• Sonuç bulunamadı

Öğretmenlerin Meb 2013 Okul Öncesi Eğitim Programı Hakkındaki GörüŞleri Ve Programı Kullanma Durumları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Öğretmenlerin Meb 2013 Okul Öncesi Eğitim Programı Hakkındaki GörüŞleri Ve Programı Kullanma Durumları"

Copied!
139
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)
(3)

ÖĞRETMENLERĠN MEB 2013 OKUL ÖNCESĠ EĞĠTĠM PROGRAMI HAKKINDAKĠ GÖRÜġLERĠ VE PROGRAMI KULLANMA

DURUMLARI

NAZMĠYE ESRA IġIK

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ ĠLKÖĞRETĠM ANA BĠLĠM DALI

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

(4)

i

TELĠF HAKKI ve TEZ FOTOKOPĠ ĠZĠN FORMU

Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren on iki (12) ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN

Adı : Nazmiye Esra Soyadı : IŞIK

Bölümü : Okul Öncesi Öğretmenliği Bilim Dalı İmza :

Teslim tarihi :

TEZĠN

Türkçe Adı: Öğretmenlerin MEB 2013 Okul Öncesi Eğitim Programı Hakkındaki Görüşleri ve Programı Kullanma Durumları

İngilizce Adı : Teachers‟ Opinions About MEB 2013 Preschool Education Program and Their State of Usage of the Program

(5)

ii

ETĠK ĠLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim.

Yazar Adı Soyadı: Nazmiye Esra IŞIK İmza:

(6)

iii

Jüri onay sayfası

Nazmiye Esra IŞIK tarafından hazırlanan “Öğretmenlerin MEB 2013 Okul Öncesi Eğitim Programı Hakkındaki Görüşleri ve Programı Kullanma Durumları” adlı tez çalışması aşağıdaki jüri tarafından oy birliği/oy çokluğu ile Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü İlköğretim Anabilim Dalı‟nda yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

DanıĢman: Yrd. Doç. Dr. Gülhan GÜVEN

(Anabilim Dalı, Üniversite Adı) ………

BaĢkan: (Unvanı Adı Soyadı)

(Anabilim Dalı, Üniversite Adı) ………

Üye: (Unvanı Adı Soyadı)

(Anabilim Dalı, Üniversite Adı) ………

Tez Savunma Tarihi: /05/2015

Bu tezin Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü İlköğretim Anabilim Dalı‟nda yüksek lisans tezi olması için şartları yerine getirdiğini onaylıyorum.

Unvan Ad Soyadı

(7)

iv

ÖĞRETMENLERĠN MEB 2013 OKUL ÖNCESĠ EĞĠTĠM PROGRAMI

HAKKINDAKĠ GÖRÜġLERĠ VE PROGRAMI KULLANMA

DURUMLARI

(Yüksek Lisans Tezi)

Nazmiye Esra IġIK

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ

EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

Mayıs, 2015

ÖZ

Bu araştırmanın amacı MEB 2013 Okul Öncesi Eğitim Programı hakkında öğretmen görüşlerinin incelenmesi ve öğretmenlerin programı kullanma durumlarının belirlenmesidir. Araştırma tarama modelindedir. Verilerin toplanmasında araştırmacı tarafından hazırlanan üç bölümden ve 23 sorudan oluşan, anketten yararlanılmıştır. Veriler, frekans ve yüzde ile betimlenmiş, ki-kare testi ile bağımsız değişkenlere göre karşılaştırmalar yapılmıştır. Araştırmanın örneklemini, Ankara ili Altındağ, Çankaya ve Yenimahalle merkez ilçelerinde MEB‟e bağlı anaokulu ve anasınıflarında görev yapan 265 okul öncesi öğretmeni oluşturmaktadır.. Araştırmanın sonucunda; öğretmenlerin büyük çoğunluğunun programı incelediği, yarıdan fazlasının hizmet içi eğitime katıldığı ve programı anlaşılır bulduğu, program kitabı ve etkinlik kitabının öğretmenlere rehberliği hakkında olumlu düşündükleri, programda yer alan çocuk gözlem formu, gelişim raporu ve portfolyo değerlendirme araçlarını kullandıkları, öğrenme merkezlerini fiziksel yetersizlikler ve materyal eksikliğinden dolayı kısmen oluşturabildikleri, büyük çoğunluğunun aylık eğitim planı, günlük eğitim akışı ve etkinlik planında yer alan süreçleri planlayabildiği ve uygulayabildiği, alan gezileri, günü değerlendirme zamanı, uyarlama ve aile katılımını planlama ve uygulamada bazı sıkıntılar yaşadıkları ve programda yer alan değerlendirmeleri çoğunluğunun yapabildiği belirlenmiştir. Ayrıca alan gezileri ve uyarlama öğelerinde, yaş ve hizmet içi eğitim durumuna göre ,05 düzeyde istatistiksel anlamda farklılaşma saptanmıştır.

(8)

v

Bilim Kodu :

Anahtar Kelimeler : Okul Öncesi Eğitim, Okul Öncesi Eğitim Programı, Okul Öncesi

Öğretmeni

Sayfa Adedi : 122 + xiv

(9)

vi

TEACHERS’ OPINIONS ABOUT MEB 2013 PRESCHOOL

EDUCATION PROGRAM AND THEIR STATE OF USAGE OF THE

PROGRAM

(M.S Thesis)

Nazmiye Esra IġIK

GAZI UNIVERSTY

GRADUATE SCHOOL OF EDUCATIONAL SCIENCES

May, 2015

ABSTRACT

The purpose of this research is to evaluate the views of teachers regarding Ministry of National Education 2013 Preschool Education Program and determine the state of their usage of this program. This research is conducted by adopting screening model. The data was collected through survey. Sampling of this research consists of 265 teachers serving in kindergartens and preschools related with Ministry of National Education in three districts of Ankara (Altindag, Cankaya and Yenimahalle). It was determined as a result of the research that (i) big majority of them examined the program, (ii) more than half of the teachers attended to in-service training and found the program comprehensible, (iii) they have positive thoughts regarding guidance of program book and activity book, (iv) they use child observation form, development report and portfolio evaluation tools, (v) they can form learning centers partially due to physical deficiencies and material insufficiencies, (vi) big majority of them can plan and execute the processes inside monthly education plan, daily education plan and activity plan, (vii) they have some problems while planning and executing the processes of field trips, daily evaluation times, adaptation and parental involvement, (viii) the majority can make most of the evaluation processes of the program.

(10)

vii

Besides, a ,05 level differentiation was found in field trips and adaptation factors according to age and in-service training.

Science Code :

Key words : Preschool education, Preschool education program, Preschool teacher Page Number : 122 + xiv

(11)

viii

ĠÇĠNDEKĠLER

ÖZ ... iv

ABSTRACT ... vi

TABLOLAR LĠSTESĠ... xi

SĠMGELER VE KISALTMALAR LĠSTESĠ ... xiv

BÖLÜM 1 ... 1 GĠRĠġ ... 1 Problem Durumu... 1 AraĢtırmanın Amacı ... 2 AraĢtırmanın Önemi ... 3 Sınırlılıklar ... 5 Varsayımlar ... 5 Tanımlar ... 5 BÖLÜM 2 ... 7 KAVRAMSAL ÇERÇEVE ... 7

Okul Öncesi Eğitim ve Önemi ... 7

Okul Öncesi Eğitimin Amaçları ... 10

Okul Öncesi Eğitimin Ġlkeleri ... 11

Okul Öncesi Eğitim Programı ve Niteliği ... 12

(12)

ix

Türkiye’de Uygulanan Okul Öncesi Eğitim Programları ... 22

2013 Okul Öncesi Eğitim Programı ve Özellikleri ... 29

Programın Temel Özellikleri ... 29

GeliĢim Özellikleri, Kazanımlar ve Göstergeleri ... 30

Okul Öncesi Eğitimin Planlanması ve Uygulanması ... 31

Okul Öncesi Eğitimin Ortamı ve Öğrenme Merkezleri ... 31

Etkinlik Çeşitleri ... 31

Aylık Eğitim Planı ... 31

Günlük Eğitim Akışı ... 32

Okul Öncesi Eğitimin Değerlendirilmesi ... 33

Çocukların Değerlendirilmesi ... 34

Programın Değerlendirilmesi ... 34

Günlük Eğitim Sürecinin ve Etkinliklerin Değerlendirilmesi ... 35

Öğretmenin Kendini Değerlendirmesi ... 35

Ġlgili AraĢtırmalar ... 35

BÖLÜM 3 ... 43

YÖNTEM... 43

AraĢtırmanın Modeli... 43

Evren ve Örneklem ... 43

Veri Toplama Teknikleri ... 45

KiĢisel Bilgiler ... 46 Program ... 46 Programın Kullanımı ... 46 Verilerin Toplanması ... 46 Verilerin Analizi ... 47 BÖLÜM 4 ... 49 BULGULAR VE YORUM ... 49

