TT-29 nisan 1994,Trabzon
Muhterem Efendim,
♦
Size bu satırları yazıp yazmama hususunda uzun zaman kararsız kaldım.Çünki beni aradığınız ilk gün .telefon konuşmasının sağladığı imkânlar içinde
halledemediğim meseleyi,tek taraflı yazının sorumluluğuna bırakmak neyi halledebilirdi,emin değildim.Ancak Belkıs Hanım'la yaptığınız bir telefon konuşmasının detaylarını öğrenince, yazmanın daha yerinde olacağına karar verdim.
Bazı şeyleri yazarak yeniden gözden geçirmek,bu noktadan sonra "kayıp Çelebiler dosyası"nı bulmamıza yarar mı,bilemiyorum.Çünki o benim koyduğum ve olması gerektiğine hâlâ inandığım yerde değilse,nasıl ve neden gittiğini benim tahmin edemeyeceğim bir yerde,bulunacağı günü bekliyor olmalı.Buna inancım adıma duyduğum güven ve vicdanımın temizliği kadar sonsuz.
Öyleyse ne yapabilirim?Belki o günü yeniden gözden geçirerek bazı ayrıntıları kâğıda dökebilirim.Mektubuma bir kroki ilâve ediyorum.Orada da gösterdiğim gibi,çay içtiğimiz masada,Nigâr Hanım'la ilgili sohbetin sonuna geldiğimiz
zaman,ben size Asaf Halet üzerinde çalışan bir asistan arkadaşımın ricası üzerine Asaf Halet dosyasını da müsaade ederseniz görmek istediğimi söyledim.Siz "tabiî" cevabını lûtfettiniz.Çay masasından kalktınız,çalışma masanızın üzerinden ya da oradaki raflardan birinden olabilir -yerini net olarak hatırlamıyorum- "Asaf Halet" dosyasının numarasını buldunuz.Nigâr Hanım'la ilgili ikinci -yani büyük kutu değil,sarı zarf şeklinde olan - dosyanın bulunduğu,koridordaki dolaba
doğru gittiniz.Çok iyi hatırlıyorum,çok kısa bir müddet sonra , telâş İçinde
yanımıza döndünüz ve "gördünüz mü Asaf Halet dosyası yerinde yok" diyerek bir heyecan yaşadınız.Çalışma masanızın önüne,tekrar dosya numaralarının
bulunduğu listenin başına gittiniz.Belkıs Hanım yardım için yanınıza geldi ve bu defa galiba bir başka listeden -benim zihnim Nigâr Hanım’la ilgili
konuştuklarımızda yoğunlaştığı için bu detaylarla hiç ilgilenmiyordum-
"Çelebiler" dosyasına ait bir başka numara ile geri döndünüz.Yine aynı dolaptan oldukça büyük,sarı,epey yıpranmış bir zarf ile geri döndünüz."Asaf Halet'i
Çelebiler dosyasına yerleştirmişim" veya buna benzer bir cümle söylediniz. Dosyanın üzerinde "Çelebiler" yazıyordu.Çay masasında dosyayı açtık.İçinden başka başka zarf biçiminde dosyalar çıktı.Asaf Halet'e ait olanı açtık.Ben asistan arkadaşıma gerekli olabileceğini düşündüğüm bilgileri ve künyeleri kasete okudum.Sonra sizin de gözünüz önünde teker teker bütün evrakı sırasıyla Asaf Halet dosyasına , onu ve diğerlerini de büyük Çelebiler dosyasına
yerleştirdim.Belki sadece iyi niyetimden,yapmamam gereken bir şeyi yaparak -bizim için çok yorulduğunuzu düşünüyordum çünki- "bunu yerine koyayım mı efendim"dedim,müsaade ettiniz.Dosyayı aldım,üzerindeki numarayı
hatırlamıyorum ama sağında ve solunda olması gereken numaraları da kontrol ederek , yerine koydum.Çay masasında biraz daha oturduktan sonra ,Belkıs Hanım'la müsaadelerinizi istedik,kapıya kadar geldiniz,vedalaştık,ayrıldık. Hal böyle iken,yapmış olabileceğim iki hata geliyor aklıma,ama ikisini de yine kendim çürütüyorum:
1- "Çelebiler" dosyasını bir başka dosya içine koymuş olabilir miyim?Mümkün değil.Çünki çay masası üzerinde başka bir dosya yoktu.Bütün gün boyunca
açtığımız dosyayı kapatmadan bir başka dosya açmıyorduk.Çelebiler
dosyasını,kendi içinden çıkan herhangi bir zarf içine yerleştirmem ise zaten fiziken imkânsız.
2- Dosyayı üzerindeki numara ile,kendisine ait olmayan bir başka rafta,bir başka harf serisi arasına koymuş olabilir miyim?Yine hayır.Çünki sağdaki ve soldaki numaralara baktığımı çok iyi hatırlıyorum .Bu noktada bir diğer tahmin , çok büyük bir tesadüfle,bir başka rafta,bir başka harf serisine ait aynı
numaranın o gün için yerinden alınmış olması,benim de gidip harf sırasına bakmaksızın dosyayı o ortadaki boşluğa koymuş olmam.Yani Çelebiler dosyası ,söz gelimi 75 numara olsun, o gün de tesadüfen 75 numaralı "D" dosyası yerinde bulunmamış olsun.Ve ben de 75 numaralı Ç dosyasını,76 ve 74 numaralı D dosyalarının arasına yerleştireyim.Ancak bunun da imkânsız
olduğunu,yerleştirirken sağ ve soldaki dosyaların üzerindeki Ç ile başlayan isimleri de okumuş olmamdan hatırlıyorum. Fakat o dolabı ,telefonda bahsettiğiniz gibi,Asaf Halet üzerine araştırma yapan ve arşivinizden
faydalanmak için evinize geldiğini söylediğiniz araştırmacılarla baştan sona kadar ve teker teker gözden geçirdiyseniz ve bulamadıysanız,başkaca bir tahmin yürütmek için elimde hiç bir ip ucu kalmıyor.
Muhterem Efendim,
Size kuşkusuz ödenemeyecek bir ölçüde teşekkür borçluyum. Bu kadar güzelve sıcak başlayan bir bilgi aktarımının sonunda böyle bir mecraya döküleceği aklıma hiç gelmezdi ve böyle olsun hiç istemezdim.Sizi elbette çok iyi
anlıyor,sıkıntınızdan dolayı son derece hak da veriyorum.Aklıma hiç gelmeyecek bir biçimde,son derece büyük ve nahoş bir sürprizle,bu sıkıntınızda dahlim
olduğu için sizden defalarca özür diliyorum.Ancak ne yapabilirim,bilmiyorum.Bu noktadan sonra kuşkusuz bu sıkıntı ,dosya bulununcaya kadar benim de içimde hiç eksilmeyecek.Ancak bu meselenin nasılına,niçinine bir türlü akıl
erdiremediğimi de itiraf etmek zorundayım.Efendim, bunları yazmak
mecburiyetinde kalmış olmak bile bana çok zor geliyor ancak,ben çevresindeki herkes tarafından çalışmasındaki titizliği , düzeni ve doğruluğu ile tanınan bir akademisyenim. Bir dosyayı kendi numarasına koyamayacak kadar dikkatsiz ve beceriksiz olabileceğimi pek zannetmiyorum.Şimdiye kadar harama hiç el uzatmadığıma sizi inandırmak için ise maalesef yine kendi sözümden başka mesnedim de yok.Kaldı ki evini ve arşivini bize açma nezaketini ve güvenini gösteren bir büyüğümüze karşı,değil elim,gönlüm bile en ufak bir eğriyi
tekrar gelip dosyayı arayıp da bulamadığı günden bu yana ne kadar sıkıldığımı tahmin bile edemezsiniz.Ancak bütün bunların izahını yapmaktan da acizim. Bu durumda size son defa olarak yukardaki bilgileri tekrarlamaktan,söz konusu rafı son bir kez gözden geçirmenizi istirham etmekten.yine bir sonuç alınamazsa vicdanımın temizliğinin en büyük mesnedimi oluşturduğunu tekrarlamaktan ve dosyanın en kısa zamanda ortaya çıkmasını temenni ve dua etmekten başka elimden bir şey gelmediğini de acıyla farkediyorum.Hiç istemeden sizi ve Belkıs Hanım'ı böyle sıkıntıya düşürdüğüm için tekrar özür diliyorum.Keşke
yapabileceğim birşey olsaydı .
Son verirken sonsuz saygılarımı sunuyorum Efendim.
KTÜ Fatih Eğt.
61367 Söğütlü TRABZON
Ô O & A t O
A C E L E P O S T A S E R V İS İ
