• Sonuç bulunamadı

Barbaros'un seferleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Barbaros'un seferleri"

Copied!
41
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

Barbarosun Chicago Art Mu- seum'daki aslından kopya

portresi

(3)

PR E V E Z E M U H A R E B E Sİ (Ressam N uri Paşa - İsian bu l D eniz M üzesi)

B A R B A R O S ’ UN S E F E R L E R İ

F

ATİH Sultan Mehmet M id illi'yi zaptettiği zam an aske rle rin e bu a d a d a k i k ız la rla evlenm elerini b ild ird i. Evvelâ Sip ahilerd e n Y a ku p A ğ a isminde bır d ilâ ve r yiğ it a d a d a beğendiği güzel bir kızı nıka etti. (A n ın la bir nice zam an d erlek eyleyüp andan dört tane oğlu oldu. Birinin adı İshak ve biri O ruç ve biri H ızır olki H ayrettin reistir. Ve biri dahi llyas ıdı).

İshak a d a d a sakin oldu. O ruç ve H ızır reisliğe heves ettiler. Kendilerine birer tekne ya p tırıp Akde- nizde ticarete b a şla d ıla r. (H ızır reisin on sekiz oturak b ir teknesi va rd ı ve anın la ticaret ed erd i. Kim seye ih­ tiy a c ı yoktu. Ekseri seferleri K o io za , Selân ığ e , Eyrı- b oza idi. H âsılı ol ta ra fın seferleri H ayrettin Reise g a y e t hoş g e lird i.)

A kd en izd e b aşlıyan bu ticaret h ayatı sükûnetle aeçm edi. O d evirlerd e A kd en izd e ticaret m ücadeleyi göze a lm a kla mümkündü. Yakubun üç oğlundan İly as ko rsan lar ta ra fın d a n öldürülm üş, O ruç Rodos şövalyeleri eline esir düşmüştü. Kurtulduğu va kit inti­ kam ını alm ak üzere ticareti b ıra k a ra k korsanlığa b a şla d ı.

O ru ç, A kd enizin en p e rvasız, en cessur ve deh­ şetli bir denizcisi olmuştu. Devrini ya şıy a n tarih çiler O ruç'u (Bilhassa hiddetli iken hiç bir şey düşünmiyen, zaptolunm az bir enerji ve cür'ete m alik insanüstü kuv­ vette bir korsan) o la ra k ta rif e d iyo rla r.

H ızır Reis, O ruç'un m ücadeleci h ayatın d a mühim b ir yer a ld ı, iki kardeş b erab erce orta ve doğu A k d e ­ nizd e m u vaffakiyetli h areketlere b a şla d ıla r.

1513 senesinde (B a rb a ro s K a rd e şle r) ismi A k d e ­ niz y a lıla rın a velvele verm iş bulunuyordu. O ru ç'la H ızır çıktıkları seferlerden üslerine, esir edilm iş gem i­ lerle, ganim etlerle d ö n ü yo rla rd ı.

Bazen kalem isal bir kalyon görüp göz a çtırm a ­ dan onu a lıy o rla r, b azen bir İspanyol Barçası yelken a çıp gelirken sa rılıp yed eğ e çe k iy o rla rd ı.

Isp a n yo lla rla y a p ıla n bir m uharebe sonunda O ru ç Reis koluna isabet eden bir gülle p arça sile mec­ ruh oldu. A kd e n izin p e rvasız denizcisinin y a ra lı ko­ lunu kestiler. O seferde de Tunus'a dönülünceye ka d a r yer yer cenkler y a p ıld ı. V e düşm andan g em iler, g a ­ nim etler a lın d ı. Tunus'a dönüldüğü v a k it O ru ç Reis bir müddet istirah ate çekilm işti.

H ızır Reis a rtık se ferlere y a ln ız çıkıyord u . Bir d efasın d a Tunus'a bir a y d a 3 8 0 0 esir ve 20 p arça gemi ile dönmüştü.

1514 y ılı b a h a rın d a H ızır Reis 7 p are gönüllü gem isine se rd ar olup d e ry a y a çıktı. Bu defa kü ffar ya ka sın d a bir şehir basıp iki bin esir a ld ıkta n sonra on iki bin altın a sulh olup döndü.

G önüllü gem iler g anaim için e tra fa d ağ ılm ıştı. H ayrettin Reis fener y a k ıp giderken dört B arça bu­ nun a rd ın a düşüp sabah oldukta H ayrettin bunları görüp dümen çevirdi ve sarıp dördünü de esir a ld ı.

H ızır İstanbula bir gemi yükü hediye göndermiş ve Y a v u z Sultan Selim A kd e n izd e ki k a h ra m a n lıkların ı duyduğu d en izciye iki k a d irg a ile bir h il'at ihsan et­ mişti.

(4)

1515 de O ru ç te k ra r H ayrettin 'le b e rab e r se fer­ lere ç ık lı. K a rd e şle ri İshak da bu m ücad elelere ka- tışm ıştı. B a rb a ro s Kard e şle rin İsp a n y o lla rla cenkleri- nin arttığ ı bu y ılla rd a Y a v u z Sultan Selim de M ısırı işg al etmiş bulunuyordu.

1518 y ılı B a rb a ro sla r için fe lâ ke tli oldu. Bir bü­ yük k a v g a d a evve lâ İshak, sonra O ru ç Reis şehit düştüler.

H ızır ka h ra m a n ka rd e şle rin i, yiğ it bin levendini kayb etm işti. C e z a y ire ta a rru z eden A ra p la rı ve İsp an ­ y o lla rı, büyük ze k â sı, sevk ve id are d e ki m aharetile durd urd u. K a r a y a a y a k b asan kuvvetler d enize d ö ­ kü ld ü le r.

H ızır Reis bu cenkten sonra C e z a y ir h a lk ile bir konuşm a y a p tı. K â tip Ç e le b i d i­ y o r ki : (C e z a ­ y ir h alkın ı d a ­ vet edüp bu â n e d e k sizi hi­ m aye ettim ve ka le n iz i mamur kılup d örtyüz p â re top kodum. Bundan sonra kimi isterseniz V a li nasb edin ben gemi ile a h a r ye re g id e ­ rim , d e d i k t e cümlesi y e k p â re ta z a rru e d ü p a ra la rın d a n g it­ memek rica etti­ le r.) H ayre t t i n C e z a y ir em areti b eyi olmuş ve dört gemi d o n a ­ tıp türlü h e d iye ­ ler ve esirlerle Sultan Selim 'e g ö n d e r mişti. Y a v u z h e d iye le ­ ri a ld ı ve C e z a ­ y ir beyi H ayret- tin'e m urassa şim şir, h il'at ve sa n ca k y o lla d ı.

A rtık A k d e ­ n iz k a le le ri b i­ re r b irer düşü­ y o r, düşm anları

H ayrettin beyin dehşetinden titriy o rla rd ı. Ş arlk e n Ak- d e n izi elinde tutan, karşısınd a hiçbir kuvvet b a rın d ır­ m a yan B a rb a ro s'a karşı bir sefer h a z ırla y ıp buna A n d re a D o rya 'yı memur etti.

