• Sonuç bulunamadı

Yedi harf ve kıraatin kesiştiği ve ayrıldığı noktalar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yedi harf ve kıraatin kesiştiği ve ayrıldığı noktalar"

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

182 www.e-dusbed.com DUSBED, YIL-6, S.11 Nisan 2014

Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (DÜSBED) ISSN : 1308-6219

Nisan 2014 YIL-6 S.11

YEDĠ HARF ve KIRAATĠN KESĠġTĠĞĠ ve AYRILDIĞI NOKTALAR

Hacı ÖNEN*

Özet

Yedi harf konusu, tefsir ve kıraat literatüründe önemli bir yer tutmaktadır. Ancak çoğu zaman yedi harf ve kıraat arasındaki münasebet çoğu zaman doğru anlaşılmamaktadır. Yedi kelimesi, yedi harf ve yedi kıraat ifadelerinde geçtiği için, bu iki ifadenin aynı anlama geldiği zannedilmektedir. Kıraatlerin sayısı, Ebubekir İbn Mücahid (ö.324/936) tarafından yediye indirilmişse de kıraatler yedi ile sınırlı değildir. Ancak yedi harf ve kıraat birbiriyle alakasız konular değildir. Yedi harfe dair hadisler, kıraatlerin delili olduğu gibi, Kur‟ân‟ın farklı vecihlerle okunma keyfiyeti, yedi harf ile başlamıştır. Bu yönüyle de yedi harf, aynı zamanda kıraatlere kaynaklık etmektedir.

Anahtar Kelimeler: Kıraat, Yedi Harf, Hadis, Kur‟ân, Tefsir,

POINTS LEAVING AND CROSSING OF AL-AHRUFU'S-SEB'A AND QIRAAT

Abstract

The Topic of seven letters (al-ahrufu‟s-seb‟a) has been took an important place in the literature of Tafseer and Qiraat, but it is not understand concern between The topic of seven letters (al-ahrufu‟s-seb‟a) and reading (qiraat). Seven pass in seven letters (al-ahrufu‟s-seb‟a) and reading (qiraat), because of this, it is supposed that the meaning of seven which pass in seven letters and qiraat is the same. It is known, Ebubekir b. Mucahid took down reading in seven but count of reading is not seven. The topic of seven letters (al-ahrufu‟s-seb‟a) and reading (qiraat) is not connection. With regard to seven letters, hadiths is evidence for reading (qiraat). Readings of Quran with different reading starts with seven letters. Because this seven letters have been there sourse of this reading.

Key Words: Qiraat, Seven Letter, al-Hadid, Quran, Tafseer GĠRĠġ

Yedi harf ve kıraat aynı anlamı ifade etmediğinden birbirinden farklı konulardır. Böyle olmakla beraber Yedi harf ve kıraatlar meselesi birbiriyle alakasız konular değildir. Çünkü Kur'ân'ın farklı vecihlerle okunması defa yedi harf ruhsatı ile başlamıştır. Bu yönüyle yedi harf, aynı zamanda kıraatlere kaynaklık etmektedir.

Yedi harf ve kıraatler meselesi arasındaki alaka çoğu zaman yanlış anlaşılmaktadır. Yedi kelimesi, yedi harf ve yedi kıraat ifadelerinde geçtiği için, bu ifadeler aynı anlama geliyormuş gibi bir algı oluşmuş, bu da bazı karışıklıkları beraberinde getirmektedir. Esasen kıraatlerin sayısı İbn Mücahid (ö.324/936)

*

(2)

183 www.e-dusbed.com DUSBED, YIL-6, S.11 Nisan 2014

tarafından Kitabu‟s-Seba‟ fi‟l-Kıraat adlı eserde yediye indirgenmiş,1 ancak kıraatler yedi ile sınırlı değildir.

İbn Mücahid, hicrî dördüncü asırda kıraatleri yedi ile sınırlandıran ilk kişi2 olmakla beraber, kıraat ilmine dair yazılan eserlere, yapılan rivayet ve kıraat talimi çalışmalarına bakıldığında, kıraatlerin sayısının otuzu aştığı görülmektedir. Ebu Ubeyd el-Kasım b. Sellam (ö.224/838) yazdığı Kitabu‟l-Kıraat adlı eserinde içinde meşhur yedi kıraatin da bulunduğu otuz iki kıraate yer verirken, Ebu İshak İsmail b. İshak el-Cehdami (ö. 282/896) çalışmalarında yirmi kıraati toplamıştır.3

İbn Mücahid'e kadar kıraatin sıhhati için ileri sürülen üç şart esas kabul edilmiş, kıraatlerin sayısı konusunda bir sınırlandırma getirilmemiştir. İbn Mücahid'le beraber yedi kıraat mütevatir kabul edilmiş, İbnü'l-Cezerî'nin çalışmaları ile bu sayı ona çıkmıştır.

Bu açıdan kıraat ve yedi harfin tamamen birbirinden bağımsız olduğunu söyleyemeyiz. Çünkü yedi harf kıraatlere kaynaklık etmektedir. Yedi harf, bizatihi Kur‟ân‟ın okunuşu yani telaffuzu ile ilgili bir ruhsattır ve bu yönüyle Kıraat ilminin temeli ve konusudur.4

Yedi harfle ilgili rivayet edilen hadisler, kıraatlerin da kaynağı ve delili olarak kabul edilmektedir. Genel kabule göre kıraatler yedi harf hadisi sonucu ortaya çıkmıştır. Çünkü Kur'ân'ın farklı vecihlerle okunması, yedi harf ruhsatının verilmesi ile başlamıştır. Böylece kıraatler ve yedi harf birbiriyle alakalı konular haline gelmiştir. O halde yedi harf ve kıraatin ortak noktaları vardır.

Yedi harf ve kıraat, konu olarak bazı açılardan birbirinden farlılık arz ettiği gibi bazı açılardan da iç içe geçmiş konulardır. Bu makalemizde yedi harf ve kıraat arasındaki bu ilişkiyi ele almaya çalışacağız.

A – EL-HURUFU’S-SAB’A 1 – Kavram Olarak Yedi Harf

Yedi harf ifadesinin anlamının tespit edilmesi için Arapçada yedi ve harf kelimesinin kullanıldığı anlamların bilinmesi gerekir. Arapçada Harf, taraf, kenar ve bir şeyin ucu gibi anlamlara da geldiği gibi, kılıcın kenarı (harf), geminin, dağın kenarı anlamlarına da gelir.5

Kur'ân‟da harf yön anlamında da kullanılmaktadır6: “İnsanlardan kimi, Allah’a yalnız bir yönden (harf) kulluk eder.”7

1

Bkz. Ebu BekrAhmed b. Musa İbnMücahid, Kitabu’s-Seba’ fi’l-Kıraat, Daru's-Sahabe, b.y.y., 2007.

2

Mekkî b. EbiTalib, el-İbane a’n Meân’i’l-Kur’ân, Daru‟n-Nehda, Mısır, t.y., s. 87.

3Abdülhamit Birışık, Kıraat İlmi ve Tarihi, Emin yay. Bursa 2004,

s.51.

4

Emin Aşıkkut, "Kıraat İlminin Temellendirilmesinde Ahruf-ı Seba' Hadisi", Kur'ân ve Tefsir Araştırmaları IV, Ensar Yay., İstanbul 2002, s.101.

5İbnmanzur, Lisanu‟lArab, Daru‟l-Kutubu‟l-İlmiyye, Beyrut, b.t.y Lisan, V, 457.

6İbnManzur, Lisan, V, 457. 7

(3)

184 www.e-dusbed.com DUSBED, YIL-6, S.11 Nisan 2014

Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (DÜSBED) ISSN : 1308-6219

Nisan 2014 YIL-6 S.11

Harf, farklı vecihlerle okunan kıraat anlamına da gelmektedir. Kur'ân‟da bulunup farklı vecihlerle okunan her kelimeye, harf denir. İbn Mes‟ud‟un (ö. 32 /652 ) harfi, onun kıraati demektir.8

Genel olarak harf kelimesinin ifade ettiği anlamları şöyle sıralamak mümkündür: Hece sesleri, bir şeyin ucu ve kenarı, kelamın üç kısmından biri, suyolu, dağ tepesi, çelimsiz veya iri deve, kazanmak, bir şeyi çevirmek, kelime, kaside, söz, lisan, lügat, lehçe, üslup, vecih, tarz, kıraat.9

el-Ahrufu‟s-seb‟a, terkibinde geçen seb‟a (yedi) adedinin manası ile ilgili iki görüş ileri sürülmüştür:

a. Yedi kelimesi, kesretten/çokluktan kinaye değil, muayyen anlamı üzeredir.10

Taberî‟ye göre yedi harf, Arapçanın yedi lehçesi anlamındadır. b. Seb‟a kelimesi, kesretten kinayedir.11

Bu görüşe göre, yedi çokluk ifade eden bir kelime olduğundan, yedi ile belli bir sayı kastedilmemektedir.12

ed-Dânî (ö.444/1066), Hz. Peygamber (s.a.v.) tarafından kullanılan el-Aahrufu‟s-seb‟a tabirinin iki anlama geldiğini ifade eder:

a. Bu ifade yedi vecih anlamına gelir. Çünkü ahruf‟un müfredi olan harf, vecih anlamına gelir. Hadislerde geçen el-ahrufu‟s-seb‟a tabiri farklı kıraatler anlamındadır.13

b. Hz. Peygamber (s.a.v.), bir genişlik olsun diye kıraat kelimesi yerine harf kelimesini kullanmıştır. Çünkü Araplarda, bir şeyin kendinden bir bölümle ve yakın bir kelime ile isimlendirilmesi var olan bir gelenektir. Bundan dolayı Hz. Peygamber kıraati harf olarak isimlendirmiştir. Çünkü harf kıraatin bir bölümüdür.14

Sonuç olarak, yedi harf terkibindeki yedi aslî anlamında kullanılabileceği gibi, kesretten kinaye olarak çokluk anlamında da kullanılır. Harf kelimesi ise, genel olarak okumalar veya vecihler anlamında kullanılmaktadır. Buna göre yedi harf, yedi vecih veya vecihler şeklinde anlaşılabilir.

2.Yedi Harfin Mahiyeti

Kur'ân'ın yedi harf üzere nazil olduğunu anlatan ve farklı rivayet yollarına dayanan pek çok hadis vardır. Sözgelimi Semüre adındaki sahabeden rivayet edilen bir hadiste Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Kur'ân yedi harf üzere nazil oldu.”15

8

İbnManzur, Lisan, V, 457.

9

Abdurrahman Çetin, Kur'ân-ı Kerimin İndirildiği Yedi Harf ve Kıraatler, Ensar Yay. İstanbul 2005, s. 34.

10Muhamed b. Cerir et- Taberî, Camiu'l-Beyan 'An Te'viliAyi'l-Kur'ân, Beyrut, t.y., I, 25. 11

İbn Hacer el-Askalanî, Fethu’l-Barî, IX, 30.

12Suyutî, el-İtkan, I, 145. 13

Ebu UmerEd-Danî,el-Ahrufu‟s-Seb‟ali‟l-Kur'ân, Daru‟l-Minare, 1997, b.y.y., s.27,28.

14Ed-Danî,a.g.e., s.28. 15

(4)

185 www.e-dusbed.com DUSBED, YIL-6, S.11 Nisan 2014

Hadislerde geçen yedi harfin anlamını tespit etmeye yönelik birçok görüş ifade edilmiştir. Suyûtî, yedi harf hadisi çerçevesinde kırk kadar görüşün ortaya çıktığını belirtmektedir.16

Ancak âlimler, bu görüşlerin çoğunu zayıf kabul etmektedirler. Kabul edilen görüşler ise yedi harfi müşkil,17 müteradif kelimeler,18 Arap lehçeleri19 ve vecihler20diye yorumlanmaktadır.

İbn Kuteybe, harf kelimesinin vecih anlamına geldiğini belirtir.21

Mekki b. Ebi Talib, yedi harfin Kur'ân‟daki farklı yedi luğat ve kıraatte işitilen lafızların manaları anlamına geldiğini ifade eder.22

Mekki b. Ebi Talib, bu açıklamayı yaptıktan sonra yedi harfin yedi vecih olduğunu belirtir.23

el-Ahrufu's-seb'a terkibindeki harf kelimesini vecih olarak açıklayan görüşler iki kısma ayrılmaktadır:

a. Yedi Harf, Yedi vecih anlamındadır.24

b. Yedi Harf, vucuhat (vecihler) anlamındadır ve yedi ile sınırlandırılamaz. Yedi harfi yedi vecih olarak açıklayan görüş açıklayıcı olsa da yedi harfi, yedi ile sınırlandırmadan kesretten (çokluktan) kinaye olarak ele almak daha isabetli görünmektedir. Bu açıdan bu konudaki iki görüşü birlikte ele almak gerekir.

Sonuç olarak yedi harf, yedi sayısı ile sınırlandırılmaz. Yedi harf, farklı okuyuşlar anlamındadır. “Hadislerde geçen el-huruf kelimesi, mutlak olarak söylenmemiştir. Zira rivayetlerin siyakından harfin, Kur‟ân‟ın okunuş vecihleri anlamına geldiği anlaşılmaktadır.”25

Buna göre yedi harf, farklı okuma vecihleri anlamına gelir.

B. KIRAAT

“Kıraat ةءارق” kelimesi, “ka-ra-e” (أرق) kökünden semaî bir mastar olup toplamak anlamına gelir. Rağıb el-İsfahânî‟ye göre kıraat, tertil ile harflerin veya kelimelerin bir kısmını bir kısmına bitiştirmektir.26“Ka-ra-e” fiili okumak anlamına gelir. Nitekim bu kökten türeyen Kur'ân kelimesi, okuma anlamındadır: “Şüphesiz

16

Suyutî, a.g.e., I, 145.

17 Ebu Şame, el-Murşidu’l-Veciz, DaruSadir, Beyrut, 1975, s.93, ayrıca Suyutî, İtkan, I, 145,

Zerkeşî, Burhan, I, 272.

18

Ahmed b. EbiBekr el-Kurtubî, el-Camiu'l-Ahkami'l-Kur'ân, Müessetu'r-Risale, Beyrut, 2013, I, 72 , ayrıca bkz. Taberî, a.g.e. I, 30, Abdurrahman Çetin, Yedi Harf ve Kıraatler, S.119, Subhî Salih, Mebahis fi ‘ulumi’l-Kur'ân, s.110.

19

Zerkeşî, el-Burhan, I, 272.

20

Abdullah b. Müslim b. Kuteybe, Te’vilumuşkilu’l-Kur'ân, Müessesetu’r-risale, Dımeşk, 2011, s.61.

21

Abdullah b. Müslim b. Kuteybe, Te’viluMuşkilu’l-Kur'ân, Müessesetu’r-Risale, Dımeşk, 2011, s.61.

22Mekki b. EbiTalib, el-İbane, s. 71. 23

Mekki b. EbiTalib, a.g.e., s. 74-78.

24

Abdullah b. Müslim b. Kuteybe, a.g.e., s.61.

25 Abdurrahman Çetin, Yedi Harf ve Kıraatler, s.113. 26

(5)

186 www.e-dusbed.com DUSBED, YIL-6, S.11 Nisan 2014

Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (DÜSBED) ISSN : 1308-6219

Nisan 2014 YIL-6 S.11

onu toplamak ve okumak bize aittir.”(75/Kıyame,17) Kıraat ise, “Kirâe” ةءارق kelimesinin çoğulu olup “okumalar/okuyuşlar” anlamındadır.

Istılahî anlamda “Kıraat, rivayetleri ve tarikleri aynı olmakla birlikte Kur'ân‟ı telaffuz etmede, kıraat imamlarından bir imamın diğerlerine muhalefet etme konusunda takip ettiği mezheptir. Bu muhalefet ister harflerin telaffuzunda, ister durumlarının telaffuzunda olsun fark etmez.”27

İbnu‟l-Cezerî ise kıraati şöyle tarif eder: “Kıraat ilmi, Kur'ân-ı Kerim‟e ait kelimelerin eda (okunuş ve söyleniş) tarzlarıyla bunların çeşitlerini, ravilerine isnad ederek bildiren bir ilimdir.”28

Bu ilmin konusu Kur'ân kelimelerinin eda keyfiyetlerini ve okunma tarzlarını bilmektir.29

Kıraat ilmi, Kur'ân kelimelerinin telaffuzundaki farklılıkları ve bu kelimelerdeki eda keyfiyeti hususunda imamların ihtilafını ele alan bir ilimdir.30 Kıraat ilmi sayesinde kıraat imamlarından Hz. Peygambere kadar ulaşan kıraat vecihleri bilinir.31

Kıraat ilmi senetleri Hz. Peygamber'e ulaşmak üzere, kıraat imamlarından gelen mütevatir ve sahih kıraatlere dayanır. Bu yönüyle kıraâtler ictihadî değil, Hz. Peygamberden alınmıştır.32

Kıraatler sayesinde Kur'ân kelimeleri tahrif ve tağyirden korunur, kıraat imamlarından her birinin okuyuş şekli bilinir ve kıraat vecihlerini birbirinden ayırmak imkânı elde edilir.33

1. Makbul Kıraatin Esasları

Bir kıraatin sahih veya mütevatir olarak kabul edilmesi için bazı şartlar ileri sürülmektedir. Buna göre Hz. Osman Mushaf'larından birine uyan, bir vecihle bile olsa Arap diline uyan ve senedi sahih olan her kıraat, inkârı helal olmayan ve reddi caiz olmayan sahih bir kıraattir. Bu kıraat, ister yedi imamdan, on imamdan veya bunların dışındaki makbul imamlardan rivayet edilsin, Kur'ân‟ın kendisiyle indiği yedi harftendir ve insanların bunu kabul etmesi vaciptir.34

Rivayet edilen Kıraatleri kabul edilebilirlik açısından genel olarak üç kısma ayırarak ele alabiliriz:

a. Güvenilir senetle Hz. Peygambere (s.a.v.) ulaştırılan, bir vecihle bile olsa Arap diline uyan ve Hz. Osman Mushaflarından birine uyan kıraatler. Bu kısma giren, kıraatler kesinlik ifade eder. Bu kıraatler icma'a dayalı olduğu için kabul edilmesi zorunludur.

27Muhammed Abdülazim ez-Zerkanî, a.g.e. s.288. 28

Ali Osman Yüksel, İbnCezerî ve Tayyibetü’n-Nasr, İfav yay. İst. 1996, s.115.

29

Ali İsmail Seyyid Hindavî, el-Camiu'l-Mufid fi Şerhi'ş-Şatibiyyefi'l-Kıraati's-Seb'a, Daru'l-Kimme, İskenderiyye, 2011, s. 7.

30 Mehmet Ünal, Kur'ân'ın Anlaşılmasında Kıraat Farklılıklarının Rolü, Fecr Yay., İstanbul,

2005 , s.15.

31

Muhammed Ahmed, Ahmed Halid, Muhammed Halid Mansur, Mukaddimatfi'l-Kıraat, Daru Ammar, Ürdün, 2001, s. 48.

32

Hasan Diyauddinİtr, el-Ahrufy’s-Seb’a, Daru’l-Beşairu’l-İslamiyye, 1988, Beyrut,, 67.

33

Abdurrahman Çetin, a.g.e., s.195.

34ez-Zerkanî, Menahil, I, 293 ayrıca bkz. İbnu’l-Cezerî, en-NeşrFi’l-Kıraati’l-Aşr,

(6)

187 www.e-dusbed.com DUSBED, YIL-6, S.11 Nisan 2014

b. Ahad haberle nakledilen, bir vecihle bile olsa Arap diline uyan, ancak lafzı Hz. Osman Mushaflarından birine uymayan kıraatler. Bu kıraatler kabul edilebilir ancak bu kıraatlerle okunmaz. Bu kıraatlerin naklinde icma' yoktur, Kur'ân ahad haberlerle nakledilemez. Ayrıca üzerinde icma' edilen Hz. Osman Mushaf'larına da uymamaktadır.

c. Güvenilir bir senetle nakledilmeyen veya güvenilir bir senetle nakledilen fakat Arap diline uymayan kıraatler. Bu kıraatler resm-i Mushaf‟a uysa da kabul edilemez.35

İbnü‟l-Cezerî de sahih kıraatin şartlarını şöyle ifade eder: Nahiv kaidelerine uyan, resm-i Mushaf'a uyan, sened açısından sahih olan kıraat vecihlerinin bütününe Kur'ân denir.36

Buna göre sahih kıraatin şartları şunlardır: a. Hz. Osman Mushaf‟ına uymak.

b. Arap diline uygun olmak. c. Sahih bir senede sahip olmak.

Kıraatler senetlerle nakledilmiştir. Bu ilimde nakle itibar edildiği için senet, temel bir öğedir. Kıraatlerin bir disiplin içinde güvenilir bir şekilde nakledilmesi için başından beri bu konu üzerinde hassasiyetle durulmuş ve tıpkı hadis ilminde olduğu gibi kıraatler de senetleriyle hocadan talebeye nakledilmiştir.

Sahih senet, sahih kıraatin şartlarından biridir. Kıraatin, adalet ve zapt özelliği olan birinin kendi mislinden rivayet edilmiş olmalıdır. Bu rivayet illetli ve şaz olmadan Hz. Peygambere kadar ulaşmalıdır.37

Kıraat rivayetlerinin Hz. Osman Mushaflarına muvafık olması sahih kıraatin şartlarından biridir. Dolayısıyla kıraatlerin Hz. Osman Mushaflarından birine uygun olma zorunluluğu vardır.38

Kıraatin resmi Mushaf‟a uygun olmasından maksat, bir kıraat bir Mushaf‟a bulunup bir diğerinde bulunmaza da bunun, yazıda sabit olmasıdır.

Kıraatin Arap diline uygun olması sahih kıraatin bir diğer şartıdır. Bir vecihle de olsa kıraatin Arap dil kurallarına muvafık olmalıdır. Buna göre kıraat fasih veya ihtilaflı dil kaidelerine uygun olmalıdır.39

Bu açıdan uyulan dil, fasih veya en fasih, ihtilaflı veya üzerinde icma' edilen bir dil olup olmaması arasında bir fark yoktur. Bu kıraat yaygınsa ve sahih bir isnad ile rivayet edilmişse kabul edilir.40

Bu şartla ilgili eleştiriler de yapılmıştır. Çünkü nahiv âlimleri nahiv kaidelerini tespit ederken Kur'ân'a, hadislere ve Arap kelamına müracaat

35

Mekki b. EbiTalib, el-İbane, s.51-52.

36

İbnu’lCezerî, ŞerhuTayyibeti’n-Neşrfi’l-Kıraati’l-Aşr, Daru’l-Kutubi’l-İlmiyye, Beyrut, 2005,s.7. 37 ez-Zerkanî, Menahil, I, 292. 38 ez-Zerkanî, Menahil, I, 293. 39ez-Zerkanî, Menahil, I, 295. 40 ez-Zerkanî, Menahil, I, 295.

(7)

188 www.e-dusbed.com DUSBED, YIL-6, S.11 Nisan 2014

Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (DÜSBED) ISSN : 1308-6219

Nisan 2014 YIL-6 S.11

etmektedir. Makbul bir rivayet ile tespit edilen Kur'ân ayetleri nahiv âlimleri için bir hakem hükmündedir. Nahiv kaidelerini tespit ederken onların Kur'ân'a müracaat etmeleri gerekmektedir. Biz Kur'ân konusunda nahivcilerin ihtilaflı kaidelerine müracaat edersek, bu durum ayetler açısından tersine dönmüş olur. Rivayeti vacip olan asla da muhalif olur.41

C. KIRAAT-YEDĠ HARF MÜNASEBETĠ

Yedi harf ve kıraat arasındaki münasebet kıraat ilmine ilişkin en girift meselelerden biridir. Bu konuda "Yedi harf ve kıraat aynı anla mı gelmektedir, yoksa bu iki kavram farklı anlama mı gelmektedir?" şeklinde bir soru akla gelmektedir. Yedi harf ve kıraat birbirinden farklı meseleler olduğu halde, kıraat farklılıkların yedi harf ile birlikte başlaması, iki konu arasında bir münasebet olduğunu göstermektedir.

Kur'ân'ın yedi harfle okunabileceği hadislerde ifade edilmiştir.42 Bu hadislerle birlikte Kur'ân farklı vecihlerle okunmaya başlamıştır. Bu yönüyle yedi harf, aynı zamanda yedi kıraat ve diğer kıraatlere kaynaklık etmektedir.

Şüphesiz yedi harfin yedi kıraat anlamına geldiğini söylemek mümkün değildir. Yedi harfle ilgili hadislere de bakıldığı zaman yedi harf ve kıraat arasında bariz farklılıklar görülebilir. Makalemizin bu kısmında yedi harfin benzer ve farklı yanlarını ele almaya çalışacağız.

1. Kıraat ve Yedi Harfin Farklılığı

Yedi kıraat ve yedi harf ifadelerinin ikisinde de yedi geçtiği için, bu iki kavram aynı anlamdaymış gibi bir algı oluşmuştur. Bu konuda Halil b. Ahmet yedi harfin yedi kıraat anlamına geldiğini ifade etmiştir.43

Zerkanî yedi harfin, yedi kıraat anlamına geldiğine dair bir görüş nakletmektedir. Bu görüşe göre Kur'ân'ın her kelimesi yedi şekilde okunmaktadır. Zerkanî, bu görüşün doğru olmadığını ifade etmektedir.44

Esasen yedi harfi, yedi kıraat ile eşitlemek mümkün değildir. Kıraatlerin sayısı yedi ile sınırlı olmadığı gibi, yedi harfle ilgili bir görüşe göre de yedi harf, yedi sayısı ile sınırlı değildir. Buradaki yedi kesretten kinaye olarak kullanılmıştır.45

Sonuç olarak sadece sayılara bakarak "Yedi harf, yedi kıraattır." denilemez.

Ayrıca "Kur'ân'ın her kelimesi yedi kıraatla okunabilmektedir." şeklindeki bir görüş de doğruları yansıtmayan abartılı bir iddiadır. Çünkü Kur'ân'da yedi vecihle okunabilen kelimeler yok denecek kadar azdır. Yine Kur'ân'daki bazı kelimeler yediden fazla vecihlerle okunabilmektedir. Sözgelimi Arap lehçelerinde

uffin kelimesinin okunuşuyla ilgili otuz yedi farklı okuyuş vardır.46

41

ez-Zerkanî, Menahil, I, 297.

42 Ahmet b. Hanbel, Müsned, V. 391. 43 Zerkeşî, a.g.e., I, 273. 44 Zerkanî, Menahil, I, 127. 45Zerkeşî, a.g.e., I, 270. 46 Zerkanî, Menahil, I, 127.

(8)

189 www.e-dusbed.com DUSBED, YIL-6, S.11 Nisan 2014

Ebu Bekir b. Mücahid, kendi kıraat kitabında sahih bulduğu kıraatleri yediye indirmiş47

olması, yedi harf ve kıraatin aynı olduğu izlenimini vermiştir. "Kıraatlerin yedi ile sınırlandırılmasının sebebi nedir?" şeklinde bir soru sorulabilir. Kıraatlerin yedi ile sınırlandırılmasının sebebi ile ilgili iki görüş ileri sürülmüştür:

a. Hz. Osman, yedi Mushaf yazmış ve bunları şehirlere göndermişti. Bundan dolayı kurrâların sayısı Mushaf'larınki kadar olmuştur.

b. Kur'ân yedi harf ile nazil olduğu için kıraatler da yedi ile sınırlandırılmıştır.48

Ebu Şame, "Yedi kıraat, yedi harf anlamındadır." şeklindeki görüşün İbn Mücahid'e nisbet edildiğini, ancak İbn Mücahid'in böyle bir görüşünün bulunmadığını ifade etmektedir.49Ancak İbn Mücahidin kıraatleri yediye indirmesi ile yedi harf ve yedi kıraat ifadelerinde geçen yedi sayısı iltibasa sebeb olmuştur. Böylece çoğu zaman bu iki ifadenin aynı anlamda olduğu sanılmıştır.50

Bilindiği gibi mütevatir kıraatler yedi ile sınırlı değildir, bunların sayısı ona çıkarılmaktadır.

Kurtubî de yedi harfi yedi kıraat şeklinde yorumlayan görüşün yanlış olduğunu ifade ettikten sonra bu konudaki görüşlerini açıklamaya şöyle devam eder: Yedi kurrâya nisbet edilen kıraat sahabenin hakkında ihtilaf ettiği yedi harf değildir. Kıraatler, yedi harfin birinden türemiştir. Bu bir harfte Hz. Osman'ın Kur'ân'ı cem' ettiği harftir.51

Yedi harfin yedi meşhur kıraat anlamına gelmediğini Muhammed Muhaysin şöyle ifade etmektedir: "Yedi harften muradın meşhur Kurrânın kıraatleri olmadığı konusunda alimler ittifak etmişlerdir. Yedi harfi yedi kıraat zan edenler, Kur'ân ilimleriyle ilgisi olmayan kişilerdir. Çünkü Kur'ân'ın nüzulu esnasında bu meşhur kurrâlar yoktu." 52

Mekkî b. Ebi Talib de yedi harfin yedi kıraat anlamına geldiğini söylemenin büyük bir hata olduğunu ifade ettikten sonra, kıraatlerin sayısının yedi olmadığını Taberînin bu kıraatler dışında yirmi beş kıraati ele aldığını belirtir.53

Yedi harfin kıraatten ayrılan en önemli yönü, müteradif okumalardır. Yedi harfi, müteradif okumalar şeklinde açıklayan görüşe göre yedi harf, aynı manaya gelen ve birbirine zıt olmayan lafızların yedi şekilde okunmasıdır. Sözgelimi, لبقا-

-لاعت

-مله - يلا-ىدصق -ىوحن-يبرق kelimeleri “gel.” anlamına gelmektedir.54 Bu görüşe

47 Ebu Bekr b. Muhammed İbnMücahid, Kitabu's-Seb'afi'l-Kiraat, Daru's-Sahabe, b.y.y.,

2007.

48

Mekkî b. EbiTalib, İbane, s. 90.

49

Ebu Şame, Mürşid, s.46.

50 Muhammed b. Muhammed İbnu’l-Cezerî, en’Neşrfi’l-Kıraati’l-Aşr, I, 35. 51

Muhammed b. Ahmed Ebu Bek el-Kurtubî, Camiu'l-Ahkami'l-Kur'ân, I, Müessetu'r-Risale, Beyrut, 2013, 79.

52Muhaysin, a.g.e., I, 19. 53

Mekkî b. Ebi Talib, İbane, s. 36-38.

54

Ahmed b. Ebi Bekr el-Kurtubî, el-Camiu'l-Ahkami'l-Kur'ân, Müessetu'r-Risale, Beyrut, 2013 I, 72 Taberî, a.g.e. I, 30.Abdurrahman Çetin, Yedi Harf ve Kıraatler, S.119, Subhî Salih, Mebahis fi ‘ulumi’l-Kur'ân, s.110

(9)

190 www.e-dusbed.com DUSBED, YIL-6, S.11 Nisan 2014

Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (DÜSBED) ISSN : 1308-6219

Nisan 2014 YIL-6 S.11

göre, sözkonusu kelimeler birbirinin yerine kullanılabilir. Kıraat ilminde ise, müteradif kelimelere yer verilmemektedir. Bu müteradif okumalar, resm-i Mushafa uymadığı için sahih kıraatler içinde yer almaz. Bu da yedi harfin kıraatten farklı olduğunu göstermektedir.

Sonuç olarak yedi harfin yedi kıraat olduğunu söyleyip, bu iki ifadeyi anlam itibariyle eşitleyen görüşün yanlış olduğu ortadadır. Yedi harf, farklı okumalar anlamına geldiği ve kıraat ile harf kelimeleri ile birlikte yedi kelimesin de kullanılması karışıklıklara sebep olmuştur. Ancak yedi harf ifadesi, yedi kıraata göre daha genel bir anlam ifade etmektedir.

2. Kıraat ve Yedi Harfin Birbiriyle alakası

Yedi harf ve kıraat konusu iç içe geçmiş konulardır. Kıraatin kaynağı yedi harf meselesidir. Kıraatler ilk defa yedi harf meselesi ile başlamıştır. Ayrıca farklı kıraatlerle okumanın cevazı konusunda, delil olarak huruf-u seb‟a ile ilgili hadisler zikredilmektedir.55 Yedi harf kıraatlerin kaynağı olduğu için, delil olarak aynı hadisler kullanılmaktadır.

Genel kabüle göre kıraatler yedi harften türemiştir. Kıraatler yedi harften türemişse, hangi harf yada harflerden türemiştir? Bu konudaki ifade edilen farklı görüşleri şöyle sıralamak mümkündür:

a. Bütün kıraatler, Kur'ân‟ın kendisiyle indiği harflerin hepsidir. Bu görüşe göre yedi harf bu güne kadar tevâtürle nakledilmiştir.56

b. Kıraatler, yedi harfin bir kısmıdır. Mekki b. EbiTalib bu konuda şöyle demiştir: “Bugün insanların kendisiyle okuduğu ve imamlardan sahih rivayetle rivayet edilen bu kıraatlerin hepsi, Kur'ân‟ın kendisiyle nazil olduğu yedi harfin bir cüzü‟dür.”57

c. Kıraatler, Kur'ân‟ın kendisiyle indiği yedi harften sadece bir harftır. Bu harf Hz. Osman‟ın mushafı onunla yazdığı harftir. Taberî‟ye göre, Hz. Osman mushafı bir harfle yazdırmış ve bunun dışında kalan mushafları ortadan kaldırmak suretiyle Kur'ân kıraatındaki ihtilafı ortadan kaldırmıştır. Bu gün müslümanlar, şefkatli imamlarının kendileri için seçtiği bir harf ile Kur'ân‟ı okumaktadırlar. Geri kalan altı harfle okumamaktadırlar.58

Bu konudaki görüşlerden yola çıkarak, kıraatlarin yedi harfin veya bir harfin farklı okuyuşundan ibaret olduğunu söyleyebiliriz. O halde kıraatlerin kaynağının yedi harf olduğunu veya kıraatlerin yedi harften türediğini ifade edebiliriz.59

Biz makalemizde yedi harfin Kur'ân'ın farklı şekillerde okunması anlamına geldiğini ifade etmiştik. Buna göre yukarıdaki görüşlerden birincisi kabul edildiği

55

Muhammed Salim Muhaysin, el-Kirautu ve Eseruhafi’l-A’rabiyye, MektebetuKulliyat, Kahire, trs., I, s. 11.

56

Hasan Diyauddinİtr, a.g.e., S.354.

57

Muhaysin, a.g.e., I, 44.

58 Hasan Diyauddinİtr, el-Ahrufy’s-Seb’a, Daru’l-Beşairu’l-İslamiyye, 1988, Beyrut, s.353. 59

(10)

191 www.e-dusbed.com DUSBED, YIL-6, S.11 Nisan 2014

takdirde yedi harf, kıraatlerin kaynağı olsa da iki kavram birbirine eşitlenmiş olur. Çünkü Yedi harfin okuma kategorileri, kıraatin da okuma şekilleridir.

Diğer iki görüş kabul edildiği takdirde, yedi harf kıraate göre daha genel bir anlam kazanır. Bu durumda kıraatler yedi harfin bir cüzü durumuna gelir. Esasen yedi harfin kıraatlerle eşitlenmesi de doğru değildir.

Sonuç olarak diyebiliriz ki, yedi harf ve kıraatler arsında umum-husus ilişkisi vardır. Kıraatler, yedi harften daha hususi bir anlam ifade etmektedir. Buna göre yedi harf, kıraatlerden daha umumidir.60

Buna göre yedi harf daha kapsamlı olduğu için, kıraatleri da içermektedir.

SONUÇ

El- ahrufu's-seb'a ifadesinde geçen harf kelimesi, hece sesleri, bir şeyin ucu ve kenarı, kelamın üç kısmından biri, kaside, söz, lisan, lüğat, lehçe, uslûp, vecih, tarz, kırâat gibi farklı anlamlara gelmektedir. Aynı terkipte geçen seb‟a (yedi) adedinin manası ile ilgili iki görüş ileri sürülmüştür:

a. Yedi kelimesi, kesretten kinaye değil, muayyen anlamı üzeredir.

b. Seb‟a kelimesi, kesretten kinayedir. Bu görüşe göre, yedi çokluk ifade eden bir kelime olduğundan, yedi ile belli bir sayı kastedilmemektedir.

Burada harf kelimesinin farklı okumalar anlamına geldiğini söyleyebiliriz. Buna göre yedi harf ifadesi yedi okuma vechi veya genel olarak okuma vecihleri anlamına gelmektedir. Yedi harf, yedi ile sınırlandırılmadan farklı okuyuşlar anlamına gelmektedir.

Kıraat ise rivayetleri ve tarikleri aynı olmakla birlikte Kur'ân‟ı telaffuz etmede, kıraat imamlarından bir imamın diğerlerine muhalefet etme konusunda takip ettiği mezheptir. Bu muhalefet ister harflerin telaffuzunda, ister durumlarının telaffuzunda olsun fark etmez.

Yedi harf ve kıraatler meselesi birbiriyle alakalı olmakla beraber, çoğu zaman kıraat ve yedi harf arasındaki alaka yanlış anlaşılmıştır. Yedi kelimesinin yedi harf ve yedi kıraat ifadelerinde geçmesi bu ifadelerin aynı anlama geliyormuş gibi bir algı oluşmuş, bu da bazı karışıklıkları beraberinde getirmiştir. Oysa yedi harf ve yedi kıraat birbirinden farklı konulardır. Esasen kıraatlerin sayısı İbn Mücahid (ö.324/936) tarafından kitabu‟s-seba‟ fi‟l-kıraat adlı eserde yediye indirilmiş, ancak kıraatler yedi ile sınırlı değildir.

Yedi harfi, yedi kıraat ile eşitlemek mümkün değildir. Kıraatlerin sayısı yedi ile sınırlı olmadığı gibi, yedi harfle ilgili bir görüşe göre de yedi harfi, yedi sayısı ile sınırlı değildir. Buradaki yedi kesretten kinaye olarak kullanılmıştır. Sonuç olarak sadece sayılara bakarak "Yedi harf, yedi kıraattir." denilemez.

Yedi harf ve kıraat birbirinden farklı meseleler olduğu halde, kıraat farklılıkların yedi harf ile birlikte başlaması, iki konu arasında bir ilişki olduğu anlamına gelmektedir.

60

(11)

192 www.e-dusbed.com DUSBED, YIL-6, S.11 Nisan 2014

Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (DÜSBED) ISSN : 1308-6219

Nisan 2014 YIL-6 S.11

Kur'ân-ı Kerim ilk defa yedi harf ile okuma izninin verilmesi ile birlikte farklı şekillerde okunmuştur. Dolayısıyla Kur'ân'ın farklı vecihlerle okunma keyfiyeti yedi harf ruhsatı ile başlamıştır.

Yedi harf ile ilgili hadislerde Kur'ân'ın yedi harfle okunabileceği ifade edilmiştir. Bu hadislerle birlikte Kur'ân farklı şekillerde okunmaya başlamıştır. Bu yönüyle yedi harf, aynı zamanda yedi kıraat ve diğer kıraatlere kaynaklık etmektedir. Diyebiliriz ki yedi harf, kıraat ilminin konusu ve temelidir.

Kıraatlerin yedi harften türemiş olduğunu söylemek mümkündür. Kırâatlerin yedi harfin veya bir harfin farklı okuyuşundan ibaret olduğunu söyleyebiliriz. Yedi harf kıraate göre daha genel bir anlam ifade eder. Kıraatlere yedi harfin bir cüzü olarak bakmak mümkündür.

Sonuç olarak diyebiliriz ki, yedi harf ve kıraatler arsında umum-husus ilişkisi vardır. Kıraatler, yedi harften daha hususidir. Buna göre yedi harf daha kapsamlı olduğu için, kıraatleri da kapsamaktadır.

KAYNAKÇA

Ahmed, Muhammed, AhmedHalid, Muhammed Halid Mansur, Mukaddimatfi'l-Kıraat, DaruAmmar, Ürdün, 2001

AĢıkkutlu, Emin, "Kıraat İlminin Temellendirilmesinde Ahruf-ı Seba' Hadisi", Kur'ân ve Tefsir Araştırmaları IV, Ensar Yay., İstanbul 2002

BirıĢık, Abdülhamit, Kıraat İlmi ve Tarihi, Emin yay. Bursa 2004

Çetin, Abdurrahman Kur'ân-ı Kerimin İndirildiği Yedi Harf ve Kıraatler, Ensar Yay. İstanbul 2005

ed-Danî, Ebu Umer,el-Ahrufu‟s-Seb‟ali‟l-Kur'ân, Daru‟l-Minare, 1997, b.y.y.

Erdoğan, Mehmet, Kıraat Farklılıklarının Hüküm Çıkarmada Etkisi, Kur'ân ve Tefsir Araştırmaları, Ensar Yay., İstanbul, 2002

Ebi Talib, Mekki b., el-İbane a‟n Mea‟ni‟l-Kur'ân, Daru‟n-Nehda, Mısır, ts.

Ebu ġame, el-Murşidu‟l-Veciz, DaruSadir, Beyrut, 1975

el-Kurtubî, Ahmed b. EbiBekr, el-Camiu'l-Ahkami'l-Kur'ân, I, Müessetu'r-Risale, Beyrut, 2013

Hindavî, Ali İsmail Seyyid el-Camiu'l-Mufid fi Şerhi'ş-Şatibiyyefi'l-Kıraati's-Seb'a, Daru'l-Kimme, İskenderiyye, 2011

Ġbn Hacer el-Askalanî, Fethu‟l-Barî,Daru's-Selam, Beyrut, 2000 Ġbn Hanbel, Ahmet, Müsned, Beyrut, ts.

Ġbn Manzur, Lisanu‟lArab, Daru‟l-Kutubu‟l-İlmiyye, Beyrut, b.t.y

Ġbn Mücahid, Ebu BekrAhmed b. Musa, Kitabu‟s-Seba‟ fi‟l-Kıraat, Daru's-Sahabe, b.y.y., 2007

(12)

193 www.e-dusbed.com DUSBED, YIL-6, S.11 Nisan 2014

Ġbn Kuteybe Abdullah b. Müslim, Te‟vilumuşkilu‟l-Kur'ân, Müessesetu‟r-risale, Dımeşk, 2011

Ġbnu’l-Cezerî, en-NeşrFi‟l-Kıraati‟l-Aşr, Daru‟l-Kutubi‟l-İlmiyye, c.1, Beyrut, 2006

___Tayyibeti‟n-Neşrfi‟l-Kıraati‟l-Aşr, Daru‟l-Kutubi‟l-İlmiyye, Beyrut, 2005

Ġtr, Hasan Diyauddin, el-Ahrufy‟s-Seb‟a, Daru‟l-Beşairu‟l-İslamiyye, 1988, Beyrut

Muhaysin, Muhammed Salim, el-Kiraatu ve Eseruhafi‟l-A‟rabiyye, MektebetuKulliyat, Kahire, trs.

es-Suyuti, Celaleddin Abdurrahman, el-İtkan fi ‘Ulumi’l-Kur'ân, Daruİbn Kesir, 2006,

Beyrut

Taberî, Muhammed b. İbnCerir, Camiu‟l-Beyan A‟n Te‟viliAyi‟l-Kur'ân, Daru‟l-İhya, Beyrut, try.

Ünal, Mehmet, Kur'ân'ın Anlaşılmasında Kıraat Fârklılıklarının Rolü, Fecr Yay., Ankara 2005

Yüksel, Ali Osman, İbnCezerî ve Tayyibetü‟n-Nasr, İfav yay. İst. 1996, s.115

Ez-Zuhaylî, Muhammed, el-İmamu‟t-Taberî, Daru‟l-Kalem, Dimeşk 1999 ez-Zehebî, Muhammed Huseyn, et-Tefsir ve‟l-Mufessirun, Daru‟l-İhyai‟t-Turasi‟l-Arabî, 1976, b.y.y.

Zerkanî, Muhammed Abdulaziz, Menahilu‟l-İrfan fi „Ulum‟l-Kur'ân, Daru‟l-İhyai‟t-Turasi‟l-Arabî, Beyrut 1990

ZerkeĢî, Muhammed b. Abdullah, el-Burhân fi Ulûmi‟l-Kur'ân, Beyrut 1988.

Referanslar

Benzer Belgeler

Apple, Arcade adını verdiği sistemle aylık abonelik ücreti karşılığında 100’ün üzerinde oyunun reklam izlenmeden oynanabilmesine izin veriyor.. Altı kişiye kadar diğer

Daha sonraki yıllarda, seksenlere yaklaşınca diye­ lim; Adalet Cim coz’un Nâzım Hikm et, Sabahat­ tin Ali gibi solcularla arkadaşlığı, dönem in entelek­..

Günümüzde yaşanan mevcut gelişmeler paralelinde ve konuyu toparlayıcı nitelikte genel bir değerlendirme yaparsak, bireylerin özel alanlarına ait her tür bilginin devletin

— Üzerinden bir elektrik cereyanı geçen bir tel nasıl anı vahitte yekdiğerini müteakip bütün ampulleri tutuşturursa bu sualimiz üzerine de bende bütün

Bu, aslanpençesi bitkisinin (Alchemilla vulgaris) üzerindeki yedi noktalı uğurböceğinin (Coccinella septempunctata) taramalı elektron mikroskopu (SEM) ile çekilmiş

Bu meçhul tropun içinde, ha­ kikî bir san’at ateşile yanan, b'r san’atkâr kabiliyetine hakikaten malik bulunan bir iki unsurun, birkaç unsurun mevcud bulun -

Güzel Çamlıca canlı bir mevsime hazırlanıyor Daha şimdiden tramvayların taşıya taşıya. bitiremediği bir kalabalık bu nefis

rada bir yıldan biraz fazla kaldıktan sonra 1915 yılında Nafıa nazırlığiyle Sait Halim Paşa kabinesine girmiş, müta­ rekeden sonra İngilizler tara­ fından