• Sonuç bulunamadı

Yarına, gerçek yazarlar kalır

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yarına, gerçek yazarlar kalır"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yarına, Gerçek

Yazarlar Kalır

Oktay AKBAL

«S

on kırk elli yıllık dönemi edebiyat okurlarımızda sürekli bir niteliğin sap- gözlediğimiz zaman, 1 tanamadığı görülür. Zamanın toplumsal koşullarına göre edebiyat okurlarının da nitelikleri değişmektedir. Böyle olması da doğaldır. Yalnız Türkiye'de değil her toplumda böyledir, yani edebiyat okurlarının niteliğim en başta, yaşadığı toplumsal koşullar belirlemektedir.» ...Böyle yazıyor Aziz Nesin 7 yaşına basan 'Sanat Der­ gisinin son sayısında...

Burhan Cahit Morkaya’dan, Nlzamettin Nazif Tepe- delendiloğlu'ndan söz açıyor.. Bir zamanlar geniş okur topladıklarını, ama şimdi adlarını anan olmadığını... Ne- sin’in yazısı aldı beni geçmişe götürdü. 1930, 1940 yıl­ larına... Yani öğrenci olduğum günlere, yazına yeni baş lamış bir gencin eski anılarına... Gerçekten de Bur­ han Cahit Morkaya diye ünlü bir roman yazarı vardı. Hatta eşi bile ünlüydü. Samiye Morkaya idi adı, ilk oto­ mobil yarışlarına katılan kadın sürücüydü, aynı zaman­ da yazar... Şimdi söyle deseniz bir tek kitabının adını söyleyemem Burhan Cahit'in. Yalnız, haftada galiba üç kez çıkan 'Köroğlu' adlı bir halk gazetesinin sahibiydi. O günlere göre geniş sürümü vardı bu gazetenin. Ro­ manları nasıl şeylerdi, nelerden söz ederdi, niye öylesi­ ne tutulurdu, bilmiyorum. Okumadım mı, okudum, ama hiç bir şey anımsamıyorum. Nizamettin Nazif'e gelin­ ce... Yakından tanıdığım İlginç bir kişi. Ateşli, coşkulu bir gazete yazarı. «Karadavut» adlı ünlü romanını da okumak olanağı bulamadım, gereğini de duymadım doğ­ rusu, Michel Zevako'nun romanları gibi bir şey olmalı dedim, geçtim...

Demek istediğim, ne Burhan Cahit, ne de Nizamet- tln Nazif hiç bir zaman bir 'yazın adamı’ olamadılar, sa­

yılmadılar. Kendileri de böyle bir sav ileri sürmedi. Sür-seler de gülünç olurlardı. Gazete tefrikacısıydılar, gün­ delik şeyler yazdılar, yeni harflerin öğrenilmesi, yaygın

laştırılması günlerinde belki etkili oldular, sonra unutu­ lup gittiler. Esat Mahmut Karakurt bunu büyük bir acık yüreklilikle itiraf etmiştir. 'Biz yeni harflerin yaygınlaşma­ sında romanlarımızda etkili olduk, görevimiz buydu' demiştir. Bugün Burhan Cahit'i kimse anımsamıyorsa, romanlarının yeni baskıları yapılmıyorsa, bunda o yapıt­ ların 'yazınsal bir değer" taşıyıp taşımadıklarına bak­ malı önce... Yoktu, böyle bir değerleri!.. Ne Burhan Ca­ hit'in, ne Nizamettin Nazif'in yazdıklarının... Böyle ya­ zarlar ve yapıtlar her ülkenin gündelik basınında pek

çoktur, yaşadıkları, yazdıkları sürece bir ’ün'leri var­ dır, ölümlerinden sonra adlarını hatırlayan olmaz.

«Zamanın toplumsal koşulları» da etken olmaz mı? Olur.. Ama sanıldığı kadar büyük ölçüde değil... Gerçek­ ten yazın değeri taşıyan bir yazar, yaşadığı sürece tutul mazsa da, beğsnilmezse de, ya da belirli bir çevrede sı­ nırlı kalırsa da, yıllar sonra önemi, değeri artar. 1930’ larda bir Ahmet Haşim, bir Yahya Kemal, bir Nâzım Hik­

met, bir Sabahattin Ali vardı, bugüne de kaldılar değer­ leriyle, hatta değerleri daha da yaygınlaşarak... Aziz Nesin «edebiyat okurlarında sürekli bir nitelik» arıyor, ama bulamıyor. Yalnız bizde değil dünyanın öteki ül­ kelerinde de... Böyle bir nitelik yok mudur? Bence var­ dır. Bu tür beğenili okurlara «mutlu azınlık» diyoruz, ya­ ni gerçek yazından, şiirden, öyküden, romandan anlayan bir avuç anlayışlı kişi... Bunlar bir yazara yaşadığı çağ­ da değer vermişlerse, İyi bilelim, o yazar er-geç geniş yığınların da yazarı olur. Olmuştur, olacaktır.

Ancak bir yazın, bir sanat değeri taşımasıdır, bir yapıtı, bir yazarı geleceğe bırakan, «Edebiyat okurlarının niteliğine, güncel eğilimlerine göre» ürün vermesi değil!. Nice kişiler dönemlerinin moda akımlarına uymuşlardır, şiirlerini, öykülerini bu «istek»lere, «özleırHere yanıt ve­ recek biçimde yaratmak yolunu seçmişlerdir, ama böy- leleri en kısa sürede yitip gitmiştir belleklerden... Bur­ han Cahit'lerin bugüne kalmamasının nedeni 1930'dakl edebiyat okurlarının niteliklerinin bugünkü okurlarda bulunmaması bugün daha üstün bir düzeyde okur yetiş­ mesi değildir. O yazarların, o günlerde ortaya koyduğu yapıtların kalıcı bir nitelik, bir değer, bir öz, bir biçim taşımamasıdır.

Her çağda değişik değerde, nitelikte okur vardır. Büyük yığınların beğenisi her zaman düşüktür, o yığın­ ların çabucak beğendikleri yapıtlar da, yazarlar da cağ­ larının «gerçek okurlarının» beğenisini kazanamadıkları İçin, daha doğrusu kolay ve ucuz yolları seçtikleri için, yazın alanında sürekli bir varlık, bir kalıcılık göstere­ mezler. Burhan Cahit 1930'larda da bir «değer» değildi, bugün de değil. Bu bakımdan, yanıltıcı örnekleri ileri sürerek kesinlemelere girişmek doğru olmaz. Aziz Nesin’ in «Edebiyat Okuru» yazısını okurken bunları düşündüm

Referanslar

Benzer Belgeler

Ankara’da neşrettiği (Türkçülüğün Esas­ ları) isimli olgun eserinde en çok kendi ça­ lışma ve araştırmalariyle vuzuha ulaşan Türk milliyetçiliğini açık

Dizide basın patronu, onun yanında çalışan bir gazeteci ve gazete satan bir çocuk karakteri bulunuyor.. Sondan başlayarak devam edersek, “gazete satan çocuk” filmin ilk

Therefore, although the result of the focus group still support the framework of the SCOR and SCMM models in general, it further extends the discussions to- wards a more

Türk vatanının müstevlilerden kurtul­ ması ve yeni Türkiye devletinin bütün istik­ lâliyle teşekkül etmesi üzerine Ziya Gökalp gene Ankaraya gelmiş ve

Ülkemizde silajlık mısır çeşitleri arasında yürütülen diğer çalışmalarda elde edilen değerlere baktığımızda, Tosun (1967), silajlık mısırda önemli

Selami Güder ilk kitabı Cemre Düştü Yüreğe (deneme) ve Hikâyeden Hayatlar’dan (hikâye) sonra Gözün Kalır Geride (hikâye) ile yazarlık serü- venine kaldığı yerden

Ali Arslan, Gülten Arslan ve Halil Çakır ise TÜİK ve YSK ile öteki kurum ve kuruluşların arşiv, kayıt, belge ve veri setlerini ikincil veri analizi tekniği kullanarak

Bunlar›n yan› s›ra ÇEKÜL Vakf› Yönetim Kurulu üyesi mimar Gökhan K›l›nçk›ran taraf›ndan haz›rlanan Çamurcu Sokağ›’n›n canland›r›lmas› proje- si,