(13)

x

2013 Okul Öncesi Eğitim Programına Yönelik GörüĢlere ĠliĢkin Bulgular ve

Yorum ... 49

2013 Okul Öncesi Eğitim Programın Kullanımına Yönelik GörüĢlere ĠliĢkin Bulgular ve Yorum ... 56

BÖLÜM 5 ... 101

SONUÇ VE ÖNERĠLER ... 101

Sonuçlar... 101

AraĢtırmada Yer Alan Öğretmenlere Ait Demografik Özellikler ... 101

2013 Okul Öncesi Eğitim Programı’na Yönelik GörüĢlere ĠliĢkin Sonuçlar ... 102

2013 Okul Öncesi Eğitim Programı’nın Kullanımına Yönelik GörüĢlere ĠliĢkin Sonuçlar ... 102

Öneriler ... 106

KAYNAKLAR ... 109

EKLER... 117

(14)

xi

TABLOLAR LĠSTESĠ

Tablo 1.Türkiye‟de Uygulanan Okul Öncesi Eğitim Programları ... 28 Tablo 2. Öğretmenlere Ait Demografik Özellikler ... 44 Tablo 3. Öğretmenlerin Program ile İlgili Hizmet İçi Eğitime Katılma Durumlarına İlişkin Dağılım ... 49 Tablo 4. Hizmet İçi Eğitimin Öğretmenlere Kim Tarafından Verildiğine İlişkin Dağılım . 50 Tablo 5. MEB 2013 Okul Öncesi Eğitim Programı‟nın İncelenmesine İlişkin Görüşler .... 51 Tablo 6. MEB 2013 Okul Öncesi Eğitim Programı‟nın İçeriğinin Anlaşılırlığına İlişkin Görüşler... 51 Tablo 7. MEB 2013 Okul Öncesi Eğitim Program Kitabı‟nın Programın Uygulanmasında Öğretmenlere Rehberliğine İlişkin Görüşler ... 52 Tablo 8. Okul Öncesi Eğitim Program Kitabı‟nın Programın Uygulanmasında Öğretmenlere Rehberliğine İlişkin Görüşleri Hayır/Kısmen Olan Öğretmenlerin Belirttikleri Nedenler ... 53 Tablo 9. MEB 2013 Okul Öncesi Eğitim Programı Etkinlik Kitabı‟nın Programın Uygulanmasında Öğretmenlere Rehberliğine İlişkin Görüşler ... 54 Tablo 10. MEB 2013 Okul Öncesi Etkinlik Kitabı‟nın Programın Uygulanmasında Öğretmenlere Rehberliğine İlişkin Görüşleri Hayır/Kısmen Olan Öğretmenlerin Belirttikleri Nedenler ... 54 Tablo 11. Okul Öncesi Eğitim Programı ile Bütünleştirilmiş Aile Destek Rehberi (OBADER) Kitabı‟nın Programın Uygulanmasında Öğretmenlere Rehberliğine İlişkin Görüşler... 55 Tablo 12. Çocuk Gelişim Gözlem Formunun Kullanımına İlişkin Görüşler... 56

(15)

xii

Tablo 13. Çocuk Gelişim Gözlem Formunun Kullanımına İlişkin Görüşleri Hayır/Kısmen Olan Öğretmenlerin Belirttikleri Nedenler ... 58 Tablo 14. Çocuk Gelişim Raporunun Kullanımına İlişkin Görüşler ... 59 Tablo 15. Çocuk Gelişim Raporunun Kullanımına İlişkin Görüşleri Hayır/Kısmen Olan Öğretmenlerin Belirttikleri Nedenler ... 60 Tablo 16. Portfolyonun Oluşturulmasına İlişkin Görüşler ... 60 Tablo 17. Portfolyonun Oluşturulmasına İlişkin Görüşleri Hayır/Kısmen Olan Öğretmenlerin Belirttikleri Nedenler ... 61 Tablo 18. Portfolyo Dosyasını Oluşturan Öğretmenlerin Ailelerle Paylaşım Günü Düzenlemesine İlişkin Görüşler ... 62 Tablo 19. Portfolyo Dosyasını Oluşturan Öğretmenlerin Ailelerle Paylaşım Günü Düzenlemesine İlişkin Görüşleri Hayır/Kısmen Olan Öğretmenlerin Belirttikleri Nedenler ... 63 Tablo 20. Kavramlara Aylık Eğitim Planlarında Yer Verme Durumu Çizelgesinin Kullanımına İlişkin Görüşler ... 64 Tablo 21. Kavramlara Aylık Eğitim Planlarında Yer Verme Durumu Çizelgesinin Kullanılmasına İlişkin Görüşleri Hayır/Kısmen Olan Öğretmenlerin Belirttikleri Nedenler ... 65 Tablo 22. Kazanım ve Göstergelere Aylık Eğitim Planlarında Yer Verme Durumu Çizelgesinin Kullanılmasına İlişkin Görüşler ... 65 Tablo 23. Kazanım ve Göstergelere Aylık Eğitim Planlarında Yer Verme Durumu Çizelgesinin Kullanılmasına İlişkin Görüşleri Hayır/Kısmen Olan Öğretmenlerin Belirttikleri Nedenler ... 66 Tablo 24. Öğrenme Merkezlerinin Oluşturulmasına İlişkin Görüşler ... 67 Tablo 25. Öğrenme Merkezlerinin Oluşturulmasına İlişkin Görüşleri Hayır/Kısmen Olan Öğretmenlerin Öğrenme Merkezlerini Oluşturamama Nedenlerine Dair Görüşleri ... 68 Tablo 26. Aylık Eğitim Planında Yer Alan Kazanım ve Göstergeler Öğesine İlişkin Görüşlerin Yaş, Kıdem ve Hizmet İçi Eğitim Durumuna Göre Betimsel İstatistik Bulguları ... 70 Tablo 27. Kavramlar Öğesine Verilen Cevaplara İlişkin Görüşlerin Yaş, Kıdem ve Hizmet İçi Eğitim Durumuna Göre Betimsel İstatistik Bulguları ... 72 Tablo 28. Belirli Gün ve Haftalar Öğesine İlişkin Görüşlerin Yaş, Kıdem ve Hizmet İçi Eğitim Durumuna Göre Betimsel İstatistik Bulguları ... 73

(16)

xiii

Tablo 29. Aylık Eğitim Planında Yer Alan Alan Gezileri Öğesine İlişkin Görüşlerin Yaş, Kıdem ve Hizmet İçi Eğitim Durumuna Göre Ki-Kare Testi Bulguları ... 74 Tablo 30. Aylık Eğitim Planında Yer Alan Aile Katılımı Öğesine İlişkin Görüşlerin Yaş, Kıdem ve Hizmet İçi Eğitim Durumuna Göre Ki-Kare Testi Bulguları ... 76 Tablo 31. Güne Başlama Zamanı Öğesine İlişkin Görüşlerin Yaş, Kıdem ve Hizmet İçi Eğitim Durumuna Göre Betimsel İstatistik Bulguları ... 78 Tablo 32. Oyun Zamanı Öğesine İlişkin Görüşlerin Yaş, Kıdem ve Hizmet İçi Eğitim Durumuna Göre Betimsel İstatistik Bulguları ... 79 Tablo 33. Etkinlik Zamanı Öğesine İlişkin Görüşlerin Yaş, Kıdem ve Hizmet İçi Eğitim Durumuna Göre Betimsel İstatistik Bulguları ... 80 Tablo 34. Günü Değerlendirme Zamanı Öğesine İlişkin Görüşlerin Yaş, Kıdem ve Hizmet İçi Eğitim Durumuna Göre Ki-Kare Testi Bulguları ... 82 Tablo 35. Etkinlik Planında Yer Alan Kazanım ve Göstergeler Öğesine İlişkin Görüşlerin Yaş, Kıdem ve Hizmet İçi Eğitim Durumuna Göre Betimsel İstatistik Bulguları... 83 Tablo 36. Materyaller-Sözcükler-Kavramlar Öğesine İlişkin Görüşlerin Yaş, Kıdem ve Hizmet İçi Eğitim Durumuna Göre Betimsel İstatistik Bulguları ... 85 Tablo 37. Öğrenme Süreci Öğesine İlişkin Görüşlerin Yaş, Kıdem ve Hizmet İçi Eğitim Durumuna Göre Betimsel İstatistik Bulguları ... 86 Tablo 38. Etkinlik Planında Yer Alan Aile Katılımı Öğesine İlişkin Görüşlerin Yaş, Kıdem ve Hizmet İçi Eğitim Durumuna Göre Ki-Kare Testi Bulguları ... 87 Tablo 39. Uyarlama Öğesine İlişkin Görüşlerin Yaş, Kıdem ve Hizmet İçi Eğitim Durumuna Göre Ki-Kare Testi Bulguları ... 88 Tablo 40. Planlayamama Nedenlerine İlişkin Bulgular ... 89 Tablo 41. Uygulayamama Nedenlerine İlişkin Bulgular ... 91 Tablo 42. Aylık Eğitim Planının Değerlendirilmesine İlişkin Görüşlerin Yaş, Kıdem ve Hizmet İçi Eğitim Durumuna Göre Ki-Kare Testi Bulguları ... 93 Tablo 43. Etkinliğin Değerlendirilmesine İlişkin Görüşlerin Yaş, Kıdem ve Hizmet İçi Eğitim Durumuna Göre Ki-Kare Testi Bulguları ... 95 Tablo 44. Çocukların, Programın ve Öğretmenin Kendinin Değerlendirilmesine İlişkin Görüşlerin Yaş, Kıdem ve Hizmet İçi Eğitim Durumuna Göre Ki-Kare Testi Bulguları ... 96 Tablo 45. Programın Değerlendirme Boyutunu Yapamama Nedenlerine İlişkin Bulgular . 98

(17)

xiv

SĠMGELER VE KISALTMALAR LĠSTESĠ

MEB Milli Eğitim Bakanlığı

OBADER Okul Öncesi Eğitim Programı ile Bütünleştirilmiş Aile Destek Eğitim Rehberi

(18)

1

BÖLÜM 1

GĠRĠġ

Problem Durumu

Çocuğun büyüme ve gelişimi, annesinin vücudunda oluşmaya başladığı andan itibaren; eğitimi ise doğumla birlikte başlayan uzun soluklu bir süreçtir. 0-6 yaş dönemi kişiliğin oluşumu, şekillenmesi, temel bilgi, beceri ve alışkanlıkların kazanılması ve geliştirilmesinde ileri yıllara olan etkisi nedeni ile yaşamın en kritik dönemlerinden biridir. Bu kritik dönem, çocuğun mevcut potansiyelini ortaya çıkarmayı amaçlayan ve çocuğun bütünsel gelişimini destekleyen, sistemli ve planlı bir okul öncesi eğitim ile değerlendirilmelidir (Arı, 2005, s.31, Haktanır, 2012, s.312).

Son yıllarda her ülkede daha fazla önem kazanan okul öncesi eğitim, gerek Türkiye‟de, gerekse diğer ülkelerde giderek yaygınlaşmakta, birçok okul öncesi eğitim modelleri denenmekte, ulusal ve uluslar arası kuruluşların desteği ile çeşitli projeler gerçekleştirilmektedir. Bu yüzyıl içerisinde bilim, teknoloji, sanayi ve ekonomi alanındaki pek çok gelişme, okul öncesi eğitimin ne kadar önemli ve gerekli olduğunu daha net ve çarpıcı bir şekilde ortaya koymaktadır. Toplumsal kalkınma ancak çağdaş gelişmelere ayak uydurmakla mümkün olabilir ve yeniliklere açık çağdaş bireyler yetiştirmede okul öncesi eğitim kurumlarının önemi büyüktür (Gültekin Akduman, 2013, s.13-14).