Bir iki talih denem esinden yeise düşen A n d rea D o ry a , Barbaros'un karşısına çıkam ıyo r ve kendisini p e rvasızca a ra y a n Türk denizcisinden m ütem adiyen ka çıyo rd u .

K an u n î Sultan Süleym an Ş arlk e n 'e karşı a ç a c a ğ ı seferd e ya rd ım ın d a n fa y d a la n m a k düşüncesile B a r­ baros'u İstanbul'a d avet etti. Böylece büyük Türk d e ­ nizcisi devlet hizm etine girm iş ve C e z a y ir em anetini de K an u n î'ye teslim etmişti.

İm paratorluğun B ah rî işlerinin b aşın a getirilen

B a rb aros'u n ba yrağ ı

ve kendisine üç tuğla K a p tan p aşalık tevcih olunan B arb aro s H ayrettin Paşa İstanbul tersanesinde m im ar­ la rı, m ühendisleri d erh al geniş ölçüde gemi inşasına başlattı ve 1534 y ılı b a h a rın d a K an u n î Sultan Süley- m anın önünde y a p ıla n büyük b a h rî m erasim den son­ ra devletin altm ış bir p are B aştarta ve K a d irg a sile 18 B arb aro s K a d irg a sı beş p âre de gönüllü gem iden m ürekkep, teçhizatı mükemmel (84) p a rça lık bir d o­ nanm a A kd e n ize a ç ıld ı.

B arb aro s H ayrettin Paşanın kum and asınd aki d o­ nanm am ız doğruca İta ly a su ların a inmiş, M esina Bo­ ğ a zın d a n b aşla m a k üzere birb iri a rk asın d a n bir çok ka le le r düşürülm üş, binlerce esir alınm ıştı.

Bütün A vru p a devletlerinin d ikk at n a za rı İtaly a ta ra fın a dön­ müş, K ra lla r ve siya sîle r büyük Türk d en izcisi­ nin h are kâtile meşgul olm ağa b aşla m ışlard ı.

İstanbuldan Tunusu fethet­ mek üzere a y r ı­ lan Barb aro s H ayrettin P a şa ­ nın da arzusu buydu. İ t a l y a sahillerin d e k i h are k ât asıl he­ d ef olan Tunus fethini m askele­ mek için y a p ılı­ yordu. Barb a r o s A vru p a efkârın ı bu h areketlerle o y a la rk e n b ir­ denbire Tunus sah illerin e y e l­ ken açtı ve (H al- k u lva at) lim an ı­ na inip a h a li ta ­ rafın d a n k a rşı­ lan d ı. K a ra y a çıkan asker ve to p la rla Tunus üzerine y ü rü y e ­ rek şehir feth- olundu.

C e z a y i r ,

Tunus gibi Ş im a ­ lî A frik a şehirle­ rinin O sm anlı İm paratorluğu eline geçmesi a rtık bu sahillerin İsp an ya ve İta ly a için beka ümidini m ah­ vetmiş bulunuyordu.

V . Ş a rl Tunusu te k ra r elde etmek üzere P a p a , İsp anyol, Portekiz, S icily a N a p o li, C e n e viz, M alta kuvvetlerinden m ürekkep büyük bir donanm a ile h a ­ rekete geçti ve çok üstün kuvvetlerle Tunus Şarlke n ta ra fın d a n g eriye a lın d ı.

B arb aro s M ayo rg o a d a sın a y a p tığ ı m u va ffa ki­ yetli bir seferdşn sonra İstanbula döndü. Ve Kanunî ta ra fın d a n iltifa tla rla ka rşıla n d ı.

İstanbul tersanesinde yeni h a z ırlık la r başlam ış ve b a h a r mevsiminde B arb aro s H ayrettin Paşa (2 8 0 ) p âre gemi ile A p o ly a seferine çıkm ıştı.

(5)

Türk D onanm asının A kd e n izd e görünüşü Avru- p a d a velvele uyand ırm ış, P ap a prensliği içindeki k a ­ leler tahkim olunmuş, P ap a Paul Rom a'dan ka çm a ya k a r a r verm iş, A m ira l A n d re a D orya A p o ly a sah illerin i terketm iş, hattâ M esina lim anında dahi b arınam a- mıştı.

Donanm anın İstanbuldan hareketinden altı gün sonra K anunî Sultan Süleym an ordu ile İta ly a ve A d ­ riy a tik seferine çıkmıştı.

Donanm am ız bu seferinde k a ra kuvvetlerile müş­ terek hareketlerd e bulunmuş, ordunun ikm alini ya p a n za h ire gem ilerini him aye etmiş, a y rıc a büyük deniz cenkleri kaydolunm am ıştı. H asım larile boy ölçüseme- miş ve bu mevsimin zevkin i alam am ış olan B arb aro s H ayrettin kış m ünasebetile İstanbula dönülürken K a ­ nunîden A kd en izd e kalm ak m üsaadesini istemişti.

Kanunî (H ava kıştır, sana bir z a r a r erişmesin d i­ ye ko rkarım ) cevab ını verince B arb aro s (Kulunuzun evi b arkı A k d e n izd ir. Bendenize denizden bir z a ra r gelm ez) karşılığ ın d a bulunuyordu.

Barb aro s o kış mevsimini bir çok V ened ik a d a ­ ların ı vu rm akla g eçird i. V urulan ve h a ra c a b ağ la n a n a d a la rd a n bir çok ganim et ve esir alınm ıştı.

M u vaffa kiye tli bir seferden sonra İstanbula d ö­ nen B arb aro s, b a h a rd a A kd e n ize çıktı ve te k ra r b ir­ çok a d a la r zaptetti.

B ah arı ve y a z mevsimini birb irind en heyecanlı se ferlerle m uhtelif sem tlerde geçiren B arb aro s n ih a­ yet Papa Paul III. ün teşvikile bir H a ç lıla r donanm ası­ nın kendisine karşı h azırla n m a kta olduğunu haber a ld ı.

A n d re a D orya'nın ku m and asınd aki H a ç lıla r do­ nanm ası Korfo ad asın d a toplanm ış ve o rad an Preveze üzerine hareket etmişti.

Barb aro s derhal (2 0 ) küçük ve yollu bir gönüllü filosunu Turgut Reisin kum andasında o su lara gönder­ d i. Kenidsi de donanm a ile geriden yo la çıktı.

H ıristiyan lar kuvvetçe çok üstündüler. V enediğin (8 0 ), Papanın (3 6 ), İsp anyanın (5 0 ) kad irg ası va rd ı. Donanm am ız A rta kö rfezin e g ire r girm ez hiristiyan donanm ası preveze önüne dem ir attı.

H açlıların k a ra y a çıkm ak üzere ya p a b ile ce k le ri h er türlü harekete m âni olm ak üzere B arb aro s, M urat, Turgut, Salih Reisleri piştar koymuştu.

Düşman cesaretli görünm üyordu. B arb aro s H a y ­ rettin üç gün sonra körfezden çıkıp H açlı donanm aya m eydan okudu. Donanm am ız harp nizam ına girm iş, h ilâl şeklinde bir saf teşkil etmiş ve bütün gem ilerin b a şla rın d a bulunan üçer top birden ateşlenerek düş­ m ana ta a rru z edilm işti.

Tarruzun verdiği şa şkın lıkla A n d re a D orya y a n ­ lış bir m anevra yapm ış ve kendi donanm asını müşkül b ir va ziy e te düşürmüştü. B arb aro s bu şaşkınlığ ınd an d erh al istifade ederek (40) gem ilik bir filoyu ileri süre­ rek H açlı d onanm ayı ikiye a y ırm a k istemişti. V a z iy e ­ tin a ld ığ ı tehlike üzerine Dorya

donnam asına derhal ric'at e d il­ mesi em rini verm işti. Düşman donanm ası Korfo istikam etine çekilm iş ve ortalığ ı k a ra n lık b as­ tığı için donanm am ız da Preveze önlerinde mevki alm ıştı. B a rb a ­ ros donanm asına gecenin d ör­ düncü saatind e hareket emri ve rd i. S a b a h a k a d a r kürek çeki­ lerek Pakso ad ası önüne g elin­ diği va kit keşşaf gem ileri düş­

man donanm ası d ireklerin in İncir lim anı ön ü n d e görüldüğünü hab er v e rd ile r.

B a rb a ro s don an m ayı hemen geri çevirere k y e l­ kenle düşman üzerine seyre b aşla n d ı.

Ve sab ah ın ilk a y d ın lığ ın d a müttefik donanm a Türk gem ilerinin gelm ekte olduğunu gördü. B a rb a ­ ros'un h ariku lâd e cür'et ve cesareti A n d re a D orya'nın bütün m aneviyatım kırm ıştı.

A sıl h arp hattını teşkil eden B arb aro s donanm ası üç filio d an m ürekkepti. M erkezdeki filo y a b iz z a t H ayrettin Paşa kum anda ed iyo r, sağ cen ah a Salih Reis, sol cen ah a Şeyd i A li Reis memur edilm iş bulu n u yo rla rd ı. H ilâl şeklind eki h arp nizam ının a rk a ta ­ ra fın d a k i gönüllü filo da Turgut'un kum and asınd a id i.

Düşman donanm ası ise bordo n izam ın d a ve g e­ m iler büyüklüklerine göre b irb irle rin in a rk a sın d a üç saf h alin de y e r a lm ışla rd ı. R ü zg âr va ziye tin in a le y ­ him izde olduğunu ve bu yüzden donanm am ızın m a­ neviyatının sarsıld ığ ını gören B a rb a ro s, iki â y e t y a z d ı­ ra ra k gem inin iki ta ra fın a bıraktırm ş ve a z sonra rü zg âr sükûnet bulmuştu.

Bu sırad a D orya büyük gem ilerden şiddetli bir top atışı açtırm ış ve Türk donanm ası da boru, n a k ­ kare ve nefir se d a la rile askerin A lla h A lla h â v a z e le ri a ra sın d a heybetle ilerlem eye b aşlam ıştı.

Düşmanın ile riy e çıka rd ığ ı bir kalyon püskürtül­ müş ve ön saftaki düşman gem ileri ta h rip edilm eye başlanılm ıştı. D orya ikinci sa fta ki gem ilerini harekete geçirm ek ve donanm am ızı iki ateş a ra sın a a lm a k is­ terken şiddetli ateşim iz ve bu esnad a Turgut'un bir çevirm e h areketile ric'ate mecbur kalm ıştı.

D orya b irka ç defa Türk donanm asını iki ateş a ra sın a a lm a y a çalışm ış, fa k a t her d e fasın d a B a rb a ­ ros'un m ukabelesile karşılaşm ıştı. Bir kaç sa a t süren şiddetli bir m uharebeden sonra düşm anın ön sa fta ki gem ileri tam am en tahrip edilm iş ve bu sırad a B a rb a ­ ros hücum emri vererek düşm anın birinci saf gem i­ lerini yarm ış ve bunun a rk a sın a sığınmış olan A n d re a D orya'nın k a d ırg a la r filosuna yürümüştü.

Turgut Reis de düşm anın a rk a la rın a saldırm ış ve müttefik filo Türk çem berlerinin içine düşecek bir hale gelm işti.

Bunun üzerine iki elinde iki gülle ile dövünen ve kendinden geçen D orya d o n an m aya ric'at emri v e r­ mişti. M üttefiklerin büyük d o n an m aların d an a rta k a ­ lan a rm a la rı d ağ ılm ış, to p ları susmuş, m ağlûp ve pe­ rişan gem iler d ağ ın ık bir halde gecenin k a ra n lığ ın a d a la ra k Barbaros'un m uzaffer donanm ası önünden kaçm ışlard ı.

Bu esnada şim şekle, yağ m u rla karışık bir fırtın a çıkmış ve d onanm am ız m uharebe sah asın a g elerek dem irlem işti. B u rad a d ire kle ri ve düm enleri kırılm ış, p arçalan m ış olan düşman teknelerine ateş verilm iş ve sab ah a k a d a r m eydan a y d ın lık la r içinde kalm ıştı.

B arb aro s Y an b o lu 'd a bulu­ nan K an u n î'ye oğlu H aşan beyle Preveze zafern am esini gönd er­ miş, Padişah d ivanı to p lay ıp za- fern am eyi ku m a n d an larile b e ra ­ ber a y a k ta dinlem iş ve z a fe r İm paratorluğun her ta ra fın a teb ­ şir edilm işti.

1538 S o n b ah arın d a Y a n ­ bolu'da ve bütün O sm anlı mem­ leketlerinde Preveze ve B arb aro s a d ın a şenlikler yap ılm ıştı.

(6)

TURGUT REİS (Aslı Milâno Kral sarayında - İslanbul Deniz Müzesi)

16. Asrın büyük Türk denizcisi Turgut 1485 yılında Veli adlı bir rençber babadan Menteşe'de dünyaya geldi.

Gençliğinde bir korsan gemisinde hizmete girmiş zeki, kuvvetli, atılgan ya- radılışile kısa zamanda kaplan olmuştu.

Avrupanın Dragut adile andığı bu cessur denizci Akdenizde Barbaros H ay­ retimle buluşmuş ve Preveze zaferinde başarılı hizmetler görmüştü.

1540 yılında Korsika adasında küçük donanmasile istirahat halinde iken Andrea Dorya'nın yeğeni tarafından esir edilmiş ve üç sene düşman gemilerinde forsa olarak çalıştırılmıştı.

1543 de Cenova'yı kuşatan Barbaros Turgut’la, Salih Reisi teslim etmedikleri takdirde şehri baştanbaşa yakacağı tehddinde bulunmuş ve bu suretle iki deniz kahramanını kurtarmıştı.

Bundan sonra Turgut, Akdenizde düşman gemilerini titreten ele geçirilmez, mağlûp edilmez bir kuvvet olmuştu.

Devlet hizmetinde de bir çok başarılar göstermiş, Trablus'u da fetheylemiştı. Rakipleri Kanunî Sultan Süleyman nezdinde Turgut'un itibarını kırmak gayretine dümüşler ve büyük denizciyi lâyık olduğu makama getirmemeye çalış­ mışlardı.

Turgut seksen yaşında olduğu halde Malta muhasarasına iştirak etmiş ve orada vurularak 1565 yılında şehit düşmüştür.

(7)
(8)

D eniz M üzesinde eski loplar.

III. Ahmet devri lopu (İslanbul De­

niz Müzesi).

Fatih Sultan Mehmet devri topu (İstanbul D e­

niz Müzesi).

Deniz Müzesinde 15. Asırdan 19. Asır nihayetine kadar muhtelif devirlerde donanmamızda kulla­ nılmış. yahut yabancı donanmalardan ganimet olarak alınmış toplar bulunmaktadır.

Bu toplar arasında Fatih devrine ait iki büyük top. Kanunî devrine ait toplar, III. Ahmet devrine ait üzeri işlemeli ve kitabeli bir top mevcuttur.

İğiinam edilen topların en eskisini ve en güzelini de 1683 Viyana muhasarasında Kara Mustafa Paşanın AvusturyalIlardan aldığı ejder şeklindeki top teşkil etmektedir.

(9)

y H a t r t t f i

KILIÇ ALİ P A ŞA (İstanbul Deniz Müzesi)

İG. Asrın büyük Türk denizcilerindendir. Barbaroslardan, Turgutlardan sonra Akdenizde egemenliğimizi muvaffakiyetle devam ettirmiştir.

Silsile halindeki büyük deniz zaferlerimizden sonra gelen Lepanto hezime­ tinde kumanda ettiği filoyu düşman hatlarını yararak mağlûbiyetten kurtarması üzerine Uluç lâkabı Kılınca çevrilmiştir.

İG sene Kaptanı Deryalıkta bulunmuş ve zamanında Türk tersanelerinde kudretli bir donanma inşa edilmiştir.

İspanyollarla muvaffakiyetli harpler yapmış ve Tunusu ellerinden tekrar almıştı. Venediklilere karşı da zaferler kazanmıştır.

(10)
(11)

Eski a s ır la r d a Türk h a rp y e tic a re t g e m ile rin d e h a rir m u h te lif renk ve şe kild e b a y r a k la r k u lla n ılırd ı.

B a y r a k la r ş a lî v e y a h a rir ü ze rin e y a p ılır z ü lfik a r lı, a y lı, toplu ve s a ir işa re tli b u lu n u rd u .

A y y ıld ız lı b a y r a k la r a 1 9 . A srın b a ş la rın d a ra s tla n m a k ta d ır. III. Selim d e v rin e a it b ir b a y ra k m e cm u a sın d a P a d işa h ın ta h t g em isine ç e k ile n s a n c a k t u r a lı, k a p ta n p a ş a la r a m ahsu s b a y ra k kırm ızı zem in ü ze rin e b e y a z ku m a şta n çifte z ü lfik a r lı, P a tro n a la ra m ahsu s b a y ra k top lu o la ra k g ö s te rilm e k te d ir.

Y in e bu d e v ird e h a rp g e m ile rim iz e a y y ıld ız lı b a y ra k tica re t g e m i­ le rim ize üst ve a lt p a r ç a la rı kırm ızı o rta sı y e şil ren kte b a y r a k , ve a y rıc a tic a re t g e m ile rin e üst ve a ltı kırm ızı o rta sı m ai ren kte b a y ra k ç e k il­ m ekte id i.

B a zı d e n iz le rd e tic a re t y a p a n g e m ile rim izin b a y r a k la r ı d a m u h telif ren kte id ile r.

D e n iz M ü ze sin d e m evcut b a y ra k la r d a n en eskisi 1 7 9 2 ta rih in d e im a l e d ilm iş h a rir ü ze rin e tu ra işle m e li sırm a s a ç a k lı s a n c a k tır.

Bu sa n c a k h ü kü m d a rın g e m ile re g e lişin d e ç e k ilird i. 1 4 m etre b o y u n ­ d a 7 ,5 m etre g e n işliğ in d e ve 4 0 o k ka a ğ ır lığ ın d a d ır.

D e n iz M ü ze sin d e B a rb a ro s H a y re ttin P a şa n ın b a y ra ğ ın ın b en zeri o la ra k Kırım h a rb in d e im al e d ilm iş ve M a h m u d iy e k a ly o n u n a çekilm iş b a y ra k ta kırm ızı zem in ü ze rin e surei fetih y a z ılı ve z ü lfik a rlı işle m e lid ir.

(12)
(13)

CERBE DENİZ MUHAREBESİ (Ressam Nuri Paşa - İstanbul Deniz Müzesi)

. . PaPa' Ce” ° ' ra' Floransa' Napoli. Sicilya. Malla ve İspanya hükümetlerinin hazırladığı birleşmiş bir donanma, Osmanlı İmparatorluğu hakimiyetinde bulunan Trablus u zaptetmek üzere 1560 senesinde hazırlıklara başlamıştı.

Amiral Andrea Dorya nın kumandasındaki donanma Cerbe adasını hareket üssü olarak tahkim etmiş, buraya külliyetli asker çıkartmıştı. 1560 senesi Mayısının 14. günü Piyale Paşa komutasındaki donanmamız düşmanın bu istilâ plânını akim bırakmak üzere Cerbe adaşım kuşatmış ve düşman donanmasile muharebeye başlamıştı.

Piyale Paşanın muvaffakiyetle tatbik ettiği harp plânı neticesinde birleşik düşman hattı yarılmış ve bozguna uğrayan donanmanın bir kısmı Cerbe limanına sığınıp Andrea Dorya'nın komutasında kalan külli kısmı firara başlamıştı.

. . . Pl.Yalf PaŞa flrarl donanmayı sür'atle takip etmiş ve Donanmayı harbe icbar etmişse de düşman amirali arkasında bir çok harp gemi­ lerini Turklere terkederek son sür'atle hayatını kurtarmak kaydına düşmüştü.

f-Ü,Şman 96mİSİ batırılmlS' bir klsml esir edilmiş ve limana sığınanlar da imha olunarak büyük bir deniz zaferi kazanılmıştı. 1560 Eylülünün 21. gunu Piyale Paşa komutasındaki muzaffer donanma, arkasında esir düşman gemileri, üstünde düşman kara kuv­ vetleri komutanı ve diğer büyük rütbeli subaylar olduğu halde İstanbula girmiş ve Sarayburnu'nda Kanunî Sultan Süleyman'ın önünde muhteşem bir geçit resmi yapmıştı.

(14)

16. asır Türk kadırga modeli.

(M elchoir L orech’in bakır üstüne çizdiği resme göre yapılmıştır).

19. asırda Türk kalyonu (Ressam Nuri Paşa)

i f m Lv/

i m

'

a

. ;/

A ' 1

.

«i 1 : W A f

18. asırda Türk kalyonu (Hattat Abdürrahman Karahisarî’nin eserinden)

(15)

p

7 ' 1\

1

1

t i

.

r>

)

'-JH6

P !.

^

4^ '/)l \ İfr--

f*

Z : VTt

22 Nisan 1854 de Müllefik donanma larafından Odesa'nın bombardımanı (İstanbul Deniz Müzesi)

(16)
(17)

■i' * ''•'■m8 - • . ... .. ■ * v"; Ç* • * ^ ; & *3İ . : • • y . f %■± •--:- &#»***& İ M M ¿g ş?4 !<& 18 inci a sırd a S a ra y b u rn u önünde Tü rk d o n a n m a sı

(18)

T. C. G. Yavuz.

C u m h u r i y e t D e v r i n d e D o n a n m a m ı :

Cumhuriyetin ilânı yılında Türk Donanması, durumları hizalarında yazılı aşağıdaki gemilerden müteşekkil bulunu­ yordu :

Geminin adı Cinci Durumu

Yavuz M uharebe kruvazörü O n arım a muhtaç

Turgut Zırhlı (eski) Eski

Hamidiye Kruvazör (eski) V a zife görür

Mecidiye Kruvazör (eski) O n arım a muhtaç

Necmişevket Zırhlı (çok eski) Eski

Peyk Torpito kruvazör O narım a muhtaç

Berk Torpito kruvazör O narım a muhtaç

Muavenet Muhrip (eski) O n arım a muhtaç

Numune Muhrip (eski) O n arım a muhtaç

Ertuğrul Yat V a zife görür

Söğütlü Yat Vazife görür

Taşoz Torpitobot V a zife görür

Basra Torpitobot O narım a muhtaç

Samsun Torpitobot O narım a muhtaç

Muinizafer Zırhlı (çok eski) Çok eski

İclâliye Zırhlı (çok eski) Çok eski

Sultanhisar Torpitobot (eski) O narım a muhtaç

Sivrihisar Torpitobot (eski) O n arım a muhtaç

Yunus Torpitobot (eski) O n arım a muhtaç

Akhisar Torpitobot (eski) O narım a muhtaç

Draç Torpitobot (eski) O n arım a muhtaç

Berkefşan Torpitobot (eski) O narım a muhtaç

Sakız Ganbot O narım a muhtaç

Burakreis Ganbot Vazife görür

H ızırreis Ganbot Vazife görür

Kemalreis Ganbot V a zife görür

İsareis Ganbot Vazife görür

Preveze Ganbot Vazife görür

Aydınreis Ganbot Vazife görür

Musul Torpitobot O narım a muhtaç

Zuhaf Korvet O narım a muhtaç

İntibah (Uyanık) Mayn dökücü O n an m a muhtaç

Nusret Mayn dökücü Vazife görür

G a la ta Römorkör Vazife görür

9 adet motorganbot 4 ü onarım a muhtaç

9 adet mayn ihraç mo­

toru Vazife görür

Cumhuriyet bahriyesi, Millî Mücadeleyi yaratan ruhla maziden kalan bu gemileri aldı, içinden kullanılmayacak kadar eski olanları eleyerek diğerleri onarıldı ve faaliyete geçti.

Bu hususta ,Cumhurreisi G azi Mustafa Kemal'in 20 Eylül 1927 tarihinde Hamidiye kruvazörü ile yaptığı seyahat sıra­ sında, geminin hâtıra defterine yazdığı şu direktifleri üzerinde yürünüldü :

..HAMİDİYE KRUVAZÖRÜ, MAZİDEN KALAN DONANMA AKŞAMI İÇİNDE, TÜRK CUMHURİYETİNİN DENİZLERDE İLK FAALİYETE GEÇEN GEMİSİ OLDU. BEŞ SENEDENBERİ MÜTE- HASSİRİ OLDUĞUM DENİZ HAYATINI BANA YAŞATAN BU GEMİ OLDU. TÜRK DONANMASINDA KUMANDA VE ZABİTAN HEYETİNİ BU GEMİDE VE BUNA REFAKAT EDEN PEYKİŞEV- KET TORPİTO KRUVAZÖRÜNDE TANIDIM.

.. TEMAS ETTİĞİM, RUHU GEN Ç, MEFKÛRESİ G EN Ç BU İSTİKBAL KUMANDAN VE ZABİTLERİ BENDE BAHRİYEMİZ İÇİN KUVVETLİ ÜMİTLER HASIL ETTİ. BU KIYMETLİ, ŞEDİT ARZULU HEYETİ YADİGÂRI MAZİ OLAN BU GEMİ İÇİNDE BIRAKMAKLA İKTİFA OLUNAMAZ. ONLARI, MÜSTAİT VE MÜSTAHAK OL­ DUKLARI KADAR İNKİŞAFA MAZHAR EDEBİLMEK İÇİN BU­ GÜNÜN İCABATINA BAŞVURMAK LÂZIMDIR.

..HUDUTLARININ MÜHİM VE BÜYÜK AKŞAMI DENİZ OLAN TÜRK DEVLETİNİN DONANMASI DA MÜHİM VE BÜ­ YÜK OLMAK GEREKTİR. O ZAMAN, TÜRK CUMHURİYETİ DAHA MÜSTERİH VE EMİN OLACAKTIR. MÜKEMMEL VE KÂ- DİR BİR TÜRK DONANMASINA MALİK OLMAK GAYEDİR. BUNUN İLK AZİMET NOKTASI HARP GEMİLERİ TEDARİKİN­ DEN EVVEL ONLARI MUVAFFAKİYETLE SEVK VE İDAREYE MUKTEDİR KUMANDANLARA, ZABİTLERE, MÜTEHASSISLARA MALİKİYETTİR. HAMİDİYE'DE VE PEYKİŞEVKET'TE TANIDIĞIM ARKADAŞLAR, CANLI VE KIYMETLİ DELİLLERİDİRLER.

..BUGÜN İÇİN BU GÜZİDE HEYET BÜYÜK ALÂKA İLE 17

(19)

MUHAFAZA OLUNACAKTIR. AAEVCUT BÜYÜK, KÜÇÜK GEMİ­ LERİMİZDEN YALNIZ KABİLİ İSTİFADE OLANLAR TEFRİK VE İHYA EDİLEBİLİR. DONANMAMIZ HEYETİ UMUMİYESİNDE, FAAL VE NÂFİ UNSURLARDAN MÜTEVAZİ BİR BAHRİ CÜZÜ- TAM VÜCUDE GETİRMEK İMKÂNINA KANİ OLDUM.

«BUNUN İÇİN HÜKÜMETİ CUMHURİYENİN, TEDBİR VE TEŞEBBÜSLERDE ŞAHSAN ALÂKADAR OLACAĞIM . ESASLI VE KIYMETLİ BİR NOKTAİ AZİMETİ BULDUKTAN SONRA ONDAN MUAZZAM GAYEYE YÜRÜMEK VE ON A VASIL OL­ MAK ELBETTE MÜYESSER OLACAKTIR.»

GAZİ M. KEMAL» Donanmanın kullanılması için ilk atılan adımlardan biri eldeki gemileri sırasıyla tamir etmek oldu. Mecidiye yeni baş­ tan tamir ile topları değiştirildi; Hamidiye, Berk, Peyk, Taşoz, Samsun, Basra, Hızırreis, isareis, Kemalreis gemileri onarıldı.

Turgutreis, Draç, Musul, Akhisar, Yunus, Sultanhisar, Sivrihisar, Burakreis, Sakız, Muinizafer, Zuhaf gemileri fesh­ edildi ve Ertuğrul ile Söğütlü yatları Seyrisefain emrine devr­ edildi.

Yavuzun esaslı surette tamiri ve yaralarının kapatılması için evvelâ Almanyadan Gölcük'e büyük bir havuz getirildi ve gemi havuza alınarak yeni denecek şekilde tamir edildi. Bu meyanda Gölcük Deniz Fabrikalarının temeli de atılmış oldu.

Yeni gemiler alınmaya başlanarak, ilk olarak 1928 yı­ lında iki adet İNÖNÜ sınıfı denizaltı gemileri mübayaa edildi. Müteakiben 1931 yılında İtalyadan üç adet Hücumbotu ve 1932 de de dört adet Zafer ve Adatepe sınıfı muhripler do­ nanmaya iltihak etti.

27 Temmuz 1933 de Adatepe gemisi ile seyahat eden Atatürk, geminin hâtıra defterine şunları yazmıştır :

«ADATEPE İLE YAPTIĞIM KISA YOLCULUĞUN HÂTIRA­ SINI UNUTMAYACAĞIM. YAKINDAN TANIAAAK FIRSATINA NAİL OLDUĞUM SEÇME DENİZ KUMANDANLARIMIZ, G EN Ç ZABİTLERİMİZ VE DENİZCİLERİMİZLE İFTİHAR ETTİM.

GAZİ M. KEMAL» 1923 yılından itibaren Donanmaya katılan gemiler:

ismi Cinsi Son durumu

1928 1. İnönü Denizaltı 1948 de feshedildi

1928 II. İnönü Denizaltı 1948 de feshedildi

1931 Doğan (H. B. d Hücumbot Faal

1931 Martı (H. B. 2) Hücumbot Faal

1931 Denizkuşu Hücumbot Feshedildi

1931 Dum lupınar Denizaltı Feshedildi

1931 Sakarya Denizaltı Feshedildi

1932 Kocatepe Muhrip Feshedildi

1932 Adatepe Muhrip Feshedildi

1932 Zafer Muhrip O kul gemisi

1932 Tınaztepe Muhrip Okul gemisi

1935 Ülkü Kömür gemisi Faal

1936 Erkin Dz. Alt. an a gemisi Faal

1936 G ür Denizaltı Feshedildi

1939 Sa ld ıra y Denizaltı Faal

1939- .. . .

1946 Y ıld ıra y Denizaltı Faal

1939 A tıla y Denizaltı 1942 de Çan akkaled e

1939 Ç an a k (MTB. 1) Mayn tarayıcı Faal battı.

Cinci Son durumu

1939 Kavak Mayn tarayıcı Feshedildi

1939 Gölcük Yakıt gemisi Faal

1939 P ınar Su gemisi Faal

1939 Doğanaslan Römorkör Faal

1940 Atak Mayn dökücü Faal

1941 Sivrihisar Mayn dökücü Faal

1941 Yüzbaşı Hakkı Mayn dökücü Faal

1941 Ağ - 1 Ağ gemisi Faal

1941 Kanarya Kömür gemisi Faal

1942 Sultanhisar Muhrip Faal

1942 Demirhisar Muhrip Faal

1942 Muratreis Denizaltı Faal

1942 Burakreis Denizaltı Faal

1942 Oruçreis Denizaltı Faal

1942-1944 8 a ra b a vapuru Faal

1943 5 hücumbot (H.B. 3-8) Faal

1943 8 A.B. (AB-1 - A .B - 8 ) Avcıbot Faal

1943 8 L.S.B. (L .S .B .-1-8) Limansavunma botu Faal 1943 8 M.T.B. (M.T.B. 1 - 8) Mayn taram a botu Faal

1943 R - 1 Römorkör Battı

1945 Bekirdere Cephane gemisi Faal

1945 Toros D.S.A. eğitim Gm. Faal

1946 Bartın Mayn tarayıcı Faal

1946 Bafra Mayn tarayıcı Faal

1946 Bandırma Mayn tarayıcı Faal

1946 Bodrum Mayn tarayıcı Feshedildi

1946 Amasra Mayn tarayıcı Faal

1946 Ayancık Mayn tarayıcı Faal

1946 Ayvalık Mayn tarayıcı Faal

1946 A lan ya Mayn tarayıcı Faal

1946 Antalya Mayn tarayıcı Faal

1946 Muavenet Muhrip Faal

1946 G ayret Muhrip Faal

1946 Ağ - 2 Ağ gemisi Faal

1946 Ağ - 3 Ağ gemisi Faal

1947 Çarşam ba Mayn tarayıcı Faal

1947 Ç an d arlı Mayn tarayıcı Faal

1947 Çeşme Mayn tarayıcı Faal

1947 Ç ard ak Mayn tarayıcı Faal

1947 Erdemli Mayn tarayıcı Faal

1947 Ereğli Mayn tarayıcı Faal

1947 Edincik Mayn tarayıcı Faal

1947 Edremit Mayn tarayıcı Faal

1947 23 adet çıkarm a araçı Faal

1948 H. İnönü Denizaltı Faal

1948 II. İnönü Denizaltı Faal

1948 Sakarya Denizaltı Faal

1948 G ür Denizaltı Faal

1948 Kaş Mayn tarayıcı Faal

1948 Kemer Mayn tarayıcı Faal

1948 Kerempe Mayn tarayıcı Faal

1948 Karamürsel Mayn tarayıcı Faal

1948 Kilimli Mayn tarayıcı Faal

1948 Kuşadası Mayn tarayıcı Faal

1948 Kozlu Mayn tarayıcı Faal

1948 Kirte Mayn tarayıcı Faal

1948 A kp ın ar Yağ gemisi Faal

1948 O naran Onarım gemisi Faal

1948 Ağ. - 4 Ağ gemisi Faal

1949 Akar A kar yakıt gemisi Faal

1949 Gelibolu Muhrip Faal

1949 Giresun Muhrip Faal

1949 G azian tep Muhrip Faal

1949 Gem lik Muhrip Faal

1950 Çan a kkale Denizaltı Faal

1950 Dumlupınar Denizaltı Faal

1950 Kurtaran Dz. Alt. Kurtarma Gm. Faal

(20)
(21)

Cumhur Başkanı Donanma tatbikatında.

(22)

Giresun Muhribi tatbikat sırasında.

(23)

Cumhur Başkanı ve Genelkurmay Başkanı tatbikatı takibederlerken.

(24)

T. C. D onanm asından bir g ıu p g eçit resm inde.

(25)

Atlantik Aşan Mayin arama tarama gemilerinin Donanmaya katılışı.

(26)

Geçit resminden diğer bir görünüş.

, . . . . - V.-’

Reis sınıfı Denizaltılardan ikisi.

(27)
(28)

İstanbul limanını ziyaret eden İngiiiz Okul Gemisi şehri selâmlarken.

1

İstanbulu ziyaret eden Fransız Okul Gemisi personelinin Cumhuriyet âbidesine çelenk koyma merasiminden bir görünüş.

(29)

Marmarisi ziyarel eden İngiliz Filosu Amirali Türk Amiralleri ile.

Türkiyeyi ziyarel eden İngiliz Donanması Amirali Türk Donanma Komutanı ile birlikle.

(30)

^

¡ m

(31)

tsianbulu ziyaret eden Amerikan Donanması Dz. Piyadesi Cumhuriyet âbidesine giderlerken.

İstanbulu ziyaret eden Fransız Okul Gemisi mürettebatı Cumhuriyet âbidesine giderlerken.

(32)

19. Asırda Dz. Harp Okulu.

O K U L L A R T A R İ H Ç E S İ

O sm an lı İm p arato rlu ğ u n d a g a rp usulünde eğitim

sistem ine dönüş h areketi 1734 te Ü sküdar Mühendis- h anesinin a ç ılm a sile başlam ıştı.

T a assu p ta ra fta rla rın ın hoşnutsuzlukları netice­ sinde M üh en d ish an e kısa bir za m a n d a kapanm ış ve 1765 te K a r a a ğ a ç 'ta devlet, g izli ted risat y a p a n yeni bir m ektep açm ıştı.

Bu y a rım teşebbüslerden sonra Türkiyede ilk D en iz H arp O ku lu C e z a y irli G a z i Haşan Paşa'nın K a p ta n ı D e ry a lığ ı sırasın d a ve 1776 da Tersane içinde (M ühendishane-i B a h rî) ismi ile kurulmuştu.

M ektep için y a p ıla n kanunnam ede (Tahsilini ik­ mal ed en lerin im tihan ed ile re k m aharetleri a n la şıld ık ­ tan sonra D o n an m a gem ilerinden S a n ca k kalyo n ları ve sa ir lüzum lu o lan g em ilerde ka d irle rin e şayeste v a ­ zife v e rile c e ğ i) y a z ılıy d ı.

M ektepte Türk ve y a b a n cı h o ca lar ders ve riyo r­ la rd ı. T a le b e n in okuduğu dershanenin d u va rların a Tü rkçe ve Fra n sızca h a rita la r, kalem le yap ılm ış muh­ te lif tip gemi resim leri a sılıy d ı. A y rıc a dershanede g em iciliğ e a it â le tle r de bulunuyordu.

M ektepte ka p ta n la rın ve ricalin çocukları olm ak ü zere e lli ta le b e v a rd ı. S a lı ve C um ad an m aad a her gün öğ leye k a d a r ders g ö rü y o rlard ı.

Türk Profesör C e z a y irli S e yit H aşan hoca, dev­ rinin m üm taz şa h siye tle rin d e n d i. Türkçe, A ra p ç a d a n b aşka İta ly a n c a ve Fra n sızca d a b iliyord u .

A vru p an ın B a h riy e y e a it en iyi kita p la rın ı ve B ah riye â le tle rin i de ta n ıy o rd u . H aşan K ap tan bir müddet sonra donanm a ikinci kom utanlığına tayin edilince ye rin e S e yit O sm an Efendi getirilm işti. Fransız

öğretm enler Osman Efendinin bilhassa hendesede âlim olduğunu tasdik etmişlerdi.

29 Ekim 1784 te S ad razam Halil Hamit Paşanın teşebbüsü ve iki Fransız mühendisinin yardım ı ile mektep proğram ları genişletilmiş ve bir Bahriye T a t­ bikat Akadem isi kurulmuştu.

İstanbulda bulunan bir Fransız firkateyninin kum andanı ile Fransız elçiliğinden bir memur Deniz Sub ayı yetişecek talebelere dersler veriyo rlar ve bu dersleri Ermeni tercüm anlar Türkçeye çe viriyo rlard ı.

III. Selimin daha şümullü ıslahat hareketleri sıra ­ sında ve 1795 te Hasköy'de yeniden inşa olunan bir b in ad a (Mühendishane-i Âm ire) kurulmuştu.

Kanunnam esine göre yeni mektebin Lâğımcı O c a ­ ğından e lli, Hum baracı M ülâzim lerinden 30 olm ak üzere 80 ka d a r talebesi bulunacaktı.

Tersane Mühendishanesi ise iki kısma ayrılm ıştı: Birinci kısım seyrisefain, ikinci kısım ise gemi inşası fenlerini öğrenecekti. Tersane Mühendishanesine kırk beş talebe devam edecekti.

Seyrisefain fennini öğrenenler mektebi b itird ik­ ten sonra gem ilerde sırasile jurnal hocası, çorba ho­ cası ve baş hoca o la ca k la rd ı. Baş hoca o la n la r imti­ hanla kaptan tayin edilecekti.

İnşaiye talebeleri ise mektep bitince ikinci k a lfa , baş ka lfa va zife le rin i görecekler ve böylece Tersane m im arlığı hizmetinde ça lışa ca kla rd ı.

iki M ühendishanenin birleştirilm iş olması esasine Kap tanı D erya Küçük Hüseyin Paşa itira z etmiş ve M ühendishane-i Bahrî isimli a y rı bir müessesenin lüzum ve fa y d a la rın ı Padişaha a rze d e re k, fikirle rin i kabul ettirmişti.

(33)

(M ühendishane-i Bahrî) nin d ah a ileri ham leler y a p a c a ğ ı y ılla rd a K a b akçı M ustafa ih tilâlile bütün inkilâp h areketleri durdurulm uş ve (M ühendishane-i Bahrî) de uzun bir müddet ihmal içinde kalm ıştı.

19. Asrın başından itibaren B ah riye M ektebinin yeniden ihyası ve devrin ic a p la rın a uygun bir hale getirilm esi hususunda muhtelif teşebbüsler yap ılm ıştır.

Bu teşebbüslerin en esaslısını da 1838 yılın d a (Fünunu B ah riye) a d iy le a çılan mektep teşkil etm ek­ tedir.

O tarih e k a d a r mektepte iki yüz taleb e okum akta iken yeni kanunnam e bu m iktarı dört yüze çıkartm ış­ tır. Kanunnam enin hüküm lerine göre (M ektebe zin h ar rica ve şe fa a t veyah u t müntehi olduğu ta ra fa ria ye t ile) taleb e a lın m ıy a c a k tır. A lın a c a k o la n la rın (H asep ve nesebi malûm ka p tan zâd e ve mehmaemken okuyup, y a zm a y a âşinâ ve istidatlı ve â za sı tam , m a­ razd an â z a d e ve on iki, nihayet on yaşın d an küçük olm am aları) da şarttır.

(M ektebi Fünunu B ah riye) de tahsil devresi dört seneye ayrılm ış bulunuyordu. M ektepten ç ık a n la r Mü- lâzim rütbesini alm ış o la c a k la rd ı.

Yeni mektep eski Kap tan Paşa konağı olan bu­ günkü Deniz Hastanesinin yerin d e kurulmuş ve yeni bina K ap tan ı D erya Ahm et Fevzi Paşa zam anın d a inşa edilm işti.

B ah riye mektebi tarih in d e Patrona M ustafa Paşanın mektebin İslahı h akkın d a 1847 tarihinde h a zırla d ığ ı lây ih a da mühim bir ye r tutm aktadır.

L âyih ad a n a n la şıld ığ ın a göre, bu y ılla rd a (B a h ­ riye M ektebi) te k ra r ihm al edilm iş ve eski kan u n n a­ meleri yerin e getirilm ez olmuştur.

(M eclisi Bahriyenin) ve (B a b ıâ lin in ) kabul ettiği yeni lâ y ih a üzerine (M ektep gemisi) esası kabul e d ili­ yo r ve Fran sızcan ın ih tiy a rî b ıra k ıla ra k İngilizcenin m ecburî olm ası da yeni e sasla r a ra sın d a bulunu­ yordu.

Kırım H arbi sırasında B ah riye M ektebinin yeni bir zih n iye tle ele alın d ığ ın ı görüyoruz. D onanm am ız­ da m üşavir bulunan A m iral Adolphus S la d e de 1850 tarihind e mektebin İslah şekillerini gösterir m ufassal bir rap o r verm iş bulunuyordu.

Bu tarihten bir müddet evvel de (M ühendishane)- nin bir kısmının bulunduğu H e y b e lia d a'd a kurulan yeni mektebin tedrisat e sa sla riy le b erab er S u b a yların terfi şekilleri de (A vru p a usulü üzere) tesbit olunmuştu.

H e yb e lia d a'd a yeniden kurulan Bahriye M ekte­ binde Türk ve ya b an cı h o ca lar ders ve riyo r, mektebin

gem icilik â le tle riy le dolu dershaneleri ve zengin bir kütüphanesi bulunuyordu.

1851 de A m e rik a y a gönderilen d eniz s u b a y la ­ rından Emin Bey mektep kütüphanesi için A m e rik a d a neşredilm iş b ah riy e ye d a ir dört yüz otuz yeni kita p vesaire getirtmişti.

M ektep d ersh an e lerile, bir çok yeni â le tle rile , m untazam y a ta k h a n e le ri ve hastah an esile devrinin en güzel m ekteplerinden birisi idi. A rk a kısım da öğretm enler için a y rıc a yeni evler ya p ılm ış, talebenin ve talim heyetinin her türlü çalışm a im kâ n la rı, istira ­

hatları temin edilm işti.

1852 y ılın d a da a y rıc a M ektebi B a h riye ye taleb e yetiştirm ek üzere id a d î sın ıfları açılm ış bulunuyordu.

Bahriye M ektebi bundan sonra uzun bir müddet devrinin yen iliklerin i m untazam an ta kip etmiş, fa k a t O sm anlı İm paratorluğunun b ah rî sa h ad a tedennisine rastlıyan y ılla rd a mektebin eski randım anı da a z a l­ mıştı.

M eşrutiyetin ilân ın d an sonra B ah riye M ektebini yeniden İslah etmek teşebbüslerine girişilm iş, y a b a n cı h o calar getirilm iş ve yeni p ro ğ ram lar yap ılm ıştı.

Cem al Paşanın B ah riye N a z ırlığ ı esnasında mektep pek mükemmel bir hale getirilm işti.

Cum huriyet devrinde ve bilhassa son senelerde deniz eğitim sisteminde müsbet ve esaslı d eğ işiklikle r yap ılm ıştır.

Deniz Lisesi d ah a z iy a d e m eslekî b ilg iler verici bir m ahiyette olm ak üzere Deniz Kolleji haline g eti­ rilm iş, gerek ko llej, g erek H arp O kulu ted risatın d a bol m alzem eli lâb o ra tu var ça lışm a la rı, am e lî dersler birinci p lân a alınm ıştır.

Deniz Kolleji ve H arp O kuluna Türk gençleri büyük bir rağbet göstermekte ve bu o k u lla ra her sene y a p ıla n büyük ölçüdeki ta lip le r a ra sın d a m üsabaka im tihanları a çılm a kta d ır.

Deniz eğitim inin esaslı bir kısmını teşkil eden S u b a y la r ve diğer personel için a ç ıla n kurslar da H e y b e lia d a'd a yeni bir bina içinde toplanm ıştır.

A y rıc a Deniz G e d ik lisi yetiştirm ek e sasların a da büyük bir ehem m iyet verilm ekte ve bu öğrenciler için Boğaziçinde tedris ve istirah at şa rtla rın ı h a iz modern bir bina h a zırla n m a k ta d ır.

Deniz Eğitim ine dahil olan deniz erlerinin talim ve terbiyesi de deniz oku lların ın kurucusu olan bü­ yük denizci G a z i Haşan Paşanın yeniden restore e d i­ len K asım p aşad aki ta rih î kışlasınd a y a p ılm a k ta d ır.

(34)
(35)

Dz. Kolleji öğrencileri derste.

(36)

Dz. Kolleji öğrencileri Kimya lâboraiuvarında.

(37)

Dz. Harp Okulu 174. devre mezunlarından bir grup merasimde.

Dz. Harp Okulu 174. devre mezunları geçil resminde.

Dz. Harp Okulu öğren­ cileri Baskelbolda.

(38)
(39)

I

Dz. Harp Okulu ve Kolleji öğrencileri Spor ve Gençlik Bayramında.

(40)

Bu d e rg in in k a p a ğ ı ve için d eki re n kli ta b lo la r ÇÎTU R İ B İR A D ER LER , m etni K Â Ğ IT V E B A S IM İŞ LER İ A . § . M a tb a a la r ın d a b a s ılm ıştır.

(41)

BASIN YAYIN VE TURİZM GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

1 9

5

1

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

&#34;Türkiyede 1989 Yılında Ödül Alan Kitaplar.&#34; Y e r : Büyükşehir Belediyesi Atatürk

Mesela zeki olursak istediğimiz okulu daha az çabayla kazanabiliriz ya da işverenimi- ze zeki olduğumuz gösterir, zor işlerin üstesinden ge- lirsek terfi alabiliriz.. Diğer

Genetik yapısında küçük de- ğişimler olan bu yeni H1N1 virüsü ilk olarak Meksika’da ve ABD’de büyük çapta grip sal- gınlarına yol açtı.. Dünya genelinde bu virü-

Sonuç olarak sentetik ve çok farklı istenmeyen yan et- kileri olan bağışıklık sistemi baskılayıcı ilaçlara alternatif olacak ve neredeyse bilinen hiçbir yan etkisi şu ana

Abdülhamid Münir paşaya ko­ nağını yaptırmak için üç defa dokuz bin lira âtiye verdiği gibi Paristen her İstanbula gelişinde hem kendisine hem haremine

Bunun neden olarak şletmen n toplam satışlarının azalması ve faal yetlerden elde ed len nakd n fazla olmasıdır.. Bu oranın %20 üzer nde olması

1959 yılında Kral yet Fermanı le yasal olarak tanınmış olan örgüt, 1973 yılında Kamu Sektörü F nans ve Muhasebe Enst tüsü (Chartered Inst tute of Publ c F nance

Yüzlerce yılın klâsikleşm iş köhne tedavi usullerini kökünden yıkarak sinir ve ruh hastalıkları konusuna modern tedavi sistemini sokan Mazhar O s­ man, bu