S OCAK 2000 ÇARŞAMBA
J İ s t a n b u l
SO KAK 1 1
D ede Efendi nin E vi’nde görevli Ziya Boyu “G elenler saatlerce müzik d in liy o r” diyor.
Restorasyonu bürokratik
sorunlar yüzünden 12
yılda tamamlanan
Afurkapıdaki
Hammamizade İsmail
Dede Efendi nin evi iki
yıldır ziyarete açık. Ama
Dede Efendi nin
müziğinin neyle
yaşatıldım evin
ziyaretçisi çok az.
HAMAMI ZhSHL
İSMAİL OLLK j ,
r«rXi*î?
• Fotoğraflar: Kemal SOGUKDERE
Stand-up'çılardan bıktınız, Tiyatrolarda istediğinizi bulamıyorsanız,
artık hayatınızda:
H
ammamizade İsmail DedeEfendi, Ahırkapı'daki evindehayatının büyük bölümünü geçirmiş. Ama ev, yalnız Türk müziğinin bu büyük bestekarına ev sahipliği'yapmış olmasıyla değil, hemen yanı başmda yükselen 1453 tarihli İstanbul'un ilk camisi olan Akbıyık Camü'yle komşuluğuyla da ilgi çekici bir yer olma özelliğine sahip.
Hammamizade İsmail Dede Efendi Evi, Dede'nin ölümünden sonra birçok kere el değiştirmiş, yeri gelmiş karakol olarak kullanılmış, bakımsızlıktan eskimiş ve kaderine terkedilmiş. Ta ki 1978 yılında Türkiye Tarihi Evleri Koruma Demeği Başkanı Perihan Bala evle ilgilenene kadar...
O dönem Kültür Bakanhğı'na bağlı olan Anıtlar ve Röleve Kurulu'nun Başkanı Mimar Hüsrev Tayla, Perihan Balâ'ya Sultanahmet'de Dede'nin evinin olduğunu, evi devletten istemelerini söyler. Birlikte evi görmeye giderler ve böylece Balcı'nın devletle 12 yıl sürecek olan serüveni başlamış olur. Balcı daha
sonra olup bitenleri şöyle anlatıyor: “Bina, zamanında Akbıyık Karakolu olarak kullanılmış, çok köhneleşince çıkmışlar, zaman içinde el değiştirmiş, en son İçişleri Bakanlığı’na geçmiş, yani devlete ait. Ancak ev harabe halinde, kapısı açılmıyor. Mimar arkadaşlar yan pencerelerden içeri girdiler. İçerisi berbat halde, geceleyin berduşlar kalıyor."
Böylesine önemli bir ismin yaşadığı evi İstanbul'a yeniden kazandırma heyecanıyla kolları sıvayan Balcı, ilk hayal kırıldığım evi devletten almaya çalıştıkları altı yıl boyunca yaşar. Başlarda bütün sanatçıların kendilerine yardım için yarışacaklarım düşünen Bala, hiçbir sanatçıdan destek göremeyince düşüncelerinin düşten ibaret olduğunu anlar. Ama yılmaz, evi karşısına çıkarılan bütün engellere rağmen bitirir. Bu da onun tam 12 yılım alır.
Perihan Bala 12 yıllık serüveni şöyle özetliyor:
"Evi almak için 1978'den 1984'e kadar altı yıl uğraştık. Belki yirmi kez Ankara'ya İçişleri Bakanhğı'na, Emniyet Genel Müdürlüğüne,
Cumhurbaşkam'na gittik, kapılarda bekledik. 1984 yılında müze yapmak kaydıyla
evi aldık. Mimar arkadaşlar evin rölevesini yaptılar, restorasyon projesi hazırlandı. İki yıl projenin Anıtlar ve Röleve Kurulu'ndan geçmesini bekledik. Projeler beklerken ev bir lodos fırtınasında çöktü. Bu sefer yıkım izni almak gerekti.
»SHOW THEATRE
HerzamankarşılaştığımızamahiçbirzamanumursamadığımızolaylarHerzamankarşılaştığımızamahiçbirzamanumursamadığımızolaylardanbirkaçı f v a rTUHAF OYUN 2 PERDE
to V\\w
Show Theatre'da, hem eğlenin, hem de kendi oyunculuğunuzu gösterin.
ŞİŞLİ TİYATROKARE'de
e r S a t ı ş a S u n u l m u ş t u r . A t illa S A R I H A N Ş e b n e m S U N G U R A li Ş E N G Ü L C ü n e y t S A R I H A N S e v c a n S A K M e lih E K E N E R ( A b u z e r ) Ç r ş . - P r ş . : 2 1 .0 0 / C . t e s i: 1 8 .0 0 T e l: (2 1 2 ) 2 3 0 16 18 - (2 1 2 ) 2 3 1 21 0 0'nin katkılarıyla
Tedavi için de geliyorlar
Bugün Dede Efendi Evi herkesinziyaretine açık. Ancak buraya 16 Mayıs 1997’den, yani açıldığı günden bu yana bakmakla sorumlu olan Ziya Boyu, evin tanıtımının yeterince yapılmadığını, bu nedenle de çok az kişi tarafından ziyaret edildiğini söylüyor. Boyu, "Burada müzik kültürümüzü
geliştirmeye çalışıyoruz. Nasıl Batı’da Mozart, Beethoven varsa bizim de dede Efendimiz var” diyor. İnsanların buraya gelip saatlerce oturduklarını, ney dinlediklerini, rahatlayıp huzur bulduklarını anlatıyor. Hatta gelen ziyaretçilerin görüşlerini almak amacıyla
İzni belediye ve kurul veriyor.
Onlardan izin çıktı, ev yıkıldı. Sıra geldi temel atmaya..."
600-700 davetiye hazırlanır ve gönderilir. Herşey yoluna girmiş gözükmektedir. Son anda, temel atılmasına iki gün kala bir telefon gelir Balcı’ya; belediye yaptıkları hafriyatı gerisin geriye doldurmaktadır. Hemen Sultanahmet'e giderler Eminönü Belediye Başkanı Tahir Aktaş’la görüşmek isterler ama yerinde bulamazlar. Sultanahmet Parkı'nda olduğunu öğrenirler. Başkan kendileriyle görüşmeye yanaşmaz, arabasma atladığı gibi gider. Balcı ve diğerleri de ardmdan... Sonunda başkan pes eder ve konuşurlar. Sonunda başkan pes eder ve konuşurlar. Dört saat boyunca "Ben oraya müze
açılan defterlerden buraya tedavi amacıyla gelenler olduğu anlaşılıyor. Psikolojik sorunları nedeniyle terapiste giden bir kadın ziyaretçi, buraya geldikten sonra düzeldiğini, huzur bulduğunu yazmış. Dahası doktoru da ortamın, onun psikolojisinin
düzelmesine neden olan katkısını kabul etmiş.
Siz de tasavvuf müziğiyle huzur buluyor, bu büyük bestekarın evini her türlü zorluğa göğüs gererek bizlere açan emeğe saygı duyuyorsanız bir gün Sultanahmet'in Akbıyık semtine
yolunuzu düşürün!
yaptırmam" der Tahir Aktaş. En sonunda da şartını ileri sürer. Ev olduğu yerden iki metre geri alınacaktır. Çaresiz kabul ederler ve temelin atılacağı gün gelir. Balcı ve dernek üyeleri gittiklerinde şu manzarayla karşılaşırlar: Sokak asfaltlanmaktadır...
Daha sonra ev, restorasyonu sırasında molotof kokteyli atılması sonucu yangın tehlikesi geçirir. Evin yapımına katkı amacıyla Başbakanlık Tanıtma Fonu'ndan 40 milyon lira alırlar parça parça, 10 milyon lira da ev bitince verilir. Kültür Bakanlığı para talebini aradan iki yıl geçtikten sonra karşılar. Ve nihayet 12 yıl sonra ev biter.
Öziem NUMANOGLU ... ___■■ ■ .-■■■.. ■ ■■ ■■■v. - ■.__ ■.
I S T A N b ü l
Y a /j La r i • S t rıh a t Ö ZTÜR KHavai fişek
Yeni bin yıl kutlamaları bir kez daha gösterdi ki, dünyanın dört bir köşesinde (Paris'te, Sidne- y'de, Hong Kong'ta, Londra'da, New York'ta...) kutlamaların merkezini havai fişek gösterisi oluş turuyor. Havai fişek, ışık üzerine kurulu hali ha zırdaki uygarlığımızda can alıcı bir önem taşıyor.
Biz bunu hanidir biliyoruz, yoksa bin yıl kutla maları vesilesiyle öğrenmiş değiliz. İstanbul, di ğer dünya metropolleri yanında biraz ışık fakiri olsa da, kentliler yıllardır havai fişek gösterisine doymuş durumda. Özellikle yaz aylarında Boğa ziçi'ndeki beş yıldızlı otellerde havai fişeklerin patlamadığı bir geceye ender rastlanıyor. Nişan törenlerini, düğünlerini, doğum günlerini, yuvar lak yıllarını... kutlayanların sevinç çığlıkları İstan bul semalarında patlıyarak yankılanıyor hanidir. Cumhuriyet Bayramı, İstanbul'un Fethi gibi res mi kutlamalar dolayısıyla patırdayan havai fişek ler de cabası.
