TELEVİZYON-RADYO
•*>011.
i5»-«
H alit Refiğ, “H anım ”ı,
“Yorgun Savaşçı”y ı çektiği
r
düşlemiş
Röm orkörün ‘çektiği’ film
AHU ANTMEN_________
1989 Antalya Film Festivali’nde
Halit Refığ’e “ En İyi Yönetmen”
ödülü getiren filmi “Hanım”, TRT’de. Kansere yakalanmış yaş lı bir İstanbul hanımefendisi, bir Ankara kedisi ve tüm yaşantısı bir römorkör olan bir kaptan etrafın da gelişen Film; yaşlılık, hayvan sevgisi ve zamanla “yitip giden” insanca değerler gibi konulara bir bakış içeriyor. Halit Refiğ’in en
“kişisel” filmi.
Film üzerine Halit Refığ ile gö rüşmeye gittiğimizde, eşinin kedi leri ne kadar çok sevdiğini, nite kim “ Hanım”m senaryosunun oluşmasında Gülper Refiğ’in bir kediyi temel alarak yazdığı bir ki tabın katkılarım biliyorduk. Kapı sında bir kedi resmi ile “Dikkat
kedi var” uyarısı yazan evden içe ri girdiğimizde de köşede bir se pette uyuklayan, koltukları tırma layan, balkonda güneşlenen ner- deyse 15 kadar kedi karşıladı bi zi, Kedilerden açılan sohbet, H a nım filminin “başrol oyuncusu” Hanım adlı kediden açıldı. Refiğ, filmi için kedi ararken gelişen il ginç bir olayı anlattı:
“ Bizim aslında bir ‘legal’ kedi
miz vardı. Diğerleri (etraftaki ke dileri göstererek) mahallenin ke
dileri. 19S7’de Hanım’ın senaryo
suna çalışırken -o sıralar filmde oynatabileceğimiz bir Ankara ke disi arıyorduk- Giilper beni balko na çağırdı ve mavi / yeşil gözle riyle aşağıdan bize bakan bembe yaz bir kedi gösterdi: Mutlaka sa hipli bir kedidir diye düşünüyor duk ki otomobiller arasında gezi nen kedi ezilmesin diye bize geti rildi. Gülper, ‘Bak rolü duymuş, almaya gelmiş’ demişti. Ancak so
nuçta kediyi terbiye etmenin çok zor olacağını düşünerek 100 ka dar kedisi bulunan bir tanıdığımı zın ‘terbiyeli’ kedisini almaya ka
rar verdik. Bu arada (evdeki be yaz kediyi göstererek) role talip
kedi de bizim ‘legal’ kedimiz
ol-ki Olcay Hanım gibi), uzun süre dir birlikte film çevirmeyi tasar ladıkları Yıldız Kenter’in ciddi bir kaza geçirerek ölümden dönmesi ve “ öyle bir film yapsam ki için de bu kitapta okuduğum duyuşu verebilsem” dediği, eşinin yazdı ğı bir kitap...
Sonuç “ Hanım.” Filmde orta yaş ve daha yaşlıları hedef kitle seçtiğini söyleyen Halit Refiğ,
“Bugün A BD ve ABD etkisinde ki diğer ülkelerde, sinemayı ayakta tutan en büyük desteği oluşturan, 15-25 yaşlan arasındaki genç se yirciler. Ben “Hamm”ı yaparken bu gruba cazip gelmeyeceğini bi lerek girdim işe. Dünyadaki genç nüfus çoğunluğu oluşturuyor ve bugün ticari bir tasarım için genç nüfusa hitap edecek filmler yap mak daha “garantili” sonuçlar doğuruyor. Ama dünyada yaşlılar da var. Onların hayatla olan ilin tileri, çevrelerindeki dünyaya ba kış tarzları, kendi gençliklerinde ki dünyayla şimdiki dünya arasın daki fark karşısındaki tedirginlik leri, bir dünyanın kayboluşuyla birlikte kendi kayboluşlarını idrak etmenin acısı... Filmin çok büyük yatırımlarla gerçekleştirilmediği için zarar sağlamayacak, efendi, mütevazi, alçakgönüllü bir başa rı sağlamasını o seyirci sağladı.”
Son yıllarda çevrilen Türk film leri arasında hemen “fark edilen” Hanım’ın TRT’de gösterilmesi bir
“sürpriz” sayılıyor yazık ki... Halit Refiğ, TRT’yi değerlendirirken şunları söylüyor: '
“Liberal bir ekonomi ve parla menter bir demokrasisi olan bir ülkede, televizyonun devlet teke linde olması ve devletin oluşu dı şında radyo ve TV yayınlarına izin verilmemesi ve bunun bir anaya sa hükmü haline gelmiş olması ge rek liberal ekonomi gerekse par lamenter demokrasi ilkeleriyle çe lişir bir durumdur. Hukuken TRT’nin varlığı, Türkiye için önemli bir çelişkidir. TRT’de ça lışanların büyük bir kısmı, televiz yon idaresinin Ankara’da oluşun dan, kendilerinin de devlet memu ru oluşlarından bu meslek içinde bulunmaları, şuurlu ve şuur dışı olarak İstanbul’daki serbest sine ma piyasasına karşı bir düşman lık duygusu ortaya çıkarmaktadır. Tamamen özel teşebbüse dayanan sinemanın, televizyonla rekabet edemez durumundan âdeta gizli bir haz duydukları, sinemanın batmasından garip bir sadistçe ke yif duydukları izlenimi var. TRT, yalnız İsmail Cem ve Cengiz Ta- şer döneminde sinema piyasasının üstün vasıflı kişileriyle çalışmıştır.”
REFİĞ VE EŞİ — “Hanım” filminin oluşmasında Giilper Refiğ’in yazdığı ve yaşlı bir piyano öğretmeni ile kendisini konu alan bir ki tabın kalkılan var. (Fotoğraf: ARA GÜLER)
du.”
“Hanım” türünde bir film yap mak, Halit Refiğ’in 1979 yılında yakıldığı söylenilen “ Yorgun
Savaşçı” filmini çektiği sırada bir römorkörde yaptığı çalışmada ak lına gelmiş, 10 yıl sonra “Hanım” da kullanılacak römorkör ve onun yaşlı kaptanı, yönetmene “ölüm,
kayboluş, yok oluş” üzerine bir film yapmayı düşündürmüş. An cak o sıralar ve “ Hanım” filminin çevrildiği geçen yıla kadar, bir fil mi besleyecek kadar malzeme bu lamamış Refiğ. Yönetmenin “en
kişisel filmim” dediği “Hanım”ın ortaya çıkması gerçekten de yönet menin yaşadığı kişisel olaylardan ileri geliyor.
Senaryo oluşmadan önce Halit Refiğ’in aklında olanlar; 10 yıl ön cesinde ona ölümü düşündüren o eski römorkör, Kemal "Fahir'in eşi lin ve kendi annesinin herkesten izledikleri hastalıkları sonucu ya malarını yitirmeleri (aynı filmde