• Sonuç bulunamadı

Doğan Nadi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Doğan Nadi"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

14 EKİM 1969

tekin

erer

Doğan Nadi

A

SKER arkadaşlığı başka seve benzemez.

Ne kadar kısa olsa da askerlikte ge­ cen yıllar .diğer özel hayatın 10’larca senesine bedeldir.

Doğan Nadi benim asker arkadaşımdı.

Yedek subay okulunun 17. nci devresinde

Topçu birliğinin 7 .nci bölüğündeydik. Bi­

zim 7. nci bölüğün bulunduğu sınıfta üc ga­ zeteci vardı. Tesadüfen üçümüzün numara­ larının sonu 7 idi. 3917 Doğan Nadi, 3947

Sacit Öget ve 3967 benim mımaramdı. Biz

Doğan Nadi ile dokuz kişilik ayni mangada talime çıkardık. Rahmetli Sacit başka man­ gadaydı. Sırtımızda arka çantası, elimizde tü- fenk o «yat. kalk» talimlerinin «Top bası­ na!». «Geride toplan!..» emirlerinin aradan yüzyıl da geçse unutulmasına imkân var mı?

Hele o talimden geldikten sonra karavana

başına üsüsiimüz hâtıralardan nasıl çıkar?

Yedek Subay Okulu’nu yarıladığımız

günlerdeydi. Bir gün tabur kumandanı yazı­ lı imtihanla sınıf kâtibi seçileceğini söyle­ mişti. Sınıf kâtipliği hem İtibarlı bir mev­ ki. hem de talimi, nöbeti olmayan bir yer­ di. Bundan dolayı herkes kollan sıvadı. Ne­ ticede bu imtihanı ben kazanmıştım. Su an­ da Doğan Nadi’nin «beni koridor nöbetine

yaz», «Aman su saatlarda olsun» sözlerini

tazeymiş gibi hatırlıyorum .

Bizim yedek subay’da olduğumuz sene Alman - Rus savaşı bütün şiddetiyle devam ediyordu. Doğan Nadi Rusların mutlaka ezi­ leceğine, Almanların zafer kazanacağına ina­ nır, bize bu hususta devamlı telkinler yapar­ dı.

O zamanlar yabancı millete mensup

kadınlarla münasebeti olanlar çavuş çıkarı­

lırdı. Bir gün bizim bölüğe Doğan Nadi

hakkında bir yazı gelm işti Kendisini du­ rumdan haberdar ettim. «Hemen üc günlük bir izin alalım» dedi. Harp içinde olduğumuz

için o zaman izin almak cok zordu. Buna

rağmen izni kopardık. Doğan Nadi üc gün­ lük izinden memnun olarak döndü. Aradan birkaç gün geçtikten sonra okul kumanda­ nı tarafından umumi bir tamim yayınlandı. Birkaç gün içinde bir gazeteciler heyeti ye­ dek subay okulunu ziyaret edecekti. Bütün talimler ve dersler kaldırıldı. Sınıflar te­ mizleniyor, yatakhaneler de o zaman D.D.T. çıkmadığı için gaz lâmbaları ile tahta kuru­

ları imha ediliyordu. Doğan Nadi de her

talebe gibi bu faaliyetin içindeydi. Nihayet o gün geldi. Gazeteciler heyeti rahmetli

Yu-hus Nadi, Cumhuriyetin sütun muhabiri

merhum Abidin Dav’er ve halen İmar - İs­ kân Bakanlığı Basın Müşaviri olan Cumhu­ riyetin Ankara mümessili Mekki Sait Esen’- di. O gün mektep gezildi ve rahmetli Yunus Nadi yedek subay okulu hakkında Cumhuri- yet’te birkaç güzel başmakale yazdı. Cum­ huriyet gazetesi o yıl Cumhuriyet matbaa­ sında bir de yedek subav okulunun 17. nci devresine ait büyük albüm neşretti.

■k ir

D

OĞAN Nadi yazarlığa da tesadüfen be­

nim muhabir olarak çalıştığım «TAS­ VİR» gazetesinde «Bir Dakika» başlık­ lı küçük fıkralariyle başladı. Bu suretle aynı gazetede çalışmış olmak gibi bir arkadaşlığı­ mız da mevcuttur.

Bu eski tanışıklığa rağmen askerlikten sonra, hiçbir zaman Doğan Nadi ile arkadaş olamamışızrhr. Aslında O’nun yegâne arka­ daşı içkiydi .Hayatta bundan başka birseyi sevdiğini sanmıyorum. Gene yasında kayİn da bu yüzden olsa gerektir. En son 1957 se­ cim senesinde Park Otelin barında görmüş­ tüm. O zaman kısa bir müddet görüşmüş, yine askerlikten bahsetmiştik.

Doğan Nadi. Babıâli'de hiç kimseye fe ­ nalığı olmayan, kimseve kötü muamele et­ memiş, acık gönüllü, sempatik, hoş sohbet

bir patron olarak tanınır. Konuşmaların­

da da pervasız olarak bilinir. İyi hatırlarım,

yıllarca evvel bir gün Tokatlıyan’da m er­

hum karikatürist Rainizle üçümüz konuşu­

yorduk. «Cumhuriyet» ten bahsederken: «— Babam öyle sağlam bir gazete kurmuş ki .tıpkı Osmanlı İmparatorluğu gibi, biz içerden, rakiplerimiz dışarıdan devirme­ ye uğraştıkları halde yıkamıyoruz» demişti ve tabiî arkasından da kahkahayı basmıştı.

Ben o günden sonra «Cumhuriyet» gaze­ tesini hep bu realist tarif içinde görmüşüm- dür.

* *

D

EVAMLI içki içmesine rağmen kimse­

yi kırmadan, kimseye zarar vermeden, büyük hâdiseler ve skandallar yaratma­ dan, arkasında hos gönüller bırakarak her­

kesten sevgi kazanarak ölmek büyük bir

mazhariyettir.

Bazı insanlar vardır, ölünce arkasından bir türlü «merhum» diyemezsiniz. Doğan Na- di’ve karsı da aynı duygular içindeyim. Ulu Tanrıdan ruhuna gani gani rahmet diliyorum.

»mum

Referanslar

Benzer Belgeler

Cam, sanat dostu bir mühendisin fikri ve çabalar›yla 2002 y›l›nda nefes almaya bafllayan ve bugüne kadar ABD, Almanya, Avustralya, ‹talya, Fransa, Hollanda, ‹ngiltere ve

In this study, the release of lysophospholipids (to depict phospholipase A2 activity) and diacylglycerols (DG) (to depict stimulated hydrolysis of polyphosphoinositides) was

Bu koşulların sağlanması işsizlik ödeneğinden yararlanma süresini önemli ölçüde azaltacak, işsizlikten istihdama geçişi hızlandıracak, haksız ve gereksiz

Kü- çük ışık organlarının içindeki aequorin proteini sayesin- de gerçekleşen kimyasal tepkime sonucunda (biyolümi- nesans) mavi ışık oluşur, sonrasında yeşil

O rada, H alki Palas'ta gurubu seyretm enin, İzel'in şarkısında bir bakış türü olarak vurgulanan guruba bakmanın lezzetini başka bir yerde bula­ bilm enin tabii

Bir yanda altın arayanlar, öz çıkarı için çalışanlar, bir direnişi kırmak için ilginç yöntemler uygula­ yanlar; öbür yanda öz yaşamı, doğası, geleceği için

Bu, yağın metabolik olarak parçalanmasına dair bilgi vermekle birlikte kilo verme sırasında yakılan 10 kg yağın hangi oranlarda CO 2 ve H 2 O’ya dönüştüğüne dair bir

Merkür: Akşam gökyüzüne geç- miş olan gezegen çok parlak ol- masa da ayın ortalarına kadar uy- gun hava koşullarında günbatımın- dan hemen sonra batı ufkunda kısa