• Sonuç bulunamadı

Denizli doğusu şahinler bölgesi (Pınarkent) aktif faylara yönelik paleosismoloji çalışması

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Denizli doğusu şahinler bölgesi (Pınarkent) aktif faylara yönelik paleosismoloji çalışması"

Copied!
62
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ

FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI

DENİZLİ DOĞUSU ŞAHİNLER BÖLGESİ (PINARKENT) AKTİF

FAYLARA YÖNELİK PALEOSİSMOLOJİ ÇALIŞMASI

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS BİTİRME PROJESİ

AYSUN HELVACIKARA

(2)

T.C.

PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ

FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI

DENİZLİ DOĞUSU ŞAHİNLER BÖLGESİ (PINARKENT) AKTİF

FAYLARA YÖNELİK PALEOSİSMOLOJİ ÇALIŞMASI

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS BİTİRME PROJESİ

AYSUN HELVACIKARA

(3)

KABUL VE ONAY SAYFASI

Aysun HELVACIKARA tarafından hazırlanan “Denizli Doğusu Şahinler

Bölgesi (Pınarkent) Aktif Faylara Yönelik Paleosismoloji Çalışmasıʼʼ adlı proje

çalışması yapılmış olup Pamukkale Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Jeoloji Mühendisliği Anabilim Dalı Tezsiz Yüksek Lisans Bitirme Projesi olarak kabul edilmiştir.

Jüri Üyeleri İmza

Danışman : Doç. Dr. Mete HANÇER ……….

Pamukkale Üniversitesi Fen bilimleri Enstitüsü Yönetim Kurulu‟nun…./…. /…… tarih ve ….. /…..sayılı kararıyla onaylanmıştır.

………

Prof. Dr. Uğur YÜCEL

(4)

Bu bitirme projesinin tasarımı, hazırlanması, yürütülmesi, araştırmalarının yapılması ve bulgularının analizlerinde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, bu çalışmanın doğrudan birincil ürünü olmayan bulguların, verilerin ve materyallerin bilimsel etiğe uygun olarak kaynak gösterildiğini ve alıntı yapılan çalışmalara atfedildiğini beyan ederim.

(5)

TEŞEKKÜR

Tez çalışmamın her aşamasında yol gösteren, her türlü katkı ve desteği sağlayan, bilgi ve deneyimlerinden yararlandığım, hocam Doç. Dr. Mete HANÇER’e,

Pamukkale Belediyesi tarafından hazırlatılan ve verilerinden yararlandığım “Denizli İli, Pamukkale İlçesi, Pınarkent Mahallesi Şahinler Mevkisi’nin İmar Planına Esas Jeolojik- Jeoteknik Etüd Raporu İçin İstenen Fay Araştırma Raporu” adlı projede emeği geçen ilgi ve desteğini esirgemeyen proje yürütücüsü Doç. Dr. Mete HANÇER’e,

Meslekleri konusunda büyük gayretlerde bulunarak zemin etüdü çalışmalarını ilimizde bu seviyelere getiren, tecrübelerinden daima yararlandığım, bu çalışmada da benden yardımlarını esirgemeyen değerli çalışma arkadaşlarım Jeo. Müh. Özer TUNÇTÜRK’e ve Jeof. Müh. Süleyman SAKA’ya,

Her d a i m yanımda olan ailem, eşim ve biricik oğluma, İçten teşekkürlerimi sunarım.

(6)

ÖZET

DENİZLİ DOĞUSU ŞAHİNLER BÖLGESİ (PINARKENT) AKTİF FAYLARA YÖNELİK PALEOSİSMOLOJİ ÇALIŞMASI

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS BİTİRME PROJESİ

PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI

( TEZ DANIŞMANI :DOÇ. DR. METE HANÇER) DENİZLİ, OCAK-2017

Bu çalışmada, Denizli ili, Pınarkent Mahallesi, Şahinler Mevkii yerleşim alanının zeminleri, jeolojik açıdan incelenmiş ve bölgede meydana gelebilecek bir deprem etkisiyle zeminlerin yerleşime uygunlukları belirlenmeye çalışılmıştır.

Denizli ili kuzeydoğusu ve batısında, genelde güneybatıya doğru eğimli ve eğimleri 15-25o arasında değişen tabakalardan oluşan Neojen çakıltaşı, kumtaşı,

silttaşı ve kiltaşı kayaçları yer almaktadır. Neojen çökel kayaçları bölgede geniş yayılım gösteren Kolonkaya formasyonu dahilinde düşünülmektedir. Şehrin doğu kesimlerinde yelpaze çökelleri olarak adlandırılan tutturulmuş çakıltaşı, kumtaşı, kiltaşı, silttaşı birimleri mevcuttur. Çalışma alanının içerisinde bulunduğu gevşek alüvyal zeminler ise inceleme alanında oldukça geniş alanlar kaplamaktadır.

Açılma tektoniğinin hakim olduğu Ege bölgesinde yer alan Denizli ili, kuzeyi ve güneyi normal faylarla sınırlı bir çöküntü alanında kurulmuştur. Depremsellik açısından oldukça aktif bir bölgede yer alan şehir geçmişten günümüze çeşitli büyüklükteki depremlere maruz kalmıştır. Bu çalışma kapsamında Denizli ili ve yakın çevresinde son yüzyılda meydana gelmiş depremlerin dağılımı incelenmiş ve depremlerin genellikle Denizli havzası içinde yoğunlaştığı görülmüştür.

Kaleköy segmenti boyunca yerleşime uygunluk açısından Yüzey Faylanma Tehlike Zonu (Fay Tampon Bölge) oluşturulması amacıyla çalışma yapılması öngörülmüştür.

ANAHTAR KELİMELER: Kaleköy segmenti, Yerleşime Uygunluk, Denizli

(7)

ABSTRACT

PALEOSEİSMOLOGİCAL RESEARCH ON THE ACTİVE FAULTS İN THE ŞAHİNLER REGİON (PINARKENT), EAST OF DENİZLİ

NON-THESIS MASTER’S PROGRAM OF DISSERTATIONMASTER OF

SCIENCE IN JEOLOGICAL ENGINEERING, PAMUKKALE UNIVERSITY

(SUPERVISOR: ASSOC. PROF.METE HANÇER) DENİZLİ, JANUARY-2017

In this thesis work, soil properties of the residential areas of neighbors in Şahinler (Pınarkent) in the province of Denizli are investigated from the geological points of view. In order to check, the soils are examined to determine the suitability of these areas in case of an earthquake.

In Northeast and West parts of Denizli, Neogene pebble stone, sandstone, silt stone and clay stone which consist of layers whose slopes, generally in southwest direction, between 150 and 250 are located. Also, neogene pebbles are considered to be inclusive of Kolankaya Formation which is widely spread in that area. In addition to this, units of pebble stone, sandstone, clay stone and silt stone so called alluvial fan deposits can be found in the eastern part of Denizli. Loose alluvial ground covers a quite large area of investigation.

Province of Denizli, located in Aegean region where mainly dominated by extensional tectonics are established in between its north and south bounded by normal fault lines. The city is in active seismicity region so that there have been many different magnitudes of earthquakes that city are exposed on occasion. In this study, the distribution of earthquakes occurred in province of Denizli and closer regions of it are examined and it is concluded that earthquakes are concentrated on highly especially basin of Denizli.

Finally, it is better to exercise to create surface faulting hazard zone (fault buffer zone) throughout Kaleköy segments in terms of suitability for settlement.

KEY WORDS: Kaleköy segments, Settlements suitability, Denizli

(8)

İÇİNDEKİLER

Sayfa ÖZET ... İ ABSTRACT ... İİ İÇİNDEKİLER ... İV ŞEKİL LİSTESİ ... İİV 1. GİRİŞ ... 1

1.1. İnceleme Alanının Yeri ... 1

1.2.Ulaşım ... 4 1.2.Çalışmanın Amacı ... 4 1.3.Çalışma Yöntemi ... 4 1.4.Önceki Çalışmalar ... 6 GÖSTERİM ... 7 2. COĞRAFYA ... 8 2.1.Morfoloji ... 8 2.2.Hidroloji ... 10 2.3.İklim ... 11 2.4.Bitki Örtüsü ... 11 2.5.Yerleşim Yerleri ... 11 3. GENEL JEOLOJİ ... 12 3.1 Stratigrafi ... 14 3.1.1.Kızılburun Formasyonu : ... 15 3.1.2.Sazak Formasyonu : ... 15 3.1.3.Sakızcılar Formasyonu : ... 16

3.1.4.Kolonkaya Formasyonu (Tkpo)(pl-18-k): ... 16

3.1.5.Asartepe Formasyonu(Qat) (pl-7-k) ... 16

3.1.6.Kuvaterner Birimler ... 17

4.YAPISAL JEOLOJİ ... 19

5.DEPREMSELLİK ... 21

6.PALEOSİSMOLOJİ ... 23

6.1. Çalışma Alanının Jeolojisi... 25

6.1.1. Üzerlik – Kaleköy Fay Zonu ... 27

6.2.Depremsellik ... 28

6.3. Paleosismoloji Çalışması ... 30

7.SONUÇ VE ÖNERİLER ... 47

8.KAYNAKÇA ... 50

(9)

ŞEKİL LİSTESİ

Sayfa

Şekil 1: İnceleme alanının yer bulduru haritası... 2

Şekil 2: İnceleme alanının yer bulduru haritası (uydu görüntüsü). ... 3

Şekil 3: İnceleme alanının pafta anahtarı ve köşe noktaları ... 3

Şekil 4: Çalışma alanı ulaşım haritası. ... 4

Şekil 5 : 1/100 000 Ölçekli Çevre Düzeni Haritasında İnceleme Alanının ... 9

Şekil 6 :İnceleme alanı ve yakın çevresinin topoğrafik haritası. ... 8

Şekil 7:İnceleme alanı ve yakın civarının morfolojik yapısı. ... 9

Şekil 8:İnceleme alanı ve yakın civarının morfolojik yapısı. ... 9

Şekil 9:İnceleme alanı eğim haritası ... 12

Şekil 10: İnceleme alanı ve yakın çevresinin 1/100.000 jeoloji haritası ve dikme kesiti (Uysal,Ş.,1995). ... 13

Şekil 11:İnceleme alanı ve yakın çevresinin 1/25.000 jeoloji haritası (MTA, Eşref ATABEY,2012). ... 16

Şekil 12: Bölgenin genelleştirilmiş dikme kesiti (Şimşek, 1984; Sun,1990; Konak ve diğ.,1990). ... 17

