• Sonuç bulunamadı

The Study of the Emotional intensity of the University Students Over Emotional Words and Phrases

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "The Study of the Emotional intensity of the University Students Over Emotional Words and Phrases"

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

C ilt: II Sayı: 13

Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi

Vol : II No: 13

Turkish Psychological Counseling and Guidance Journal

Üniversite Öğrencilerinin Duygu İfade Eden Sözcük ve Deyimlere

Yükledikleri Duygu Yoğunluklarının İncelenmesi*

*

Aydoğan Aykut CEYHAN**

ÖZET

Bit araştırmada, üniversite Öğrencilerinin duy git ifade: eden sözcük ve deyimlere yükledikleri duygu yoğunluklarının öğrencilerin çeşitli nitelikleri açış m~ dan farklılık gösterip göstermediği incelenmiştir, Araştırm aya, 942 iin ivers ite Öğrencisi katılm ış ve Duygu İfade Eden Sözcük ve Deyimler Listesi'ni tamam­ lamıştır, Verilerin analizinde; Mann~ Whitney V Testi, Krııskal- Wallis Varyans Analizi ve ikili karşılaştır­ ın alan için de A Ipar (1998)4ar afindan öner ileneşitsizlik kullanılmıştır.

Araştırmanın sonucunda; sekiz duygu kategorisin­ deki 140 sözcük ve deyimin 73 'ünün (%52.14) duygu yoğunluğu yüklemelerinin cinsiyete göre farklılık gös­ terdiği, bununla birlikte, sözcük ve deyimlerin büyük çoğunluğunun s ın ıf düzeyine (%95.71), yaşamının çoğunu geçirdiği yerleşim birimine (%91,43), kendini

: girişken veya çekingen al gıkım a durum una (%>84.29),

iletişim güçlükleri yaşama derecesine (%94.29) ve duygularını rahatlıkla veya güçlükle ifade etme duru­ muna (%80.71) göre farklılık göstermediği bulunmuştur.

ANAHTAR SÖZCÜKLER:

Duygu ifade

eden sözcük ve deyimler, duygu yoğunluğu.

SUMMARY:

The Study o f the Emotional intensity o f the University Students Over Emotional

Words and Phrases

In this study\ it was investigated whether the univer­ sity students-employing emotion intensity: over emotion- : al words and phrases differ on the basis o f their various qualides. The research included 942: university students. In order to determine emotional intensity for each word and phrase which express emotions. The List o f Emotional: Words and Phrases was used: In data analy­ sis, Mann- Whitney U Test, Kruskal Wallis Variance

Analysis and The inequality proposed by Alpar (1998) for the paired comparison was used.

The results o f the study indicated that 73 (%52.14) o f all words and phrases (140) in eight emotional cateh-gories revealed difference according to gender o f university students; however, for the majority o f all words and phrases, it w asnot diferentiated by■ students-■ grades (%95.71), by the places where they had led:most o f their lives (%9!.43), by the perception o f themselves as extrovert or introvert (%84.29), by the degree o f experience o f communication difficulties(%94.29), by the expression o f their emotions with difficulty or ease (%80.71).

KEY WORDS:

Emotional words and phrases, emotional intensity.

GİRİŞ

Bireyler; kendisini harekete geçirmeye güdüleyen bir uyarıcı İle karşılaştığı zaman olumlu veya olumsuz duygular ifade etmektedirler. Böylece; mutluluk, gurur, üzüntü veya korku gibi duygular yaşayabilmektedirler (Carlson ve Buskist,1997). Bireyler, duygularını anadil­ lerini oluşturan sözcüksel kategorilere dayalı olarak algılamakta ve ifade etmektedirler. Her dilin sahip olduğu bir sözcük dağarcığı vardır ve diller, duygusal sözcük dağarcığının karakteri ve büyüklüğü açısından farklılık göstermektedirler. Özellikle, diller bilişsel olarak duygulan ifade eden sözcükler açısından çok büyük Ölçüde farklılaşmaktadırlar. Ancak, bir dildeki bir sözcük tarafından belirlilen belirli bir duyguyu ifade edecek bir sözcüğün diğer bir dilde bulunmayışı, bu dili kullanan kültürdeki insanların bu duyguyu yaşamadığı ve yaşamayacağı anlamına gelmemektedir. Bu çerçevede; araştırmalar, herhangi bir dildeki mevcut duygu sözcükleri grubunun kendine özgü olduğunu ve kültürün, insanların hissetme biçimleri üzerinde kendine özgü perspektifini yansıttığını ortaya koymaktadırlar (Wierzbicka, 1994).

*Bu çalışma, HİE Sosyal Bilim ler Enstitüsü'nde Pro f. Dr.N.Vo itan-A car dan ¡şmanhgmda yürütül en Doktora Tezininözetive AAUUisal: Psikolojik Danışma vc Rehberlik Kongresi'tide (15-17 Eylül 1999) sunulan bildiridir.

* *Y.Doç. Dr;,: Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi: Psikolojik Danışma vc Rehberlik Ana Bilim Dalı.

(2)

Aydoğan Aykut Ceyhan

Bireyler, belirli bir psikolojik duruma ilişkin bir sözcüğün, duygu kategorisinin oldukça iyi veya zayıf örneğini yansıttığı üzerinde uzlaşmaktadırlar. Buradan hareketle; bireylerin duygu terimlerini sınıflandırabil- diği, duyguların bir duygu sınıfının diğerlerinden daha temel olarak belirtilen bir hiyerarşik yapıya sahip olduğu ve bu duygu terimleri hiyerarşisinin açıklanması gerektiği belirtilmektedir (Shaver, Schwartz, Kİrson ve O'Connor, 1987). Bu çerçevede, Voitan-Acar (1987, 1990)'ın Türkçe duygu ifade eden sözcük ve deyimlerin anlamsal çözümlemesine ilişkin çalışmalarında, duygu İfade eden sözdük ve deyimler olumlu ve olumsuz olmak üzere iki genel kategoriye ayrılmıştır. Olumlu duygu kategorilerindeki sözcük ve deyimler yeterlilik, mutluluk temel duygu kategorilerine ve olumsuz duygu kategorilerindeki sözcük ve deyimler yetersizlik, mut­ suzluk, korku, kaygı, kuşku, öfke temel duygu kategori­ lerine ayrılarak; klinikçiler, anlambilimcİİer ve potan­ siyel danışanlar üzerinde anlam çözümlemeleri yapılmıştır. Benzer şekilde, Alîik ve Realo (1997)'nun ise çalışmalarında Estonca duygu durumunu yansıtan duygu sözcüklerinin bir hiyerarşik ağaç oluşturduk­ larını, bu hiyerarşik ağaca ilişkin en dikkat çekici yükle­ menin ağacın tepesine kadar aynı kalan gövdenin iki büyük kola (olumlu ve olumsuz duygu sözcükleri) ayrıl­ ması olduğunu, bu iki kolun ise yedi spesifik duygu grubuna (üç olumlu ve dört olumsuz duygu grubu) ayrıldığını; ayrıca, İngilizce ve Japonca'da da son derece benzer faktör yüklerinin elde edildiğini belirtmektedirler.

Duygu sözcük dağarcığı, olumlu ve olumsuz üst gruplar altında bir temel duygu (üzüntü, Öfke, korku ve mutluluk gibi) düzeyine sahiptir ve bu temel düzeyde de alt grup duygu sözcükleri bulunmaktadır. Araştırma sonuçları, duygusal yaşantının anlamlı bir şekilde temel duygu düzeyleri bakımından karekterize edilebildiğini ortaya koymaktadır. Alt grup düzeyde yer alan pek çok duygu sözcüğü temel duygulardan birini meydana getirmekte ve onların içeriğini ve yoğunluğunu belir­ lemektedirler. Duygu hiyerarşisinin temel düzeyinin kültürlere göre az veya çok aynı olacağı, halbuki, alt grup düzeyin oldukça farklı olacağı beklenmektedir. Temel düzey duygular, fiziksel temelli olma derecesi nedeniyle her yerde aynıdırlar. Ancak; alt grup duygu sözcükleri, temel düzeyin duygu yoğunluğu düzeylerini ve spesifik durumsal geçmişi yansıttıklarından dolayı kültürlere göre fark!Yaşabilmektedir (Shaver, Schwartz, ICirson ve O’Connor, 1987).

Böylece, sözel iletişimde duygusal paylaşımın etkin bir şekilde gerçekleşebilmesi için bireylerin yaşadıkları duyguları tam olarak ifade edebilmeleri ve dinleyicilerin bu duyguları aynı yoğunlukta anlayabildiklerini İlete­ bilmeleri gerekmektedir. Bundan dolayı, psikolojik danışmada danışan duygusuna nasıl tepkide bulu­ nacağını öğrenme konusunda yetişmekte olan danış­ manlara yardım etmek amacıyla duygu ifade eden sözcük listeleri oluşturulmaktadır (örneğin, Carkhuff, 1973; Gazda,1973; Hammond ve ark.,1973; Voltan- Acar,1987). Bu listelerdeki duygu kategorileri değişik­ lik göstermekle birlikte her bir duygu kategorisi değişik duygusal yoğunluk (emotional intensity) düzeylerine göre alt kategorilere ayrılmaktadır (Harris ve Packard, 1985). Böylece; bu listelerdeki duygu ifade eden sözcükleri dikkate alan danışman, danışanın ifade ettik­ lerinin aynen tekrarından kaçınmakta, terapötik iletişimi daha etkin hale getirebilmekte ve danışanı daha iyi anla­ yarak onda tam olarak anlaşıldığı hissi uyandırabilmek­ tedir. Psikolojik danışmanın, bunu gerçekleştirebilmesi için de belli gelişim düzeyine sahip bireylerin duygu ifade eden sözcük ve deyimleri hangi duygu yoğunluğu düzeyinde kullanabileceklerini kestirebilmesi gerek­ mektedir. Bunun için de, Türkçe'deki duygu ifade eden sözcük ve deyimlerin duygu yoğunluğunun farklılaşıp farklılaşmadığı belli gelişim dönemlerindeki bireyler için ortaya konması gerekmektedir.

Bu araştırmada, üniversite öğrencilerinin temel duygu kategorilerinde (yeterlilik, mutluluk, yetersizlik, mutsuzluk, korku, kaygı, kuşku ve öfke) yer alan sözcük ve deyimlere yükledikleri duygu yoğunluklarının bazı değişkenler (cinsiyet, sınıf düzeyi, yaşamın çoğunun geçirildiği yerleşim birimi, kendini girişken veya çekin­ gen olarak algılama durumu, iletişim güçlüklerinin yaşanma derecesi, duygularını güçlükle veya rahatlıkla ifade etme durumu) açısından farklılık gösterip göster­ mediği incelenmiştir.

YÖNTEM

Örneklem

Araştırmanın örneklemini, 1997-1998 öğretim yılı bahar döneminde Anadolu Üniversitesi'ndeki Edebiyat, Eğitim, Fen, Hukuk ve İletişim Fakülteleri'nin lisans programlarına devam eden, öğrenimine yeni başlamış hazırlık veya I. sınıf Öğrencileri ile EV. sınıf

(3)

öğrenci-Üniversite Öğrencilerinin Duygu İfade Eden Sözcük ve Deyimlere Yükledikleri Duygu Yoğıınkıklannın İncelenmesi

I er i n den; uygulaman ı n planlandığı d ers saatinde hazır bulunan öğrenciler oluşturmuştur. Böylece, toplam 996: üniversite öğrencisi araştırmaya katılmıştır; Ancak, ista­ tistiksel işlemler 942 öğrenci üzerinde gerçekleştirilebilmiştir.

Veri Toplama Araçları Kişisel Bilgi Formu

Araştırmacı tarafından üniversite öğrencilerinin kişisel ve sosyal niteliklerine ilişkin ; bilgilerini: ortaya koyacak biçimde Kişisel Bilgi Formu hazırlanmıştır,

Duygu İfade Eden Sözcük ve Deyimler Listesi Duygu İfade Eden Sözcük ve Deyimler Listesi, bireylerin duygu ifade eden sö/.ciik ve deyimlere yük­ ledikleri duygu yoğunluklarım (şiddetlerini) belirlemek amacıyla: geliştirilmiştir. Bu listedeki: Türkçe'de kul­ lanılmakta olan duygu ifade eden sözcük ve deyimler; Voltan-Acar'a (1987):ait liste: dikkate alınarak, uzmanlar ve üniversite öğrencilerine yönelik ön denemeler sonu­ cunda, sekiz duygu kategorisi halinde sini ilanın ıştır. Listede, duygu ifade eden sözcük ve deyimler olumlu ve olumsuz duygu kategorileri olarak iki genel gruba ayrıl­ makladır. Olumlu duygu kategorilerini, yeterlilik ve mutluluk kategorileri; oiumsuz duygu kategorilerini ise, yetersizlik, mutsuzluk, korku, kaygı, kuşku ve öfke kategorileri oluşturmaktadır.

Listede; yeterlilik kategorisinde 9, mutluluk kate­ gorisinde 23 duygu; ifade: eden sözcük yer alırken; yeter­ sizlik kategorisinde 17, mutsuzluk kategorisinde 36, korku kategorisinde 11, kaygı kategorisinde 9, kuşku kategorisinde 9 ve öfke kategorisinde 26 sözcük ve deyim bulunmaktadır. Listenin tamamını ise sekiz duygu kategorisinde yer alan toplam 140 sözcük ve deyim oluşturmaktadır, Bireyler;: duygu kategorilerinde: yer alan sözcük:ve: deyimlerin her birinin kendileri için bu kategoriyi hangi yoğunlukta ifade ettiğini belir­ lemektedirler, Bunun içinde; tüm: kategorilerde yer:alan her bir: sözcük ve deyimin bulunduğu kategoriyi hangi: yoğunlukta İfade; ettiği,: yedili: yatay grafiksek derece­ lendirme ölçeğindeki i'den 7'ye kadar olan sayısal değerlerden: biri: (1 cn az, 4 orta ve 7 cıı çok yoğunluğu ifade ettiği dikkate alınarak) ile derecelendirilmektedir.

Uygulama

Araştırmada veri toplama araçları; örneklemde yer alan fakültelerdeki programların belirlenen ders saat­ lerinde derste hazır bulunan öğrencilere araştırıcı

tarafından uygulanmıştır. Uygulama, 1997-1998 öğre­ tim yılı Şubat-Maıl ayları arasında gerçekleştirilmiştir. Uy gıdam a: esnasında öğren çilerin anlamadıkları sözcük ve deyim olursa boş bırakmaları istenmiştir.

Verilerin Çözümlenmesi

; Araştırın ada, üstenin bi r derece! end irme ölçeği olması nedeniyle verilerin analizinde parametrik olmayan testlerden yararlanılmıştır. Parametrik olmayan testlerden: ise bağımsız İki: grubun karşılaştırılmasında Mann-Whitney U fesli ve ikiden fazla grubun birbir­ lerinden farklılaşıp farklılaşmadığının belirlenmesinde Kruskal-Wa il i s V aryans Anal i zi k u 11 an ı İm ıştır (Alpar, 1998; Siegel,1977). Bu istatistiksel çözümlemeler için önemlilik düzeyi ,05 olarak alınmıştır. Kruskal-Wallis Testi ile gruplar arasında önemli bir farklılık bulunduğu durumlarda ise ikili karşılaştırmalar için, Alpar (1998:146-149) tarafından önerilen eşitsizlik kul­ lanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulguların yorum­ lanmasında, olumlu (yeterlilik, mutluluk) ve olumsuz (yetersizlik, mutsuzluk, korku, kaygı, kuşku ve Öfke) duygu kategorilerinde yer alan sözcük ve deyimlerin ne kadarının anlamlı farklılık gösterip göstermediği yüzde olarak ortaya konmuştur.

BULG U LA R

Araştırmada elde edilen bulgulara ilişkin ulaşılan sonuçlar aşağıda sunulmuştur.

LCinsiyete Göre Duygu Kategorilerinde Yer Alan Sözcük ve Deyimlere İlişkin Bulgular

Araştırmada, üniversite öğrencilerinin her bir duygu kategorisinde (yeterlilik, mutluluk, yetersizlik, mutsuz­ luk, korku, kaygı, kuşku ve öfke duygu kategorisi) yer alan sözcük ve deyimlerin her birine yükledikleri duygu yoğunluklarının cinsiyetlerine göre değişiklik gösterip göstermediğine ilişkin bulgular Tablo 1 ’de gösterilmiştir.

Tablo İ incelendiğinde; kızların olumlu duygu kate­ gorilerinde (yeterlilik ve mutluluk) yer alan 32 sözcük ve deyimden 18'inde (%56.25), olumsuz duygu katego­ rilerinde (yetersizlik, mutsuzluk, korku, kaygı, kuşku ve öfke) yer alan 108 sözcük ve deyimden 52’sinde (%48.15) ve tüm kategorilerde yer alan 140 sözcük ve deyi m den 70' in d e (%50) duygu kategorisini i fade: etm e yoğunluğunun: erkeklerden daha -fazla olduğu; erkek-;:

(4)

Aydoğan Aykut Ceyhan

ierİn ise sadece olumsuz duygu kategorilerinden yeter­ sizlik ve Öfke kategorilerindeki 3 sözcük ve deyimde (%2.I4) duygu kategorisini ifade etme yoğunluğunun kızlardan daha fazla olduğu görülmektedir. Ayrıca, olumlu duygu kategorilerinde yer alan sözcük ve de­ yimlerin 14'ünde (%43,75), olumsuz duygu kategori­ lerinde yer alan sözcük deyimlerin 53'ünde (%49.Ö7) ve tüm kategorilerdeki 140 sözcük ve deyimin 67'sinde

(%47.86) duygu yoğunluğunun cinsiyete göre farklılaş­ madığı da anlaşılmaktadır.

Araştırma, cinsiyet açısından kızların tüm kategori­ lerdeki sözcük ve deyimlere (%50.00) genel olarak erkeklerden daha çok duygu yoğunluğu yüklediklerini ortaya koymaktadır.

Tablo 1 - Cinsiyete Göre Olumlu Duygu Kategorilerinde Yer Alan Duygu İfade Eden Sözcük ve Deyimlere Yüklenen Duygu Yoğunluklarına İlişkin Mann-Whitney U Testi Sonuçları

Anlamlı Çıkanlar Anlamsız Çıkanlar

Kızların Erkeklere Göre Daha Çok Dııygu Yoğunluğu Yükledikleri Sözcük ve Deyimler

Erkeklerin Kızlara Göre Daha Çok Duygu Yoğunluğu Yükledikleri

Sözcük ve Deyimler

Cinsiyete Göre Anlamlı Bir Farklılık Çıkmayan Sözcük ve

Deyimler Yeterlilik (rt-9) Üstesinden gelmek, Başa çıkmak. Kendine güvenli Güçlü, Cesur, Becerikli, Kuvvetli,

Yetenekli, Korkusuz (6)

Mutluluk (n=23)

Ayakları yerden kesilmek, Yüzü gülmek, Ağzı Ağzına kavuşmamak. Düğün bayram etmek, Gözlerinin içi gütmek. Sevinçli olmak. Havalarda uçmak, Ağzı kulak­ larına varmak, Coşkulu olmak, İçi içine sığmamak, Kabına sığmamak, Mutluluktan uçmak. Neşeli olmak. Dünyalar onun olmak. Sevinçten ölecekmiş gibi olmak (15)

Etekleri zil çalmak, Mest olmak. Keyifli olmak, Bayram yapmak Huzurlu olmak. Zevk almak, Kanı kaynamak. Zevkten dört köşe olmak (8)

Olumlu Duygu

K at n (32) (%) 18(%56,25) 14(%43.75)

Yetersizlik (n=17)

Kendine güvensiz (İ) Aptal(l) Baş edemez, Çeiİmsiz,Becerİksız, Yararsız, Küçülmüş, Yeteneksiz, Kimsesiz, Çaresiz, Zayıf, Güçsüz, Akılsız, Aciz, Hünersiz, Değersiz, Zavallı (15)

Mutluluk {n=26)

İçine acı çökmek, Ağzının tadı kaçmak, İncinmek Gönül kırılmak, Acı çekmek. Gamlı olmak, İçi karar­ mak, Kırgın olmak, Kaderine küsmek, Yüreğine işle­ mek,İçi: kan: ağlamak;:Karamsar olmak-^Neşesiz: olmak Umduğunu bu 1 amaınak, İçi sızlamak. Üzgün olmak. Yemeden içmeden kesilmek, Karadeniz’de gemileri batmak

Rahatsız olmak, Yüreği yanmak, Ağzın t bıçak açmamak. Canından bezmek, Düııyası kararmak. Ağlayası : gelmek, Çile çekmek, Kederlenmek. Elemli olmak. Kahrolmak, Dünyası zindan olmak, Perişan olmak, İçine ateş düşmek, Bağrına taş basmak, Cam sıkılmak, Yas tutmak, Ciğeri parçalanmak, Izdırap çekmek (18) Korku (11=4 1)

Büz kesilmek. Soluğu kesilmek. Yüreği ağzına gelmek Ateş: basmak, Küçü k di i in i yutmak. Dona kalmak (6)

Ürpermek, Gözü korkmak, İr-kilmek, Soğuk terler dökmek, İçi cız etmek (5) Kaygı (n=9) Yüreği daralmak, Panik:içinde kalmak, '¡'edilgin olmak.. Üstüne fenalık gelmek. İçi sıkılmak. Endişelenmek.

