Tarihî Bahisler
Osmanlı Sarayında devlet
işlerinin görüldüğü yer:
Yazan: Halûk Y. Şshsuvaroğlu
Osmanlı imparatorluğunda urun asırlar devlet içleri sarayda kub be altında görülmüştü. Fatihin yap tırdığı ilk divan yeri Babüssaade ile, iç hazine arasında bulunuyor du. Atâ tarihi (orta kapının ıkı ta rafında henüz mevcud olan ve erki divan yeri tâbir olunan mermer di rekli sukuf ve civarı müzeyyen) yerden de bahsetmektedir.
Fatih kanunnamesinde divanı hü mayuna gelen vezirlerin, kazasker lerin ve defterdarların nasıl karşı lanacaklarından, divandaki oturuş sıralarından ve burada kım'erin ye mek yiyebileceğinden bahsedilmek tedir.
Bugünkü divan yeri 16- asırda Kanunî Sultan Süleyman tarafın dan inşa olunmuştu. Adalet kasri- le, iç hazine arasındaki sahayı krp lıyan kubbedtı yandan ve cephe den geniş pencerelerle ışık almak ta ve üç kubbeli kısmı ihtiva et mektedir.
I Divan yerinin birinci kısnjı ve zirlerin toplandığı yer, ikinci k'smı Sadreyn efendilerin adalet işlerini gördükleri yer, üçüncü kis m da divit odasıdır.
Kubbealtı binası muhtelif asır larda tamirler görmüş, bilhassa iç tezyinatı çok değişikliğe uğ-amış- tır. II. Dünya Harbinde Tnpkapı sarayında yapılan restoras; onlar sırasında kubbealtımn rokoko oy ma tahta kaplama tezyinatı kaldı rılarak sıvalar altından çıkarılan ilk nakışlar ihya edilmiş ve sad- r.âzamhrla, vezirlerin, kazaskerle rin oturdukları sedirler arkas'ndaki duvar kısmı da 16. asır çmilerile kaplanmıştır.
Kubbealtımn dışındaki divan kıs mına konulmuş ve III. Se'ı.-n, II. Mahmud tuğralı kitabeler binanın 1792 ve 1819 tarihlerinde yapılmış tamirlerinden bahsetmektedir.
Kubbealtı devlet islerinin görül düğü, bazı mahkemelerin yapıldığı sefirlerin kabul edildiği, zivafetlîrin verildiği, muahedelerin imzalandığı, harb müzakerelerinin yapıldığı bir yerdi.
Divanı hümayun erkânını, vezi riazam, kubbe vezirleri, kaptanı derya, Rumeli, Anadolu kazasker leri, nişancı, yeniçeri ağası, defter darlar, reisülküttab ve İstanbul ka dısı teşkil ederdi.
Padişahlar, divan toplantılarım adalet kasrından kubbealtma açıl mış bir kafes arkasından seyredar- lerdi. Fatih Sultan Mehmed ilk zamanlar divan toplantısına bizzat iştirak etmiş ve vezirlerde beraber oturmuştu. Fakat günün birinde divana giren bir çobanın (içinizde saadetlû Padişah hanginizdır) diye sorması Fatihin gururuna dokun muş ve divana bir pencere açtı rarak toplantılara kafes arkasından nezaret etmişti. Padişahlar kafes arkasından divana bazı işaretlerde de bulunurlardı. Kafesin iki defa kakılması divanın dağılmasına İşa rettir.
Divana iştirak eden kubbe vezir lerinin adedi muayyen değildi. Bun lar bazan dört olmuş, bazan altıya hattâ dokuza kadar çıkarılmıştı.
Divam hümayun cumartesi, pa zar, pazartesi ve salı olmak üzere haftada dört gün toplanırdı. Pazar ve sah günleri arz günleri idi. O gün divan erkânı merasim elbisele rini giyerler, saraya hususi bur me rasimle gelirlerdi.
Divan günleri sabah namazından sonra ocak ve bölük ağalan babı hümayun önünde dururlardı. Kub be vezirleri kapıya gelince yeniçeri «ğasile ve birbirlerile selâmlaşır- lardı. Herkes tamam olunca babı hümayun açılır ve beraber saray» girilirdi. Vezirler kubbealtı önün den hâzineye doğru dizilirler, ikinci vezir ileri çıkar babüssadeyi selâm lar, sonra hepsi kubbealtmdaki yer lerini alırlardı. Bu esnada mevsim yaz ise sakabaşı helvahaneden buz lu şerbetler, kış ise macunlar geti rirdi.
Veziriazamın saraya gelişini sa- kabaşı (buyur) diyerek divan er kânına duyururdu. O zaman hepsi yerlerinden kalkarlar, kubbealtımn kapısı önüne dizilirlerdi Veziri- âzam, vezirlerin önünden geçerek evvelâ Babüssaadeyi selâmlar, son ra vezirlere, kazaskerlere selâm verir ve kubbealtma girerdi. Bu esnada lıazinedarbaşı, hazine kapı sının mum mührünü veziriazama takdim eder o da mührii (tazim ile öpüp) iade ettikten sonra tekrar divan erkânım selâmlayıp 'yerini alırdı.
Herkes oturduktan sonra
vezirl-âzam sağma, soluna bakarak — Sa bahlarınız hayır olsun, derdi. Bu selâma divan erkânı ayağa kalka rak mukabele ederlerdi. 8u sırada divanhane civarında fethi şerif okunmağa bsşlar, muhzır ağası as kerin hüsnühaline işaret olmak ü- zeıe divan erkânına akide şeker leri dfğıtırdı. Bunları takiben de ikinci avluda bulunan yeniçeriler (seğirtip çorbalarını) kaparlardı (1). Bunlar bitince divan çalışmaları başlar, veziriazam davaları dinler, arzuhaller okunur, cezalar verilir, mansıblar tevcih olunurdu. Öğle vakti kubbealtma divan erkânı için üç sini kurulurdu. Birinde sadrı- âzamla nişancı ve başcieftardar, ka labalık fazla ise ikinci vezir, İkin cisinde kubbe vezirleri Ue, Ana dolu defterdarı, küçük defterdar, üçüncüsünde kazasker efendiler ye mek yerlerdi. Yemekten ronra di van bozulur, veziriazam ve divan erkânı gene merasimle subbealtını terkederlerdi.
Asırlarca kubbealtmda b'r çok mühim müzakereler yapumış, koca İmparatorluk buradan id ire olun muştu, bir çok siyasi nâdiselerln geçtiği divan yerinde bazı kanlı vak’alar da cereyan etmişti. 1604 yılında AnadoludaVi Vötütükierile şöhret alan Kasım Paşa I. Ahmed tarafından burada öldürrülmüştü.
Divan yerinde Kaşım Pyşenır> h- nüz soğumamış cesedi önünde Sa rıkçı Mustafa Paşa kaymakamlığa nasbolunmuş I. Alımed kendisine (eğer senin de bir fenalığın zuhur ederse bu yatah gibi kılıcıma uğ rarsın) demişti.
Sarıkçıma düşmanları kısa za manda kendisini gözden '¡üşürmüş ler ve (halk hakkında taaddivat-ı âzıme) yapıyor diye padişahı ga zaba getirmişlerdi.
11 ocak 1605 günü I. Ahmed ka zaskerleri huzuruna çağırmış ve sonra Mustafa Paşanın başını kes tirmiş, kesik baş kubbealtı sahan lığındaki çeşme önüne bırakılmıştı. Kavala beyinin başı da 1624 şu
batında kubbealtmda kesilmiş ve IV. Murad bu katli kafes arkasın dan seyretmişti.
Kubbealtımn 19. aşıra aid son hâtıraları arasında en mühiminim yeniçeriler kaldırıldıktan sonra II. Mshmudun burada yaptığı toplan tıdır.
Yeniçeriler kaldırıldıktan sonra sancakı şerif babüsaade önüne di kilmiş, altın taht da kubeaıtına ko nulmuştu. IL Mahmud tahta otur muş etrafını, sadnâzam, şeyhülis lâm, vezirler, kaz;skerler almıştı. Gene hükümdar burada devlet ve din adamlarına söylediği lutukta: (Cenabıhakka çok şükürler olsun ki bu kulunu ecdadı izamının nail olmadıkları fethi mübine mazhar kıldı. Sîzleri de bu hizmeti celilede bulundurdu. Allah cümlenizden razı olsun, sayiniz meşkûr olsun) diyor ve yeniçerilerin kaldırılmasın 7 n duyduğu memnuniyeti belirterek: (Bundan sonra ittihadı âra ile j- muru memleketi tanzim ve iba dullahın ahvalini ıslah edelim) te mennisinde bulunuyordu.
Abdülmecid devrinde, muayede resimlerinde vükelâ ve ulema kub- bealtsnda toplanır!-r, babüssaade önündeki merasime buradan gider lerdi. Kubbealtmda vükelâ heyeti en son olarak 31 ağustos 1876 «a toplanmıştı. O gün sadrı&zam Rüş tü Paşa, V. Muradın hastalığından ve iyiieşeu.eulği.ıclen baht Icrvlr şer’i şerif ne ise beyan buyrulsun diye sözü Şeyhülislâm Havruilah Efendiye bırakmış, Şeyhii'islâm da Fetvaemini Kara Halil Efendiye işaret etmişti. Fetvaemini, V. Mu radın hal’ine dair olan fetvayı o - kumuş, bunun üzerine Rüştü Pa şa ile, Mithat Paşa, hırıcai saadet dairesine giderek orada bu anan veliahd Abdülhamid Efendiyi Os
manlI tahtına devet etmişıerdi. (1) Divan günlerinden pazar ve sahlar arz günü ©Huğundan veziri azam ve divan e r tâ n o gün arz odasında padişahın huzuruna girer lerdi.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi