• Sonuç bulunamadı

Nazım Hikmet'in bütün şiirleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Nazım Hikmet'in bütün şiirleri"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yapı Kredi Yayınlarının Delta

Dizisi’nde Nâzım Hikmet’in

“Bütün Şiirleri”nin tek bir kitap

halinde ilgimize sunulması, ölü­

münün 44. yılında, sevindirici

bir iz bıraktı. “Bütün Şiirleri”nin

el altında bulunması, en azın­

dan, arama kolaylığı sağlıyor.

İ

lk basımlarından günümüze doğru

Nâzım Hikmet’in şiirleri değişik yayı­

nevlerinin anlayışı doğrultusunda yeniden basıldı.

Yapı Kredi Yayıncılık, Memet Fuat’ın

düzenlemesini ölçüt alarak Nâzım Hik­ met’in şiirlerini 8 kitapta topladı. Aslında ilk basımları göz önünde bulundurulursa, bütün şiirleri 20 kitaplık bir dizi oluştur­ maktadır.

O ilk basımları, daha sonraki basımları ayrı ayrı alıp, okşar gibi okumak; Nâzım Hikmet’in Türkçeye yeni bir derinlik ka­ zandıran sesini duymak; değişik bir yo­ ruma varır gibi, insanı kendine çekiyor­ du.

“Bütün Şiirleri” tek bir kitapta topla­

nınca eski basımların büyülü gücü yitip gitti mi? “ Bütün Şiirleri”nin 2081 sayfalık tek bir kitapta toplanmasının, ona daha kolay ulaşmak bakımından yararı var

(BÜTÜN ŞİİRLERİ, Nâzım Hikmet, Yapı

Kredi Yayınları, Delta 7, Nisan 2007, İs­ tanbul).

Gene de bu özenle basılmış kitap eski kitapların anısını yok etmiyor.

ESKİ BASIMLAR

Kırıklı yıllarda Nâzım Hikmet’in kitaplan yasaklıydı. Daktiloyla çoğaltılmış şiirleri, pelür kâğıtlarına çekilir, elden ele dolaşır­ dı.

“ Kuvayi Milliye”yi ilk, o pelür kağıtları­ na çekilmiş biçiminden okudum. Nâzım Hikmet, Nurettin Eşfak’ın ağzından şunları söylüyordu:

“- Bizim İstiklal Marşı’nda aksayan bir taraf var,

bilmem ki, nasıl anlatsam, Akif, inanmış adam, büyük şair,

fakat onun, ben,

inandıklarının hepsine inanmıyorum.” Pelür kağıtlarındaki bu “büyük şair” sözünü Kemal Bekir de anımsıyor. Biz onunla kırklı yılların İzmir’inden yakın ar­ kadaşız.

Nâzım haklıdır: “Gelecek günler için gökten ayet inmedi bize. Onu biz, kedimiz vaadettik kendimize.”

Ama bu gerçek, yokluk içindeki Ana­ dolu insanının inanılmaza inanmasına engel değildir. O gizil güç olmasaydı, sı­ radan insanlar birer savaş kahramanına I dönüşemezdi.

Mehmet A k if’in şiir dilinin etkisinde

kalmasıydı, Nâzım Hikmet, “Memleke­

timden İnsan Manzaralan”nı yazabilir

j

miydi? “ Büyük Şair” sözü abartılmış j mıydı? Onu silmiş miydi Nâzım Hikmet? , Yoksa destanı yayıma hazırlayanlann iş- J güzarlığı mıydı?

66 BİN SATIR

KUVAYİ MİLLİYE Destanını Bilgi j Yayınevi çıkardığı zaman, Abidin Di-

j no ’nun resimleriyle daha anlamlı duruma j sokulmuştu. Daha önemlisi Cevdet Kud- ret’in destan üzerine notlan, görmeyi ko- laylaştınyordu.

Nâzım Hikmet’in “ Bütün Eserleri” “8 cilt” olarak 1968’de Sofya’da basılmıştı.

“Dördüncü Cilt”, “ Memleketimden İn­

san Manzaraları” da Abidin Dino’nun re­ simleriyle süslenmişti. Ekber Babayev’in derleyip basıma hazırladığı bu eserler­ den “ Memleketimden İnsan Manzarala­ rında, Nâzım Hikmet’in 1961'de Mosko­ va'da söyledikleri “Önsöz” olarak alın­ mıştır. Bu sözlerin bir bölümü, Bilgi Yayı- nevi’nin yayımladığı kitapta arka kapağa,

“Nâzım Hikmet, Bu Eseri İçin Diyor ki”

Mustafa şerif

ONARAN

Değinmeler

Nâzım Hikm et’in

Bütün Şiirleri

başlığı altında konmuştur. “ Memleketimden İnsan Manzaralarının Sofya 1968 baskısında bilinmesi gere­ ken şu sözler de yer alıyor:

“ İlk kitap 1941 baharında İstanbul’da Haydarpaşa ga­ rında başlar. Hapisten çıktı­ ğım zaman 66 bin satır ya­ zılmıştı. Hürriyete kavuştu­ ğumdan bir yıl sonra mem­ leketten ayrılmak zorunda kaldım. İnsan Manzaraları’nı yanıma alamadım, yakala­ nırsam yok ederler kaygısı­ na kapıldım. Size tuhaf gele­ cek ama altmış altı bin satı­ rın tümünün bir ikinci kop­ yasını çıkarmaya vakit bula­ mamıştım. İstanbul’da kalan biricik sayı parçalara bölü­ nerek dost evlerine dağıtıl­ mıştı. Moskova’ya geldikten biraz sonra bunların ya poli­ sin eline geçtiğini, ya da ya­ kıldığını haber aldım. Bazı parçalar daha ben hapistey­ ken Paris’e gidebilmiş, bası­ labilmişti. 66 bin satırdan yalnız bunlar kalmıştı. Ara­ dan yıllar geçti ve 1956’da polisten ve ateşten kurtulan bazı parçalar Moskova’ya gelmeye başladı. Bugün elimde 17 bin satır var. Eli­ me hâlâ geçmeyen parçalar

arasında Fransa’nın Hitlercilerle işgali ve Moskova ve Leningrat muhasarala­

rı var. Ama insan umudunu kesmiyor,

onlann da günün birinde bulunacaklarına inanıyorum.

Hapisten çıktıktan sonra tarihime de­ vam etmedim. Çünkü böyle bir tarihi başka bir üslupla yazmak gerektiği ka- naatına vardım. Şiirin imkânlarını, az söz­ le çok söylemeyi mesela, kullandım İn­ san Manzaralarımda. Kimi kere şiire çok yaklaştım, kimi kere süssüz yalın nesre. Ama diyorum ya, şimdi büsbütün başka türlü yazardım. Ters anlamayın. İnsan Manzaralarımı şimdi düşündüğüm üslup­ tan başka türlü yazdım diye dövünmü­ yorum.

Bir şeyi merak ediyorum: Bu resimleri ard arda seyrederken canınız sıkılacak mı, sıkılmayacak mı?”

“ Memleketimden İnsan Manzarala- rı”nın başındaki bu “önsöz” neden kulla­ nılmamış?” Okurlar 66 bin satırlık dev bir eserden 17 bin satırlık bir eser kaldığı için yakınlık göstermeyebilir” diye düşü­ nülebilecek bir yayıncılık anlayışı yüzün­ den mi?

Gene de Bilgi Yayınevi bu “önsöz”ün önemli yerlerini arka kapağa geçirmiş.

Ama hangi dönemlerden geçtiğimizi bilmemiz gerekiyor. Siyaset anlayışlarının baskı dönemleri yaşatması yüzünden dev bir eserin nasıl yok olduğunu bilmek okurların hakkıdır. Dar kafasındaki ya­ sakları yurt sevgisi sanan kişilerin girişti­

Fotoğraf “Fotoğraflarla Nâzım H ik m etH (N âzım H ikm et K ü ltü r ve Sanat Vakfı Yayınları) adlı kitaptan alınmıştır.

ği eylemler, belki de insanlığı kurtaracak dizelerden bizi yoksun bıraktı.

YİTİK DİZELERİN İZİNDE

“ Memleketimden İnsan Manzarala­ rımda “ Kuvayi Milliye” destanı da yo­ rumlanır. Nâzım Hikmet, sıradan insanla­ rın içinde bile yaratıcı bir güç olduğuna inanmaktadır. Belki de insanların düzenli yaşamasını bozan, eksik olan bir şey var. Her insan kendi gücüne göre o eksik olan şeyi bulmaya, bir yanlışı düzeltmeye çalışmak isteyecektir. Fuzuli’nin “nok­

san taş” dediği o “giz” yüzünden insan­

lar savrulup durmaktadır:

“ Bu işretgehin itmamında bir taş olma­ sa noksan

Beni yerden yere nakleylemezdi dehr sultanı!”

Turgut Özakman o “eksik taş”ı ara­

yan kişilerin Kuvayi Milliye’yi başarıya ulaştıran “Şu Çılgın Türkler” olduğunu anımsatır.

İyi ki pelür kâğıtlarında elden ele ge­ çen “ Kuvayi Milliye” destanı kurtarılabil-di.

Mehmet Akif 1908’den 1918’e doğru;

Meşrutiyet’ten Mütareke İstanbul’una

kadar memleketten insan manzaraları çi­ zerken aruz ölçüsünde Türkçenin ince­ liklerini işlemesini bildiği için “ Büyük Şa- ir”di. Belki de Nâzım Hikmet için

“Safa-j hat” esin kaynağı olmuştu.

Ama yıllar geçince pelür kâğıtlarındaki Mehmet Akif için söylenen “ Büyük Şair” sözünün yitip gitmesine kimselerin aldır­ dığı yok. Belki de 66 bin satırdan 17 bin satır kalan İnsan Manzaraları destanının yok oluşu karşısında küçük bir silintinin sözü mü olur, diye düşünülebilir.

Nâzım Hikmet gibi en verimli yılları ha­ pislerde, kendi sürgününde geçen bir büyük ozan için her türlü ayrıntının öne­ mi vardır.

KÜÇÜK BİR AYRINTI

“ Memleketimden insan Manzarala- rfn d a “ Kuvayi Milliye” yorumlanırken

“Bir Aletle Bir İnsanın Hikâyesi” üze­

rinde de durulur.

Süleymaniyeli Şoför Ahmet üç

numrolu kamyonetiyle dağlarda bir başı­ na kalırken diyelim ki şehit düşmüştür.

“ insan Manzaralarf’nın kahramanların­ dan Garson Mustafa, Mahmut Usta’ya kahve duvarlarına asılan bir resmi anım­ satır:

“Arabistan çölünde güneş batar, vurulmuş bedevi Arap al kanlar içinde kumlarda yatar

ve herifin ceylan gibi atı durur başu- cunda

koklar ağlayarak sahibini.”

Garson Mustafa sözü Şoför Ahmet’e getirir:

“ Usta, öyle sanıyorum ki ben, Şoför Ahmet şehit düşmüşse daha o zaman

başucunda durup ağlayarak üç numro kamyoneti

dağlarda kuşa kurda karşı beklemiştir Ahmet’i...”

“Makinalaşmak” olgusu “ Nâzım Hik­

met’in şiirinde bir küçük ayrıntı mıdır? Şoför Ahmet’le üç numrolu kamyonetin ruhu bütünleşip tek bir insan olmuşlardır.

Hani “metal yorgunluğundan söz edilir. İnsanın makinalaşması ruhunu yi­ tirmesi midir, iç gerçeklere yeni bir ivme kazandırması mı?

Necmi Selamet “makinalaşmak” kav­

ramından yola çıkarak Nâzım Hikmet şi­ irine yeni bir yorum getiriyor. (NÂZIM

HİKMET ve “Makinalaşmak”, Kanguru

Yayınları, Aralık 2006, Ankara).

Toplumun hızlı akışıyla insanın iç din­ ginliği arasındaki çelişkide “ makinalaş­ mak” , insanları bilinçsiz bir alet haline getiriyor.

Necmi Selamet diyor ki:

“ ‘Makinalaşmak’, tek başına yaşamın her alanını etkiliyor. Yıllar geçtikçe etkisi giderek genişliyor ve artıyor. Kim ve ne derse desin, bu etki, Nâzım Hikmet’in 83 yıl önce yazmış olduğu ‘makinalaşmak’ adlı şiirinin önemini günümüze dek, do­ ğal bir biçimde taşıyor."

GİZLİ G ÖM Ü

Yapı Kredi Yayınları’nın Delta Dizi­

s i’nde Nâzım Hikmet’in “Bütün Şiirle- ri” nin tek bir kitap halinde ilgimize sunul­ ması, ölümünün 44. yılında, sevindirici bir iz bıraktı. “ Bütün Şiirleri”nin el altında bulunması, en azından, arama kolaylığı sağlıyor.

Değişik anlayışlarla; Cevdet Kudret’in yorumları, Abidin Dino’nun resimleriyle değerlendirilen kitaplarını anımsamak, bir başka çalışmanın değerlendirilmesi. Bir ayrıntıdan yola çıkıp yaşama felsefesini yorumlamaya çalışmak, ayrı bir inceleme konusu.

Her kitabın kendine özgü bir anı değe­ ri, özel bir hazırlanışı olabilir. Eksiklerin tamamlanması, şiirlerinin en doğru biçi­ miyle yayımlanması özlemimizdir.

Keşke yitip giden şiirleri de bulunabil­ se. Keşke nice ayrıntılardan onun şiirinin gizlerine varılabilse.

Bu “gizli gömü” gün ışığına çıkmak için araştırmacılarını bekliyor. ■

Bu sayfayla iletişim kurabilmeniz için dergilerinizi ve kitaplarınızı aşağıdaki adrese

gönderiniz-MUSTAFA ŞERİF ONARAN

Hekimköy Sitesi 20. Sk. No: 8 06800 Ümitköy-Ank. Tel.: (0312) 235 91 11-23623 46

S A Y F A 2 8 C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 9 0 3

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Tablo 8: "Türk iĢletmeleri yabancı sözcük içeren marka adını dıĢ pazara açılırken tercih etmemelidir." Fikrine Katılma Düzeyi Türk işletmeleri yabancı sözcük içeren

Bunun için öncelikle müşterilerimize ait bilgiler- den hangisinin satış sonuçları ile ilgisinin en yüksek olduğunu tespit ediyor ve müşteri kitlemizi bu bilgi özelinde

Re cons truc ti on of phary nge - al de fects using al lo derm and ster noc le i do mas to id musc le flap. Ross UH, Klenz

Mustafa Özel, son dönem ilim ve fikir adamlarının ha- dis, nüzul sebepleri, nesh, isrâiliyât, ilmi tefsir, dirayet ve işari yo- rumlar, nüzul sırasına göre tefsir ve

Gerçekte Rıfat İlgaz’ın ta kendisidir 'Karartma Geceleri’ndeki Mustafa Ural.... Şubat ayında

Çok de¤iflkenli lo- jistik regresyon analizinde, diabetes mellitus, ameliyat öncesi dönemde kan transfüzyonu, ameliyat›n eski ameliyathanelerde ya- p›lm›fl olmas›,

ve devamÎ maddelerinde düzenlenen iÝ saÙlÎÙÎ ve güvenliÙi hükümleri olan kamu hukuku ku- rallarÎna aykÎrÎlÎÙÎn yaptÎrÎmÎ genel olarak idari ve cezai yaptÎrÎm ise