Bu denli öneme sahip okul öncesi eğitim kurumlarının başarılı ve verimli olabilmeleri, ihtiyaçlara, çevreye ve amaçlara uygun olarak hazırlanmış programlı bir çalışmaya bağlıdır (Büyükkaragöz, 1993, s.67). Hazırlanan nitelikli eğitim programları ile okul öncesi eğitimden beklenen faydalar sağlanabilecektir. Böylece geleceğin dünyasına yön verecek

(19)

2

sağlıklı, üretken, mutlu, umutlu ve yaratıcı nesiller yetişebilecektir (Gültekin Akduman, 2013, s.13-14).

Türkiye‟de 1952 yılından itibaren çeşitli okul öncesi eğitim programları kullanıldığı görülmektedir. Kullanılan bu programlar, Türkiye‟de ve dünyada yapılan araştırmalar, yaklaşımlar ve değişen gereksinimler doğrultusunda güncellenmiş ve yenilenmiştir.

Bu programlardan, 2006 Okul Öncesi Eğitim Programı 2011 yılında yeniden gözden geçirilmeye başlanmış ve gerekli düzeltme ve değişiklikler yapılmıştır. 2012-2013 eğitim ve öğretim yılında ilgili genel müdürlükçe belirlenen illerde ve eğitim kurumlarında pilot uygulamalar gerçekleştirilip uygulama sonuçları doğrultusunda gerekli düzenlemeler yapılmış ve 2013-2014 eğitim öğretim yılından itibaren güncellenen bu program tüm okul öncesi eğitim kurumlarında uygulanmaya başlanmıştır.

Yapılan araştırmalar sonucunda, alanda diğer okul öncesi eğitim programlarına yönelik çeşitli boyutlarıyla ele alınan birçok çalışmaya rastlanmıştır ancak güncellenen 2013 Okul Öncesi Eğitim Programı‟na yönelik sadece birkaç çalışmaya rastlanmıştır. Alanda bu program üzerine yeterli çalışmanın olmaması, güncellenen program üzerine yapılacak incelemelere ihtiyaç doğurmuştur. Bu ihtiyaçtan yola çıkarak 2013 Okul Öncesi Eğitim Programı‟na yönelik bu araştırma yapılmıştır.

Okul öncesi eğitim kurumlarında kullanılan yeni programın okul öncesi eğitimi öğretmenleri tarafından doğru bir şekilde algılanması, benimsenmesi ve öğretmenlerin programı sistemli bir şekilde uygulaması ve kullanması, okul öncesi eğitimin başarısı için önemli etkenlerden biridir. Öğretmenlerin program hakkındaki görüşlerini ve programı kullanabilme durumlarını incelemek, güncellenen programın alandaki son durumu ile ilgili bilgileri elde etme adına büyük fayda sağlayacaktır. Bu bağlamda; “Öğretmenlerin MEB 2013 Okul Öncesi Eğitim Programı hakkındaki görüşleri nedir ve programı kullanma durumları nasıldır?” sorusu araştırmanın problem durumunu oluşturmaktadır.

AraĢtırmanın Amacı

Bu araştırmada, MEB 2013 Okul Öncesi Eğitim Programı hakkında öğretmen görüşlerinin incelenmesi ve öğretmenlerin programı kullanma durumlarının belirlenmesi amaçlanmıştır.

(20)

3

Bu amaç doğrultusunda, öğretmenlerin program ve programın kullanımı hakkındaki görüşleri nedir? Bu görüşlere dair nedenler nelerdir? Programın planlama, uygulama ve değerlendirme süreçleri;

 Yaş  Kıdem

 Hizmet içi eğitim değişkenlerine göre farklılık göstermekte midir? soruları araştırmanın alt amaçlarını oluşturmaktadır.

AraĢtırmanın Önemi

Küçük yaştan itibaren eğitim süreci içerisinde bulunan insanoğlunun tüm yaşamı göz önünde bulundurulduğunda bazı yaşam dilimlerinin, psikolojik ve fizyolojik gelişmeler açısından daha kritik dönemler olarak ele alınması gerektiği bilinmektedir. Bu dönemlerden, 0-6 yaş arasını kapsayan okul öncesi yılları; kişiliğin oluşumu ve şekillenmesi, temel bilgi, beceri ve alışkanlıkların kazanılması ve geliştirilmesinde ileri yıllara olan etkisi nedeniyle, yaşamın en kritik dönemlerinden biridir. Bu yaşlarda sağlanacak deneyimlerle elde edilecek temel bilgi, beceri ve alışkanlıklar, çocuğun daha sonraki öğrenim yaşamının yanı sıra sosyal ve duygusal yaşamını da biçimlendirecek güçtedir. Tesadüflere bırakılamayacak kadar ciddi, bilimsel ve sistematik bir organizasyon ile yönlendirilmesi gereken okul öncesi eğitim hizmeti, tüm eğitim sisteminin en can alıcı basamağıdır (Arı, 2005, s.31).

Okul öncesi dönemi en iyi değerlendirebilecek ve çocuğun eğitimini en iyi sağlayabilecek kurumlar, okul öncesi eğitim kurumlarıdır. Okul öncesi eğitim kurumlarında verilen eğitimin niteliği, uygulanan programın niteliği ile doğrudan ilişkilidir. Gelişimsel açıdan tutarlı bir eğitim programı bu yaş çocuklarının fiziksel, duygusal, bilişsel ve sosyal gelişimlerini hedeflemeli ve çocukların bu alanlarda çok yönlü gelişimlerini sağlamaya çalışmalıdır (Kandır ve Kurt, 2010, s.7).

Çocukların yaş, gelişim düzeyi, ilgi ve ihtiyaçları, bireysel farklılıkları, çevre faktörleri dikkate alınarak onların çok yönlü gelişimini destekleyen, esnek, okul-aile işbirliği temelli, sadece tek bir gelişim teorisinden yola çıkarak değil, çocuğun gelişimini farklı yönleri ile anlamamıza yardım edecek çeşitli teorilerden yararlanılarak oluşturulmuş, eklektik ve çok

(21)

4

yönlü programlarla çağdaş toplumun gelecek nesillerini yetiştirmek yönünde daha başarılı olunabilir (Oktay 1999, s.199-200).

Eğitim sistemi içinde hazırlanan eğitim programları doğrultusunda eğitim-öğretim etkinliklerinin planlanması, uygulanması ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Eğitim programları başta idareciler, öğretmenler, öğrenciler ve aileler olmak üzere uygulanan programla doğrudan ya da dolaylı ilişkisi olan herkese rehberlik etmek amacıyla hazırlanmaktadır. Bu noktada, hazırlanan ve uygulamaya konulan programın devamlı geliştirilmesi de gerekmektedir. Ancak program geliştirme yalnızca süregelen programla ilgili yazılı bir doküman hazırlamak anlamına gelmemektedir. Program geliştirme, var olan programı uygulamada, araştırmacı bir yaklaşımla sürekli olarak değerlendirmek ve geliştirmektir (Aral, Kandır ve Can Yaşar, 2002, s.60).

Uygulanan programlara dair değerlendirmelerin yapılması ve öğretmen görüşlerinin alınması, programın güçlü ve zayıf yönlerini ortaya koymada buna bağlı olarak programı geliştirme sürecinde büyük bir öneme sahiptir (Sapsağlam, 2013, s.72).

Kaliteli bir eğitim programı, programın uygulayıcısı olan öğretmen ile önem kazanır ve amacına ulaşabilir. Öğretmenin kullanımına sunulan eğitim programının öğretmen tarafından ne derece doğru yorumlandığı, bu programdan ne kadar ve nasıl yararlandığı son derece önemlidir. Eğitimin amaçlarına ulaşabilmek, öğretmenin programı verimli bir şekilde kullanmasından ve çocuklara sunmasından geçmektedir.

Tüm bu nedenlerden dolayı insan hayatı için büyük önem arz eden okul öncesi eğitimde amaçlara ulaşmada kullanılan mevcut programların incelenmesi ve çeşitli boyutlarıyla araştırılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.

Türkiye‟deki okul öncesi eğitim programları incelendiğinde beş temel programın 1952‟den itibaren uygulandığı görülmektedir. Bu programlar süreç içerisinde, çağın gerektirdiği gereksinimlere, yaklaşım ve görüşlere göre değiştirilmiş veya güncellenmiştir. Türkiye‟de okul öncesi eğitim kurumlarındaki mevcut program, 2006 Okul Öncesi Eğitim Programı‟nın güncellenmesi ile oluşturulan ve 2013-2014 yılında uygulamaya konulan MEB 2013 Okul Öncesi Eğitim Programı‟dır.

Yenilenen programların uygulama aşamasında, programın uygulayıcısı olan öğretmenlerin görüşlerine başvurulması, programı planlama, uygulama ve değerlendirme durumlarına ilişkin görüşlerin belirlenmesi, mevcut programın işleyişine dair önemli bilgiler sunacaktır.

(22)

5

Bu bağlamda; MEB 2013 Okul Öncesi Eğitim Programı‟na yönelik bu araştırma; anaokulu ve anasınıfı öğretmenlerinin program hakkındaki görüşlerini, programı nasıl algıladıklarını, programın planlama, uygulama ve değerlendirme aşamalarına dair görüşlerini, programı uygulamada yaşadıkları olumsuz durumları ve nedenlerini belirlemek için büyük önem taşımaktadır.

Bu araştırma uygulamada olan programın gözden geçirilmesine katkıda bulunacak, programın işleyişine ve mevcut durumuna dair bilgiler verecek bir çalışmadır.

Araştırma sonuç ve önerilerinin alan literatürüne katkı sağlayacağı ve program geliştirme çalışmalarına yol gösterici bir nitelik taşıyacağı düşünülmektedir.

Sınırlılıklar

 Araştırma, 2014-2015 eğitim-öğretim yılında Ankara‟da MEB‟e bağlı anaokulu ve anasınıflarında görev yapan öğretmenlerin görüşleri ile sınırlıdır.

 Araştırma, MEB 2013 Okul Öncesi Eğitim Programı ile sınırlıdır.

Varsayımlar

Araştırmada, görüşleri alınan okul öncesi öğretmenlerinin anket formunu yanıtlarken gerçek durum, duygu ve düşüncelerini yansıttıkları varsayılmaktadır.

Tanımlar

Okul Öncesi Eğitim: Çocuğun doğduğu günden temel eğitime başladığı güne kadar geçen yılları kapsayan, onların daha sonraki yaşamlarında önemli rol oynayan, bedensel, sosyal ve duygusal, zihinsel ve dil gelişimlerinin büyük ölçüde tamamlandığı, şekillendiği, ailelerde ve kurumlarda verilen eğitim sürecidir (Aral vd., 2002, s.14).

Okul Öncesi Eğitim Programı: Okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden çocukların zengin öğrenme deneyimleri aracılığıyla sağlıklı büyümelerini, bütün gelişim alanlarının desteklenerek en üst düzeye ulaşmasını, öz bakım becerilerini kazanmalarını ve temel eğitime hazır bulunmalarını sağlamak amacı ile geliştirilen programdır (MEB, 2014). Anaokulu: 36-66 aylık çocukların eğitimi amacıyla açılan okuldur (MEB, 2014).

(23)

6

Anasınıfı: 48-66 aylık çocukların eğitimi amacıyla örgün ve yaygın eğitim kurumları bünyesinde açılan sınıftır (MEB, 2014).

(24)

7

BÖLÜM 2

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

Okul Öncesi Eğitim ve Önemi

Okul öncesi eğitim, araştırmacılar tarafından birçok farklı şekilde tanımlanmıştır. Okul öncesi eğitim;

Doğumdan ilköğretime kadar olan çocukluk yıllarını içine alan, bu yaş grubu çocukların bireysel özelliklerine ve gelişim düzeylerine uygun zengin uyarıcılı çevre olanakları sağlayan; onların fiziksel, sosyal, duygusal, dil ve zihinsel gelişimlerini toplumun kültürel değerleri ve özellikleri doğrultusunda, en iyi biçimde yönlendiren bir eğitim sürecidir (Oğuzkan ve Aral‟dan aktaran Gültekin Akduman, 2013, s.3).

Çocuğun doğduğu günden temel eğitime başladığı güne kadar geçen yılları kapsayan, onların daha sonraki yaşamlarında önemli rol oynayan, bedensel, sosyal ve duygusal, zihinsel ve dil gelişimlerinin büyük ölçüde tamamlandığı, şekillendiği, ailelerde ve kurumlarda verilen eğitim sürecidir (Aral vd., 2002, s.14).

0-72 ay grubundaki çocukların gelişim düzeylerine ve bireysel özeliklerine uygun, zengin uyarıcı ve çevre imkanları sağlayan, onların bedensel, zihinsel, duygusal ve sosyal yönden gelişmelerini destekleyen, kendilerini toplumun kültürel değerleri doğrultusunda en iyi biçimde yönlendiren ve ilköğretime hazırlayan, temel eğitimin bütünlüğü içerisinde yer alan bir eğitim sürecidir (Ural ve Ramazan, 2007, s.13-14).

Çocukların gereksinimleri ve yetenekleri dikkate alınarak, onları çok yönlü geliştirmeyi, bir üst eğitim basamağına ve hayata hazırlamayı amaçlayan, kişiliğin temellerinin atıldığı,

(25)

8

aile katılımının ve öğretmenlerin etkin olduğu bir eğitim sürecidir (Tanrıverdi ve Erişen, 2010, s.1644).

Bu tanımlar ışığında, okul öncesi eğitim dönemi, yaşamın diğer dönemleri ile kıyaslandığında bireyin gelişiminde kritik bir dönem olarak kabul edilmektedir. Bireylerin zihinsel, duygusal, sosyal, bedensel ve kişilik gelişimlerinin büyük bir çoğunluğu 0-6 yaş arasında tamamlanmaktadır (Tanrıverdi ve Erişen, 2010, s.1644).

Doğumu izleyen ilk altı yılın insanın hayatındaki en önemli dönemlerden biri olduğu ve bu dönemdeki bakım ve eğitimin insanın, gelecekte nasıl bir insan olacağını önemli oranda belirlediği fikri, günümüzde kabul edilen bir görüş haline gelmiştir. Bu nedenle çocuğun bu ilk yıllarda beslenmesi ve bakımı kadar uygun çevre koşulları içinde yaşaması ve içinde yaşadığı topluma uyum sağlayabilecek şekilde eğitilmesi de o derece önemlidir (Oktay vd., 1994, s.187).

Çocuğun sağlıklı bir şekilde büyüyebilmesi, gelişebilmesi ve öğrenmeye karşı olumlu tutumlar geliştirebilmesi için nitelikli bilişsel uyarıcıların, zengin dil etkileşimlerinin, olumlu sosyal ve duygusal deneyimlerin çocuğa sunulduğu ve çocuğun bağımsızlığının desteklendiği bir çevrenin oluşturulması gereklidir. Bu ise ancak sağlıklı bir aile ortamı ve nitelikli bir okul öncesi eğitim ile sağlanabilir (MEB, 2013, s.12).

Okul öncesi dönem üzerine yapılan araştırmalar okul öncesi eğitimin çocukların zihinsel kapasitelerini artırdığını, sosyal becerilerini geliştirerek, sosyal ve duygusal problemlerin oluşumunu engellediğini, çocukların sanatsal yönlerine ve yaratıcılıklarına katkı sağladığını, çocukların ileriki dönemlerde ortaya çıkabilecek çeşitli problemleri önlediğini, okul öncesi dönemde verilen değerler eğitiminin, yetişkinlik yıllarında bireylerin toplumun ahlaki kurallarına uygun davranışlar göstermelerini sağladığını, çocukların sosyal-duygusal gelişimine katkı sağlayarak, ilişkilerinin türünü, kalitesini ve niteliğini olumlu yönde etkilediğini, okul öncesi eğitim görerek ilkokula başlayan çocukların bu eğitimi görmeyenlere oranla eğitime daha yatkın, daha katılımcı, girişken ve uyumlu olup, daha sonraki eğitim basamaklarında bu çocukların temelden gelen bu kuvvet nedeniyle okula ve çevreye uyumlarının daha iyi ve sonraki eğitim dönemlerinde akademik başarılarının daha yüksek olduğunu göstermektedir (Gültekin Akduman, 2013, s.13).

Okul öncesi eğitim yalnızca bireyi kişisel olarak geliştirmemekte aynı zamanda aileyi ve toplumu da etkilemektedir. Ailelerin çocuk yetiştirme biçimlerindeki değişiklikten, bireyler için daha iyi bir akademik yaşama; çocuk ölümlerinin azalmasından, eğitim

(26)

9

eşitsizliklerinin ortadan kaldırılmasına ve ülke ekonomisinin hızlı gelişmesine kadar pek çok farklı açıdan bu etkiler görülmektedir. Gelişmelerin hızlı yaşandığı günümüz dünyasında ancak çocuğa, aileye ve tüm topluma önemli katkısı olan okul öncesi eğitimin değerini iyi anlayan ve gerekli politikalar üreten toplumlar geleceğin dünyasına yön vermeyi başarabileceklerdir ( Kuru Turaşlı, 2012, s.21).

Sucuka‟dan aktaran Akkaya (2009), okul öncesi eğitimin önemini şu nedenlere bağlamıştır;

 Her çocuğun potansiyelini en üst noktaya çıkartmaya hakkı vardır. Çocuklar, bu hakka ulaşabilmek için yetişkin desteğine ihtiyaç duymaktadır.

 0-6 yaş arası dönem, çocuğun tüm gelişiminin en hızlı olduğu ve çevreden en çok etkilendiği dönemdir.

 Olumsuz koşullarda yaşayan çocuklar, okul öncesi eğitim ile olumlu koşullara sahip olabilir ve eşitlik sağlanabilir.

 Okul öncesi eğitime yatırım, ileride kaliteli üretimi artıracak, çeşitli maliyetlerden tasarrufu sağlayacak, dolayısıyla ekonomik açıdan ülkeye katkı sağlayacaktır.  Okul öncesi eğitim, diğer eğitim programlarının ve özellikle ilkokul eğitiminin

etkinliğini arttırır.

Okul öncesi eğitimin birçok açıdan önemli etkileri olduğunu vurgulayan eğitimci Myers ise; çocukların yaşamaya ve potansiyellerini en üst noktasına kadar geliştirmeye hakları olduğunu ve okul öncesi eğitimin çocuklara bu olanakları sağladığını, insanlık değerlerinin çocuklar yolu ile aktarıldığını ve bu değerlerin geleceğe taşınabilmesi için işe çocuklardan başlanılması gerektiğini, çocuk gelişimine yatırım yaparak, toplumların artan üretim ve maliyet yolu ile ekonomik yararlar sağladığını, sağlık, beslenme, kadın programları gibi diğer toplumsal gelişme çabalarının ancak çocuk gelişimi programları ile arttırılabileceğini, okul öncesi eğitim yolu ile tüm çocuklara fırsat eşitliği sunularak çeşitli eşitsizliklerin ortadan kaldırılabileceğini, değişen toplum yapısı nedeniyle okul öncesi eğitime olan ihtiyacın çok arttığını vurgulamaktadır (Myers‟den aktaran Gültekin Akduman, 2013, s.7-8).

(27)

10

Okul Öncesi Eğitimin Amaçları

Okul öncesi eğitim, hem programı hem de felsefesiyle ilköğretim ve diğer eğitim kademelerinden farklılaşmaktadır. Okul öncesi eğitim ilkokula hazırlık süreci gibi görülmenin ötesinde aslında okulun kendisidir. Okul öncesi eğitim, çocuğun tüm gelişim ve deneyim alanlarını desteklemenin yanı sıra, çocuğa, bireysel gelişimine ve gereksinimlerine uygun bilgi ve beceri kazandırmayı amaçlar (Kargı, 2011, s.6).

Okul öncesi eğitimin evrensel amaçları ünlü eğitimci Miarelet tarafından üç ana başlıkta toplanmıştır:

-Toplumsal Amaçlar

Çalışan bayanların çocuklarına bakmak, her çocuğa eğitim sağlamak ve onların bireysel gelişimlerine katkıda bulunmak, çocukların birbirleriyle ve başkalarıyla ilişki içinde bulunmasına ve sosyalleşmesine önemli katkılarda bulunmaktır.

-Eğitici Amaçlar

Çocuğun duyu organlarını eğitmek ve çocuğun çevreye olan duyarlılığını artırmaktır. -Gelişimsel Amaçlar

Çocuğun doğal gelişimi temel alınarak kendi vücudunu kontrol etme, kendi denetimini bağımsız olarak yapma, konuşma, öğrenme, dil becerileri gibi temel becerilerinin gelişimini sağlamaktır (Miarelet‟ten aktaran Gültekin Akduman, 2013, s.5-6).

Türk Millî Eğitiminin genel amacı ise Türk milletinin bütün fertlerini,

 Atatürk inkılap ve ilkelerine ve Anayasa‟da ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı; Türk milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan; insan haklarına ve Anayasa‟nın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti‟ne karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek,

 Beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip; insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren ve topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmek,

 İlgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirerek gerekli bilgi, beceri, davranışlar ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırmak suretiyle hayata hazırlamak ve onların, kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamak,

 Böylece bir yandan Türk vatandaşlarının ve Türk toplumunun refah ve mutluluğunu artırmak; öte yandan milli birlik ve bütünlük içinde iktisadi, sosyal ve kültürel

(28)

11

kalkınmayı desteklemek ve hızlandırmak ve nihayet Türk milletini çağdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı, seçkin bir ortağı yapmaktır(MEB, 2013, s.9).

Türkiye‟de okul öncesi eğitimin amaçları; Türk Milli Eğitimi‟nin genel amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak,

 Çocukların beden, zihin ve duygu gelişimini ve iyi alışkanlıklar kazanmasını sağlamak;

 Onları ilkokula hazırlamak;

 Şartları elverişsiz çevreden ve ailelerden gelen çocuklar için ortak bir yetişme ortamı yaratmak;

 Çocukların Türkçeyi doğru ve güzel konuşmalarını sağlamaktır (MEB, 2013, s.10).

Okul Öncesi Eğitimin Ġlkeleri

Okul öncesi eğitim bazı temel ilkelere dayanmaktadır. Bu ilkeler MEB Okul Öncesi Eğitimi Program kitabında şöyle sıralanmıştır:

 Okul öncesi eğitimi çocuğun gereksinimlerine ve bireysel farklılıklarına uygun olmalıdır.

 Okul öncesi eğitimi çocuğun motor, sosyal ve duygusal, dil ve bilişsel gelişimini desteklemeli, özbakım becerilerini kazandırmalı ve onu ilkokula hazırlamalıdır.

 Okul öncesi eğitimi kurumlarında çocukların gereksinimlerini karşılamak amacıyla demokratik eğitim anlayışına uygun öğrenme ortamları hazırlanmalıdır.

 Etkinlikler düzenlenirken çocukların ilgi ve gereksinimlerinin yanı sıra çevrenin ve okulun olanakları da göz önünde bulundurulmalıdır.

 Eğitim sürecinde çocuğun bildiklerinden başlanmalı ve deneyerek öğrenmesine olanak tanınmalıdır.

 Çocukların Türkçeyi doğru ve güzel konuşmalarına gereken önem verilmelidir.

 Okul öncesi dönemde verilen eğitim ile çocukların sevgi, saygı, iş birliği, sorumluluk, hoşgörü, yardımlaşma, dayanışma ve paylaşma gibi duygu ve davranışları geliştirilmelidir.

 Eğitim, çocuğun kendine saygı ve güven duymasını sağlamalı; ona öz denetim kazandırmalıdır.

 Oyun bu yaş grubundaki çocuklar için en uygun öğrenme yöntemidir. Bütün etkinlikler oyun temelli düzenlenmelidir.

 Çocuklarla iletişimde, onların kişiliğini zedeleyici şekilde davranılmamalı, baskı ve kısıtlamalara yer verilmemelidir.

 Çocukların bağımsız davranışlar geliştirmesi desteklenmeli, yardıma gereksinim duyduklarında yetişkin desteği, rehberliği ve yetişkinin güven verici yakınlığı sağlanmalıdır.

 Çocukların kendilerinin ve başkalarının duygularını fark etmesi desteklenmelidir.

 Çocukların hayal güçleri, yaratıcı ve eleştirel düşünme becerileri, iletişim kurma ve duygularını anlatabilme davranışları geliştirilmelidir.

 Programlar hazırlanırken aile ve içinde bulunulan çevrenin özellikleri dikkate alınmalıdır.

 Eğitim sürecine çocuğun ve ailenin etkin katılımı sağlanmalıdır.

 Okul öncesi eğitimin süreçleriyle rehberlik hizmetleri bütünleştirilmelidir.

 Çocuğun gelişimi ve okul öncesi eğitimi programı düzenli olarak değerlendirilmelidir.

 Değerlendirme sonuçları çocukların, öğretmenin ve programın geliştirilmesi amacıyla etkin olarak kullanılmalıdır (MEB, 2013, s.11).

(29)

12

Okul Öncesi Eğitim Programı ve Niteliği

Çocuğun, bilişsel, duygusal ve toplumsal yönlerden gelişmesine yardım eden, bütün davranışlarını düzenleyen öğrenim tecrübelerinin tamamı eğitim programı kavramının içine girer. Eğitim programı, öğrenene okulda ve okul dışında planlanmış etkinlikler yoluyla sağlanan öğrenme yaşantıları düzeneğidir (Demirel‟den aktaran Güven, 2013, s.82).

Okul öncesi eğitim programı, çocukların kurumlarda okul öncesi eğitimin amaçlarını gerçekleştirmek üzere; belirlenen hedefler doğrultusunda kazanılması beklenen davranışlara uygun, planlı ve sistemli eğitim yaşantıları düzenleyerek sonuçta hedeflere ne ölçüde ulaşıldığını gösteren değerlendirmeyi de içine alan çalışmalar bütünüdür (Aral vd., 2002, s.60).

Okul öncesi eğitim programı; çocukların yeteneklerini artırmaya yardım etmek için öğretmenler tarafından geliştirilen etkinlikler ve deneyimlerin tasarlanması olarak da tanımlanabilir (Güler, 2001).

Okul öncesi eğitim programının altı bileşeni şöyle belirtilmiştir:

• Çocukların nasıl öğrendiği, yani gelişim ve öğrenme ile ilgili temel bilgiler nelerdir?

• Çocuklara neyin öğretileceği, yani eğitim programını uygulamadaki hedefler nedir ve çocukların neyi kazanmaları bekleniyor?

• Programın uygulama süreci nedir?

• Programın etkili bir şekilde uygulanabilmesi için fiziksel çevrenin düzenlemesinde nelere dikkat edilmelidir?

• Programa ailenin katılımı nasıl olmalıdır?

• Değerlendirme (Dodge ve Bickart‟dan aktaran Kandır, Özbey ve İnal, 2010, s.11). Yaşamın ilk yıllarında gelişme ve öğrenmenin çok hızlı olması ve okul öncesi yıllarda edinilen deneyimlerin daha sonraki öğrenmeleri etkilemesi gibi nedenler okul öncesi dönemin en iyi biçimde değerlendirilmesini gerektirmektedir. Bilimsel araştırmalar da insan yaşamında bu ilk yılların bireysel ve toplumsal açıdan çok önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Okul öncesi eğitimde istenilen amaçların gerçekleşmesi ve beklenen yararın sağlanması, kendine özgü özellikler taşıyan etkili eğitim programlarının uygulanmasını

(30)

13

gerektirmektedir. Okul öncesi eğitimin başarısı, genelde bu basamakta uygulanacak eğitim programlarının niteliğine bağlıdır. Bu nedenle, okul öncesi eğitim programlarının, çocuğun gerek bireysel gerekse toplumsal yönden en iyi biçimde yetişmesi için gerekli olan kılavuzluğu yapması gerekmektedir. Programlar, çocukların yaşları, gelişim düzeyleri, ilgileri, gereksinimleri ve bireysel farklılıklarını dikkate almalı ve onların çok yönlü gelişmesine imkan sağlamalıdır (Gültekin, 2002, s.77).

Çocukların kendi öğrenme gereksinimlerinin farkında olması ve bu gereksinimlerine uygun düşen imkanlarla eğitilmesi gerçeği, gelişimsel eğitim programlarının oluşturulmasının hareket noktasını ve temellerini oluşturmaktadır. Gelişimin en hızlı ve en değişken olduğu okul öncesi dönemi iyi bir şekilde değerlendirebilmek ancak çok iyi planlanmış bir eğitim programıyla gerçekleştirilebilir (Gelişli ve Yazıcı, 2012, s.86).

Okul öncesi dönem çocuklarının ilgi, ihtiyaç ve gelişim özelliklerine uygun olarak geliştirilmiş ve iyi planlanmış eğitim programlarının uygulanması ile çocukların verimli ve mutlu bir dönem geçirerek hayata daha iyi bir başlangıç yapmaları sağlanabilir (Cömert, 2003).

Bu durumda okul öncesi eğitimin en önemli parçalarından biri olan eğitim programının planlanması ve hazırlanmasında göz önünde bulundurulacak noktalar ön plana çıkmaktadır.

Eğitim programı geliştirilirken göz önünde bulundurulması gereken önemli noktalar; çocukların gelişimi, ilgi ve ihtiyaçları, toplumun yapısı, gelenekleri, ebeveynler ve onların değerleri öğretmenin özellikleri ve yeterlilikleridir. Kısaca eğitim programları çocuğun, toplumun ve ailenin değerlerini göz önüne almalıdır (Catron ve Allen, 2003, s.15-18). Okul öncesi eğitim kurumlarında uygulanan programlar hazırlanırken;

 Eğitimin ve eğitim kurumlarının sosyal işlevi göz önünde bulundurulmalıdır.  Bireysel verilerden yararlanılmalıdır.

 Amaçlar belli ölçütlere göre belirlenmelidir.

 İçeriğin yapısı ve seçiminde araştırma sonuçlarına dayalı tercihler yapılmalıdır.  Öğrenme-öğretme süreçleri saptanmalı ve gerekli araç-gereçler sağlanmalıdır.  Değerlendirme ölçütleri ve ilkeleri belirlenmelidir.

(31)

14

 Bilimsel araştırma anlayışı benimsenmelidir (Gültekin, 2002, s.82). Oktay (1999, s.198-199)‟a göre okul öncesi eğitim programı hazırlanırken;

 Programın çocukların yaşlarına, gelişim düzeylerine ve çevrenin ihtiyaçlarına uygun olmasına,

 Öğrenci merkezli olmasına,

 Çocukların mevcut şartlarının; çocukların duygusal, sosyal, bilişsel, fiziksel, yaratıcılık ve diğer tüm gelişimlerini destekleyecek nitelikte olmasına,

 Etkinliklerin temelinde oyunun yer almasına,

 Çocukların bireysel farklılıklarını kabul eden yaklaşımları benimseyerek, çocuğun kendine güven duymasına, yaratıcı yönlerini fark etmesine ve kendini ifade edebilmesine,

 Çocukta var olan yaratıcılığı destekleyici ve geliştirici bir tutumla sosyal öğrenmelere ve keşfetme çalışmalarına olanak tanımasına,

 Okul dışında bulunan çevrenin de eğitim çevresi olarak kullanılmasına,  Çocukların doğru cinsel kimliği kazanmasının desteklenmesine,

 Ailelerin programa katılımlarını ve ailelerle işbirliğini sağlar nitelikte olmasına önem verilmelidir.

Çocuk merkezli bir okul öncesi eğitim programında bulunması gereken genel özellikleri ise Kandır vd. (2010, s.10-11) ve Senemoğlu (1994, s.22) şöyle belirtmiştir:

 Program, belirli hedefleri gerçekleştirmelidir.

 Program, çocukların dil ve sosyo-ekonomik durumları, ailenin yaşam tarzı, alışkanlıkları ve içinde bulundukları coğrafi koşullar dikkate alınarak hazırlanmalıdır.

 Program, çocuk merkezli ve çocukların yaş ve gelişim dönemlerine uygun güvenli bir ortam sunabilmelidir.

 Yaratıcı ve rutin etkinlikler içerisinde çocuklarda bilişsel, duygusal, sosyal, dil ve fiziksel gelişimlerinin desteklenmesinde denge oluşturulmalıdır.

 Program, çocukların bildiklerinde yola çıkılarak, yeni öğrenmeleri kolaylaştırıcı nitelikte olmalıdır. Program, çocukların ilgi ve deneyimleri dikkate alınarak düzenlenmelidir.

(32)

15

 Çocukların hem bireysel hem de grup içinde oynamaları için cesaretlendirici olmalıdır.

 Çocukları soru sormaya, araştırmaya, problem çözmeye, denemeye ve keşfetmeye teşvik etmelidir.

 Programda çocuğun içinde bulunduğu kültürel özellikler göz önünde bulundurulmalıdır.

 Program sağlık, beslenme, düzen gibi alışkanlıkları kazandırıcı nitelikte olmalıdır.  Değişik yöntem ve teknikler kullanılarak çocukların bildiklerini uygulamalarına

fırsat verilmelidir.

 Program, anne ve babaların eğitime katılımını sağlamalıdır.

 Programda yemek, uyku ve öz bakım becerileri gibi rutin etkinliklere de yer verilmelidir.

 Programda, çocuk program ve öğretmen boyutlarıyla düzenli olarak değerlendirme yapılmalıdır.

Nitelikli bir programın özelliklerini ise Güven (2013, s.83-84) şöyle özetlemiştir;

İşlevsellik: Bir eğitim programı genel olarak yaşamda kullanılabilecek etkinlik ve konuları içermelidir. Genel olarak yaşamdan kopuk olarak hazırlanmış bir program hedefine ulaşamayacak ve yararsız olacaktır.

Esneklik: Bir ülkede okulların farklı bölgelerde bulunması ve bölgelerde iklim tipi gibi değişkenlerin çevreyi etkilemesi programın esnek olmasını gerektiren nedenlerden biridir. Ayrıca öğrenciler arasındaki bireysel farklılıklar ve teknolojik gelişmeler de programın esnek olmasını gerektirir.

Toplumun değerlerine uygunluk: Program toplum idealleri ve felsefesinin gerçekleşmesi için bir araçtır. Bu nedenle eğitim programları bu felsefeye ve devlet ideolojisine uygun olarak hazırlanmalıdır. Bu ilke işlevsellik ilkesiyle de paraleldir.

Uygulanabilirlik: En nitelikli programlar bile yetersiz bir uygulama ile verimliliğini kaybedebilir. Bu nedenle programın uygulayıcılar tarafından anlaşılır olması ve uygulayıcılara ışık tutması gerekir.

Bilimsellik: Bir eğitim programının bilimsel gelişmeleri kapsayacak biçimde hazırlanması ve her disiplindeki yeni bilgilerle güncellenebilir olması gerekmektedir.

Okul öncesi eğitim programı oluşturulurken tüm bu görüşlerin üzerinde birleştiği ortak noktalar; çocuk merkezli ve esnek olmalı, yaş, gelişim düzeyi, ilgi ve ihtiyaçlara yönelik hazırlanmalı, bireysel farklılıklar ve çevre dikkate alınmalı, aile katılımı ve değerlendirme boyutlarına yer vermeli, tüm gelişim alanlarına yönelik kazanımlar ve etkinlikler bulunmalıdır.

(33)

16

Ayrıca Amerikan Ulusal Çocuk Eğitimi Derneği gelişimsel açıdan uygun bir program için; çocuğun bütün gelişimsel özelliklerini dikkate almak, çocukların bildikleri ve yaşantıları üzerine öğrenme sürecini planlamak, çocuğun kültürünü yansıtmasına olanak sağlamak, program amaçlarının gelişimsel ve gözlenebilir olmasını sağlamak gibi bazı ilkelerin önemli olduğunu belirtmiştir (Catron ve Allen, 2003, s.158-159).

Sonuç olarak, nitelikli bir eğitim programı çocukların yaş, gelişim ve eğitim gereksinimlerinden yola çıkar, bütün çocukların etkinliklere katılımını hedefler. Hedeflenen kazanımlar doğrultusunda eğitim durumları geliştirilir ve desteklenir. Çevre düzenlenmesi ve materyal seçimi, uygun yöntem ve teknikler, ortamın düzenlenmesi, etkinlikler arası geçişler, eğitim durumlarına uygun yapılır ve verilen eğitim mutlaka değerlendirilir (Güven, 2013, s.84, Darıca, 2004, s.20).

Böylece gerekli hedefler ve ilkeler doğrultusunda geliştirilecek nitelikli okul öncesi eğitim programları yenilikçi, yaratıcı, kendi problemlerini çözebilecek kadar güçlü, olayları yaratıcı bir şekilde değerlendirebilen, kendilerinin ve diğer kültürlerin değer yargılarını ve anlayışlarını yorumlayabilen ve bütün bu özelliklerini insanlık adına kullanabilen bireylerin yetişmesine temel oluşturabilecektir (Tuğrul, 2007, s.55).

Okul Öncesi Eğitimi Öğretmeni ve Programı Uygulamada Öğretmenin Rolü

Tesadüfi gelişmelere bırakılamayacak kadar öneme sahip olan yaşamın ilk yıllarını kapsayan okul öncesi eğitim, çocuğun gelişimi ve eğitimi açısından çok önemlidir. Bu nedenle okul öncesi dönemdeki eğitim, bilimsel ve sistematik bir şekilde yürütülmelidir. Eğitim hizmetlerinde ilgili personel ve bu personelin niteliği eğitimin amaçlarına ulaşmada önemlidir (Koçyiğit, 2013, s.220).

Okul öncesi eğitimde yeterli alt yapıyı sağlamak önemlidir. Okul öncesi eğitim programlarının başarısı ve kalitesi için planlama, nitelikli personel yetiştirme, eğitim ve teknik yardım, program değerlendirme ve iyileştirme süreçleri bu alt yapıyı sağlamak için kritik işlevlerdir (Azzi-Lessing, 2009). Programın niteliğinin yanı sıra öğretmenin programı uygulamadaki rolü de bu kritik süreçlerden birini oluşturmaktadır.

0-6 yaşlarını kapsayan okul öncesi dönemdeki çocuğa gerekli bilgi, beceri, tutum ve temel alışkanlıkların kazandırılması ve çocukların toplumun değer yargılarını öğrenip uygulayabilmesi, planlı bir eğitim ve rehberlik hizmetleri ile sağlanabilir. Bu rehberlik

(34)

17

görevi de, bir eğitim programı dahilinde öğretmene düşmektedir (Kandır‟dan aktaran Düşek, 2008).

Okul öncesi öğretmeni şüphesiz ki okul öncesi eğitim faaliyetlerini sağlıklı bir şekilde yürütecek olan kişidir. Öğretmen, öğrenme ortamlarını oluşturan kişi olması itibarı ile de büyük önem taşımaktadır (Büyükkaragöz, 1999, s.67-68).

Öğretmenler iki yönlü bir eğitim süreci içinde sorumluluklarını yerine getirmek zorundadır. Bu bir boyutuyla öğretmenin kendi eğitimini barındıran prensipleri kapsarken diğer boyutuyla da çocuğun eğitimi için gerekli öğretim prensiplerini kapsar. Öğretmen sürekli bir öğrenme süreci yaşayan aktif öğrenci rolündedir. Öğretmenlik, “formal öğrencilik sınırlarını aşan ve asla mezuniyet seviyesine gelinmeyen, sonsuz bir sorumluluk bilincini gerektiren öğrenciliktir” (Tuğrul, 1993, s.291).

Öğretmenlik, genel ve özel yeterlilikleri gerektiren bir meslektir.

Öğretmenlik mesleğinin genel yeterlilikleri MEB (2006)‟da altı başlık altında şöyle verilmiştir:

Kişisel ve mesleki değerler-mesleki gelişim; öğretmen, öğrencileri birey olarak görür, değer verir. Öğrencilerin sosyal ve kültürel farklılıklarını, yaptıklarını ve ilgilerini dikkate alarak en yüksek düzeyde öğrenmeleri ve gelişmeleri için çaba harcar.

Öz değerlendirme yaparak değişim ve gelişim için çaba harcar. Yeni bilgi ve fikirlere açıktır, kendisini ve kurumu geliştirmede etkindir. Mesleği ile ilgili mevzuatı takip ederek bunlara uygun davranır.

Öğrenciyi tanıma; öğretmen sınıfında bulunan öğrencilerin fiziksel, sosyal, bilişsel, dil, duygusal, kültürel gelişim düzeylerini, öğrenme biçimlerini, güçlü ve zayıf yönlerini, ilgi ve gereksinimlerini bilmeli ve öğrenciyi yakından tanımaya çalışmalıdır.

Öğretme ve öğrenme süreci; bu sürecin etkili olabilmesi için öğretmen tarafından uygun psikolojik ve fiziksel boyutları ile öğrenme ortamları çocuklarla birlikte düzenlenerek onlara uygun yöntem, teknik ve stratejilerin seçilmesi gerekmektedir.

Öğrenme ve gelişimi izleme ve değerlendirme; programı, çocuğu ve öğretmenin kendini değerlendirmesi ve bu değerlendirmelerin öğretim sürecini desteklemesidir.

Okul, aile ve toplum ilişkileri; öğretmen, okulun bulunduğu çevrenin doğal, sosyo-kültürel ve ekonomik özelliklerinin farkında olarak çevrenin sorunlarına duyarlı olmalı ve bunları

(35)

18

öğretim sürecine yansıtabilmelidir. Öğretmen, ailelerin sosyo-ekonomik ve kültürel özelliklerini tanımaya yönelik çeşitli etkinlikler düzenleyebilmelidir.

Program ve içerik bilgisi; öğretmen, özel alan öğretim programının ilkeleri, yaklaşımı, amaçları ve içeriğiyle tutarlı somut bilgi ve anlayış sahibi olmalı; özel alanda gerekli olan öğrenme yollarını çocuklara kazandırmak üzere öğretme-öğrenme ortamını, yöntem ve teknikleri, eğitim planındaki araç-gereç ve materyallerini güvenli ve etkili bir şekilde düzenlemeli ve kullanabilmelidir.

Öğretmen, özel alan öğretim programında yapılan değişiklikleri izleyebilmeli, programların geliştirilmesi sürecine uygulamada yaşadığı sorunlar ışığında çözümler önerebilmeli, program içeriğini, çocukların ihtiyaçlarına ve gelişim düzeylerine uygunluk açısından değerlendirebilmeli ve kendini bu konuda sorumlu hissedebilmelidir.

Okul öncesi öğretmeni için özel yeterlik alanları ise MEB (2008)‟de yedi başlık altında toplanmıştır:

Gelişim alanları; öğretmen, gelişim alanlarını desteklemek üzere eğitim sürecini planlayabilmeli, eğitim ortamlarını düzenleyebilmeli, uygun materyalleri seçebilmeli ve eğitim faaliyetlerini yürütebilmelidir.

Ailelerle iletişim, aile katılımı ve eğitimi; öğretmen, ailelerle iletişim kurabilmeli, aile eğitim etkinliklerini yürütebilmeli ve böylece programda aile katılımını sağlayabilmelidir. Değerlendirme; öğretmen, programı, çocukları ve kendini değerlendirebilmelidir.

İletişim; etkin dinleme, empati kurma, kendini ifade etme ve bilişim teknolojilerini kullanabilme yoluyla ailelerle ve çocuklarla etkili iletişim kurabilmelidir.

Yaratıcılık ve estetik; öğretmen, çocukların araştırma, keşfetme ve alternatif çözüm yolları üretme, özgün ürünler oluşturma, estetik anlayış ve seçicilik becerilerini geliştirebilmelidir. Okul ve toplumla işbirliği yapma; öğretmen, çocukların, ulusal bayram ve törenlerin anlam ve öneminin farkına varmalarını ve katılımlarını sağlayabilmeli, ulusal bayram ve törenlerin yönetim ve organizasyonunu yapabilmeli, okulun kültür ve öğrenme merkezi haline gelebilmesinde toplumla işbirliği yapabilmelidir.

Mesleki gelişim sağlama; çocukların gelişimini desteklemek ve eğitimin etkinliğini arttırmak amacıyla öğretmenin kendini sürekli yenilemesi ve geliştirmesidir.

(36)

19

Mesleki ve özel yeterliliklerin yanı sıra okul öncesi öğretmeninin sahip olması gereken özellikler;

 Çocuk gelişimi ve eğitimi, çocuk beslenmesi ve sağlığı konularında bilgi sahibi olmak

 Müzik, resim, drama, oyun gibi konularda bilgili olmak ve çeşitli eğitim materyallerini hazırlayabilecek ve kullanabilecek beceriye sahip olmak

 Okul öncesi eğitim programları konusunda gerekli bilgiye sahip olmak  İyi bir mizah duygusuna sahip olmak

 Çocukça davranışlardan sıkılmamak  Sabırlı olmak

 Sorumluluk sahibi olmak

 Dikkatli ve iyi bir gözlemci olmak  Yaratıcı olmak

 Yeniliklere uyum sağlayabilmek  Çocukların ihtiyaçlarını önemsemek  Türkçeyi doğru ve güzel konuşmak  İletişim becerilerine sahip olmak  Farklı konularda bilgi sahibi olmak  Hoşgörülü ve esnek olmak

 Dış görünüşüne dikkat etmek

 Okul yönetimi, diğer öğretmenler ve ailelerle işbirliği yapabilmek  Güvenilir olmak

 Çocuk ve aile hakkında bilgileri toplamak, bu kayıtları tutmak ve güvenli bir şekilde saklayabilmek

 Doğru ve hızlı kararlar verebilmek  Önyargılı olmamak

 İyi bir meslek ahlakına sahip olmak  İyi bir model ve rehber olmak

 Kendini geliştirmeye ve yeniliklere açık olmak

(37)

20

Öğretmen niteliklerinin nasıl olması gerektiği konusunda yapılan çalışmalara bakıldığında araştırmaların daha çok etkili öğretmenin nitelikleri üzerinde odaklandığı görülmektedir. Yapılan araştırmalar incelendiğinde etkili öğretmenin temel özellikleri; coşku, içtenlik, güvenirlik, yüksek başarı beklentisi içinde olma, destekleme, işbirliği, esneklik ve bilgililik olarak sekiz başlık altında toplanmıştır (Demirel‟den aktaran Dağlıoğlu, 2012, s.43).

Okul öncesi eğitim hizmetlerinin gerçekleştirilmesinde fiziksel ortam, araç-gereç ve program ne kadar yeterli olursa olsun, beklenen yararın sağlanması, bu programları uygulayacak öğretmenlerin niteliğine bağlıdır (Sözer, 2002, s.131). Nitelikli programlar uygulayıcı tarafından doğru uygulanmadığında verimsiz hale gelebilir. Bu nedenle programı planlamada ve uygulamada öğretmenlere büyük görevler düşmektedir.

Kandır (2009, s.8)‟ a göre eğitimciler; gelişim alanlarına, temel yaşam becerilerinin geliştirilmesine, bilişsel süreç becerilerine, estetik yargı ve yaratıcı düşünme becerilerinin desteklenmesine, sorumluluk eğitimine, farklılıklara saygı eğitimine, barışçıl davranış becerilerinin gelişimine, canlılara saygı ve çevre duyarlılığının geliştirilmesine ve dünya vatandaşı olma duyarlılığı geliştirilmesine özen göstererek programlarını bu anlayış içerisinde oluşturmalı, bağımsız ve uyumlu bireyler yetiştirmenin ancak bu anlayış çerçevesinde mümkün olduğunu unutmamalıdırlar. Öğrenmeyi öğretme anlayışı içerisinde nitelikli bir eğitim süreci için gerekli becerileri öncelikle kendileri kazanmalı ve çocuklara doğru modeller olmalıdırlar.

Okul öncesi öğretmeni, programı uygularken, her çocuğun farklı gelişimsel ve bireysel özellikleri olduğunu ve farklı yeterliliklere sahip olduğunu daima aklında bulundurmalıdır. Öğretmen, bu yeterlilikleri dikkate alarak çocuğa yeni öğrenme deneyimleri sunduğunda çocuğun gelişimini desteklemiş; toplumsal yeterliliğini arttırmış ve gelecekteki okul başarısını olumlu yönde etkilemiş olur.

Öğretmen çocuğun var olan yeteneklerini geliştirmesine ve yeni beceriler edinmesine destek olmak için etkinlikler esnasında sonuçtan daha çok sürece önem vermeli, çocuğun çabalarına odaklanmalı, bu çabaları takdir etmeli, çocuğa iyi bir model olmalı ve yeni öğrenme ortamları yaratmalıdır. Öğretmen bütün bu yaklaşımları oyun sırasında veya yapılandırılmış etkinliklerde kullanabilmelidir. Aynı şekilde öğretmenin öğrenme ortamını; gelişimi destekleyici bir şekilde düzenlemesi, çocuğu keşfetmeye yöneltmesi için belirli aralıklarla güncellemesi ve bireysel, küçük grup veya büyük grup etkinliklerinde her

(38)

21

çocuğun kazanımlara ulaşmasına yardımcı olmak için fırsat eğitimine yer vermesi oldukça önemlidir (MEB, 2013, s.13-14).

Öğretmenin rolü, çocuk için öğrenme koşulları yaratmak, aktiviteleri planlamak ve organize etmek, objektif bir gözlemci olarak hareket etmek, sorularla öğrenme alanını genişletmek, aktif keşif yöntemi ile kendi öğrenmeleri için çocukları teşvik etmektir (Lindsay, 2013, s.15).

Okul öncesi öğretmenlerinin çok iyi bir gözlemci olmaları gerekmektedir. Aynı anda pek çok çocuğu takip edebilmeli, onların tüm gelişim özelliklerini, ilgilerini, ihtiyaçlarını ve yeteneklerini fark edebilmelidir. Bu ilgi, istek, yetenek ve gelişimlerine bireysel olarak destekte bulunması gerekmektedir. Tüm bunları yapabilmesi için öğretmenlerin çocukları tanıma tekniklerini, çocukların en iyi öğrenme yöntemlerini çok iyi bilmesi ve uygulaması gerekmektedir (Çalışandemir, 2002).

Öğretmen, her an yeni bilgilere ve deneyimlere açık olan, hevesli, dinamik ve meraklı bir öğrencidir. Temel hedefi ise, çocuğa sürekli bilgi aktararak onu bilgilendirmek değil, bilgi kaynağına dikkat çekmek, öğrenmeye ilgiyi başlatmak ve öğrenmeyi öğretecek düşünce sistemini geliştirmektir. Öğretmen, çocuğun oyun arkadaşıdır. Öğretmen, çocukla birlikte oynayan, dans eden, resim yapan, sevilen, üzülen ve üreten gerçek bir ortaktır. Öğretmen, dikkatli bir gözlemci ve raportördür. Öğretmen çok önemli düzeyde planlamacıdır. Öğretmen yaratıcı bir sanatçıdır. Öğretmen yönlendirici bir liderdir (Tuğrul, 1993, s.291-295).

Tüm bu yeterliliklere ve özelliklere sahip okul öncesi öğretmenleri, nitelikli eğitim programları ile birleştiğinde çocukların gerçek anlamda faydalanabileceği eğitim ortamları oluşturulabilecektir.

Okul öncesi eğitiminin vazgeçilemez bir gereklilik olarak algılanması öncelikle, eğitimsel dönüşümün öncüleri olan öğretmenler aracılığıyla gerçekleşecek bir süreçtir (Bayındır, 2007, s.23).

Ülkemizde okul öncesi eğitim niteliğinin ve oranının artması, ancak bu niteliklere sahip öğretmenlerin varlığı ile mümkün olacaktır (Dağlıoğlu, 2012, s.47).

(39)

22

Türkiye’de Uygulanan Okul Öncesi Eğitim Programları

Türkiye‟deki okul öncesi eğitim programları incelendiğinde beş temel programın 1952‟den başlayarak uygulandığı görülmektedir.

İlk olarak uygulamaya konulan 1952 anaokulları programının temel özellikleri incelendiğinde, bir eğitim programında yer alması gereken temel öğelerden çocuklara kazandırılmaya yönelik amaçlar kısmının yer almadığı görülmektedir. Bunun yerine günlük faaliyet şeması verilmiştir. Günlük faaliyet şemasında kahvaltı, uyku ve oyun saatleri belirtilmiştir. Oyun, müzik vb. etkinlikler ve bu etkinliklerin uygulanışına yönelik günlük çalışma programı ise ekler bölümünde ayrıca verilmiştir. Günlük etkinlik şeması, programın öğrenme süreçlerine karşılık gelmektedir. Öğrenme sürecine yönelik olarak anaokulunda çeşitli faaliyetler başlığı adı altında oyun, müzik, iş etkinliklerinin nasıl yapılması gerektiği, hangi materyallerin nasıl kullanılabileceği ve öğretmenin dikkat etmesi gereken hususlar açıklanmıştır. Eğitim ortamlarının düzenlenmesi ile ilgili olarak bahçe oyuncakları, bunları seçme kriterleri ve anaokulu bina planları verilmiştir. Aile katılımı çalışmaları ile ilgili velilerle münasebetler başlığı altında çocuğu tanımak için ve okulda verilen eğitimin sürekliliğini sağlamak için ailelerle işbirliği ve görüşmeler yapılması gerektiği, bunun için de hangi konularda ailelerle ortak kararlar alınması gerektiği maddeler halinde açıklanmıştır. Değerlendirme unsuru ile ilgili olarak iyi bir anaokulu için bazı ölçütler başlığı altında okulun, öğretmenlerin ve çocukların sahip olması gereken özellikler belirtilmiş fakat değerlendirmeye ilişkin başka bir açıklamaya yer verilmemiştir (Alisinanoğlu ve Bay, 2007).

İkinci olarak uygulamaya konulan okul öncesi eğitimi programı ise 1989 MEB okul öncesi eğitim programıdır. Bu program incelendiğinde 4-5 yaş grubu çocuklar için amaçlar öğesine yer verildiği görülmektedir. 4-5 yaş grubu çocuklarının eğitim amaçları; beden ve hareket gelişimi, sosyal ve duygusal gelişim, zihin gelişimi ve dil gelişimi ile ilgili olmak üzere dört alanda düzenlenmiştir.

Bu programda okul öncesi eğitimin amaçları, eğitim ilkeleri, 4-5 yaş grubu çocuklarının eğitim amaçları, günlük faaliyet çizelgeleri ve her iki yaş grubu için birlikte ele alınacak üniteler ile belirli gün ve haftalar yer almıştır. 4-5 yaş grubu için örnek üniteler listesi hazırlanmıştır. Bu örnek ünitelerden bazılarının amaçları, davranışları ve konu başlıkları hazırlanmıştır. Bunun yanı sıra, programda yer alan ünitelere ek olarak başka yeni üniteler ve konular alınabilmekte veya mevcut ünite ve konulardan çevre ile ilgili olmayanlar

(40)

23

çıkarılabilmektedir. Program hem uygulanması hem de geliştirilmesi bakımından esnek bir program özelliği taşımaktadır (MEB‟den aktaran Akkaya, 2009).

Bu programda yıllık plan örneği verilmemiş, fakat ünitelerin listesi, kazandırılacak amaç ve davranışlar ile belirli gün ve haftaların tarihleri açıklanmıştır. 1989 MEB okul öncesi eğitim programında eğitim ortamlarının düzenlenmesi, aile katılımı ve eğitimin değerlendirilmesine yönelik öğretmenlere herhangi bir bilgi verilmemiştir (Alisinanoğlu ve Bay, 2007).

Üçüncü olarak 1994 MEB okul öncesi eğitim programının uygulandığı görülmektedir. Bu programda amaçlar kavramı hedef olarak değiştirilmiştir. İlk kez 0-36 aylık, 37-60 aylık ve 60-72 aylık çocuklara yönelik üç ayrı yaş grubu için hedefler ve hedef davranışlar oluşturulmuştur. 1994 MEB okul öncesi eğitim programında hedefler; kendinin farkında olma, öz bakım becerileri, estetik ve yaratıcılık gelişimi, sosyal gelişim, duygusal gelişim, psikomotor gelişim, bilişsel gelişim ve dil gelişimi ile ilgili olarak farklı alanlarda yer almıştır. Programın içerik unsurunda hedefler ve hedef davranışları kazandırmada araç olarak kullanılabilecek konu ve konu analizleri örnekleri verilmiştir. Konu analiz tabloları (belirtke tablosu) verilerek kolaylık sağlanması amaçlanmıştır. Programda eğitim ortamının düzenlenmesine yönelik bina özellikleri ve sınıf düzenlenmesine ilişkin dikkat edilmesi gereken noktalar ile ilgili herhangi bir bilgi verilmemiştir. Ancak eğitim araç-gereçleri ile ilgili ve köşelere hangi materyalin konulabileceğine yönelik açıklamalar yapılmıştır. Programın uygulanmasında dikkat edilecek hususlar ve aile katılımı ile ilgili açıklamalar verilmiştir. Bu programda değerlendirme sürecine yönelik ise, günlük planda değerlendirme yapılması ve çocukların gözlem kayıt formunun tutulması gerektiği belirtilmiş ve örnek formlar sunulmuştur (Alisinanoğlu ve Bay, 2007).

1994-1995 öğretim yılından itibaren uygulanan programlar, eskisine göre daha kapsamlı olarak hazırlanmış ve konu merkezli değil çocuk merkezli bir yaklaşım benimsenmiştir. Programlarda yaparak-yaşayarak öğrenme ilkesi esas alınmış ve çocukların çok yönlü gelişimleri hedeflenmiştir. Ayrıca programlar farklı gelişim özelliği gösteren çocuklar ve farklı olanaklara sahip bölgeler için değişik uygulamalara imkan verebilecek bir esnekliğe sahiptir (Güler, 2001).

1994 Okul Öncesi Eğitim Programı‟nın kullanımına ilişkin olarak yapılan araştırmalara, uygulama ve gözlem sonuçlarına göre öğretmenlerin programlarında hedef ve kazanılması beklenen davranışları ön planda tutarak konuları araç olarak kullanmak yerine çoğunlukla

Şekil

Tablo 1.Türkiye‟de Uygulanan Okul Öncesi Eğitim Programları
Tablo 2. Öğretmenlere Ait Demografik Özellikler
Tablo 3. Öğretmenlerin Program ile İlgili Hizmet İçi Eğitime Katılma Durumlarına İlişkin  Dağılım
Tablo  5‟e  göre,  öğretmenlerin  %18,9‟u  okul  öncesi  eğitim  programını  kısmen  incelemiş,  %81,1‟i  ise  incelemiştir
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Anket sonuçlarına göre öğretmen ve öğrencilerin fi­ zik ders kitaplarına ve laboratuvarın fizik öğretimini destekleme düzeyine ait

Tukey testi ile farkın hangi gruplar arasında olduğuna bakıldığında, bütün deney gruplarının kontrol grubu arasında deney gruplarının le­ hine anlamlı bir

[r]

Şekil 3.12 Harita üzerinde hedef nokta için oluşturulmuş simge ve konum bilgisi

Varlıer ve Vuran (2006) tarafından yapılan çalışmada, okul ön- cesi eğitimi öğretmenlerinin özel gereksinimli çocukların kaynaştırma yoluyla eğitilmelerine

(2003) Okuloncesi Eğitime Aile Katılımı Ve Psikososyal Gelisim. Okul Öncesi Eğitim Programı. Okul Öncesinde Özel Öğretim Yöntemleri. Ankara: Anı Yayıcılık.

Gültekin, Çubukçu ve Dal’a (2010) göre öğretmenlerin temelindeki eğitim ne kadar nitelikli olursa olsun mesleki ve kişisel başarı için hizmet içi eğitime

Çalışmada programlara 1-5 defa ve 6-10 defa katılan öğretmen ve yöneticilerin hizmet içi eğitim uygulamalara katılma istekliliği, 11 defa ve üzeri kez programa