Yaşı geçkin olanlar bir yer mi bombalandı di ye sıçrayıp, görgüsüzler diye süren mülahazalara girerek gençleri yeniden ve yeniden güldürüyor la rd ı ola ki, ama çoktan alışmış olmaları da ihti mal dışı değil. Martılara gelince onlar genci yaş lısı, çığlık çığlığa havalanıyorlar her seferinde.
Biz aşağıdakiler, kâh havai fişeklerin rengine ve şekline dalarak, kâh martıların beyazlığına şa şarak, temaşaya kaptırıyoruz kendimizi. İsmi gi bi kendileri de güzel köftehorların. Karanlık ge cede semadan üzerine doğru dökülen yıldız top larını görünce bir hoş oluyor insanın içi.
Son havai fişeğin son ışıkları da sönünce ama; gökyüzünde beyaz duman şeritlerinden ve havada barut kokusundan başka bir şey kalma yınca, nümayişin maliyetini de düşünüyor aşağı- dakilerden kimileri. Ve kısacık bir an için de olsa anlıyorlar ki, birileri, yine, yoksulluklarına tükürdü.
B U L M A C A
B U LM ACA SERVİSİ: 6 7 7 0 4 51 ■ [ 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
SOLDAN SAĞA
1. İstanbul'un en büyük akarsuyu. 2. Korkulu düş, kabus. 3. Kayıp, zayi. / Sesleri birbirinden ayırt etmeye yarayan ses özelli ği. 4. Cet. / Şua. 5. Karın bölgesine ait. / Osmiyum'un simgesi. 6, (Kıs.) Role. / Beyaz. / Hedefi şaşırma. 7. M uğla'nın b ir ilçesi. / İlave. / Müslüman ülkelerde oturan Yunan asıllı kimse. 8. Hastalık bulaşması. / Bir olumsuzluk eki. 9. Boş, temelsiz, asılsız söz. 10. Hava basıncı birim i. / Gelin için hazırlanan sedir ve üzerindeki kubbe.
YUKARIDAN AŞAĞIYA
1. (Hisar....) İstanbul Boğazı'nın batısında yer alan Rumeli Hi- sarı'nın ek b ir duvarla çevrilmiş olduğu deniz tarafına verilen ad. 2. İstanbul'un semtlerinden biri. 3. Yurt. / Üzerine yapı yapılm ak için ayrılmış yer. 4. Çıplak, yoksun. / Uzaklık anlatır. / İsviçre'de ırmak. 5. Yarı sarhoş. 6. (E. Dil) Su. / Sporcular arasında alkış için üç kez tekrarlanarak söylenir. / Cepte taşınan küçük torba. 7. Geceleri de kalınan okul. / İp, iplik, tel. 8. Kalori / Stronsiyum'un simgesi. / Boru sesi. 9. En kısa zaman parçası. / Ö ğrenim g ö r mek. 10. Hatırlama.
■DiuDsuııuy öpm -nsjo 'uy 'ıj_ Cıg 'uıs| 'jdj_ 'i|ijdA 'eşey] 'og 'cjy 'jXs>|ji>|D¿ 'jDy 'd i 'uy 'osjy 'ud(dA 'i||8tp|j 'nsnjADA :yAI9V$V NVaiHV^fU 'jog 'oiDSjog 'oyy 'jeAojıg 'aınjj 'D|p 'o>jS| ' ) ) y '| y 's q 'pj(ueA
'uıi| 'D |y 'ıuıj_ '>)!4!A 'uosDcpiD» 'iXd5 da¡jj¡y ç y g NVdlOS
nwnzoà NiNvownna
R it n m a ı
5 O C AK 2 0 0 0
ÇARŞAMBA
İstanbul
Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.'yi temsilen Doğan Yayın Holding A.Ş. adına
AYDIN DOĞAN Sorumlu M ü dü r DO Ğ A N SATMIŞ Editörler AYŞEN GÜR FERRUH YAZICI SOSİ DOLANOĞLU SERHAT ÖZTÜRK SERHAN YEDİG SİMTEN D A N IŞM A N (Kelebek)
Görsel Yönetmen ÜMİT KÜRÜZ
Polis-Adliye CELAL KORKUT
Reklam M üdürü FAZİLET YASAER
T Basıldığı Yen HÜRRİYET GAZETECİLİK VE MATBAACILIK A.Ş. TEL: Ó77 0 4 2 5 FAKS: 6 7 7 0 4 21
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi