• Sonuç bulunamadı

Emirganda Hidiv İsmail Paşa sahilhanesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Emirganda Hidiv İsmail Paşa sahilhanesi"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

/

f TARİHTEN S A H iF E L E R İ

Emirganda

İsmail

paşa sahilhanesi

Koca Hüsrev paşanın vefatından sonra Emirgândaki sahilhane Mus­ tafa Reşit paşaya intikal etti.

Reşit paşanın yeni sahilhanesi mü- nasebetile Zİver paşa söylediği ta­ rihte:

Bu sahilhaneyl teşrif İle kıldı yünmaldt Makam e'ttikçe bu çayı lâtifi

her zaman zatın

Safayı billâh kolsun m cfh arl

hazret! mabut Bu tarihin günleri pirayel tebriktir

Zİver Reşit paşaya sahilhane ola daimn

mes’ut 1272

Reşit paşa yeni ikametgâhında uzun bir ömür sürmedi. Fakat Emir- gân yalısı Reşit paşanın oturduğu yıllarda mühim ziyaretlere, görüşme­ lere sahne oldu.

Reşit paşa yalısını büyük bir zevkle tanzim etmişti. Deniz tarafındaki bir odada oturan Reşit paşanın bir gün ziyaretine gitmiş bulunan Sahip Molla Deyin anlattığına göre: (Yalı baştım başa yeni hasırlarla döşen­ miş, Sadrazamın odası sarıya boyan­ mış, döşemeler perdeler hep sarı renk kümaştanmış, paşa kanarya sarısı entari ve üstüne sarı Şam hır­ kası giyiyormuş, pabuçları sarı ve parmağındaki yüzük de sarı yakut­ muş.)

1856 tarihinde Giritli Mustafa paşa

Yazan:

i

HALCE Y. ŞEHSÜVAROĞLU |

sorunca (Cennetlere gitti, cennetlere gitti) der ve yine müttasıl koşarmış.

(Mührü hümayun) saraya takdim edilmek üzere o gün yalıda bulunan Yusuf Kâmil paşaya verilmişti. Paşa Reşit paşanın kayıbmdan büyük bir teessür duydu.

Mabeyinciler Reşit paşanın ölümü­ nü Abdülmeclde söyleyemediler. Niha­ yet yazı yazarken mührü usulca götü­ rüp yanma bıraktılar. Hasıl olan tı­ kırdı üzerine meşguliyetini bırakan Padişah mührünü görünce (Yoksa Sadrazama bir şey mi oldu) diye ba­ ğırdı. Bunun üzerine kendisine acı hakikat anlatılarak başsağlığmda bu­ lunuldu.

7 ocak 1858 tarihinde ölen Reşit paşanın cenazesi hususi bir vapurlar Emirgândan İstanbula geçirildi. (Er­ tesi günü cenaze alayında toplanmış olan halkın çokluğu) nezaketinin, merhametinin ve cömertliğinin kendi hakkında uyandırmış olduğu sevgi ve saygıyı gösteriyordu.

Paşanın beş oğlu kaldı, bunların en büyüğü bâlâ rütbesinde ve Parlste elçi İdi. İkincisi müşir rütbesinde ve meclisi Alî Azasmdandı. Üçüncüsü Padişah damadı ve Nazırlardandı. Dördüncüsü bâlâ rütbesiyle meclis! âlide bulunuyordu. Beşincisi ise fe­ rikti.

Sadaretinde Reşit paşa yalısının ko­ rusundaki köşkünde inzivaya çekil­ mişti. O sıralarda bazı siyasî hâdi­ selerle sıkılmış bulunan Abdüîmeclt Mabeyinci Osman beyin teşvikiyle Reşit paşanın fikrini almaya karar verdi.

Paşanın Mabeylne çağnljnası vü­ kelâ arasında Sadarete getirileceği dedikodusunu uyandıracağı İçin Os­ man bey Padişahın evvelce kendisine İhsan ettiği köşke gitmesini ve ora­ da gizlice görüşmelerini ileri sürdü. Sultan Mecit (Demek ki sen beni onun ayağına götüreceksin) deyince Osman bey (Estağfurullah efendim, orası efendimizin kendi kasrı hüma­ yunlarıdır, paşa kulunuzu orada ka­ bul buyurmuş olacaksınız) gibi söz­ lerle Padişahı İkna etti. El]

Osman bey, Reşit paşaya haber göndererek gelinecek günü bildirdi. Paşa köşkün içini ve etrafını güzel bir şekilde hazırlattı ve ziyaret günü Padişahı yarım saatlik bir mesafeden karşıladı. Abdüîmeclt, paşaya (Vü­ kelâ bu akşam sefarete gidiyorlar, ben de size geldim) diyerek iltifat etti.

Kasırda Padişahla eski Sadrazamı uzun uzun görüştüler. Sultan Mecit köşkün ve etrafının temizliğine, in­ tizamına ve Reşit paşanın zarif mu­ amelelerine meclûp oldu. Bilhassa paşa fikrini işgal eden meseleyi de kolaylıkla halletmiş ve iyi bir yol bulmuştu.

Emirgân köşkünde Reşit paşanın tekrar Sadarete getirilmesi 'kararlaş­ tırıldı. Abdüîmeclt pek memnun kal­ dığı bu ziyareti uzatmak ve akşam yemeğini de orada yiyip gece deniz­ den dönmeyi arzu etti. Esasen her türlü hazırlık yapılmış olduğundan mükemmel bir ziyafet çekildi ve Pa­ dişah gece beyaz kayıkla İstanbula döndü.

O gün Tarabyada Fransız sefirinin davetlisi bulunan Sadrazam Giritli Mustafa Naili paşa ve diğer vükelâ, Reşit paşa yalısı önünde beyaz bir kayık görüp telâşa düşmüşlerdi. Fa­ kat bazıları bunun İngiliz sefirinin yeni yaptırdığı beyaz kayık olduğunu, paşanın hocasının kendisini ziyarete gelmiş bulunacağını söylediler. Fa­ kat az sonra diğer saray kayıklarını da görünce işi anlayarak Fransız se­ faretindeki daveti pek neşesiz geçir­ diler. T2]

Reşit paşa altıncı defa Sadarette bulunurken bir soğuk algınlığı İle bir kaç gün makamına gidememiş ve ya­ bancı elçiler kendisini Emirgân yalı­ sında ziyarete gelerek hâtırını sor­ muşlardı.

Paşa iyileşince Tarabyadakl sefa­ rethanelere gidip ziyaretleri iade et­ miş ve o sıralarda aldığı bir cariye- sînln oturduğu eve de gitmişti. Yalı­ ya döndükten sonra hamamda iken füceten vefat etti. [3]

Sarraf İhtiyar Kamanto o gün Re­ şit paşayı ziyaret etmek üzere Emir­ gân yalısında bulunuyormuş, üst kat selâmlık sofasında otururken paşanın Ölümü İle harem dairesinde kopan feryatları İşitmiş ve sofanın bir ba­ şından öbür başına (Paşa gitti, paşa gitti) diye bağırarak koşmaya başla­ mış, kendisini duyan ağalar yukarı gelîp telâşla (Paşa nereye gitti) diye

Reşit paşa ile oğulları ayda dört bin İngiliz lirası kadar bir aylık ve tah­ sisat alıyorlardı. Paşanın bir Çerkeş kadım olan ikinci eşine de hâzine­ den iki yüz yirmi İngiliz lirası tuta­ rında maaş bağlanmıştı) [4].

Reşit paşanın ölümünden bir müd­ det sonra Emirgân yalısı Mirîce is­ tirdat edildi. Yalı bir müddet Padi­ şah sarayının feriyeleri arasına gir­ miş ve burada bir İki yabancı misafir de ağırlanmıştı.

Sonraları Emirgân sahilhanesi Sultan Mahmudun Atiye sultanla, damat Fethi paşadan torunları olan Feride ve Senlye hanım sultanlara tahsis edilmişti.

1864 yılında Sultan Aziz hanım sultanların İkamet ettiği Emirgân sahilhanesini (Mısır valil vâlâ şanı fahametlû devleti® paşa hazretleri­ ne) ihsan etti.

Bu suretle Hidlv İsmail paşaya in­ tikal eden yalı büyük bir zenginlik ve debdebe içinde parlak tarihini de­ vam ettirdi.

İsmail paşa yeni yalılar, köşkler yaptırarak Emirgâm daha mamur bir hale getirmişti. Koru clvarmda bir de hastane inşa ettirdi.

Sultan Azizi davet etmek üzere koruda İnşa edilen köşke Padişah gelmiş ve pek muhteşem bir şekilde ağırlanmıştı. İsmail paşa Sultan Azize o gün için hazırlattığı ve üzer­ lerinde Padişahın markasını taşıyan gayet kıymetli gümüş ve kristal ta­ kınıl ariyle bir ziyafet çekmişti.

İsmail paşa Hidivlikten ayrıldık­ tan sonra II. Abdülhamidln müsaa­ desi üzerine İstanbula gejmiş ve Emirgân yalısına yerleşmişti.

İsmail paşa sahilhanesinin eski Boğaziçi mehtap âlemlerinde mü­ him bir yeri vardı. Mehtaplı geceler­ de Hldivin sahilhanesinde Mısırdan getirilmiş bir saz takımı çalar ve saza Mısırlı kadın hanendeler işti­ rak ederlerdi. O gecelerde yalının önü sandallarla dolardı.

İsmail paşa yalısında 1895 sene­ sinde vefat etti. Ondan sonra yalıda bir müddet ailesi erkânı oturmuş ve 1927 yılında bu güzel ve tarihî bina verese tarafından yıktırılmıştı.

Bu acıklı manzarayı gören mual­ lim M. Cevdet-yıkıntı yerindeki inti­ halarım şöyle not etmiştir: (Mirgün- de Hidlv İsmail paşanın fevkalâde müzeyyen yalısı ve yanmda Giritli Mustafa paşadan satın aldığı saray gibi konağı ağır vergiler yüzünden veresece yıktırılmıştır. Giritlinin ko­ nağı 1927 de yıktırıldı. Kidlvin sa­ hilhanesi tam biı yıldır hedmedil- mektedir. Bu kaydı yazdığım eylül 1929 da hattat İzzet efendi tarafın­ dan 1306 tarihinde Surei Yusuf ya­ zılan müzehhep tavandan maada bütün akşamı yıkılmıştı. Ne kadar müteessir oldum. Rivayete göre bu müzehhep oda tavanını ftyâtı keri­ menin nefasetine halel gelmemek şaı-tiyle bir prens satın alıvermiş. Demek ki bu «göbek» kısmım usta­ lıkla İhraç edecekler bakalım.

I haziran 1930 da tekrar oradan geçiyordum. O muhteşem yalı serâpa yıkılmış azametli ve enfes tavan ile alçı üzerine altınla muharrer Surei Yusuf birer metre tulünde 12 parçaya bölünmüş, güneş vc

yağ-TT- so tim

Sunî kumaşlar, dikişsiz

elbise!

Birleşik Amerikada kadınlar fıstık ve cam, erkekler de süt ve tavuk tüyü I gibi malzemelerden yapılmış elbiseler giymektedirler!...

Amerikalı fen adamları ipek bö­ ceğinin ve koyunun meydana getirdi­ ğinden daha İyi ipek ve yün sağlamak gayesiyle bir çok maddelerden İplik imal etmeğe muvaffak oldular. Sunî ipek ve yün tabiî gaz, klorin, petrol, hava ve su, fıstık, cam, süt ve tavuk tüyleri gibi malzemelerden meydana getirilmektedir.

Bu gibi kumaşlar gayet elverişli ve konforludur. Bu kumaşlar hakikî o- lanlardan daha dayanıklı ve daha u- cuzdur. Kumaşlar hususî maklnalar- dan faydalanmak suretile örülmekte- dir.

Halen rayon İsmi verilen sunî ipek eskisine nazaran büyük ölçüde inkişaf ettirilmiştir. Şimdi sunî İpekten mey­ dana getirilen kumaşlar birçok işler., de kullanılmaktadır. Bugün, Birleşik •Amerikada yapılan kadın elbiseleri­

nin üçte ikisinde rayon’han ve yahut da rayon ve diğer ipliklerden vücuda getirilen kumaşların kullanıldığı -tah­ min edilmektedir. Rayon ipliğinin kı­ sa kısa kesilebilmesi neticesinde elde edilen inkişaf rayon kumaşlarının is­ timal sahasını genişletmiştir. Üstelik bu iplikleri İstimal etmek suretile meydana getirilen elbiselerdeki bu­ ruşukluklar, elbise asılır asılmaz der­ hal zail olmaktadır.

Bu gibi hakiki sentetiklerin ilkini naylon teşkil etmektedir. Umumiyet İtibariyle kömür, hava, su vo mısır gi­ bi maddelerden meydana getirilen naylon kumaş on yıl önce tecrübe mahiyetinde İmal ediliyordu. Halbuki, bugün Birleşik Amerikada naylon kumaş hemen hemen her mağazada satılmaktadır.

Yün naylondan yapılan svcterler ve çoraplar yıkandıktan sonra ütüye ihtiyaç göstermeden esas şekillerini muhafaza etmektedirler. Bu yüzden yün naylondan yapılan bluzlar, elbi­ seler ve İç çamaşırları Amerikada bü­ yük ölçüde rağbet görmektedir.

Vlnyon da hakikî sentetikler ara­ sında yer almaktadır. Vlnyon, tabiî gaz ve klorinden elde edilen ethyîene- den meydana getirilmektedir. Vlnyon, suya ve kimyevî aşınmaya dayandığı gibi haşeratm hücumundan da zarar görmemektedir.

Vlnyon gibi ethylene ve klorinden elde edilen vlnylidine sentetik fab­ rikaların diğer bir grupunu teşkil et­ mektedir. Görünüş bakımından bun­ lar gayet parlaktır ve rengârenk ol­ dukları İçin tezyinat işlerinde kulla­ nılmaktadır.

Amerika Birleşik Devletleri Ziraat Nezareti tavuk tüyünden yüne ben­ zeyen bir fibra meydana getirmeğe muvaffak olnruştur. Ticaret bakımın­ dan bu fibralarla alâkadar olan bü­ yük bir kumpanya 38 tavuk tüyün­ den bir erkek elbisesinin yapılabile­ ceğini açığa vurmuştur. Diğer muhte­ lif malzemelerden fibralar meydana getirilmektedir.

Kumaş işile uğraşan fabrikatörler sunî kumaş alanında şimdiye kadar müşahede edildiğinden çok daha faz­ la inkişafın yer alacağını tahmin et­ mektedirler.

Şimdi, Birleşik Amerikada alelade ni bir usulle dikişsiz dikilebilen bir ku maden kaynağında nfarkr olmıyan ye maşın mevcudiyeti göz önünde tutu­ lacak olursa, istikbalde bütün elbise­ lerin dikişsiz dikilebileceği kabul edi­ lebilir. MUAMMER KARACA O P E R E T İ Bu akşam MAKSİM’de 20,30 da B O R A Z A N K Â Z I M

Cumartesi ve Pazar - Matineler saat 15 te Çarşamba gündüz ve gece tenzilâtlı

Pazartesi akşamları temsil yoktur. Telefon: ««33

ın ım fiın ıııııııııın ıırıifn m m M iiM iiıııııiH m n n m n m m m at»

mur altında topraklarda yatıyor. Bu nefîseyi müzeye haber verdim. Sa­ hiplerini sevaptır diye «İli, hattâ, kırk liraya ikna ettiğim bu bediayıj para yok diye müze almadı. Kendim, Allah rızası için yirmi lira verdim.1 * * 4 5 Sahipleri kabul etmiyorlar. Yarabbi j ne kıymet bilmez olduk. [5].

[1] Emirgân korusunda bir kasn Abdülmecit, Reşit paşaya hediye et­ mişti.

[2, 3] Ali F u af Ricali Miihlmmel Siyasiye.

[4] Amiral Slade Türkiye Seya­ hatnamesi bay Ali-Rıza Seyfi oğlu tercümesi.

[5] — Osman Ergin mnalllm M. Cevdet’in hayatı, eserleri ve kütüp­ hanesi. İstanbul 1937.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Ankara Devlet Balesi, bu yıl Uluslararası İstanbul Festivali’- ne müziğini Bülent Tarcan’ın gerçekleştirdiği “Deli Dumrul” balesiyle katıldı.

Daha sonra rad­ yoda adımı duyunca arkadaş­ larına benim oğlan çok hislidir.. Müzik

Şimdiye kadar “ gazi,, silâh arkadaş­ larının başında kumanda eden Onun maddî varlığı gibi bundan sonra “ şe­ hit,, çocuklarının yanında yaşıyacak

Neither atropine sulfate and ramosetron nor theophylline pretreatment significantly changed the blood flow responses obtained from GLP–2 infusion.. Conclusion: These

Ünlü oyuncular tek tek incelen- diğinde, Kıvanç Tatlıtuğ ile ilgili satın alma niyetine istatistiksel olarak anlamlı etki eden marka denkliği unsurları, etki sırasına

Milletimin münevverlerine, mensup oldukları Türk kütlesinin, zaten asırlar- danberi var olan şahsiyetini bugünün ilim, teknik ve felsefe sahasında

44 sene evvel çıkmış ve o zaman çok beğenilmiş, tutulmuş olan j şarkının güftesi şudur;.. | Entarisi ala {benziyor Şeftalisi bala benziyor Benim yârim

I hope you are keeping excellent health and Allah will grant you good health and success in all