Milliyet
Pazartesi 5 Mayıs 1997
Çiçek sergisi
Rüksan Ünlü Dinçtürk’ün Ankara Türk - Amerikan Demeği’ndeki “Benim Çiçeklerim” başlıklı sergisi
11 Mayıs’a dek sürecek.
kültür
sanat
p ^ N e w York Times’ta ■
■ ■
m
m
Pam uklu sayfalar
The New York Times, Orhan Pamuk ile üç
gün süren bir söyleşiyi yayınlayarak
sayfalarında ünlü yazara geniş yer verdi...
AMERİ KA’run en önemli yayın organlarından The New York Times Magazine dün yayımlanan
sayısında yazar Orhan Pamuk’a geniş yer ayrıldı. Yazar Fernanda Eberstadt’m İstanbul’da üç gün süreyle gerçekleştirdiği bir söyleşinin yer aldığı yazıda, 'Yeni Hayat’ romanının Amerika’da yayımlanmasıyla ilgili olarak kaleme aldığı değerlendirme de yer alıyor. E berstadt,’’Pamuk, hem ülkesinin karmaşık Osmanlı geçmişini, hem de belki ülkesinin geleceği olacak dini aşınlıkçılığı incelemek üzere Avrupa romanının tekniklerini kullanarak uluslararası bir üne kavuştu” ifadesini
kullanırken, 'Yeni Hayat’ın bazı Amerikalı eleştirmenler tarafından, “postmodern metafıziği”nin pırıltısı ve “büyüleyici dil”i nedeniyle övüldüğünü belirtiyor.
Burjuva aileden
Pamuk’un, ülkesinin emperyal nevrozunun kaydını tutmak bakımından çok elverişli bir durumda bulunduğu belirtilen yazıda, yazarın aile geçmişinin de Türkiye’nin etnik temelli bir imparatorluktan modern bir ulus - devlete geçişinin küçük bir örneği olduğu ifade ediliyor. Pamuk’un ailesi aralarında devlet memurları, hukuk profesörleri ve
işadamlarının da bulunduğu, Fransızca eğitim almış bir burjuva ailesi. Anne tarafında İstanbul’un eski tekstil imalatçıları bulunuyor. Yazarın babası ise 1920’lerde genç Cumhuriyetin demiıyoluna yatırım yapmasıyla servet kazanan bir
inşaat mühendisi. “Faulkner’ın büyükbabası da, benimki de demiryolu döşemiş” diye espri yapıyor Orhan Pamuk.
Ailesi, ağabeyi tarihçi Şevket Pamuk’la beraber Robert College’ı bitiren Orhan Pamuk’un mühendis ya da mimar olmasmı istemiş. Yazarı kolej yıllarından tanıyan Amerikalı romancı Maureen Freely ise “Efendi bir Osmanlı çocuğuydu. Bir gün kafasındaki vidalardan biri gevşedi” diyor Pamuk için.
Mimarlık eğitimini yarıda bırakan Pamuk, kendini tamamen roman yazmaya vermiş.
Düşünce suçlusu
Sosyal yaşamının olmadığını, akşamlan nadiren dışan çıktığını ve rakı sofralarından uzak durmaya çalıştığım söyleyen Pamuk, vaktini çalışma odasında geçirmeyi sevdiğini belirterek Elias Canetti’den şu sözleri alıntılıyor: “Partilere gitmeyi ya da kadınlarla tanışmayı umursamadığım sanılmasın. Mesele şu ki etki 'fazlasıyla’ büyük oluyor. Bir partiden sonra iki hafta çalışamıyorum.”
Yazıda aynca, Türkiye’nin kendi tarihinden kopuk olmasınm getirdiği yabancılaşma ve
unutulmuştuk hissinin Pamuk'un yazarlığını besleyen önemli damarlardan biri olduğu da belirtiliyor. Eberstadt makalesini, Türkiye’de düşünce suçu oluşturan yazıların bir kitapta toplanması eylemine Orhan Pamuk’un da kitabın editörlerinden biri sıfaüyla katıldığını anlatarak tamamlıyor.
S 7 f I 1 i 1 i ı i ' i l i p Uf İ li İH H |£sjp 18! ■ !-mı y,'¿JıR-'-'’ ' : " f l l J ■ T * : 4 \ X-H -A ■ vl i. . i K Í ,