Şekil 13:Denizli ve Yakın Çevresi Diri Fay Haritası (MTA Genel Müdürlüğü 2012) ... 22

Şekil 14:Denizli Bölgesinin Tektonik Haritası (MTA-2012) ... 21

Şekil 15: Denizli Havzasında 1900-2008 yılları arasında meydana gelen deprem episantır noktaları (www. sayisalgrafik.com). ... 24

Şekil 16: Denizli Havzasında 2008-2015 yılları arasında meydana gelen deprem episantır noktaları (www.iris.edu) ... 22

Şekil 17: 1/250 000 ölçekli MTA diri fay haritası üzerinde çalışma alanı (Emre ve diğ., 2011’den değiştirilmiştir); (BMG: Büyük menderes Grabeni, KMG: Küçük Menderes Grabeni, GAG: Gediz (Alaşehir) Grabeni, DG: Denizli Grabeni, ÇBG: Çivril Baklan Grabeni, AG: Acıgöl grabeni, BG:Burdur Grabeni) .. 25

Şekil 18: Denizli ve yakın çevresinde grabenleri gösteren şekil ve kabartma harita (Hançer, 2013) ... 26

Şekil 19: Denizli havzası ve faylarının genel görünümü (Koçyiğit, 2005)... 27

Şekil 20: Denizli havzası içindeki Karakova horstunu gösteren dijital yükseklik modeli (Hançer, 2013). ... 29

Şekil 21: Denizli Havzasında 1900-2008 yılları arasında meydana gelen deprem episantır noktaları (www. sayisalgrafik.com). ... 31

Şekil 22: Denizli Havzasında 2008-2015 yılları arasında meydana gelen deprem episantır noktaları (www.iris.edu)... 31

Şekil 23: Çalışma bölgesi ve yakın çevresinin jeoloji haritası ve enine jeoloji kesiti (1a,b- Orta miyosen-orta pliyosen yaşlı eski graben dolgusu, 2-eski graben dolgusunun regresif konglomera fasiyesi, 3-Modern graben dolgusunun teras tipitravertenleri, 4-Yeni alüvyon, 5-Tabaka konumu, 6-Senklinal ekseni, 7-Antiklinal ekseni, 8-Normal fay, 9-Enine kesit hattı(Koçyiğit, 2005) ... 32

Şekil 24: Mücavir alanın fay, hendek yeri jeofizik hatlar ve jeoloji haritasını gösteren Google map görüntüsü... 33

Şekil 25: Şahinler güneyinde Okçuini dere kenarındaki fay zonu, b:Yakından görünümü (doğuya bakış) ... 34

(10)

Şekil 27: 1 nolu hendek stratigrafisi a:hendek genel görünümü (KD’ya bakış) (Bkz.Şekil 27), b:hendek GB ucundan itibaren 0-4m. arası görünüm (GB’ya

bakış), c:hendek yeri (H-1) ... 35 Şekil 28:2 nolu hendek kesiti (KB duvar) ... 37 Şekil 29:2 nolu hendek yeri (GB’ya bakış), b:hendek yerinin harita görüntüsü (H-2) ... 37 Şekil 30:2 nolu hendek litolojileri a:hendeğin GB’dan itibaren 8-13m. arası

görüntüsü (kuzeye bakış), b:hendeğin GB’dan itibaren 17-21m.arası görüntüsü (GB’ya bakış) (Bkz.Şekil 30) ... 38 Şekil 31:3 nolu hendek kesiti (GD duvar çalışılmıştır) ... 39 Şekil 32:3 nolu hendek yeri (KD’ya bakış), b:hendek yeri harita görüntüsü (H-3) ... 40 Şekil 33: 3 nolu hendek içerisinde GB’dan itibaren 0-4m.arasındaki fay zonunun yalın görüntüsü (doğuya bakış) ... 40 Şekil 34: 3 nolu hendek içerisinde GB’dan itibaren 0-4m. arasındaki fay zonu ve hendek litolojisi çizilmiş görüntüsü (doğuya bakış) ... 41 Şekil 35: 3 nolu hendek içerisinde GB’dan itibaren 8-11m. arasındaki diğer fay ve hendek litolojisi görünümü (GD’ya bakış) ... 41 Şekil 36: 3 nolu hendek içerisinde GB’dan itibaren 9.metredeki fayın yakından görünümü (GD’ya bakış) ... 42 Şekil 37: 3 nolu hendek içerisinde GB’dan itibaren 13-15m. arasındaki hendek

litolojisi içerisindeki sarı kum seviyesi (doğuya bakış) 42

Şekil 38: 4 nolu hendek kesiti (GD duvar çalışılmıştır) ... 43 Şekil 39: 4 nolu hendek içerisinde GB’dan itibaren 7-10 m.arasındaki hendek

litolojisi (GD’ya bakış)(Bkz.Şekil 38) ... 43 Şekil 40: 4 nolu hendek içerisinde GB’dan itibaren 14-16m. arasındaki hendek litolojisi, fay ve ayrışma zonu (doğuya bakış)(Bkz.Şekil 38) ... 45 Şekil 41: 4 nolu hendek içerisinde GB’dan itibaren 15.metredeki fayın ve ayrışma zonu ve litolojilerin yakından görünümü (GD’ya bakış)(Bkz.Şekil 38) ... 45 Şekil 42: 5 nolu hendek kesiti (GD duvar çalışılmıştır) ... 46 Şekil 43:5 nolu hendek yeri (G’ye bakış), b:hendek yeri harita görüntüsü (H-5)... 47 Şekil 44: 5 nolu hendeğin KD’dan itibaren 0-6 m.arası hendek stratigrafisi (K’e bakış) ... 47 Şekil 45: 5 nolu hendeğin KD’dan itibaren 7-14 m.arası hendek stratigrafisi (G’e bakış) ... 48 Şekil 46: 5 nolu hendeğin KD’dan itibaren 8-10 m. arasında çakıllı kil birimi taban seviyelerindeki traverten çakılları (GB’ya bakış) ... 48

(11)

1. GİRİŞ

Diri faylar deprem kaynaklarıdır. Dünya üzerindeki jeolojik konumu nedeniyle ülkemizde çok sayıda diri fay bulunur ve bu nedenle Türkiye depremlerin yoğun olduğu ülkelerdendir. Herhangi bir ülke veya bölgede deprem zararlarından korunma veya depremlerden en az düzeyde etkilenmek amaçlı yapılabilecek olan çalışmaların başında deprem kaynaklarının belirlenmesi ve bunların oluşturduğu afet tehlikesinin en doğru şekilde ortaya konulması gelmektedir. Bu yolla deprem tehlikesinin oluşturduğu risklerin belirlenerek zarar azaltma yönünde gerçekçi plan kararları üretilebilir ve uygulamalar gerçekleştirilebilir.

MTA Genel Müdürlüğü 1970’li yıllardan itibaren diri faylar hakkında bilgi üretmektedir. Genel Müdürlükçe bu konuda yapılan çalışmalar kapsamında 1987 yılında ülke genelindeki diri faylara ilişkin kapsamlı bir rapor yayımlanmış (Şaroğlu ve diğerleri, 1987) ve sonrasında bu raporun eki olan Türkiye Diri Fay Haritası kamuoyunun kullanımına sunulmuştur (Şaroğlu ve diğerleri, 1992). Bu haritada Denizli çevresinde bazı diri faylar haritalanmış ve özellikleri hakkında bilgi verilmiştir. Ancak, izleyen yıllarda Denizli ve yakın çevresinde yapılan çalışmalarda bölgede bilinenden daha fazla deprem kaynağı olduğu yönünde bulgular toplanmıştır (Barka ve diğerleri 1996; Emre ve Barka, 2000).Bu rapor, arazi uygulamaları 2015- 2016 yılları arasında gerçekleştirilen adı geçen proje sonuçlarını içermektedir.

1.1. İnceleme Alanının Yeri

Çalışma alanı Denizli ili, Pamukkale İlçesi, Pınarkent Mahallesi Şahinler Mevkii’ni kapsamaktadır (Şekil 1). Çalışma 1/25.000 ölçekli paftaları kullanılarak yürütülmüştür (Şekil 3). Çalışma alanı Pamukkale ilçesinin plansız yerleşim alanıdır.

(12)
(13)

Şekil 2: İnceleme alanının yer bulduru haritası (uydu görüntüsü).

(14)

1.2.Ulaşım

Sahaya erişim her türlü hava ve iklim koşulunda ulaşıma elverişli asfalt yollarla sağlanmakta olup inceleme alanı şehir merkezinde bulunmaktadır. İnceleme alanı Ankara-Honaz yollarının kesişim noktasında yer almaktadır (Şekil-4).

Şekil 4: Çalışma alanı ulaşım haritası.

1.2.Çalışmanın Amacı

2015-2016 yılları arasında Denizli ili, Pamukkale ilçesi, Pınarkent (Şahinler Mevkii) mahallesinde ki diri fayların haritalanması ve aktif tektonik açısından bunların jeolojik ve jeomorfolojik özelliklerinin araştırılarak ortaya konulması, paleosismolojik, tarihsel ve aletsel dönem sismik etkinliklerini de değerlendirerek fayların deprem davranışlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmadan elde edilen sonuçların, Pınarkent (Şahinler Mevkii) mahallesinde ve yakın çevresinde deprem tehlikesinin daha güvenilir bir şekilde belirlenmesine katkı sağlayacağı umulmaktadır.

1.3.Çalışma Yöntemi

(15)

ölçekli jeoloji haritalarından yararlanılmıştır.

Diri fay ve deprem jeolojisi araştırmaları çok disiplinli bir yaklaşım gerektirir ve yerbilimlerinin jeoloji, jeomorfoloji, jeofizik, jeodezi disiplinlerine ait çeşitli yöntemlerin yanı sıra tarihsel ve jeoarkeolojik dokümanlar da bu araştırmalara önemli katkı sağlar. Proje araştırması büro ve arazi çalışmaları olmak üzere iki aşamada yürütülmüştür. Büro çalışması aşamasında çalışma amacına yönelik olarak literatür taraması yapılmış, inceleme alanına ait hava fotoğrafları ve uydu görüntüleri incelenerek belirlenen çizgisellikler 1/25.000 ölçekli topografik haritalara işlenmiş ve bölgenin çizgisellik haritası oluşturulmuştur. Arazi çalışmaları esnasında hava fotoğraflarında belirlenmiş olan çizgisellikler boyunca bunların diri fay olup olmadıklarına ilişkin jeolojik ve jeomorfolojik veriler toplanmış, literatür kapsamında derlenen jeolojik bilgiler ile faylar arasındaki ilişkiler araştırılmıştır. Fayların yaşı, niteliği, kinematik özellikleri, Kuvaterner’deki aktivitelerine açıklama getirmek amaçlı jeolojik ve jeomorfolojik saha gözlemleri yapılmıştır. Bazı faylarda eski depremlerin tanımlanması veya fayın niteliğinin anlaşılmasına yönelik paleosismolojik hendek kazıları gerçekleştirilmiştir. Faylar üzerinde toplanan bu veriler bölgede meydana gelen tarihsel ve aletsel dönem depremleriyle karşılaştırılmış ve fayların aktiviteleri ve deprem davranışları hakkında sonuçlara gidilmeye çalışılmıştır.

Araştırmada, yakın jeolojik geçmişin de yüzey yırtılmasıyla sonuçlanmış büyük deprem üretmiş ve gelecekte de deprem üretme potansiyeli taşıyan fay diri (aktif) olarak tanımlanmıştır. Fayların haritalanmasında üzerinde meydana gelmiş ve yüzey yırtılmasıyla sonuçlanmış eski depremlerin jeolojik ve jeomorfolojik kayıtları ile bölgesel anlamda yol açtıkları yakın çevrede formasyon etkileri veri olarak kullanılmıştır. Aktiviteleri açısından fayların sınıflanmasında MTA’nın üretmiş olduğu Türkiye Diri Fay Haritası’nın güncellenmesinde kullanılan aşağıdaki sınıflama kabul edilmiştir (Emre, 2005).

Deprem yüzey kırığı: Son yüzyıl da yüzey yırtılmasıyla sonuçlanan deprem

üretmiş fay.

Diri fay: Jeolojik ve jeomorfolojik olarak Holosen (son10000 yıl) aktivitesi kesin

veya tarihsel ve aletsel dönem depremselliği bilinen fay.

Olasılı/potansiyeldiri fay: Jeolojik ve jeomorfolojik olarak Kuvaterner (son 1.6

(16)

Çizgisellik: Neo tektonik dönem de gelişmiş veya reaktive olmuş, ancak

Kuvaterner aktivitesi hakkında veri toplanamayan ve depremselliği bilinmeyen neotektonik dönem fayı veya morfolojik çizgisellik.

1.4.Önceki Çalışmalar

Bu bölümde ilk olarak, inceleme alanında daha önce yapılmış olan yer bilimleri ile ilgili değişik amaçlı çalışmalar bu çalışmanın amacı doğrultusunda kronolojik sıra ile özetlenerek sunulmuştur.

İnceleme alanını da içine alan, “Aydın- Muğla- Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı” Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekansal Planlama Genel Müdürlüğü’nün 439 sayılı oluruyla; 09.03.2011 tarihinde onaylanmıştır.

Bölgenin 1/ 25 000 Ölçekli Haritaları; Denizli Belediye Meclis’nin 01.02.2007 tarih ve 66 sayılı kararı ile onaylanmış, İl Genel Meclisi bu haritaları 12.02.2007 tarih ve 2007/13 nolu karar ile onamıştır.

İnceleme alanının bulunduğu Pınarkent (Şahinler Mevkii) mahallesinde 2014 yılından once Belediye Tüzel kişiliğine sahipken, 2014 yılında Denizli Belediyesi’nin Büyükşehir vasfına dönüşmesiyle, Pamukkale İlçe sınırlarında bulunan bir mahalle konumuna geçmiştir.

İnceleme alanının içerisinde; 02/02/1988 tarihinde 402 sayılı Denizli Belediye meclis kararı ile1/1000 ölçekli Uygulama imar planları onanmıştır.

İnceleme alanının içerisinde Denizli Büyükşehir Belediyesinin 11.12.2015 tarih 1312 sayılı belediye meclis kararı ile 1/5000 ölçekli Pınarkent (Şahinler Mevkii) mahallesinde Nazım imar planı onaylanmıştır.

Bölgenin 1/ 1000 ve 1/5000 ölçekli hali hazır haritaları Doruk harita İnşaat Mühendislik Ticaret Ltd.Şti ve Kartal harita Mühendislik Taah. Ve Tic. Ltd.Şti ortak girişimi tarafından 07.10.2010 tarihinde yapılmış ve onaylatılmıştır.

1/ 100 000 ölçekli çevre düzeni haritasında inceleme alanı Şekil 5‟te gösterilmiştir.

(17)

GÖSTERİM

(18)

2. COĞRAFYA

2.1.Morfoloji

Denizli ili, Pamukkale İlçesi yüzey şekilleri bakımından dalgalıdır. Alçak ve yüksek ovalar, yaylalar ve dağlar birbirini tamamlar. Arazisi denizden yüksektir. Deniz yüzeyine en yakın yer Sarayköy ilçesi olup, 170 metre rakımındadır. Denizli 428, Buldan 609, Güney 800, Çal ve Çardak 850, Acıpayam ve Tavas 950, Çivril 975, Kale 1000, Çameli ise 1359 metre rakımındadır. Alçak kısımlar; Böceli, Goncalı, Sarayköy ve Denizli ovaları ile Buldan ilçesinin Büyük Menderes vadisidir. Karcı Dağı’nın kuzey eteklerine düşen Denizli kent merkezi, meyilli bir arazi üzerinde bulunur ve bu arazi hafif tepeler dizisi ile Çürüksu vadisindeki alçak ovalardan ayrılır.

(19)

Şekil 7: İnceleme alanı ve yakın civarının morfolojik yapısı.

(20)

Şekil 9: İnceleme alanı eğim haritası.

İnceleme alanı ve yakın civarının 1/1000 ölçekli eğim haritası hazırlanmıştır (EK-8). İnceleme alanı genel olarak düz olup, alanının büyük bir bölümünde eğimler %0-10 arasında değişmektedir. İnceleme alanının eğimler % 0-10 %10-20 ve % 40-100 arasında değerlendirilmiştir (Şekil 11). Alanda % 40-40-100 eğimli alanlar çok sınırlı olup, yamaçların dik kenarları ve vadi yamaçlarında görülmektedir.

2.2.Hidroloji

Bölgede hüküm süren yoğun tektonizmanın neden olduğu faylar, geçirimli ve geçirimsiz birimleri karşı karşıya getirmiştir.Bu şekilde yanal ve düşey yönlerde geçirimli ve geçirimsiz birimlerin ardalanması bileşik bir hidrolik sistem meydana getirmiştir.Bölgede yapılmış ve yapılacak olan sondajlarda bu sistemin farklı seviyelerinden su almak mümkündür. Bu yüzden, yeraltı suyu bazı kesimlerde serbest akifer özelliği gösterirken, bazı kesimlerde ise negatif (fışkırmayan) artezyen özelliği sunmaktadır.

(21)

2.3.İklim

Denizli ili Türkiye coğrafi haritasında, Ege bölgesinde olmasına rağmen, iklim olarak Ege bölgesinin iklimi tamamen görülmez. Kıyı kesiminden iç bölgelere geçit yerinde olduğundan, az da olsa iç bölgelerin karasal iklimi hissedilir. Ege bölgesi ikliminden, sıcaklık olarak biraz düşük farklılıklar görülebilir. Denizli ilinde, dağlar genellikle denize dik olarak uzandığından denizden gelen rüzgarlara açık bulunmaktadır. Kışlar ılık ve yağışlı geçmektedir.

2.4.Bitki Örtüsü

Pamukkale İlçesi, Pınarkent Mahallesi’nde bitki örtüsü bakımından Akdeniz iklimi bitkilerinin özelliğini taşır. İnceleme alanında piynar, kavak her çeşit meyve, az miktarda söğüt ve çınar ağaçları mevcuttur.

İlçenin toprakları her çeşit ürünün yetişmesinde elverişlidir. İnceleme alanında mısır darısı, elma, şeftali, erik, ceviz, badem, kestane ve sofralık üzüm yetiştirilir. İnceleme alanı çevresinde ise çekirdeksiz üzüm, pamuk,tahıl,susam,her türlü yazlık ve kışlık sebze, narenciye dışında her türlü meyve ve zeytin yetiştirilir.

2.5.Yerleşim Yerleri

İnceleme alanı Denizli ili, Pamukkle ilçesi, Pınarkent(Şahinler Mevkii) mahallesinde sınırları içerisinde yer almaktadır. Denizli, Anadolu yarımadasının güneybatısında, Ege bölgesinin güneydoğusunda, Ege-İç Anadolu ve Akdeniz Bölgeleri arasında bir geçit teşkil eder. Çameli, Kale ve Beyağaç ilçeleri Akdeniz; Sarayköy, kısmen Buldan ve Denizli merkez ilçesinin Çürüksu Vadisi Ege, diğer ilçeleri ile İç Anadolu Bölgesi iklimine dahil olmakta, bu durum iklim ve bitki örtüsü üzerine etki yapmaktadır. Sınır itibariyle doğudan Burdur, Isparta, Afyon ve batıdan Aydın, Manisa, kuzeyden Uşak, güneyden ise Muğla illeri ile komşu bulunmaktadır. İl topraklarının %47' si dağlar, %28' si ovalar, %23' ü platolar ve %2' si yaylalardan oluşmaktadır. Genellikle Akdeniz basıncının tesiri altına girer.11868 km2 genişliği olan ilde nüfus yoğunluğu 64' dür.Denizden yüksekliği 428 m' dir.

(22)

3. GENEL JEOLOJİ

İnceleme alanının da içerisinde bulunduğu bölgede Kızılburun Formasyonu (Tk), Sazak Formasyonu (Ts), Kolankaya Formasyonu (Tko)(pl-18-k), Tosunlar Formasyonu (Tt), Asartepe Formasyonu(Qat) (pl-7-k) ve Kuvaterner Birimler bulunmaktadır

İnceleme alanı ve çevresinde; kiltaşı, silttaşı, kireçtaşı ve marn ara düzeyleri içeren egemen kumtaşı istifi Pliyosen yaşlı Kolonkaya Formasyonu olarak ayırtlanmıştır. Kalınlığı 860-1100 m arasındadır. Birimde yanal değişimler gözlenir. Bununla birlikte marn, killi kireçtaşı ve çamurtaşlarıyla ardalanma gösteren kumtaşları, formasyona egemen olan kaya türüdür. Kumtaşları, genellikle sarımsı, açık pas, yersel koyu pas yada boz renkli, daha çok gevşek tutturulmuş ve dağılgan, parlak mika pullu, genellikle tane destekli, iyi yıkandığı yerlerde birincil gözenekli, iyi boylanmalı, yersel oolitik, bazı düzeylerde çakıllı, genellikle paralel, yersel çapraz katmanlıdır. Kolonkaya formasyonunun üzerinde bölgede kuru ve sulu dere ağızlarında ve dik yamaçlı topografyanın, ovaya girişte bıraktığı iyi tutturulmuş çakıl, kötü boylanmış kum, silt ve kil gibi ince ve kaba bileşenlerden meydana gelmiş nispeten daha düşük topoğrafyalı Kuvaterner Alüvyon ve Alüvyon Yelpazesi birimleri bulunmaktadır.

(23)

Şekil 10: İnceleme alanı ve yakın çevresinin 1/100.000 jeoloji haritası ve dikme kesiti (Uysal.Ş,1995).

(24)

Şekil 11:İnceleme alanı ve yakın çevresinin 1/25.000 jeoloji haritası (MTA, Eşref ATABEY,2012).

3.1 Stratigrafi

Denizli ve çevresinde en altta Çine grubu, bunun üzerinde Kavaklıdere grubu yer alır. Paleozoik yaşlı birimlerin üzerinde Mesozoyik (Jura-Kretase) yaşlı Bekilli grubu bulunmaktadır. Senozoyik yaşlı örtü birimleri alttaki yaşlı birimleri uyumsuz olarak örtmektedir. Örtü birimleri; birbirlerini uyumsuzlukla takip eden Eosen yaşlı İnceler formasyonu, Oligosen yaşlı Akçay grubu, Miyosen-Pliyosen yaşlı Denizli grubu, Plio-Kuvaterner yaşlı Taşlıtepe grubu, Pliyokuvaterner yaşlı Asartepe formasyonu ve Kuvaterner yaşlı alüvyondan oluşmaktadır.

(25)

Şekil 12: Bölgenin genelleştirilmiş dikme kesiti (Şimşek,1984;Sun,1990; Konak ve diğ.,1990).

3.1.1.Kızılburun Formasyonu :

Devresellik gösteren ritmik sedimantasyon ürünleri konglomera, kumtaşı,silt taşı,kiltaşı,killi kireçtaşı birimleridir. Bölgede 300-400 metre kalınlık göstermektedir. Bu birimler göl ve bataklık çökelme ortamında oluşmuşlardır.

3.1.2.Sazak Formasyonu :

Tabanda kiltaşı, silttaşı, marn ve killi kireçtaşından oluşur. Üstte plaketli altta masif kireçtaşı litolojileri ile tanımlanır. Bu birimler 80-200 metrelerde değişen kalınlıklardadır. Bunlar; göl çökelme ortamında oluşmuşlardır.

(26)

3.1.3.Sakızcılar Formasyonu :

Üstte Kolonkaya Formasyonu ile yanal geçiş gösteren, gölsel arakatkılar içeren, ıraksak yelpaze çökellerinden oluşan istif ilk kez Konak ve diğ. (1990) tarafından adlandırılmıştır. Birim, killi kireçtaşı, marn, kil, silttaşı ve çok ince kumtaşı ara düzeylerinden oluşan kaya türleri içermektedir ve kalınlığı 150-200 m dir.

3.1.4.Kolonkaya Formasyonu (Tkpo)(pl-18-k):

Sazak formasyonu üzerine geçişli bir dokanak ilişkisiyle gelen ve üstten Ulubey formasyonunun kireçtaşlarıyla uyumlu olarak sınırlanan kiltaşı, silttaşı, kireçtaşı ve marn ara düzeyleri içeren egemen kumtaşı istifi Kolonkaya Formasyonu olarak ayırtlanmıştır. Kalınlığı 860-1100 m arasındadır. Birimde yanal değişimler gözlenir. Bununla birlikte marn, killi kireçtaşı ve çamurtaşlarıyla ardalanma gösteren kumtaşları, formasyona egemen olan kaya türüdür. Kumtaşları, genellikle sarımsı, açık pas, yersel koyu pas yada boz renkli, daha çok gevşek tutturulmuş ve dağılgan, parlak mika pullu, genellikle tane destekli, iyi yıkandığı yerlerde birincil gözenekli, iyi boylanmalı, yersel oolitik, bazı düzeylerde çakıllı, genellikle paralel, yersel çapraz katmanlıdır. Ayrıca gastropod ve pelisipod içerikleri yönünden de zengindir.

Formasyon iyi boylanmalı kumtaşı, kiltaşı, silttaşı, marn ve kireçtaşı içermektedir. Ayrıca oygu dolgu yapıları, çapraz tabakalanma ve kaval yapıları, dalga ripılları görülmektedir. İçerdiği fosil türlerinde de giderek, çökelme ortamının, düşük enerjili bir göl ortamı olduğunu ve zaman zaman gölü besleyen akarsuların göl içinde etkinliklerini sürdürdüklerini söyleyebiliriz.

3.1.5.Asartepe Formasyonu(Qat) (pl-7-k)

Asartepe formasyonu Gediz grabeninin kuzey ve güney kenarı boyunca bir şerit şeklinde uzanır. Kalınlığı 200 metre civarında olan formasyonda yer yer küçük heyelanlar gözlenir. Asartepe formasyonunda gelişmiş normal faylar nedeniyle yüzey topoğrafyası basamaklı bir yapı kazanmıştır. Formasyon çeşitli boyutlarda şist-kuvarsit çakılları içeren, belirgin bir yönlenme gösteren, az pekleşmiş ve düşük dayanımlı çakıltaşlarından oluşur. Bazı kesimlerde kumtaşı ve çamurtaşı düzeyleri olağandır. Çakıltaşı bileşenlerinden kuvarsit çakıllarının boylanması ve yuvarlaklaşması kötüdür. Şist çakılları ise yassı taneli, kötü boylanmış ve orta yuvarlaklaşmıştır. Aramadde kum ve daha ince kırıntılardan oluşur. Tane destekli

(27)

dokudadır.

Asartepe formasyonunun Gediz formasyonu ile olan alt dokanağı ve Alüvyon ile olan üst dokanağı açısal uyumsuzdur. Asartepe formasyonunun yaşı daha önceki çalışmalara dayanarak (İztan ve Yazman 1990) Pliyo-Pleyistosen olarak kabul edilmiştir.

3.1.6.Kuvaterner Birimler

3.1.6.1.Alüvyon (Q-21-k)

Çalışma alanı çevresinde yer alan alüvyon, kil, silt, kum, çakıl boyutundaki ince ve kaba bileşenlerden meydana gelmiştir. Bölgedeki alüvyal tortullar, nispeten daha düşük topoğrafyalı alanlarda yer alır. Kuvaterner geniş alüvyon sahaları ve yan derelerin ağızlarında oluşmuş birikinti konileri ile temsil edilir. Bölgede kuru ve sulu dere ağızlarında ve dik yamaçlı topografyanın, ovaya girişte bıraktığı yığıntılar alüvyonlar ve alüvyon yelpazeleri şeklinde temsil olunur.

Alüvyonlar iyi tutturulmuş çakıl, kötü boylanmış kum ve siltten oluşmaktadırlar.

3.1.6.2.Alüvyon Yelpazesi (Q-24-k), Yamaç Molozu (Q-23-k)

Havzayı güneyden sınırlayan dağlardan dereler vasıtasıyla taşınarak gelen blok, çakıl, kum, silt ve killerden oluşmuştur.

Alüvyal tortullardan yamaç molozları ve alüvyon yelpaze birimleriyle yanal ve düşey yönde geçişlidir. Karışımlarda killerin egemen olduğu yerler genellikle kahverenginin değişik tonlarında ve sarı renklidir. Siltlerin yoğun olduğu yerler kahverengi, yer yer gri ve beneklidir. Yelpaze tortulları içindeki birimlerden en yaygın olanı kum-silt-kil karışımlarıdır. Bu birim yelpaze ortamlarının nispeten daha düşük enerjili kesimlerinde depolanmışlardır. Yanal ve düşey yönde çakıl-çakıltaşı düzeyleri ile geçişlidir.

Yamaç eğimi 30’dir.Dere Çökelleri tarafından kesilmektedir. İçersinde ise Neojen Temel kayalara ve Neojen öncesi temel kayalara ait parçalar bulunmaktadır.

3.1.6.3.Traverten (Qtr)

Çalışma alanının güneyine doğru genelinde görülmektedir. Travertenler karstik ve hidrotermal sular, küçük nehirler ve bataklıklardaki kalsiyum bikarbonatın çökelmesiyle veya tamamen biyokimyasal olarak tortullaşmasıyla oluşan kayaçlardır. Travertenler, kireçtaşı ve mermer gibi, suda kolay çözünebilen karbonatlı

(28)

kayaçların kırıklı çatlaklı zayıf zonlarında çözme-aşındırma (korozyon) yapan yeraltı sularının, yeryüzüne çıktığı kaynak ağızları ve çevresinde çökelttiği tortul kayaçtır (Altunel ve Hancock, 1993).

Hem soğuk, hem de sıcak su kaynakları hızlı traverten oluşturabilirler. Ancak soğuk suların oluşturduğu travertenler ile, sıcak suların oluşturduğu travertenler arasında önemli farklar vardır. Sıcak su kaynaklarında sıcaklık 20 C’ nin üzerinde olup, çoğunlukla 25-40 C’ dir. Sıcak sular kaynak çıkışında CO2 ’ lerini kaybederek soğumaya başlarlar ve belli bir akıştan sonra traverten çökelimi başlar. Belirli bir maksimum çökelme hızından sonra, aşağı kotlarda çökelme hızı azalır. Sıcak su kaynaklarında çökelmeyle birlikte bulunan organizmaların başında bakteriler gelir. Bakterilerin küçük boyutlu olması, bunların makrofabrik üzerindeki tesirini azaltır. Traverten oluşumunda rol oynayan diğer organizmalar algler ve makrofitlerdir. (ot saz ve çalı gibi bitkiler).

Sıcak kaynaklara oranla soğuk su kaynakları CO2’ ini daha yavaş kaybeder. Genellikle çökelme kaynaktan kısa bir mesafe sonra başlar. Düşük sıcaklık ve az miktardaki çözünmüş madde oranı yosun ve otlar ile farklı türden bitkilerin gelişmesine yardımcı olur. Bu makrofitler kalkerli çökeller içine katılır bunların daha sonra bozularak  ayrışarak uzaklaşması ile geriye yüksek oranda boşluklu makrofabrik kalmaktadır. Bu nedenle genel olarak sıcak kaynaklarda çökelme daha fazla olup bitki büyümesi engellenmiş durumdadır.Devam eden çökelme ile çıkış ağzı kapanır ve sürekli yer değiştirir. Çıkış ağzından uzaklaşıldıkça depolanma hızı düşer. Bitki gelişiminin engellenmesi nispeten tabakalı ve yoğun olan travertenleri oluşturur. Bunlar klasik travertenlerdir. Buna karşılık soğuk su travertenleri bol bitki içerikleri nedeniyle daha fazla boşluklu, organik madde miktarı yüksek ve koyu renklidirler.

Denizli yöresinde traverten oluşumları günümüzden 400 bin yıl önce başlamış (Altunel, 1996) olup, günümüzde başta Pamukkale olmak üzere yer yer devam etmektedir. Bölgedeki traverten oluşumları bu yörede Büyük Menderes Grabeni’nin kuzey sınır fayı boyunca çıkan kaynak suları tarafından oluşturulmuştur. Güncel Pamukkale travertenleri dışında doğuya doğru Yeniköy, Küçükdereköy ve Irlıganlı yerleşim merkezleri çevresinde ve Kocabaş kuzeyinde Ballık travertenleri ve Karateke, Koyunaliler çevresinde eski traverten oluşumlarına rastlanmaktadır.

(29)

4.

YAPISAL JEOLOJİ

İnceleme Alanı Ege genişleme tektoniğinin tesiri olan Büyük Menderes havzası D-B yönünde uzanan ve Alpin Orojenezi ile ortaya çıkan iki büyük fayla oluşmuş bir grabendir. İncelenen parsel bu grabenin güney kırığı kenarında gömülmüş bir bloğun üzerindedir.

Menderes Masifinin jeolojik tarihindeki olayları şematik olarak aşağıdaki şekilde açıklayabiliriz.

Önce ilkel olarak masif çekirdeğini oluşturan gnays serisi kayaçları, oldukça derin Paleozoik denizinde çökelmiş killerden, üstteki kristalin kayaçların ise periyodik hareketli bir derin denizde çökelen kil-kalker çökellerinden oluştuğu söylenebilir. Daha sonra bu birimler K-G ve KKD-GGB doğrultulu Hersiniyen Orojenezine maruz kalmış ve su yüzüne çıkmışlardır. Temeli oluşturan bu kayaç grupları ileri derecede metamorfize olmuş, tektonik kırık ve kopmalar ile çeşitli doğrultularda kırılmışlardır. Şistozite özelliği çok belirgindir.

Menderes Masifi’nin büyük bir kısmında 2. zaman (Mesozoik), büyük bir boşluk şeklindedir. Bu nedenle kristalin seriler ile Neojen arasında herhangi bir sedimanter oluşum yoktur. Arada büyük bir stratigrafik boşluk bulunmaktadır. Bölgede Neojen denizinin Paleozoik kayaçlarını kısmen örttüğünü ve derin olmayan bu denizin devamlı bir hareket halinde olduğu çökelen formasyonların litolojik yapısından anlaşılmaktadır.

Daha sonra Hersiniyen Hareketleri sonucu yüzeye çıkan Paleozoik kayaçlarının üzerini kısmi olarak Neojen denizi örtmüştür. Taban çakıltaşı ile başlayan Neojen kayaçları, kum, kil, marn, kalker şeklinde kendi aralarında düzensiz ardalanmasıyla devam eder.

Faylar genel olarak D-B doğrultuludur. Neojen birimlerinde ve alüvyon konilerinde görülen küçük yükselimler ve taraça yapılar halen Alpin Orojenezinin devam ettiğini ve hareketlerin varlığını ortaya koyar. (Brunn ve diğ, 1971,1973, Poıssın, 1977)

Denizli ve çevresi, Büyük Menderes, Gediz ve Çürüksu grabenlerinin kesişme noktalarında yer alır. Çevresinde ise Çivril, Acıgöl, Burdur ve Dinar

(30)

grabenleri bulunur. Çivril, Acıgöl ve Burdur grabenleri KD-GB doğrultulu, B. Menderes grabeni de D-B doğrultuludur. Gediz grabeni ise İzmir-Salihli hattı boyunca D-B olup Salihli, Alaşehir ve Buldan hattı boyunca KB-GD doğrultulu konuma geçer(PAÜ,2002).

Denizli havzası 50 km uzunluğunda, 24 km genişliğinde KB-GD uzanımlı bir çöküntü havzasıdır. Havza kuzey ve güneyden normal faylarla sınırlandırılmıştır. Havza, sınır fayları ve bunlara az çok paralel birçok sintetik ve antitetik faylarla parçalanmıştır.

Şekil 13:Denizli ve Yakın Çevresi Diri Fay Haritası (MTA Genel Müdürlüğü 2012)

Şekil 14:Denizli Bölgesinin Tektonik Haritası (MTA-2012) İNCELEME ALANI

(31)

5.DEPREMSELLİK

Denizli bölgesi üç ayrı grabenin kesim noktası olduğu için deprem riski oldukça yüksektir. Tarihsel dönem deprem etkinliğine bakıldığında Denizli bölgesinde M.Ö 65 yılında ve M.S.60 yılında meydana gelen ve Hierapolis antik kentinin yıkılmasına neden olan deprem görülmektedir. Ayrıca M.S. 494, 700, 1358, 1651, 1717, 1887 ve 1899 yıllarında Denizli, Pamukkale, Honaz ve Sarayköy merkezli depremler can ve mal kayıplarına sebep olmuşlardır. Bunların dışında Aydın, Nazilli, Burdur merkezli meydana gelen depremler de Denizli bölgesini etkilemişlerdir (Eravcı ve diğ., 2007).

Denizli bölgesinin aletsel dönem deprem etkinliği ise Magnitudu 6.0 dan büyük depreme rastlanmaz. Denizli havzasında Magnitudu 5.0 den büyük deprem ise 12 adettir. Bunlar Buldan ve Pamukkale bölgesinde yoğunlaşır. Havzanın geneline bakıldığında depremlerin KD kesimde kümelendiği görülür. Özellikle Pamukkale fay zonu ve Karakova horstu KD kesiminde yoğunluk dikkat çeker (Şekil 5,6).

Denizli ve yakın civarında1963 Buldan (Ms=5.6), 1965 Honaz (Ms=5.6), 1976 Denizli (Ms=5.0), 21 Nisan 2000 Denizli-Honaz (M=5.2) depremleri ve 22-31 Temmuz 2003

Sarıgöl-Buldan-Yenicekent depremleri (23 Temmuz 2003 günü Md=5.3 ve 26 Temmuz 2003 günü Md=5.1, Md=5.5 ve Md=5.0 büyüklüklerinde 4 ayrı deprem) olmuştur. 21 Nisan 2000 Denizli-Honaz depremini izleyen 6 aylık dönemde büyüklükleri 3.0 ile 4.0 arasında değişen toplam 160 deprem olmuştur (Eravcı ve diğ., 2007).

(32)

Şekil 15: Denizli Havzasında 1900-2008 yılları arasında meydana gelen deprem episantır noktaları (www. sayisalgrafik.com).

Şekil 16: Denizli Havzasında 2008-2015 yılları arasında meydana gelen deprem episantır noktaları (www.iris.edu)

(33)

6.PALEOSİSMOLOJİ

Bu rapor Denizli Pamukkale Belediyesi sınırları içindeki Pınarkent güneyindeki Şahinler bölgesinin İmar planına esas olmak üzere istenen fay araştırması raporudur. Çalışma alanı, Denizli doğusundaki Pınarkent güneyi Şahinler Mevkii ve yakın çevresini içine alır (Şekil.11.16).

Şekil: 17: 1/250 000 ölçekli MTA diri fay haritası üzerinde çalışma alanı

(Emre ve diğ., 2011’den değiştirilmiştir); (BMG: Büyük menderes Grabeni, KMG: Küçük Menderes Grabeni, GAG: Gediz (Alaşehir) Grabeni, DG: Denizli Grabeni, ÇBG: Çivril Baklan Grabeni, AG: Acıgöl grabeni, BG:

(34)

Batı Anadolu Bölgesi, Anadolu Plakasının batıya doğru hareketi neticesinde aktif açılmanın ve dolayısıyla graben sistemlerinin yoğun olduğu bölgedir. Batı Ege bölgesi K-G yönlü açılmanın hakim olduğu ve D-B doğrultulu grabenlerin (Büyük Menderes Grabeni, Gediz Grabeni, Küçük Menderes Grabeni) yer aldığı kesimdir. Egenin doğusunda ise KD-GB yönlü açılma ve bunabağlı olarak KB-GD doğrultulu grabenler (Gediz Grabeni doğu kesimi,Denizli Grabeni, Dinar-Çivril Grabeni) ve daha da doğuda KB-GD yönlü açılma neticesinde KD – GBdoğrultulu grabenler (Baklan Grabeni, Acıgöl Grabeni, Burdur Grabeni) bulunur (Şekil 17). Bölgedeki deprem odak mekanizmaları incelendiğinde genel olarak aktif açılma K-GveKKD- GGB yönlüdür (Westaway, 1993; Koçyiğit, 2005) ve açılma 14 milyon yıl önce başlamıştır.

Büyük Menderes Grabeni D-B doğrultulu olarak uzanır ve doğuda Sarayköy bölgesinde son bulur. Gediz grabeni ise yaklaşık D-B doğrultulu olarak uzanır ve doğuya doğru Alaşehir den sonra KB-GD konumlu duruma geçer. Bu graben GD’ya doğru Sarıgöl ilçesine kadar uzanır. Sarıgöl ile Buldan arasında bir eşikten (Buldan Yükselimi) sonra KB-GD doğrultulu Denizli grabenini oluşturur (Hançer, 2013). Gediz ve Büyük Menderes grabenleri Sarayköy-Buldan bölgesinde kesişirler. (Şekil.18) Tarihsel ve aletsel dönem deprem etkinliklerine bakıldığında genel olarak Batı Anadolu’nun, özellikle de Denizli bölgesinin aktif olduğu görülür.

(35)

Denizli Havzası KB-GD uzanımlı olup 7-28 km genişliğinde ve 62 km. uzunluğundadır (Koçyiğit, 2005). Havzayı sınırlayan faylar kuzeydoğuda Pamukkale fayları ve güneybatıda ise Babadağ - Honaz fayıdır. Koçyiğit, (2005) Denizli havzasını Çürüksu grabeni, Denizli ve Bozburun alt grabenleri olarak ayrıntılı incelemiştir (Şekil. 19). Havza içerisinde Babadağ-Pamukkale bölgesi arasında havza kenar faylarına paralel gelişmiş birçok fay bulunur. Bu iki graben kenar fayları arasında Karakova Horstu bulunur. Bu horst Çürüksu grabeni ileDenizli alt grabeni arasındaki yükselimdir. Bu yükselimin KD kenarını oluşturan Üzerlik-Karakova arasındaki bölgede bulunan fay zonu aktif olup özellikle 2000 ve 2004 yılları meydana gelen depremlerin odak noktalarını oluşturur (Hançer, 2013). Özellikle 2000 yılında 9 ay boyunca meydana gelen depremler incelendiğinde havzanın K-KD kesiminin güney kesimdeki faylara nazaran daha aktif olduğu söylenebilir(Demirtaşvediğ.,2000).Bölgede tarihsel ve aletsel dönemlerde birçok deprem meydana gelmiştir. Bölge kıtasal açılmanın aktif olduğu ve grabenlerin kesişme noktası olduğu için depremsellik riski fazladır.

Şekil 19: Denizli havzası ve faylarının genel görünümü (Koçyiğit, 2005)

6.1. Çalışma Alanının Jeolojisi

Bölgede en altta Menderes Masifine ait Prekambriyen gnayslar, Alt Paleozoyik yaşlı mikaşistler, Permo-karbonifer yaşta metakuvarsit, siyah fillat ve siyah rekristalize kireçtaşları bulunur. Daha üstte ise Mesozoyik yaşta boksit seviyeli

(36)

kalın tabakalı, rekristalize, neritik kireçtaşları, yaşı alt Eosene kadar çıkan rekristalize pelajik kireçtaşı ve fillitten oluşmuştur (Okay, 1989). Menderes Masifi’nin Eosen yaşlı filişinin üstüne tektonik bir dokanakla Orta Eosen’de Likya Napları yerleşmiştir (Okay, 1989). Koçyiğit (2005)’e göre Menderes Masifi metamorfikleri, Likya Napları ve Üst Oligosen-Erken Miyosen Gökpınar Serisi graben öncesi dolgudur.Bunların üzerine Orta Miyosen–Orta pliyosen yaşlı 660m kalınlığındaki eskigraben dolgusu daha sonra da 350 m kalınlığındaki modern (neotektonik) graben dolgusu gelmiştir (Koçyiğit, 2005).

Bölgenin Neojen yaşlı tortulları ise Alçiçek (2006)’e göre Denizli havzanın ilk ürünleri, geç Erken Miyosen yaşlı Kızılburun formasyonunun alüvyon yelpazesi ve akarsuortamlarınıtemsil eden tortulları ve bu alüvyon yelpazeleri, güneyde normal faylarla sınırlı bir yarı- grabenin kenarındankuzeye doğru ilerlemişlerdir. Bu çalışmada Orta Miyosen’in sonunda Kızılburun formasyonunun en üst seviyelerini oluşturan bataklık/sığ-gölsel çökeller üzerine geçişli/uyumlu olarak Sazak formasyonun depolandığı belirtilmiş. Sazak Formasyonu üzerine geçişli/uyumlu olarak Üst Miyosen-Üst Pliyosen yaşlı Kolonkaya formasyonu yerleşmiştir. Kolonkaya formasyonun alt ve orta seviyelerinde denizel/acısu ortamını yansıtan ve sığdan derin su ortamına geçen çökeller ile üst seviyelerinde tatlı su ortamını karakterize eden kıyı önü/kıyı yüzü ve alüvyon yelpazesi akarsu çökellerinin geldiği belirtilmektedir. Çalışma sahasının dışındaki kuzeydoğu bölgesinde bu formasyon gözlenir. Üst Pliyosen sonunda Neojen yaşlı havza dolgusu, BKB-DGD doğrultulu normal faylarla parçalanmıştır. Pliyo- Kuvaterner’de azçok bugünkü morfolojisini kazanan Denizli Graben Havzası’nın eski nehir yataklarında konglomera, kumtaşı ve çamurtaşı ardalanmasından oluşan ve günümüzde havza kenarlarında yükselmiş halde bulunan Asartepe formasyonu`nun alüvyon yelpazesi ve akarsu çökelleri depolanmıştır. Bu birim ise kuzeydoğudaki yükseltilerin hemen önünde bulunan yer yer fay dokanaklı olarak izlenen birimdir. Günümüzde ise Büyük Menderes nehrinin tortulları, havza tabanını kısmen doldurulmuştur (Alçiçek, 2006). Büyük derelerin getirdiği malzemelerin ovaya bıraktığı güncel tortullar ise yelpaze tortulları olarak ayırtlanır. Güneybatıya doğru havzanın ortasında da Kuvaterner yaşlı alüvyonlar yer alır.

(37)

Şekil 20: Denizli havzası içindeki Karakova horstunu gösteren dijital yükseklik modeli (Hançer, 2013).

6.

1.1. Üzerlik – Kaleköy Fay Zonu

Denizli Grabeni içerisinde yaklaşık 20 km. uzunluğunda KB-GD doğrultulu Karakova horstu bulunur (şekil 20). Koçyiğit (2005) bu horstun içerisinde Bozburun alt grabeninin olduğunu vurgular. Karakova horstunun GB kanadı Kumkısık- Sevindik mahalleleri arasında devam eder.Kuzey kanadı ise KB’da Üzerlik köyünden başlar,GD’ya doğru farklı segmentler halinde Çeltikçi, Karakova, Goncalı, Laodikya, Akhan ve Kaleköy boyunca uzanır. Koçyiğit (2005) bu zonu güneye doğru sıçrayan beş ayrı segment halinde haritalamıştır. Özellikle Nisan-Ekim 200 yılıında meydana gelen depremler bu hat üzerinde yoğunlaşır (Demirtaş ve diğ.,2000). Çalışılan alan Karakova horstunun KD kesimini oluşturan Üzerlik-Kaleköy fay zonunun GD ucunda yer alır. Bu zonun Laodikya bölümü Goncalı köyünde güneye sıçrayarak yaklaşık K600-800B doğrultusunda Pamukkale yol kavşağından geçerek Akhan güneyine kadar uzanır. Burada güneye tekrar sıçrama yaparak Kaleköy güneyinden devam eder ve doğuda Pınarkent güneyine kadar uzanır. Akhan ve Kaleköy hattının güneyinde bu faya paralel gelişen birçok fay bulunmaktadır.

(38)

6.2.Depremsellik

Denizli bölgesi üç ayrı grabenin kesim noktası olduğu için deprem riski oldukça yüksektir. Tarihsel dönem deprem etkinliğine bakıldığında Denizli bölgesinde M.Ö 65 yılında ve M.S.60 yılında meydana gelen ve Hierapolis antik kentinin yıkılmasına neden olan deprem görülmektedir. Ayrıca M.S. 494, 700, 1358, 1651, 1717, 1887 ve 1899 yıllarında Denizli, Pamukkale,Honaz ve Saray köy merkezli depremler can ve malkayıplarına sebep olmuşlardır. Bunların dışında Aydın, Nazilli, Burdur merkezli meydana gelen depremler de Denizli bölgesini etkilemişlerdir (Eravcı ve diğ.,2007).

Denizli bölgesinin aletsel dönem deprem etkinliği ise Magnitudu 6.0 dan büyük depreme rastlanmaz. Denizli havzasında Magnitudu 5.0 den büyük deprem ise 12 adettir. Bunlar Buldan ve Pamukkale bölgesinde yoğunlaşır. Havzanın geneline bakıldığında depremlerin KD kesimde kümelendiği görülür. Özellikle Pamukkale fay zonu ve Karakova horstu KD kesiminde yoğunluk dikkat çeker (Şekil 21,22).

Denizli ve yakın civarında1963 Buldan (Ms=5.6), 1965 Honaz (Ms=5.6), 1976 Denizli (Ms=5.0),21Nisan2000Denizli-Honaz(M=5.2)depremlerive22-31Temmuz2003Sarıgöl-Buldan-Yenicekent depremleri (23 Temmuz 2003 günü Md=5.3 ve 26 Temmuz 2003 günü Md=5.1,Md=5.5 ve Md=5.0 büyüklüklerinde 4 ayrı deprem) olmuştur. 21Nisan 2000 Denizli - Honaz depremini izleyen 6 aylık dönemde büyüklükleri 3.0 ile 4.0 arasında değişen toplam 160 deprem olmuştur (Eravcı ve diğ.,2007).

(39)

Şekil 21: Denizli Havzasında 1900-2008 yılları arasında meydana gelen deprem episantır noktaları (www.sayisalgrafik.com).

Şekil 22: Denizli Havzasında 2008-2015 yılları arasında meydana gelen deprem episantır noktaları (www.iris.edu)

(40)

6.3. Paleosismoloji Çalışması

Üzerlik Kaleköy fay zonu KB’dan GD’ya doğru aralarında aktarım rampaları ile ayrılmış ve güneye doğru sıçrayan farklı segmentlerden oluşmuştur (Koçyiğit, 2005). Bu segmentlerden Kaleköy segmenti genel olarak Akhan ve Kaleköy segmenti olarak ikiye ayrılır. KB-GD uzanımlı bu segmentler Kale köy batısında birbirinden ayrılır. Akhan segmenti Akhan batısında Denizli-Ankara yolu kesiminden başlar,GD’ya doğru Gökpınar deresini geçerek Akhan güney kesiminden devam eder, Karayoları Bölge Müdürlüğü güneyinden geçerek Kaleköy kuzeyinde sonlanır. Yaklaşık 3 km. uzunluğunda olan bu segment Akhan-Kale köy arasında GD’ya doğru yaklaşık 500m. güneye sıçrayarak Kaleköy segmenti olarak devam eder (şekil.23) Daha GD’ya doğru devam edildiğinde ise Şahinler bölgesinde kadar uzanır ve mücavir alan sınırları içerisine girer ve buradan daha da GD’ya doğru farklı segmentler halinde uzanır (Şekil11.23).

Şekil 23: Çalışma bölgesi ve yakın çevresinin jeoloji haritası ve enine

jeoloji kesiti (1a,b- Orta Miyosen-Orta Pliyosen yaşlı eski graben dolgusu, 2- Eski graben dolgusunun regresif konglomera fasiyesi, 3- Modern graben dolgusunun teras tipi travertenleri, 4- Yeni alüvyon, 5-Tabakakonumu,6 –

(41)
(42)

Şekil 25: Şahinler güneyinde Okçuini dere kenarındaki fay zonu, b: yakından görünümü (doğuyabakış)

Bu çalışmada mücavir alan içerisinde risk oluşturacak fay ya da fay takımı Şahinler bölgesini de içine alan ve Şahinler’in hemen güneyinden geçen yaklaşık K600-700B doğrultulu fay zonudur. Bu fay zonu paleosismolojik amaçlı olarak incelemeye alınmıştır. Bu fay zonunun yüzeyden en iyi gözlendiği yer Şahinler güneyinde Okçuini dere kenarındaki lokasyondur (Şekil 25). Bu zon üzerinde dört ayrı lokasyonda paleosismolojik amaçlı hendek açılmıştır.

1 nolu Hendek (H-1)

Çalışma sahasının güneybatısındaki Neojen yaşlı tortullardan oluşmuş büyük topoğrafik yükselti ile kuzeydoğuya doğru şahinler bölgesinin de içinde bulunduğu topoğrafik olarak alçak arasında düz bir çizgisellik vardır (şekil 24). Şahinler fay zonunun bu çizgiselliği oluşturma ihtimali düşünülerek sahanın güneyinde 1 nolu hendek açılmasına karar verilmiştir.

Hendek K200D doğrultulu olarak yaklaşık 27 m. uzunluğunda, 2,5 m. derinliğinde ve 2 m. genişliğinde açılmıştır. Hendeğin GB ucu 0693945;4184408 koordinatlarında, KD ucu ise0693951;4184437 koordinatlarındadır. Hendek stratigrafisi olarak tabanda yaklaşık 1-1,5m. arasında değişen kalınlıklarda gri-kahverengi kil bulunur. Daha üstte ise 30 cm. kalınlıklarda silt ve ince kum-çakıldan oluşan mercekler yer alır. Bu seviye GB’da silt ağırlıklı iken KD’da ince kum-çakıl ağırlıklı olarak devam eder. Bunun üzerinde ise yaklaşık 1 m. kalınlıkta

(43)

kil-çakıl bulunur. KD’ya doğru gidildikçe üst seviyelerde blok çakıl ağırlık kazanır. En üstte ise doğal toprak vardır (Şekil 26,27).

Hendek içi dikkatle incelendiğinde stratigrafik birimler içerisinde herhangi bir deformasyon, çatlak veya fay izine rastlanmamıştır.Tabakalar monoton ve yataya yakın bir konumda devam ederler. Dolayısıyla morfolojik ve çizgisellik nedeniyle buradan geçme ihtimali düşünülen fayın bu kesimde olmadığı ve daha kuzeyde devam etmesi gerektiği sonucu ortaya çıkmıştır.

Şekil 26: 1 nolu hendek

Şekil 27: 1nolu hendek stratigrafisi a: hendek genel görünümü (KD’ya bakış) (Bkz. Şekil 27), b: hendek GB ucundan itibaren 0-4 m. arası görünüm (GB’ya bakış), c:Hendek yeri(H-1)

(44)

2 nolu Hendek (H-2)

İlk açılan 1 nolu hendeğin yaklaşık 250-300 m.KB’sında yine topoğrafya ve çizgisellik dikkate alınarak fayın bu lokasyondan geçme ihtimali düşünülmüştür. Ayrıca bu hendek lokasyonunun çok yakınında hemen güneyinde alınan jeofizik ölçüm (çoklu elektrot rezistivite) neticesinde ortaya çıkan özdirenç farklılığı da değerlendirilmiş 2 nolu hendeğin açılmasına karar verilmiştir (Şekil28).

Hendek K800D doğrultulu olarak yaklaşık 26 m. uzunluğunda, 2,5 m. derinliğinde ve 2 m. genişliğinde açılmıştır. Hendeğin GB ucu 0693666; 4184583 koordinatlarında, KD ucu ise 0693697;4184587 koordinatlarındadır. Hendek stratigrafisi olarak tabanda 1,5 m. kalınlıkta seyrek çakıllı kil bulunur. Daha üstte ise yaklaşık 1 m. kalınlıkta ince kum-çakıl seviyesi yer alır. Çakılları fosilli olan bu seviyenin arasında 15-20 cm kalınlıkta ince silt mercekleri bulunur. Bu seviyenin üzerinde 10-20 cm. kalınlıkta ince bir silt seviyesi gözlenir. Daha üstte ise 70-80 cm. kalınlıkta iri çakıllı kil yer alır. Bu birimin alt seviyelerinde KD’ya doğru grikil mercekleri bulunur. En üstte ise doğal toprak ter alır (Şekil 28,29,30).

2 nolu hendek yeri seçilirken sahanın güneyinde Neojen yaşlı temel kayalar ile önünde biriken yamaç molozunun oluşturduğu çizgisel dokanak ve morfolojideki ani değişim dikkate alınmıştır. Ayrıca bu hat üzerinde alınan jeofizik rezistivite sonuçları da değerlendirilmiş ve ortaya çıkan özdirenç farklılığı da dikkate alınarak fayın bu kesimde yakalanma ihtimali düşünülerek hendek yeri belirlenmiştir. Ancak açılan 2 nolu hendek içerisinde birim ve yapılar incelendiğinde çatlak, fay veya deformasyon kökenli tortul yapılar gibi herhangi bir deformasyon izine rastlanmamıştır. Tabaka konumlarının yataya yakın bir şekilde monoton devam etmesi ve içlerinde herhangi bir deformasyon yapısı içermemesi fayın bu lokasyondan geçmediği ve daha KD’dan geçmesi gerektiği sonucunu doğurur. Bu lokasyondan alınan jeofizik ölçümündeki özdirenç farklılığının da Neojen yaşlı temel kaya ve yamaç molozu dokanağından kaynaklandığı yorumunu ortaya çıkarır. Çünkü özdirenç farklılığının görüldüğü yer jeofizik profilin batısına karşılık gelmekte yani Neojen-Kuvaterner dokanağını oluşturmaktadır. Üstelik bu özdirenç farklılığının oluşturduğu eğim doğuya doğrudur yani bu kesimde dokanak faylı değil uyumsuz birdokanaktır.

(45)

Şekil 28: 2 nolu hendek kesiti (KB duvar)

(46)

Şekil 30: 2 nolu hendek litolojileri a:hendeğin GB’sından itibaren 8-13. m. arası görüntüsü (kuzeye bakış), b:hendeğin GB’sından itibaren 17-21. m. arası görüntüsü (GB’ya bakış) (Bkz. Şekil 30)

3 nolu Hendek (H-3)

1 ve 2 nolu hendeklerin daha KB kesimine doğru gidildiğinde morfotektonik yapı ve çizgisellik gibi veriler değerlendirilerek fay zonunun geçmesi gereken lokasyon belirlenmiş ve 3 nolu hendek yerine karar verilerek hendek açılmıştır (Şekil 30).

Açılan 3 nolu hendek K300D doğrultulu olup 25m. uzunluğunda,yaklaşık 1,5 m.genişliğinde ve 2,5-3 m. derinliğindedir. Hendeğin GB ucu 0693509;4184805 koordinatlarında, KD ucu ise 0693523;4184833 koordinatlarındadır. Hendek stratigrafisi olarak GB’da tabanda Neojenyaşlı marnlar yer alır. Aralarında 30-50 cm. kalınlıklarda kum-çakıl araseviyeleri bulunan birimin üzerine ise sarımsı-gri renkli 1,5-2 m. kalınlıkta kil gelir. Yine kum çakıl araseviyeleri barındıran bu birimin üzerinde 20-40 cm. arasında değişen kalınlıklarda silt ve sarı kum gelir. Daha üstte ise yine kum-çakıl mercekleri içeren kil devam eder. Daha üstte ise KD’ya doğru dolgu ve doğal toprak ter alır (şekil 31,32,33,34,35,36,37).

(47)

Hendek içerisindeki litolojiler genel olarak tabaka konumları K800B/300KD konumludur. Hendekte GB’dan itibaren KD’ya doğru 2-9. Metreler arasında aranılan fay zonu tespit edilmiştir. Bu 7 m.lik kesimde 2 adet fay ve bunlara paralel gelişen küçük kırıklar bulunur. Hendek içerisinde GB’dan itibaren 2.m. de görülen fay düzlemi ondülasyonlu bir yapıya sahiptir. Fayın doğrultusu K500-600B arasında değişir. Eğim yönü KD olup eğim açısı da 350 ile 680 arasında değişir (şekil 31,32,33). Fay doğal toprak tarafından örtülmüştür. Bu zon içerisinde KD’ya doğru 7 m. gidildiğinde diğer fay düzlemi gözlenir. Burada fay K650B/700KD konumludur(şekil 34,35,36). Bu iki fay arasında küçük atımlı faylar ve kırıklar mevcuttur. Hendeğin daha KD kesiminde doğru gidildiğinde herhangi bir deformasyon izine rastlanmaz. Dolayısıyla bu hendeğin GB’dan itibaren 2-9. m. arası fay zonu olarak yorumlanmış ve haritalanmıştır.

(48)

Şekil 32: 3 nolu hendek yeri (KD’ya bakış), b:hendek yeri harita görüntüsü (H-3)

Şekil 33: 3 nolu hendek içerisinde GB’dan itibaren 0-4. m. arasındaki fay zonunun yalın görüntüsü (doğuya bakış).

(49)

Şekil 34: 3 nolu hendek içerisinde GB’dan itibaren 0-4. m. arasındaki fay zonu ve hendek litolojisi çizilmiş görüntüsü (doğuya bakış)

Şekil 35: 3 nolu hendek içerisinde GB’dan itibaren 8-11. m. arasındaki diğer fay ve hendek litolojisi görünümü (GD’ya bakış)

(50)

Şekil 36: 3 nolu hendek içerisinde GB’dan itibaren 9. metredeki fayın yakından görünümü (GD’ya bakış)

Şekil 37: 3 nolu hendek içerisinde GB’dan itibaren 13-15. m. arasındaki hendek litolojisi içerisindeki sarı kum seviyesi (doğuya bakış)

4 nolu Hendek (H-4)

Mücavir alanın GB’sında tespit edilen fayın tavan bloğunda (KD kesiminde) ona paralel sintetik kırıkların gelişebileceği düşüncesiyle arazide faya ait morfotektonik yapılar ve diğer veriler araştırılmış, şüphelenilen hatlarda jeofizik araştırma önerilmiştir. Yapılan jeofizik rezistivite çalışmalarında C-C’ hattı boyunca herhangi bir anomali tespit edilmemiş ancak B- B’ hattı boyunca yapılan rezistivite profilinde faya ait iki adet anomali tespit edilmiştir (Bkz. ekteki jeofizik raporu B-B’

(51)

ve C-C’ kesiti). Bunun üzerine diğer veriler de değerlendirilerek uygun olan bir noktadan 4 nolu hendek açılmasına karar verilmiştir (Şekil 39).

Açılan 4 nolu hendek K450D doğrultusunda olup 27 m. uzunluğunda, yaklaşık 2 m. genişliğinde ve 2,5 m. derinliğindedir. Hendeğin GB ucu 0692853;4185480 koordinatlarında, KD ucu ise 0692879;4185502 koordinatlarındadır. Hendek stratigrafisi olarak en altta yaklaşık 1,5 m. kalınlıkta gri kil bulunur. Daha üstte ise 30-40 cm. kalınlıkta silt yer alır.Daha üstte ise 60-70 cm. kalınlıkta traverten seviyesi bulunur. Travertenin üzerine 20 cm. kalınlıkta tekrar silt seviyesi gelir ve üste doğru oldukça kalın bir traverten seviyesi yer alır. Travertenin üzerinde yine ince bir silt seviyesinden sonra arada sarı kum seviyesinin bulunduğu kil gelir. Daha üstte ise dolgu ve doğal toprak yer alır (Şekil 38,39,40,41,42).

Hendek içerisindeki lotolojilerin özellikle GB’da fayın taban bloğunda düzenli tabakalanma dikkat çeker. Tabakalar genel olarak K 400-700B doğrultulu olup eğimleri KD’ya doğrudur. Eğim miktarları ise 200 ile 450 arasında değişir. Hendeğin GB ucundan itibaren KD’ya doğru 14 ve 16. Metreler arasında yoğun ayrışma gözlenir(Şekil41). Bu zona yaklaştıkça litolojilerde çatlak sıklığı belirgin bir şekilde artar. Burada çatlaklar K550B/850KD ve K520B/dik konumludurlar (şekil 40). GB’dan itibaren KD’ya doğru 15. metrede ise fay tespit edilmiştir (Şekil 41-42). Burada fay K500B/500KD konumlu olarak ölçülmüştür. Dolayısıyla 14-16 m. arası fay zonu olarak yorumlanmış ve haritalanmıştır.

(52)

Şekil 39: 4 nolu hendek içerisinde GB’dan itibaren 7-10. m. arasındaki hendek litolojisi (GD’ya bakış), (Bkz. Şekil 38)

(53)

Şekil 40: 4 nolu hendek içerisinde GB’dan itibaren 14-16. m. arasındaki hendek litolojisi, fay ve ayrışma zonu (doğuya bakış), (Bkz. Şekil38)

Şekil 41: 4 nolu hendek içerisinde GB’dan itibaren 15. metredeki fayın ve ayrışma zonu ve litolojilerin yakından görünümü (GD’ya bakış), (Bkz. Şekil 38)

5 nolu Hendek (H-5)

Mücavir alanın dışında en KD’da tespit edilen fayın GD’ya doğru uzanımı yani mücavir alan içerisinde devam edip etmediğini belirlemek amacıyla 5 nolu hendek açılmasına karar verilmiştir. Bu fay hem H-4 hendekte hem de B-B’ jeofizik kesitinde tespit edilmiştir. Doğal olarak bu fayın GD’ya doğru yani mücavir alan içerisine doğru devamı olması gerektiği düşünülmüştür. Mücavir alan yakınlarında faya ait kısmen morfolojik belirtiler vardır. Ancak alan içerisinde devam etmesi

(54)

mümkün lokasyonlar dikkatlice incelenmiş ve herhangi bir morfotektonik belirtiye rastlanmamıştır. Topoğrafyada kısmen düşümler vardır. Bölge olduğu gibi tarla toprağı olarak devamlı işlendiği için bu düşümün fay mı yoksa sert-yumuşak litoloji dokanağı mı olduğunu anlamak zorlaşmıştır. Kritik lokasyonlarda detay inceleme neticesinde bunun sert traverten ve yumuşak yamaç molozu dokanağı olduğu anlaşılmıştır. Ancak yine de herhangi bir yanılgıya meydan vermemek için bu hattın uygun olan bir lokasyonunda 5 nolu hendek (H-5) açılmıştır (Şekil 24).

Açılan 5 nolu hendek K200D doğrultulu ve 14 m. uzunluğunda, 2 m. genişliğinde ve 2.5 m. derinliğindedir. Hendeğin GB ucu 0693857;4184812 koordinatlarında, KD ucu ise 0693865;4184828 koordinatlarındadır. GD duvarı çalışılan hendek stratigrafisi en altta taban seviyelerinde çoğunlukla travertene ait irili ufaklı çakılların seyrek olarak bulunduğu seyrek çakıllı kil ile başlar. Hendek içerisinde bu litoloji yer yer 1.5 m. kalınlıklara ulaşır. Daha üstte ise killi silt seviyesi bulunur. Yaklaşık 30-50 cm. kalınlıklara sahip olan birimin üzerinde ise doğal toprak yer alır (Şekil 43,44,45,46,47).

Hendek içerisinde fay veya deformasyona ait herhangi bir ize rastlanmamıştır. Dolayısıyla fayın bu lokasyona kadar devam etmediği anlaşılmış ve buna göre haritalaması yapılmıştır.

(55)

Şekil 43: 5 nolu hendek yeri(G’ye bakış), b:hendek yeri harita görüntüsü (H-5)

(56)

Şekil 45: 5 nolu hendeğin KD’dan itibaren 7-14 m. arası hendek stratigrafisi (G’e bakış)

Şekil 46: 5 nolu hendeğin KD’dan itibaren 8-10 m. arasında çakıllı kil birimi taban seviyelerindeki traverten çakılları (GB’ya bakış)

(57)

7. SONUÇ VE ÖNERİLER

Çalışmaya konu olan saha ülkemizin birinci derece deprem bölgesi içerisinde yer almaktadır. Denizli bölgesi tarihsel ve aletsel dönemlerde sık sık deprem üretmiştir. Son yüzyıl içerisinde magnitudu 5.5’den büyük deprem gözükmemektedir ancak tarihsel dönem deprem kayıtlarında Hierapolis ve Laodikya gibi eski yerleşim yerlerinin depremle yıkıldıkları bilinmektedir.

Çalışma sahası Denizli grabeninin GB kanadını oluşturan Babadağ fayının tavan bloğunda yer alır. Babadağ fayından grabenin orta kesimlerine doğru gidildikçe Babadağ fayına ve Pamukkale fay zonuna paralel gelişen havza içi genç faylar dikkati çeker. Graben içerisinde Karakova hostu bulunur. Karakova horstunun KD kanadını oluşturan fay zonu Kaleköy ve Üzerlik hattı boyunca uzanır. Çalışma sahası ise bu zonun GD kesimini oluşturmaktadır. Kaleköy ve Üzerlik hattı boyunca uzanan bu fay Denizli havzasının GD ucuna doğru farklı segmentlere ayrılır. Akhan’dan başlayıp Kaleköy’e doğru uzanan bu fay sistemi GD’ya doğru çalışma alanını oluşturan Şahinler bölgesinden geçer.

İmar alanı ve yakın çevresinde yapılan çalışmada MTA’nın diri fay haritası dikkate alınarak faylara yönelik çalışma yapılmıştır. Yüzeyde görülen faylar haritalanmış, bunların izlerinin görülmediği kesimlerde de jeofizik ölçüm önerilmiş bu ölçümler neticesinde de hendek açılması yoluna gidilmiştir. Dolayısıyla mücavir alan içerisinde alanı tehdit edebilecek fay haritalanmıştır. Bu fayın yanısıra yaklaşık paralel gelişen iki adet sintetik fay da haritalanmıştır ancak bunlar küçük faylar olup uzunlukları fazla olmayan sintetik kırıklardır ve mücavir alanı tehdit edebilecek faylar değildir.

Öncelikle fayın geçtiği yer yaklaşık bilinmektedir ancak tam olarak geçtiği yeri belirlemek amacıyla şüphelenilen ilk lokasyon olan hattın GD ucundaki uygun bir yerde 1 nolu hendek açılmış (H-1) ancak fay ya da deformasyona ait herhangi bir iz bulunamamıştır. Böylece fayın hendek lokasyonunun daha da kuzeyinden geçmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.

Morfolojik, jeolojik ve jeofizik gözlemler neticesinde aynı hattın KB’sına doğru ikinci bir lokasyon belirlenmiş buradan ikinci hendek açılmıştır (H-2). Ancak

Referanslar

Benzer Belgeler

Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık. S.No Eylem

 Ülkemizdeki yaşlıların ihtiyaçları, tercihleri ve yapabilirlikleri doğrultusunda gerek çalışma hayatı, gerekse gönüllü aktiviteler yoluyla toplumsal hayata etkin

İnceleme alanının güney kesimlerinde Güzeller formasyonu, Neojen yaşlı tortullar tarafından açısal uyumsuz olarak örtülürken, kuzey kesimlerde Üst Paleosen-Orta

Alkalin nitelikteki bazaltik lavların fenokristalleri klinopiroksen ve bazan bunun yanında bulunan olivindir. Bu grubun daha az bazik türü fenokristal olarak hornblend ve plajiyoklaz

Bu bölümün üzerinde tabakalanması kalından (0.3-1 m) çok kalma (1-2 m) değişen, ufak ve iri çakıllı konglomeralar- la ardalanmalı ince - orta - kalın taneli sarımsı -

3 Faruk Alaeddinoğlu, “Kocatepe’nin Türk Kültür Turizmi Açısından Önemi”, Atatürk ve Büyük Taarruz Kahramanlarına Armağan, (Ed: Gürsoy Şahin), Afyon Kocatepe

Standart sapma (veya varyans) bir değişim ölçüsü olarak iki gruba ait gözlemlere bakarak hangi grubun daha homojen olduğunun belirlenmesinde her zaman yeterli bir

Asteraceae Çok yıllık otsu Çiçeği Ön-Yan Bahçe Estetik Yoğun.. Arbutus unedo Ericaceae Ağaç