• Sonuç bulunamadı

Sıcaklık şartlarının Türkiye'de zeytinin (Olea europea L. subs. europaea) yetişmesine, fenolojik ve pomolojik özelliklerine etkisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sıcaklık şartlarının Türkiye'de zeytinin (Olea europea L. subs. europaea) yetişmesine, fenolojik ve pomolojik özelliklerine etkisi"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Recep EFE*, Abdullah SOYKAN, Süleyman SÖNMEZ, Ýsa CÜREBAL

Balýkesir Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Coðrafya Bölümü, 10145 Çaðýþ Kampüsü, Balýkesir-TÜRKÝYE

*Corresponding author: recepefe@hotmail.com

Sýcaklýk Þartlarýnýn Türkiye'de Zeytinin (Olea

europaea L. subsp. europaea) Yetiþmesine, Fenolojik ve

Pomolojik Özelliklerine Etkisi

Özet

Doðal Akdeniz bitkisi olan zeytin, Türkiye'de de Akdeniz ikliminin etkili olduðu sahalarda yetiþir. Zeytin'in yetiþmesini ve özelliklerini belirleyen ekolojik faktörlerden birisi de iklim koþullarýdýr. Bu çalýþma, Türkiye'de yetiþen bazý zeytin çeþitlerinin fenolojik ve pomolojik özellikleri ile sýcaklýk þartlarý arasýndaki iliþkiyi ortaya koymayý amaçlamaktadýr. Bu amaç doðrultusunda Türkiye'de zeytinin yetiþtiði önemli sahalardan seçilen 6 meteoroloji istasyonu (Gemlik, Edremit, Milas, Antalya, Antakya ve Nizip)'na ait sýcaklýk verileri analiz edilerek karþýlaþtýrýlmýþtýr.

Bu istasyonlarýndan elde edilen minimum, maksimum, ortalama sýcaklýk, donlu günler, alt ve üst sýcaklýk sýnýrlarý arasýndaki ortalama deðerler zeytinin fenolojik ve pomolojik özellikleri ile birlikte deðerlendirilmiþtir.

Sýcaklýk ile ilgili düþük ve yüksek ya da ekstrem deðerler zeytinin yetiþmesini, kalitesini ve verimini olumsuz þekilde etkilemektedir. Düþük sýcaklýklar nedeniyle gerçekleþen olumsuzluklar, zeytin bitkisi üzerinde aþýrý yaprak dökümü, kabuk çatlamasý, kalýn dal ölümleri þeklinde etkili olur. Yüksek sýcaklýk deðerleri ise özellikle zeytin meyvesinin boyutlarýnýn küçülmesine yol açmaktadýr.

Antakya'da -14,6°C ye kadar düþen sýcaklýklar, soðuða duyarlý Saurani (Savrani) türü için risk oluþturmaktadýr. En düþük sýcaklýk deðerinin -12,5°C ye kadar düþtüðü Nizip'te sýcaklýklarýn -7°C nin altýna düþme sýklýðý, Aralýk - Mart aylarý arasýndaki dönemde artmaktadýr. Edremit'te ise zeytin aðacýna zarar verebilecek düþük sýcaklýklarýn gerçekleþme aralýðý Aralýk, Ocak ve Þubat aylarý olmak üzere üç aylýk daha kýsa bir dönemi kapsar.

Nizip dolaylarý, 45,3°C ile yüksek sýcaklýklardan en olumsuz þekilde etkilenen alan olma özelliði taþýr. Ayrýca Antalya ve Milas da 44°C'yi aþan yüksek sýcaklýklar nedeniyle riskli sahalar olarak dikkati çekmektedir. Deðerlendirmeler, Türkiye'de zeytinin yetiþmesi, fenolojik ve pomolojik özellikleri üzerinde sýcaklýk koþullarýnýn belirleyici bir etkiye sahip olduðunu ortaya koymuþtur.

Anahtar Kelimeler: Akdeniz iklimi, fenoloji, pomoloji, sýcaklýk, zeytin

The effect of Temperature Conditions on Olive (Olea europaea L. subsp. europaea) Growing and

Phenological, Pomological Characteristics in Turkey Abstract

Olive having a natural plant of the Mediterranean region grows where Mediterranean climate conditions prevails. Climate is one of the important ecological factors affecting the cultivation and characteristics of olives. Aim of this study is to present the effects of temperature conditions on the phenological and pomological characteristics of certain types of olive in Turkey. For this purpose, temperature data from six meteorological stations in important olive growing areas in Turkey (Gemlik, Edremit, Milas, Antalya, Antakya, Nizip) were analyzed and compared. The data gathered from these stations on minimum, maximum and average temperatures, freezing days, and average values between lowest and highest temperatures were assessed. The phenologic and pomologic characteristics of the olives were taken into account.

Extreme, high and low values relating to temperature negatively affect the growth, quality and yield of the olive. Negative effects resulting from low temperatures take the form of excessive shedding of leaves, cracking of skin and the death of thick branches. High temperature values specifically cause reduction of the size of the olive fruit.

Temperatures that decreasing to -14,6ºC in Antakya is a risk factor for the Saurani (Savrani) variety of olive which is sensitive to the cold. With an absolute minimum temperature of -12,5ºC, in Nizip between December and March more regularly fell below -7ºC. Also, in Edremit, where the risk is lower for low temperature, there occurs the possibility of damage to olive trees by the low temperatures in December, January and February.

(2)

GÝRÝÞ

Türkiye, 25° 40' - 44° 48' doðu boylamlarý ile 35° 51' - 42° 06' kuzey enlemleri arasýnda yer alýr. Ülkenin coðrafi ve özel konum özellikleri, baþta Akdeniz Ýklimi olmak üzere deðiþik iklim tiplerinin oluþumuna neden olmuþtur. Zeytin aðacý da Akdeniz Ýklimi'nin doðal vejetasyonu içinde yer alan maki topluluðunun bir elemanýdýr. Zeytin (Olea

europaea L.), Akdeniz iklim kuþaðýna çok iyi uyum

saðlamasý nedeniyle bu zonu karakterize eden bir biyoindikatör olarak kabul edilmektedir (Saðlýker ve Darýcý 2005).

Bu çalýþmada, iklim parametrelerinden biri olan sýcaklýðýn Türkiye'de yetiþen bazý zeytin çeþitlerinin fenolojik ve pomolojik özelliklerine olasý etkileri üzerinde durulmuþtur. Fenoloji kavramý, bitki ve hayvanlarýn her yýl tekrarlanan hayat dönemlerini zaman açýsýndan (Atalay 2004), pomoloji ise meyvelerin yetiþtirilmesindeki kültür tekniklerini ve meyve aðaçlarýnýn fiziksel özelliklerini araþtýran çalýþmalar için kullanýlýr. Zeytin bitkisini ve özelliklerini inceleyen pek çok inceleme bulunmasýna raðmen iklim parametreleri, özellikle de sýcaklýk ile iliþkilendirilmiþ araþtýrmalar yeterince yapýlmamýþtýr.

Zeytin, dünya üzerinde orta kuþakta ve Akdeniz Ýklimi'nin görüldüðü yerlerde doðal olarak yetiþir (Sönmez 1996, Gemas ve ark. 2004). Zeytinin bu sahalarda deðiþik amaçlarla yaklaþýk 4000 yýldýr yetiþtirildiði de bilinmektedir (Terral 2000, Villalobos ve ark. 2000, Terral ve Durand 2006). Anadolu'da zeytin yetiþtiriciliði, yüzyýllardan beri yapýlan bir ekonomik faaliyet olup Ege, Marmara ve Akdeniz kýyý þeridinde (Þekil 1) geniþ bir yayýlým alanýna sahiptir (Atalay 2002, Atalay ve Mortan 2006). Ayrýca zeytinin bölge ve yörelere göre deðiþiklik gösteren farklý çeþitleri bulunmaktadýr (Dokuzoðlu ve Mendilcioðlu 1971, Çetin ve Mete 2006, Rey ve ark. 2004).

Türkiye'de toplam tarým alanlarýnýn %2'si ve toplam bað-bahçe alanlarýnýn ise %22'si

zeytinliklerden oluþur (Yavuz 2005). Genel olarak üretilen zeytinlerin %70,6'sý yaðlýk ve %29,4'ü de sofralýk olarak deðerlendirilmektedir. 2000-2001 yýllarýnýn ortalama deðeri olarak 584 700 hektarlýk alanda zeytin tarýmý yapýlmýþ, 1034,5 kg/ha verim elde edilmiþtir. Ülkemizde birim alandan daha çok verim elde etme, entansif uygulamalarý da beraberinde getirmiþtir (Þahin ve ark. 2008). Zeytinde de buna benzer uygulamalar gözlenmektedir.

Türkiye, son 10 yýllýk ortalamalara göre 1 022 500 ton zeytin üretimiyle Dünya'da zeytin yetiþtiren ülkeler arasýnda 4. sýrada, 105 900 ton zeytinyaðý üretimi ile de 5. sýrada yer almaktadýr (Kutkan 2002). Bu þartlar altýnda zeytinin Türkiye için önemli bir tarýmsal ürün olduðu söylenebilir.

Türkiye'de zeytin yetiþtiriciliðinin önemli olduðu sahalarýn sýcaklýk þartlarý, genel olarak birbirine yakýn özellikler gösterse de ayrýntýda bazý farklýlýklar dikkati çeker. Bu farklýlýklarýn, zeytinin yetiþme þartlarýný belirlemesinin dýþýnda çiçek açma, meyve verme, meyve büyüklüðü ve yað oraný yani fenolojik ve pomolojik özellikler üzerinde de önemli etkilerinin bulunduðu düþünülmektedir. Çalýþma, konuyla ilgili bir eksikliði gidermesi açýsýndan önem taþýmaktadýr.

MATERYAL VE YÖNTEM

Çalýþma, zeytinin yoðun olarak yetiþtirildiði Marmara, Ege, Akdeniz ve Güneydoðu Anadolu bölgelerinden seçilen örnek noktalar dikkate alýnarak gerçekleþtirilmiþtir. Bu kapsamda Gemlik (1975-1992), Edremit (1959-1990), Milas (1939-1970), Antalya (1930-(1939-1970), Antakya (1940-(1939-1970), Nizip (1975-1997) meteoroloji istasyonlarý, Türkiye'de bilinen zeytin türlerinin yetiþme ortamlarýný yansýtmalarý bakýmýndan tercih edilmiþtir.

Seçili meteoroloji istasyonlarýndan elde edilen en düþük sýcaklýk, ortalama sýcaklýk, en yüksek sýcaklýk, donlu günler ve þiddeti gibi deðerleri ve bu verilerin zamana göre deðiþimlerini yansýtan kayýtlar, zeytinin The Nizip area, with temperatures of 45,3°C, is worst affected by high temperatures. Furthermore, attention is drawn to the risk posed to cultivation areas in Antalya and Milas by high temperatures exceeding 44°C.

The results of the evaluation show that temperature has a significant effect on phenological and pomological characteristics in olive cultivation in Turkey.

Key Words: Mediterranean climate, Olea europaea L. subsp. europaea, phenology, pomology, temperature.

Efe R, Soykan A, Sönmez S, Cürebal Ý (2009) Sýcaklýk Þartlarýnýn Türkiye'de Zeytinin (Olea europaea L. subsp. europaea) Yetiþmesine, Fenolojik ve Pomolojik Özelliklerine Etkisi. Ekoloji 18, 70, 17-26.

(3)

fenolojik ve pomolojik özellikleri dikkate alýnarak deðerlendirilmiþtir. Türkiye þartlarýnda zeytin bitkisi için optimal koþullarý saðlamasý bakýmýndan seçili istasyonlardaki sýcaklýk verilerinin alt ve üst sýnýrlarý arasýnda ortalama deðerler özellikle sorgulanmýþtýr. Ancak zeytin meyvesinin fizyolojik özelliklerinin þekillenmesinde büyük önemi bulunan günlük sýcaklýk deðiþimlerine ait veriler ise seçili istasyonlarýn çokluðu ve rasatlarýn uzun olmasý nedeniyle direkt olarak incelenmemiþtir.

Çalýþmada klimatik bulgularý desteklemek amacýyla, seçilen istasyonlarýn temsil ettikleri zeytin çeþitleri olan Gemlik, Ayvalýk, Memecik, Tavþan Yüreði, Saurani ve Nizip Yaðlýðý gibi türlerin özellikleri araþtýrýlmýþ ve birbirleri ile karþýlaþtýrýlmýþtýr. Böylece bu türlerin özellikleri ile yetiþtikleri sahalarýn sýcaklýk þartlarý arasýndaki iliþkiler belirlenmeye çalýþýlmýþtýr (Tablo 1).

BULGULAR VE TARTIÞMA Türkiye'de zeytin tarýmýnýn yoðun olarak gerçekleþtirildiði sahalardan seçilen örnek istasyonlarda (Gemlik, Edremit, Milas, Antalya, Antakya, Nizip) yýllýk ortalama sýcaklýklar 14,9ºC ile 18,5ºC arasýnda deðiþir (Tablo 2, Þekil 2). Bu sýcaklýk deðerlerini Türkiye' de ekonomik anlamda zeytin tarýmýnýn yapýlabileceði alt ve üst sýnýr deðerleri olarak kabul etmek mümkündür. Dolayýsýyla Türkiye'de yýllýk ortalama sýcaklýðýn 16,7ºC ve yakýn

olduðu yerler, optimum þartlarda zeytin yetiþen alanlar olarak nitelendirilebilir.

Klimatolojik olarak en soðuk ay olan Ocak, zeytin aðacýnýn fizyolojik yaþamý bakýmýndan dinlenme dönemidir (Pansiot ve Rebour 1964, Osborne ve ark. 2000). Zeytin bitkisi, günlük ortalama sýcaklýðýn 7ºC ve altýna düþtüðü dönemlerde dinlenmeye çekilir (Alper 2006, Efe 2004). Zeytin aðacýnýn biyolojik geliþimi ve fizyolojik faaliyetleri esnasýnda gözlerin (aðacýn tomurcuk veren yerlerinden her biri) oluþabilmesi için uygun bir soðuklama (üþüme) süresine ihtiyaç vardýr (Alper 2006). Bu süre 600 ile 2000 saat arasýnda deðiþir (Pansiot ve Rebour 1964, Guerfel ve ark. 2007). Gemlik çeþidi zeytinde kýþ soðuklama isteklerinin 600 saat (25 gün), Ayvalýk çeþidinde ise en az 1000 saat (yaklaþýk 40-45 gün)'tir. Gemlik'te çiçek tomurcuðunun farklýlaþmasý Þubat ayýnýn ilk haftasý içinde baþlar, Mart ve Nisan aylarýnda devam eder (Barut ve Ertürk 2002). Ayvalýk çeþidinde ise bu olay, Þubat ayý sonlarýnda gerçekleþir (Cirik 1988).

Seçili istasyonlarda en soðuk ay (genellikle Ocak) ortalamalarý 5ºC ile 9,9ºC arasýnda deðiþir (Tablo 2, Þekil 2). Gemlik çeþidinin yetiþme sahasýnda Ocak ayý ortalamasý 6,9ºC (Soðuklama süresi 600 saat) iken, soðuklama süresi 1000 saat olan Ayvalýk çeþidinin yetiþme sahasýnda 7,1ºC dir.

(4)

Zeytinin soðuklama ihtiyacýnýn karþýlanmasý bakýmýndan alt sýcaklýk deðeri 5ºC civarýnda ve süresi de bu durumda en az 400 - 500 saat (15 - 20 gün) dür. En soðuk ay ortalamasýnýn 9,9ºC olduðu yerlerde soðuklama ihtiyacýnýn karþýlanabilmesi için daha uzun bir süre (1000 saat civarýnda) gerekir ve bu durumda da bu süreç 2 aya kadar uzayabilmektedir. En soðuk ay ortalamasýnýn 9,9ºC yi aþtýðý yerlerde ise zeytin soðuklama ihtiyacýný karþýlayamaz (Patumi ve ark. 2002). Gemlik'te olduðu gibi kýþ sýcaklýklarý nispeten düþük olan bölgelerde zeytin aðaçlarý, soðuklama ihtiyaçlarýný kýsa sürede tamamlayarak, çiçek gözlerinin oluþum aþamasýna daha erken geçer. Kýþ sýcaklýklarýnýn daha yüksek olduðu Antalya ve Milas'ta ise soðuklama ihtiyacý daha uzun sürede tamamlandýðý için çiçek gözlerinin oluþum süreci de daha geç baþlar.

Þubat, genelde zeytin aðacýnýn dinlenme dönemidir. Ancak Ocak ayýnda soðuklama sürecini tamamlayan çeþitler için Þubat ayý, çiçek tomurcuðunun farklýlaþmaya baþladýðý bir dönemdir (Barut ve Ertürk 2002). Zeytin yetiþen bölgelerde Þubat ayý ortalama sýcaklýklarý 6,4ºC ile 10,4ºC arasýnda deðiþir (Tablo 2, Þekil 2). Þubat ayý ortalama sýcaklýklarý 6,4ºC olan Nizip ile 6,9ºC olan Gemlik'te hatta 7,1ºC olan Edremit'te, soðuklama sürecinin tamamlanarak çiçek tomurcuklarýnda (gözlerinde) morfolojik farklýlaþma baþlar. Ancak sýcaklýk ortalamalarýn 9,9ºC olduðu Milas, 10,4ºC olduðu Antalya ve 9,8ºC olduðu Antakya'da ise soðuklama süreci devam eder.

Zeytin aðacýnýn fenolojik takvimine göre Mart ayý, genelde çiçek tomurcuklarýnýn farklýlaþmaya devam ettiði, çiçeðin taç yapraklarý ve erkek organlarýnýn oluþtuðu dönemdir (Barut ve Ertürk 2002, Kaya 2006). Zeytin tarýmýnýn yaygýn olduðu yerlerde Mart ayý sýcaklýk ortalamalarý 8,8ºC ile 12,8ºC arasýnda deðiþir (Tablo 2, Þekil 2). Bu verilere göre Antakya, Antalya ve Milas'ta zeytin aðacýnýn soðuklama süreci tamamlanarak çiçek tomurcuðunun farklýlaþmasý süreci baþlar. Gemlik, Edremit ve Nizip'te ise Þubat'ta baþlayan çiçek tomurcuðu farklýlaþmasý devam eder. Bu da iki grup istasyon arasýnda çiçeklerle ilgili fizyolojik faaliyetler bakýmýndan yaklaþýk bir aya yakýn bir fark bulunduðunu göstermektedir.

Zeytinin fizyolojik faaliyetleri bakýmýndan Nisan ayýnda dinlenme dönemi biter. Bu ayda iç morfolojik oluþumlarý tamamlayan tomurcuklar açýlmaya ve bu tomurcuklarýn içinden çiçek

salkýmlarý (somak) sürmeye baþlar. Genelde somak (salkým) sürme olayý, ortalama bir durum olarak Nisan ayýnýn ikinci yarýsýnda görülür (Pansiot ve Rebour 1964). Sýcaklýk þartlarýnýn durumuna göre somaklanma baþlangýcý, bazý yýllarda daha erken bir zamanda da gerçekleþebilir (Dokuzoðuz ve Mendilcioðlu 1971).

Nisan ayý ortalama sýcaklýðý 12,7ºC ile 17,0ºC arasýnda deðiþir (Tablo 2, Þekil 2). Morfolojik farklýlaþma dönemini bitirmiþ olan Gemlik, Nizip ve Edremit'i temsil eden çeþitler, Nisan ayýnda çiçek salkýmlarýný sürmeye baþlar. Ancak soðuklama dönemini Mart sonlarýna doðru ancak tamamlamýþ olan Milas, Antakya ve Antalya'yý temsil eden türlerde ise çiçek tomurcuklarýnýn morfolojik farklýlaþmasý Nisan ortalarýna kadar devam eder. Bu sahalarda tomurcuklarýn açýlarak somak sürmeye baþlamalarý, ancak Nisan ayýnýn ikinci yarýsýnda gerçekleþir. Fakat sýcaklýk bakýmýndan daha elveriþli þartlara sahip olduklarýndan Milas, Antakya ve Antalya'ya göre bu olay daha hýzlý olur. Böylece fizyolojik faaliyetler arasýndaki zamansal fark azalýr. Mayýs zeytinin çiçek açma dönemi olup bu süreç soðuklanma þartlarýna göre bazen Mayýs ayýnýn ilk haftasýnda, bazen ortalarýnda ve bazen de sonlarýnda gerçekleþir. Türkiye'de karakteristik zeytin üretimi yapýlan yerlerde Mayýs ayý sýcaklýk ortalamalarý 17,1ºC ile 21,3ºC arasýndadýr (Tablo 2, Þekil 2). En düþük Mayýs ortalamasýna sahip olan Gemlik istasyonunun temsil ettiði zeytin çeþidi en önce çiçeklenmeye baþlar. Antalya'yý temsil eden tür ise en geç çiçek açmasý ile dikkati çeker (Tablo 1).

Mayýs ayýnýn ilk haftasýndan itibaren baþlayan çiçek açma dönemi Haziran ayýnýn ortalarýna kadar devam eder. Soðuklanma döneminin sona ermesinden itibaren ortaya çýkan fizyolojik süreçler arasýndaki zamansal fark büyük ölçüde kapanýr. Böyle bir durumun oluþmasýnda Nisan ve Mayýs ortalamalarý nispeten yüksek olan yerlerde fizyolojik faaliyetlerin daha hýzlý gerçekleþmesinin de etkisi bulunmaktadýr.

Haziran döneminde çiçek açma tamamlanýr. Bu devrede seçili istasyonlarýn tamamýnda sýcaklýk ortalamasý 20ºC'nin üzerindedir. Ancak bu dönemde sýcaklýklarýn 30ºC ve üzerine çýkmasý fizyolojik bakýmdan olumsuzluk oluþturur (Alper 2006). Haziran ayý sýcaklýk ortalamalarý 21,6ºC ile 26,9ºC arasýnda deðiþir (Tablo 2, Þekil 2). Bu ay için bulunan ortalama sýcaklýk 24,3ºC'dir. Milas, Antakya ve Edremit'in deðerleri optimum deðere en yakýn

(5)

veriler olarak ön plana çýkar. Gemlik ve Nizip'in ortalama sýcaklýklarý ise yelpazenin marjinal deðerleri olarak dikkat çeker.

Temmuz'da sýcaklýk artýþlarýna paralel olarak taneler hýzla büyür. Seçili istasyonlarda Temmuz ayý sýcaklýk ortalamalarý 23,6ºC ile 30,4ºC arasýnda deðiþir (Tablo 2, Þekil 2). Belirli bir üst eþik

derecesine kadar sýcaklýklar, bitkilerin büyümeleri üzerinde önemli rol oynar. Bu kapsamda sýcaklýk ile büyüme arasýnda doðru bir orantý vardýr. Araþtýrma sahalarýnda sýcaklýk deðerleri zeytin tanelerinin büyümesine elveriþlidir. Zeytin meyvesinin tane boylarýna ve tane aðýrlýklarýna bakýldýðýnda Antalya'yý temsil eden Tavþan Yüreði 6,08 gramla en iri çeþidi oluþturmaktadýr (Tablo 1). Fakat bu tane iriliðini yalnýzca sýcaklýk derecesinin yüksekliði ile iliþkilendirmek mümkün olmayýp bu geliþmede nem (su) faktörünün de çok önemli bir etkisi söz konusudur.

Aðustos, meyve geliþiminin devam ettiði bir dönemdir (Pensiot ve Rebour 1964). Bu ayda hem taneler büyümeye devam eder hem de çekirdek sertleþir. Aðustos ayý sýcaklýk ortalamalarý 23,6ºC ile 29,9ºC arasýnda deðiþir. 26,8ºC olan Aðustos ayý ortalamasý, Milas'taki deðerle örtüþür. Milas'ý temsil eden Memecik, en yüksek et oraný (%88,28)'na sahiptir. Antakya'yý temsil eden Saurani ile Antalya'yý temsil eden Tavþan Yüreði ikinci ve üçüncü sýrayý almaktadýr. Bu çeþitlerde et oraný %86 ve üzerindedir. Bu üç türü temsil eden istasyonlarýn Aðustos ortalama sýcaklýklarý 26,8ºC ile 28,0ºC ler Tablo 1. Seçili alanlardaki zeytin çeþitleri ve pomolojik özellikleri.

Þekil 2: Seçili istasyonlarda aylýk ortalama sýcaklýk

deðerlerinin deðiþimi.

Tablo 2. Seçili istasyonlarda aylýk ortalama sýcaklýk deðerleri (°C) *.

(6)

arasýndadýr. Et oraný %81,31 ile en düþük olan Nizip'in Aðustos ortalamasý ise 29,9ºC'dir. Et oranlarý %85,86 ile 85,26 olan Gemlik ve Ayvalýk türlerinin temsil ettiði istasyonlarýn Aðustos sýcaklýklarý 23,6ºC ile 25,7ºC'dir. Bu nedenlerle 26ºC ile 28ºC arasýndaki Aðustos ortalamalarýný zeytinde et oranýnýn yüksekliðini teþvik eden sýcaklýk kategorisi olarak kabul etmek mümkündür.

Eylül, zeytin meyvesinin yað toplamaya baþladýðý dönemdir (Kaya 2006). Eylül ayýnda kýsmen düþen sýcaklýklara ve kýsalan güneþlenme süresine baðlý olarak fotosentez oranýnda da nispi bir azalma olur. Bu þartlar altýnda zeytin meyvesi boy ve hacim olarak büyümekten daha çok, bünyesinde yað toplamaya baþlar. Eylül ayý sýcaklýklarý 20,2ºC ile 25,9ºC arasýnda deðiþir (Tablo 2, Þekil 2). Seçilen meteoroloji istasyonlarýnda ortalama sýcaklýk deðeri ise 23,1ºC'dir. Bu ortalama, Milas (23,4ºC)'ýn bu dönemdeki ortalama deðerine çok yakýndýr. Milas'ý temsil eden Memecik çeþidi, et oraný en yüksek bir tür olduðu için 23ºC ve yakýn ortalamalarýn zeytin meyvesinin et oraný üzerinde olumlu rol oynadýðý söylenebilir. Fakat 23ºC'yi aþan sýcaklýklar, daha çok çekirdek büyümesi üzerinde etkili olur. Gerçekten çeþitler arasýnda çekirdek oraný en yüksek olan Nizip, ayný zamanda bu aydaki ortalamasý (25,9ºC) ile de en yüksek ortalamaya sahiptir. Buna karþýlýk 23ºC'nin altýndaki sýcaklýklarýn ise yað oraný üzerinde olumlu rol oynayacaðý düþünülebilir. Zaten yað oranýnýn en yüksek olduðu Gemlik'in Eylül ortalamasý da 20,2ºC ile grubun en düþük deðeridir.

Ekim ayýnda sýcaklýklarýn düþmeye baþlamasýyla fotosentez hýzý da bir miktar azalýr. Bu dönemde zeytinde yað biriktirme faaliyetleri devam eder ve renk deðiþimi baþlar (Pansiot ve Rebour 1964, Kaya 2006). Seçili istasyonlarda bu aya ait ortalamalarý 15,6ºC ile 20,1ºC arasýnda deðiþtiði görülür. Bulunan ortalama deðer 17,8ºC olup, bu deðere en yakýn veri 16,7ºC ile Ayvalýk'a aittir. Bu durumda ortalama deðerin altýndaki sýcaklýklarýn, zeytinin meyve boyu ve çekirdek büyümesi üzerinde negatif yönde bir etkisinin bulunduðu düþünülebilir. Buna karþýlýk 17,7ºC'den 20,1ºC'ye kadar olan bütün sýcaklýklarýn, zeytin meyvesinin yað biriktirmesi, tane aðýrlýðý ve büyüklüðü, et oraný ile çekirdek büyümesi üzerinde teþvik edici yönde rol oynar.

Kasým ayýnda fotosentez faaliyetleri yavaþladýðý için zeytin siyah renge dönmeye devam eder. Bu dönemde zeytinde irileþmeden daha çok yað

biriktirme ön plana çýkar. Kasým ayýna ait sýcaklýk deðerleri 11,8ºC ile 15,2ºC arasýnda deðiþmekte (Tablo 2, Þekil 2) olup ortalama deðer 13,5ºC'dir. Buna en yakýn deðer ise 14,1ºC ile Milas'ta kaydedilmiþtir. Sýcaklýk deðerlerinin 13,5ºC ile 14,1ºC arasýnda olduðu dönemde, Memecik türü zeytinde et oraný artýþ yönünde eðilime sahiptir. Bu dereceyi aþan sýcaklýklarda ise çekirdeðin büyüdüðü ve et oranýnýn azaldýðý görülür. Ortalama deðer olan 13,5ºC'nin altýndaki sýcaklýklarda yað oluþumu devam eder. Nizip çeþidi zeytinler, maksimum yað oranýna Kasým ayý sonlarýnda eriþir (Berk ve Ulusaraç 1974).

Aralýk ayýnýn ilk yarýsýnda zeytin, fizyolojik faaliyetlerini yavaþlatma sürecine girer. Sýcaklýklarýn düþmesi nedeniyle dönemin ikinci yarýsýnda dinlenmeye çekilir. Bu ay ayný zamanda zeytin hasadýnýn devam ettiði bir dönemdir. Aralýk ayýna ait ortalama sýcaklýklarýn 6,5ºC ile 11,5ºC arasýnda deðiþtiði görülür (Tablo 2, Þekil 2). Ortalamasý 6,5ºC olan Nizip'te zeytinin bu ayýn baþýndan itibaren vejetasyon dönemi sona erer. Sýcaklýklarý 9ºC civarlarýnda olan Edremit, Gemlik ve Antalya istasyonlarýnda zeytin fizyolojik faaliyetlerini Aralýk ayýnýn ilk yarýsýnda da sürdürür. Sýcaklýklarý 10,8ºC olan Milas ile 11,5ºC olan Antalya'da fizyolojik faaliyetlerin Aralýk ayýnýn sonuna kadar devam eder. Meyve boyu, tane aðýrlýðý bakýmýndan ilk sýralarda yer alan Tavþan Yüreði ve Memecik gibi çeþitler, bu özelliklerini büyük ölçüde vejetasyon dönemlerinin diðer türlerden biraz daha uzun olmasýndan dolayý kazanmýþ olmalýdýr. Aksine vejetasyon döneminin daha kýsa olmasý, Nizip zeytininin boyut ve aðýrlýk bakýmýndan diðer çeþitler içinde sonlarda olmasýna neden olmuþtur.

Yýllýk ve aylýk sýcaklýk ortalamalarý, zeytin bitkisinin hem vejetatif ve hem de jeneratif geliþmesinde çok önemli rol oynar. Özellikle soðuklama süresi bu konuda çok kritik bir süreç olarak ön plana çýkar. Sonraki süreçte de çiçeklenme ve çiçek açma faaliyetlerinde de sýcaklýðýn önemi büyüktür. Ancak meyve baðlama ve büyüme aþamasýnda sýcaklýk faktörünün yanýnda yaðýþlar (su veya nem) da devreye girer.

En düþük ve en yüksek sýcaklýklar

Sýcaklýðýn -7ºC ve daha aþaðýya düþmesiyle sýra ile gözler, somaklar, uç sürgünleri, dane, yaprak, ince dal ve dalcýklar, gövde ve turplar zarar görebilir. Bu zararlar; aþýrý yaprak dökümü, kabuk çatlamasý, kalýn dal ölümleri vb. þekilde ortaya çýkar. Seçilmiþ

(7)

istasyonlara ait en düþük sýcaklýk deðerleri -4,2ºC ile -14,6ºC arasýnda deðiþir (Tablo 3). Bu durumda Güney Ege ve Batý Akdeniz, düþük sýcaklýklar açýsýndan zeytin için risk taþýmayan sahalar olarak dikkati çeker. Ancak Antakya ve Nizip gibi istasyonlarda en düþük sýcaklýklarýn -10ºC, hatta Antakya'da -14,6ºC'ye kadar düþtüðü kaydedilmiþtir. Zeytin çeþitlerinin özelliklerine göre Antakya civarýnýn türü olan Saurani (Savrani) soðuða karþý hassas bir türdür (Çetin ve Mete 2006). Bu nedenle Antakya civarýndaki zeytin yetiþtiriciliði, düþük sýcaklýklar bakýmýndan risk taþýr. Güneydoðu Anadolu bölgesini temsil eden Nizip'te de mutlak minimum sýcaklýk deðerinin -12,5ºC ye düþtüðü saptanmýþtýr. Bu sýcaklýk deðeri, söz konusu sahada düþük sýcaklýklar nedeniyle zaman zaman olumsuzluklar yaþanabileceðini kanýtlar. Kuzey Ege' yi temsil eden Edremit'te þimdiye kadar kaydedilmiþ olan en az sýcaklýðýn -7,6ºC olmasý, buranýn düþük sýcaklýklar nedeniyle kayda deðer bir tehlikeye maruz kalma olasýlýðýnýn çok düþük olduðunu gösterir. Yöreyi temsil eden Ayvalýk çeþidi, düþük sýcaklýklara karþý pek hassas bir tür deðildir (Çetin ve Mete 2006). Gemlik'te ise mutlak minimum sýcaklýðýn -9ºC ye kadar indiði saptanmýþtýr (Tablo 3). Gemlik çeþidi zeytin, soðuða karþý dayanýklý bir tür olarak bilinse de yöre zeytinlerinin sýk olmamakla birlikte zaman zaman düþük sýcaklýklardan olumsuz bir þekilde etkilenme olasýlýðý bulunur.

Zeytin aðacý, 40ºC civarýndaki sýcaklýklara dayanabilir (Buldan ve Çukur 2003). Seçilmiþ istasyonlarýn rasatlarýna göre en yüksek sýcaklýk deðerleri 40,5ºC ile 45,3ºC arasýnda deðiþir (Tablo 3). Bu verilere göre Güney Marmara ve Kuzey Ege'de yüksek sýcaklýklardan dolayý zeytinin zarar görmesi söz konusu deðildir. Fakat sýcaklýðýn 45,3ºC'ye kadar yükseldiði Güneydoðu Anadolu'da ise zeytin aðacýnýn zarar görme olasýlýðý bulunur. Milas, Antalya ve Antakya'da da yüksek sýcaklýklar, zaman zaman zeytine zarar verebilecek düzeye çýkabilir.

Tüm bitkilerde olduðu gibi zeytinin yetiþmesinde de gündüz ve gece arasýndaki sýcaklýk deðiþmelerinin, özelliklede yüksek sýcaklýklarýn günlük temposunun belirleyici etkisi vardýr. Gündüz yaþanan yüksek sýcaklýklar zeytin bitkisinin fotosentez yapmasýný güçleþtirmesi bakýmýndan dikkat çekicidir. Ayrýca gece devresindeki yüksek sýcaklýklar da zeytinde solunumu arttýrmakta, buna

baðlý olarak da meyvelerin biyokütlelerinde azalma meydana gelmektedir. Eðer yeterli sulama imkaný yoksa ve nem koþullarý yetersiz ise Türkiye'nin güney kesimlerindeki zeytin üretiminde verimlilik açýsýndan sorunlar oluþmasý olasýdýr.

Don olaylý günler

Seçili istasyonlarda yýllýk don olaylý gün sayýsý 1,6 ile 30,3 gün arasýnda deðiþir (Tablo 4). Donlu gün sayýsýnýn en düþük olduðu istasyon, 1,6 gün ile Antalya'dýr. Nizip'te yýllýk donlu gün sayýsý 30,3 güne kadar yükselir. Zeytin tarýmýnýn yoðun olarak yapýldýðý yerlerde Antalya dýþýnda Kasým - Mart devresinde 5 ayý kapsayan donlu günler söz konusudur. Bu devrenin süresi Edremit'te 6 aya kadar çýkar. Antalya'da ise bu dönem 3,5 aya kadar düþer (Tablo 4). Donlu günlerin görüldüðü kýþ aylarý, zeytin için dinlenme ve soðuklama dönemidir. Bu yüzden söz konusu dönemde zeytinin dayanabileceði alt eþik (-7ºC) deðerinin altýna düþmeyen sýcaklýklar zeytine belirgin zarar vermez. Ancak tomurcuk gözlerinin patlamaya baþladýðý Mart ayýnýn ikinci yarýsýndan itibaren ve Nisan ayý boyunca görülen donlar zeytin için zararlý olur. Bu durumda Nizip, Gemlik ve Edremit en riskli sahalardýr. Bu süreçte Antakya'da don riski düþük olup, Antalya'da ise bu risk tamamen ortadan kalkmaktadýr. Nisan ayýnda zeytin tomurcuklarý patlamýþ ve zeytin çiçek salkýmlarýný (somaklar) sürmeye baþlayan Edremit'te Nisan ayý için ilkbahar geç donlarýnýn yaþanma tehlikesi bulunur (Dokuzoðuz ve Mendilcioðlu 1971). Zeytinin yað toplama dönemi olan Kasým ve hasat dönemi olan Aralýk ayýnda Antalya dýþýnda diðer tüm istasyonlarda kuvvetli olmasa da don riski vardýr. Riskin en yüksek olduðu saha ise Nizip olup, daha sonra da Edremit'tir. Diðer sahalarda ise Aralýk ayý don riski çok düþüktür.

Nizip, sýcaklýklarýn -7ºC'nin altýna düþtüðü zamanlar deðerlendirildiðinde yüksek bir oran ile ön plana çýkar. Ayrýca bu düþük sýcaklýk deðerlerinin Aralýk - Mart arasýndaki 4 aylýk dönemde kaydedildiði dikkat çekicidir. Edremit'te ise Aralýk, Ocak ve Þubat aylarýnda zeytin aðacýna zarar verebilecek düþük sýcaklýklarýn oluþabilme riski az olsa bulunmaktadýr. Gemlik'te Ocak ve Þubat aylarýnda, Antakya'da ise sadece Ocak ayý zeytine zarara verebilecek sýcaklýklar görülebilir. Milas ve Antalya'da böyle bir risk yoktur. Seçilen sahalarýn hiç birinde -10ºC yi aþan ve þiddetli donlu gün söz konusu deðildir (Tablo 5).

(8)

SONUÇ

Türkiye'de zeytin yetiþtirilen sahalardaki Akdeniz ikliminde sýcaklýk deðerlerinde farklýlýklar görülmektedir. Bu farklýlýklarýn zeytinin yetiþme þartlarýný belirlemesinin dýþýnda, ayný zamanda fenolojik özellikler, meyve büyüklüðü ve yað oraný üzerinde de önemli derecede etkisi bulunur. Türkiye'de optimum þartlarda zeytin yetiþen alanlarda yýllýk ortalama sýcaklýk 16,7ºC civarýndadýr. Kýþ sýcaklýklarý nispeten düþük olan bölgelerde zeytin aðaçlarý, soðuklama ihtiyaçlarýný kýsa sürede

tamamlar ve çiçek gözlerinin oluþum aþamasýna daha erken geçer. Kýþ sýcaklýklarýnýn daha yüksek olduðu yerlerde ise soðuklama ihtiyacýnýn tamamlanabilmesi için daha uzun süreye ihtiyaç olduðundan dolayý çiçek gözlerinin oluþumu da daha geç baþlar.

Antakya, Antalya ve Milas'ýn Gemlik, Edremit ve Nizip' e göre sýcaklýk bakýmýndan daha elveriþli þartlara sahiptirler. Antakya, Antalya ve Milas'ta zeytinin diðer yerlere oranla daha hýzlý geliþim göstermesi, iki grup arasýndaki fizyolojik faaliyetler Tablo 3. Seçili istasyonlarda en düþük ve en yüksek sýcaklýk deðerleri *.

Tablo 4. Seçili istasyonlarda aylýk ortalama don olaylý gün sayýlarý *.

Tablo 5. Seçili istasyonlarda -5 °C ve altýnda kaydedilmiþ olan sýcaklýklarýn ortalama gün olarak sayýlarý *. * Devlet Meteoroloji Ýþleri Genel Müdürlüðü Verileri

* Devlet Meteoroloji Ýþleri Genel Müdürlüðü Verileri

(9)

açýsýndan gerçekleþen zamansal farkýn azalmasýna neden olur. Bu farkýn azalmasýnda, Nisan ve Mayýs aylarýnýn sýcaklýk ortalamalarýnýn daha yüksek olduðu yerlerde, fizyolojik faaliyetlerin daha hýzlý gerçekleþmesinin önemli rolü bulunur. Vejetasyon döneminin uzun olmasý Tavþan Yüreði ve Memecik çeþitlerinin tane boyu ve aðýrlýðýnýn daha fazla olmasýna yol açar. Vejetasyon dönemi, diðer türlerin yetiþtiði sahalara göre daha kýsa olan Nizip çeþidi,

boyut ve aðýrlýk bakýmýndan alt sýralarda yer alýr. Zeytin tarýmýnda etkili olan en önemli sýcaklýk parametresi ise günlük sýcaklýk deðiþmesidir. Özellikle Ege Bölgesi kýyý kesiminin kuzeyinde yaz mevsiminde gece sýcaklýðýnýn düþmesi, gündüz fotosentez ile üretilen biyokütlenin solunumla daha az yakýlmasýna neden olduðundan, zeytin verimi ya da tane iriliði de diðer yerlere göre yüksek olmaktadýr.

KAYNAKLAR

Alper N (2006) Zeytinin Yetiþtirme Koþullarý, Bahçe Tesisi ve Modern Yetiþtiricilik, Zeytin Yetiþtiriciliði. Emre Basýmevi, Ýzmir.

Atalay Ý (2002) Türkiye'nin Ekolojik Bölgeleri - Ecoregions of Turkey, Orman Bakanlýðý Yayýnlarý, No:167, Ankara.

Atalay Ý (2004) Doða Bilimleri Sözlüðü (I. Baský), Meta Basým Matbaacýlýk Hizmetleri, Ýzmir. Atalay Ý ve Mortan K (2006) Türkiye Bölgesel Coðrafyasý (3.baský). Ýnkilâp Yayýnevi, Ýzmir.

Berk N ve Ulusaraç A (1974) Gaziantep Bölgesi Yaðlýk Zeytin Çeþitlerinde Yað Oluþumu Seyrinin Maksimuma Ulaþtýðý Tarihin Tespiti. Tarýmsal Araþtýrmalar Genel Müdürlüðü Yayýnlarý, Ankara.

Barut E ve Ertürk Ü (2002) Gemlik Zeytin Çeþidinde Çiçek Tomurcuðu Farklýlaþmasý ve Geliþimi Üzerine Bir Araþtýrma. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 16.

Buldan Ý ve Çukur H (2003) Edremit Körfezinde Zeytincilik. Doðal Ortam - Ýnsan. Tariþ Yayýnlarý, Ýzmir.

Çetin Ö ve Mete N (2006) Zeytinin Botanik Sýnýflandýrýlmasý ve Bölgelere Göre Yerli Zeytin Çeþitlerimiz. Tarým ve Köyiþleri Bakanlýðý Tarýmsal Araþtýrmalar Genel Müdürlüðü Zeytincilik Araþtýrma Enstitüsü Müdürlüðü Yayýnlarý 61, Ýzmir.

Cirik MN (1988) Farklý Ýki Ekolojide Bazý Zeytin Çeþitlerinin Çiçek Tomurcuðu Geliþimi, Somak ve Çiçek Morfolojileri Üzerine Araþtýrmalar. Tarým ve Köyiþleri Bakanlýðý Zeytincilik Araþtýrma Enstitüsü, Ýzmir.

Dokuzoðuz M ve Mendilcioðlu K (1971) Ege Bölgesinin Önemli Zeytin Çeþitleri Üzerinde Pomolojik Çalýþmalar. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayýnlarý 181, Ege Üniversitesi Matbaasý, Ýzmir.

Efe R (2004) Biyocoðrafya. Çantay Yayýnevi, Ýstanbul.

Gemas VJV, Almadanim MC, Tenreiro R, Martins A and Fevereiro P (2004) Genetic diversity in the Olive tree (Olea europaea L. subsp. europaea) cultivated in Portugal revealed by RAPD and ISSR markers. Genetic Resources and Crop Evolution 51, 501-511.

Guerfel M, Boujnah D, Baccouri B and Zarrouk M (2007) Evaluation of Morphological and Physiological Traits for Drought Tolerance in 12 Tunisian Olive Varieties (Olea europaea L.). Journal of Agronomy 6, 2, 356-361.

Kaya Ü (2006) Zeytinde Üretim Metodlarý, In: Arsel H, Hepdurgun B, Çeliker M (eds), Zeytin Yetiþtiriciliði, Hastalýklarý ve Zararlýlarý, Tarým ve Köyiþleri Bakanlýðý Yayýn Dairesi Baþkanlýðý, Ankara, 28-34.

Kutkan F (2002) Zeytin ve Zeytinyaðý Raporu. T.C. Tarým ve Köyiþleri Bakanlýðý Araþtýrma Planlama ve Koordinasyon Kurulu Baþkanlýðý, Ankara

Osborne CP, Chuine I, Viner D and Woodward FI (2000) Olive phenology as a sensitive indicator of future climatic warming in the Mediterranean. Plant, Cell and Environment 23, 701-710.

Pansiot FP and Rebour H (1964) Zeytincilikte Geliþmeler (Çevirenler: Aksu S ve Kantar M). Tarým Bakanlýðý, Bornova Zeytincilik Enstitüsü Yayýnlarý, Tercüme Serisi: 3, Ege Üniversitesi Matbaasý, Ýzmir.

Patumi M, D'Andrea R, Marsilio V, Fontanaza G, Morelli G, and Lanza B (2002) Olive and olive oil quality after intensive monocome olive growing (Olea europaea L., cv. Kalamata) in different irrigation regimes. Food Chemistry 77, 27-34.

Rey PJ, Alcántara JM, Valera F, Sánchez-Lafuente AM, Garrido JL, Ramírez JM, Manzaneda AJ (2004) Seedling establishment in Olea europaea. Seed size and microhabitat affect growth and survival. Ecoscience 11, 310-320.

(10)

Saðlýker HA, Darýcý C (2005) Doðu Akdeniz Bölgesinde iki farklý ana materyalde yetiþen Olea europaea L., Pinus brutia ten. ve Pistacia terebinthus L. topraklarýnda karbon mineralizasyonu. Ekoloji 14, 54, 20-24.

Sönmez S (1996) Havran Çayý - Bakýrçay Arasýndaki Bölgenin Bitki Coðrafyasý. Ý.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü (Basýlmamýþ Doktora Tezi), Ýstanbul.

Þahin A, Atýþ E, Miran B (2008) Daha Etkin Tarým-Çevre Politikalarý için Homojen Alanlarýn Belirlenmesi: Ege Bölgesi Örneði. Ekoloji 17, 67, 15-23.

Terral JF (2000) Exploitation and management of the olive tree during Prehistoric times in Mediterranean France and Spain. Journal of Archaeological Sciences 27, 127-123.

Terral JF and Durand A (2006) Bio-archaeological evidence of olive tree (Olea europaea L.) irrigation during the Middle Ages in Southern France and North Eastern Spain. Journal of Archaeological Science 33, 718-724.

Villalobos FJ, Orgaz F, Testi L and Fereres E (2000) Measurements and modelling of evapotranspiration of olive (Olive europaea L.) orchards. European Journal of Agronomy 13, 155-163.

Referanslar

Benzer Belgeler

Similarly, IR analysis indicated that the used lubricating engine oils also should not contain carboxylic acids.. Also, from ZDDP peak region (~970 cm -1 ) it is seen that used

To date, only Cavaliere (2005) and Cavaliere and Xu (2011) have attempted to develop a theory for regulated integrated time series, particularly in the context of unit root

Zorunlu dersler kapsamında ilk dönem elle teknik çizim yapmayı öğrenen öğrenci, ikinci dönem BDT I dersinde Autocad, BDT II dersinde Sketch Up, Mimari Uygulama I

Sociodemographic and family variables, individual and familial risks, pre- sence of comorbid psychiatric diagnosis, the duration of treatment, The Children’s Global Assessment

Ayr›ca kad›nlar›n kemikleri genel olarak erkeklerden daha ince yap›l› oldu¤u ve kad›nlarda tepe kemik kütlesi de¤eri, erkekler- den %30 daha düflük oldu¤u

Guided by the discussion above, this study examines the effects of key macro-social transformations on consumers’ perceived.. Specifically, we focus on the relationship between

Yüksek miktardaki tanen yemlerin tadını acılaştırdığından, kanatlı hayvanların yem tüketimi olumsuz etkilenmekte (Kumar ve ark., 2005) buna bağlı olarak

Yaklaşık yirmi yıllık araştırma geçmişleri olan semaforinlerin etkilerinin altında yatan mekanizmalar hakkında çok fazla bilgi öğrenilmesine rağmen, semaforin