Sıkıntı basmak (7)

Etekleri tutuşmak, Telaşlanmak (2)

Kuşku (n=9)

Beynini kemirmek, Merakla kalmak, İçi içini yemek. Şüphelenmek, Kurun tu! anmak, İçine kurt düşmek, Aklı karışmak, Kafası btıtanmak(8)

Tereddine düşmek (1)

Ö fke (n= 26)

Tepesi atmak, Bağırıp çağırmak, Kızgın olmak. Burnundan solumak, Küplere binmek, Kıyametle! koparmak, Çileden çıkmak, Ateş püskütmek, Cinleri tepesine çıkmak, Parlamak, Hiddetlenmek, Siııirli olmak, Hırçın olmak (13)

Gözünü kan bürümek, Düşm anca olmak (2)

Ağzına geleni söylemek. Sigortaları atmak. Kin duymak, Barut fıçısı gibi olmak, Gö/.ii dönmek, Tepesinin tası atmak. Dinden İmandan çıkmak, Ateş almak, Zıvanadan çıkmak, Beynine kan sıçramak, Nefret dolu olmak (11) Olumsuz Duygu Kat. ıı (108) (%) 52(%48,15) 3{%2.28) 53(%49.07) TOPLAM n (140) (%) 70(% 50.00) 3(%2.I4) 67(%47.86) *(n) sözcük ve deyim sayısı

(5)

Üniversite öğrencilerinin Duygu ifade Eden Sözcük ve Deyimlere Yükledikleri Duygu Yoğunluklarının İncelenmesi

2. Smıf Düzeyine Göre Duygu Kategorilerinde Yer Alan Sözcük ve Deyimlere İlişkin Bulgular

Araştırmada* üniversiteöğrencilerinin her bir duygu kategorisinde yer alan sözcük ve deyimlerin her birine yükledikleri duygu yoğunluklarının smıf düzeylerine göre değişiklik gösterip göstermediğine: ilişkin bulgular Tablo 2'de gösterilmiştir.

Araştırma, sınsf düzeyi açısından öğrencilerin temci duygu kategorilerindeki sözcük ve deyimlerin büyük çoğunluğunda (%95,71) onların ifade ettiği duygu yoğunluğu açısından farklılaşmadığını, az sayıda fark­ lılaşan sözcük ve deyimlerin çoğunluğunun ise dördüncü sınıfa devam eden öğrencilerde daha çok duygu yoğunluğu ifade: etme yönünde olduğunu göster­ mektedir.

Tablo 2 - Sınıf Düzeylerine Göre Duygu Kategorilerinde Yer Alan Duygu İfade Eden Sözcük ve Deyimlere Yüklenen Duygu Yoğunluklarına İlişkin Mann-Whitney U Testi Sonuçları

Anlamlı Çıkanlar İV. Sınıfların, :Hazırlık/l. Sınıflara Göre

Daha Çok Duygu Y oğunluğu Yükledikleri Sözcük ve Deyim ler

llazırhk/I.Sınıfların, İV. Sınıflara :: Göre Dalıa Çok Duygu Yoğunluğu

Yükledikleri Sözcük ve Deyim ler

:YY7feterlilİk:ri=9ÇT^

Mutluluk n=23 M est olmak (1)

Olumlu Duygu Kat. n (3 2 ) (%) VTT YY İu T;. YÜÇ;: Y etersizlik (n= 17) Y eteneksiz (1)

M utsuzluk (n= 36) Bağrına taş basmak (1) Gamlı olmak (1) Korku (n= i l )

Kaygı (n=9) Sıkıntı basmak (1) Y T Kuşku (hri9)TÇÇÇÇÇTY^ Tereddüte düşm ek (1)

; - s ; .O f lc e : '( h = 2 6 ) ^

Olumsuz Duygu Kat. n (108)(%)

m m m

10 - 9 3 )

TOPLAM n (140)(%) 5 (%3.57) 1 (%.71)

*Anlamsız Çıkanlar n~134 (%95.71)

3. Yaşamın Çoğunun Geçirildiği Yerleşim Biri­ mine Göre Duygu Kategorilerinde Yer Alan Sözcük ve Deyimlere İlişkin Bulgular

Araştırmada, üniversite öğrencilerinin her bir duygu kategorisinde yer alan sözcük ve deyimlerr İter birine yükledikleri dııygıı yoğunluklarının yaşamının çoğunu geçirdiği yerleşim: birimi nitelİğine::göre değişiklik: gös­ terip göstermediğine ilişkin bulgular Tablo 3 ’de göste­ rilmiştir.

Tablo 3 incelendiğinde; olumlu duygu kategori­ lerinde yer alan 32 sözcük ve deyimden yeterlilik kate­ gorisinden toplam altı (%J8.75) sözcük ve deyimin yaşamının çoğunu geçirdiği yerleşim birimine göre fark­ lılaştığı; bu farklılıkların kaynağı incelendiğinde her bir Tablo 2 incelendiğinde, IV. sınıfların olumlu duygu

kategorilerinde yer alan 32 sözcük ve deyimden sadece mutluluk kategorisindeki bir deyimde;: olumsuz duygu kategorilerinde yer alan 108 sözcük ve deyimden yeter­ sizlik, mutsuzluk, kaygı, kuşku kategorilerinden birer: tane olmak üzere toplam 4 sözcük:ve deyimde; ve tüm kategorilerde yer alan 140 sözcük ve deyimden 5’inde (%3.57) duygu kategorisini ifade etme yoğunluğunun hazırlık veya 1. sınıf öğrencilerinden daha fazla olduğu: hazırlık veya 1. sınıf öğrencilerinin ise sadece mutsuz­ luk kategorisindeki bir deyimde duygu kategorisini ifade etme yoğunluğunun IV. sınıf öğrencilerinden daha fazla olduğu görülmektedir. Ayrıca, tüm kategorilerdeki 140 sözcük ve deyimin 134'ünde (%95.71) duygu yoğunluğunun öğrencilerin sınıf düzeyine göre fark- lılaşmamaktadır.

(6)

Aydoğan Ay küf. Ceyhan

sözcük ve deyime göre farklılık gösteren grupların değişmekte olduğu; ancak genel eğilimin, bu sözcük ve deyimlerin ifade ettiği yoğunluğun yaşamının çoğunun geçirildiği çok büyük şehir yönünde artma, köy-kasaba yönünde ise azalma olduğu anlaşılmaktadır.

* A n lam sız Çıkanlar n = 128 (% 9Î,43)

Aynı zamanda, olumsuz duygu kategorilerinde yer alan 108 sözcük ve deyimden toplam altı (%5.56) sözcük ve deyim yaşamın çoğunu geçirildiği yerleşim birimine göre farklılaştığı; bu farklılıkların kaynağı incelendiğinde her bir sözcük ve deyime göre farklılık gösteren grupların değişmekte olduğu; ancak genel eği­ limin, bu sözcük ve deyimlerin ifade ettiği yoğunluğun yaşamın çoğunun geçirildiği çok büyük şehir yönünde

artma, köy-kasaba yönünde İse azalma biçiminde olduğu; bununla birlikte, yeterlilik kategorisindeki "kimsesiz" sözcüğünde ve kuşku kategorisindeki "aklı karışmak" deyiminde ise bunun tersi bir durumun olduğu görülmektedir.

Tüm kategorilerde yer alan 140 sözcük ve deyimden 12’sİnde (%8.57) öğrencilerin duygu kategorisini ifade etme yoğunluğunun yaşamının çoğunu geçirdiği yer­ leşim birimine göre farklılık gösterdiği ve 128'inde (%91.43) İse duygu yoğunluğunun öğrencilerin yaşamının çoğunu geçirdiği yerleşim birimine göre fark­ lı laşmad iği anlaşılmıştır. Böyleec; araştırma, yaş amin çoğunun; geçirildiği yerleşim birimi açısından: bireylerin: Tablo 3 - Yaşamın Çoğunun Geçirildiği Yerleşim Birimine Göre Duygu Kategorilerinde Yer Alan Duygu İfade Eden Sözcük ve Deyimlere Yüklenen Duygu Yoğunluklarına İlişkin Anlamlı Çıkan Kmskal-Wal!is Varyans Analizi Sonuçlan İle Sonrasında Yapılan İkili Karşılaştırmalara ilişkin Anlamlı Çıkan Sonuçlar

Anlam lı Çıkanlar

Yerleşim Birimine Göre KW Varyans Analizi Sonucunda Anlamlı Çıkan Duygu İfade Eden Sözcük ve D eyim ler

KW Analizi Sonrası Yapılan İkili Karşılaştırmalardan Anlamlı Çıkanlara İlişkin Sonuçların Sıralama

Ortalamalarının Yönü

Yeterlilik (n=9)

Becerildi Ç ok Büyük Şchir> Köy-Kasaba, Büyük Şehir Yetenekli Çok Büyük Şehir> Köy-Kasaba.Küçiik Şeh İr, Köy-K asaba

Ayaklan yerden kesilmek Çok Büyük Şelıir> Köy-Kasaba, Büyük Şehir Havalarda uçmak

Mutluluktan uçmak Çok Büyük Şehir > Köy-Kas ab a. Büyük Şeh ir, Küçük şehir Kanı kaynamak Çok Büyük Şehir> Köy-Kasaba, Küçük Şehir

O lu m lu D. K a t n (32) (% ) 6 (% 18.75)

Yetersizlik (n~17)

Köy-Kasaba> Çok Büyük Şehir, Büyük Şehir

K im sesiz Küçük Şchir> Ç ok Büyük Şehir, Büyük Şehir H ünersiz Ç ok Büyük Şehir> Küçük Şehir, Büyük Şehir

M utsuzluk (n= 36) Ağlayası gelm ek Çok Büyük Şehir> Köy-Kasaba, Büyük Şehir, Küçük Şehi Korku ( n - I l)

Kaygı (n=9)

Endişelenmek Küçük Şehir> Küy-Kasaba, Büyük Şehir Telaş! anmak Küçük Şehir> Küy-Kasaba, Büyük Şehir

Kuşku (n=9) Aklı karışmak Köy -Kasaba> Çok Büyük Şehir. Küçük Şehir. Büyük Şehir Öfke (n= 26) ; 1 ® 8 I İ İ i R l I l S l l l f i İ l I ;

O lu m su z D .K a t n (1 0 8 ) (%]

(7)

Üniversite öğrencilerinin Duygu İfade Eden Sözcük ve Deyimlere Yükledikleri Duygu Yoğunluklarının İncelenmesi:

temel duygu kategorilerinde yer: alan sözcük ve: deyim­ lerin: büyük çoğunluğunda:: (%91.43) anlamlı olarak farklılaşmadığım ortaya koymaktadır.

4. Kendini Girişken veya Çekingen O larak Algı­ lama D urum una Göre Duygu K ategorilerinde Yer Alan Sözcük ve Deyimlere İlişkin Bulgular

: Araştırmada, üniversite: öğrencilerinin heıv bir: duygu yer alan: sözcük: ve deyimlerin her birine yükledikleri duygu yoğunluklarının kendilerini girişken veya çekin­ gen olarak algılamalarına göre değişiklik gösterip göstermediğine ilişkin bulgular Tablo 4'de

gösterilmiştir.-gorisini ifade etme yoğunluğunun kendini çekingen olarak algılayanlardan daha fazla olduğu; kendilerini çekingen olarak algılayanların ise sadece olumsuz duygu kategorilerinden mutsuzluk, korku, kaygı ve öfke kategorilerindeki 5 sözcük ve deyimde (%4.63) duygu kategorisini ifade etme yoğunluğunun kendini giişken o i arak algıl ayanlardan daha fazl a olduğu görü 1 inektedir. Ayrıca, tüm kategorilerdeki 140 sözcük ve deyimin 118'inde (%84.29) duygu yoğunluğunun kendini girişken veya çekingen olarak algılama durumuna göre farklı laşmamaktadır.

Tablo 4 - Kendini Girişken veya Çekingen Olarak Algılama Durumuna Göre Duygu Kategorilerinde Yer Alan Duygu İfade Eden Sözcük ve Deyimlere Yüklenen Duygu Yoğıınluklarına İlişkin Mann-Whitney U Testi Sonuçları

Anlamlı Çıkanlar Girişken Algılayanların Çekingen

Algılayanlara Göre Daha Çok Duygu Y oğunluğu Yükledikleri Sözcük ve

Deyim ler

Çekingen Algılayanların Girişken Algılayanlara Göre Daha Ç ok Duygu

Y oğunluğu Yükledikleri Sözcük ve Deyim ler

Yeterlilik (n=9)

Güçlü, Cesur, Kuvvetli, Y etenekli, Korkusuz, Üstesinden gelm ek, Başa çıkmak. Kendine güvenli (8)

M utluluk (n= 23)

Ayaklan yerden kesilm ek,Y üzü gülmek, M est olmak,Zevk almak,Kanı kaynamak

Olumlu Duygu Kat. n {32){%> Çİ3V.%;40)63^ Yetersizlik (n=17)

M utsuzluk ( n=36) İncinmek (1) Kaderine küsmek (1)

Korku (n = l 1) Küçük dilini yutmak (1)

Kaygı (n=9) Panik için de kalmak,Elekleri tııUışm ak (2) Kuşku (n=93

Öfke (n= 26) Tepesi atmak,Bağırıp çağırmak. Sinirli olmak (3)

Düşm anca olmak (1)

O lu m su z D u ygu Kat. n (108 %) 4 (% 3.70) 5 (% 4.63)

T O P L A M 17 (% Î2 .1 4 ) 5 (% 3.57)

: ^Anlamsız Çıkanlar r r l 18 (%84.29)

Tablo 4 incelendiğinde; kendini girişken olarak olarak algılayanların olumlu duygu kategori ierindemyer alan 32 sözcük ve deyimden TS'ünde (%40.63), olumsuz duygu kategorilerinde yer alan 108 sözcük ve deyimden sadece 4'ünde (%3.70) ve tüm kategorilerde yer alan 140 sözcük ve deyimden 17’sİnde (% 12.14) duygu

kate-5. Sosyal İlişkilerinde K ullandığı Sözcük ve Deyimlerden Dolayı İletişim G üçlükleri Y aşam a Derecelerine G öre Duygu K ategorilerinde Yer Alan Sözcük ve Deyimlere İlişkin Bulgular

Araştırmada, üniversite öğrencilerinin her bir duygu

(8)

Aydoğan Aykut Ceyhan

kategorisinde yer alan sözcük ve deyimlerin her birine yükledikleri duygu yoğunluklarının iletişim güçlükleri yaşama derecelerine göre değişiklik gösterip göster­ mediğine İlişkin bulgular Tablo 5 'de gösterilmiştir.

Tablo 5 incelendiğinde; olumlu duygu kategori­ lerinde (yeterlilik ve mutluluk) yer alan 32 sözcük ve deyimden toplam beş (% 15.63) sözcük ve deyimin iletişim güçlükleri yaşama derecelerine göre fark­ lılaştığı; bu farklılıkların kaynağı İncelendiğinde bu sözcük ve deyimlerin ifade ettiği yoğunluğun genel eğiliminin, sosyal İlişkilerinde kullandığı sözcük ve deyimlerden dolayı iletişim güçlüklerini hiç yaşamayan­ lardan, bazen yaşayanlar ve sıklıkla yaşayanlara doğru bir azalma gösterdiği görülmektedir.

Olumsuz duygu kategorilerinde (yetersizlik, mutsuz­ luk, korku, kaygı, kuşku ve öfke) yer alan 108 sözcük ve deyimden mutsuzluk ve korku kategorilerinden olmak üzere toplam üç (%2.78) sözcük ve deyimin iletişim güçlükleri yaşama derecesine göre farklılaştığı; bu fark­ lılıkların kaynağı incelendiğinde bu sözcük ve deyim­ lerin ifade ettiği yoğunluğun genel eğiliminin, sosyal ilişkilerinde kullandığı sözcük ve deyimlerden dolayı iletişim güçlüklerini yaşamayanlardan, bazen yaşayan­ lar ve sıklıkla yaşayanlara doğru bir artma gösterdiği görülmektedir.

Tüm kategorilerde yer alan 140 sözcük ve deyimden 8'inde (%5.71) öğrencilerin duygu kategorisini ifade etme yoğunluğu iletişim güçlükleri yaşama derecelerine göre farklılık göstermekte ve 132'sînde (%94.29) duygu Tablo 5 - Sosyal ilişkilerinde Kullandığı Sözcük ve Deyimlerden Dolayı İletişim Güçlükleri Yaşama Derecelerine Göre Duygu Kategorilerinde Yer Alan Duygu İfade Eden Sözcük ve Deyimlere Yüklenen DuyguYoğunluklarma ilişkin Anlamlı Çıkan Kruskal-Wallis Varyans Analizi Sonuçları İle Sonrasında Yapılan İkili Karşılaştırmalara İlişkin Anlamlı Çıkan Sonuçlar

Anlamlı Çıkanlar İletişim Güçlükleri Yaşama

D erecelerine Göre KW Varyans Analizi Sonucunda Anlamlı Çıkan Duygu İfade Eden Sözcük ve Deyim ler

KW A nalizi Sonucu Yapılan İkili Karşılaştırmalardan A nlam lı Çıkanlara İlişkin

Sonuçların Sıralama Ortalamalarının Y önü

Yeterlilik (n= 9)

Yetenekli Kendine güvenli

Bazen yaşayan >S ıkhk la yaşayan.H iç yaşamayan Hiç yaşamayan> Bazen yaşayan

Üstesinden gelm ek

Bazen yaşayan >Sı!dıkla yaşayan.H iç yaşamayan Mutluluk (n = 23) Havalarda uçmak

A ğzı, kulaklarına varmak O lu m lu D u y g u ( 32) (% )

Y etersizlik (n=l 7) M utsuzluk (n= 36)

Karamsar olmak Sıklıkla yaşayan >H iç yaşamayan Umduğunu bulamamak

Sık lıkla yaşayan >B azen yaşayan. H iç yaşamayan Korku (n = l i ) D o n a k alm ak Kaygı (n= 9) Kuşku (n= 9)

i:IlllilS®llfllli

Öfke (n=26) Olumsuz Duygu n (108) (%) TOPLAM n(140)(%) 8 (%5.71) * Anlamsız Çıkanlar n=132 (%94.29)

(9)

Üniversite Öğrencilerinin Duygu İfade Eden Sözcük ve Deyimlere Yükledikleri Duygu Yoğunluklarının İncelenmesi

yoğunluğu öğrencilerin: İletişim: güçlükleri yaşama dere­ celerine göre farkhlaşmamaktadır.

Anştırnıa, sonuçlan, sosyal ilişkilerinde kullandık­ ları sözcük; ve deyimlerden dolayr iletişim güçlükleri yaşama derecesi açısından öğrencilerin temel duygu kategorilerinde yer alan: sö/.ciik ve deyimlerin büyük çoğunluğunda (%94.29) farklılaşmadığın! ortaya koy­ maktadır.

6. Duygularını Güçlükle veya Rahatlıkla İfade Etm e D urum una Göre Duygu K ategorilerinde Yer Alan Sözcük ve Deyimlere ilişkin Bulgular

Araştırmada, üniversite öğrencilerinin her bir duygu kategorisinde:yer alan sözcük ve deyimlerin her birine yükledikleri duygu yoğunluklannrn duygularım:güçlük- le veya rahatlıkla ifade etme durumuna göre değişiklik gösterip göstermediğine ilişkin bulgular Tablo 6’da gös­ terilmiştir.

kablo 6 incelendiğinde; duygularını rahatlıkla ifade etmekle olan öğrencilerin, olumlu duygu yer alan 32 s özcük ve d ey i m den,: toplam 20‘sinde (%62.5 0), ol ¡.un­ suz, dııygıı kategorilerinde 108 sözcük ve deyimden ise mutsuzluk, korku, kuşku ve ölke kategorisinde yer alan 7'sinde (%6.48) ve tüm kategorilerde yer alan İ4Ö sözcük ve deyimden 27'sinde (% 19.29) duygu kate­ gorisin i ifade eline yoğunluğunun duygulanın güçlükle; ifade eden öğrencilerden daha fazla olduğu görülmekte­ dir. Ayrıca, olumlu duygu kategorilerinde yer alan sözcük ve deyimlerin sadece Î2'sinde (%37.5), olumsuz duygu kategorilerinde yer alan sözcük deyimlerin 101 ’inde (%93,52) ve tüm kategorilerdeki 140 sözcük ve deyimin 113'ünde (%80.71) duygu yoğunluğunun duygularını güçlükle veya rahatlıkla ifade etme durumu­ na göre farklılaşmamaktadır.

Araştırma duygularını güçlükle ve rahatlıkla ifade etme durumu açısından bireylerin temel duygu kategori­ lerinde yer alan sözcük ye deyimlerin büyük çoğun­ luğunda: (%80.71) : fark tıkışmadığın ı ortaya :

koymak-Tablo 6 - Duygularını Güçlükle ve Rahatlıkla İfade Etme Durumuna Göre Duygu Kategorilerinde Yer Alan Duygu İfade Eden Sözcük ve Deyimlere Yüklenen Duygu Yoğun İlıklarına İlişkin Mann- Whitney U Testi Sonuçlan

Anlamlı Çıkanlar Rahatlıkla İfade Edenlerin Güçlükle

İfade Edenlere Göre Daha Çok Duygu Yoğunluğu Yükledikleri Sözcük ve Deyimler

Güçlükle İfade Edenlerin Rahatlıkla İfade Edenlere Göre

Daha Çok Duygu Yoğunluğu Yükledikleri Sözcük vc Deyim ler Yeterlilik (n -9 ) Güçlü, Cesur, Becerikli, Yetenekli, Korkusuz,

Üstesinden gelm ek. Başa çıkmak (7)

Mutluluk (n= 23)

Ayakları yerden kesilmek, Etekleri zil çalmak. M est olmak. K eyifli olmak. Sevinçli olmak, Coşkulu olmak, İçi İçine sığmamak. Kabına sığamamak. Huzurlu olmak. Mutluluktan uçmak. Zevk almak. Neşeli olmak. Kam kaynamak (13)

Olumlu Duygu n (32) (% ) 20 (%62.5Q)

-Yetersizlik (n= 17)

M utsuzluk ( n=36) İncinmek, Gönlü kırılmak. Kırgın olmak (3) Korku (n=I 1) İçi cız etmek (1)

Kaygı ( n=9) İçi içini yem ek (1) Kuşku (ıı=9) Kuruntulanmak (1) Ö lke (n = 26) Tepesi atmak ( I )

Oiumsuz Duygu n(I08 %) W.

-TOPLAM n (140) (%) 27 (% 19.29)

^Anlamsız Çıkanlar n=l 13 (%80.71)

(10)

Aydoğnn Aykut Ceyhan

tadır. Farkiıiaşan sözcük ve deyimlerin İse büyük çoğunluğunun olumlu duygu kategorilerinde (özellikle mutluluk) olduğu ve farklılaşan sözcük ve deyimlerin tümünde duygu yoğunluğunun duygularım rahatlıkla ifade eden Öğrencilerde daha yüksek olduğu görülmek­ tedir.

SONUÇ

Araştırmada; kızların, yeterlilik, mutluluk, yetersiz­ lik, mutsuzluk, korku, kaygı, kuşku ve Öfke duygu kate­ gorilerinde yer alan 140 sözcük ve deyimden 70’inde (%50) duygu kategorisini ifade etme yoğunluğunun erkeklerden daha fazla olduğu; erkeklerin ise sadece olumsuz duygu kategorilerinden yetersizlik ve öfke kategorilerindeki 3 sözcük ve deyimde (%2.14) duygu kategorisini ifade etme yoğunluğunun kızlardan daha fazla olduğu; bununla birlikte, tüm kategorilerdeki 140 sözcük ve deyimin 67’sinde (%47.86) duygu yoğun­ luğunun cinsiyete göre farklılaşmadığı ortaya çıkmıştır.

Yine; araştırmada, tüm duygu kategorilerindeki sözcük ve deyimlerin duygu yoğunluklarından 134'ünün (%95.71) sınıf düzeyine, 128'inin (%9t.43) yaşamının çoğunu geçirildiği yerleşim birimine, 118’inin (%84.29) kendini girişken veya çekingen olarak algılama durumu­ na, 132 'sinin (%94.29) sosyal ilişkilerinde kullandıkları sözcük ve deyimlerden dolayı iletişim güçlükleri yaşa­ ma derecesine, 113'ünün (%80.71) duygularını çevre­ sine rahatlıkla veya güçlükle ifade etme durumuna göre farklılık göstermediği de bulunmuştur.

Böylece, olumlu duygu (yeterlilik ve mutluluk) ve olumsuz duygu (yetersizlik, mutsuzluk, korku, kaygı, kuşku ve öfke) kategorilerinde yer alan sözcük ve deyimlerin bulundukları kategorideki duygunun yoğun­ luğunu ifade etme derecesinin, tüm kategorilerde yer alan bütün sözcük ve deyimlerin büyük çoğunluğunda öğrencilerin cinsiyetlerine göre farklılaşmakta olduğu ve kızların daha çok duygu yoğunluğu yükledikleri sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca; bütün sözcük ve deyim­ lerin büyük çoğunluğunda öğrencilerin sınıf düzeyleri­ ne, yaşamının çoğunu geçirdikleri yerleşim birimlerine, kendini girişken veya çekingen olarak algılamalarına, sosyal ilişkilerinde kullandığı sözcük ve deyimlerden dolayı iletişim güçlükleri yaşama derecelerine ve duygularını güçlükle veya rahatlıkla ifade etme

durum-lanna göre farklılaşmadığı; az sayıda farklılaşan sözcük ve deyimlerin ise temel düzey kategorilere göre değişik­ likler göstermekle birlikte, daha çoğunlukla olumlu duygu kategorilerinde yer alan sözcük ve deyimler olduğu görülmektedir.

Bu araştırmanın bulguları genel olarak değer­ lendiğinde; sınıf düzeyi, yaşamının çoğunun geçirildiği yerleşim birimi, kendini girişken veya çekingen olarak algılama durumu, sosyal ilişkilerinde kulandıkları sözcük ve deyimlerden dolayı iletişim güçlükleri yaşa­ ma derecesi ve duygularını çevresine rahatlıkla veya güçlükle ifade etme durumu gibi faktörlerden ziyade cinsiyetin duygu ifade eden sözcük ve deyimlerin duygu yoğunluğu yüklemelerinde temel bir faktör olduğu görülmektedir,

İnsanların büyük çoğunluğu, kızların duygusal yaşamlarının erkeklerden farklılaştığı düşüncesin­ dedirler. Duygusal gelişim yaklaşımları ve çeşitli araştırmalar yetişkinlerin de duygusal fonksiyonda bulunmaya yönelik pek çok duygu bileşeninde (sözel olmayan duyarlılık, ifade edicilik, öfke, korku ve üzün­ tüye ilişkin ifadeler, tanıma yeteneği ile bilişsel ilişkiler kurma gibi) cinsiyet farklılıkları gösterdiklerine işaret etmektedir (Brody, 1985; Graham ve Ickes,1997). Araştırmalar; kültürel değerler ve sosyalleşme açısından kız ve erkeklerin farklı biçimlerde yetiştirildiklerini, farklı cinsiyet rol kalıp yargılara sahip olduklarını; kızların daha empatik, duyarlı, yakın ilişkiler kura­ bildiklerini, duygularını daha yoğun yaşadıklarını, daha sözel olarak duygusal ifade edici ve duygularım betim- leyici olduklarını ortaya koymaktadır (Brody, 1985; Clancy, 1993; Twohey ve Ewing, 1995; Zammuner, 1996; Graham ve lckes,1997; Zeman ve ark., 1997), Larsen ve Diener (1987) ise cinsiyet açısından kadın­ ların erkeklerden hem olumlu hem olumsuz duygu düzeylerini ifade etme eğiliminde olduklarının eskiden beri bilinmekte olduğunu, yaşam süresince duygu yoğunluğu boyutunda cinsiyetin önemli bir temel etkisi olduğunu ve kadınların duygu yoğunluğu ölçümlerinde her bir yaş kategorisindeki erkeklerden daha yüksek olduklarım ortaya koymaktadırlar.

Bu araştırmada, temel duygu kategorilerinde yer alan sözcük ve deyimlerin büyük çoğunluğunda kızların erkeklerden daha çok duygu yoğunluğu yüklemeleri

(11)

Üniversite Öğrencilerinin Duygu İfade; Eden Sözcük ve Deyimlere Yükledikleri Duygu Yoğurduklarının İncelenmesi

yapmalarının bu açıklamaları destekler; yönde olduğu söylenebilir. Nitekim,; :König; (1992): toplumsal değer yargılan: ve cinsiyete dayalı; rol: beklentilerinin kadm ve erkeğin dilinin biçimlenmesinde etkili: olduğunu, kul­ landıkları dile etki: ettiğini,: dildeki :kadın ve erkeğe ilişkin sözcük ve deyimlerinde bu;yargıları; yansittiğim, bu yargı ve beklentilerin kadm ve erkeğin davranışlarının tiimiinü etkilediğini ifade etmektedir. Böylece; literatürdeki bulgularla tutarlı olarak üniversite öğrencisi kızların erkeklerden psikolojik ve sosyai yön-; den;diğer: insanlara: karşı davranışlarında;daha;duyarlı oldukları, daha çok istekli oldukları; kendi duygularım daha çok dışa vurduklar!, sözel olarak ifade ettikleri, daha yoğun olarak duygularını yaşadıkları ve bundan dolayı davtemel düzeyde duygu kategorilerinde yer alan; duygu ifade eden sözcük ve deyimlerin büyük çoğun­ luğuna erkeklere oranla daha çok duygu yoğun luğuy ti k~ Iedikleri belirtilebilir.

- Psikolojik danışma ilişkisinde, bireyler kendi duy­ gusal yaşantılarım ifade etmektedirler. Bu yaşantılarım çoğunlukla sözel olarak duygu ifade eden sözcük ve deyimlerle betimlemektedirler. Dolayısıyla, psikolojik danışmanların,; danışanları etkin; bir şekilde dinlemeleri ve danışanların duygularına uygun;bir şekilde;tepki ver­ meleri için onlarla duygusal: iletişini: kurmaları; gerek­ mektedir;:: Bunun için de: psikolojik danışmanların, danışanlarının;: ifade ettiği sözcüklere dikkat etmesi gerekmektedir; çünkü, danışanlarla daha etkin olarak duygusal iletişim; kurabilmek, onların duygu: ifadelerine; dayanılarak; duygutürünüveyoğunluğunudoğruolarak: etiketlemekle; vc bunu danışma iletmekle olanaklıdır. Böylece, psikolojik danışman, danışanlarının duygu­ larını anlama becerisini sempati yoluyla gerçek­ leştirmekte :ve ; bunu;;iletmede ise duygu ifade eden: sözcük ve deyimleri kullanmaktadır. Bu da; psikolojik danışmanların danışanların duygularım betimleyen çeşitli duygu kategorilerindeki çok sayıda sözcük ve deyimin anlam vüklemesinİ:bilmelerini ve yerli;yerinde tepkiler vermelerini gerektirmektedir. Bu becerilere ilişkin, eğitim almakla olan ve mesleğe yeni başlayan psikolojik danışmanların: güçlük yaşadıkları görülmek-: tedir.: Bundan dolayı, danışanların duygusuna tepkide bulunurken bıı çalışmadaki dııygu sözcükleri listesi, onların yoğunluklarına İlişkin elde edilen bulgular dikkate: alınabilir. Psikolojik danışman eğitim: program­ larında, bu duygu; kategorileri ve: bu duygu: kategori

-Ierinde yer alan sözcük ve deyimlerin duygu yoğunluk­ ları: dikkate; alınarak daha etkili: duygusal İletişim kurul-: ması İçin çalışılabilir.

; Psikolojik danışma;sürecinde; duygu ve duygu ifade eden sözcük ve deyimlere yönelik, ülkemizde çok az araştırına yapılmıştır. Bu çalışma, Türkçe duygu ifade eden sözcük vc deyimlere ilişkin ileride yapılacak çalış­ malar için çıkış noktası oluşturabilecektir. Bu araştırma bulgularının zenginleştirilmesine ve geliştirilmesine ihtiyaç vardır. Bu araştırma, sadece duygu ifade eden sözcük ve deyimlerin bilişsel olarak etiketlenmesi oiduğu için yeni araştırmalarda, duygu İfade eden sözcük ve deyimlerindoğal duygusal yaşantı içerisinde­ ki yapıları incelenebilir.

KAYNAKLAR

Alpar, Reha (1998). İstatistik ve Spor Bilimleri, Ankara: Bağırgan Yayımevi.

Aliik, J. and A. Reaîo (1997) Emotional experience and its relation to the five- factor model in Estonian. Journal of Personality, 65, 3:625- 647

Brody, Leslie R. (1985). Gender differences in emotio­ nal development: a review of theories and research, Journal of Personality, 53, 2: 102-

141.

Carlson, N. R. and W, Busldst (1997) Psychology -The Science o f Behavior. USA: Allyn and Bacon. (Fifth Edition).

Clancy, K. Caroll (1993). Gender, help seeking and three dimensions of emotionality: emotional expression, emotional experience and attitude toward emotion, Dissertation Abstracts International, No: DA9301833, 53, 12, June: 4207A.

Graham, T. and W. Ickes (1997). When women's in­ tuition isn't greater than men's, W. 1CKES (Ed.): E m pathie A ccuracy, USA: The Guilford Press, 117-143.

(12)

Aydoğatı Aykut Ceyhan

Harris, F, N. and T. Packard (1985) intensity judge­ ments of emotion words: implications for counselor training. Journal of Counseling Psychology, 32,2: 288-291,

König, Güray Çağlar (1992). Dil ve cins: kadın ve erkeklerin dil kullanımı, Dilbilim Araştır­ maları, Ankara: Hitit Yayınevi.

Larsen, R. J, and E, Diener (1983). Affect intensity as a individual difference characteristic: a review, Journal of Research in Personality, 21, 1-39.

Shaver, P., 1, Schwartz, D. Kirson and C. O'Connor (1987) Emotion knowledge: further explo­ ration of a prototype approach. Journal of Personality and Social Psychology, 52, 6:1061-1086

Siegel, Sidney (1977) Davranış Bilimleri İçin Para metrik - Olmayan İstatistikler. Çev. Topsever, Y., Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi.

Twohey, D, and M. Ewing (1995). The male voice of emotional intimacy, Journal of Mental Health Counseling, 17, 1: 54-62.

Voltan-Acar, Nilüfer (1987) Duygu yansıtan sözcük­ lerin anlamsal çözümlemesi. Medial Nöro­ loji, Nöroşirurji ve Psikiyatri Dergisi, 3, 1. Voltan-Acar, Nilüfer (1990) Duygu yansıtan sözcük

ve deyimlerin anlamsal çözümlemesi V. Ulusal Psikoloji Kongresi Psikoloji Seminer Dergisi Özel Sayısı, 8.

Wierzbicka, Anna (1994) Emotion, Language and Cultural Scripts. Kİtayama, S,, Markus, H.R. (Eck): Emotion and Culture- Empirical Studies of Mutual Influence, Washington: American Psychological Association,

133-Zammuner, Vanda Lucia (1996). Felt emotions and ver­ bally communicated emotions: the case of pride, European Journal of Social Psychology, 26, 233-245.

Zeman, J,, 5. Penza, K. Shipman ve Ark. (1993). Preschoolers as functionalists: the impact of social context on emotion regulation, Child Study Journal, 27, 1:41 -69.

Referanslar

Benzer Belgeler

Aynl fiil hekim laraflr1lLtn gcn;:ekle~ririldigi taktircie daha az ceza verilccekken, iizUntU vc rnerhamet ';aikiylc i~lcncn bu fiilden dolaYI babaya \'cya maddcde

Çeşitli Sistemik Hastalıklarda Gözlenen Sekonder Glomerü l Değişiklikleri 47 (% 78.5) glomerüllerde, mezangial matriks, mezangial hücre artışı ya da bazal membran

Yöntem Direkt Kalorimetri ‹ndirekt Kalorimetri Gaz al›flverifli Çift etiketli su Bikarbonat-Urea FA‹ Günlük Hat›rlatma Niteliksel aktivite öyküsü Genel Pedometre HR

Among all the signs and symptoms of Chiari I malformation, our patient presented just with recurrent ankle sprain without any frank neurological signs and symptoms.. To the best of

Disklerin daha d›fl bölgeleriy- se, New Mexico’da da bulunan VLA radyo teleskop sisteminin daha güçlü versiyonu olacak EVLA (Expanded Very Large Array,

► Eyüp semtinin bir tür “İslami merkez” yapılmak üzere çok sayıda konaklama tesisiyle kuşatma altına alınmasıyla “kimlik değişimine” zorlanan Piyer Loti Kahvesi

Araştırma bulgularına göre Kocaeli ilinde yer alan 3-4 ve 5 yıldızlı otellerin web sitelerinde; online rezervasyon bilgilerinin yetersiz olduğu, otel

Türk İşçisi’nde yer alan haber metinlerinin içerdiği anlam ve yan anlamlar, içinde bulunduğu sosyo-ekonomik, tarihsel yapı çerçevesinde Van Dijk’ın eleştirel söylem