• Sonuç bulunamadı

CIALIC ACID AS PROGNOSTIC FACTOR IN LARYNX CARCINOMA

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "CIALIC ACID AS PROGNOSTIC FACTOR IN LARYNX CARCINOMA"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Türk Onkoloji Dergisi, Cilt 19, Say› 4, 2004 140

Larenks Kanseri ve Prognostik Faktör

Olarak Sialik Asit

CIALIC ACID AS PROGNOSTIC FACTOR IN LARYNX CARCINOMA

Dr. Ezel USLU*, Dr. Deniz GÜZEY**, Dr. Osman YAZICILAR***

*‹stanbul Üniversitesi, Cerrahpafla T›p Fakültesi, Biyokimya ABD. Istanbul **SSK Vak›f Gureba E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi 2. Cerrahi Klini¤i Istanbul

***‹stanbul Üniversitesi, Cerrahpafla T›p Fakültesi, Kulak- Burun-Bo¤az Hastal›klar› ABD. Istanbul

ÖZET

Amaç: Serum sialik asit düzeyinin baz› kanser türlerinde yükseldi¤i ve tedaviden sonra azald›¤› gösterilmifl ve prognostik bir indikatör olabilece¤i belirtilmifltir. Bu çal›flmada larenks kanserlerinde serum sialik asit düzeyi de¤erlendirilmifltir.

Metot: Klini¤e müracaat eden 38 hasta ay›r›m yap›lmadan çal›flmaya al›nd›. Bu hastalar›n hepsi erkek idi ve de¤iflik evrelerde larenks kanseri mevcuttu. Hastalardan preoperatif olarak ve post operatif 15. günde kan örnek-leri al›nd› ve Warren’in tiobarbitürik asit metoduna göre serum sialik asit düzeyi tespit edildi. Kontrol grubu 30 sa¤l›kl› erkek bireyden oluflturuldu. Hastalar yafllar›na, tümör yerine ve tümör evresine göre grupland›r›larak de¤erlendirildi.

Bulgu: Kontrol grubunda serum sialik asit düzeyi 73,1±5,3 mg/dl iken larenks kanserli hastalarda preoperatif serum sialik asit düzeyi 78,5±8,1 mg/dl olarak anlaml› bir fark (p<0,01) göstermektedir. Postoperatif 15’inci günde serum sialik asit düzeyinde artma 83,3±4,8 mg/dl olmaktad›r (p>0,001). Serum sialik asit düzeyi tümör yerleflim yeri, tümör evresi ve hasta yafl› ile korelasyon göstermemektedir.

Sonuç: Serum sialik asit de¤eri larenks kanserli hastalarda yükselmekle birlikte hastal›¤›n evresi ile korelasyon göstermemektedir, bu nedenle hastal›¤›n prognozunu belirtebilecek özelli¤e sahip de¤ildir.

Anahtar Kelimeler: Sialik asit, larenks karsinomu, biyolojik marker SUMMARY

Background: It has been shown that serum sialic acid level is increased in some carcinoma types and decreased after therapy. So it has been stated that serum sialic acid level may be a prognostic indicator for some carcino-mas. In the study presented here, serum sialic acid level was evaluated in laryngeal carcinoma.

Methods: All of the 38 patients treated in the clinic consecutively were included to the study without any selec-tion. All of the patients were male and they had laringeal carcinoma in various stages. Blood samples were obtained from the patients preoperatively and at 15thpostoperative day. Serum sialic acid level was measured

by Warren’s thiobarbituric acid method. Thirty healthy male formed the control group. The patients were evalu-ated according to their age, tumor locations and tumor stages.

Results: Preoperative serum sialic acid level was 73,1±5,3 mg/dl in control group and 78,5±8,1 mg/dl in the patient group. The difference was statistically significant (p<0,01). At 15th postoperative day, serum sialic acid level was increased to 83,3±4,8 mg/dl (p<0,001). Serum sialic acid level was not correlated to tumor location, tumor stage or patient age.

Conclusions: Although serum sialic acid level is high in the patients with laryngeal carcinoma, it is not correlat-ed to tumor stage, so it has not a peculiarity to indicate the prognosis of the disease. And also, serum SA level is not a suitable indicator to determine the prognosis at early postoperative period.

(2)

G‹R‹fi

Dokuz karbonlu bir fleker olan nöraminik asit-ten (N-acetylneurminic acid) türeyen sialik asit (SA) glikoproteinlerin ve glikolipidlerin oligasak-karit zincirlerinin terminal fleker komponentini oluflturur. Molekülün fizyolojik pH’da negatif yük tafl›mas›, hücrenin patojenler taraf›ndan tan›nma-s›nda, hücreler aras› etkileflimlerde, hormon re-septör iliflkilerinde ve membran›n proteolizden korunmas›nda önemli rol oynamas›n› sa¤lar. SA bu nedenle hücre bütünlü¤ü, hayatiyeti ve fonksi-yonlar› ile iliflkili bir membran komponentidir(1,2).

Baz› neoplastik de¤iflikliklerde total ve lipide ba¤l› SA seviyelerinin doku ve serum seviyelerin-de farkl›l›klar oldu¤u seviyelerin-de¤iflik klinik ve laboratuar çal›flmalar›nda gözlenmifltir( 3 ). Katopolis ve

Stock’un tan›mlad›¤› metoda göre yap›lan çal›fl-malarda meme kanserlerinde % 50-100, akci¤er kanserlerinde % 70-92 ve kolorektal kanserlerde % 44-93 sensitivite belirtilmifltir(4,5,6). Melanoma,

sarkoma ve Hodgkin hastal›¤› için de % 90-97 gi-bi yüksek sensivite düzeyleri saptanm›flt›r(3,4,5).

Kanser hastal›¤›n›n evresi ve özellikle metasta-tik kanser hastal›¤› ile serum SA seviyeleri ileri de-recede korelasyon göstermektedir(7). ‹nsan tiroit

kanseri ve kolorektal kanserinde yükselen SA sevi-yeleri tedaviden sonra normal sevisevi-yelerine inmek-tedir. Bu nedenle SA seviyesinin tedaviye cevab›n izlenmesinde iyi bir parametre oldu¤u öne sürül-mektedir(8,9). ‹leri evrelerde bafl-boyun kanserli

hastalarda hastal›¤›n ilerlemesi ya da tedaviye ya-n›t› ile serum proteine ba¤l› SA de¤ifliklikleri ara-s›nda belirgin bir korelasyon vard›r(10).

GEREÇ VE YÖNTEM

Klini¤e müracaat eden ve larenks kanser tan›s› alan 38 hasta çal›flma grubuna al›nd›. Hiçbir ön ay›r›ma tabi tutulmayan bu hastalar›n tamam› er-kek idi (yafl: 55,9±11,5, range: 30-77). Planlanan

operasyondan bir gün önce ve operasyondan 15 gün sonra kan örnekleri al›nd›. Benzer yafl bunda olan 30 sa¤l›kl› erkek bireyden kontrol gru-bu oluflturulup (yafl: 56,6±12,3, range: 33-76) gru-bu bireylerden sadece bir kez kan örne¤i al›nd›. Ça-l›flma grubu hastalar›n yafl›, tümörün yerleflim yeri ve klinikopatolojik evrelemesine göre alt gruplara ayr›larak de¤erlendirildi.

Kan örnekleri -70°C’de dondurularak sakland›. Fosfat tampon (pH=7,4) içerisinde % 20’lik doku homojenat›nda ve serum 0,1 N H2so4 ile 80°C’de 1 saat hidroliz edildikten sonra hidrolizattaki SA düzeyleri Warren’in TBA metodu ile tayin edildi. Istatiksel de¤erlendirme için parametrik ve non-parametrik testler kullan›ld›. (Kruskal-Wallis, pa-ired samples test T test, Mann-Whitney Test )

BULGULAR

Seçilen kontrol grubu ile çal›flma grubu yafl yö-nünden farkl›l›k göstermemektedir (Tablo 1). Ça-l›flma grubunu oluflturan hastalar›n 71% ’i beflinci dekad ve üzerindedir ve 73.7% ’sinde ileri evre bir tümör (evre 3-4) mevcuttur. Subglottik yerleflim gösteren larenks kanserine sadece bir hastada rast-lanm›flt›r, di¤erleri s›ras› ile transglottik (n=16). glottik (n=13) ve supraglottik (n=8) yerleflim gös-termifllerdir (Tablo 2).

Sa¤l›kl› kontrol grubunda serum SA de¤eri 73,1±5,3 mg/dl’dir. Çal›flma grubunda pre-opera-tif serum SA de¤eri 78,5±8,1 mg/dl ve post-opera-tif 15’inci günde 83,3±4,8 mg/dl olarak ölçüldü (Tablo 1). Larenks kanseri olan hastalar›n serum SA de¤erleri kontrol grubuna göre anlaml› derece-de yüksektir (p<0,01). Operasyonun 15’inci gü-nünde elde edilen serum de¤erlerinin preoperatif de¤erlerle karfl›laflt›r›lmas›nda serum SA seviyesin-de yükselmenin seviyesin-devam etti¤i görülmektedir (p<0,001).

Hastalar›n patolojik olarak evrelendirilmesi ile yap›lan grupland›rmada pre ve post-operatif

Türk Onkoloji Dergisi, Cilt 19, Say› 4, 2004 141

Tablo 1. Kontrol ve çal›flma gruplar›.

Gruplar n Yafl Serum sialik asit düzeyi mg/dl

pre-Op 15. gün

Kontrol grup 30 56,6±12,3 73,1±5,3

(Min.-Max.) (33-76) (64,2-82,4)

Çal›flma grubu 38 55,9±11,5 78,5±8,1 83,3±4,8

(3)

15’inci günde serum SA seviyeleri aras›nda göze çarpan bir fark bulunmamaktad›r. Bu parametreye göre yap›lan grupland›rmada gruptaki hastalar›n yafllar›n›n da¤›l›m›nda herhangi bir korelasyon gö-rülmemektedir.

Bununla beraber erken evre ve geç evrede mü-racaat eden hastalar aras›nda gerek preoperatif ge-rek postoperatif serum SA de¤erleri aras›nda fark görülmemektedir. Ampirik olarak gözlenen pre-operatif de¤er fark› incelemelere istatistiki anlam-l›l›k olarak yans›mamaktad›r (p=0,076). Yerleflim yeri farkl› olan tümörlü hastalar›n serum SA de¤er-leri üzerinde de farkl›l›k gözlenmemektedir. Yafl-lar›na göre grupland›r›lm›fl hastalar aras›nda artan yaflla ilgili olarak serum SA de¤erlerinde ampirik bir art›m görülmekte, fakat istatistiki önem arz et-memektedir.

TARTIfiMA

Sa¤l›kl› insanlarda serum SA seyiyesi genel po-pulasyon araflt›rmalar›n›n yan›s›ra, klinik çal›flma-lar›n kontrol grupçal›flma-lar›nda da belirlenmifltir. War-ren’in tarif etti¤i tiobarbitürik asit metoduna ve modifikasyonlar›na göre belirlenen bu de¤er ›rklar

aras›nda farkl›l›k göstermemektedir. Feijoo ve ar-kadafllar› taraf›ndan yürütülen araflt›rmada 81 sa¤-l›kl› insan üzerinde tespit edilen normal total SA (TSA) düzeyi 668,09±136,09 µg/ml (range 262,90-1017,60)’d›r(9). De¤iflik yafl gruplar›ndan

96 sa¤l›kl› erkekte serum SA düzeyini inceleyen Pönniö ve arkadafllar› ortalama TSA de¤erini er-kekler için 630±106 mg/l (range 608-651) ve ka-d›nlar için 634±109 mg/l (range 612-656) olarak tespit etmifllerdir. Kad›n bireylerden oluflan grup-larda artan yafl gruplar›na göre bir farkl›l›k tespit etmelerine ra¤men erkek bireylerde artan yafl gruplar› aras›nda istatistiksel anlaml›l›k gösteren bir fark saptamam›fllard›r.

Küçük bir anatomik sahada ortaya ç›kan ve teflhis edildi¤inde küçük kitleye sahip olan larenks kanseri s›kl›kla erkeklerde görülür, tüm vücut ma-lignitelerinin %1’ini oluflturur ve %95-98 yass› epitel hücrelidir. Prognozu belirleyen en önemli faktör tümörün TNM klasifikasyonuna göre belir-lenen evresidir. SA’in prognozu belirlemek için bir biyolojik marker olarak kullan›lmas› ancak serum SA seviyelerinin TNM evresi ile paralel bir art›fl göstermesi ile mümkün olabilir. Çal›flma grubu-muzda evrelere göre de¤erlendirilen hasta

grupla-Türk Onkoloji Dergisi, Cilt 19, Say› 4, 2004 142

Tablo 2. Çal›flma grubunun alt gruplara göre de¤erlendirilmesi.

Subgruplar n Yafl Serum sialik asit düzeyi mg/dl

pre-Op 15. gün

Lezyon yerleflim yerleri

Supra glottik Tm 8 53,6±17,2 79,8±11,6 85,8±6,2 Glottik Tm 13 59,2±8,7 6,8±5,5 82,8±5,1 Subglottik Tm 1 72 90,5 88,1 Transglottik Tm. 16 53,4±9,6 78,4±7,9 82,0±3,4 Evre Evre 0 1 77 81,2 92,9 Evre 1 6 57,7±7,4 73,7±5,0 82,5±3,5 Evre 2 3 57,3±8,0 75,2±5,1 79,2±1,2 Evre 3 17 58,5±10,6 80,2±9,1 83,5±5,4 Evre 4 11 48,64±12,30 78,94±6,71 83,51±4,14 Erken evre (0-1-2) 10 59,5±9,1 74,9±5,0 82,6±4,8 Geç evre (3-4) 28 54,6±12,1 79,7±8,7 83,5±4,9 Yafl 30-39 2 34,0±5,7 75,5±2,5 87,9±5,9 40-49 9 44,4±3,4 77,3±6,6 81,1±3,4 50-59 14 54,7±2,9 74,7±7,5 82,1±3,7 60-69 8 64,4±3,1 83,3±8,2 83,8±6,1 70-79 5 75,0±2,7 84,5±8,5 87,7±4,6

(4)

r›m›z aras›nda bu anlamda bir farkl›l›k görülme-mektedir. Benzer flekilde malign lezyonunun yer-leflim özelli¤i de serum SA de¤erlerinde bir de¤i-flikli¤e neden olmamaktad›r.

Serimizi oluflturan hastalar›n % 26,3’ünde er-ken Ca, % 73,7’sinde ileri evre larenks karsinomu tespit edilmifltir (Tablo 2). Larenks kanserlerinin ileri yafl grubu hastal›¤› oldu¤u ve serimizde has-talar›n 5’inci dekadda yo¤unlaflt›¤› göz önüne al›-narak bu bulgular›n beraberce de¤erlendirilmesi halinde kanser hastal›¤›n›n evresi ve hastalar›n yafllar› ile ilgili olarak serum SA seviyelerinde bir farkl›l›k tespit edilmemifltir. Birbirini potansiyalize etmesi beklenen bu faktörler için serum SA düze-yi belirledüze-yici olmamaktad›r.

TNM’e göre kötü prognozu belirten büyük tü-mör kitlesi, nodal tutulum ve uzak metastaz (geç evre) tespit edilen hastalar ile erken evre Ca tespit edilen hastalar›n karfl›laflt›r›lmas›nda serum SA de-¤erlerinde bir farkl›l›k görülmemektedir. Serum SA de¤erlerinin preoperatif de¤erlendirmede prog-nostik bir belirleyici olarak rol almas› bu de¤erler ile mümküm görülmemektedir. Bu bulgular Kimu-ra ve arkadafllar›n›n çal›flmas›nda belirtilen ve SA düzeyinin tümör büyüklü¤ü, lenf nod metastaz› ve klinik evre ile korelasyon gösterdi¤i sonuçlar›n› desteklememektedir(11).

Cerrahi giriflim ile tümör dokusunun vücuttan uzaklaflt›r›lmas›n› takiben serum SA düzeyinde bir art›fl görülmektedir. Post operatif 15’inci günde öl-çülen bu de¤erler kontrol grubunun ve preoperatif çal›flma grubunun de¤erlerine göre anlaml› bir farkl›l›k göstermektedir. Serum SA düzeyi cerrahi travmay› takiben artmakta, hastan›n prognozunu belirlemede eksik kalmakta ve vücut tümör yükü-nün azalmas›n› realize edememektedir. Plasma SA akut faz reaktan› olarak cerrahi travmaya karfl› organizman›n oluflturdu¤u cevap kapsam›nda art-makta,fakat prognozu belirleyememektedir( 1 2 ).

Rawal çal›flmas›nda radyoterapi alan hastalarda serum SA düzeyinin tespiti ile tedaviye cevab›n monitorize edilebilece¤ini belirtmekle birlikte cer-rahi giriflimin etkisi ile bu flans kaybolmaktad›r(13).

Serum TSA de¤erleri larenks kanserlerinde yafl, tümör yerleflimi ve TNM evrelemesine göre an-laml› br fark ortaya ç›karmamaktad›r. Göze çpan belirgin de¤ifliklik, operasyon sonucunda

ar-tan serum SA de¤eri olmaktad›r. Bu de¤er cerrahi giriflimin etkiledi¤i hastada iyileflmeyi belirtecek bir prognostik faktör olarak kabul edilebilir özelli-¤e sahip de¤ildir.

KAYNAKLAR

1. Schauer R. Chemistry, metabolism and biological functions of sialic acids. Adv. Carbohyd. Chem Bioc-hem 1992;40:131.

2. Paulson jc. Glycoproteins: what are the sugar chains for? Trends Biochem sci 1989;14:272-6.

3. Shamberger R. Serum sialic acid in normals and can-cer patients J. Clin Chem Clin. 1984;22:647-51. 4. Dnistrian A, Schwartz M: Lipid-bound sialic acid as a

tumor marker. Ann Clin Lab Sci 1983;13:137-142. 5. Salvagno L, Ferrazzi E, Sileni V: Lipid bound sialic acid

in cancer patients. Tumori 1985;71:127-133. 6. Erbil K, Jones J, Klee G. Use and limitation of serum

to-tal and lipid-bound sialic acid concentrations as mar-kers for colorectal cancer. Cancer 1985;55:404-409. 7. Sillanaukee P, Pönniö M, Jääkeläinen IP: Occurrence

of sialic acids in healty humans and different disorders. Eur J Clin Investing 1999;29:413-25.

8. Köko¤lu E, Uslu E, Uslu I, Hatemi H. Serum and tissue total sialic acid as a marker for human thyroid cancer. Cancer Letters 1989;46:1-5.

9. Feijoo C, Paez de la Cadena M, Rodriguez-Berrocal FJ, Martinez-Zorzano VS. Sialic acid levels in serum and tissue from colorectal cancer patients. Cancer Letters 1997;112:155-160.

10. Bhatavdekar JM, Patel DD, Vora HH; Balar DB.. Squ-amous cell carcinoma antigen and protein-bound si-alic acid in the management of head and neck cancer. Int Biol Markers 1991 Oct-Dec;6(4):237-40.

11. Kimura Y, Fujieda S, Takayabashi T, Tanaka T, Sugi-moto C, Saito H. Conventional tumor markers are prognostic indicators in patients with head and neck squamous cell carcinoma. Cancer Lett 2000 jul 31;155(2):163-8.

12.. Taniuchi K, Chifu K, Hayashi N, Nakamachi Y, Yama-guchi N, Miyamato Y. A new enzymatic method for the determination of sialic acid and its application as a marker of acute phase reactants. Kobe J Med Sci 1981;27:91-102.

13. Rawal RM, Patel BP, Raval GN, Patel MM, Bhatavde-kar JM, Dixit SA, Patel DD. Evaluation of glycoprotein constituents in head and neck cancer patients under-going radiotherapy. Head Neck 1999 May;21(3):192-7.

Türk Onkoloji Dergisi, Cilt 19, Say› 4, 2004 143

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu \rah§manm amact, gebelik trimesterleri boyunca serum total ve lipide bagh sialik: asit diizeylerini tespit etmek ve erken gebelik tayininde daha fazla bilgi

Sonuç olarak, hipertiroidili bireylerin serum sialik asit düzeyleri ile serum serbest T 3 ve T 4 düzeyleri arasında pozitif, TSH düzeyleri ile sialik asit

Kesin gönderi açıklaması/Tanımı (ADR) : Uygulanmaz Proper Shipping Name (IMDG) : Uygulanmaz Kesin gönderi açıklaması/Tanımı (IATA) : Uygulanmaz Kesin

Kontrol grubunda ölçülen sialik asit de¤erleri diyabetli hastalardan anlaml› düflük bulundu (p&lt;0.05), MA pozitif olan grupta (Grup-3) sia- lik asit seviyelerinin MA negatif

Gestasyonel diyabetes mellitus (GDM) taraması pozitif ancak tüm oral glukoz tolerans test (OGTT) değerleri normal ve sadece bir OGTT değeri anormal olan gebelerin, fetal ve

Multipl myelomlu hastalarda serum MDA düzeyleri ortalama 1.51 0.16 nmol/ml, kontrol gurubunda ise 0.97 0.11nmol/ml (p:0.0321) olarak bulundu.. MDA düzeyi ile yaþ, cins, paraprotein

Çalışmamızda her iki hasta grubunda da ortala- ma serum LBSA düzeylerinin plevra sıvısı LBSA düzeylerinden yüksek olması yanında, plevra sı- vısı LBSA düzeyi ile serum

Daha sonraki yıllarda bu hastalığın NAYKH ya da “ alkole bağlı olmayan karaciğer hastalığı” olarak adlandırılması önerilmiştir; çünkü bu tablo bir