• Sonuç bulunamadı

Tokat ili kentsel alanda kadınların enerji ve su tasarrufuna yönelik bilinç ve davranışları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tokat ili kentsel alanda kadınların enerji ve su tasarrufuna yönelik bilinç ve davranışları"

Copied!
134
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TOKAT ILI KENTSEL ALANDA KADINLARIN ENERJİ VE SU TASARRUFUNA YÖNELİK

BİLİNÇ VE DAVRANIŞLARI Serap ORUÇ

Yüksek Lisans Tezi Tarım Ekonomisi Ana Bilim Dalı Yrd. Doç. Dr. H. Sibel GÜLSE BAL

2014

(2)

TC.

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TARIM EKONOMİSİ ANABİLİM DALI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

TOKAT İLİ KENTSEL ALANDA KADINLARIN ENERJİ VE SU

TASARRUFUNA YÖNELİK BİLİNÇ VE DAVRANIŞLARI

SERAP ORUÇ

TOKAT 2014

(3)

Yrd. Doç. Dr. Hayriye Sibel GÜLSE BAL danışmanlığında, Serap ORUÇ tarafından hazırlanan bu çalışma 12./02/2014 tarihinde aşağıdaki jüri tarafından oy birliği/ey çokluğu ile Tarım Ekonomisi Anabilim Dalı'nda Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiştir.

Başkan: Yrd. Doç. Dr. Hayriye Sibel GÜLSE BAL

Üye: Yrd. Doç. Dr. Esen ORUÇ BÜYÜKBAY

Üye: Yrd. Doç. Dr. Sema POLATCI

Yukarıdaki sonucu onaylarım

Doç. Dr. Naim ÇAĞMAN Enstitü Müdürü

2&./O2/2014

(4)

TEZ BEYANI

Tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu tezin yazılmasında bilimsel ahlak kurallarına uyulduğunu, başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel normlara uygun olarak atıfta bulunulduğunu, tezin içerdiği yenilik ve sonuçların başka bir yerden alınmadığını, kullanılan verilerde herhangi bir tahrifat yapılmadığım, tezin herhangi bir kısmını bu üniversite veya başka bir üniversitedeki başka bir tez çalışması olarak sunulmadığını beyan ederim.

(5)

ÖZET

Yüksek Lisans Tezi

TOKAT İLİ KENTSEL ALANDA KADINLARIN ENERJİ VE SU TASARRUFUNA YÖNELİK BİLİNÇ VE DAVRANIŞLARI

Serap ORUÇ

Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarım Ekonomisi Ana Bilim Dalı

Danışman: Yrd. Doç. Dr. Hayriye Sibel GÜLSE BAL

Teknolojinin gelişmesiyle her geçen yıl insanlar enerjiye daha bağımlı hale gelmiştir. Gerek söz konusu bağımlılık, gerekse enerji kaynaklarının tükenmeye yüz tutması enerjinin değerini her geçen yıl arttırmaktadır. Enerji maliyetlerinin ve enerjiye olan talebin artması, enerji tasarrufunu zorunlu hale getirmektedir. Sürdürülebilirlik konusunda başarıya ulaşmanın en önemli yollarından biri kaynakların etkin ve verimli kullanılmasıdır. Bu kaynaklar arasında enerji ve su, tüketim miktarı açısından son derece önemlidir. Bu iki kaynağın tüketiminde rol oynayan tüketici gruplarından biri ailedir. Bu çalışma; ailede günlük faaliyetlerin sürdürülmesinde ve tüketiminde çoğu zaman karar verici kişi olarak kadınların önemli rol oynadığı düşünülerek kadınların enerji ve su tasarrufu konusundaki bilinç ve davranışlarını gözlemlemek amacı ile yapılmıştır. Araştırmanın örneklemini Tokat ili merkez ilçede yaşayan 382 kadın oluşturmaktadır. Araştırma verilerinin değerlendirilmesi için faktör analizi ve ki-kare analizi uygulanmıştır. Enerji ve su tasarrufu konusundaki bilinç sorularına uygulanan faktör analizi sonucunda değişkenler üç faktör altında toplanmıştır. Bu üç faktör toplam varyansın %53,605'ini açıklamıştır. Davranış sorularına yapılan ki-kare analiz sonucuna göre: eğitim, yaş ve gelir ile enerji ve su tasarrufu arasında bir ilişki olduğu ortaya çıkmıştır.

2014, 117 sayfa

(6)

ABSTRACT

M. Sc. Thesis

TOKAT İN URBAN AREAS OF WOMEN's IN ENERGY AND W ATER CONSERVATION AWARENESS AND BEHAVIOR

Serap ORUÇ

Gaziosmanpaşa University

Graduate School o f Natural and Applied Sciences Department o f Agricultural Economics

Supervisor: Yrd. Doç. Dr. H. Sibel GÜLSE BAL

The development o f technology, people have become more dependent on energy with each passing year. Dependence comes to need, as well as the depletion o f energy resources to keep the face value o f energy is increasing with each passing year.Energy costs and the increase in energy demand, energy savings makes it imperative. Sustainability is one o f the most important ways o f achieving success in the effective and efficient use o f resources. These sources o f energy and water, is extremely important in terms o f consumption This is one o f the two resource consumption play a role in consumer groups, family. This work; most o f the time in maintaining the daily activities and in the family consumption plays a role in the decision o f women as important women's energy and water-saving awareness and behavior was conducted with the aim to observe. The research sample o f 382 women living in the central district of Tokat form. Factor analysis for the evaluation o f research data and chi-square analysis was performed. Energy and water saving awareness as a result o f variables, factor analysis is applied to the questions under the three factors were collected. These three factors %53.605 o f total variance's has announced. Behavioral questions based on the results o f the chi-square analysis: education, age and income and there is a relationship between energy and water conservation has emerged.

2014, 117 page

(7)

TEŞEKKÜR

Yaptığım bu tez çalışmasında bana destek olan, yardımlarını esirgemeyen herkese çok teşekkür ediyorum. Başta danışman hocam Yrd. Doç. Dr. H. Sibel GÜLSE BAL'a bana ayırdığı zaman ve emekleri için çok teşekkür ediyorum. Anket hazırlama aşamasında olsun analiz aşamasında olsun bana değerli bilgileriyle yardımcı olan Yrd. Doç. Dr. Esen ORUÇ BÜYÜKBAY'a çok teşekkür ediyorum. Analiz aşamasında bilgilerinden yararlandığım Yrd. Doç. Dr. E lif BOYRAZ'a, Arş. Gör. Rüveyda KIZILOĞLU'na çok teşekkür ediyorum. Bilgilerinden yararlandığım Öğr. Gör. Berrin DAL'a çok teşekkür ediyorum. Çalışmamın başından sonuna kadar bana destek olan aileme, arkadaşım Bahar TEKE'ye çok teşekkür ediyorum.

Serap ORUÇ Ocak 2014

(8)

İÇİNDEKİLER

Ö Z E T ...i

ABSTRACT...ii

TEŞEKKÜR... iii

İÇİNDEKİLER ... iv

SİMGE ve KISALTMALAR D İZ İN İ...vii

ŞEKİLLER D İZ İN İ... x ÇİZELGELER D İZ İN İ...xi 1. G İR İŞ... 1 2. KAYNAK Ö ZETLERİ...4 3. MATERYAL ve Y Ö N T E M ...9 3.1. M ateryal... 9 3.2. Yöntem ...9

3.2.1. Verilerin analizi aşamasında uygulanan yö n tem ...9

4. ENERJİ KAVRAMI ve ENERJİ K A Y N A K LA RI...14

4.1..Enerji K avram ı... 14

4.2. Enerji K aynakları... 15

4.3. Yenilenemez Enerji K aynakları... 15

4.3.1. Fosil enerji kaynakları... 15

4.3.2. Fosil yakıtlar ve küresel ısın m a...19

4.3.3. Nükleer enerji hammaddeleri... 20

4.4. Yenilenebilir Enerji K aynakları... 22

4.4.1. Hidroelektrik enerjisi... 22

4.4.2. Jeotermal enerji... 24

4.4.3. Güneş en erjisi... 25

4.4.4. Biyokütle (biyoenerji) enerjisi... 27

4.4.5. Deniz kökenli enerji... 29

4.4.6. Hidrojen en erjisi...30

4.4.7. Rüzgâr enerjisi... 31 Sayfa

(9)

4.5. Türkiye'nin Enerji D urum u...33

4.6. Dünya'nın Enerji D urum u...39

5. ENERJİ TASARRUFU ve V E R İM L İL İĞ İ... 43

5.1. Enerji Yönetimi... 43

5.2. Enerji Tasarrufu ... 45

5.3. Enerji Verim liliği... 46

5.4. Enerji Verimliliği Alanında Türkiye'deki Düzenlemeler... 48

5.4.1. 5627 sayılı enerji verimliliği kanunu... 49

5.4.2. Enerji kaynaklarının ve enerjinin kullanımında verimliliğin artırılmasına ilişkin yönetm elik...50

5.4.3. Binalarda enerji performansı yönetm eliği... 51

5.5. Dünyada Enerji V erim liliği... 53

5.5.1. AB'de enerji verim liliği...55

5.6. Sektörel Enerji Tasarruf Olanakları... 58

5.6.1. Dağıtımda verimlilik ve kayıp ve kaçakların önlenm esi... 59

5.6.2. Sanayi sektöründe enerji verim liliği... 60

5.6.3. Bina sektöründe enerji verim liliği... 62

5.6.4. Ulaşımda enerji verim liliği... 63

5.7. Konutlarda E n e rji...65

5.7.1. Isıtma ... 65

5.7.2. Soğutma ... 66

5.7.3. Aydınlatma ... 67

5.7.4. Elektrikli ev aletlerinde enerji verim liliği... 69

6. ARAŞTIRMA B U L G U L A R I... 73

6.1. Katılımcıların Demografik Ö zellikleri... 73

6.2. Anket Sorularına İlişkin Frekans ve Yüzde Dağılımları ... 74

6.3. Enerji ve Su Tasarruf Bilinci Güvenirlik Analizi ... 86

6.4. Tokat İlindeki Kadınların Enerji ve Su Tasarrufu Konusundaki Bilinç Durumlarına İlişkin Faktör A n a liz i... 87

6.5. Enerji ve Su Tasarrufu Davranışı Güvenirlik Analizi ...92

6.6. Tokat İlindeki Kadınların Enerji ve Su Tasarrufu Konusundaki Davranışlarına İlişkin Ki-kare A n a liz i... 92

(10)

K A Y N A K LA R...106 EK-A (Anket form u)... 111 Ö ZG EÇM İŞ... 117

(11)

SİMGE ve KISALTMALAR DİZİNİ Simgeler a E > > < < % $ Kısaltmalar Bi Gi AB ABD AID Ar-Ge BAE BM BTC CO2 CH4 C2H6 CO CO2 CH4 LPG N2O Th CFCs Açıklama Alfa Toplam Büyük Büyük eşit Küçük Küçük eşit Yüzde Dolar Açıklamalar Beklenen Frekans Gözlenen Frekans Avrupa Birliği

Amerika Birleşik Devletleri Atıl Isıl Değeri

Araştırma - Geliştirme Birleşik Arap Emirlikleri Birleşmiş Devletler Bakü-Tiflis-Ceyhan Karbondioksit Metan Etan Karbonmonoksit Karbondioksit Metan

Sıvılaştırılmış petrol gazı Diazotmonoksit

Toryum

(12)

TTK Türkiye Taş Kömürü Kurumu

TKİ Türkiye Kömür İşletmeleri

Btep Binton eşdeğer petrol

SSCB Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği

ABD Amerika Birleşik Devletleri

DM Değer Biçme Mühendisliği

IEA Uluslararası Enerji Ajansı

TS 825 Isı Yalıtımı Standardı

EİE Elektrik İşeri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü UETM Ulusal Enerji Tasarrufu Merkezi

TBMM Türkiye Büyük Millet Meclisi

OECD Ekonomik Kalkınma İşbirliği

TUİK Türkiye İstatistik Kurumu

kV Kilovolt

EM Endüstri Mühendisliği

ETKB Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı EKEDB Enerji Kaynakları Etüt Dairesi Başkanlığı EÜAŞ Türkiye Elektrik Üretim Anonim Şirketi EVD Enerji Verimliliği Danışmanlığı

EMO Elektrik Mühendisleri Odası

GSYİH Gayri Safi Yurtiçi Hasıla

KK Kalite Kontrol

İA İşletme Araştırması

TS 825 Binalarda Isı Yalıtımı Kuralları Standardı EVKK Enerji Verimliliği Danışmanlık

İSO İnternational Organisatiaon For Standartization

HES Hidroelektrik Santrali

TEP Ton Petrol Eşdeğeri

Wh Watt/Saat

kW: Kilo W att

kWh Kilowatt-Saat

(13)

m m/sn Km/h MEPS MTEP MTA MW PİGM REPA TMMOB TPAO TPES W OECD UETM SPPS KMO Metre Kare Metre/saniye Kilometre/hız

Minimum Enerji Performansı Standardı Milyon Ton Petrol Eşdeğeri

Maden Teknik Arama Genel Müdürlüğü Megawatt

Petrol İşletme Genel Müdürlüğü Rüzgâr Enerjisi Potansiyel Atlası

Türkiye Mimarlar M ühendisler Odası Birliği Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı

Toplam Birincil Enerji Tüketimi Watt

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı Ulusal Enerji Tasarruf Merkezi

Statistical Package for the Social Sciences Kaiser-Meyer-Olkin

(14)

ŞEKİLLER DİZİNİ

Şekil 4.1. Güneşten gelen ışınımın dağılımı ...26

Şekil 4.2. Dünya enerji tüketiminin dağılımı 2000-2030 (M tep )... 39

Şekil 5.1. Üç boyutlu enerji yönetim modeli ...43

Şekil 5.2. G-20 ülkelerinde birincil enerji yoğunluğunun değişimi ...54

Şekil 5.3. Dünyada enerji verimliliği konusunda alınan önlemler ...55

Şekil 5.4. Binalardaki ısı kaybı ...66

Şekil 5.5. Türkiye elektrik tüketiminin sektörel dağılımı ... 68

Şekil 5.6. Enerji etiketi örneği ...70

Şekil 5.7. Elektrikli ev eşyalarının elektrik tüketimi ...72 Sayfa

(15)

ÇİZELGELER DİZİNİ

Çizelge 3.1. Croncbach's Alpha değerlendirilmesi ...10

Çizelge 3.2. KMO (Kaiser-Meyer-Olkin) ölçüsü ve istenilen d e ğ e r...11

Çizelge 4.1. 2011 yılı genel enerji dengesi (Ton Eşdeğer P e tro l)... 34

Çizelge 4.2. 2011 itibariyle kurumlara ait linyit rezervleri...35

Çizelge 4.3. 2011 yılı taş kömürü kurumu taş kömürü rezervleri ...35

Çizelge 4.4. Yıllar itibariyle Türkiye'nin ham petrol üretimi (m.ton) ve doğalgaz o üretimi (m ) ...36

Çizelge 4.5. Türkiye'nin toplam ithalatı, enerji ithalatı ve ulaştırma sektörünün p a y ı...37

Çizelge 4.6. Fosil kaynaklı yakıtların dünyadaki durum u...40

Çizelge 4.7. Ülkelerin 2011 yılı nüfus, GSYİH, enerji tüketim miktarı ve CO2... 42

Çizelge 5.1. Enerji yönetimi ile ilgili tanımlar ... 43

Çizelge 5.2. Türkiye'de enerji verimliliği faaliyetlerinde önemli gelişmeler ... 49

Çizelge 5.3. AB'de 2020 yılı enerji verimliliği programı kapsamında sektörlere göre enerji tasarruf potansiyeli ...56

Çizelge 6.1. Katılımcıların demografik özellikleri ... 73

Çizelge 6.2. Oturulan konuta ilişkin mülkiyet d u ru m u ... 74

Çizelge 6.3. Oturulan konutun ısınma şekli... 74

Çizelge 6.4. Oturulan konutun ısınma şekli bireysel doğalgaz olduğunda kullanım durum u... 75

Çizelge 6.5. Enerjinin tasarruflu kullanılmasının önem düzeyi... 76

Çizelge 6.6. İkamet edilen binada enerji tasarruf önlemlerinin alınma d u ru m u ...76

Çizelge 6.7. İkamet edilen binada alınan tasarruf önlem leri...77

Çizelge 6.8. Atık veya çöpleri türlerine göre ayrıştırma durum u... 77

Çizelge 6.9. Evlerde kullanılan elektrikli cihazların enerji sınıflarını bilme d u ru m u ... 79

Çizelge 6.10. Evlerde kullanılan elektronik aletlerin sınıfları... 79

Çizelge 6.11. Klima yenilerken dikkate alınan etkenler... 80

Çizelge 6.12. Bilgisayar yenilirken dikkate alınan etkenler ...80

Çizelge 6.13. TV yenilirken dikkate alınan etkenler...81 Sayfa

(16)

Çizelge 6.14. Cep telefonu yenilerken dikkate alınan etkenler ... 81

Çizelge 6.15. Buzdolabı yenilerken dikkate alınan etkenler ... 82

Çizelge 6.16. Çamaşır makinesi yenilerken dikkate alınan etkenler ... 82

Çizelge 6.17. Bulaşık makinesi yenilerken dikkate alınan etkenler ...83

Çizelge 6.18. Elektrik süpürgesi yenilerken dikkate alınan e tk e n le r... 83

Çizelge 6.19. Özel ulaşım aracı kullanma durum u... 84

Çizelge 6.20. Özel ulaşım aracı kullanma durumunda yakıt tip i... 84

Çizelge 6.21. Özel ulaşım aracı kullanma sık lığ ı... 85

Çizelge 6.22. Toplu taşıma araçlarını tercih etme durum u...85

Çizelge 6.23. Kısa mesafelerde yürümeyi tercih etme durum u... 86

Çizelge 6.24. Enerji ve su tasarruf bilinci güvenirlik a n a liz i... 87

Çizelge 6.25. KMO ve Bartlett's testi ...87

Çizelge 6.26. Faktörlerin özdeğer, varyans ve küm ülâtif değerleri ...88

Çizelge 6.27. Döndürülmüş faktör matrisi tablosundan yararlanılarak elde edilen faktör grupları ... 89

Çizelge 6.28. Ev araçları ile tasarruf faktörüne ait değişkenlerin ortalamaları ... 90

Çizelge 6.29. Tasarruf bilinci faktörüne ait değişkenlerin ortalam aları... 91

Çizelge 6.30. Duyarsızlık faktörüne ait değişkenlerin ortalamaları ...91

Çizelge 6.31. Enerji ve su tasarrufu davranışı güvenirlik analizi so n u çları... 92

Çizelge 6.32. Tüm sorular için tüketicilerin enerji ve su tasarrufu konusunda davranışlarını gösterir puanlam a... 93

Çizelge 6.33. Kadınların enerji ve su tasarrufu konusundaki davranışları ile yaş arasındaki çapraz tablo ... 94

Çizelge 6.34. Kadınların enerji ve su tasarrufu konusundaki davranışları ile medeni hal arasındaki çapraz tab lo ... 95

Çizelge 6.35. Kadınların enerji ve su tasarrufu konusundaki davranışları ile eğitim arasındaki çapraz tablo ...95

Çizelge 6.36. Kadınların enerji ve su tasarrufu konusundaki davranışları ile ailedeki birey sayısı arasındaki çapraz ta b lo ...96

Çizelge 6.37. Kadınların enerji ve su tasarrufu konusundaki davranışları ile ailedeki çalışan kişi sayısı arasındaki çapraz tablo ...97

Çizelge 6.38. Kadınların enerji ve su tasarrufu konusundaki davranışları ile meslek arasındaki çapraz tablo... 98 Çizelge 6.39. Kadınların enerji ve su tasarrufu konusundaki davranışları ile

(17)
(18)

1. GİRİŞ

Enerji, iş yapabilme gücüdür. Evrensel bir kavramdır. Enerji, üretim işlemlerinde kullanılması zorunlu bir girdi, toplumların refah düzeylerinin yükseltilmesi için gerekli bir hizmet aracı olarak, ekonomik ve sosyal kalkınmanın temel taşlarından birisidir.

Dünyada en fazla kullanılmakta olan enerji kaynakları; kömür, doğalgaz ve petrolün tükenebilir enerji kaynağı olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Fakat buna rağmen enerji kaynaklarının kullanımında daha tutumlu davranışlar gösterme yerine günden güne enerji kullanımı artmıştır ve artmaya devam etmektedir. Buna bağlı olarak da fosil enerji kaynaklarının atıkları olan gazların çevreye olan zararlı etkileri sürekli artmakta, insan ve diğer canlıların varlığını tehdit etmektedir. İlk olarak 1973­ 1974 yıllarında dünyada baş gösteren enerji krizine karşı birçok gelişmiş ülke ve bilim adamı bu soruna bir çözüm bulmaya yönelik çalışmalara başlamışlardır. Ele aldıkları çözüm yolları içerisinde; yeni enerji kaynakları bulma (yenilenebilir enerji kaynakları), taşıt kullanımının azaltılması gibi birçok önlemin yanında en önemli çözüm olarak enerji tasarrufunu görmüşlerdir (Erten, 2006).

Enerji üretim ve tüketim süreçlerinde ortaya çıkan sera gazı emisyonları küresel ısınma ve iklim değişikliklerinin en önemli nedenleri arasında bulunması, önemli enerji kaynakları arasında olan petrol, kömür vb. fosil yakıtların hızla tükenmesi, kullanılan enerjinin büyük kısmının yurtdışından sağlanıyor olması, evlerde ve ulaşımda tüketilen enerji faturasının aile bütçelerinin en önemli kalemlerinden olması gibi nedenlerden ötürü enerji, önemini giderek artırmıştır. Bununla beraber enerjinin çok önemli olduğu tüketiciler tarafından da benimsenmeye başlamıştır.

Günlük yaşamımızın büyük bir kısmını geçirdiğimiz evlerimiz, enerjinin de büyük ölçüde tüketildiği alanlardır. Enerji ve su kaynaklarının tüketiminde rol oynayan en önemli tüketici gruplarından biri ailedir. Özellikle ailelerinin yaşamlarının büyük bir bölümünü geçirdikleri konutlar enerjinin ve suyun büyük miktarda tüketildiği alanlardan bir tanesidir. Isınma, aydınlatma, temizlik, kişisel bakım gibi faaliyetlerin yürütülmesinde aileler büyük ölçüde enerji ve su tüketmektedirler. Ancak aile bireylerinin istek ve ihtiyaçlarını karşılamak için enerji kaynaklarını kullanırken

(19)

söylemek mümkündür. Nitekim yapılan araştırmalar günlük yaşamdaki davranışların tasarruf üzerinde etkili olabileceğini göstermektedir (Boylu ve Yertutan, 2012).

Yapılacak araştırmalarda tümevarım yöntemi uygulamak yani konuyu, bireyin topluma etkisini araştırmak sorunun çekirdekten anlaşılıp çözüm yolu bulunması açısından oldukça önemlidir. Aile birimi ve aile içerisinde de birçok konuda önemli rol üstlenen kadınların enerji kullanımı konusundaki bilinçlerinin ve davranışlarının, Türkiye gibi enerjide dışa bağımlı olan bir ülke için enerji tasarrufunda etkili olacağı düşünülmektedir. Ailelerde enerji tasarrufu sağlandığında; aile bütçelerinin ve ülke ekonomisinin bu durumdan olumlu etkileneceği, ekonomide dışa bağımlılığın azalacağı, çevre kirliliğinin azalacağı, küresel ısınmanın önlenebilmesine yardımcı olabileceği düşünülmektedir.

Bu konu ile ilgili Tokat ilinde kapsamlı araştırma mevcut değildir bu yönüyle Tokat ili Merkez ilçesindeki kadınların bu konudaki bilinç ve davranışlarını ortaya koyması açısından önem taşımaktadır. Ayrıca tüketiciyi yönlendirecek çalışmalara ve politikalara da yön vermesi açısından önemlidir.

Son yıllarda Türkiye ve dünyada ilgi çeken konuların başında suyun ve enerjinin artan kullanımı yer almaktadır. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin sanayileşme ve kentleşmeyle beraber enerji ve su talebi giderek artmakta; fakat insan hayatı için büyük önem arz eden su ve enerji kaynakları sürdürülebilir olmayan tüketimden dolayı giderek azalmaktadır (Boylu ve Yertutan, 2012).

Günlük faaliyetlerin sürdürülmesinde ve tüketiminde karar verici kişi olarak kadınlar büyük öneme sahiptir. Bu araştırmada Tokat ilinde yaşayan kadınların, enerji tasarrufuna ilişkin farkındalıklarını, bunun kullanım ve satın alma davranışına etkilerinin araştırılması amaçlanmıştır. Enerji kullanımı ve yönetimine ilişkin bilinçlerini ve davranışlarını saptamaya yönelik olarak:

> Kadınların eğitim düzeyleri, > Kadınların çalışma durumları, > Kadınların yaşları,

> Kadınların aile içi kaynaklara sahip olma durumları,

^ Kadınların enerji ile ilgili bilgileri, sosyal, demografik ve ekonomik özelliklerinin enerji tasarrufuna ilişkin bilinç ve davranışlarını etkileyip etkilemediği veya ne ölçüde etkilediğini tespit etmek amaçlanmıştır.

(20)

Tokat ili Merkez ilçesinde yaşayan kadınların enerji ve su tasarrufu konusundaki bilinç ve davranışlarını belirlemek amacı ile yapılmış olan bu çalışma yedi ana başlıktan oluşmaktadır. İlk olarak giriş bölümünde çalışmanın önemi, amacı ve kapsamı açıklanmıştır. İkinci bölüm, konu ile ilgili kaynak özetlerine yer verilmiştir. Üçüncü bölümde, araştırmada kullanılan materyal yöntem açıklanmıştır. Dördüncü bölümde, enerji kavramı ve enerji kaynakları üzerinde durulmuş, beşinci bölümde ise, enerji verimliliği kavramı ile enerji verimliliği çalışmaları anlatılmıştır. Altıncı bölümde, araştırma bulgularına yer verilerek, birincil ve ikincil kaynaklardan sağlanan veriler ışığında analizler yapılmış ve incelenmiştir. Yedinci bölümde ise, araştırma sonuçlarına kısaca yer verilerek önerilerde bulunulmuştur.

(21)

2. KAYNAK ÖZETLERİ

Akpınar (2008), bu çalışmada, Türkiye'nin mevcut enerji durumu ve politikaları ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanım potansiyelleri tartışılmıştır. Eldeki mevcut veriler değerlendirildiğine, Türkiye'nin biyokütle, hidrolik, güneş, rüzgar ve jeotermal enerji açısından önemli bir potansiyele sahip olduğu anlaşılmaktadır. Yapılması gereken devlet ve sektörün işbirliği yaparak bu potansiyeli değerlendirebilmesidir.

Anonim (2010b), geçmişte olduğu gibi günümüzde de enerji kaynaklarına erişim çabaları dünyamızın politik ve ekonomik durumu üzerinde belirleyici bir role sahiptir. Buna bağlı olarak ülkelerin, özellikle dış kaynaklı enerjiye olan bağımlılıkları arttıkça ekonomik ve siyasi bağımsızlıkları da o oranda enerji tüketimi sonucu ortaya çıkan çevresel faktörlerin baskısı ve enerji maliyetlerinin artış trendine girmesi, enerji kullanımı ile ilgili bazı faktörlerin dengelenmesi gerekliliğini ortaya konulmuştur.

Arı (2007), tez çalışmasına göre; Türkiye'nin 1980-2005 yıllarında toplam birincil enerji üretimlerinde önemli değişim olamaz iken; tüketimlerinde yıllar geçtikçe düzenli artışlar olduğu gözlenmektedir. Tüketimdeki hızlı artış, ithalat ihracının da artmasına neden olmuştur. 1980 yılında toplam tüketimin %45,71'i ithalatla karşılanırken bu oran 2005 yılında %72,50'e yükselmiştir. Hızlı gelişme çabası içinde olan ve bu nedenle enerji gereksinimi her yıl artan Türkiye'de enerji konusu sürekli ön planda yer almıştır.

Yapılan istatistiksel analizlerde ise; birinci enerji kaynaklarının tüketimlerinde yıllar itibariyle doğrusal bir artış görülmektedir. Günümüzde olduğu gibi gelecekte de bu artışların devamlılık göstereceği tahmin edilmektedir. Türkiye'de kişi başına düşen enerji tüketimi yıllar itibariyle hızlı artışlar göstermektedir. Kişi başına düşen enerji tüketimi ile GSMH büyüme oranı arasındaki ilişkide bu artışlara yansımıştır. Ekonomik kalkınma artmakta bununla birlikte sosyal refahta artmaktadır. Kişi başına enerji tüketimindeki artış; Türkiye'nin kalkınmasının da bir göstergesidir.

Boylu ve Yertutan (2012), sürdürülebilir kalkınma konusunda başarıya ulaşmanın en önemli yollarından biri kaynakların etkin ve verimli kullanılmasıdır. Bu kaynaklar arasında enerji ve su, tüketim miktarı açısından son derece önemlidir. Bu iki kaynağın tüketiminde rol oynayan en önemli tüketici gruplarından biri ailedir. Bu

(22)

çalışmada evli erkeklerin enerji ve su tasarrufu konusundaki alışkanlık ve satın alma odaklı davranışlarını incelemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın örneklemini 176 evli erkek oluşturmaktadır. Araştırma verilerinin değerlendirilmesinde ki-kare analizi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, erkeklerin enerji ve su tasarrufu yönelik davranışları konusunda farklı öğrenim durumlarına göre istatistiksel açıdan fark bulunmamasına karşın ortaöğretim düzeyinde bir miktar düşüş olmakla birlikte öğrenim düzeyi arttıkça enerji ve su tasarrufunda bulunan davranışının da arttığı görülmektedir. Yaş artıkça enerji tasarrufuna yönelik davranışların olumsuz yönde geliştiği, genç ve yaşlı erkeklerin orta yaştakilere oranla su tasarrufuna yönelik davranışlarının daha az olduğu saptanmıştır.

Bozkurt (2008), bu çalışmada; gelişmekte olan ülkelerin ihtiyaç duydukları büyük miktarlardaki enerjiyi kendi öz kaynaklarından sağlamasının önemi vurgulanmaya çalışılarak, fosil ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının Türkiye'nin enerji politikasını belirlemede teşkil ettiği önem üzerinde durulmuştur. Kullanılmakta olan konvansiyonel enerji kaynaklarının toplumsal maliyetlerine değinilip, yenilenebilir kaynaklar da çeşitli yönleriyle değerlendirilmeye alınmıştır. Enerjinin toplumun gelişimi ve refahı içindeki önemi vurgulanarak, enerji tüketiminde ve üretiminde verimliliği anlatılmıştır.

Eroğlu (2010), bu çalışmada binadaki tüketim ihtiyacının, yapay zeka teknikleri kullanılarak klasik tüketim ihtiyacı hesaplama yöntemlerine göre daha hızlı ve daha kolay hesaplanabileceği gösterilmiştir. Uygulama kısmında ise yıllık ısıtma ihtiyacı için TS825 ısıtma ihtiyacı değerleri ile yapay zeka teknolojileri sonuçları karşılaştırılarak, sonuçların kabul edilebilir olduğu gösterilmiştir.

Erten (2006), son yıllarda dünyanın çeşitli yerlerinde sel baskınları, aşırı kuraklık, şiddetli rüzgârla ve öldürücü yaz sıcakları, gibi doğal afetler görülmekte ve sayıları ifade edilmeyecek kadar mal ve can kaybı oluşturmaktadır. Bunlar insanlığın karşılaştığı sürpriz gelişmeler değildir. Bunlar yıllardan beri bilim adamlarınca dile getiren fakat daha çok refah ve kazanma hırsıyla kulak ardı edilen acı gerçekle insanlığın karşılaşmasıdır. Eğer çevrenin korunması konusundaki duyarsızlık böyle devam edecek olursa büyük bir olasılıkla insanlık daha birçok felaketle karşılaşacaktır. Tüm bunların hedefinde sanayileşme ile birlikte insanoğlunun doğayı yağmalaması, doğayı kendi çıkarları doğrultusunda acımasızca kullanması yatmaktadır. Bunun

(23)

sonucunda da hem bizim hem de gelecek nesillerimizin ve diğer canlıların yaşamlarını tehdit eden birçok çevre sorunu karşımızda bize meydan okurcasına durmaktadır. Bu kötü gidişatı insanlık dur diyebilir mi, bunun için öncelikle neler yapılmalıdır, gibi sorulara cevap olarak da çevre eğitimi yoluyla çevre bilincinin kazandırılması denilebilir.

Gençoğlu (2013), Türkiye, yenilenebilir enerji kaynaklarının çeşitliliği ve potansiyeli bakımından zengin bir ülkedir. Türkiye, birçok ülkede bulunmayan jeotermal enerjide dünya potansiyelinin %8'ine sahiptir. Ayrıca coğrafi konumu nedeniyle büyük oranda güneş enerjisi almaktadır. Türkiye, hidroelektrik enerji potansiyeli açısından da dünyanın sayılı ülkelerindendir. Rüzgar enerjisi potansiyeli yaklaşık 160 TWh olarak tahmin edilmektedir. Bu enerji kaynaklarının maliyetleri oldukça azdır, yenilenebilir olduklarından dolayı tükenmezler ve konvansiyonel yakıtların aksine çevre ve insan sağlığı için önemli bir tehdit oluşturmazlar, çalışmada; Türkiye'nin sahip olduğu yenilenebilir enerji kaynakları ayrı ayrı incelenmiş ve mevcut durum ve sahip olunan potansiyeli daha verimli olarak kullanabilme imkanları araştırılmıştır.

Kavak (2005), bu çalışmada, enerji verimliliği ile Türkiye'nin elde edeceği fırsatlar ve faydalara dikkat çekilmektedir. Dünyada ve Türkiye'de enerji verimliliği hakkında yapılan çalışmalar incelenmektedir. Sanayi, santraller, binalar, ulaştırma gibi sektörlerde alınabilecek tedbirlere ve bunların enerji ekonomisi açısından sağlayacağı faydalara işaret edilmektedir. Çeşitli ülkelerin enerji verimliliği çalışmalarındaki başarılı uygulamaları, verimlilik uygulamalarına öncülük eden bazı ülkelerin durumları, kişi başına enerji tüketimi ve enerji yoğunluğu gibi temel göstergeler ışığında Türkiye'nin enerji durumu, Türkiye'nin sektörlerinde enerji verimliliği alanında yapılan çalışmalar ve yapılması gereken çalışmalar da bu tezde ele almıştır.

Kıyak (2007), bu tez çalışmasında, Muğla ili iklim koşullarında Kooperatifler Birliğinin yaptırmakta olduğu binanın ele alınan bir dairesinin ısı kaybını en aza indirgemek için optimum şekilde yalıtımı yapılmış ısı ihtiyacı hesaplanmış ve bu hesaplar doğrultusunda binanın elektrik enerjisi, ısınma ihtiyacı ve sıcak su teminin en verimli şekilde yenilenebilir enerji kaynağı olan güneş enerjisinden sağlayacak şekilde projelendirilip, maliyet analizi yapılmıştır.

(24)

Özbakır (2006), enerji yönetimi ve tasarrufu çalışmaları sadece belli bir alanda faaliyet gösteren firmalar için geçerli değildir. Bu çalışmada da farklı sektörlerdeki enerji yönetimi ve tasarrufu çalışmaları genel hatlarıyla el alınmış, Türkiye'de bu konuda faaliyet gösteren firmalarla görüşülmüş ve sonuç olarak enerji yönetimi çalışmalarının sağlam bir zemine oturtulabilmesi adına bir yasanın çıkarılması ve uygulamaya konulması gerekliliğine varılmıştır.

Rijckeghem ve Üçer (2009), Rapor, Türkiye ve yurtdışında yapılan ekonometrik araştırmalardan yola çıkarak, tasarruf oranını belirleyen etkenleri ve Türkiye'de yakın zamanda gözlenen yavaşlamanın nedenlerini araştırmaktadır. Eldeki kanıtların çoğunluğu özel tasarruflardaki gerilemenin, son yıllarda hızla artan konut fiyatları ve gittikçe yaygınlaşan kredi kullanımına bağlı olduğunu düşündürmektedir.

Safi (2007), dışa bağımlı olamayan ve tamamen yerli arz güvenliği en üst düzeyde enerji kaynağı olması, ülkenin her bölgesinde mevcut ve kolay temin imkanı bulunması, yenilenebilir enerjilerden sonra en ucuz elektrik üretim yakıtı olması ve uluslararası standartlarda belirtilen limitlerin altında çevre kirliliği oluşturması, petrol ve doğalgaz rezervlerimizin enerji ihtiyacımızı karşılamaktan uzak olması gibi nedenlerden dolayı yerli enerji kaynaklarımıza yönelmek gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Türkiye'nin küresel rekabet içinde öne çıkması ancak ucuz ve kaliteli sanayi ürünlerinin üretimi ve ihracı ile mümkün olabilir. Bunun en önemli şartı ise enerji üretiminde dışa bağımlılığı azaltan, kendi kaynaklarımıza öncelik veren bir enerji politikasının uygulanmasıdır. Türkiye ithal doğalgaza dayalı elektrik enerjisi üretimini en aza indirmelidir. Enerji ihtiyacımızın gelecek nesiller için de dikkate alınarak mümkün olduğunca yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanması yerinde olacaktır. Ülkemizde bulunan yaklaşık 8,3 milyar ton linyit ve 1,3 milyar ton taş kömürü enerji üretiminde muhakkak ön planda tutulmalıdır. Bu kaynakların kullanımı için devlet temiz kömür teknolojilerini destekleyici tedbirleri almalıdır.

Sancak ve Demirci (2012), bu çalışmanın amacı, Türkiye'de ulusal tasarruflarda meydana gelen artış ve azalışa sebep olan etkenleri araştırmak ve iktisadi büyümeye olan etkisini ortaya koymaktır. Ortaya konan sonuçlar şunlardır: Türkiye'nin yurt içi tasarruf oranları uluslararası standartlara göre düşüktür. Yurt içi tasarruflar yatırımları tek başına karşılayamadığından yurtdışı tasarruflara yönelik eğilim ortaya çıkmıştır. 2010 yılında ulusal tasarruflar GSMH'nın % 12,7'sine kadar gerilemiştir. Son yıllarda

(25)

kamu tasarruflarında ciddi azalışlar söz konusudur. Yapılan ekonometrik çalışmalarda ulusal tasarrufların kısa ve uzun vadede ekonomik büyümenin sürdürülebilir olmasında pozitif etki yaptığı belirlenmiştir.

Üçüncü ve ark. (2008), bugüne kadar enerji verililiği ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı konusunda önemli yasal düzenlemeler yapılmıştır. Ancak bu yasal düzenlemelerle yenilenebilir enerji kaynaklarının endüstriyel kullanımı konusunda pratik başarı sağlanamamıştır. Bu çalışmada, güneş enerjisinin kereste kurutmada kullanımının yaygınlaştırılması amacıyla izlenebilecek yasal ve teknik konular irdelenmiştir. Güneş enerjisinin kereste kurutmada birincil enerji kaynağı olarak kullanılabilirliği diğer enerji kaynaklarının kullanımında daha ekonomik olduğu gibi, çevre sorunlarına yol açmayışı yönüyle de önemli avantajlar sunmaktadır.

(26)

3. MATERYAL ve YÖNTEM

3.1. Materyal

Araştırma modelinin tanımlayıcı ve bağıntısal olması gerekli verilerin sistematik bir şekilde toplanıp istatistiksel analize uygun olarak değerlendirilebilmesi için, veri toplama yöntemi olarak anket kullanılmıştır. Çalışmanın ana materyalini 2013 yılı Tokat İli Merkez İlçede yaşayan 382 kadın ile yapılan anket çalışması sonucu elde edilen veriler oluşturmaktadır. Araştırmada literatüre dayalı bölümün materyalini ise; konu ile ilgili makale, tez, rapor, internet kaynakları gibi dokümanlardan elde edilen ikincil veriler oluşturmaktadır.

3.2. Yöntem

Araştırmada veri toplama tekniği olarak anket kullanılmıştır. Anket formu, daha önce yapılmış olan çalışmalardan yararlanarak oluşturulmuştur. "Uygun örnek hacminin belirlenmesinde, birçok hazır tablo ve bilgisayar programları vardır" (Arıkan, 2007). Bu tablolardan, "Belli evrenler için kabul edilebilir örnek büyüklüğü" (Altunışık ve ark., 2004) tablosundan yararlanarak örnek sayısı 382 olarak bulunmuştur.

3.2.1. Verilerin analizi aşamasında uygulanan yöntem

Anketler yoluyla elde edilen veriler üç bölümde değerlendirilmiştir.

Birinci bölümde sosyo-demografik özellikler ile enerji tasarrufuna etki edebileceği düşünülen genel sorular yer almıştır. İlk bölümde elde edilen verilere SPPS 17 paket programı kullanılarak frekans analizi yapılmıştır.

İkinci bölümde, öncelikle kadınların enerji ve su tasarrufu konusundaki bilinç ölçeklerinin güvenilirliği Cronbach's Alpha kullanılarak test edilmiş, kullanılacak değişkenlerin faktör analizi uygulamaya elverişli olup olmadığını belirlemek üzere Kaiser-Meyer-Olkin ölçümü yapılmıştır. Enerji ve su tasarrufu konusundaki bilinçlerini ölçmek üzere 15 soru yöneltilmiş, ölçek daha önceki çalışmalardan yararlanılarak

(27)

geliştirilmiştir. Elde edilen verilere SPPS 17 paket programı kullanarak faktör analizi yapılmıştır.

Üçüncü bölümde ise; öncelikle kadınların enerji ve su tasarrufu konusundaki davranış ölçeklerinin güvenilirliği Cronbach's Alpha kullanılarak test edilmiştir. Enerji ve su tasarrufu konusundaki davranışların demografik özelliklerle olan ilişkilerini gözlemlemek amacı ile Minitap15 paket programı kullanılarak ki-kare analizinden yararlanılmıştır.

Faktör Analizi

Bir ölçümün güvenilir olması, cevaplayıcıların tutarlı cevaplar verdiklerini, soruları gelişi güzel cevaplamadıklarını gösterir. Araştırmada kullanılan ölçeklerin güvenirliği likert ölçekli sorularda yaygın olarak kullanılan Croncbach’s Alpha (Alfa Katsayısı) kullanılarak test edilmiştir (Şen, 2007). Croncbach’s Alpha katsayının bulunabileceği aralıklar ve buna bağlı olarak da ölçeğin güvenirlik durumu aşağıdaki Çizelge 3.1'de verilmiştir.

Çizelge 3.1. Croncbach’s Alpha değerlendirilmesi (Arnold, 1996) Croncbach 's Alpha Değeri Önerilen Değer 0,00 < a < 0,40 Güvenilir değil 0,40 < a < 0,60 Düşük güvenilirlikte 0,60 < a < 0,80 Oldukça güvenilir

0,80 < a < 1,00 Yüksek derecede güvenilir

Değişkenlerin faktör analizi yapmak için uygun olup olmadığına bakmak için KMO ölçümü yapılmıştır. KMO ölçütleri Çizelge 3.2'deki gibi özetlenebilir.

(28)

Çizelge 3.2. KMO (Kaiser-Meyer-Olkin) ölçüsü ve istenilen değer

KMO Ölçüsü Önerilen Değer

> 0,90 Olağanüstü

0,80+ İyi

0,70+ Kabul edilebilir

0,60 Orta

0,50+ Çok kötü

0,50 altı Kabul edilemez

KMO ölçüsü olarak elde edilen değerlerin 0,60 dan yukarı çıkması (Küçükönder ve ark., 2004) ve Bartlett testinin anlamlı çıkması verilerin faktör analizi için uygun olduğunu gösterir.

Faktör analizi, birbirleriyle ilişkili çok sayıdaki değişkeni az sayıda anlamlı ve birbirinden bağımsız faktör haline getiren ve yaygın olarak kullanılan bir istatistiksel tekniktir. Faktör analizinde, aralarında yüksek korelasyon olan değişkenler kümesinin bir araya getirilmesi ile faktörler oluşturulur. Bunun amacı: 1. değişken sayısını azaltmak 2. değişkenler arası ilişkilerdeki yapıyı ortaya çıkarmaktır (Özkul, 2007). Başka bir ifadeyle, en az bilgi kaybıyla, büyük miktardaki verilerden sıkılaştırılmış özet ve yeni bir yapı içerisinde, bilgiler elde etmektir (Nakip, 2013).

Faktör analizinde, faktörlerin her bir değişken üzerinde yol açtıkları ortak varyansın ya da ortak faktör varyansının en çoklaştırılması amaçlanır. Bu değer ise, her bir faktördeki yük değerine bağlıdır. Faktör yük değeri maddelerin faktörlerle olan ilişkisini açıklayan bir katsayıdır.

Veriler faktör haline döndürüldükten sonra belirli kriterlerle en az sayıya indirgenmeye çalışılır. Buna özdeğer, scree-plot (çizgi grafik) eğrisi, toplam varyansın yüzdesi gibi yöntemler kullanılarak karar verilir (Özkul, 2007).

Araştırma kapsamında yer alan kadınların enerji ve su tasarrufu konusundaki bilinçlerini belirlemek üzere, 5'li likert ölçeğinde değişik sorular yöneltilmiştir. Bu sorulara verilen cevaplara SPSS 17 paket programı kullanılarak faktör analizi yapılmış, özet hale getirilmiştir. Araştırmada kullanılan ölçeklerin güvenirliği Croncbach’s Alpha (Alfa Katsayısı) kullanılarak test edilmiştir (Şen, 2007). Araştırmada dikkate alınacak

(29)

amacıyla Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) ölçümü kullanılmıştır. Faktör analizinin başlangıç çözümünde faktör sayısına karar vermede kullanılan özdeğerler, varyans ve birikimli varyans değerleri hesaplanmıştır.

Ki-kare Analizi

Ki-kare bağımsızlık testi, iki veya daha fazla değişken grup arasında ilişki bulunup bulunmadığını incelemek için kullanılır. Yani değişkenler arasında bağımsızlık olup olmadığını araştırır. Bu test için hipotezler;

H0: Değişkenler birbirinden bağımsızdır. H 1: Değişkenler birbirinden bağımsız değildir.

Ki-kare tekniği kategorik veriler için uygundur. Bu teknik kullanılarak oranların eşitliği test edilir. Oran belli bir yönde cevap verenlerin sayısının tüm cevaplayıcıların sayısına bölünmesi ile bulunur.

Ki-kare bağımsızlık testinin uygulanabilmesi için gözlem sonuçlarının sınıflandırılmış veya gruplandırılmış bileşik seriler şeklinde gösterilmesi gerekir. Bu gösterim şekline konterjans tablosu denir. Bu tablo değişkenlerin sınıflarının yer aldığı satır ve sütunlardan oluşur. Tablodaki satır sayısı ( R ) ve sütün sayısı ( C ) ile gösterilirse (R*C)'lik bir konterjan tablosu elde edilir. Bu şekilde çapraz sınıflandırma, herhangi bir sıradaki elemanla, sütundaki eleman arasındaki ilişkinin (bağımlılık ya da bağımsızlık) incelenmesi amacıyla yapılır. Bunun için her sıra ve sütundaki elemanlara ait beklenen frekansların (Bi), gözlenen frekansların (Gi) karşılaştırılması gerekir (Ekiz, 2010). Ki-kare testinin hesaplanabilmesi için aşağıdaki formülden yararlanılır (Nakip,

Gözlenen ve beklenen frekanslar birbirine çok yakın ya da eşit olmalıdır. Gözlenen ve beklenen frekans arasındaki fark büyüdükçe sıfır hipotezinin reddedilmesi yani ilişkinin varlığı ve güçlülüğü ortaya çıkar (Sivaslıgil, 2003).

(30)

Araştırma kapsamında yer alan kadınların enerji ve su tasarrufu konusundaki tutumlarını belirlemek için değişik sorular yöneltilmiştir. Bu sorulara verilen cevaplara minitab 15 paket programı kullanılarak ki-kare analizi yapılmıştır. Ki-kare analizi 5'li likert ölçeğinde toplam 40 soru için yapılmıştır. Her zaman seçeneği 4 rakamı ile, çoğunlukla seçeneği 3 rakamı ile, bazen seçeneği 2 rakamı ile, nadiren seçeneği 1 rakamı ile, hiçbir zaman seçeneği 0 rakamı ile gösterilmiştir. Ki-kare analiz sonuçlarını daha özet bir biçimde gösterebilmek için puanlama yaparak analiz yapılmıştır. Bu puanlama, toplam 40 soru olduğu için her bir soruya en olumlu cevabın verilme durumu düşünülerek max alınacak puan 160 (40*4) olarak hesaplanmıştır. Yapılan bu puanlama sonucunda elde ettiğimiz puanları üç farklı gruba bölerek düşük, orta ve yüksek grupta yer alan kişilerin enerji ve su tasarrufu konusundaki davranışlarının demografik özelliklerle ne kadar ilişkili olduğu belirlenmeye çalışılmıştır.

(31)

4. ENERJİ KAVRAMI ve ENERJİ KAYNAKLARI

4.1. Enerji Kavramı

"Ülkelerin toplumsal gelişimlerinin sürükleyici unsurları başında enerji kullanımı gelmektedir. Enerji kaynakları günlük yaşamımızın, enerji ve sanayi ürünleri ise üretimimizin en önemli yaşamsal girdileridir. Bu nedenle de ülkenin ve enerji alanının yönetimini üstlenenler, toplumun ve ekonominin gereksinim duyduğu enerj iyi kesintisiz, güvenilir, zamanında, temiz ve ucuz yollardan temin etmek ve gerek en uygun fiyatlarla sağlayabilmek, gerek enerji güvenliliği açısından bu kaynakları çeşitlendirmek zorundadırlar" (Bozkurt, 2008).

Yunanca energeia kelimesinden gelen enerji, "en" iç, "ergon" iş kelimelerinden oluşmuştur. Dolayısıyla enerji, içerde oluşan iç iş'tir. Enerji genelde ve en basit şekilde iş yapabilme yeteneğidir şeklinde tanımlanır (Demircioğlu, 2003). Yapılan, üretilen, değiştirilen her şeyde her türlü eylemin, hareketin oluşumunda enerji vardır. Nefes alışımız, uyumamız, düşünmemiz, ısınmamız, ulaşımımız, endüstriyel üretimimiz kısacası tüm yaşamsal faaliyetlerimizde enerji kullanılır. Enerjinin insanlar için bu kadar önemli oluşu; fizikten sosyolojiye, politikadan çevre bilimine, ekonomiden sağlığa kadar birçok alanın önemli bir parametresi olmasını beraberinde getirmektedir (Anonim, 2006a). Bir başka tanımlamada; Enerji=yaşamdır; var olmayan kaybolmayan, yeryüzünde varoluşundan beri olan; görünmeyen, ancak iş olan her şeyin arkasında olan ona güç verendir; gerekli olan yaptırımdır şeklinde tanımlanmıştır (Demircioğlu, 2003).

İnsanlığın gelişimi ile beraber ihtiyaçlarda çeşitlenerek artmış ve bu durum beraberinde çeşitlenerek artan ihtiyaçların enerjiyle karşılanmasını mecburiyetini doğurmuştur. Enerji insanın varlığı ile beraber olan bir olgudur. İnsanoğlu dünyaya gelişinden itibaren enerjiden çeşitli şekillerde yararlanmıştır (Safi, 2007).

(32)

4.2. Enerji Kaynakları

İnsanlar enerji kaynaklarına her zaman ihtiyaç duymaktadır. Eski çağlardan beri bu böyle devam etmiştir. Enerji kaynakları doğal ya da doğal olmayan yapay yöntemler yoluyla enerji üretilmesini sağlayan kaynaklardır (Anonim, 2012b). Enerji kaynakları çok değişik biçimlerde (madde hali, depo edilebilirlik, dönüştürülebilirlik, yenilenebilirlik, kullanılabilirlik, güneş temelli gibi) sınıflandırılabilir (Arı, 2007). Fakat daha çok yenilenebilir olup olmaması durumuna göre sınıflandırma yaygındır.

4.3. Yenilemez Enerji Kaynakları

Yenilenemez enerji kaynakları fosil yakıtlar ve radyoaktif elementlerdir. Bu kaynaklar kullanıldıkça bitmekte ve yeni kaynakların gelmesi çok uzun zaman almaktadır (Anonim, 2012b). Aslında doğada yenilenemeyen enerji yoktur fakat bazı enerji kaynakları meydana gelişlerinin bir sebebi olarak yenilenmeleri uzun zaman almaktadır. Bundan dolayı bu kaynaklar, yenilenemez enerji kaynağı olarak adlandırılmıştır.

4.3.1. Fosil enerji kaynakları

Kömür

Kömür yanabilen organik bir kayadır. Kömür başlıca karbon, hidrojen ve oksijen gibi elementlerin bileşiminden oluşmuştur. Kömür, bataklıklarda veya zaman zaman çökmelere uğrayan geniş nehir deltalarında yetişen bitkilerin ayrışması sonucu oluşmuştur. Bitki ve ağaçların ayrışmasından ortaya çıkan malzeme, bakterilerin etkisi ile önce turbaya dönüşür, turba da daha sonra oluşan sedimanter çökeltiler altına gömülmüş olarak bulunur. Yer kabuğunun hareketi sonucu turba katmanı daha derinlere gömülerek ısı ve biyokimyasal reaksiyonlar etkisiyle çeşitli tipte kömür ve linyitlere dönüşür.

(33)

Kömürleşme sürecinde; oksijen ve hidrojenin atılması, kömürün karbon içeriğini artırır. Bu sırada metan oluşur. Bu gaz ise, ya atmosfere kaçar ya da petrol oluşumuna benzer bir şekilde jeolojik kapanlarda geçirgen olmayan katmanlar arasında doğal gaz rezervuarları oluşturur. Düşük ısı ve basınç altında meydana gelen kömürler, "düşük kaliteli linyiti" oluşturmuşlardır. Yüksek sıcaklık ve basınç altında "alt bitümlü ve bitümlü kömürler"; çok yüksek sıcaklık ve basınç altında ise, en yüksek kaliteli kömürler "antrasitler" ortaya çıkmıştır (Safi, 2007).

Kömürler, gerek meydana geliş zamanları, gerekse bileşimlerindeki karbon miktarı yönünden birbirinden ayrılırlar. M eydana gelişleri eski olan kömürlerin ısıtma değeri de nispette yüksektir.

Antrasit: En eski ve karbon yönünden en zengin kömür çeşididir. Meydana geliş tarihi 300 milyon yıl geriye dayanan antrasitteki karbon yüzdesi 90-95'i bulur.

Taş kömürü: Antrasit kadar eski olmamakla beraber 200-250 milyon yıllık bir geçmişe sahip olduğu tahmin edilmektedir. Karbon yüzdesi 80-90'ı bulur.

Linyit: Daha oluşumunu tamamlamamış kömürlerdendir. Tahminen 60 milyon yıl önce meydana gelen, gelmeye başlayan linyitte su ve birçok yabancı madde de bulunmaktadır. Karbon yüzdesi 65-70 kadardır.

Turba: Bu kömüre daha çok bataklık yerde rastlanmaktadır. İçindeki su miktarı yüksektir. Karbon yüzdesi ise 60'ı geçmez. Turba, henüz karbonlaşma safhasını tamamlamamış genç kömürlerdendir (Anonim, 2013d).

Jeolojik olarak kömürlerin yaşları 400 milyon yıl ile 15 milyon yıl arasında değişir (Anonim, 2009a). "Ekonomik değerleri veya piyasa değeri bakımından; antrasitler birinci sırada, taşkömürleri ikinci sırada ve linyit kömürleri de üçüncü sırada gelirler. Turbaların ise, ekonomik değeri yoktur denilebilir" (Arı, 2007).

Petrol

Petrol, neft ya da yer yağı, hidrokarbonlardan oluşmuş, sudan yoğun kıvamda, koyu renkli, arıtılmamış, kendisine özgü kokusu olan, yeraltından çıkarılmış doğal yanıcı mineral yağıdır. Latincede taş anlamına gelen "petra" ile yağ anlamına gelen "oleum" sözcüklerinden oluşmuştur (Anonim, 2013a).

(34)

Petrol eskiden deniz olan yerlerde hayvan ve bitki kalıntıları gibi organik maddelerin üzerine zamanla yer tabakalarının yığılmasıyla meydana gelen havasız ortamda uygun ısı, basınç ve bakterilerin de yardımıyla, çürümesi sonucu milyonlarca yıl gibi bir süreçte meydana gelmiştir. Bu süreç içerisinde yerkabuğunun hareket etmesi ile deniz altındaki karalar yükselmiş ve kıtalar oluşmuştur. Bu hareketler sırasında basınç altındaki petrol, boşluklu (porous) ve geçirgen (permaable) ortamlara doğru göç etmiş ve yerin 2-4,5 km altında petrolün kaynak taşı (kumlu, kireçli) adı verilen yerde birikmiştir. Bu olaya, "petrolün rezerve olması (birikmesi) denir. Petrol rezerve olmuş kayaçlara, "petrol rezerve kayaçları" denir. Burada oluşan petrol, zamanla basınç nedeniyle yukarıya doğru hareket ederek geçirgen olmaya uygun kapanlarda (rezervuar) sıkışmıştır.

Petrolün değerini tayin eden en önemli fiziksel özelliklerden biri, gravitedir. Buna "akışkanlık derecesi" de denir. Bu dereceyi, petrolün özgül ağırlığı belirler. Petrol, sudan hafif olup ortalama değer olarak özgül ağırlığı 0,7-0,9 arasında değişir. Ancak; bazı havzaların petrolleri, özgül ağırlık bakımından suyun değerine yaklaşır veya yüksek olabilir. Bu grup petrollere "ağır petrol" denir. M eksika petrolleri böyledir. Şayet; özgül ağırlık 0,8-0,9 arasında ise; buna "hafif petrol", daha azsa "çok hafif petrol" denir. Örneğin Rusya petrolleri genellikle hafif petroller grubuna girerler. H afif petrolden ağırlıklı olarak benzin, ağır petrolden de mazot elde edilir (Safi, 2007).

Gravite sorunu petrolün ticari değerinde önemli bir rol oynar. Çünkü; gravitesi yüksek olan petroller, pieline (petrol nakli borusu) içinde güç akar ve taşınması zor olur. Öte yandan; bu grup petrollerde, asfalt oranı yüksek olduğu için; rafinaj işlemi sırasında fazla fire verirler. Gravitesi düşük petroller hafif olduklarından hem pipeline ile kolay nakledilebilir hem de ayrıştırıldıkları (rafinaj) zaman, fazla asfalt bırakmazlar.

Bir havza petrolünün değerinin etkileyen faktörlerden bir de, su ile emisyon yapıp yapmamış olmasıdır. Petrol yataklarına sızarak petrole karışan su oranı, petrolün ticaretteki değerinin belli oranda (%10-20) düşürür. Bu olaya "petrolün emisyona uğraması" yani; "su ile karışmış olması olayı" denir (Arı, 2007).

Benzin: M otor yakıtı olarak benzin, ham petrolden kaynama noktaları 30-200 santıgrad derece hidrokarbonların ayrılmasıyla elde edilir.

(35)

Solvent: Benzin ile gazyağı arasında bir hidrokarbon sıvısı olan solvent boya sanayisinde, kuru temizlemede, ormancılıkta, haşaratla savaşta eritici veya çözücü madde olarak kullanılmaktadır.

Gazyağı: Ham petrolün damıtılmasıyla elde edilen gazyağı kaynama noktaları 160-250 santıgrad derece arasında değişen hidrokarbonlardan meydana gelmektedir. Isıtma, aydınlatma ve motor yakıtı olarak kullanılmaktadır.

Motorin: Genellikle 200-60 santgrad derece arasında kaynama noktası olan hidrokarbonların ham petrolden ayrılmasıyla elde edilir (Safi, 2007).

