16
T
ü r k iyeT
uringve
otomobil kurum uAskerî
Türk müzesi kiymetleri milyonlarla ölçüle bilecek yeni dört büyük esere kavuşmuş bulunu yor. Bunlar:1 — Osmanlı imparatorluğunun İkinci Hü kümdarı Orhan Gazinin miğferi;
2 — Eba Eyyübi Ensari’nin Türbe Sancağı; 3 — Selâhattin Eyyübi’nin babası Necmettin Eyyübi’nin kılıcı;
4 —■ Hint Hükümdarı Bahaeddin Han’ın miğ- feri ve zırhı.
Yukarıda saydığımız bu dört tarihî hazine, halen eski Harbiye Mektebinin spor salonu olan binada açılan «Askerî Müze» de teşhir edilmeğe başlanmıştır. Askerî Müzemizin hazin bir hikâ yesi var. ikinci Cihan Harbinden evvel A yasof- ya’nm arkasında Aya irini Kilisesinde bulunan Askerî Müze, harb günlerinde ihtiyatî tedbir ola rak Niğdeye kaldırılmış. Müzenin bütün eşyası sandıklar içine yerleştirilerek Niğde’de muhafa za altına alınmış. Harb tehlikesi kalkınca müze nin eşyası yine sandıkla Îstanbulun yolunu tut- ■ muş. Bu sefer Maçkadaki Kışlaya depo edilmiş. Bilmem yalan, bilmem doğru, güya bir işgüzar, zamanın Başvekili Adnan Menderes’e demiş ki: «Beyefendi, bu binayı biz Teknik Üniversiteye verelim, talebelerin rey hakları var, askerlerin ise yok». Rey denilen sihirli kelime, apar topar Askerî Müzenin asırlık eşyasının yeni bir göçe hazırlanmasına sebep olmuş ve sandık sepet bu gün bulunduğu binaya yığılmış, işte bu yığıntı eşya kıymetli mütehassıs İbrahim Hakkı Kon yalI tarafmdan elden geçirtirken, yukarıda say dığımız dört eşyanın ne oldukları tesbit edilebil miş ve imha edilmekten kurtarılarak, Müzenin en mütena yerine yerleştirilmiş.
İbrahim Hakkı Konyalı’nm izahatından öğ rendiğimize göre, «Askerî Müzede 86.000 parça eşya bulunmaktadır. Bunlardan ancak beş bini tasnif edilmiş vaziyettedir. 56.000 parça antika eşya teşhis edilmeyi beklemektedir. Belki de bun ların arasında daha bilinmeyen pek çok ve pek kıymetli eşya çıkacaktır.
Müzeye giriş kapısında açıkta yerlere eski toplar dizilmiş. Dünya müzelerinin incilerinden yedi adet toptan dördü burada bulunmakta. Bun ların ikisini, Almanya imparatoru Wilhelm mem leketimize geldiği zaman Abdülhamit kendisine hediye etmiş. Topların üzerleri Nemçe Krallığı nın arması ile süslü, kakma yazı ile tarih ve
Müze
Kral Rudolfun ismi yazılı. Nemçe Krallığı ile yaptığımız harbde istirdat edilmiş.
Dünya müzeleri içinde eski top koleksiyonu olarak her halde en mükemmeli bizimki. Topu ilk yapan millet olarak buna da hakkımız olsa ge rek. Yavuz, Mısırı fethederken 22 ton ağırlığın da bugün dahi dünyanın en büyük topu sayılan silâhı yaptırmış. Halen Askerî Müzede bulunan bu topun namlusunda on bir adet yiv bulunmak ta. Böylece yine tarihin ilk yivli topunun Türk- ler tarafından yapıldığı anlaşılmakta. İsveç Hü kümetinin ilk defa Gümrük Emini Ishak Ağaya dört adet top ısmarlamış olduğunu, Dünya tarih çileri her halde şu satırlar yazıldıktan sonra öğ renecekler. Bulgarlardan alınan kiraz ağacından yapılmış toplar kıymetli koleksiyonlar arasında. Bu arada modern habin korkunç silâhı Bazoka- nın dedesinin Fatih devrinde yapılmış olduğunu öğreniyoruz. Tarihimizin büyük kahramanların dan Evrenos Beyin kılıcı, zırhı ve ona ait bir Kur’a n . . . BizanslIlardan bize intikal etmiş olan kılıçlar. Kanunî Sultan Süleymana, Hint Hü kümdarları tarafmdan gönderilen su kaplumba ğalarından yapılmış kalkanlar. . . Ve yine yalnız bizim müzemizde bulunan Mısır Hükümdarları na ait «A lem »ler. . . Müzedeki Tuğlar, Dünya nın en kıymetli antikaları arasında. Bunlar çok eskiden, Yak Öküzünün kuyruğundaki kıllardan yapılırmış. Bilâhare Orta Asyadan göç edince, at kuyruğundan yapılmağa başlanmış. Bir kız bütün gençliğini bu tuğu yaparak geçirir ve bu nu çehizi mukabilinde zamanın büyüklerine ve rirmiş.
Yavuz Sultan Selim, Mısırı zaptettikten son ra, Firavunların ve Yusufun hazinösini (müzesi ni) Istanbula getirmiş. Dünyanın en eski tarihî kılıçlarını Askerî Müzede görmek mümkün.
Müzenin en kıymetli eşyası olan, Orhan Ga zinin miğferi üzerinde «Allah mülkünü ve Devle tini ebedî kılsın» ibaresi yazılmış.
Askerî Müzenin bütün eşyasının yalnız isim lerini yazmak için bir kaç gazetenin bütün sahi- felerinin kâfi gelmiyeceği muhakkak. Turizm me
selesinin ele alındığı bugünlerde «Askerî Müze»- deki eserlerin ehemmiyetinin ve kıymetinin ge reğince anlaşılmasında büyük fayda olduğuna inanıyoruz. Bir an evvel eldeki eşyanın tasnifi bitirilirse, tarihî hâzinelerimizden daha pek ço ğu su yüzüne çıkmış olacaktır.
Oğuz TOKTAMIŞ
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi