E ski İstanbul Eyleri
Yazı ve Resimler: Perihan BALCI
Türkiye Tarihî Evleri Koruma Derneği Başkanı.
I
Güzel veya çirkin, mutlu veya mutsuz, varlıklı veya varlık sız...
Bunlar, sanki eski İstanbul evlerinde, dış görünümlerin den okunur. Semt semt deği şiklikler evleri etkilem iştir, İstanbul'da...
Halk tipi yanyana dizilmiş ba sit görünümlü ev ve yalılar dan tutun da, en ücra köşele re veya en uzak sayfiyelere
kadar her tür köşkler, konak lar, evler ve yalılar.
Bunlardan anlaşıldığı üzere, İstanbul’da genellikle dört tip yaşanılan hane görürüz. İstan bul topoğrafyasının gerektir diği dar yokuşlarda, değişik konsollar üzerinde çıkmalı, cumbalı sıra sıra evler, yedi tepe üzerine kurulmuş... Kadırga bunlardan bir tanesi ve halâ bu tip sokaklar canlı, yaşıyorlar. Sultanahmet sem ti, eski görünümünü henüz tam yitirmemiş, Akbıyık tara fına doğru ara ara görülen
tahta evlerin yanı sıra .kalite siz bir düzen içinde acele kondurulan apartmanlar adeta göze batıyorlar, seyredeni ra hatsız edercesine. Sokollu Mehmet Paşa Camisi etrafın da yine aynı görüntü bize meydan okuyor. Bir tarih var sa eğer bir kentte, bir mima rî miras varsa, tümüyle koru nursa kurtarılmış olur. Tarihi bir caminin veya bir yapının etrafı da tarih vermeli seyre dene.
Fatih, Aksaray, Üsküdar, semtler ve sokaklar nerede şimdi?
çinde yaşanı lan mesken, ya şayanların ve yörelerin özel liklerini taşır.
i ö
&*'
t
mm
* tİv
u sJ B
||
Jf.
Sultanahmet'te bir KONUT sokağı henüz yerinde duru yor, yaşayanları da tarih gibi. Geçmişi hatırlatıyor bir anda. Süleymaniye'de Kirazlı Mes c it Sokağı ve ona dikey Kay serili Ahmet Paşa sokağı ve konağı. Ne yazık ki konak bir harabe, oda oda kiraya veril miş ölümünü bekliyor. Kirazlı Mescit sokağının hemen giri şinde belediyenin izniyle bir iş hanı yapılmış.
Sultanahmet’te Soğuk Çeşme sokağı, bir yanı Ayasofya Ca misinin duvarı boydan boya, öbür yanda iki üç eski ev yan- yana omuz vermiş çökecek gibi.
Akbıyık'ta, Büyük Türk Müziği Bestekârı, Hamamı zade İs mail Dede Efendi evi harabe si.
Üsküdar tümüyle yok olma ya rışında. O, şarkılara geçen Üsküdar, Batılının İstanbul denince aklına ilk gelen İstan bul semti, Üsküdar.
Dolap sokağı sanki bir müze sokaktı. Bir tarafta sıra evler, ufak bir mescit, küçücük çeş mesi, mezarlıkları, selvileri, arnavut kaldırımı ile, Piyer Loti’nin hayalinde yaşattığı karakteristik Türk sokağı. O sokaktan geçerken hassasla- şırdı insan. Geçmiş yıllara dö ner ve yaşardı...
Şimdi evler, yerini beton yı ğınlarına bırakmış, arnavut kaldırımı asfalt olmuş, netice sokak özelliğini kaybetmiş. Artık onu gözleyene hiç bir şey vermiyor. Biraz ilerde Müsahip zade Celâlin yaşadı ğı ev var. Hemen bir sokak arkada. Nefis bir Türk mima risi, şimdi alt katı dört direk kalmış, komşular tahtaları sö küp söküp götürmüşler tarihi kişiliği olan evin...
Buna mukabil, Boğaziçi yalıla rında bir yenilenme başladı son yıllarda.
Apartman yalılardan, ahşap yalılara bir kayış var gözönün- de bariz, apaçık..
Rutubetli iklime sahip İstan bul’da beton yalılar ve apart manlar içinde oturanların sıh hatini tehdit eder oldu. Ahşap yapı her şeyiyle sağlıklı idi. Ne yazık ki bunları yıkarak yerlerine beton binalar yap tık.
Yeniköy Afifpaşa (Cemil MuHayyeş) görüntüyü bozan modern yalılarla. Yenikoy. Aflfpasha (Cemll
Muhayyes). 1st appearance is spoilt by the presence of modern yalis.
Kanlıca Saffet Paşa Yalısı (1976’da yandı. Osmanlı mimarisi).
Yeniköy un en güzel yalıların dan biri olan A fif Paşa (Mu- hayyeş) yalısının yanında, he men bir yalı apartman, Sadı- razam Nşcip Paşa yalısı ya nında yine bir apartman yalı yapılıverdi. Boğaziçini gezer ken, çelişkiler birbirini kova lıyor, İstanbul evlerinde ve sokaklarında olduğu gibi... 18. Y. Yıla kadar sivil Osman
lI mimarisinin hakim olduğu İstanbul’da, 1730 dan sonra Batı etkisi görülmeye başla mıştır. Sivil Osmanlı mimari sinde batı süsleme dekoras yonu yaygınlaşmış, dışta bal kon, pencere, kapı süslemele ri, içerde tavan, duvar kalem işi süslemeleri, dolap-yüklük kapılarında stilize çiçek mo tifle ri rağbet görmüştür. Bi nalarda Neo Klâsik, Neo Ba
rok, Gotik, A rt Nouveau sti lini kullanmışlardır, yaşanılan yıllara göre.
Adalar, Yeşilköy, Bakırköy, Arnavutköy, Erenköy semtle rinde batı etkili binalara çok rastlanır. Buna karşın Fatih, Aksaray, Zeyrek, Süleymani- ye, Sultanahmet, Üsküdar mu hafazakâr olup, genellikle si vil Osmanlı mimarisine sadık kalmıştır.
Boğaziçinde: Anadolu yakasın daki yalıların daha çok Os manlI mimarisi çerçevesinde yapıldığı bir gerçek.
Beykoz’da Ahçıbaşıların yalı sı, Göksu’da İaşe Nazırı Os man Safter Efendi yalısı, A. Hisarı’nda Amcazade yalısı, Hekimbaşıların yalısı, Kaniı- ca'da 1976 da yanan Saffet
paşa yalısı, yine Kanlıca'da 7 -8 Haşan Paşa yalısı, A. Hl- sarı’nda Komodor Remzi Bey (Erdal İnönü) yalısı, Vaniköy- de Nazif Paşa yalısı, Çengel köy’de Server Bey yalılarını geleneksel Türk mimarisi ola rak tanımlayabiliriz.
Batı etkili yalılar daha çok bo ğazın Rumeli yakasında top lanmıştır.
Yeniköy'de A fif Paşa yalısı, Faik ve Bekir Bey yalıları, Ar navutköy yalıları, Tarabya'da eski Fransız Okulu, İtalyan Konsolosluğu, Alman Sefare ti, Villa Zarif, Sarıyer'de sıra yalılar, Çayırbaşı'nda iki yalı, Sarıyer’de Necmettin Molla (Abraham Paşa) yalısı, Bü- yükdere Vehbi Koç yalısını başlıcaları olarak sayabiliriz.
Süleymaniye Kayserili Ahmet Paşa s (ağı. Çıkmalı, kafesli, sürmeli pencereli klâsik Osmanlı mimarisi.
Süleymaniye. Classical Ottoman architecture Kayserili Ahmet Pasha Street.
Kanlıca. Saffet Pasha Yalı (Ottoman architecture. Burnt down in 1976)
Bütün bunlardan anlaşıldığı gibi, İstanbul semt semt için de yaşayan insanına, yaşanı lan yüzyıl çeşitlemesine, yaşa yanın sosyal durumuna göre değişik biçim ve karakter göstermektedir. Bu karakter geçmiş yüzyıllar karakteridir ve İstanbul'u İstanbul yapan bu karakteristik tarihsel kişi liğidir.
Batılıların hayran kaldığı bu tarihsel anıt kentimizin aslını koruyarak müze gibi saklamak gerekir.
Bu noktadan hareket ederek, eski ev sahiplerine yardımcı olmanın da bir çözüm olabile ceği kanısındayım.
George Duhamel «Korumak ta Yaratmaktır» diyor.
Biz de yeniden yaratmak için, yaşayanları korumalıyız.
Tarabya. The French School (showing western influences) Tarabya Fransız Okulu (Batı etkili)
Anadolu Hisar. Hekimbaşların Yalı (Ottoman architecture) Anadolu Hisarı Hekimbaşların yalısı (Osmanlı mimarisi)
r
i
f
S' 1 fifl 11
i^ s Îîr 2 H
t
.
i l i l
¡1IIIJ it |l|
SI ;t|*
^ fil
R m j j v m " - *$¥ •. - H , . «.11 r u â .taLûL
* , -Jml 1 I ■ % ' * L î ! ’ . 1 <6 " : g g ■i
Çengelköy Sadullah Pasa Yalısı (bahçe yüzü) Çengelköy. Sadullah Pasha Yalı (garden front)
By Perihan BALCI
he old Istanbul houses clearly reveal the cha racter of the people who li ved In them and the district in which they stand. Every district of Istanbul possesses its own individual character and personality.
. Perhaps the most typical are the old wooden houses with their bays and overhangs set in the steep, narrow streets of Istanbul’s seven hills. Hou ses of this type are to be seen in Sultanahmet, a dist rict that still retains much of its old character, and the sa me architectural features are also to be found in the streets of old houses surro unding the mosque of Sokol- lu Mehmet Pasha. Süleyma- niye is another district where such houses and streets still survive, although even here the old mansions are rented out by the room, and their di lapidated state warns that they are awaiting final dest ruction.
In Üsküdar, thet most famous of all the old quarters of Is tanbul, a street such as Dolap Sokak was once a sort of mu seum in itself. This street, with its rows of old houses, its small masjid, Its tiny fo untain, its graveyards, cyp resses and cobbles, was the sort of street conjured up in the fancy of a Pierre Loti. Now the old houses have be en replaced by concrete blocks, the cobbles have be en asphalted over, and the street has lost everything of its old character. A little fur ther on ,in the street imme diately behind this, is the mansion once occupied by Muhasipzade Celal, an exqui site example of old Turkish architecture. Now it has been stripped down to a meagre skeleton by local inhabitants in search of useful pieces of timber.
The yalis, or w ater-side resi dences, on the Bosphorus, on the other hand, would appear to have received a fresh lease of life in recent years, and there is now an obvious shift of preference from mo dern apartment blocks to the old wooden water side vil las. In a damp climate like that of Istanbul a wooden house is much healthier and much more comfortable than a flat in a concrete block, and it is a tragedy that many of the old yalis were destroyed before people once more be came aware of this. The A fif Pasha Yah, the most famous of all the yalis in Yenikoy, Now stands next to a modern block of flats, and another block of flats has been erec ted right beside the yah of the Grand Vizier Necip Pasha. In other words, one finds on the Bosphorus the incongru ous contrasts that one sees in the streets of the city. Until 1730 Ottoman style architecture prevailed in Is tanbul, but after that date European influences began to
make themselves felt. Euro pean style decoration was applied to Ottoman domestic architecture, and stylised flo ral motifs could be seen on the balconies and doors, and on the interior walls and cei lings. Neo-Classical, N e - Baroque, Gothic and A rt Nou veau can all be observed. Mary houses revealing clear evidence of western influen ces are to be encountered on the Princes' Islands, in Yeşil köy, Bakırköy, Arnavutköy and Erenköy. But in districts such as Fatih, Aksaray, Zeyrek, Sü- leymaniye, Sultanahmet and Üsküdar architecture rema ined much more faithful to Ottoman tradition. As for the Bosphorus, it is on the Ana tolian side that we find the purer Ottoman style. Traditi onal Ottoman architecture is represented there by buil dings such as the Osman Saf- ter Efendi Yah at Göksu, the Amcazade Yah and the He- kimbaşılar Yalı at Anadolu Hisar, the Saffet Pasha Yalı at Kanlıca (which was burnt down in 1976), the Hasan
Pasha Yah at Vaniköy and the Server Bey yalis at Çengel köy.
Yalis displaying western inf luences are to be found more predominantly on the Rume- lian shore. These include the A fif Pasha Yah at Arnavutköy, the old French School, the Italian Consulate, the German Embassy and the Villa Zarif at Tarabya, the row of yalis at Sarıyer, the two yalis at Ça- yırbaşı, and the Vehbi Koç Ya lı at Büyükdere.
The old houses of Istanbul vary in form and character according to the district in which they were built, the period to which they belong and the social status of their owners. Their character is the character of a bygone age, but it is this character that has created the Istanbul that we know today.
By preserving these old buil dings we are in effect preser ving the essential character and personality of our city.
Anadolu Hisarı Marki Necip Bey Yalısı. Anadolu Hisar. Necip Bey Yalı.
12
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi