, vitamin B6, folik asit, B 12 gibi vitam inlerin de yeteri kadar alınması gerekmektedir.4

U zun süre alkol alanlarda iki tip karaciğer hastalığı görülm ektedir. 1. Akut Alkolik Hepatit: Bu hastalıktaki belirtiler, alkolün direkt toksik etkisine bağlı görülmektedir. İştahsızlık, zayıflam a, bulantı, kusma ve karın ağrıları başlıca sem ptom lardır. Y ağlanm a akut alkolik hepatitte sık raslanan bir durum dur ve m allory cisim ciklerinde görülür.

2. Alkolik Siroz: Alkolün sirozla ilgisi Isa’dan ön ceki çağlardan beri bilinmektedir. A lkol ve karaciğer sirozu arasındaki ilginin patojenisi halen tam anlamıyla aydınlanmış değildir.

Fazla alkol alanlarda ergeç bir alkolik siroz teşekkül eder, fakat bu yine de alkolün miktarı ve beslenmeye bağlıdır, d en m ek ted ir.5

A lkolik sirozda, karaciğer hücreleri dejenerasyona uğrar. K a raciğer norm alden büyüktür, m itokondrilerde şişme ve nötral yağların to p la n ­ ması olur.

S i n d i r i m S i s t e m i n e E t k i s i : G enel olarak kabu l e d il­ miştir ki, yemekten ö n ce az m iktarda alkol alınım ı iştahı arttırır ve y iy e ­ ceklerin sindirim ini hızlandırır. Bu etki m idedeki alkol y oğ u n lu ğ u n u n % 10 u geçm ediği hallerde m idedeki asit salgısını artırm asından ileri

(6)

BESLENME VE D İY E T DERGİSİ 31

gelir. Bu durum ülserli hastalar için önem taşımaktadır. Fazla alkol alınırsa sindirim enzimleri denatüre olur, sindirim zorlaşır. M ide muko­ zasında sıcaklık, yanm a hissi ve ağrıya sebep olur, m ide boşalımı gecikir ve çok fazla alınması halinde pilor spazmı olur, kişi kusar.1

Barboriak ve arkadaşları,10 yemekten önce alman alkolün mide boşalım ı üzerine etki edip etmediğini araştırmışlardır. Bunun için h içb ir hastalığı olm ayan, yaşları 25-75 arası olan 8 kişiyi bazı test ve deneylere tâbi tutmuşlardır. Yemekten önce alınan 120 gr. viskinin m iden in boşalm a zam anını 99 dakika geciktirdiğini görmüşlerdir.

K a l b e E t k i s i : U zun süre alkol alan kişilerde kardiom iyopati görülm ektedir. A lkolün kalb üzerine olan bu etkisi thiamin eksikliğinden olan beriberi sendrom unun bir kısmı olarak kabul edilmekteydi. Fakat A m erika Birleşik D evletleri’ nde beriberi çok nadir görülmekte buna karşılık kalb hastalıkları artmaktadır. Ayrıca, yetersiz beslenen alkolik­ lerde görülen kalb hastalığı thiamin tedavisine nadiren cevap vermekte­ dir. Bu nedenle yapılan çalışm alarda11 alkolik m iyokardiyopatinin kişide bir beslenme bozukluğu olm adan da meydana geldiği görülmüş­ tür. Bu, alkolün kalb adelesi üzerine direkt toksik etkisinden ileri gel­ m ektedir. Alkolik m iyokardiyopati geçiren hastaların yapılan otopsi­ lerinde, sol karıncıkta hipertrofi ve dilatasyon, miyokardiyal fibrillerde dejenarasyon bulunmuştur. A yrıca oksidatif enzimlerin (örneğin N A D P - ID H ) azaldığı glikolitik enzimlerin (G A P D H ) ve gliserid miktarının arttığı görülm üştür. Bu enzim değişikliği oksidatif metabolizmanın b ozu ld u ğ u n u ve glikolitik enerji üretiminin arttığını göstermektedir. Bu enzim değişikliği, alkolün dam ar geçirgenliğini değiştirmesi ve meta- bolik yolu n aktivitesini bozm asından ileri gelm ektedir.11

A lk ol alındığında, ağız boğaz ve bronşlardaki sempatik sinir uçları uyarılır ve kalb atışı ile kanın dam ardaki akışı hızlanır. Alkol, ayrıca v ü cu d u n yüzey kısımlarındaki damarların genişlemişine yol açar, fakat derin kısımlardaki dam arlar genişlemez. Aksine içteki organlar y ü zey d e fazla kan toplanmasını etkisiz bırakmak için büzülürler. Bu b ü zü lm e vü cu t içi ısısının düşmesine ve hayati fonksiyonların yavaş­ lam asına sabep olur. İşte kalpteki hipertrofi ve dilatasyon dam ar sistemin­ deki b u değişm elerden dolayı m eydana gelir.

Bir zam anlar alkol, dam ar genişleticidir diye kalb hastalarına tavsiye edilm ekte idi. H albu ki sadece yüzeysel damarları genişletmekte ve kalbin bir de fazla alkolü okside edebilm ek için daha fazla çalışması gerekm ektedir. Bazı kalb hastalarının alkol aldıklarında rahatladık­ larını söylem eleri alkolün bir çok kalb hastasında görülen iç sıkın­ tısını giderm esinden ileri gelm ektedir.1

(7)

32 A L K O L Ü N SAĞ LIK VE BESLENM EYE E T K İS İ

K a n Ş e k e r i n e E t k i s i v e A s i d o z i s : Alkol kan şekerini düşürmektedir. Sebebi, karaciğerde glikozun oksidasyonunun azalm ası­ dır. Alkol oksidasyonu sırasında m eydana gelen hidrojenlerin tutulması için yağ m etabolizm asından başka yollar da rol oynar. Ö rn eğin , sitop- lazm ik kom partm anda alkol asetaldehite okside olurken alınan h id rojen ­ ler, pirüvik asid tarafından tutularak laktik aside indirgenir. B urada N A D H 2 indirgenmez hidrojen taşıyıcı olarak rol oynar. Bunun sonucu karaciğerde laktik asit teşekkülü ile kandaki laktik asit / pirüvik asit oranı artar. Bu durum glikogenezisin azalmasına sabep olur. K a n şekeri düşer ve kişi hipoglisemi komasına girer. U ygun m iktarda glikoz verilerek kurtarılabilir. Alkol hipoglisemisi, glukagon tedavisine ceva p verm em ektedir.15

Karaciğer ve diğer dokularda laktik asit birikm esinin bir diğer sonucu da asidozis teşekkülüdür. Alkol alınmasından sonra m eydan a g e ­ len asidozis laktik asidemidir.16

H o r m o n l a r a E t k i s i : Burada yalnız birkaç h orm on a etkisi üzerinde durulacaktır.

a) Pitüiter Beze Etkisi: Alkol alındığında fazla idrar ya p m a

görülür. Fakat bu durum alkolün böbreğe değil, pitüiter beze etkisin­ den ileri gelir. Alkol pitüiter bezin antidiüretik etkisini baskıya alarak böbreğin daha fazla idrar yapmasına sebep olur.

b) Adrenal Beze Etkisi: Fareler üzerinde yapılan çalışm alarda

alkolün adrenal bez hormununun yapısındaki C vitam ini ve kolesterol miktarını düşürdüğü görülmüştür. Bu duru m da h orm on görevin i yapamamaktadır. Adrenal bez horm onları bilindiği gibi kişiyi stresler­ den koruyan bir horm ondur.

c) Seks Hormonlarına Etkisi: Alkolün seks horm on ların a bir etkisi

yoktur. Az alkol alanlarda görülen istek, alkolün kişideki baskıyı k ald ır­ masından ileri gelir. Çok fazla alkol alındığında bu istek artm az kişi aksine uykuya meyleder.

A l k o l v e E n f e k s i y o n l a r : D aha ön ce belirtildiği g ib i alkol vücut içi ısısının düşmesine sebep olm akta bu yüzd en enfeksiyonlara direnç azalmaktadır.

V ictory a ’da bir sanatoryumda yapılan araştırmalar, h iç alkol almayanlara oranla, çok fazla alkol alanların tüberküloza yakalan m aya çok daha müsait olduğunu gösterm ektedir.4

A l k o l v e Ş i ş m a n l ı k : A lkolün 1 gr. ı 7 kalori verm ektedir. Y ağlardan sonra (1 gr. 9 kal) en fazla kalori veren m a d d e a lkoldü r ve diğer besin m addelerine oranla çok daha çabuk em ilip okside olm ak tadır.

(8)

BESLENME VE D İY E T D ER G İSİ

33

Bu yüzden norm al yiyeceklere ek olarak alınan alkol enerji ihtiyacı için harcanacağından diğer yiyecekler vücuda yağ olarak depolanacak­ tır. A yrıca alkollü içki içenlerin iştahı fazla olur, bunun sonucu çeşitli gıdaları m eze olarak fazla yerlerse bu gibilerde kolaylıkla şişmanlık husule gelebilm ektedir.17

B e s i n M a d d e l e r i n e E t k i s i : A lkol birçok besin maddesi­ nin vücutta kullanım ına etki ederek yetersizlik m eydana gelmesine sebep olm aktadır. Bu yetersizlikler bazı besin m addelerinin barsaktan emilimi- ninin bozulm ası ve bazılarının da alkol oksidasyonu sırasında fazla kullanılm alarından ileri gelmektedir.

Protein Yetersizliği: U zun süre proteinden fakir ve o nispette fazla

m iktarda alkol alan kronik alkoliklerde protein yetersizliği belirtileri görülür. Bu belirtiler; yağlı karaciğer, hipoalbüm inem i, ödem , norm o- sitik anem idir. Fakat bu belirtiler bebeklerdeki kadar şiddetli değildir. Çünkü ,elzem am ino asitler ve total nitrojene olan ihtiyaç, çocuklara oranla büyüklerde daha düşüktür.

A lkolün L-m ethioninin ince barsaklarda absorbsiyonuna etkisinin öğrenilm esi am acı ile yapılan çalışmalarda görülmüştür ki; % 2 ilk alkol, önem li derecede ( % 55 nispetinde) amino asidin absorbsiyonuna engel olm aktadır.

D ah a ön ce fareler üzerinde yapılan çalışmalarda, alkol % 25 lik solüsyonlar halinde, ağız yoluyla, en yüksek doz 250 m g/100 gr vücut ağırlığına tekabül edecek şekilde verildiğinde, ince barsaktaki L-fenila- laninin em ilim ini % 50 nispetinde engellediği görülmüştür.

Bütün bunların ışığı altında denilebilir k i; ince barsaklarda, alkolün am in o asitlerin em ilim ini güçleştirmesi, kişilerde protein yetersizliğine sebep olm aktadır, dolayısıyla protein yetersizliği sonucu görülen sen- d rom la rm esas yapıcısı alkoldür.2

Thiamin Yetersizliği •' Thiam in yetersizliği kronik alkolizmde en sık

görülen belirtidir.0 Yetersizlik belirtileri, kronik alkoliklerde ihtiyacın şiddetine göre değişir. Fakat yetersizliğin her derecesi kas ve sinir h ü c­ relerini etkiler. T hiam in yetersizliğinin en h a fif ve basit belirtisi, polin örop atid ir ve yalnız kronik alkoliklerin alt ekstremitelerine etki eder. Belirtileri; reflekslerde azalma, kas krampları, halsizlik, zayıflık parastezi ve ayaklarda ağrıdır.

Alkoliklerde thiam in yetersizliğine bağlı olarak en sık rastlanan sendrom , VVernicke Sendrom udur. Sendrom un karakteristiği; oftalm

(9)

o-34 A L K O L Ü N SA Ğ L IK VE BESLENMEYE ETKİSİ

pleji, 6 ’ ın cı sinirde felç, nistagmus, ptozis, ataksi, ayırt edem em e ve k o m a d ır. Bu sendrom sık sık ölüm le sonuçlanır. Bazen thiam in yetersiz­ liğin in diğer belirtileriyle beraber olabilir.

V a k tin d e yapılacak kuvvetli bir thiamin tedavisi ile hasta kurtula­ bilir. W ern ick e sendrom unda genellikle prüvik asid yükselir ve eritrosit­ lerde transketolaz enziminin aktivitesi düşer.4

D iğer bir sendrom da alkoliklerde görülen beriberidir. (O riental Beriberi) Belirtileri; bileklerin ve ayakların şişmesi, kaslarda güçsüzlük, bacakların dış yüzeylerinde ve karında h a fif du yu m kaybıdır. Ö k çe sinirinden alman reflekslerde ön ce artm a, sonra azalm a görü lü r, bu duru m , bacak kaslarının çok zayıfladığı ve paralizi son u cu n da olur. Ç öm elm e pozisyonundaki hasta, doğru lm ak için çok zorluk çeker.

Bu hastalık, çok fazla m iktarda alkol içen, bunun yanısıra çok fakir bir diyetle beslenen kişilerde görülür.

Bunlardan başka, kalb, dolaşım ve solunum sistemini ilgilendiren belirtiler de vardır. D olaşım kollapsı ve taşikardi ile siyanoz, dispne, çarpıntıyla kendini gösteren nöbet, ani olarak başlar. N a b ız süratlidir, kan basıncı düşük veya norm aldir. K a lb ve karaciğer büyüm üştür.

K an da glikoz norm aldir, fakat prüvik ve laktik asid dü zeyleri yükselmiştir, id ra rd a thiam in atım ı azalır, kandaki dü zeyi d e düşer.

M utlak yatak istirahati, hastanın ihtiyaçlarına cev a p verecek bir diyet, vitam in preperatları, hastanın kısa sürede iyileşm esine y a rd ım e d e r.14

Nıasin Yetersizliği: A lkolik pellegra da en dem ik p ellegra g ib i,

niasin eksikliği veya diyette niasin olm asına rağm en triptofan -n iasin m etabolizm asının bazı nedenlerle bozulm ası ile m ey d a n a çıkar.

E ndem ik pellegradaki bütün belirtiler; delirium , derm atitis, diare, alkolik pellegrada da vardır.

Niasin, idrarla, N -M eth y l-N ik otin am id veya b u n u n p y r id o n ’ u olarak büyük m iktarda atılır.4-6

Riboflavin Yetersizliği: Niasin eksikliğiyle b era ber g örü lü r. A n g u la r

lezy on , keyloziz, derm atitler görülür. R ib o fla v in yetersizliğin d e N A D reok sidasyon u n da d a azalm a o lu r.4

Vitamin B 6 Yetersizliği: K ron ik alkoliklerde, eksikliği, k on vü lsi

y on la ra sebep olur. R ib o fla v in yetersizliğinde g örü len belirtiler b u ra d a d a vardır. A d e le zafiyeti, uykuya m eyil, seboreik cilt, k ey loziz, glosit

(10)

görülür. Bu belirtilerin görü ldü ğü alkoliklerde, günlük pyridoksik asit atım ı ortalam a 0.6 m g dan daha aşağıya düşer. K ronik alkoliklere gü n de 100 m g. pyridoksin verilerek havaleler önlenebilir.6

Folik Asit ve B l2 Vitamini Yetersizliği: Alkoliklerde makrositik

anem inin en önem li sebebi, folik asit yetersizliğidir. Folik asit yetersiz­ liği görülen alkoliklere alkolle birlikte ve ayrı olarak folat bileşikleri verilm iştir. Sonuçta, anem ili alkoliklere günlük diyetlerinde 100 mg. folik asit verildiğinde retikülositler fazlalaşmış, fakat folik asit alkol ile verildiğin de bu duru m görülmemiştir.

A lk ol alınım ı devam ettiği halde aşırı m iktarda folat verildiğinde, retikülosit cevap m eydana gelir (Retikiilosit kriz). Fakat bunu takiben kan hücreleri sayısı norm al değerlere dönüşür.

Y aln ız alkol alınım ı kesilmediği m üddetçe, kemik iliğinde yapılan eritrosit, m egaloblast’ tan, norm oplasta dönüşem ez.6

Magnezyum Yetersizliği: Yapılan bir araştırma ile, alkoliklerde

görülen delirium nöbetlerinin, serum m agnezyum düzeyi ile ilgili old u ğ u anlaşılmıştır. Serum m agnezyum düzeyi düştüğü zaman, delirium nöbetleri görülm ektedir. M ğ. eksikliği, kronik alkoliklerin % 25 inde görülm üştür. Alkolün, m ağnezyum atımını arttırdığını, bu n u n yan ın da diyetle yetersiz m ağnezyum alınmasının yetersizliğe sebep old u ğ u bazı araştırıcılar tarafından belirtilem ektedir.6

Potasyum Yetersizliği•' Yüksek dozda, alkol alan kronik alkoliklerde

görülür. İdrarla atılan günlük Potasyum kaybına, diyetteki yetersiz potasyum d a katılınca potasyum yetersizliğine çok geniş ve uygun bir tem el hazırlandığı ortaya çıkar.4

Çinko Yetersizliği: N orm alde çinko atılımı 457-120 m g /g ü n olduğu

halde kronik alkoliklerde (siroz m evcut olduğu hallerde )değerlerin, 884-1396 m g /g ü n arasında değiştiği görülmüştür. D aha ön ce belirtildiği g ib i bu du ru m alkol m etabolizm asında rol oynayan alkol dehidrogenaz enzim inin yapısında çinko bulunm asından ileri gelmektedir.

A lkolik siroz olan, 10 kişi üzerinde, intravenöz yolla çinko verilerek, vücu ttaki m u h telif çinko değerleri; renal çinko kleransı endojen çinko ifrazı, v .b . tayin edilmiştir. N orm al değerlerle, bu şahıslardan elde edilen değerler karşılaştırıldığında, çinko eksikliğinin, alkolik sirozda değiş­ m eyen bir belirti oldu ğu ortaya çıkm ıştır.13

İd ra rd a çinko yükselmesi, hepatik bir hastalık olduğuna dair h içb ir fiziksel delil olm ayan gruplarda da m eydana gelmektedir. Bilindiği

(11)

36 A L K O L Ü N S A Ğ L IK V E BESLENM EYE E T K lS l

g ib i çinko yetersizliği gelişme geriliğine (cüceliğe) sebep olm ak ta d ır.14 Bu husus ham ile anneler için önem taşımaktadır.

Sonuç

B ugün top lu m d a pek çok kişi alkollü içki kullanm aktadır. Fakat, alkol u zu n süre ve fazla miktarda kullanıldığında bir çok hastalığın m eydana gelm esine sebep olmakta ve m evcut hastalığı daha da ağırlaştırm aktadır. A lkolik siroz, kardiyom iyopati, sinir sistemi bozuklukları, bazı besin m addeleri yetersizlikleri alkolün m eydana getirdiği hastalıklardır. Ülser, şeker, kalb ve karaciğer hastaları alkol alırlarsa hastalıkları daha d a ağır seyretmektedir.

A lkol alan kişiler bu alışkanlıklarından vazgeçem iyorlarsa, alım sıklığını azaltmalı, bir defada çok fazla m iktarda alm am alı ve alkol alırken, özellikle protein ve B grubu vitam inlerinden zengin yiyecek ­ lerle beslenmelidirler.

K A Y N A K L A R

1. Block, M . A .: A lcoh ol and Alcoholism , YVadsvvorth Publishing C om p a n y . C a- lifornia. 9-15, 1970.

2 . C ooper, L . F., Barber, E. M ., M itchell, H . S. R yn b ergen , H . J., G reene J. C .: Nutrition in Health and Disease. J. B. L ip p in cott C om p a n y , 542, 1963.

3 . Sardesai, V . M . Biochem ical and Clinical Aspects o f A lc o h o l M eta b olism . C h a r­ les Thom as Publisher, U .S .A . 6, 1969.

4 . K arahan, D .: A lkol ve Sigaranın Beslenmeyle İlişkisi. H acettep e Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik B ölüm ü M ezuniyet T ezi, 1972.

5 . Nicholls, L . : T rop ica l Nutrition and Dietetics. Baillere T in d a ll an d C ox. L o n d o n . 284, 1961.

6 . Olson, R . E .: Nutrition and AJcoholism. M o d e rn N utrition in H ealth an d D ise­ ase. W o h l and G o o d H art (ed.) Lea and Febiger, Philadelphia, 767-781, 1970. 7. Jones, D . P . : Effects o f Ethanol on L ip id T ransport in M a n . B ioch em ica l and

C linical Aspects o f A lcoh ol M etabolism , Sardesai V .M . (ed) Charles T h om a s Publisher U .S .A . 87, 1969.

8 . H artroft, S. W ., E duardo, A ., Sugioka, G . : Protein and L ip o tro p ic R equ irm en ts for P rotection o f the L iver b y Experim ental Anim als. B ioch em ical an d C lin ical A spects o f the A lcoh o l M etabolism , Sardesai V .M . (ed ). Charles T h o m a s P u b ­ lisher. U .S .A . 161, 1969.

9 . Porta, E. A ., O svaldo, R . G ., C ezar, L . A .: Effect o f D ietary P rotein o n the L iv er o f R ats in Experim ental C hron ic A lcoh olism . Jou rn a l o f N u trition 9 4 : 437, 1968.

10. B arboriak, J., M ead e, R . C .,: Effect o f A lco h o l on G astric E m ptyin g in M a n : A m erica n Jou rn al o f C linical N utrition, 2 3 ; 1151, 1970.

11. B urch, G . E ., d e Pasquale, N. P .: A lco h o lic C a rd iom y op a th y . B ioch em ica l an d C lin ical Aspects o f A lco h o l M etabolism . Sardesai. V . M . (ed ) Charles T h om a s Publisher U .S .A . 273, 1969.

(12)

BESLENM E V E D İY E T D ERGİSİ 37

12. îsrael, Y ., Salazar, î ., U garte, G . : A lcoh ol and A m in o Asit Transport in the H u m a n Intestine. Jou rnal o f Nutrition 9 8 : 812, 1969.

13. Sullivan, J . F., H eaney, R . P . : Z in c M etabolism in A lco h o lic Liver Disease. T h e A m erican Jou rnal o f C linical Nutrition 2 3 : 170-177, 1970.

14. R cin h o ld , J . G . : H igh Phytate C ontent o f R u ra l Iranian Bread, a Possible Cause of H u m a n Z in c D eficiency. T h e A m erican Jou rnal o f C linical Nutrition 24:

1204, 1971.

16. A rky, R . A ., Freinkel, N .: H y p oglycem ic A ction o f A lcoh ol. B iochem ical and C lin ical Aspects o f A lcoh ol M etabolism , Sardesai V .M . (ed) Charles Thom as Publisher, U .S .A . 67, 1969.

16. Ö rten , J. M ., Shrivastava, K . C ., C ox. R ., M illers, G . : T h e Pattern of U rinary O rg a n ic A cid , Follovving the Adm inistration o f Ethanol. B iochem ical and C li­ n ical Aspects o f A lcoh ol M etabolism . Sardesai. V .M . (ed) Charles Thom as Publisher, 81, 1969.

17. K ok sal, O . : H acettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Ders N ot­ ları. 1971.

Referanslar

Benzer Belgeler

Her an, bize büyük ziyanlar veriyorlar… Delikleri var, yarıkları var; bizi gözetliyorlar.” 643 Hz. Mevlâna eve benzettiği kalbe her yeni fikirler yeni düşünceler geldiğini

 Triküspit kapak sağ atriyum diyastolünde kanın sağ ventriküle geçmesi için açılırken, sağ ventrikül sistolünde kapanır ve kanın sağ atriyuma dönmesini

 Etil Alkolün yükseltgenmesi, Alkol dehidrogenez(ADH): ADH enzimi ve Adenin dinükleotid(NAD) enzimleri yardımıyla etanol

Özetle, tarımsal Ar-Ge konusunda sayılar ziraat fakülteleri, araştırma enstitüleri, teknoparklar, araştırmacılar, araştırma projeleri ve en önemlisi Ar-Ge için

fabrikalarında melas içinde bulunan şekerin fermantasyonu sonucu ispirto (etil-alkol) üretimi yapılır..  Melas şeker fabrikalarında kristal hale getirilemeyen

 Kalp kendi kendisine uyarı doğurabilen ve bunu tüm hücrelerine yayabilen özel bir ileti sistemine (pace maker***) sahiptir.  Kalp herhangi bir

Alkol temelli el dezenfektanları antibiyotiklere dirençli bakterilerin eller yoluyla yayılmasını engellemek amacıyla 2000’lerin başında yaygın olarak

Araştırmada genç yetişkin yaşta erkek olma, 50-100 kg ağır- lık, anamnezde kulak enfeksiyonu, gürültüye maruziyet, ototoksite, otolojik travma öyküsü gibi işitme