• Sonuç bulunamadı

Bediüzzaman

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bediüzzaman"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

12/4/1960

'■ ■ ililir

A N K U R U

R A Û IP AKYAVA

Bediüzzaman

B"

|ir okuyucum, geçenlerde (Jrfa’da vefat eden Sait Nursi’ye neden sj dolayı Bediüzzaman denildiğini ve bu ünvanın kimlere verildi« ü ğini, şahsiyeti hakkında bir malûmata sahip olup olm adığım ı soruyor. Ü

Bediüzzaman, misli ve örneği olm ıyaıı, her bakımdan takdir ve tah« ¡J

sine lâyik olan adam demektir. Islâm tarihinde Bediüzzaman, Fahrülis« g

lâm, Şeyhülislâm, Şemsüreimme gibi tantanalı isimlerle yâd olunan g

büyük çapta âlimler vardır. Son Bediüzzamanın o Bedlüzzamanlarla bir g

hizada yürüyebilecek ilm i kudrette bir insan olduğunu sanmıyorum. g

Manıafi fik ri hamulesi, iyiliği ve kötülüğü hakkında da tam bir fikre §f sahip değilim.

•kinci Meşrutiyetin ilân edildiği o velveleli günlerde Dİvanyoiundatı ¡ j

i Bayazıt meydanına kadar gidip gelenler, acaip kıyafetli bir ada« ğ

ma dönüp dönüp bakarlardı. Orta boylu, zayıf, temiz yüzlü, Ingilizvarl ¡ f kırp ılm ış b ıyık lı, sakalsız, keçe külâhlı, beli kamalı, sırtında Şarka ¡ j mahsus cepken ve poturlu, ayaklarında rüğân çizmeler, koncunda bir p

kırbaç ve elinden düşmeyen sarı kehribar bir teşbih olduğu halde g

hemşehrileriyle birlikte bir aşağı bir yukarı dolaştığı günlerde onu =

hatırlarını. Bu garip kıyafetli adama Bediüzzaman Salt Kürdi derlerdi, g

O zamanlar Nursilİği falân yoktu, sonra çıktı.

Bediüzzaman Harbiye mektebini de ziyaret etmişti. Mektebin havuz« §j lu avlusunda «istib dadı yıktık, hürriyeti ilân ettik» diye kürt şivesiyle Ü nutuk söylediğini de hatırlarını. H er şeyi bildiği İçin ona Bediüzzaman ¡ f

diyorlar diye ağızlarda dolaşırdı. H iç unutmam bir gün nıüsellesat ¡g

dersine girmiş, talebeye bazı sualler sormuştu. Sorularından, cebir, he- §f sap gibi şeylere bigâne olm adığı anlaşılıyordu.

Kısa bir zaman sonra İstanbul’un ağzının tadını kaçıran 31 Mart ¡ j

vak'asiyle onu alâkalı gördüler, kurulan o korkunç Divan-ı Harbe ver- g

diler. Fakat alâkası sabit olmadı, serbest bırakıld ı ve ortalıktan sır- ü oldu gitti. Kala kala ismi kaldı.

G

el zaman git zaman mütareke devrinde aynı k ılık , aynı tavır ve g

edâ ile ortalıkta tekrar göründü. Darürhikmetürislâmiyeye âza İ tâyin olundu dediler. Şeyhülislâm kapısına vazife icabı gidip geldikçe i f

merhumun büyük çaptaki hocalarla görüştüğünü görürdüm. Fakat p

Bab-ı-AIiye uğradığını pek hatırlamıyorum.

Şeyhülislâm rahmetli Mustafa Sabri Efendinin Sadaret kaymakamlı« | ğı esnasında bir gün birlikte Bab>ı>Aliye geliyorduk. Bediüzzaman da g piyade kaldırımından geçiyordu. Efendi merhuma bu zat hakkında bir ¡f malûmat edinmek maksadiyle Bediüzzaman ne ola diye soracak oldum, i

Rahmetli asabi asabi ne olduğunu vallahi ben de bilmiyorum dedi. I

gtediüzzaman tekrar ortadan sıroldu ve bir daha görmedim, Son İ

D

zamanlarda muhalefet gazetelerinin maksatlı neşriyatında kul-

(

î lanıldı. Demokrat Partiye hücum vesilesi oldu. Fakat bu sefer Bediüzza« M

\ man unutulmuş, ortaya bir nurculuk çık arılm ıştı. Esasen tarikat ve M

j tasavvufla bir alâkam olmadığı için nurculuk hakkında da bir fik ir f j

edinmeye heveskâr olmadım. Meşhur sözdür. Şeyhim sen uçarmışsın I

demişler. H ayır biz uçmayız bizi müridlerlmiz uçurur demiş. g

4UIIIII!lllllll!!!lllllilll!llllllllll!lllltni ii!i!iHii!iinmmııııımımıııııııııııının!i!i

Kişisel A rşivle rde İstan bu l Belleği T a h a To ros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Etik Değer Sosyal Realite Şeriat-ı Müessis Şeriat-ı Muaddil Adalet-i Mahza Adalet-i İzafiye Adalet-i Mutlaka Adalet-i Nisbiye Hüsn-ü Hakiki (Hayr-ı Mahz) Ehven-i Şer

Yani, Âhirzaman’da ihtiyar kadınların, fıtraten zaîfe ve hassâse ve şefkatli olmalarından herkesten ziyade dinde- ki tesellî ve nura muhtaç oldukları gibi, herkesten ziya-

32.. 184 --- Gençlik Rehberi Ve evlâdlarını, o Zât-ı Rahîm-i Kerîm’in hediyeleri ol- duğu için kemâl-i şefkat ve merhamet ile onları sevmek ve muhafaza etmek,

Hem madem gündüz bedahetle güneşi gösterdiği gibi; zemin yüzünde, mevsimlerin tebeddülünde küllî ölmek ve dirilmekte, perde arkasında bir mutasarrıf gayet intizamla

Bediüzzaman Said Nursi’nin talebelerinden ve İstanbul İlim ve Kültür Vakfı Başkanı Mehmet Nuri Güleç (Fırıncı Abi)’nin onur ko- nuğu olduğu programa

Elbirliğiyle komü- nistlikle zehirlenen gençlerin ıslahına ve memleketin imanına ve Allah’ın birliğine hizmet edeyim.” diyerek bu hizmet uğruna hayatı müddetince

Bu çalışmada ilk olarak Bediüzzaman’ın İ’la-i Kelimetullah kavramına yüklediği anlam üzerinde durulacak daha sonra ise İ’la-i Kelimetullah safhasına ulaşabilmek

Paris’de bulunan Şerif Paşa’nın Boğos Nubar Paşa ile Kürd milleti nâm ve hesâbına olarak akdetdiği itilâf hakkında yazmış olduğumuz başmakalede bu itilâfın ciddî