Fuel-oil: Koyu renkte, az akışkan bir petrol ürünüdür. Elektrik ısı ya da buhar sistemlerinde kullanılabilen Fuel-oil, her türlü endüstriyel fabrika, tesis ve binalarda tercih edilmektedir. Kolay pompalanır, yanar ve tasarruf sağlar. Havayı kömüre göre daha az kirletir (Anonim, 2013b).

Asfalt: Dayanımlı akmaz halden katı hale kadar değişkenlik gösteren siyah ve kahverengi organik maddedir. Ana olarak bir hidrokarbon olan asfaltın, kimyasal bileşimi oldukça karışık ve değişken olup, petrolün destinasyonundan veya doğal yataklardan elde edilir (Anonim, 2013 c).

Makine yağları: Ham petrolün %4,5 oranından fazlasını teşkil etmeyen makine ve gres yağları, endüstride çok önemli bir maddedir. Katı ve sıvı olmak üzere pek çok çeşidi vardır.

Parafin: Makine yağları imal edilirken elde edilen parafın, beyaz renkte ve kristalize yapıdadır. Bu madde kozmetik, kablo, bobin, transformatör, yağlı kağıt, karbon kağıdı, bandaj ve cephane yapımında kullanılmaktadır (Safi, 2007).

Doğal Gaz

"Doğalgaz yeraltında gaz veya sıvı petrol içinde çözülmüş biçimde veya petrol üzerinde gaz tabakası durumunda bulunur.

Son yıllarda, enerji tüketiminin artırılması yanında çevrenin korunması bilincinin oluşması ve yaygınlaşması doğalgaz gibi temiz ve verimli bir enerji kaynağının daha da önem kazanmasına neden olmuştur (Safi, 2007).

Doğal gaz; organik maddelerin yeryüzünün alt katmanlarında milyonlarca yıl süren doğal dönüşümü sonucunda basınç ve ısı altında değişikliğe uğrayıp bugünkü

(36)

durumlarına gelmeleri ile oluşmuş enerji kaynaklarıdır. Kaynağından çıkarıldığı haliyle, herhangi bir işleme tabi tutulmaksızın kullanılabilen fosil yakıtlar içerisinde yer alır.

Gaz halinde olması nedeniyle daha hassas kontrol edilebilme olanağı bulunmaktadır. Dünya'da ve Türkiye'de kullanımı hızlı bir şekilde artmaktadır (Arı, 2007).

Doğalgazın başlıca özellikleri şunlardır:

> Doğal gaz başta metan (CH4) ve etan (C2H6) olmak üzere çeşitli hidrokarbonlardan oluşan yanıcı bir gaz karışımıdır.

> Doğal gaz renksiz, kokusuz ve havadan hafif bir gazdır.

> Doğal gaz; verimli, temiz ve teknik kurallara göre gerekli emniyet tedbirleri alınarak kullanıldığında diğer yakıtlara göre daha güvenli bir yakıttır.

> Zehirsizdir.

Kokusuz olması nedeniyle sızıntısı fark edilmeyeceği için özel olarak kokulandırılmıştır. Doğal gaz CO (karbon monoksit) içermediğinden zehirleyici bir gaz değildir. Bir kaçak durumunda havadan hafif olduğundan odanın üst kısmında toplanır. Çok yoğun bir kaçak durumunda ortamdaki oksijen azalacağından boğulma tehlikesi olabilir. Zehirlenmeler, doğal gaz'ın (ya da diğer yakıtların) yakılmasından ortaya çıkan baca gazı içindeki CO (karbon monoksit)'den kaynaklanmaktadır (Anonim, 2013g).

4.3.2. Fosil yakıtlar ve küresel ısınma

Yapılarda karbon ve hidrojen elementlerini bulunduran bu fosil yakıtlar, uzun süreçler içerisinde oluşmakta fakat çabuk tükenmektedir. Dünyanın belli bölgelerinde toplanmış bu yakıtların günümüz teknolojisiyle 3/4'ünün çıkarılması teknik olarak çok pahalıdır. Bu da fosil yakıtları yenilenemeyen ve sınırlı yakıtlar sınıfına sokmaktadır.

Güneş'ten gelen ışınların bir bölümü ozon tabakası ve atmosferdeki gazlar tarafından soğurulur. Bir kısmı litosferden, bir kısmı ise bulutlardan geriye yansır. Yeryüzüne ulaşan ışınlar geriye dönerken atmosferdeki su buharı ve diğer gazlar tarafından tutularak Dünya'yı ısıtmakta olduğundan yüzey ve troposfer, olması gerekenden daha sıcak olmaktadır (Anonim, 2009b). Atmosferin ısıyı tutma yeteneği sayesinde suların sıcaklığı dengede kalır. Böylece; nehirlerin ve okyanusların donması

(37)

engellenmiş olur. Bu şekilde oluşan, atmosferin ısıtma ve yalıtım etkisine sera etkisi denir (Arı, 2007).

Küresel ısınma, insanların çeşitli faaliyetleri sonucunda atmosfere verilen gazların sera etkisi yaratması ile dünya yüzeyindeki sıcaklığın artmasına denir. Birleşmiş Milletler "İklim Değişikliği Sözleşmesi"nde iklim değişikliği; "Karşılaştırılabilir bir zaman diliminde gözlenen doğal iklim değişiklikleri ile doğrudan ya da dolaylı olarak küresel atmosferin doğal yapısını bazen insan etkileri sonucunda iklimde oluşan değişikliklerin bütünü" olarak tanımlanmıştır. Sera gazları olarak adlandırılan karbondioksit (CO2), metan (CH4), diazotmonoksit (N2O), kloroflorokarbonlar (CFC) gibi gazlar güneş ve yer radyasyonunu tutarak, atmosferin ısınmasında başlıca etken oluşturmaktadır (Anonim, 2009b).

Çevresel sorunların başında gelen atmosferdeki karbondioksit oranındaki artışın sebep olduğu küresel ısınma, ozon tabakasındaki deliğin büyümesi ve meydana gelen iklim değişiklikleri sonucu dünya iklimi kimi yerlerde kuraklaşırken kimi yerler sular altında kalma tehlikesine yaklaşmaktadır. Cilt kanseri, nükleer kirlilik, endüstriyel kirlilik, sulardaki yaşamın zarar görmesi, su kaynaklarının kirlenmesi, ormanların azalması, tarım alanlarında verimliliğin düşüşü, çarpık kentleşme, kanalizasyon ve çöp sorunu, gürültü kirliliği gibi sorunlarla karşı karşıya kalmaktayız. Unutulmaması gereken bir gerçek ise, sanayileşme ve sanayi gelişiminin kalkınma ve çevre ile birlikte ele alınması gerektiğidir. Çünkü sanayileşme, sadece iktisadi bir süreç değil, aynı zamanda toplumsal bir durum ve tarihsel bir süreçtir (Anonim, 2012a).

4.3.3. Nükleer enerji hammaddeleri

Son yıllarda Türkiye'nin enerji sektöründe en çok tartışılan konulardan biri konumunda olan nükleer enerji; gittikçe artan elektrik enerjisi talebini karşılamakta sürdürülebilir, temiz, güvenli ve ekonomik bir tercih olmasının yanı sıra gelişen teknolojilerle birlikte verim, performans ve çevresel yönden yeniden dünya enerji sektörünün gündeminde önemli yerini almıştır (Akpınar ve ark., 2008).

Nükleer enerjinin hammadde kaynakları aynı zamanda da radyoaktivitesi en yüksek metaler olan uranyum ve toryum cevherleridir. Bunlardan uranyum; saf olarak değil, oksitler biçiminde bulunur. Başlıca filizleri; uranitit, peşblend, karnotit, otunit,

(38)

torbenit ve tuyamunit gibi bileşikleridir. Bu filizlerden, nükleer enerji elde edilmekte en fazla yararlanılan uranyum filizi, peşblend bileşiğidir.

Uranyum filizlerine, doğada bol oranda rastlanır. Hatta; en fazla rastlanan bileşiklerdendir de dinilebilir. Örneğin, elementer olarak az çok her kayaç türünün bileşiminde, topraklarda, gıda maddelerinde ve deniz suyunda bir miktar elementer uranyum filizi bulunmaktadır (Arı, 2007). Birçok nükleer enerji alanında kullanılmakta olan uranyum maddesi ülkelerin vazgeçilmezi haline gelmektedir. Kanada ve Avusturya'da uranyum maddeleri çok fazla bulunmaktadır. Görünüm olarak parlak bir çeliği andıran, ama onun neredeyse 2,5 katı ağırlığında, ender bulunan beyazımsı bir metaldir. 1940'a kadar uranyum çok az alanda kullanılmış, bu tarihte ise uranyumdan enerji elde etme yöntemi bulunmuştur (Anonim, 2012f).

Doğada bulunuşu bakımından toryum (Th) da; hemen hemen uranyum gibidir. Her kayaç türünde, az da olsa bulunur. Asit karakterli granitik kayalarda, bazik kayaçlara nazaran daha boldur. Genellikle; asit derinlik kayaçlarının pegmatitlerinde pnömatolojik ve hidrotermal oluşumlarda konsantre olmuştur (Arı, 2007). Toryum, yüksek sıcaklıklarda magnezyumun direncini artırmak amacıyla alaşımlarda, elektronik cihazlarda ve aydınlatmada tungsten filamanların kaplanmasında, yüksek ısıya dayanıklı potaların yapımında, yüksek kaliteli kamera merceklerinde, nükleer teknolojide kullanılmaktadır.

Toryum-uranyum karışık yakıtlar, uranyum yakıtına göre daha az plütonyum üretir. Ayrıca yüksek yanma oranında çalışabilir, bu da yakıtın reaktörde kalan süresini yani yakıt yeniden yükleme periyodunu uzatarak tesis kapasite faktörünün artmasına katkı sağlamaktadır (Anonim, 2008a). Uranyum ve toryum arasındaki fark; nükleer enerji üretimi için uranyumdan, daha az bazı teknolojik işlemlerden sonra yararlanılır. Toryum ise; birtakım teknolojik işlemlerden sonra parçalanıp uranyum durumuna (uranyum-233) getirildikten sonra bu amaçla kullanılabilir. Dolayısıyla toryumdan nükleer enerji, uranyuma göre daha zor ve daha pahalıdır (Arı, 2007).

(39)

4.4. Yenilenebilir Enerji Kaynakları

Yenilenebilir enerji kaynakları gücünü güneşten almaktadır. Bu kaynakların hiç tükenmeyeceği düşünülür ve çevreye de zarar vermeyen kaynaklardır. Yenilenebilir kaynaklar doğal yollar ile sürekli kendini yenilemektedir. Güneş enerjisi, diğer yenilenebilir enerjilerin kaynağını oluşturmaktadır (Anonim, 2012b).

Enerji eldesi için gerekli olan kaynakların çoğunun sınırlı olması, enerji üretiminin devamlılığının sağlanabilmesi açısından enerji kaynaklarının çeşitliliğini gündeme getirmiş, bu bağlamda yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı günümüzde önem kazanmıştır (Ünnü ve ark, 2013).

Uluslar Arası Enerji Ajansı'nın (IEA) tanımına göre yenilenebilen enerji; "doğal yollarla elde edilen ve sayısız olarak kendini yenileyebilen kaynaklardır." Doğada serbest halde bulunan ve havadan elde edilen rüzgar enerjisi, nehirlerde akan veya barajlarda depolanan suyun potansiyel enerjisi ve yerkürenin derinliklerinde bulunan sıcak sular birer yenilenebilir enerji kaynağıdır (Hayran, 2012). Yenilenebilir enerji; kömür, petrol gibi sonu olan kaynaklara muhtaç olmamızı engeller. Aynı zamanda yerel ölçekte yeni iş olanaklarının yaratılması, yatırımların ülke içinde kalması, daha az hava kirliliği, enerji arzı seçeneklerinin artması, enerji güvenliğinin sağlanması, temiz enerji teknolojilerinin ucuzlayarak daha geniş kitlelere farklı ölçeklerde sunulması gibi birçok avantaja sahiptir (Anonim, 2010a).

Yenilenebilir enerji kaynakları ile fosil kaynakları birbirinden ayıran en temel fark fosil yakıtların bir kez kullanıldıktan sonra bir daha dönüştürülemez oluşudur. Fakat yenilenebilir enerji kaynakları neredeyse sınırsız sayılabilecek düzeydedir ve yeniden enerjiye dönüştürülebilir (Hayran, 2012).

4.4.1. Hidroelektrik enerjisi

Hidroelektrik (hidrolik) enerjisi, hareket halindeki suların sağladığı güç anlamına gelir. Hidroelektrik enerjisi, doğal veya yapay baraj gölleri ve su düşüş düzeyine göre bir hayli alçakta kurulmuş olan hidroelektrik santralleri yoluyla üretilmektedir (Safi, 2007). Hidroelektrik enerji santralleri genellikle barajların yanında kurulur; böylece hızla akan bir akarsuyun ya da bir baraj gölünde birikerek yüksekten

(40)

dökülen suyun enerjisi su türbinlerini, bu türbinler de elektrik üreteçlerinin çalıştırır. Hidroelektrik santrallerinin su gücünü kullanarak ürettiği enerjidir (Anonim, 2011a).

Hidrolik enerji geçmişten günümüze yenilenebilir enerji kaynakları içinde dünya genelinde en çok kullanılan enerji türü olmuştur. Elektrik üretimi amaçlı kullanımı son yüz yılda gerçekleşmesine rağmen yüzyıllardır suyun gücünden yararlanılmaktadır (Hayran, 2012).

Kömür ve petrole göre; hidroelektrik enerjisinin bazı ekonomik avantajları vardır. Bunlardan en önemlisi; harcamanın bir kez yapılması ve üretimin tükendikçe çoğaltılabilmesi, yani yenilenebilmesidir (Safi, 2007). Hidroelektrik santraller yenilenebilir enerji kaynağı olan su ile enerji ürettikleri için önemli çevresel avantajları sera gazı etkisi yaratmamasıdır. Ayrıca karbon emisyonları düşük olup, asit yağmur problemleri yok denecek kadar azdır. Dünyada ekonomik olarak yapılabilir hidroelektrik üretim potansiyelinin yarısının bile geliştirilmesi, sera gazı emisyonlarının %13 oranında azalmasını sağlayacaktır. Hidroelektrik santrallerin; akarsularla oluşan erozyonun önlenmesinde, önemli bir faydası vardır. Türkiye'deki akarsuların eğimi fazla olduğu için akarsular yoluyla erozyon ciddi tehlike arz etmektedir. Hidroelektrik santraller amacıyla yapılan barajlar ve bentler suyun hızını keserek erozyonu önemli ölçüde durdurabilmektedir (Acar ve Doğan, 2008).

"Hidrolik enerji, Türkiye'nin kullanılabilir en önemli yenilenebilir enerji kaynağını oluşturmaktadır. Türkiye'de kurulan ilk hidroelektrik santral, 1902 yılında Tarsus'ta kurulan 2kW gücündeki santraldir. Daha sonra yenileri eklenen hidroelektrik santraller, ülkemizin enerji ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılamaktadır (Bozkurt, 2008).

Türkiye, Avrupa'da Norveç'ten sonra en fazla yıllık hidroelektrik enerji potansiyeline sahip ikinci ülke konumundadır. Bu potansiyel, Avrupa ülkelerinin toplam enerji potansiyelinin %16,5'ini oluşturmaktadır. Türkiye, elektrik enerjisinin yaklaşık %20-30'unu sudan üretmektedir (Anonim, 2011a).

(41)

4.4.2. Jeotermal enerji

Jeotermal enerji yerkürenin iç ısısıdır. Bu ısı merkezdeki sıcak bölgeden yeryüzüne doğru yayılır. Jeotermal kaynakların üç önemli bileşeni vardır: Isı kaynağı, ısıyı yeraltından yüzeye taşıyan akışkan, suyun dolaşımını sağlamaya yeterli kayaç gerginliği (Anonim, 2013ı). Jeotermal enerji de bu jeotermal kaynaklardan ve bunların oluşturduğu enerjiden doğrudan veya dolaylı yollardan faydalanmayı kapsamaktadır (Anonim, 2011a). Jeotermal ısısından yararlanmada yaygın olarak kullanılan uygulamalar, yeraltı sıcak su ve kayaç haznelerindeki ısının doğal ya da insanoğlunun geliştirdiği sistemlerle yeryüzüne çekilerek bu ısının değerlendirilmesi prensibine dayanmaktadır.

Yerkabuğu içinde magmatik faaliyet son bulduğu zaman magma giderek soğur. Soğuma binlerce yıl devam eder ve yavaş yavaş meydana gelir. Soğuma sırasında; bazı gazlarla birlikte, doğal buharda oluşur. Gazlar ve buhar yerkabuğu içindeki kırık hatları veya volkanik bölgelerin derinliklerindeki çatlak ve yarıklardan geçerek yüzeye sıcak kaynak suları (ılıca ve kaplıcalar), gayzerler ve doğal buhar (su buhar, sıcak su, buhar karışımı) şeklinde ulaşır. Ilıca, kaplıca ve gayzer (Gayzer) suları, kendiliğinden yüzeye çıkar. Doğal buhar ise, sondajlar vurularak yüzeye çıkarılır. Doğal buharın elektrik enerjisi üretiminde; diğer sıcak suların ise ısıtma işlerinde ekonomik olarak kullanılmaları da mümkündür (Safi, 2007).

Jeotermal alanlarda sıcak kayaç ve yüksek yeraltı suyu sıcaklığı normal alanlara göre daha sığ yerlerde bulunur. Bunun başlıca nedenleri arasında:

> Magmanın kabuğa doğru yükselmesi ve dolayısıyla ısıyı taşıması,

> Kabuğun inceldiği yerlerde yüksek sıcaklık farkı sonucunda oluşan ısı akışı, > Yeraltı suyunun birkaç kilometre derine inip ısındıktan sonra yüzeye doğru

yükselmesi.

Türkiye'nin yoğun tektonik hareketliliği nedeniyle önemli bir yerli ve yenilenebilir enerji kaynağımız jeotermal enerjidir. Türkiye'nin jeotermal potansiyelinin belirlenmesi için gerekli araştırmalar ve incelemeler, Maden Tetkik ve Arama (MTA) Genel Müdürlüğü tarafından 50 yıl önce başlatılmıştır. Günümüze kadar MTA tarafından 198 jeotermal alan tespit edilmiş ve yaklaşık 2000 yılından günümüze kadar jeotermal doğrudan kullanım ve elektrik üretimi amaçlı 900 sondaj kuyusu açılmıştır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Birincil enerji diğer adıyla primer kaynaklar arasında kömür, petrol, doğalgaz, biyokütle, hidrolik, güneş enerjisi, rüzgar enerjisi gibi enerji kaynakları yer

Ülkemiz için en büyük tesis durumundaki elektrik enerjisi üretimi yapılan termik santrallarımızın çevreye olan olumsuz etkisi de mevcut santralda gerekli tedbiri alarak,

Sınırların orta­ dan kalktığı, çok kültürlülüğün ve Avru­ pa'nın birleşmesi gibi çok umut verici olayların ve beklentilerin olduğu bir dö­ nemdi.. Her şey

İşte böyle cümleler vardır benim romanlarımda, italik olarak yazarım onları belki benim değildir diye... Kitap insana yardım cıdır

Plan, GAP Bölge Kalkınma İdaresi koordinasyonunda; Enerji Bakanlığı, Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Sanayi

Fosil kaynaklı enerji üretimi çevreye ne kadar çok zarar verirse yenilenebilir enerji kaynakları da o kadar çevreci bir enerji olarak karşımıza çıkmaktadır.. 120 6.SONUÇ

2M MÜHENDİSLİK 2mengineering.com info@2mengineering.com ARGES argesmakina.com arges@argesmakina.com ASPİLSAN aspilsan.com aspilsan@aspilsan.com ASYA TRAFİK asyatrafik.com.tr

Ben, biçim sel öğeleri, kalıplaşm ış güzellik form ülleri için değil, duygularım ın, coşkularım ın yararına kullanıyorum , kullanmaya çalışıyorum. Bu­ nun