• Sonuç bulunamadı

Rıfat Ilgaz'dan bir fantezi:Okullar iyi ki parasız!

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Rıfat Ilgaz'dan bir fantezi:Okullar iyi ki parasız!"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

M illin e !

ahtüalite,

____________________________ _

RIFAT İLGAZ'DAN

BİR FANTEZİ

Okullar iyi ki parasız!

t

R

ESMİ G azete’de altı yaşına ba­ san çocuklarım ızın devletçe pa­ rasız okutulacağını 65 yaşında bir dede olarak okuduğum gün, ailemi­ zin en yeni adayı olan Fatih, o sabah cici patikleriyle 6 yaşına yeni basıyor­ du. Ne rastlantı değil mi?

— “ Yürü” dedim, “ Evimizin en genç ilköğretim adayı gidelim! Seni he­ men Zembilli Ali Efendi İlkokulu’na yazdırayım! Ne olur ne olmaz, Sayın Milli Eğitim ve Öğretim ve de Gençlik ve Spor Bakanı o gün Resmi Gazete’- ye gözü ilişir d e ‘Benim bu 6 yaşındaki gençlerden haberim yok’ diyebilir.” Paralı okuduğu yuvadan kaydını sildir­ dim , doğru parasız okula!

M U IM OLUNCA fcALNUV- IçiN 0d0ÛM &£NI PAJZûVLA OKUTU

y o p !

ri, üstelik de bedava! Bu yıl 7 yaşında­ ki çocuğunuzu yazdırmasanız da olur. Gelecek yıl yeni bir emirle ikinci, daha olmazsa üçüncü sınıfa yazdırırsınız. El­ verir ki bakanımız bakanlıkta kalabil­ sin. En azından Devlet Bakanlığında. Önce bir dosya gerekiyor! Eskiden özel yayınevleri bastırırdı, 85 liradan satar­ dık. Bu yıl Milli Eğitim Vakfı üstlenin­ ce, altında ezilmesin diye üç yüz liraya çıkardık!

“ Sonra efendim, düşünün, evde kalması gereken çocuğu annesinin ku­ cağından alıp, yuvadan koparıp bağrı­ mıza basıyoruz. Ne bakım parası İsti­ yoruz, ne de takım parası.. Kundakla­ ması bile bizden. Geriye kalıyor okula gelip gitmesi... Siz mi getireceksiniz, biz ıııi gelip alalım? Eviniz nerde, hangi so­ kakta, yolunuz nereden geçiyor? Özel arabayla mı gelecek, okulumuzun oto­ büsüyle mi gelsin? Otobüsle gelip git­ meyecekse sorumluluğu üzerimize ala­ mayız, karşıdan karşıya nasıl geçecek? Sabahçı mı olsun, öğlenci mi? Çalışan anneler babalar için gececiliği bile dü­ şünüyoruz.

— “ Hanım” dedim , “ Şu yeni ada­ yımızı kaldır oturaktan, spor pantolo­ nunu giydir. Blucinlerini değil haaa!.. Bakan bu pantolonlara kızıyormuş, okul müdürü de kızabilir. Benim pap­ yon kravatımı da pembe gömleğinin yakasına konduruver de adama benze­ sin!”

Ne kadar çok aday varmış m ahal­ lemizde... Kuyruk okul kapısından de­ ğil, bizim evin kapısından başlıyor, uza­ yıp gidiyor. Bu ters kuyruk, okulda ko­ puyor adayları yazan müdür yardımcı­ sının önünde yeniden düğümleniyor. Yardımcı da yardımcı h ani... Kaydı kuydu bırakmış adaylara gösterilm ek­ te olan kolaylığın propagandasını ya­ pıyor. (Ben Özal olsam , yeni seçimler için hemen danışman Güneş T aner’i sil­ keler, bu genç m üdür yardım cısına o “ N o” lu gömleği giydirir, salıverirdim okul kapılarına... N o’Iar Yes’ler çıksa da yine aynı adamlar kazanıyor nasıl ol­ sa!)

ÜSTELİK BEDAVA_______________ Bakın neler diyor kayıtçı yardım cı­ sı:

— “ Hemen yazdırın en genç ada­ yınızı! Bugün var, yarın hiç belli olmaz! Sayın Bakan’ın gazete okuyacağı tutar. İlköğrenim, hem zorunlu, hem

mecbu-KAVAL VE MANDOLİN

“ Çalışıyor demek annesi. Aman ne kadar güzel! Demek iş bulabildi! Kim ne derse desin, çalışana iş var bu mem­ lekette! Almaııyalara, Hollandalara git­ meye hiç gerek yok! Kayıt harcı dosya parası hemen ödenecek. Zarf parası, yazışmalar için pul parası da öyle... Ze­ kâ testi, İngilizce kurs parası, kompü- tür parası haftadan haftaya. Şimdiden Anadolu liseleri için kurslara verebilir­ siniz. Dil tedrisatı başkadır, çocuğun ufku genişler, gözü açılır. Biz üniver­ siteye yetiştirme dershaneleri bile düşü­ nüyoruz. Verseniz iyi edersiniz, üniver­ site kapılarında boşuna beklemez. Ön­ ce otobüsün parasının makbuzunu dol­ duralım. Evden okula, okuldan kapı­ ya teslim, ayda on bin lira. Okul çocu­ ğunun müzik zevkini geliştirmek için de kolaylıklarımız var. İlk sene kaval, son­ ra mandolin. Çocuk büyüdükçe gitara, viyolonsele kadar büyür. Tarihi Türk Müziği, tekke müziği için özel hocala­ rımız var... Cumartesi pazarları için ap­ tes, namaz kursları da mecburi.

KARAKOLDA DERS

“ Eti bizim, falakadan canını kur­ tarabilirse kemiği sizin... İlerde nasıl

ol-12

• 20 EYLÜL • 1987

sa karakolda yurttaşlık dersi görecek. Şimdiden girsin kursa. Kurs dedim de az daha unutuyordum. Hususi Arap­ ça’ya aşina tecvit üzere Arap ağzı Bi- lali Habeşi şiveyesiyle ezan okuyan ca­ milerden yetişme müezzin ve hatipleri­ miz var. Ne diyorduk, musikiden söz ediyorduk. Tek düm.. tekaaa düın... diim tek de düm tek... Yaylı sazlar mı istersiniz? Üfürüktü sazlar mı! En ölümsüzü bu tavsiye ettiğim nefesli saz­ lar... Nefesi kesilmezse çocuküfler de üfler... Öle ki kurtula. Yani ölümsüz.' Musikimiz zengin mi, zengin. Siz pa­ radan haber verin. Kavaldan başlar ma­ vala kadar.

“ Dil, yani lisan dershaneleri yalnız Arabi, Farisi yani Suudice, Humeyni- ce sanılmasın, halis İngilizce kursları­ mız da var, Washington şivesiyle.. Ço­ cuklarımızı gün görmez dershanelere kapatmıyoruz... Sahilinden tutun, Ağrı Dağı zirvesine kadar yaz kamplarımız da var. Çocukları bir araya getirmişken karatesiz, judosuz, tekvandosuz hatta yağlı güreşsiz nasıl bırakırız yakaları­ nı. İsteyene basketbol, istemeyene vo­ leybol, futbol forma parası, ayakkabı parası, eşofman parası. İç geziler, dış geziler. Özel havuzlarda yüzme dersle­ ri. Havlu parası, mayo parası, havuz parası, plaj parası. Su parası, su topu parası dalma... atlama... En önemlisi efendim çocuğu bırakalım kendi hali­ ne, biraz da kendimize bakalım.

DUVARIN DİBİNDE

Kuyrukta yazılmaya gelen bir çocuk olduğunu birden anımsamıştı m üdür yardımcısı dede olarak ben de uykudan uyandım:

— “ Fatih neredesin?” diye bağıra­ rak bakındım çevreme. Fatih fena hal­ de sıkışmıştı. H enüz sünnet görmemiş pipisini çıkarmış, okulun duvarının di­ bine işiyordu. Altı yaşma daha o gün cici patikleriyle basan Fatih’cik okulu fethedecek değildi ya! Ancak böyle bol ürünlii bir deşarj yapabilirdi, en bilim­ sel biçimde ve içerikte ve de anlamlı o larak ... •

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

«Yeşilçam Sokağı» adlı bir film çeviren Ülkü Erakalın, konuk sanatçı olarak Cahide Sonku’yu da oynatmak istemiş ve uzun uğraşlar­ dan sonra

Sonuç: Deneysel diyabetin sıçan mide dokusunda ghrelin pozitif hücre sayısını azalttığı, tedavi olarak verilen enalaprilin bu hücrelerin sayısını

Sonuç: NOS inhibisyonunun kademeli olarak artırılmasıyla kan basıncı artmasına rağmen kalp hızının değişmemesi, bu modelin sabit doz NOS inhibisyonuna

VEFAT T7:sııv^ Kahramanmaraş'lı Hıfzı ve Hacer Kısakürek'in oğlu, Fahriye Gemci ve Sıddık Kısakürek'in kardeşi, Nilüfer ve Gültekin Başak'ın enişteleri, Volkan

D Yazar Bilginer, Üsküdar Musahipzade Celal Tiyatrosünda sergilenen oyunun baş kahramanı Şefik Bey’i, hayatı kıskançlık mücadelesi üzerine kurulmuş biri

Böylece tarikatlar, halkın manevi gücü ile birlikte siyasi iktidarlar karşısındaki maddi tepkisini de temsil eder oldular.. Bazı tarikatlar bu­ nu,

hat ve daha sıcak olması..." Sanatçının günlük yaşamı saat 8.30’da başlıyor; genellikle yıllık program çıkaran Baykam’ın gün­ lük fizyolojik

Üzerinde taş veya o yerin mezar olduğunu gösteren bir işaret bile yok ama, gömülü ol­ duğu yerin birkaç metre ilerisindeki açık hava kahve­ sinin m üşterileri ve