• Sonuç bulunamadı

Farklı sulama aralığı ve kısıtlı sulamanın, ayçiçeği verim ve kalitesi üzerine etkisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Farklı sulama aralığı ve kısıtlı sulamanın, ayçiçeği verim ve kalitesi üzerine etkisi"

Copied!
124
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

FARKLI SULAMA ARALIĞI VE KISITLI SULAMANIN,

AYÇĠÇEĞĠ VERĠM VE KALĠTESĠ ÜZERĠNE ETKĠSĠ

Nurcan YAVUZ DOKTORA TEZĠ

Tarımsal Yapılar ve Sulama Anabilim Dalı

Ocak - 2016 KONYA Her Hakkı Saklıdır

(2)
(3)
(4)

iv

DOKTORA TEZĠ

FARKLI SULAMA ARALIĞI VE KISITLI SULAMANIN, AYÇĠÇEĞĠ VERĠM VE KALĠTESĠ ÜZERĠNE ETKĠSĠ

Nurcan YAVUZ

Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarımsal Yapılar ve Sulama Anabilim Dalı DanıĢman: Prof. Dr. Nizamettin ÇĠFTÇĠ

2016, 109 Sayfa Jüri

Prof. Dr. Nizamettin ÇĠFTÇĠ Prof. Dr. Ramazan TOPAK

Prof. Dr. Belgin ÇAKMAK Prof. Dr. Fatih M. KIZILOĞLU

Doç. Dr. Özden ÖZTÜRK

Artan nüfusun besin ihtiyacını karĢılamak için sulanan alanların artırılması, Konya Ovası gibi su kaynaklarının sınırlı olduğu bölgelerde yeraltından fazla suyun çekilmesine neden olmaktadır. Bu gibi bölgelerde tarımsal üretiminin devamlılığını sağlamak için, tarımda kullanılan suyun azaltılması zorunluluk haline gelmiĢtir. Konya ovasında geniĢ alanlarda üretimi yapılan ayçiçeği bitkisi su-verim iliĢkileri yönünden araĢtırılması gereken bir bitkidir. Bu çalıĢmada, farklı sulama aralığı (S) ve bitki-pan katsayılarının (Kcp), damla sulama yöntemiyle sulanan ayçiçeğinde dane verimi ve verim parametrelerine olan etkileri iki yıl süreyle araĢtırılmıĢtır. AraĢtırma, 2013-2014 yıllarında, Selçuk Üniversitesi Sarıcalar AraĢtırma ve Uygulama Çiftliği Arazisi‟nde, 3x5 faktöriyel deneme deseninde, 4 tekerrürlü olarak yürütülmüĢtür. AraĢtırmada üç farklı sulama aralığı (S5:5, S10:10 ve S15:15 gün) ve beĢ farklı bitki-pan

katsayısı (Kcp1.25: pandan buharlaĢanın %125‟i, Kcp1.00: pandan buharlaĢanın %100‟ü, Kcp0.75: pandan

buharlaĢanın %75‟i, Kcp0.50: pandan buharlaĢanın %50‟si kadar sulama suyu uygulamak ve Kcp0.00:

sulama yapılmayan konu) kullanılmıĢtır.

Ayçiçeği tarımında, 5 ve 10 gün sulama aralıklarında, dane verimi, bin dane ağırlığı, sap kalınlığı, yağ oranı, yağ verimi ve kuru madde oranı arasında %1 ve %5 önem seviyesinde bir farklılık bulunmamıĢtır. Sulama aralığı 15 gün olan deneme konuları, yağ oranı, kuru madde oranı ve sap kalınlığı dıĢında 5 gün sulama aralığına sahip deneme konularından, %1 önem seviyesine göre ayrılmıĢtır. Bu nedenle, Konya koĢullarında verim ve kalite unsurları açısından ayçiçeği sulamasında 15 gün sulama aralığı uygun bulunmamıĢtır. Bitki-pan katsayıları dikkate alındığında, 1.25 ve 1.00 Kcp değerine sahip deneme konuları arasında, dane verimi, bin dane ağırlığı, tabla çapı, bitki boyu, sap kalınlığı, yağ oranı, yağ verimi ve kuru madde oranı arasında istatistikî olarak %1 ve %5 önem düzeyinde bir farklılık bulunmamıĢtır. Kcp değeri 1.00 olan deneme konularında, Kcp değeri 1.25 olan deneme konularına kıyasla yaklaĢık %17 sulama suyu tasarrufu sağlanmıĢtır.

Her iki deneme yılının ortalaması alındığında; en yüksek mevsimlik bitki su tüketimi 748.7 mm ile S10Kcp1.25 konusunda gerçekleĢmiĢtir. En yüksek dane verimi (548.1 kg/da), en fazla su tüketen S10Kcp1.25

konusunda elde edilmiĢ ve anılan konuyu sırasıyla S5Kcp1.25 (544.4 kg/da), S5Kcp1.00 (521.8 kg/da)ve

S10Kcp1.00 (504.1 kg/da)konuları izlemiĢtir. Bu konular arasında verimdeki düĢüĢ, en yüksek verimin elde

edildiği konuya göre %0.7 ile %8.0 arasında değiĢmiĢtir. Söz konusu deneme konuları arasında istatistikî olarak bir farklılık bulunmamıĢtır. Ancak, yine 5 ve 10 gün aralıklarla sulanan ve bitki-pan katsayısı 0.75 olan konularda dane verimindeki azalma, S10Kcp1.25 konusuna kıyasla yaklaĢık %25 olarak

(5)

v

bir dane verimi elde edilebilmesi için, sulama aralığının 10 günü geçmemesi gerekir. Ayrıca, bitki-pan katsayısının 1.00 olarak uygulanması yüksek dane verimi açısından önemlidir.

Sulama suyu kullanım etkinliği (IWUE) ve su kullanım etkinliği (WUE), her iki deneme yılı birlikte değerlendirildiğinde; sırasıyla 0.70-3.70 kg/m3 ve 0.53-0.75 kg/m3 arasında değiĢmiĢtir. En

yüksek IWUE değeri sulama yapılmayan konularda; en yüksek WUE değeri ise, S5Kcp1.00 deneme

konusunda elde edilmiĢtir. Verim tepki etmeni (ky) değeri iki deneme yılının ortalaması alındığında 1.14

olarak bulunmuĢtur. Verim tepki etmeni 1‟den büyük olduğu için, Konya koĢullarında yetiĢtirilen ayçiçeği bitkisinin su kısıtına duyarlı olduğu anlaĢılmaktadır. Konya koĢullarında, sulama mevsimi boyunca kullanılabilecek kap katsayısı (kp) değerleri 0.82 olarak hesaplanmıĢtır. Ayçiçeğinin sulama

sezonu boyunca 5‟er günlük ara ile bitki katsayısı (kc) değerleri; maksimum koĢullarda, 2013‟te ortalama

1.02, 2014‟te ise 1.05 olarak hesaplanmıĢtır.

(6)

vi

Ph.D THESIS

THE EFFECT OF DIFFERENT IRRIGATION INTERVALS AND DEFICIT IRRIGATION ON YIELD AND QUALITY OF SUNFLOWER

Nurcan YAVUZ

THE GRADUATE SCHOOL OF NATURAL AND APPLIED SCIENCE OF SELÇUK UNIVERSITY

THE DEGREE OF MASTER OF SCIENCE / DOCTOR OF PHILOSOPHY IN MECHANICAL ENGINEERING

Advisor: Prof. Dr. Nizamettin ÇĠFTÇĠ 2016, 109 Pages

Jury

Prof. Dr. Nizamettin ÇĠFTÇĠ Prof. Dr. Ramazan TOPAK

Prof. Dr. Belgin ÇAKMAK Prof. Dr. Fatih M. KIZILOĞLU

Assoc. Prof. Özden ÖZTÜRK

The enlargement of irrigation lands to feed the increasing population has resulted to excessive groundwater withdrawal in the areas where the water resources are limited as Konya Plain. To maintain agricultural production in such areas, it is essential to reduce water consumption in agriculture. The sunflower, which is cultivated large areas in Konya Plain, is one of the crops that should be investigated for water-yield relationships. In the present work, a 2-year study was conducted to determine the effects of different irrigation intervals (S) and crop-pan coefficients (Kcp) on the seed yield and yield components of drip-irrigated sunflower. The experimental design was made in randomized blocks, in a 3x5 factorial scheme with four replications at the Selcuk University Sarıcalar Research and Application Farm in 2013 and 2014 years. Treatments consisted of three irrigation intervals (S5:5 gün, S10:10 gün ve

S15:15 gün) and five crop-pan coefficients (Kcp1.25: 125% of pan evaporation, Kcp1.00: 100% of pan

evaporation, Kcp0.75: 75% of pan evaporation, Kcp0.50: 50% of pan evaporation, and Kcp0.00: no

irrigation).

The results indicated that differences in seed yield, 1000- seed weight, stem thickness, oil rate, oil yield and dry matter among 5 and 10 days irrigation interval were small and statistically in insignificant at 1% and 5% level of significance. The differences excepts in oil rate, dry matter rate and stem thickness among 5 days irrigation interval and 15 days irrigation interval was found significant at 1% level of significance. From the evaluation this result, it can be concluded that 15 day irrigation interval isn‟t suitable for Konya Plain in terms of sunflower yield and yield components. When crop-pan coefficients considered, differences in seed yield, 1000-seed weight, head diameter, plant height, stem thickness, oil rate, oil yield and dry mate among 1.25 and 1.00 Kcp treatments wasn‟t found significant at 1% and 5% at level of significance. About 17% irrigation water saved up in the Kcp 1.00 treatments compared with Kcp 1.25 treatments.

Across both years, the highest seasonal crop evaporation (748,7 mm) was obtained from S10Kcp1.25 treatment. The highest yield (548.1 kg/da) was recorded for S10Kcp1.25 treatment where the

highest evapotranspration obtained and followed by S5Kcp1.25 (544.4 kg/da), S5Kcp1.00 (521.8 kg/da)and

S10Kcp1.00 (504.1 kg/da) treatments respectively. The yield decrease among these treatments ranged

(7)

vii

15 1.00

S10Kcp1.25 treatment. According to these results, it can be concluded that the irrigation interval shouldn‟t

be higher than 10 day for optimum yield. Moreover, kcp should be considered as 1.00 in irrigation in terms of grain yield and water saving at Konya Plain.

Irrigation water use efficiency (IWUE) and water use efficiency (WUE) were ranged between 0.70 -3.70 kg/m3and 0.53-0.75 kg/m3 respectively, when both years considered. The highest IWUE values were obtained from non-irrigated treatments while the highest WUE value was obtained from S5Kcp1.00

treatment. Yield response factor (ky) was found as 1.14 in consideration of two year means. It can be

concluded that the sunflower cultivated in Konya plain is sensitive to water stress because of the ky value

higher than 1. Pan coefficient (kp) was calculated as 0.82 for whole sunflower irrigation season in Konya

Plain. The average crop coefficient (kc) of sunflower within 5 days interval for whole sunflower irrigation

season was calculated as 1.02 and 1.05 at 2013 and 2014 respectively.

(8)

viii

Dünyada ekilen alanların yalnızca 1/6 sı sulanırken, bu alanlardan dünya besin ihtiyacının yaklaĢık 1/3‟ü karĢılanabilmektedir. Son 25 yılda elde edilen tarımsal üretimdeki artıĢın en az %50‟si sulanan alanlardan, baĢka bir deyiĢle sulamadan elde edilmiĢtir. Su kaynaklarının kısıtlı oluĢu, suyun sulama dıĢında çeĢitli maksatlar için kullanımı ve bunlar için mevcut talebin devamlı artıĢı, suyun sulama maksadıyla kullanımında tasarrufa gidilmesini zorunlu hale getirmektedir. Suyun gelecekte daha da önem kazanacağı düĢünüldüğünde, mevcut suyun ne kadar tasarruflu kullanılması gerektiği ortaya çıkmaktadır.

Kurak bir iklime ve kısıtlı su kaynaklarına sahip olan Konya Ovası‟nın uzun yıllar ortalamasına göre yıllık yağıĢ toplamı 323 mm‟dir ve bunun da sadece 90-100 mm kadarı bitki yetiĢme döneminde düĢmektedir. Dolayısı ile ovada bitkisel üretimde çeĢitlilik, verim ve kalite artıĢının sağlanabilmesi sulamaya bağlıdır. Konya Ovası‟nda bitkisel üretimin sürdürülebilirliği ve yeni alanların sulamaya açılabilmesi için kıt olan su kaynaklarının etkin kullanımının sağlanması Ģarttır. Bunun sağlanabilmesi için tarımı yapılan bitkilerin su-verim iliĢkilerinin analiz edilmesi, uygun sulama programlarının oluĢturulması ve uygun sulama yöntemlerinin seçilmesi ve bu yönteme iliĢkin planlama ve iĢletme prensiplerinin belirlenmesine gereksinim vardır.

Yapılan bu çalıĢma ile; son yıllarda Konya Ovası‟nda tarımı hızla artan ayçiçeğinin; optimum su kullanımının belirlenmesi, bu yolla üreticilere karar vermede yardımcı olabilecek verilerin elde edilmesi, kısıtlı sulama uygulamalarında verim azalmasını en az düzeyde tutabilecek sulama programlarının oluĢturulması, farklı sulama aralıklarında bitkinin su-verim iliĢkilerinin ve kalite parametrelerindeki değiĢimin belirlenmesi amaçlanmıĢtır.

Tez çalıĢmasının her aĢamasında bana yardımcı olan danıĢman hocam Sayın Prof. Dr. Nizamettin ÇĠFTÇĠ‟ye, deneme arazisinin temininde yardımcı olan tez izleme komitesi üyesi bölüm hocam Prof. Dr. Ramazan TOPAK‟a ve tez izleme komitesi üyesi hocam Prof. Dr. Belgin ÇAKMAK‟a, arazi çalıĢmalarım ve tez yazım aĢamasında yardımlarını esirgemeyen bölüm hocam sevgili eĢim Dr. Duran YAVUZ‟a, tez çalıĢmalarım süresince deneyimlerinden faydalandığım bölüm hocam Dr. Sinan SÜHERĠ‟ye, bu süreçte manevi olarak yanımda olan bölüm hocam Yrd. Doç. Dr. Ġlknur KUTLAR YAYLALI‟ya, arazi ve laboratuar çalıĢmalarında yardımcı olan bölüm stajyer öğrencilerine ve tez çalıĢmama maddi destek sağlayan Selçuk Üniversitesi BAP yönetimine teĢekkürlerimi sunarım.

Ayrıca ÇĠVĠCĠOĞLU ve YAVUZ aile bireylerine bu süreçte yanımda oldukları için, sevgili oğullarım Çağan Emir YAVUZ‟a ve doğacak bebeğime gösterdikleri sabır ve sonsuz destek için teĢekkür ederim.

Nurcan YAVUZ KONYA-2016

(9)

ix ÖZET ... iv ABSTRACT ... vi ÖNSÖZ ... viii ĠÇĠNDEKĠLER ... ix SĠMGELER VE KISALTMALAR ... xi 1. GĠRĠġ ... 1 2. KAYNAK ARAġTIRMASI ... 8

2.1. Ayçiçeğinde Su-Verim ĠliĢkileri ... 8

2.2. Sulama Aralığının Verime Etkisi ... 16

2.3. Kısıtlı Sulama Uygulamaları ... 20 3. MATERYAL VE YÖNTEM ... 26 3.1. Materyal ... 26 3.1.1. Deneme alanı ... 26 3.1.2. Toprak özellikleri ... 27 3.1.3. Ġklim özellikleri ... 28

3.1.4. Toprak, bitki ve su kaynakları ... 30

3.1.5. Sulama sistemi ... 31

3.1.6. Bitki özellikleri ... 32

3.2. Yöntem ... 32

3.2.1. Toprak ve su analizlerinin yapılması ... 32

3.2.1.1. Toprak örneklerinde yapılan analizler ... 32

3.2.1.2. Sulama suyunda yapılan analizler ... 33

3.2.2. Deneme deseni ve araĢtırma konuları ... 35

3.2.3. Damla sulama sisteminin tasarlanması ve parsel boyutları ... 35

3.2.4. Tarımsal uygulamalar ... 38

3.2.5. Toprak nem içeriğinin ölçülmesi ... 40

3.2.6. Class-A pan ... 41

3.2.7. Sulama suyunun hesaplanması ... 42

3.2.8. Bitki su tüketiminin belirlenmesi ... 42

3.2.9. Su-verim iliĢkisi ... 43

3.2.10. Su kullanım randımanının belirlenmesi ... 44

3.2.11. Verim ve kalite özelliklerinin belirlenmesi ... 44

3.2.12. Ġstatistiksel analizler ... 46

4. ARAġTIRMA BULGULARI VE TARTIġMA ... 47

4.1. Toprak ve Su Örnekleri Analiz Sonuçları ... 47

4.1.1. Toprağın fiziksel ve kimyasal özellikleri ... 47

4.1.2. Sulama suyunun kimyasal özellikleri ... 48

4.2. Uygulanan Sulama Suyu Miktarları ve Bitki Su Tüketimi Sonuçları ... 48

4.2.1. Sulama suyu miktarları ... 48

4.2.2. Bitki su tüketimleri ... 52

4.3. Verim ve Kalite Parametrelerine ĠliĢkin Sonuçlar ... 54

(10)

x

4.3.4. Ham yağ verimi (kg/da) ... 64

4.3.5. Kuru madde oranı (%) ... 67

4.3.6. Tabla çapı (cm) ... 70

4.3.7. Bitki boyu (cm) ... 73

4.3.8. Sap kalınlığı (mm) ... 76

4.4. Su-Verim ĠliĢkileri ... 79

4.4.1. Sulama suyu - dane verimi iliĢkisi ... 79

4.4.2. Mevsimlik bitki su tüketimi - dane verimi iliĢkisi ... 85

4.4.3. Verim tepki etmeni (ky) ... 90

4.4.4. Pan ve bitki katsayıları ... 92

5. SONUÇLAR VE ÖNERĠLER ... 96

KAYNAKLAR ... 100

(11)

xi Ca++ : Kalsiyum Cl- : Klor CO3= : Karbonat HCO3- : Bikarbonat SO4= : Sülfat H+ : Hidrojen K+ : Potasyum Mg++ : Magnezyum Na+ : Sodyum NaCl :Sodyum klorür N : Azot

CaCO3 : Kalsiyum karbonat

EC : Elektriksel Ġletkenlik dS : Desisimens

me : Miliekivalan

SAR : Sodyum Adsorbsiyon Oranı

T3S1 : Üçüncü Sınıf Tuzluluk Birinci Sınıf Sodiklik

pH : Hidrojen Ġyon Konsantrasyonunun Negatif Logaritması

% : Yüzde

o

C : Santigratderece PE : Polietilen

atm : Atmosfer basıncı kcal : Kilokalori mg : Miligram g : Gram kg : Kilogram t : Ton l : Litre cm3 : Santimetreküp m3 : Metreküp km3 : Kilometreküp s : Saniye h : Saat m2 : Metrekare ha : Hektar da : Dekar mm : Milimetre cm : Santimetre m : Metre

SiC : Siltli kil SiCL : Siltli-killi tın

C : Kil

(12)

1. GĠRĠġ

Temel besin maddelerinden olan ve insan beslenmesinde önemli bir yere sahip olan yağlar, insan organizması için gerekli olan ve insanların yaĢamsal faaliyetlerinin sürdürülebilmesinde beslenme zinciri içerisinde mutlaka yer alması gereken ana besin maddelerindendir. Yağlar aynı zamanda vücut için gerekli enerjinin ana kaynağı olma özelliğine de sahiptirler. 1 gram yağ 9 kcal enerji sağlarken aynı miktarda protein ve karbonhidrat ise 4 kcal enerji sağlamaktadırlar. DoymuĢ yağ oranının düĢüklüğü, serbest yağ asitleri içermesi ve vücutta A, D, E ve K gibi yağda eriyen vitaminleri çözmesi gibi özellikleriyle bitkisel yağlar yüksek besin değerleriyle ayrı bir yere ve öneme sahiptir (BaĢalma, 1991). Dünyada yıllık 85 milyon ton civarındaki yağ tüketiminin %75‟ten fazlası bitkisel yağlardan karĢılanırken, %25‟i hayvansal yağlardan karĢılanmaktadır. Ülkemizde ise tüketilen yağın %90‟ı bitkisel yağlar, %10‟u da hayvansal yağlardan karĢılanmaktadır (Aysu, 2010).

Yağ üretimi için en önemli endüstri bitkilerinden biri olan ayçiçeği,

Campanulatae takımının Compositae familyasının Helianthus cinsinden (Helianthus annuus L.) olup, anavatanı Peru ve Meksika olarak bilinmektedir (BektaĢ ve ark., 2002).

Ayçiçeği, yüksek ve kaliteli yağ içeriği (% 40-50) nedeniyle bitkisel ham yağ üretimi bakımından Dünya‟da ve Türkiye‟de önemli bir yağ bitkisidir (Öztürk ve ark., 2008). Ayçiçeği yağı; içerdiği çoklu doymamıĢ yağ asitleri oranının yüksek (%69), doymuĢ yağ asitleri oranının ise düĢük (%11) olması nedeniyle, beslenme değeri en yüksek olan bitkisel yağlardan birisidir. Ayçiçeği yağı, sıvı olarak yemeklerde ve kızartmalarda yaygın olarak kullanılmakta; diğer bitkisel yağlarla karıĢtırılmak suretiyle de yemeklik ve sofralık margarin yapılarak tüketilmektedir. Bugün, dünya bitkisel ham yağ üretiminin %12.6‟sı ayçiçeğinden karĢılanmaktadır. Türkiye‟de yıllara göre değiĢmekle beraber, yıllık 400-500 bin ton ayçiçeği yağı üretilmektedir. Türkiye bitkisel ham yağ üretiminin %46.7‟si ayçiçeğinden karĢılanmaktadır. Ayçiçeği yıllara göre değiĢen, yıllık 1 milyon tonluk ham yağ ithalatının önüne geçebilmek ve yağ açığımızı kapatmak için üretebileceğimiz en önemli yağ bitkisidir. Yağı çıkarıldıktan sonra geriye kalan küspede, yüksek oranda protein ihtiva etmekte (kabuklu %32.3, kabuksuz %46.8); bu nedenle, karma yem üretiminde oldukça yaygın olarak kullanılmaktadır. Soya küspesinden sonra metobolize enerji değeri en yüksek yağlı tohum küspesidir (2260 kcal/kg). Dünya yağlı tohum küspe üretiminin %6.8‟i ayçiçeğinden karĢılanmaktadır.

(13)

Yağlı boya yapımında çok önemli bir yere sahiptir. Plastik, sabun ve kozmetik ürünlerin yapımında hammadde olarak kullanılmaktadır (Ghaffarzadeh, 2005).

Ayçiçeği tohumu çerezlik olarak da tüketilmektedir. Toplam ayçiçeği üretimimizin %2.6‟sı çerezlik ayçiçeğidir. Oldukça sağlıklı olan ayçiçeği çekirdeği, fındık türü diğer kabuklu ürünlerle karĢılaĢtırıldığında protein bakımından yüksektir. Ayçiçeği çekirdeği, demir bakımından, fındıktan düĢük, kuru üzüm ve fıstıktan zengindir. Potasyum ve vitamin (E) bakımından da zengin olan ayçiçeği çekirdeği, önemli bir linoleik asit kaynağıdır. Linoleik asit bakımından zengin yiyecekler kandaki kolesterol seviyesinin düĢmesine yardımcı olduğuna göre, ayçiçeğinin beslenmedeki değeri de böylelikle ortaya çıkmaktadır (Arıoğlu, 2005). KuĢyemi olarak da kullanılmaktadır. Hasat sonrası artta kalan sapları ile tohum kabukları yakacak olarak değerlendirilmektedir. Sapların yakılmasından elde edilen külde yüksek oranda (%36-40) potasyum bulunmakta; bu küller tarlaya serpilmek suretiyle, gübre olarak değerlendirilmektedir. Ayçiçeğinin sap ve tablaları; furfurol ekstraksiyonunda ve kağıt yapımında da kullanılmaktadır. Ayçiçeği; soya ve mısır gibi bitkilerle karıĢık olarak ekilmek suretiyle yeĢil yem veya silaj yapılarak hayvan beslenmesinde kullanılmaktadır (Ghaffarzadeh, 2005).

Ayçiçeği, yeterli miktarda nemli, humusça zengin toprakları seven bir bitkidir. Toprak asitliğine karĢı hassastır. Toprak tipi yönünden çok seçici olmamasına rağmen organik maddelerce zengin, derin ve su tutma kapasitesi yüksek topraklarda iyi geliĢir. Kumsal topraklardan ağır bünyeli killi topraklara kadar her türlü iyi drenaj sağlanmıĢ topraklarda tarımı yapılabilmektedir. Ayçiçeğinin tuzluluğa karĢı toleransı düĢük olup, bu toprak Ģartlarında tohumların yağ oranı düĢmektedir. Tuzluluk ayçiçeği tarımı yapılan topraklarda önemli bir faktördür. Çünkü toprak tuzluluğu bitkinin geliĢimini, tohum özelliklerini, yağ oranını ve aynı zamanda bitki besin maddeleri alımını etkilemektedir. Bitkinin tuza hassasiyeti ilk geliĢme devresinde daha fazladır. Tuzluluğun fazla olmasının çimlenme ve çıkıĢı geciktirdiği, birçok araĢtırma sonuçlarıyla doğrulanmıĢtır.

Toprakta değiĢebilir sodyum yüzdesinin 16‟dan daha fazla olması çimlenmeyi, ileriki devrelerde tabla oluĢumunu geciktirmektedir. Toprakta NaCl oranının %1 olması durumunda çimlenme olumsuz etkilenmekte ve verimde %40'a varan azalmalar olmaktadır. NaCl oranının %2'ye çıkması durumunda tohum çimlenmesi durma noktasına gelmektedir.

(14)

Ayçiçeği, pH‟sı 6.0-7.2 arasında olan topraklarda iyi yetiĢmektedir. IĢık isteği fazla olan bir bitki türüdür. Sap boyu 1-5 m, çapı ise 1-10 cm ve tabla çapları 10-60 cm arasında değiĢen ayçiçeği, kuvvetli olmayan kazık kök yapar ve lignoselulozik bir yapıya sahiptir (BektaĢ ve ark., 2002).

Ayçiçeği bitkisi genel olarak kurağa dayanıklı olarak bilinmekte ve kuru koĢullarda yetiĢtirilmektedir (ĠlbaĢ ve ark., 1996). Ancak yağıĢlarla alınan su miktarı yeterli değilse verim alınması için sulama yapmak gereklidir. Bitkinin büyüme dönemlerinde ortaya çıkan uzun süreli kuraklıklar tablanın küçülmesine, tabladaki dane sayısının azalmasına ve bunun sonucu olarak da dane veriminin düĢmesine neden olmaktadır (Kadayıfçı ve Yıldırım, 2000).

Dünya ayçiçeği tohumu ekim alanı (2013/14) 26.18 milyon ha, üretim 42.5 milyon ton ve verim 1.63 t/ha‟dır. Ayçiçeği tarımı dünyada en fazla Ukrayna, Rusya, AB-28 (Avrupa Birliği üye ülkeleri) ve Arjantin‟de yapılmakta olup bu ülkeler dünya üretiminin yaklaĢık %75'ini teĢkil etmektedir. Bu ülkeleri sırasıyla Çin, Türkiye ve Amerika BirleĢik Devletleri izlemektedir. Türkiye, ayçiçeği yağı üretiminde ise, 792 bin ton ile dünyada 5. sıradadır (Anonim, 2014a).

Türkiye‟de ayçiçeği üretimi yaklaĢık 50-60 yıldan beri yapılmaktadır. Bulgaristan göçmenleri tarafından getirilen ayçiçeği, özellikle Trakya bölgesindeki yağ ihtiyacını karĢılamak amacıyla 1949-50 yıllarından sonra süratle yayılmaya baĢlamıĢ ve belirli iniĢ çıkıĢlardan sonra 1980 yılı istatistiklerine göre; Türkiye, Dünya yağ üretiminde 5. sıraya yükselmiĢtir. TÜĠK 2014 yılı verilerine göre; Türkiye‟de ayçiçeğinin ekim alanı yaklaĢık 550 bin ha, üretimi 1480 bin ton ve dekardan alınan verim 270 kg‟dır. Çerezlik ayçiçeği ekim alanı ise; yaklaĢık 105 bin ha, üretim 158 bin ton, verim 152 kg/da‟dır (Anonim, 2015a).

Türkiye‟de yağlık ayçiçeği en fazla Trakya Bölgesi‟nde ekilmektedir. Üretimin %46.3‟ü buradan sağlanmaktadır. Ancak Konya Ġli 2014 yılı itibariyle üretimin %17.8‟ini karĢılayarak 1. sıraya yerleĢmiĢtir. Tekirdağ (%17.6), Edirne (%17.5), Kırklareli (%11.2) ve Adana (%6.1) üretimde Konya‟yı takip etmektedir. Yağlık ayçiçeği üretimi özellikle iç piyasadaki yağ üreticisi firmaların hammadde ihtiyacının bir bölümünü karĢılarken, Konya'da 15-20 yıldır ihracata yönelik yapılan yağlık ayçiçeği tohumluğu üretimi ise ülkeye sağladığı döviz girdisi açısından büyük önem taĢımaktadır (Anonim, 2015a).

Konya'da 2010 yılında 23.4 bin hektar olan yağlık ayçiçeği üretim alanı; 2014'te 60 bin hektara ulaĢmıĢtır. Son beĢ yılda ekim alanı ikiye katlanırken; 2010 yılında

(15)

46764 ton olan üretim miktarı, 2014 yılında 263581 tona ulaĢarak beĢe katlanmıĢtır (Anonim, 2015a). Bunun sebebi; Konya çiftçisi ayçiçeği yetiĢtiriciliği konusunda tecrübe kazanmıĢtır. Konya‟da, çoğunlukla sulu olarak ekilen bitkinin verimi Türkiye‟de 1. sıradadır. Ayçiçeği, Konya‟nın bitki paterninde önemli yer kaplayan Ģeker pancarı, mısır ve havuç bitkilerinden daha az su tüketmektedir. Bu da çiftçinin ayçiçeğini, tercih etme sebeplerinden biridir. Buğday bitkisiyle münavebe için uygun bir bitkidir. Ġlde faaliyet gösteren ayçiçeği yağı fabrikası da çiftçinin ürününü değerlendirmesi açısından ayçiçeği tarımını artıran önemli bir etken olmaktadır.

Dünyada ekilen alanların yalnızca 1/6 sı sulanırken, bu alanlardan dünya besin ihtiyacının yaklaĢık 1/3‟ü karĢılanabilmektedir. Son 25 yılda elde edilen tarımsal üretimdeki artıĢın en az %50‟si sulanan alanlardan, baĢka bir deyiĢle sulamadan elde edilmiĢtir. Bu da gösteriyor ki, sulama dünyanın artan nüfusunun besin ihtiyacını karĢılamada ki önemini gelecekte de sürdürmeye devam edecektir (Özkaldı ve ark., 2003). Artan nüfusun beslenmesinin yanında gıda güvenliğinin sağlanması, günümüzde, üzerinde önemle durulan sorunlardan birisidir. Gıda güvenliği kavramı, insanlara yeterli miktarda, kalitede ve sürekli gıdanın sağlanması Ģeklinde tanımlanmaktadır. Gıda güvenliğinin sağlanması, ekonomik kalkınma ve onunla bütünleĢmiĢ çevre sorunlarının üstesinden gelinmesi ile baĢarılabilir. Ancak, su kullanımındaki artıĢ, çok önemli sorunlara neden olmaktadır. Örneğin, yeraltı su kaynakları tükenmekte, diğer su ekosistemleri kirlenmekte ve bozulmakta; ayrıca sulu tarımda birçok çevresel sorun ortaya çıkmaktadır. Açıklanan durumun bir sonucu olarak, yeni su kaynaklarının sağlanması ve geliĢtirilmesi, çok pahalı hatta olanaksız hale gelmektedir. Daha kötüsü, toplumun çoğunluğu, gelecekte, yeterli gıda üretiminde suyun engelleyici etmen olacağı konusu ile ilgilenmemektedir.

Tarımsal üretimde verimlilik; üretimde kullanılan kaynakların kullanımındaki etkinlik derecesidir. Verimli ve ürün kalitesi yüksek bir tarımsal üretim için; yetiĢtirme sezonu boyunca bitki kök bölgesinde yeterli seviyede nemin bulunması gerekmektedir. Bu nemi sağlayan kaynaklardan ilki doğal yağıĢlardır. Kurak ve yarı kurak bölgelerde bitkisel üretim sezonu boyunca düĢen yağıĢlar, hem miktar hem de dağılım açısından yetersiz kalmakta ve bitki su ihtiyacını karĢılayamamaktadır. Bu nedenle bitki kök bölgesindeki eksik nem sulama ile tamamlanmaktadır (Topak ve ark.,2009).

Tarımsal geliĢmede, su en önemli girdilerden biri olup, toprakta bitki için gerekli olan nemi temin ederek verimi artırmanın yanı sıra, sektörü iklim Ģartlarından (kuraklık) önemli ölçüde bağımsız kılmakta, ilave istihdam yaratmakta, kırsal alanda gelir

(16)

dağılımını düzeltmekte, gübre kullanımına imkân sağlamakta, üretimin çeĢitlenmesine ve bitki yetiĢme süresinin uzunluğuna bağlı olarak birim alandan birden fazla ürün alınmasına imkân vermektedir.

Sulamada amaç; yalnızca tarımsal üretimde verimin artırılması değildir. Uzun dönemde suyun randımanlı kullanılıp, çevreye ve dolayısıyla su kaynaklarına olumsuz etkiler yapmadan, üretimi artırarak, net gelirin en fazla kılınmasıdır. Burada önemli olan, suyun kaynaktan itibaren en az kayıpla iletimi, dağıtımı ve topraktaki miktarının denetimidir (Korukçu ve ark., 2007).

Küresel ısınmaya bağlı olarak görülen iklim değiĢikliği sonucu su potansiyelinde meydana gelen azalma ile birlikte artan nüfusun su talebinin artması, su kaynaklarının etkin kullanımını zorunlu kılmaktadır. Ülkemizde su kaynaklarının yaklaĢık %75‟nin tarımda kullanılması, özellikle sulamada su tasarrufunu öncelikli olarak gerektirmektedir (Çakmak ve Gökalp, 2011).

Türkiye‟nin ortalama yıllık toplam yağıĢı 643 mm, potansiyel su miktarı 186 km3/yıl, kullanılabilir su potansiyeli ise 110 km3/yıl‟dır. Bu değerin 98 km3‟ü yerüstü, 12 km3‟ü ise yeraltı suyudur (Çiftçi ve ark., 2010). Türkiye‟nin tarım yapılan toplam alanı 23.9 milyon ha‟dır. Toplam alanın 15.8 milyon ha‟ı tarla tarımı yapılan alan, nadas alanı 4.1 milyon ha ve geri kalan 4.0 milyon ha‟ı da sebze-meyve üretim alanıdır (Anonim, 2015a).

Türkiye‟nin tarım yapılabilir arazi varlığının, 2617908 ha tarım arazisi ile yaklaĢık %10‟unu oluĢturan ve kurak bir iklime sahip olan Konya Ovasında su kaynakları oldukça sınırlıdır. Ovanın toplam su ihtiyacı 12 milyar m3/yıl‟dır. Mevcut yeraltı ve yerüstü kullanılabilir su potansiyeli 3.8 milyar m3/yıl‟dır. Bu rakamlar mevcut

su potansiyelinin en etkin Ģekilde kullanılmasının zorunlu olduğunu göstermektedir (Çiftçi ve Kutlar Yaylalı, 2007).

Kurak bir iklime ve kısıtlı su kaynaklarına sahip olan Konya Ovası‟nın uzun yıllar ortalamasına göre yıllık yağıĢ toplamı 323 mm‟dir ve bunun da sadece 90-100 mm kadarı bitki yetiĢme döneminde düĢmektedir. Dolayısı ile ovada bitkisel üretimde çeĢitlilik, verim ve kalite artıĢının sağlanabilmesi sulamaya bağlıdır. Konya Ovası‟nda bitkisel üretimin sürdürülebilirliği ve yeni alanların sulamaya açılabilmesi için kıt olan su kaynaklarının etkin kullanımının sağlanması Ģarttır. Bunun sağlanabilmesi için tarımı yapılan bitkilerin su-verim iliĢkilerinin analiz edilmesi, uygun sulama programlarının oluĢturulması ve uygun sulama yöntemlerinin seçilmesi ve bu yönteme iliĢkin planlama ve iĢletme prensiplerinin belirlenmesine gereksinim vardır.

(17)

Konya Ovasının sulu tarım yapılan alanlarında yetiĢtirilen bitki çeĢidi gittikçe artmaktadır. GeçmiĢte buğday ambarı olarak anılan Konya Ovası‟nda bugün birçok baklagil, endüstri bitkisi, yem bitkisi, yumrulu bitki ve yağ bitkisi yetiĢtirilebilmektedir. Son dönemde üretim alanı oldukça artan ayçiçeği de bunların arasındadır. Ayçiçeğinde sulama ile verim artıĢı oldukça yüksektir (Jana ve ark., 1982; Yakan ve Kanburoğlu, 1989). Ayçiçeği bitkisi toplam su ihtiyacının yaklaĢık %20‟sini vejetatif geliĢmede, %55‟ini çiçeklenme periyodunda ve geriye kalan %25‟ini ise dane oluĢumu ile olgunlaĢma periyotlarında tüketmektedir (Doorenbos ve Kassam, 1979). Mevsimlik bitki su tüketimi ortalama 600 mm civarındadır (Oylukan, 1974; Demirören, 1978).

Konya Ovası‟nda kıt su kaynakları ile ayçiçeği üretimi yapan çiftçiler; hem sağladığı su tasarrufu açısından, hem de iĢletilmesi kolay olduğu için daha çok damla sulama yöntemini uygulamaktadır. Damla sulama, borularla düĢük basınç altında iletilen sulama suyunun, bitki kök bölgesine basınçsız veya çok düĢük basınçla damlatılarak verilmesini sağlayan yöntemdir (Kara, 2005). Bu sistem; suyun kaynaktan alınması, süzülmesi, suya bitki besin elementleri karıĢtırılması, sulanacak alana iletilmesi, alan içerisinde dağıtılması ve bitki kök bölgesine kontrollü olarak verilmesini sağlayan, bölgede son 10 yılda kullanımı oldukça artan basınçlı bir sulama sistemidir.

Damla sulama sistemiyle yapılacak olan sulamalarda, sulama zamanının planlanması amacıyla A sınıfı buharlaĢma kaplarından yararlanma oldukça yaygındır. Damla sulama yönteminde, gerek toprağın belirli bir kesiminin ıslatılması, gerekse ıslatılan alanın bitki toprak üstü organları ile gölgelenmesi, toprak yüzeyinden olan buharlaĢmayı yok denecek kadar azaltmaktadır. Dolayısıyla, damla sulama yöntemiyle sulanan bitkilerin su tüketimleri, geleneksel tahmin yöntemleriyle elde edilen değerlerden genellikle daha düĢük olmaktadır. Bu nedenlerle, göz önüne alınan sulama aralığında A sınıfı kaptan ölçülen buharlaĢma miktarlarının belirli bir yüzdesi kadar sulama suyu uygulama hem oldukça sağlıklı sonuçlar vermekte, hem de oldukça pratik sulama zamanı planlanması yöntemi olmaktadır. Ancak, bu yüzdelerin yöre koĢullarında yapılacak denemeler sonucunda belirlenmesi gerekir (Oğuzer ve ark, 1984; Yıldırım ve Madanoğlu, 1985; Aldemir, 1993).

Konya Ovası‟nda, tarımda kullanılan sulama uygulamaları bir programa bağlı olmayıp, tamamen geleneksel alıĢkanlıklara göre yapılmaktadır. Sulama uygulamalarının herhangi bir program dahilinde gerçekleĢtirilememesinin en önemli nedenleri; Konya Ovası Ģartlarında, “su-verim iliĢkileri”, “sulama zamanı planlaması” ve bitkisel verim, su kullanımı ile ilgili tarla Ģartlarında yapılmıĢ araĢtırmaların yok

(18)

denecek kadar az olması ve uygulamaya geçirilebilir sonuçların üreticilere ve sulama organizasyonlarına aktarılamamasıdır. Yapılan bu çalıĢma ile; son yıllarda Konya Ovası‟nda tarımı hızla artan ayçiçeğinin; optimum su kullanımının belirlenmesi, bu yolla üreticilere karar vermede yardımcı olabilecek verilerin elde edilmesi, kısıtlı sulama uygulamalarında verim azalmasını en az düzeyde tutabilecek sulama programlarının oluĢturulması, farklı sulama aralıklarında bitkinin su-verim iliĢkilerinin ve kalite parametrelerindeki değiĢimin belirlenmesi amaçlanmıĢtır.

(19)

2. KAYNAK ARAġTIRMASI

Bitki, iklim ve su ve toprak arasındaki iliĢkiler oldukça kompleks bir yapıya sahiptir ve birçok biyolojik, fizyolojik, fiziksel ve kimyasal olayları içerir. Sulama sistemlerinin planlama, projeleme ve iĢletme aĢamalarında suyun, verim üzerindeki etkisini incelemek oldukça karmaĢıktır (Doorenbos ve Kassam, 1979).

Bitkilerde su yetersizliği ve bunun sebep olduğu su stresi, bitki su tüketimi ve verimi üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Bitkideki su stresi, maksimum bitki su tüketimi (ETmax) ile gerçek bitki su tüketimi (ETa) arasındaki iliĢki ile belirlenebilir.

Mevcut su kaynağının bitki su ihtiyacını tamamen karĢıladığı koĢulda gerçek bitki su tüketimi, maksimum bitki su tüketimine eĢit olmaktadır (ETa=ETmax veya

ETa/ETmax = 1). Kısıtlı su koĢullarında ise bitkinin gerçek bitki su tüketimi, maksimum

bitki su tüketiminin altına düĢmektedir (ETa < ETmax veya ETa / ETmax < 1). Bu durumda

bitkideki su açığı, bitki geliĢimini ve verimini etkileyecek bir noktayı geçmiĢ bulunmaktadır.

Ekonomik koĢulların bitkisel üretimi etkilemediği, çevre koĢullarının sınırlayıcı etki göstermediği ve bitkinin su ihtiyacının tamamının karĢılanmadığı durumda (ETa <

ETmax) bitkinin gerçek verimi (Ya), aynı koĢullarda ve bitki su ihtiyacının tamamının

karĢılandığı durumda elde edilecek olan maksimum verim (Ym) değerinin altına

düĢmektedir (Ya < Ym).

Bitki su açığının, bitki geliĢmesi ve verimini etkilemediği nokta, bitki türüne ve bitki geliĢme aĢamalarına göre değiĢir. Bitkide ortaya çıkan su açığının verim üzerine etkisinin belirlenebilmesi için, farklı su uygulamalarına karĢılık gelen verim değerlerinin tarla koĢullarında belirlenmesi gerekir (Doorenbos ve Kassam, 1979).

Bu nedenle ayçiçeği bitkisinin su-verim iliĢkileri, bitki su tüketimi, sulama suyu ihtiyacı ve sulama zamanı planlaması konularında yapılan çalıĢmaların bazıları aĢağıda özetlenmiĢtir.

2.1. Ayçiçeğinde Su-Verim ĠliĢkileri

Oylukan (1974), EskiĢehir koĢullarında ayçiçeğinin sulama suyu ihtiyacını belirlemek amacıyla yaptığı çalıĢmada, ayçiçeğinin mevsimlik su tüketimini 620 mm, sulama suyu ihtiyacını ise 385 mm olarak saptamıĢtır. AraĢtırmacı aynı zamanda, günlük en fazla su tüketimine Temmuz ayında ulaĢıldığını, bitki boyu 40-50 cm

(20)

olduğunda, tabla oluĢumunda, çiçeklenme baĢlangıcında ve süt olumunda olmak üzere 4 kez sulama yapılması gerektiğini de belirlemiĢtir.

Bayrak (1978), Bafra ovası koĢullarında ayçiçeğinin en uygun sulama zamanını, mevsimlik su tüketimini ve sulama suyu miktarlarını saptamak amacıyla 1975-1977 yıllarında yürüttüğü çalıĢmada; tabla oluĢumunda bir sulama yapılması gerektiğini (100-140 mm) ve su tüketiminin 397.5 mm olduğunu belirlemiĢtir.

Demirören (1978), Vniimk-1646 ayçiçeği çeĢidinin sulama zamanları ve su tüketimini saptamak amacı ile Tokat‟ta 1973-1975 yıllarında yaptığı araĢtırmalarda; sekiz sulama konusu denemiĢtir. Tabla oluĢumu, çiçeklenme ve süt olumu dönemlerinde olmak üzere 3 kez sulama yapıldığında en yüksek ürünü verdiğini, elde edilen ortalama tane veriminin 304.9 kg/da; mevsimlik sulama suyu gereksiniminin 357.2 mm; su tüketimi 649.9 mm olarak bulunmuĢtur.

Doorenbos ve Kassam (1979), ayçiçeği bitkisinin toplam su ihtiyacının 600-1000 mm arasında değiĢtiğini ve bunun yaklaĢık %20‟sinin vejetatif geliĢmede, %55‟inin çiçeklenme periyodunda ve geriye kalan %25‟inin ise dane oluĢumu ile olgunlaĢma periyotlarında tüketildiğini belirtmiĢlerdir. Ayrıca, araĢtırmacılar yüksek düzeyde verim elde etmek için etkili kök bölgesinde kullanılabilir su tutma kapasitesinin %45-50‟si tüketildiğinde sulamaya baĢlanması gerektiğini önermiĢlerdir.

Jana ve ark. (1982) çalıĢmalarında farklı geliĢme dönemlerinde yapılan sulamaların ayçiçeği verimi, su tüketimi ve su kullanma randımanına etkilerini incelemiĢlerdir. AraĢtırma sonucunda, sulama ile tabla çapı, tablada dane sayısı, bin dane ağırlığı, tane ve yağ verimleri ile yağ oranının arttığını; en yüksek su kullanma randımanı 13.66 kg/tohum/mm, çiçeklenme ve tane oluĢumu dönemlerinde olmak üzere iki kez sulanan konudan elde edildiğini ve su tüketiminin ise 174.8 mm olduğunu belirlemiĢlerdir.

Ayla (1984)‟nın Orta Anadolu koĢullarında yetiĢtirilen ayçiçeğinin azot-su iliĢkilerinin saptanması amacıyla yürüttüğü araĢtırmada, en iyi sonucun 0-90 cm toprak derinliğindeki nem, elveriĢli kapasitenin %5‟ine düĢünce sulama ve 6 kg N/da uygulanan konudan elde edildiğini, bu konuda sulama suyu sayısı 5, sulama suyu gereksinimi 640 mm ve yıllık su tüketimi 815 mm olarak saptanmıĢ olup, ortalama 254.4 kg verim alındığını bildirmiĢtir.

Sevim (1984), Erzurum koĢullarında ayçiçeğinin bitki su tüketimini belirlemek amacıyla yaptığı araĢtırmada, en yüksek dane verimini, 90 cm toprak derinliğindeki kullanılabilir su tutma kapasitesinin %80‟i tüketildiğinde sulamaya baĢlanan konudan

(21)

347.13 kg/da olarak elde etmiĢtir. Ayrıca, söz konusu konuya 287.7 mm sulama suyu uygulandığını ve 468.0 mm mevsimlik su tüketimi ölçüldüğünü belirtmiĢtir.

Doorenbos ve Kassam (1979); ayçiçeği için su-verim iliĢkisi faktörü (ky)

değerleri tüm büyüme mevsiminde 0.95, erken vejetatif geliĢme periyodunda 0.25, geç vejetatif geliĢme periyodunda 0.50, çiçeklenme periyodunda 1.00 ve dane oluĢumu periyodunda 0.80 olarak bildirmiĢlerdir.

Yakan ve Kanburoğlu (1989) Kırklareli koĢullarında ayçiçeğinin su tüketimini belirlemek amacıyla; 1984-1986 yılları arasında VNIIMK 8931 ayçiçeği çeĢidini kullanarak yürüttükleri çalıĢmada; beĢ sulama konusu (I0: susuz, I1: tabla oluĢumunda 1

su, I2: çiçeklenmede 1 su, I3: tabla oluĢumu ve süt olumunda olmak üzere 2 su ve I4:

0-90 cm toprak derinliğindeki elveriĢli nem %30‟a düĢünce sulama) 0-30, 30-60 ve 60-0-90 cm derinliklerdeki nem tayini yaparak uygulamıĢlardır. AraĢtırma sonucunda, sulamanın verimi önemli derecede etkilediğini, I4 konusunun en yüksek verimi (409.60

kg/da) verdiğini ve bu konuda bitki su tüketimi 845.08 mm, sulama suyu ihtiyacının 604.85 mm olduğunu, su kaynağının yetersiz olduğu durumda ise çiçeklenme devresinde 1 kez sulama yapılması gerektiğini ve bu konuda sulama suyu ihtiyacının 197.80 mm, mevsimlik su tüketiminin 466.22 mm ve verimin ise 296.30 kg/da olduğunu bildirmiĢlerdir.

Patil ve Gangavane (1990), 1987-1998 yıllarında ayçiçeğinin verimi üzerine değiĢik geliĢme dönemlerinde uygulanan su streslerinin etkilerini belirlemek amacıyla yaptıkları çalıĢmalarında; BSH-1 ayçiçeği çeĢidine 1.0 ve 0.5 sulama suyu/toplam buharlaĢma miktarı oranlarında sulama suyu, ekimden 0-30, 30-60 ve 60-90 gün sonra uygulamıĢlardır. Her üç dönemde de yapılan 0.5 oranındaki sulamalarda verim %41 daha az olarak belirlenmiĢ, erken ve geç büyüme dönemlerinde uygulanan su streslerinin (0.5 oranında sulamaların) verimi azaltmadığını belirlemiĢlerdir.

Karaata (1991) Kırklareli koĢullarında ayçiçeğinin su-üretim fonksiyonunun belirlenmesi amacıyla iki yıl süre ile yaptığı çalıĢmada; ayçiçeğinin suya duyarlı olduğu tabla oluĢumu, çiçeklenme baĢlangıcı ve süt olum dönemleri esas alınmıĢ olup, en yüksek tane verimini (390 kg/da), tabla oluĢumu, çiçeklenme baĢlangıcı ve süt olum dönemlerinde olmak üzere 3 kez yapılan sulamadan elde ettiğini, tabla oluĢum dönemindeki sulamanın bitkinin vejetatif geliĢmesinde, çiçeklenme baĢlangıcındaki sulamanın hem vejetatif hem de tane oluĢumunda, süt olumundaki sulamanın vejetatif geliĢmede etkili olmadığını ancak, tane verimini artırdığını bildirmektedir.

(22)

Quattar ve ark. (1992)‟nın Record ayçiçeği çeĢidiyle 1989-1990 yıllarında, sulama rejiminin ayçiçeğinin yağ içeriğine ve verimliliğine etkilerini inceledikleri araĢtırmalarında; sulamasız, tabla oluĢumunda, çiçeklenme baĢlangıcında, çiçeklenme sonunda ve her üç dönemde de 50 mm sulama suyu verilmiĢtir. Sulama yapılmayan uygulamalarda 1.52-1.69 t/ha arasında, 3 dönemde yapılan sulamada ise 3.14-3.37 t/ha dane verimi elde edilmiĢtir.

Beyazgül (1993) Söke ovasında ikinci ürün ayçiçeğinin su tüketimini belirlemek amacıyla 1989, 1991 ve 1992 yıllarında yaptığı araĢtırmada, GüneĢ H1 ayçiçeği çeĢidine

farklı sulama konuları A-susuz, B-tabla oluĢumu baĢlangıcında sulama, C-çiçeklenme dönemi baĢlangıcında sulama, D-süt olum dönemi baĢlangıcında, E-tabla oluĢumu + çiçeklenme dönemleri baĢlangıcında, F-tabla oluĢumu + süt olumu dönemleri baĢlangıcında, G-çiçeklenme + süt olumu dönemleri baĢlangıcında, H-tabla oluĢumu + çiçeklenme + süt olumu dönemlerinde sulama olarak, 8 sulama konusu 0-90 cm toprak katmanı tarla kapasitesine getirilecek Ģekilde incelenmiĢtir. AraĢtırma sonucunda, bölge Ģartlarında ikinci ürün ayçiçeğine H konusundaki sulamanın yapılması gerektiğini, bu konuda dane veriminin 289.2 kg/da, yağ veriminin 115.2 kg/da olarak en yüksek değerleri verdiğini, 0-90 cm kök derinliğini tarla kapasitesine getirecek su uygulamasından sonra yıllık sulama suyu gereksinimi 355.8 mm, mevsimlik su tüketiminin de 470 mm olduğunu bildirmiĢtir.

Sezgin ve ark. (1993)‟nın ayçiçeğinde değiĢik ıslatma derinliklerinde kısıtlı su uygulamasının su-verim iliĢkileri üzerine etkilerini incelemek amacıyla, 1990-1991 yıllarında Menemen‟de yürüttükleri çalıĢmada; vejetatif geliĢmenin ilk yarısında (1), vejetatif geliĢmenin ikinci yarısında (2), çiçeklenme dönemi (3) ve tane doldurma döneminde (4) sulama olmak üzere toplam 4 kez su uygulanmıĢ, her sulamada 0-40 cm (A), 0-60 cm (B), 0-90 cm (C) ve 0-120 cm (D)‟lik toprak katmanı tarla kapasitesine getirilerek dört farklı sulama konusu uygulanmıĢtır. AraĢtırma sonucunda, ıslatma derinliğindeki artıĢa bağlı olarak uygulanan toplam sulama suyu, mevsimlik bitki su tüketimi, % yağ değeri ve dane veriminde artıĢ meydana geldiğini; ıslatılan toprak derinliğinin 90 cm‟den daha fazla olması durumunda verimde meydana gelen artıĢların istatistiksel olarak önemli olmadığını ve 90 cm derinliği optimum düzey olarak belirlemiĢlerdir.

Raghavendhran (1994)‟nın farklı sulama programlarına ayçiçeğinin tepkisini belirlemek amacıyla 1985 yılında Hindistan‟da yürüttüğü çalıĢmada, dört sulama programı (kontrol, 50, 100 ve 200 mm toplam buharlaĢma miktarı) içerisinde en yüksek

(23)

verim (1188 kg/ha), kontrolden %138 daha fazla verim veren 50 mm uygulamasından elde etmiĢ, bunu sırasıyla %38 ve %95‟lik artıĢla 200 ve 100 mm uygulamalarının izlediği bildirilmiĢtir.

Sharma (1994) ayçiçeğinin verimi üzerine sulama programının etkisini incelemek amacıyla, 1991-1992 döneminde Hindistan‟da kıĢlık olarak yetiĢtirilen EC68415 çeĢidi ile yürütülen araĢtırmada; sadece ekim öncesinde yapılan sulama ile verim 1.19 t/ha olurken, ekim öncesi, 3-4 yapraklı dönem ve çiçeklenme döneminde yapılan üç sulama ile verimin 1.58 t/ha olduğunu bildirmiĢlerdir.

Anwar ve ark. (1995)‟nın, 1986-1987 yıllarında Pakistan‟da yaptıkları araĢtırmada Record ve NK-212 ayçiçeği çeĢitleri 1, 2, 3, 4 ve 5 kez sulanmıĢ, araĢtırma sonunda tüm verim öğelerinin sulama sayısından etkilendiklerini, olgunlaĢma gün sayısı, tabla çapı, bitki boyu, bin tohum ağırlığı, tohum ve sap veriminin artan sulama sayısıyla arttığını, tohumun yağ içeriğinin 4 sulamaya kadar arttığını, ancak daha fazla yapılan sulamanın yağ oranını azalttığını bildirmiĢlerdir.

ĠlbaĢ ve ark. (1996)‟nın sulama sayısının bazı ayçiçeği çeĢitlerinde verim ve önemli bazı tarımsal özellikler üzerine etkilerini incelemek amacıyla, 1991 yılında Van koĢullarında yürüttükleri çalıĢmada; (susuz, tabla oluĢum döneminde 1 kez sulama, tabla oluĢumu ve çiçeklenme baĢlangıcı dönemlerinde olmak üzere 2 kez sulama, tabla oluĢumu, çiçeklenme baĢlangıcı ve olum dönemlerinde olmak üzere 3 kez sulama) sulama konuları ve (IS-3312, IS-3320, IS-3330, IS-8101, H-1, Türkay-1 ve Edirne-87) ayçiçeği çeĢitleri deneme konularını oluĢturmuĢ, her sulamada 70 mm su uygulaması yapılmıĢtır. AraĢtırma sonucunda, sulama sayısının bitki boyu, sap kalınlığı, tabla çapı, yaprak sayısı, bin dane ağırlığı, dane verimi, yağ verimi ve sap verimini artırdığını, yağ oranını değiĢtirmediğini bildirmiĢlerdir.

Mozaffari ve ark. (1996)‟nın su stresinin 8 ayçiçeği çeĢidinde verim öğeleri ile bazı morfofizyolojik özellikleri üzerine etkilerini araĢtırdıkları çalıĢmada; su stresinin tohum veriminde, toprak üstü aksam ve vejetatif geliĢmede büyük azalmalara neden olduğunu, Golshid çeĢidinin hem su stresinde hem de normal sulamalarda en yüksek tohum verimini (sırasıyla 728 kg/ha ve 3401 kg/ha) gösterdiğini bildirmiĢlerdir.

Orta ve ġiĢman (1996), Trakya Bölgesi koĢullarında ayçiçeğinin mevsimlik bitki su tüketimi değerinin 800-900 mm arasında değiĢtiğini belirtmiĢlerdir.

Narayana ve Patel (1997), ayçiçeği verimine sulama, azot ve fosforun etkilerini incelemek için 1993-1994 ve 1994-1995 dönemlerinde Hindistan‟da yürüttükleri tarla denemelerinde, tane verimi ve verim özelliklerini 0.8 sulama suyu / toplam buharlaĢma

(24)

miktarı oranı ve 80 kg N/ha azot dozunun önemli derecede artırdığını, fosforun ise incelenen özellikleri etkilemediğini bildirmiĢlerdir.

Ali ve ark. (1998)‟nın Pakistan‟da yaptıkları tarla çalıĢmalarında; farklı sulama rejimlerinin kıĢlık ekilen ayçiçeğinin verimi ve geliĢimi üzerine etkilerini inceledikleri çalıĢmada, SF-100 ve Pioneer-6480 ayçiçeği çeĢitleri, bitki yetiĢtirme sezonu boyunca 2, 4 ve 6 kez sulanarak denenmiĢtir. Her iki çeĢitte de tabla çapı, tablada tohum sayısı ve bin tane ağırlığının sulama sıklıklarından önemli derecede etkilendiğini, bununla birlikte SF-100 çeĢidinin daha yüksek tohum verimi verdiğini belirlemiĢlerdir. Ayrıca, ortalama tohum veriminin en yüksek 3119 kg/ha ile 6 kez yapılan sulamadan elde edildiğini saptamıĢlardır.

Charanjit ve ark. (1998) ekim zamanı, ekim yöntemleri ve son sulama zamanının hibrit ayçiçeğine etkisini belirlemek amacıyla; 1992/1993 yılında Hindistan‟da yürüttükleri tarla denemelerinde, MSFH 8 ayçiçeği çeĢidini 30 Aralık, 30 Ocak ve 2 Mart tarihlerinde sıraya veya serpme olarak ekmiĢlerdir. Sulamaya tam çiçeklenme veya çiçeklenmeden 10, 20 ve 30 gün sonra son verilmiĢtir. AraĢtırma sonucunda tohum verimi sırasıyla üç ekim zamanı için 2.24, 2.13 ve 1.28 t/ha; sıraya ekimde 2.04 t/ha, serpme ekimde 1.73 t/ha olmuĢ; sulama uygulamaları içerisinde de en düĢük verim tam çiçeklenmede kesilen sulamadan (1.6 t/ha) en yüksek verim de çiçeklenmeden 30 gün sonra kesilen sulamadan (2.02 t/ha) elde edildiğini bildirmiĢlerdir.

Karaata ve Aran (1998), ayçiçeğinin Ankara-Kesikköprü Ovası koĢullarında su üretim fonksiyonlarının belirlenmesi amacıyla; 1995-1997 yıllarında yürüttükleri çalıĢmada; su stresi olmayan ve üç kez sulanan konudan ortalama 310 kg/da ile en yüksek ürünü almıĢlar, bu konudaki mevsimlik su tüketimini 733 mm olarak bulmuĢlar, kısıntıların uygulandığı dönemlere göre verim tepki etmeni (ky) değerlerini; tabla

oluĢumu döneminde 1.78, çiçeklenme baĢlangıcında 1.54, süt olumunda 0.69; mevsimlik ky değerini ise 0.86 olarak belirlemiĢlerdir.

Ghani ve ark. (2000)‟nın Pakistan‟da yaptıkları çalıĢmada, ayçiçeğini vejetasyon süresi boyunca 2, 4 ve 6 kez sulamıĢlardır. Sulama sayısının istatistikî olarak; tabla çapı, tabla baĢına dane sayısı ve bin dane ağırlığı üzerinde etkili olduğunu bulmuĢlardır. En yüksek dane verimini 3119 kg/ha ile 6 kez sulanan konudan, en düĢük dane verimini 2200 kg/ha ile 2 kez sulanan konudan elde etmiĢlerdir.

Kadayıfçı ve Yıldırım (2000)‟ın 1994-1995 yıllarında Haymana/Ankara‟da yaptıkları araĢtırmalarında; toplam büyüme mevsimi boyunca su ihtiyacının tam ve eksik karĢılandığı koĢullar ile erken vejetatif geliĢme, geç vejetatif geliĢme, toplam

(25)

vejetatif geliĢme, çiçeklenme ve dane oluĢumu periyotlarında sulama suyu uygulanmayan koĢullarda tane ve yağ verimi ile topraktaki nem eksikliğine duyarlı dönemi belirlemeyi amaçlamıĢlar, araĢtırma sonucunda en yüksek tane ve yağ verimi bitki su ihtiyacının tam karĢılandığı uygulamada, nem eksikliğine en duyarlı periyodun ky = 0.50-075 arasında olduğu çiçeklenme periyodunun olduğunu bildirmiĢlerdir.

Tan ve ark. (2000)‟nın farklı geliĢme devrelerinde uygulanan sulamanın ana ürün ayçiçeğinde verim ve kalite üzerine etkilerini inceledikleri iki yıllık çalıĢmalarında; 1- sulamasız, 2- tabla oluĢumunda bir sulama, 3-çiçeklenme baĢında bir sulama, 4 - süt olum döneminde bir sulama, 5 - tabla oluĢumu baĢında ve çiçeklenme baĢlangıcında iki sulama, 6 - tabla oluĢum baĢında ve süt olumu dönemlerinde iki sulama, 7 - çiçeklenme baĢında ve süt olum döneminde iki sulama, 8- tabla oluĢumu baĢında, çiçeklenme baĢında ve süt olum döneminde olmak üzere üç sulama olacak Ģekilde sulama uygulamaları yapılmıĢ, en yüksek tane verimi üç sulama uygulanan parsellerde (1996 yılında 427 kg/da, 1997 yılında 373 kg/da), en düĢük verimi de sulama uygulanmayan kontrol parsellerinde belirlemiĢlerdir.

Kumar ve Rao (2001)‟nın, 1995-96 ve 1996-97 yıllarında Hindistan‟da kumlu tınlı topraklarda, farklı geliĢim dönemlerinde (vejetatif dönem, çiçeklenme, tohum oluĢumu ve tohum doldurma) uygulanan evapotransprasyon eksikliğinin ayçiçeği üzerine etkilerini inceledikleri çalıĢmalarında; en yüksek tohum verimi (2762 kg/ha) her dönemde yapılan sulamada elde edilmiĢ, vejetatif geliĢme dıĢında uygulanmayan sulamalar tam sulamaya göre tohum verimini azaltmıĢ, bitkilerin çiçeklenme, tohum oluĢumu ve tohum doldurma dönemlerinde oluĢturulan evapotransprasyon eksikliklerine daha hassas olduklarını bildirmiĢlerdir.

Flagella ve ark. (2002)‟nın ekim zamanı ve sulamanın (susuz ve sulu) yüksek oleik asit içeren ayçiçeği çeĢitlerinde (Platon ve Vyp 70) tohum verimi ve yağ asitleri bileĢimindeki değiĢimlerini incelemek amacıyla, 1996 - 1997 yıllarında Ġtalya‟da yaptıkları araĢtırmada; iki ekim zamanında (26 ve 28 Mart erken ekim olarak, 17 ve 18 Nisan standart ekim olarak 1996 ve 1997 yıllarında) ekilen çeĢitlerde sulama yapmadan veya tabla oluĢumu+çiçeklenme döneminde sulama yapmıĢlardır. AraĢtırma sonucunda, verim ve verim öğelerinin (bin tohum ağırlığı, tablada tohum sayısı ve yağ oranı) erken ekim ve sulamayla arttığını, yağ asitleri kompozisyonu bakımından sulamayla birlikte oleik ve stearik asitte azalma; linoleik ve palmitik asitte artıĢ olduğunu belirlemiĢlerdir.

Kazi ve ark. (2002)‟nın, su stresinin Hysun-33 ayçiçeği çeĢidinin geliĢimi, verimi ve yağ içeriğine etkisini araĢtırmak amacıyla Pakistan‟da yürüttükleri

(26)

araĢtırmada, beĢ farklı sulama uygulamaları (T1= ekimden 45 gün sonra bir sulama, T2=

ekimden 60 gün sonra bir sulama, T3= ekimden 45 ve 60 gün sonra olmak üzere iki

sulama, T4= ekimden 45, 60 ve 75 gün sonra olmak üzere üç sulama ve T5= ekimden

40, 50, 60 ve 70 gün sonra olmak üzere dört sulama) yapmıĢlar, sonuçta bitki geliĢimi, verim öğeleri ve tohumun yağ içeriğinin su stresinden oldukça etkilendiğini, en yüksek değerlerin T5 en düĢük değerlerin de T1 ve T2 uygulamalarından elde edildiğini, T3 ve

T4 uygulamaları arasında önemli bir fark olmadığı vurgulanmıĢtır.

Kolsarıcı (2004) yaptığı araĢtırmada, Ankara koĢullarında değiĢik geliĢme dönemlerinde uygulanan sulamaların ayçiçeğinde verim ve verim öğeleri ile tane yağ ve protein oranı üzerine etkilerini belirlemeyi amaçlamıĢtır. AraĢtırma Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü deneme tarlalarında 2002 ve 2003 yıllarında yürütülmüĢtür. AraĢtırma sonuçlarına göre, farklı büyüme devrelerindeki uygulanan sulama ile incelenen çeĢitlerin bitki boyu, tabla çapı, bin tane ağırlığı ve bitkide tane verimi gibi verimle iliĢkili özellikleri artmıĢtır. Susuz yetiĢtirmeye (kontrol) göre her dönemde sulama (R6) tane veriminde 2002 yılında %43.1, 2003 yılında %77.2‟lik artıĢ

sağlamıĢtır. Yağ oranı susuz parsellerde yüksek değer göstermesine rağmen, protein oranı sulamayla artmıĢtır.

Tuna (2005) yaptığı çalıĢmada, Tekirdağ koĢullarında yaygın olarak yetiĢtirilen ayçiçeği (Helianthus annuus L.) bitkisinin su-üretim fonksiyonları belirlemeye çalıĢmıĢtır. Bu amaçla bitkiye toplam büyüme mevsimi boyunca su ihtiyacını eksik, tam ve fazla biçimde karĢılayacak Ģekilde sulama suyu uygulanmıĢ, elde edilen değerlerden yararlanarak su - üretim fonksiyonu belirlenmiĢtir. Sonuçta, bitki su ihtiyacının tam karĢılandığı konuya 533.07 mm sulama suyu uygulanmıĢ, 730.42 mm su tüketimi ölçülmüĢ ve 646.42 kg/da verim elde edilmiĢtir. Bu değer susuz konuya göre %61 daha fazla olmuĢtur. Bitkinin mevsimlik su-verim iliĢkisi faktörü (ky) 0.60 olarak

bulunmuĢtur. Sulama suyu ve su kullanım randımanı sonuçlarına bakıldığında en etkin su kullanımının bitki su ihtiyacının %33'ünün karĢılandığı konudan elde edildiği saptanmıĢtır.

Karam ve ark. (2007), Lübnan‟da, sulamanın ayçiçeğinin verim ve verim parametrelerine etkisini belirlemek için, iki yıllık bir deneme yürütmüĢlerdir. Ayçiçeğinin su tüketimini ilk yıl 765 mm, ikinci yıl 882 mm olarak hesaplamıĢlardır. Ayçiçeğinin en fazla çiçeklenme döneminde su tükettiğini ve bu dönemde günlük su tüketimini 13 mm olduğunu ifade etmiĢlerdir. Su kısıtının olmadığı tam sulanan konuda ort 5.36 t/ha lık tohum verimi elde etmiĢlerdir.

(27)

Tabatabaei ve ark. (2012)‟nın Ġran‟da yapmıĢ oldukları çalıĢmada, ayçiçeğinin geliĢme dönemlerini dikkate alarak 5 farklı konu oluĢturmuĢlardır. 8 günde bir sulanan konu (I1), vejetatif geliĢme-çiçeklenme ve dane oluĢumunda birer sulama (I2), vejetatif

geliĢme ve çiçeklenmede birer sulama (I3), çiçeklenme ve dane oluĢumunda birer

sulama (I4) ve susuz konu (I5). AraĢtırma sonucunda, sap kalınlığı, bitki uzunluğu, tabla

baĢına tohum sayısı, bin dane ağırlığı, tabla çapı ve dane verimi açısından I1, I2, I3 ve I4

konuları arasında istatistiki açıdan bir fark bulunmamıĢtır. En yüksek dane verimi 220.03 kg/da ile I1 konusundan alınmıĢtır.

Tolk ve Howell (2012) Texas‟ta yaptıkları çalıĢmada, farklı toprak tiplerine göre ayçiçeğinin mevsimlik su tüketimini 581-698 mm arasında bulmuĢlardır. Dane verimini, tam sulanan konudan ilk yıl 290 kg/da, ikinci yıl 350 kg/da olarak belirlemiĢlerdir.

Sezen ve ark. (2013), Çukurova koĢullarında damla sulama yöntemiyle sulanan ayçiçeğinde farklı sulama programlarının verim, verim bileĢenleri, yağ kalitesi ve su kullanımı üzerine etkilerini belirlemek amacıyla bir çalıĢma yürütmüĢlerdir. Sulamalarda A sınıfı buharlaĢma kabı değerleri kullanılarak 6 farklı sulama düzeyi oluĢturulmuĢ ve araĢtırmada 3 sulama aralığı ele alınmıĢtır. Elde edilen sonuçlara göre; sulama düzeyleri ayçiçeği dane verimini istatistiksel olarak %1 hata seviyesinde önemli ölçüde etkilediği belirlenmiĢtir. Konulara uygulanan toplam sulama suyu miktarları yıllara göre 199-563 mm, bitki su tüketimi değerleri ise 243-611 mm arasında değiĢmiĢtir.

Shafi ve ark. (2013) Pakistan‟da yaptıkları çalıĢmada, 2 farklı ayçiçeği çeĢiti (Parsun-1 ve SF-187) ve 4 farklı sulama konusu (tam sulama, tabla oluĢumu, tabla oluĢumu + çiçeklenme, tabla oluĢumu + çiçeklenme + dane dolumu) uygulamıĢlardır. Sulama konularının bitki boyu, bitki baĢına yaprak sayısı ve tabla çapı üzerine istatistiki olarak (P<0.05) etkili olduğunu belirtmiĢlerdir. Ancak dane verimi, bin dane ağırlığı ve yağ oranının istatistiki olarak sulama konularından etkilenmediğini bulmuĢlardır.

Howell ve ark. (2015) Texas‟ta yaptıkları çalıĢmada, ayçiçeği bitki su tüketimini lizimetre yöntemi ile belirlemiĢlerdir. Ayçiçeğinin ortalama su tüketimini 638 mm, dane verimini 308 kg/da, max bitki boyunu 1.20 m bulmuĢlardır.

2.2. Sulama Aralığının Verime Etkisi

Mısır‟da yapılan bir çalıĢmada, iki farklı ayçiçeği çeĢidi 7, 14 ve 21 gün ara ile sulanmıĢtır (Kandil, 1984). AraĢtırma sonucunda, çiçeklenme periyodunun ekimden

(28)

sonra ortalama 70 gün sonra baĢladığı ve 10 gün sürdüğü belirlenirken, en yüksek dane verimi 7 gün ara ile sulama yapılan koĢullarda elde edilmiĢtir.

Al-Ghamdi ve ark. (1991)‟nın, 1986/87 ve 1987/88 yıllarında kıĢlık olarak Suudi Arabistan‟da yürüttükleri tarla denemelerinde, Kay Sham ayçiçeği çeĢidi 5, 10 ve 15 gün aralıklarla ve %40, 60 ve 80 su kısıntısı uygulamıĢtır. 1987 yılında en yüksek bitki boyu ve tohum verimi, 15 gün arayla sulama yapılan parsellerde 10 gün arayla yapılan parsellere göre daha düĢük olarak belirlenmiĢ; bin dane ağırlığı ve tohum ağırlığı/tabla ağırlık oranı sulama aralıklarındaki artıĢla azalmıĢtır. 1987 yılında tohum verimi 5 gün arayla sulama yapılan uygulamada 3.11 t/ha iken 10 gün arayla yapılan sulamada 2.37 t/ha olmuĢtur. 1988 yılında en yüksek bitki boyu, kuru madde verimi, bin dane ağırlığı ve tohum/tabla ağırlığı oranı sulamalar arasındaki sürenin uzamasıyla azalmıĢ ve tohum verimi 2.32 t/ha ile en düĢük 15 gün arayla yapılan sulama uygulamasından elde edilmiĢtir.

El-Naggar (1991) ayçiçeğinin sulama ve azotlu gübreye tepkisini belirlemek amacıyla, 1989-1990 yıllarında Mısır‟da Mayak ayçiçeği çeĢidi ile yaptığı araĢtırmada, susuz, 7, 14 ve 21 aralıklarla sulama yapılmıĢ ve 0, 35, 85, 107 ve 143 kg/ha azot dozu verilmiĢtir. Bitki geliĢimi ve tane verimi tüm sulama uygulamaları ile artmıĢ ve en iyi sonuç 14 gün aralıklarla yapılan sulamalarda belirlenmiĢtir.

Çevik ve ark. (1992) ġanlıurfa‟da 3 yıllık ayçiçeği çalıĢmasında 7, 14 ve 21 günlük sulama aralığı ile 0.7, 0.9, 1.1 ve 1.3 pan katsayılarını kullanarak yürüttükleri çalıĢmada, en yüksek verimi 7 günlük sulamada (615- 1039 mm), pan katsayılarının ise verime istatistiksel olarak herhangi bir etkisinin olmadığını belirlemiĢlerdir. Bu verilere göre 7 günlük sulama aralığında % 69‟luk bir su tasarrufu sağlanabileceği sonucuna varılmıĢtır.

El-Din ve ark. (1994)‟nın 1990-1991 yıllarında farklı azot (15, 30 ve 45 kg/ha) ve fosfor dozları (15 ve 30 kg P2O5/ha) ile 9, 18 ve 27 gün aralıklarla yapılan

sulamaların Mayak ayçiçeği çeĢidine etkilerini belirlemek amacıyla yürüttükleri çalıĢmada; bitki boyu ve sap kalınlığı her iki yılda, tabla çapı ve bin tohum ağırlığı 1991 yılında 9 gün arayla yapılan sulamada, bitkide tohum verimi ise 1990 yılında 18 gün 1991 yılında ise 9 gün arayla yapılan sulamalarda belirlenmiĢ, parseldeki tohum veriminin ise sulamalardan etkilenmediği vurgulamıĢlardır.

Kara ve ark. (1996), 1992-1993 yıllarında Harran ovası koĢullarında patlıcanın su tüketiminin belirlenmesi amacıyla yapmıĢ oldukları araĢtırmada, 4, 6, 8 ve 10 gün

(29)

aralıklarla sulama yapmıĢlardır. Sonuçta, 10842 kg/da verim almıĢ olup, 8 gün aralıklarla sulama yapılması gerektiğini belirtmiĢlerdir.

Bharambe ve ark. (1997)‟nın, sulama suyu/toplam buharlaĢma miktarı değerleri bakımından farklı sulama uygulamaları ile yetiĢtirilen yazlık ayçiçeğinin bitki su kullanım etkinliği, verim ve kalitesi üzerine azot uygulamalarının etkisini belirlemek amacıyla, iki yıl süre ile yürüttükleri çalıĢmada; en yüksek verimin 0.75 ve 1.0 oranlarında ve 10 gün sulama aralığı uygulanmadan elde edildiği ve 100 kg N/ha dozunun verimi artırdığını bildirmiĢlerdir. Ayçiçeğinde su kullanım etkinliğinin artan sulama sıklığı ve azot dozuyla arttığını, 10 gün aralıklarla uygulanan sulamanın ve 50 kg N/ha azot dozunun en yüksek yağ oranını verdiği belirlenmiĢtir.

Kakar ve Soomro (2001) Hysun-33 ayçiçeği çeĢidinin geliĢme, verim ve yağ içeriği üzerine farklı sulama aralıklarının etkisini belirlemek amacıyla, Pakistan‟da yürüttükleri tarla çalıĢmalarında, farklı sulama aralıkları (T1: ekimden 45 gün sonra 1

sulama, T2: ekimden 60 gün sonra 1 sulama, T3: ekimden 45 ve 60 gün sonra olmak

üzere 2 sulama, T4: ekimden 45, 60 ve 70 gün sonra olmak üzere 3 sulama ve T5:

ekimden 40, 50, 60 ve 70 gün sonra olmak üzere 4 sulama) uygulamaları yapmıĢlardır. AraĢtırma sonucunda, en yüksek tohum verimini 931 kg/ha ile T5 vermiĢ, bunu T4

uygulamasında 918 kg/ha ve T3 uygulamasında 620 kg/ha ile izlemiĢ, T5 uygulamasında

tohum yağ içeriğini %41.81 olarak belirlemiĢlerdir.

El-Hafez ve ark. (2002)‟nın, 1998-1999 yıllarında Mısır‟da yaptıkları araĢtırmada; yağmurlama sulama sistemiyle yapılan üç sulama aralığının (4, 6 ve 8 gün) ayçiçeğinde verim ve verim öğelerine etkilerini incelemiĢtir. AraĢtırma sonucunda, 4 günden 8 güne uzayan sulama aralığının bitki boyunu %5.57, sap çapını %11.50, tabla çapını %15.67, yüz tohum ağırlığının %7.09 ve tohum verimini %11.14 oranında azalttığını bildirmiĢlerdir.

Ashoub ve ark. (2003)‟nın, sulama sıklığı (7, 14 ve 21 gün aralıklarla) ve magnezyumlu gübrelemenin G 101 ayçiçeği çeĢidinin geliĢimi, verim ve kimyasal kompozisyonu üzerine etkilerini inceledikleri araĢtırmalarında; 7 gün arayla yapılan sulama uygulamasıyla yaprak gübrelemesi olarak %1 magnezyum sülfatın 35 günlük fidelere uygulanmasının en yüksek tohum verimi, verim unsurları (tohum, sap, biyolojik verim, bitkide tohum verimi, tabla çapı ve yüz tane ağırlığı) ve tohumun kimyasal kompozisyonunu (yağ, protein ve karbonhidrat) verdiğini belirlemiĢlerdir.

ġimĢek ve ark. (2003) ġanlıurfa' da yaptıkları çalıĢmada, yağmurlama sulama yöntemiyle sulanan susam bitkisinde, değiĢik sulama ve sıra aralıklarının verim

(30)

fonksiyonları üzerine etkilerini araĢtırmıĢlardır. ÇalıĢmada, dört değiĢik sulama (6, 12, 18 ve 24 gün) ve sıra aralığında (50-30, 70-30, 80-40 ve 70-70 cm) yürütmüĢlerdir. AraĢtırma sonunda, ilk yıl 398-971 mm ve ikinci yıl 486-1037 mm arasında sulama suyu uygulamıĢlardır. DeğiĢik sulama ve sıra aralıklarındaki farklılıklar istatistikî anlamda çok önemli bulunmuĢtur.

ġimĢek ve Gerçek (2005), bu çalıĢmayı; mısır bitkisinde damla sulamada dört farklı sulama aralığındaki (2, 4, 6 ve 8 gün) su verim iliĢkisini belirlemek ve verim tepki faktörünü (ky) saptamak amacıyla yapmıĢlardır. AraĢtırmada, 1998 ve 1999 yıllarında

sırasıyla 814-1116 ve 843-1206 mm arasında sulama suyu uygulanmıĢtır. 1998 ve 1999 yılında en yüksek sulama suyu kullanım randımanı (IWUE) 4 günde bir sulanan konuda sırasıyla 1.43 ve 1.22 kg/m3

olarak belirlenmiĢtir. Su kullanım randımanı (WUE) her iki yılda ve tüm konularda benzer Ģekilde (1.02 ve 1.13 kg/m3

arasında) gerçekleĢmiĢtir. Her iki yılda da, sulama aralıklarına göre dane verimleri istatistiksel olarak önemli (P<0.01) bulunmuĢtur.

Süllü (2013) Aydın Söke koĢullarında, 2012 yılında yürüttüğü çalıĢmada, ayçiçeğinde farklı sulama aralığı ve su düzeylerinin verim; bazı verim parametreleri (bitki boyu, sap kalınlığı, tabla çapı, bin dane ağırlığı, yağ oranı) ile su kullanım randımanı ve verim azalma oranı üzerine etkisi araĢtırmıĢtır. Denemelerde 3 ve 6 gün aralıklarında A sınıfı buharlaĢma kabından oluĢan birikimli buharlaĢmanın % 0, % 40, % 60, % 80, % 100 ve % 120 sinin karĢılandığı altı su düzeyi olmak üzere toplam 12 sulama konusu incelenmiĢtir. Sonuçta, sulama aralığı ve su düzeylerinin verimi ve verim parametrelerini önemli düzeyde etkilediği, en yüksek verimin 6 gün sulama aralığında ve % 100 sulama suyu alan K100 konusundan (491.6 kg/da) elde etmiĢlerdir.

Toplam su kullanım randımanı değerleri, 0.71-1.22 kg/m3

, oransal bitki su tüketimi eksikliği ile oransal verim azalması arasındaki iliĢkiden elde edilen verim azalma oranını (ky) toplam büyüme mevsimi için 0.74 olarak hesaplamıĢtır.

Yavuz ve ark. (2015)‟nın, sulama aralığı ve farklı su düzeylerinin çerezlik kabakta verim ve kalite parametrelerine etkisini belirlemek amacıyla; 2013-2014 yıllarında Konya‟da yaptığı çalıĢmada, 7, 14 ve 21 gün sulama aralığında, topraktan eksilen nemin %100, %75, %50, %25 ve %0‟nın karĢılandığı beĢ sulama düzeyi olmak üzere 15 sulama konusu denenmiĢtir. AraĢtırmanın sonucunda, 7 ve 14 gün sulama aralığının tohum verimi ve verim parametrelerine istatistikî olarak önemli bir etkisinin olmadığı bulunmuĢtur. En düĢük tohum verimi, 21 gün sulama aralığı konularından elde edilmiĢtir.

Şekil

Çizelge 3.1. Deneme alanı ve Konya‟da 2013-2014 yılları ve uzun yıllık iklim verileri
Çizelge 3.2. Konya Ġlinde tarımı yapılan önemli tarla ürünlerinin ekim alanları ve üretim miktarları  (Anonim, 2015a)
ġekil 3.6. Damla sulama sistem kurulumu sonrası deneme arazisinden bir görünüĢ
Çizelge 4.14. Deneme konularına iliĢkin bin dane ağırlıkları (g) (2014)
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

The purpose of the study is to answer whether the concepts heroism and Christianity exist within the old epic Beowulf; what the interpretations made by scholars are about these two

[r]

Sonuç olarak katarakt ameliyatı olan bireyler ameliyat sonrası erken dönemde ilk hafta yoğun olmak üzere bazı güçlükler yaşamakta ve bu güçlükler günlük

The World Bank and IMF has however considered some social policies along the way like the poverty reduction strategies and the indebted poor countries

puanları ile DZBÖ tüm alt ölçek puanları arasında orta düzeyde pozitif yönde anlamlı bir ilişki bulunduğu görülmekte yani kendine güvenli yaklaşım

Alzheimer Hastalığı en yaygın görülen demaslardan biridir.Fakat, hastalığın mekanizması ve hastalıkla ilgili biyobelirteçler henüz tam olarak açıklığa

ÇalıĢmamızda, ülkemizde yaĢanan aile içi Ģiddet vakalarının evlilik birliğine yapacağı etkiler, örnek Yargıtay kararları ıĢığında değerlendirilerek,

In this study, a novel wideband patch antenna with the log- periodic array is presented for sub-6 GHz 5G mobile systems. Besides, the antenna has a near- omnidirectional