• Sonuç bulunamadı

Başlık: 11 NlSAN 1980 TARİHLİ MİLLETLERARASI MAL SATIMLARINA İLİŞKİN BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SÖZLEŞMESİ VE SÖZLEŞMENİN MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK KURALLARI İLE İLİŞKİSİYazar(lar):TİRYAKİOĞLU, BilginCilt: 41 Sayı: 1 DOI: 10.1501/Hukfak_0000000758 Yayın Tarihi:

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: 11 NlSAN 1980 TARİHLİ MİLLETLERARASI MAL SATIMLARINA İLİŞKİN BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SÖZLEŞMESİ VE SÖZLEŞMENİN MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK KURALLARI İLE İLİŞKİSİYazar(lar):TİRYAKİOĞLU, BilginCilt: 41 Sayı: 1 DOI: 10.1501/Hukfak_0000000758 Yayın Tarihi: "

Copied!
15
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

11 NlSAN 1980 TARİHLİ MİLLETLERARASI MAL SATIMLARINA İLİŞKİN BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SÖZLEŞMESİ VE SÖZLEŞ­ MENİN MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK KURALLARI İLE

İLİŞKİSİ

Ar. Gör. Bilgin TİRYAKİOĞLU(*) İçindekiler

KISALTMALAR 192

GİRİŞ 192 I - SÖZLEŞMENİN UYGULAMA ALANI 194

A) Tarafların İş Yerlerinin Farklı Âkit Devletlerde Bulunması . . 195 B) ' Milletlerarası Özel Hukuk Kurallarının Âkit Bir Devletin

Hukukunun Uygulanacağını Göstermesi 195 C) Viyana Sözleşmesinin Uygulanabilirlik Şartlarının' Milletler­

arası Özel Hukuk Kuralları ile İlişkisi .' 197 D) Sözleşmenin 1 inci Maddesinin I.(b) Bendine Çekince Koyma

Hakkı 198 I I - SÖZLEŞMENİN SATIM TÜRLERİ VE SATIMA KONU

OLAN MALLAR BAKIMINDAN KAPSAMI 200 A) Sözleşmenin Kapsamı Dışında Bıraktığı Satımlar 200 B) Sözleşmenin Satımını Kapsamı Dışında Bıraktığı Emtia

Türleri 201 C) Sözleşmenin Uygulanması Bakımından Satım Akdi Olarak

Kabul Edilen Akitler : 201 I I I - VİYANA SÖZLEŞMESİNİN UYGULANMASINDA İRADE

MUHTARİYETİ PRENSİBİNİN ROLÜ 202 I V - VİYANA SÖZLEŞMESİNDEKİ BOŞLUKLARIN DOLDU­

RULMASINDA MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK KU­

RALLARININ ROLÜ 203

SONUÇ 203 BİBLİYOGRAFYA '. 204

(2)

192 BİLGİN TİRYAKİOĞLU K ı s a l t m a l a r age. agm. Aksi fik. AJCL. AJIL. art. B. Bk. /bk. M. /m. M H B . M Ö H U K . Rabel Z.

Rec. des. Cours. S. sh. T. U.N. Vol. Y.

Adı geçen eser Adı geçeri makale Aksi fikir

American Journal of Comparative La\v American Journal of International Lavv Article

Baskı Bakınız Madde

Milletlerarası Hukuk ve Özel Hukuk Bülteni

Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında K a n u n

Rabels Zeitschrift für auslândisches und internationales privatrecht

Recueil des cours de l'Acad^mie de droit international de La Haye Sayı Sayfa Tome United Nations Volume Yıl/Year G İ R İ Ş

Satım akdinin milletlerarası ticaret hayatında önemli bir yer işgal et­ mesi, milletlerarası ticarî ilişkilerin genellikle ve çoğunlukla satım akdi vasıtasıyla gerçekleşmiş olmasından kaynaklanmaktadır. Satım akdinin milletlerarası ticaret hayatında arz ettiği önem ve gördüğü işlev, daha 1930'lu yıllarda çeşitli milletlerarası kuruluşların satıma ilişkin yeknesaklaştırma faaliyetlerine başlamasına neden 'olmuştur. O zamandan bu yana, hem maddî satım hukukunun, hem de satıma ilişkin kanunlar ihtilâfı kuralları­ nın yeknesaklaştırılması çerçevesinde birçok milletlerarası sözleşme akde­ dilmiştir. 1980 tarihli Birleşmiş Milletler Sözleşmesi (Viyana Sözleşmesi)

(3)

MİLLETLERARASI ÖZEL H U K U K KURALLARI 193

(1), 1964 tarihli "La Haye Yeknesak Satım Kanunları" diye anılan sözleş­ meler ile başlayan maddî satım hukukunun yeknesaklaştınlmasma ilişkin milletlerarası sözleşmeler arasında dünya çapında kabul göreceği ümit edi­ len bir sözleşme olarak kendini göstermiştir (2).

11 Nisan 1980 tarihinde akdedilen ve 1 Ocak 1988'de yürürlüğe giren (3) Viyana Sözleşmesi U N T C I T R A L (4)'in öncülüğü ve himayesinde ha­ zırlanmıştır. 1964 tarihli "La Haye Yeknesak Satım Kanunları"nın başa­ rısızlığı nedeniyle U N C I T R A L , satım akdinin yeknesaklaştırılması çalış­ malarına başlamış ve uzun bir hazırlık döneminin sonunda Birleşmiş Mil­ letler Viyana'da bir diplomatik konferansın toplanmasına karar vermiştir (5). işte 10 Mart-11 Nisan 1980 tarihleri arasında Viyana'da toplanan dip­ lomatik konferansta dünya üzerindeki satım ilişkilerinin büyük bir çoğun­ luğuna uygulanacağı ümit edilen bu Sözleşme kabul edilmiştir. Daha şim­ diden Amerika Birleşik Devletleri, Fransa, italya ve Çin Halk Cumhuriyeti gibi dünya ticaret hayatında önemli rol oynayan ülkeler tarafından sözleş­ menin onaylanmış olması onun gelecekteki başarısının habercisidir.

(1) Sözleşmenin İngilizce Metni için bk. Bianca, CM./Bonell, M.J.: Commentary On The

International Sales Lazv-The 1980 Vienna Sales Convention, Milan 1987, sh. 763-775.

(2) Maddî satım hukukunun yeknesaklaştırılmasını konu alan milletlerarası sözleşmeler krono­ lojik sıra itibarıyla şunlardır:

1- 1 Temmuz 1964 tarihli Maddî Menkul Malların Milletlerarası Satımı Hakkında Yek­ nesak Kanuna Dair La Haye Sözleşmesi.

2 - 1 Temmuz 1964 tarihli Maddî Menkul Malların Milletlerarası Satımına Dair Akitlerin Kuruluşu Hakkında Yeknesak Kanuna İlişkin La Haye Sözleşmesi.

La Haye Yeknesak Satım Kanunları olarak anılan bu sözleşmelerin İngilizce metinleri için bk. Graverson, R.H./John, E.J.,'Graveson, D.M.: Uniform Laıvs On International Sales A M 9 6 7 , London 1968, s. 124-191.

3 - 14 Haziran 1974 tarihli Maddî Menkul Malların Milletlerarası Satımı Konusunda Za­ manaşımına İlişkin New York Sözleşmesi ve bu Sözleşmeyi değiştiren 11 Nisan 1980 tarihli Viyana Protokolü. j

Sözleşmenin İngilizce metni için bk. AJCL., Vol. 23, Y. 1975, sh. 356-362; Sözleşmeyi değiş­ tiren protokolün ingilizce metni için bk. Rabel Z., Vol. 51, Y. 1987, sh. 186-195. 4^ 17 Şubat 1983 Tarihli Emtianın Milletlerarası Satımı Konusunda Temsile İlişkin Ce­

nevre Sözleşmesi.

Sözleşmenin İngilizce metni için bk. AJCL., Vol. 32, Y. 1984, sh. 751-763.

(3) 11 Aralık 1986'da Çin Halk Cumhuriyeti, Amerika Birleşik Devletleri ve İtalya'nın Sözleş­ meyi onaylaması ile birlikte Sözleşmeyi oynaylayan devlet sayısı 11 'e yükselmiştir. Böylece Sözleşmenin 99 uncu maddesinin İİK fıkrası uyarınca Viyana Sözleşmesi 1 Ocak 1988 tari­ hinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.

(4) United Nations Commission on International Trade Law (Birleşmiş Milletler Milletlerarası Ticaret Hukuku Komisyonu)

(5) Bonell, M.J.: "Introduction to the Convention", Commentary on the International Sales

(4)

194 BİLGİN TİRYAKİOĞLU

Türkiye, Viyana'daki diplomatik konferansa katılmakla beraber söz­ leşmeyi imzalamamıştır. Buna rağmen, Sözleşme Türkiye açısından önem taşımaktadır. Sözleşmenin uygulama alanına giren bir satım akdi ile ilgili ihtilâfla karşılaşan Türk mahkemeleri, büyük bir ihtimalle bu sözleşmeyi Türk Kanunlar İhtilâfı kuralları vasıtasıyla uygulamak zorunda kalacak­ tır.

I - S Ö Z L E Ş M E N İ N U Y G U L A M A ALANI

Sözleşme, uygulama alanını birinci maddesinde belirtmiştir. Buna göre, "(i)şbu sözleşme farklı devletlerde işyeri bulunan taraflar arasındaki emtia satışlarına:

(a) bu devletler işbu sözleşmeye âkit devletler ise; veya

(b) milletlerarası Özel hukuk kuralları âkit bir devletin hukukunun uygulanacağını gösteriyor ise,

uygulanacaktır".

Sözleşmenin uygulama alanını belirleyen bu madde hükmünden de anlaşılacağı gibi sözleşme iş yerleri farklı devletlerde bulunan taraflar ara­ sındaki satımı "milletlerarası" satım olarak kabul etmektedir (6). Bununla beraber, sözleşmenin bu milletlerarası satımlara uygulanabilmesi için ya alıcı ve satıcının iş yerlerinin bulunduğu devletlerden her biri âkit devlet olacak: ya da milletlerarası özel hukuk kuralları, âkit bir devletin hukuku­ nun uygulanmasını gösterecektir. Ancak, tarafların iş yerlerinin farklı dev­ letlerde bulunması şartı sözleşmenin uygulanması bakımından mutlaka gerçekleşmiş olmalıdır. Tarafların iş yerleri aynı devlette ise, satım akdi, tarafların tâbiiyeti, akdin ifa yeri, inikat yeri gibi bir çok yabancı unsur ihtiva etse bile sözleşmenin uygulanması bakımından milletlerarası satım kabul edilemez (7).

(6) Buna göre bir satım akdinin milletlerarası satım olarak kabul edilebilmesi için alıcı ve satı­ cının iş yerlerinin farklı devletlerde olması yeterlidir. Sözleşmenin bir satım akdine uygulanıp uygulanmayacağı tesbit edilirken ne tarafların tâbiiyeti, ne de onların veya akdin ticarî ve­ ya özel karakteri nazara alınır (m. l / I I I ) .

(7) Alıcı veya satıcının birden çok devlette iş yeri varsa, m. 1 /I(a)'nın uygulanması bakımından hangi iş yerinin esas alınacağı hususunda Sözleşmenin 10 uncu maddesinin (a) bendi uygu­ lanacaktır. Bu hüküm uyarınca "Sözleşmenin amaçları bakımından, eğer bir taraf birden fazla iş yerine sahip ise, akdin inikadı anında veya daha önceki bir anda, taraflarca bilinen ve düşünülen şartlar nazara alınmak suretiyle, iş yeri, akit ve onun ifası ile en sıkı ilişkisi bulunan iş yeridir.

(5)

MİLLETLERARASI ÖZEL H U K U K KURALLARI 19S

A) Tarafların İş Yerlerinin Farklı Âkit Devletlerde B u l u n m a s ı

M. 1/I (a)'da yer alan bu şart Sözleşmenin uygulama alanını gayet sınırlı bir şekilde belirlemiştir. Çünkü anılan hüküm, sadece, alıcının ve sa­ tıcının iş yerlerinin bulunduğu devletlerin Viyana Sözleşmesine taraf ol­ ması halinde Sözleşmenin uygulanabileceğini öngörmektedir. Taraflar farklı devletlerde İş yerlerine sahip olmalarına rağmen, eğer bu devletlerden birisi Viyana Sözleşmesine taraf değil ise, m. 1 /I (a) vasıtasıyla Sözleşmenin uygulanması mümkün değildir.

Sözleşmenin 1 inci maddesinin 1/ (a) bendinde öngörülmüş olan bu objektif uygulanabilirlik şartı yalnızca Sözleşmeye taraf olan devletlerin mahkemelerini bağlamaktadır. Viyana Sözleşmesine taraf olmayan bir devlet mahkemesinde dâva açılmış ise, hâkim m. 1/I (a)'da yer alan şart gerçekleşmiş olsa bile Viyana Sözleşmesini uygulamak zorunda değildir. Örneğin Türk mahkemelerinde sözleşmenin kapsamına giren bir satım akdi nedeniyle dâva açılmış ise, hâkim alıcının ve satıcının farklı âkit devletlerde iş yerlerine sahip olması vakasını nazara almaksızın öncelikle M Ö H U K m. 24'e göre uygulanacak hukuku tesbit edecektir. Hâkim m. 1/I (a)'daki objektif şart uyarınca doğrudan Viyana Sözleşmesini uygulayamayacaktır.

Viyana Sözleşmesi, m. 1/I(a) vasıtasıyla uygulandığı takdirde belli bir devletin hukuku olarak değil, bütün hukuk düzenlerinden bağımsız olarak uygulanır (8).

B) Milletlerarası ö z e l H u k u k . K u r a l l a r ı n ı n Âkit Bir Devlet H u k u k u n u n Uygulanacağını G ö s t e r m e s i

Sözleşmenin 1 inci maddesinin I (a) bendindeki objektif uygulanabi­ lirlik şartı gerçekleşmediği takdirde, yani alıcı ve satıcının iş yerlerinin bu­ lunduğu devletlerden biri veya her ikisi birden Viyana Sözleşmesinin tarafı değil ise, yine de sözleşmenin uygulanma şansı devam etmektedir. 1 inci maddenin I (b) bendi uyarınca, hâkimin ihtilâf kuralı Viyana Sözleşmesine taraf olan bir devletin hukukunu kabili tatbik hukuk olarak gösterdiği tak­ dirde, Viyana Sözleşmesi o devletin iç maddî hukuku sıfatıyla uygulana­ caktır. Böylelikle Viyana Sözleşmesinin uygulama alanı ihtilâf kuralları vasıtasıyla genişletilmiş olmaktadır.

Eğer, bir tarafın iş y.eri yoksa onun mutat meskeni göz önüne alınır".

Sözleşmenin 1 inci maddesinin ikinci fıkrasında, akdin şartlarından tarafların farklı devlet­ lerde iş yerine sahip olduğu sonucu çıkmaması halinde, sözleşmenin uygulanmayacağı hük-, me bağlanmıştır.

(8) Reczei, L.: "The Area of Operation of the International Sales Conventions", AJCL., Vol. 29, Y. 1981, sh. 517-518.

(6)

196 BİLGİN T İ R Y A K Î O Ğ L U

Örneğin, satıcının i§ yeri Fransa'da, alıcının iş yeri Türkiye'dedir. Tür­ kiye Viyana Sözleşmesinin tarafı olmadığı için m. 1 /I (a) bendi vasıtasıyla sözleşmeyi doğrudan uygulayamaz. Ancak, Fransız kanunlar ihtilâfı ku­ ralları âkit bir devletin hukukunu, örneğin italyan hukukunu gösteriyorsa, Fransız hâkimi, Viyana Sözleşmesini İtalyan hukukunun bir parçası ola­ rak uygular; italyan kanunlar ihtilâfı kurallarını göz önüne almaz. Zira Viyana Sözleşmesi. 1 inci maddenin I (b) bendi vasıtasıyla ihtilâf kurallarına etki tanıyarak kendi uygulama alanını genişletirken "atfı" reddetmiştir. 1 inci maddenin I(b) bendinde ihtilâf kurallarına etki tanıyan hüküm sa­

dece dâvanın açıldığı âkit devletin ihtilâf kurallarının Viyana Sözleşme- J sine taraf olan bir devlet hukukunu göstermesi ihtilmalini ele almıştır; o

devletin söz konusu olayda Sözleşmeyi uygulayıp uygulamayacağı burada önemli değildir (9). Eğer alıcı ve satıcının iş yerlerinin farklı devletlerde bulunmasına ilişkin şart gerçekleşmiş (yani satım akdi milletlerarası niteliği haiz) ise ve dâvanın açıldığı âkit devletin ihtilâf kurallarının gösterdiği dev­ let Viyana Sözleşmesinin tarafı ise, Sözleşme bu devletin iç hukuku olarak uygulanır; onun ihtilâf kuralları nazara alınmaz. Çünkü, atıf maddî plân­ da olsa bile hukukun yeknesaklaştırılması amacına ters düşmektedir.

Buna karşılık aynı örnekte dâva Türk mahkemesinde açılmış ise, Türk hâkimi bu akidden doğan ihtilâfa M Ö H U K . m. 24 uyarınca tesbit ettiği hukuku uygulayacaktır. Eğer taraflar Fransız hukukunu seçmişler ise, ya da satıcı edimini Fransa'da ifa edecek ise, hâkim Viyana Sözleşmesini Fransız hukukunun bir parçası olarak uygulayacak mıdır? Öncelikle belirt­ mek gerekir ki, Türkiye Viyana Sözleşmesinin tarafı olmadığı için, hâkim m. 1 /I (b) hükmü ile bağlı değildir. Bu tesbitten sonra, yukarıdaki soruya iki ihtimal çerçevesinde cevap vermek gerekir.

(1) Eğer taraflar aralarındaki satım akdinin Fransız hukukuna tâbi olacağı hususunda anlaşmışlar ise, hukuk seçimi halinde, tarafların beklen­ tilerinin tamamen dışına çıkan neticeler doğurması takdirinde atfın kabulü uygun olmayacağından (10) Fransız kanunlar ihtilâfı kuralları göz önünde tutulmayacaktır. Dolayısıyla hâkim Viyana Sözleşmesini Fransız iç maddî hukuku sıfatıyla uygulayacaktır.

(9) Pelichet, M.: "La Vente Internationale de Marchandises et le Conflit de Lois", Rec. des.

Cours., T. 201, Y. 1987/1. sh. 39; aksi Pik. için bk. Reczei, agnı., sh. 518-519.

(10) Tekinalp, G.: Milletlerarası Özel Hukuk, Bağlama Kuralları, B. 3, İstanbul 1986, sh. 275; Çelikel, A.: "Türk Milletlerarası Özel Hukukunda 'Atıf Prensibinin Uygulanması", MHB., S. 2, Y. 3, 1983, sh. 3; Nomer, E.: Devletler Husus! Hukuku, B. 6, İstanbul 1990, sh. 166.

(7)

MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK KURALLARI 197 (2) Hukuk seçiminin olmadığı hallerde, satıcının edimini İfa edeceği yer Fransa olduğu için M Ö H U K . m. 24/11 uyarınca Fransız hukuku kabili tatbiktir. Bununla beraber, M Ö H U K . m. 2 / I H karşısında, hâkimin Fran­ sız kanunlar ihtilâfı kurallarını nazara almayacağı sonucuna varmak müm­ kün görünmemektedir (11). Bu durumda iki sonuç ortaya çıkar: Ya Fran­ sız ihtilâf kuralları Viyana Sözleşmesine taraf olmayan bir devlet hukuku­ nun uygulanmasını öngörür ki, bu durumda Türk hâkimi Viyana Sözleş­ mesini değil, söz konusu devletin hukukunu uygular. Çünkü aynı durumda Fransız hâkimi kendi ihtilaf kurallarının gösterdiği devletin hukukunu uygu­ layacaktır. Ya da Fransız ihtilâf kuralları âkit bir devletin hukukunun ör­ neğin İtalyan hukukunun uygulanmasını öngörüyor ise, Türk hâkimi, Viyana Sözleşmesini İtalyan iç maddî hukuku sıfatıyla uygulamak durumun-,

dadır. M Ö H U K m. 2 / I H ' ü n atfı ikinci dereceden sonra kırdığı görüşü (12) kabul edilecek olursa hâkim artık italyan kanunlar ihtilâfı kurallarını nazara almayacaktır. Üstelik, olayda Türk kanunlar ihtilâfı kurallarına göre uygulanacak olan Fransız hukuku da, Fransa Viyana Sözleşmesinin tarafı olduğu için italyan Devletler Özel Hukuku kurallarının değil, italya'nın da taraf olduğu Viyana Sözleşmesinin uygulanmasını gerektirmektedir. Böylece, ister M Ö H U K . m. 2,/IH'e riayet edilmesi sebebiyle olsun, ister Fransız ihtilâf kurallarının âkit bir devlet hukukunun uygulanmasını ön­ görmesi sebebiyle olsun Türk hâkimi tarafından Viyana Sözleşmesinin uy­ gulanması durumu ortaya çıkacaktır.

C) Viyana S ö z l e ş m e s i n i n Uygulanabilirlik Şartlarının Millet­ l e r a r a s ı ö z e l H u k u k Kuralları İle İlişkisi

Maddî hukukun yeknesaklaştırılması amacını güden bir milletlerarası sözleşmenin ihtilâf kurallarına yaklaşımında üç ihtimal söz konusudur (13). (a) Tâbi Kılma: Bu ihtimalde milletlerarası maddî hukuk sözleşmesi, hâkimin hukukunun ihtilâf kurallarının söz konusu sözleşmenin tarafı olan bir devletin hukukunun uygulanmasını gösterdiği takdirde kendi yeknesak hukuk kurallarının uygulanacağını öngörür. Diğer bir ifade ile, sözleşme­ nin yeknesak hukuk kurallarının milletlerarası unsurlu bir akde uygulanması, ancak dâvanın açıldığı ülke hukukunun ihtilâf kurallarının sözleşmeye taraf olan devletin hukukunu kabili tatbik hukuk olarak göstermesi halinde

(11) Teldnalp, G.: "Akdi ilişkiye Uygulanacak Hukuk (MÖHUK. m. 24) ve Zımnî Hukuk

Seçimi", MHB., S. 1, Y. 5, 1985, sh. 31. (12) Nomer, age., sh. 162, 164.

(8)

198 BİLGİN TİRYAKİOĞLU

mümkündür. Bu durumda yeknesak maddî hukuk sözleşmesi o devletin iç hukuku olarak uygulanır.

(b) Kayıtsızlık: Bu durumda maddî hukuka ilişkin sözleşme, ihtilâf kurallarım hiç nazara almayan bir kural ile kendi uygulama alanını tayin eder. Sözleşmenin bu uygulama şartı gerçekleşmiş ise, artık onu uygulamak için ihtilâf kurallarına başvurmak gereksizdir. Dolayısıyla sadece yekne­ sak maddî hukuk sözleşmesinin kapsamı dışında kalan sorunlar bakımın­ dan ihtilâf kurallarına başvurulabilir.

(c) Ret: Bu ihtimalde hâkimin mensup olduğu devletin kanunlar ih­ tilâfı kurallarının gösterdiği hukukun âkit bir devlet hukuku olması gerek­ mez. Yeknesak hukuk kuralları getiren milletlerarası maddî özel hukuk söz­ leşmesine taraf olan bir devlet artık kendi ihtilâf kurallarının sözleşmenin uygulanması sonucunu doğurup doğurmayacağına bakmaksızın sözleşme­ nin kurallarını uygulayacaktır. Bu ihtimalde, kayıtsızlık ihtimalinden fark­ lı olarak, maddî hukuk sözleşmesi ihtilâf kurallarına başvurmayı açıkça reddeden bir hüküm içermektedir (14).

Viyana Sözleşmesinin ihtilâf kuralları ile olan ilişkiler bakımından hem kayıtsızlık, hem tâbi kılma metotlarını benimsediği 1 inci maddenin I(a) ve (b) bentlerinden anlaşılmaktadır. Gerçekten, Sözleşme, 1 inci mad­ denin I (a) bendinde kendi uygulama alanını doğrudan tayin ederken, bu bent vasıtasıyla sözleşmenin uygulanmasında ihtilâf kurallarına karşı kayıt­ sız kalmaktadır. Buna karşılık, Sözleşme 1 inci maddenin I (b) bendi vasıta­ sıyla uygulandığı takdirde sözleşmenin uygulanması dâvanın açıldığı ülke hukukunun ihtilâf kurallarının bu sonucu öngörmesi şartına bağlanmakta, dolayısıyla sözleşmenin uygulanması ihtilâf kurallarına tâbi kılınmış olmak­ tadır (15).

D ) S ö z l e ş m e n i n 1 inci M a d d e s i n i n I (b) Bendine Çekince K o y m a H a k k ı

Milletlerarası özel hukuk kurallarına etki tanımak suretiyle Sözleş­ menin uygulama alanını dikkate şayan bir biçimde genişleten 1 inci mad-(14) Örneğin 1964 tarihli La Haye Yeknesak Satım Kanunlarında, sözleşmenin uygulanması

bakımından milletlerarası özel hukuk kurallarına başvurma yolu bertaraf edilmiştir: Yek­ nesak Satım Kanunun Sözleşmesi EK, m. 2 ve Satım Akdinin Kuruluşuna Dair Yeknesak Sözleşme, EK I, m. l(g)'de yer alan hükümler ihtilâf kurallarını kategorik olarak reddet­ mektedir.

(15) Eorsi, G.: "A I'ropos The 1980 Vienna Convention on Contracts for the International Sale of Goods", AJCL., Vol. 31, Y. 1983, sh. 353.

(9)

MİLLETLERARASI ÖZEL H U K U K KURALLARI 199

denin I(b) bendi, Sözleşme müzakereleri sırasında üzerinde en çok tartışı­ lan hükümlerden birisi olmuştur.

Bazı devletler 1 inci maddenin I(b) bendinin Sözleşmeden çıkarılma­ sını istemişlerdir. Bu devletler kendi ihtilâf kurallarının kendi hukuklarının uygulanması sonucunu doğurması halinde, Viyana Sözleşmesinin mi, yok­ sa kendi iç maddî hukuk kurallarının mı uygulanacağı hususunda bir seçim yapma imkânının kendilerine bırakılmasını istemişlerdir. Bu önerinin red­ dedilmesi üzerine Sözleşmenin 95 inci maddesi ile, 1 inci maddenin I (b) bendinin etkisini bertaraf etme imkânını âkit devletlere tanıyan çekince kabul edilmiştir. Buna göre, bir âkit devlet, sözleşmenin birinci maddesi­ nin I(b) bendinin kendisini bağlamayacağını beyan edebilecektir.

Sözleşmenin 95 inci maddesinde böyle bir çekincenin yer alması kabule şayan değildir. Çünkü, bu madde çekince koyan devletler ile koymayan dev­ letler arasında farklı bir rejimin ortaya çıkmasına neden olduğu gibi, Vi­ yana Sözleşmesinin yeknesaklaştırma amacına da ters düşmektedir. Bu ne­ denle, en azından, m. 95'deki çekincenin açık bir biçimde ifade edilmesi ve sınırlı tutulması gerekirdi. Böylece, çekincenin etkilerini sınırlandırmak . mümkün olurdu. Oysa 95 inci maddedeki çekince, sınırları açık bir biçimde

belirtilmediği için yanlış anlaşılmıştır. Sonuçta bu çekince, onun Sözleş­ meye konmasını talep edenlerin amacının dışına çıkan etkiler meydana ge­ tirecek şekilde yorumlanmıştır. Bu hatalı yoruma göre, m. 95'deki çekince, Sözleşmenin 1 inci maddesinin I (b) hükmünü bertaraf edecek ve bu çekin­ ceyi kullanan devlet Viyana Sözleşmesini sadece m . l / I ( a ) vasıtasıyla uy­ gulayacaktır (16). Halbuki, m. 95'deki çekincenin, onun Sözleşmede yer almasını isteyen devletlerin de iradesine uygun olarak şu şekilde anlaşılması gerekir: 95 inci maddedeki çekinceyi kullanan devletin ihtilâf kuralları belli bir satım akdine kabili tatbik hukuk olarak kendi hukukunun uygulan­ masını öngörüyorsa, bu devletin hâkimi Viyana Sözleşmesini uygulamak mecburiyetinde değildir. Bu durumda, hâkim, kendi ihtilâf kuralı kendi ülkesinin hukukunun uygulanması sonucunu doğurduğu için Sözleşmenin 1 inci maddesinin I(b) bendi ile bağlı kalmayacaktır. Örneğin, alıcı ve satıcı­ nın iş yerleri farklı devletlerde olmakla beraber, bu devletlerden birisi Viya­ na Sözleşmesinin tarafı değil ise, m. 1/I(a) vasıtasıyla Viyana Sözleşmesi (16) Dore, I.I.: "Choice of Lavv Under the International Sales Convention: A U.S; Perspective",

AJIL., Vol. 77, Y. 1983, sh. 538; Evans, M.: "Declaration as to art. 1/1 (b)", Commentaty

on the International Sales Law~The 1980 Vienna Sales Convention, Milan 1987, sh. 656;

Hergü-ner Ü.: "Applicability of the U.N. Convention on Contracts for the International Sale of Goods to Sales Contracts Concluded by Turkish Companies and their Affiliates Abroad", Murat S a n c a Armağanı, İstanbul 1988, sh. 98.

(10)

200 BİLGİN TİRYAKİOĞLU

uygulanmaz. Farzedelim ki, satıcının iş yeri New York'da, alıcının i§ yeri

Türkiye'de bulunsun. Satıcı kendi borçlarını Fransa'da ifa edecektir. Akitle ilgili olarak ortaya çıkan bir ihtilâfa bakan New York mahkemesi, kendi ihtilâf kuralları Birleşik Devletlerden birinin hukukunun uygulanma­ sını öngörüyor ise, ABD, Sözleşmeyi onayladığı zaman 95 inci maddedeki çekinceyi kullandığı için Viyana Sözleşmesini değil, kendi iç hukukunu uy­ gulayacaktır. Buna karşılık dâva Fransa'da açılmış olsaydı, Fransız kanunlar ihtilâfı kuralları uyarınca ABD hukuku kabili tatbik olsa bile, Fransız mah­ kemesi Viyana Sözleşmesini ABD hukukunun bir parçası olarak uygulaya­ caktır. Çünkü, Fransa Sözleşmeyi onaylarken m. 95'deki çekinceyi koyma­ mıştır. Aynı örnekte, dâva Türk mahkemesinde açılmış olsaydı, Türk ka­ nunlar ihtilâfı ( M Ö H U K . m. 24) uyarınca kabili tatbik hukuk NewYork hukuku ise ve bu devletin ihtilâf kuralları da New York hukukunun uygulan­ masını öngörüyorsa, hâkim Viyana Sözleşmesini ABD hukukunun bir par­ çası olarak uygulayacaktır.

Yukarıdaki örneklerde olduğu gibi T ü r k ya da Fransız hâkimi kendi ihtilâf kuralları nedeniyle ABD hukukunu uygulamak durumunda kalırlarsa, ABD'nin m. 95'deki çekinceyi koymuş olması sebebine dayanarak ABD hukukunun bir parçası olan Viyana Sözleşmesini uygulamaktan kaçınamaz-lar. Aksi sonuca varılması, m. 95'deki çekincenin etkisini hatalı bir şekilde genişleterek, Sözleşmenin uygulama alanını daraltmak anlamına gelecektir.

I I - S Ö Z L E Ş M E N İ N S A T I M T Ü R L E R İ VE S A T I M A K O N U O L A N M A L L A R B A K I M I N D A N K A P S A M I

A ) S ö z l e ş m e n i n K a p s a m ı D ı ş ı n d a Bıraktığı S a t ı m l a r

Sözleşme, ikinci maddesinde kapsamı dışında bıraktığı satımları say­ mıştır. Anılan maddede sayılan satım türleri dışındaki satımlara, Sözleş­ menin getirdiği yeknesak kurallar uygulanacaktır.

Sözleşmenin uygulama alanı dışına çıkardığı satımların başında tüke­ tici satımları yer almaktadır. İkinci maddenin (a) bendinde, tüketici satım­ larına ilişkin bir tanım verilmek suretiyle bu tanım kapsamına giren satım­ lar Sözleşmenin uygulama alanı dışına çıkarılmıştır. Buna göre, kişisel kul­ lanım ya da aile veya ev ihtiyaçlarında kullanılmak amacıyla malların sa­ tışı, tüketici satımıdır. Ancak, satıcı akdin inikadı anında veya daha önce malların bu tür kullanım için alıcı tarafından satın alındığını bilmiyorsa ya da bilmek zorunda değilse, bu satış, tüketici satımı olmayacaktır.

(11)

MİLLETLERARASI ÖZEL H U K U K KURALLARI 201

Tüketici satımlarının Sözleşmenin uygulama alanı dışında tutulması ile güdülen amaç, çeşitli ülkelerde yürürlükte olan tüketicinin korunmasına dair mahallî kanunlara müdahale etmekten kaçınmaktır (17).

Sözleşme, ikinci maddenin (b) bendinde açık arttırma yoluyla yapılan satımları da kapsamı dışında bırakmıştır. Bunun nedeni, açık arttırmanın yapıldığı ülkede bu tür satımlar için özel kurallar getirilmiş olmasıdır. Üstelik bu satımlarda satıcının arttırma sona erene kadar kimin alıcı ola­ cağını bilmesi mümkün olmayacağı için, bu akde sözleşmenin uygulanıp uygulanmayacağı d a genellikle arttırma sonuna kadar belli olmayacaktır. Bu durumda Viyana Sözleşmesinin uygulanmasının böyle tesadüfi bir ola­ ya bırakılmaması uygun bir çözüm tarzı olarak kabul edilmek gerekir (18).

Cebrî icra yoluyla gerçekleştirilen satımlar ile hâkim kararı ile yapılan satımlar da 2 nci maddenin (c) bendinde yer alan hüküm ile Sözleşmenin kapsamı dışında bırakılmıştır. Bu tür satım akitleri de, tüketici satımları ve açık arttırma yoluyla yapılan satımlar gibi akdin yapıldığı ülke hukukunun emredici nitelikteki kuralları ile düzenlendiği için Sözleşmenin 2 nci mad­ desinin (c) bendindeki kapsam dışı bırakma makul karşılanmak gerekir.

B ) S ö z l e ş m e n i n S a t ı m ı n ı K a p s a m ı D ı ş ı n d a Bıraktığı E m t i a Türleri

Sözleşme, 2 nci maddesinin (a), (b) ve (c) bentlerinde bazı satım tür­ lerini kendi uygulama alam dışına çıkarırken aynı maddenin (d), (e) ve (f) bentlerinde bazı emtia türlerinin satımını kapsamı dışında bırakmıştır: Hisse senetleri, hisse, tahvil, kıymetli evrak veya para satımını konu alan, akitler 2 nci maddenin (d) bendinde; gemi, tekne, hovercraft ve uçak satışları 2 nci maddenin (e) bendinde ve nihayet elektrik satımı aynı maddenin (f) bendinde Sözleşmenin kapsamı dışında bırakılmıştır.

Satım akdinin konusu bu tür mallar ise, akde Viyana Sözleşmesinin getirdiği yeknesak satım kuralları uygulanmayacaktır.

C) S ö z l e ş m e n i n U y g u l a n m a s ı B a k ı m ı n d a n S a t ı m Akdi Ola­ rak K a b u l Edilen Akitler

Sözleşme, üçüncü maddesinin I ve II nci fıkralarında karma nitelikteki akitlerin söz konusu olduğu hallerde, ne zaman bir satım akdinin bulun­ duğunu tayin etme yolunu seçmiştir.

(17) Dore, agm., sh. 534. Bu suretle Viyana Sözleşmesi ile tüketicinin korunmasına ilişkin mahallî kanunların emredici nitelikteki kuralları arasında ihtilâf çıkmasına engel olunmuştur: Khoo, W.: "Exclusions From Convention", Commentary on the International Sales Law~The 19B0

Vienna' Sales Convention, Milan 1987, sh. 37.

(12)

202 BİLGİN TİRYAKİOĞLU

Üçüncü maddenin ilk fıkrasındaki hüküm, satım ve istisna akitlerini birbirinden ayırma amacını taşımaktadır. Bu hükme göre, imal edilmek veya üretilmek üzere mal teminine ilişkin akitler, üretim veya imalât için siparişte bulunan tarafın gerekli olan maddelerin aslî bir kısmını karşıla­ mayı taahhüt etmediği hallerde satım akdi olarak kabul edilecek ve bu tür satımlar Viyana Sözleşmesinin kapsamına girecektir. Buna karşılık, siparişi veren taraf gerekli maddelerin aslî bir kısmını da karşılama taahhüdünde bulunmuş ise, akit istisna akdi olarak kabul edilecek ve Sözleşmenin uygu­ lama alanı dışında kalacaktır.

Üçüncü maddenin ikinci fıkrası, hizmet akdi ile satım akdi arasında bir ayrım yapmaya yöneliktir. Bu hüküm uyarınca satıcının borçlarının

önemli bir kısmı, onun tarafından ifa edilecek bir hizmet veya çalışma edimi­

ni gerektirmiyorsa, bu akit satım akdi olarak kabul edilecek, dolayısıyla Söz­ leşmenin uygulama alanına girecektir. Buna karşılık, eğer satıcının borçları­ nın önemli bir kısmı bir hizmet veya çalışma edimini gerektiriyor ise, bu akit hizmet akdi olarak kabul edilecek ve Sözleşmenin kapsamı dışında kala­ caktır.

I I I - VİYANA S Ö Z L E Ş M E S İ N İ N U Y G U L A N M A S I N D A İ R A D E M U H T A R İ Y E T İ P R E N S İ B İ N İ N R O L Ü

Sözleşmenin 6 ncı maddesi uyarınca, 1 inci maddedeki uygulanabilirlik şartları gerçekleşmiş olsa bile taraflar, sözleşmenin hükümlerinin uygulan­ mamasını kararlaştırabilirler. Sözleşmede 6 ncı maddenin yer alması, Söz­ leşmenin irade muhtariyetini kabul ettiğini ve onun hükümlerinin emre­ dici olmadığını göstermektedir. Bu madde hükmüne göre, taraflar Viyana Sözleşmesinin uygulanmasını bertaraf edebilecekleri gibi, onun hükümlerin­ den birinin etkisini değiştirebilir veya bu hükümlerden kaçınabilirler. Bu durumda Viyana Sözleşmesinin değil de, tarafların seçtikleri hukukun ya da ihtilâf kuralları uyarınca kabili tatbik olan hukukun uygulanacağı açık­ tır.

Bununla beraber, taraflara bizatihi Viyana Sözleşmesini uygulanacak hukuk olarak seçme imkânı tanınmamıştır. Ancak taraflar Viyana Sözleş­ mesine taraf olan bir devletin hukukunu seçmekle Viyana Sözleşmesinin uygulanmasını sağlayabilirler. Örneğin, alıcı ve satıcı akdin Fransız huku­ kuna tâbi olacağı üzerinde anlaşmaya varmışlarsa, Fransa Viyana Sözleş­ mesinin tarafı olan bir devlet olduğu için Sözleşme Fransız hukukunun bir parçası olarak uygulanacaktır. Bununla birlikte, taraflar Fransız Medeni

(13)

I-MİLLETLERARASI ÖZEL H U K U K KURALLARI 203

K a n u n u n u n hükümlerinin uygulanacağını açıkça kararlaştırmışlar ise, artık Viyana Sözleşmesi uygulanmaz (19).

I V - VİYANA S Ö Z L E Ş M E S İ N D E K İ B O Ş L U K L A R I N D O L D U R U L ­ MASINDA M İ L L E T L E R A R A S I Ö Z E L H U K U K K U R A L L A R I ­ N I N R O L Ü

Sözleşmenin 7 nci maddesinin I I nci fıkrasında sözleşmenin boşlukları­ nın doldurulmasına ilişkin hükme yer verilmiştir. Bu hüküm uyarınca, Söz­ leşmede düzenlenen konulan ilgilendiren sorunlar hakkında açık bir hüküm getirilmemiş ise, Sözleşmenin ilham aldığı genel ilkeler esas alınarak bu sorunlar çözülecektir. Bu gibi ilkelerin de bulunmaması halinde millet­ lerarası özel hukuk kurallarının gösterdiği hukuk tarafından bu boşluklar doldurulacaktır. Bu hükümden de anlaşılacağı üzere, Viyana Sözleşmesi, boşlukların doldurulması konusunda, m. 1/I(b)'de olduğu gibi ihtilâf ku­ rallarına etki tanımıştır. Böyle bir çözümün doğuracağı sonuçların sözleş­ menin uygulanabilirlik şartlan çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir.

(1) Eğer, Viyana Sözleşmesi 1 inci maddenin I (a) bendi vasıtasıyla uygulanacak olursa, sözleşmenin boşluklarının âkit olmayan bir devlet hukukuna göre doldurulması ihtimali ortaya çıkar. Viyana Sözleşmesini uygulayan hâkim, hakkında çözüm getirilmemiş olan bir sorun ile karşılaş­ tığı takdirde, kendi ihtilâf kurallarının gösterdiği ülke hukukunu uygula­ yacaktır. Aslında böyle bir çözüm kabule şayan olmamakla birlikte, m. 1 /I(a)'da kabul edilen objektif uygulanabilirlik şartı nedeniyle kaçınılmaz­ dır.

(2) Viyana Sözleşmesinin, m. 1 /I(b) bendi vasıtasıyla uygulanması ihtimalinde ise, sözleşmenin hakkında hüküm getirmediği konularda uygu­ lanacak olan hukuk, hâkimin ihtilâf kuralları uyarınca kabili tatbik olan hukukun iç maddî hukuk kurallarıdır. Yani, m. 1/I(b) vasıtasıyla, Viyana Sözleşmesi o ülkenin iç hukuku olarak uygulanırken, Viyana Sözleşmesin­ deki boşluklar aynı ülkenin iç satım hukukundaki kurallar ile doldurulan çaktır.

S O N U Ç

1980 tarihli Viyana Satım Sözleşmesi, yakın bir gelecekte dünya üze­ rindeki satım ilişkilerinin büyük bir çoğunluğunu idare edecek olan millet-(19) Jayme, E.: "International Sales Contracts", Commentarry oh the International Sales Law-The

1980 Vienna Sales Convention, Milan 1987, sh. 32; Bonell M.J.: "Parties' Autonomy", aynı eser, sh. 56; Hergüner, agm., sh. 99.

(14)

20 i BÎLGÎN TlRYAKİOĞLU

lerarası bir anlaşmadır. Milletlerarası ticarî ilişkilerde önemli bir yere sa­ hip olan devletler tarafından Sözleşmenin onaylanması bunun göstergesidir. Sözleşme, milletlerarası nitelikteki satım akitlerinin kuruluşunu, hüküm ve sonuçlarını idare edecek yeknesak hukuk kuralları getirirken, millet­ lerarası özel hukuk kurallarına da etki tanımış ve uygulama alanını geniş­ letmiştir. Milletlerarası özel hukuk kurallarının devreye sokularak, Sözleş­ menin uygulama alanının genişletilmesi, ona taraf olmayan devlet mahke­ melerini bile Viyana Sözleşmesini uygulamak durumunda bırakacaktır. İşte bu özellik, Viyana Sözleşmesini Türkiye bakımından da önemli kıl­ maktadır. Üstelik Viyana Sözleşmesini onaylayan devletlerin sayısı arttıkça, Türk hâkiminin kendi ihtilâf kuralları vasıtasıyla ( M Ö H U K . m. 24), âkit bir devletin hukuku olarak Sözleşmenin vasıflandırdığı anlamdaki millet­ lerarası satımlara Viyana Sözleşmesini uygulaması kuvvetle muhtemeldir. Yeter ki, âkit devletin ihtilâf kuralları aynı olayda yine Viyana Sözleşmesinin uygulanması sonucunu doğursun.

Nihayet, dünya çapında bir uzlaşma metninde yer alması kaçınılmaz olan kusurlarına (m. 95'de hükme bağlanmış bulunan çekince gibi) rağmen Viyana Sözleşmesi, satıma ilişkin maddî hukuk kurallarının yeknesaklaştırıl-masında başarılı bir çalışma olarak kabul edilmek gerekir.

Bibliyografya

Bianca, C M . / B o n e l l , M.J.: Commentary on the International Sales Laıv-The

1980 Vienna Sales Convention, Milan 1987.

Bonell, M.J.: "Introduction to the Convention", Commentary on the Inter­ national Sales Lauı-Tke 1980 Vienna Sales Convention, Milan 1987, sh.

1-22.

Bonell, M.J.: "Parties' Autonomy", Commentary on the International Saks Law - The 1980 Vienna Sales Convention, Milan 1987, sh. 51-64.

Çelikel, A.: "Türk Milletlerarası Özel Hukukunda 'Atıf Prensibinin

Uygulanması", MHB., S. 2, Y. 3, 1983, sh. 1-4.

D o r e , I.I.: "Choice of Law Under the International Sales Convention:

A U.S. Perspective", AJIL., Vol. 77, Y. 1983, sh. 521-540.

Eorsi, G.: "A Propos The 1980 Vienna Convention on Contracts for the

International Sale of Goods", AJCL., Vol. 3 1 , Y. 1983, sh. 333-356.

E v a n s , M . : "Declaration as to art. 1/I(b)", Commentary on the International Sales Lavu-The 1980 Vienna Sales Convention, Milan 1987, sh. 654-657.

(15)

MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK KURALLARI 205

Graveson, R.H./John, E.J./ Graveson, D.M.: Uniform Laıvs on Inter­ national Sale Act 1967, London 1968.

Hergüner, Ü.:"Applicability of t h e U . N . Convention on Contracts For the

International Sale of Goods to Sales Contracts Concluded by Turkish Companies and Their Affiliates Abroad", Murat Sarıca Armağanı, İstanbul 1988, sh. 95-100.

J a y m e , E.: "International Sales Contracts", Commentary on the International • Sales Lavu—The 1980 Vienna Sales Convention, Milan 1987, sh. 27-33. K h o o , W.: "Exclusions From Convention", Commentary on the International

Sales Law-The 1980 Vienna Sales Convention, Milan 1987, sh. 34-40. N o m e r , E . : Devletler Hususî Hukuku, B. 6, İstanbul 1990.

Pelichet, M.: "La Vente Internationale de Marchandises et le Conflit de Lois" Rec. des. Cours., T. 201, Y. 1987/1, sh. 11-210.

Reczei, L.: "The Area of Operation of the International Sales

Conven-tions", AJCL., Vol. 29, Y. 1981, sh. 513-522.

Tekİnalp, G.: "Akdî İlişkiye Uygulanacak Hukuk ( M Ö H U K m. 24) ve

Zımnî Hukuk Seçimi" MHB., S. 1, Y. 5, 1985, sh. 28-31.

Tekinalp, G.: Milletlerarası Özel Hukuk, Bağlama Kuralları, B. 3, İstanbul

Referanslar

Benzer Belgeler

In this study, the antimicrobial activities of the eihanolic extracts of Plantago major (Plantaginaceae), Ononis spinosa (Leguminosae), Lythrum salicaria (Lythraceae) and Juglans

In the present paper, a set of previously synthesized antimicrobial active five ethyl 6-and/or 7-substituted-3-oxo-2[H]-3,4-dihydro-l,4-benzoxazine-2-acetate derivatives and

The method with and without extraction step was applied to the determination of amlodipine besylate in commercially available Norvasc tablets and the results were compared with

maddesinde tanımlanan, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşabilmesi için, failin işlediği suç nedeniyle kendisi

Türkçeleştirilmesi konusunda ‘işyerinde psikolojik taciz’ olarak adlandırdığı ‘mobbing’.. olan fiil veya olguları mobbing terimi olarak değerlendirmek

zarar görenin zararı azaltma külfetini ihlâli, zarar görenin zararı azaltacak makul tedbirleri almaması sonucunda artan zarar (kaçınılabilir zarar) ile zarar verenin

Milletvekili Seçimi Kanunu Tasarısı, milletvekilliklerinin ülke genelinde kullanılan ge­ çerli oyların en az % 10'unu alan, seçim çevreleri itibariyle de bir seçim

— Bu kararlar tescil ve ilân edilir (TK 26 ve müteakip). — Her iki şirket bilançosu ayn ayn ilân edilir ve borçlann şekli itfası gösterilir TK 207. Fakat borçlann