• Sonuç bulunamadı

Özal dönemi hırsızlığı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Özal dönemi hırsızlığı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Bilimsel araştırma parayla olur

Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Can

Özşahinoğlu, Türkiye’de bilimsel araştırmalar için daha

fazla kaynak ayrılması gerektiğini belirtti. Prof. Özşahinoğlu,

bunun Türkiye’nin geleceği ve çağdaş uygarlık düzeyine

ulaşma açısmdan büyük önem taşıdığına dikkat çekti.

5

8 Ekim 1994

CUMARTESİ

Özal Dönemi

hırsızlığı

K

O N U YA girmeden önce, bir belge açıklamak istiyorum... İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin

1993/94 sayılı kararı elimde. Özetle ak­ tarıyorum:

"...Turgut Özal'ın 17.4.1993'te vefat ettiği, davacılar Tevfik Ahmet Özal, Şeri­ fe Zeynep Ö zal ve Mazhar Efe Ö zal, Turgut Özal terekesini (mirasını) kayıtsız şartsız reddettiklerinden, reddin tescili­ ne (onaylanmasına) karar verildi. 23 Ha­ ziran 1993".

Bu mirasın reddi hadisesi çok önem­ lidir. Özal hanedanının edindiği inanıl­ maz servet tartışılırken, işin bu yönüne mutlaka bakılmalıdır. Üç kardeş, baba­ dan kalanları reddedip Semra'ya bırakı­ yor. Niçin?

Babadan neler kaldı? Bilinmiyor! O baba ki, 1983 seçimlerine girmeden ön­ ce "Ben ortadirek bir vatandaşım" diyor, mal varlığını kamuoyuna açıklıyordu, iki ev, iki araba, Side'de bir dönüm arazi, birkaç milyon para ve biraz altın!.. Hepsi bu kadardı. Aradan geçen 10 yılda ne ol­ du? Bu inanılmaz servet gökten zembille mi indi? Hangi para ve hangi sermaye ile edinildi? Sadece kendileri biliyor.

Mirasın reddi olayının arkası ilginç çı­ kacak! Pek çok ipucu burada yatıyor. Ama bunları kim araştıracak?

★★★

Yıl 1986... Milletvekili Türkân Arı- kan'la, Hürriyet te bir Pazar Sohbeti yap­ mışım. Arıkan, Özal tarafından kurulan fonlarda büyük denetimsizlik ve yolsuz­ luk olduğunu kanıtlıyor ve "Trilyonları harcama yetkisi Turgut Özal, Yusuf Boz- kurt Özal, Ekrem Pakdemirli ve Vahit Er- dem'de. Bu kişilerin elinde hiçbir deneti­ mi olmayan trilyonlar dolaşıyor. Subaş- larını devler tutmuş" diyor. Uzun sohbe­ tin tümünde, fonlardaki rezaleti anlatıyor.

Türkân Arıkan, bana bu doğrultuda söylediği sözler nedeniyle, ANAP'tan

1984 yılında ihraç edilmiş, bağımsız kal­ mış.

Tarih 12 Nisan 1987... Arıkan'la bir

Pazar Sohbeti daha yapıyorum. Hürri- yet'te dokuz sütun manşet çıkıyor. Baş­ lık: "Özal, Yolsuzlukları Biliyor. ANAP'a Yakın Olan, Vurgunu Vuruyor"... Tür­ kân Arıkan, 1984 yılından başlayarak, sanki günümüzün fotoğrafını çekiyor... Ve o dönemde bana şunları söylüyor;

"Her taşın altından yolsuzluk çıkıyor. Başbakan Özal, bunların üzerine gitmi­ yor. Yolsuzluklara kılıf hazırlanıyor. ANAP iktidar olunca, Korkut Özal mil­ yarlar kazandı".

Türkân Arıkan, kamu bankalarındaki yolsuzluklara da dikkat çekiyor. Hatta

Emlakbank'ın adını veriyor. Meclis gün­ demine getirilen yolsuzluk iddialarının, ANAP çoğunluğu tarafından sürekli hası- raltı edilmesinden yakınıyor.

Evet, bir ANAP milletvekili yıllarca yırtındı, büyük yolsuzluklar nedeniyle kendi partisini eleştirdi. Sonuç, Arıkan'ıh

ANAP'tan kovulması oldu!

İşte, bugünlere böyle geldik. Hırsız ye namussuz çeteleri devlete egemendi. Ülkeyi hanedanlar yönetiyordu... Ve Türkiye soyuldu, iliğine kadar emildi. Bunları söyleyenler ve yazanlar "kötü

adam" ilan edildi. ★★★

Günün birinde iktidar değişti... "Çan­ kaya'dan hesap soracağız" diye bar bar bağırıp bizim oylarımızı cebe atanlar hü­ kümet kurdu. Çankaya'dan hiçbir hesap sorulmadı. Bu konunun üzerine asla ve kesinlikle gidilmedi.

Yolsuzlukları araştırmakla görevli Devlet Bakanı Orhan Kilerciğlu, H azi­

ne'den Sorumlu Devlet Bakanı Tansu Çiller'e bir resmi yazı gönderdi. 10 Şubat

1992 tarih ve 763 sayılı yazı!

Burada anlam olarak deniliyor ki:

"Emlakbank'ta büyük yolsuzluklar ol­ duğu ortaya çıkmıştır. Bu kuruluşun, üst düzey yöneticilerin atanması dahil ol­ mak üzere ciddi biçimde denetlenmesi, incelenmesi ve sorumluların belirlenme­ si gerekmektedir. Gerekli işlemin yapıl­ ması"...

Bankalar ve Emlakbank, Tansu Ç il­ ler'e bağlıydı. Ne yaptı bu konuda?.. Hiçbir şey! Maalesef, hiçbir şey!

Bunları niçin yazıyorum? iktidar de­ ğişti, ama yolsuzlukların üzerine yine gi­ dilmedi... Ve hırsızlık zinciri, Emlak- bank'la patladı.

★★★

İşte, Türkiye bu yolsuzluk ve hırsızlık batağına böyle sürüklendi. Hırsızlar gör­ dü ki, bu işin üzerine giden yoktur. Dev­ leti soymak normaldir, soymayan enayi­ dir.

Arkalarına bizim medyadaki hırsız ve namussuz takımını aldılar. Özal ve ha­ nedanı, bunları doyurdu. Hepsine iş bul­ du. Gazetelere yerleştirdi, TRT ve özel kanallarda program yapmalarını sağladı. O nlara yönetim kurullarından maaş bağladı, avantalar ihsan etti... Ve bunlar, inanılmaz soygun düzenine arka çıktı!.. Bugün de çıkıyorlar, Özal'ı ve ailesini sa­ vunmaya kalkışıyorlar.

Burada tekrar ediyorum. Engin, Se­ lim vesaire gibi şahıslar, bu soygun dü­ zeninin küçücük piyonjarı, pislik dolu bu filmin figüranlarıdır. Üzerlerine elbette gidelim. Ama başaktörleri, yardımcı ar­ tistleri, bu pisliğin senaryosunu yazanları ve yönetmenlerini asla unutmayalım.

Başrol oyuncularının üzerine gidil­ mezse, bu işten hiçbir sonuç çıkmaz. Bunun da tek yolu, Özal ailesinin serve­ tini irdelemektir. Bu servet belli olduğu anda, pek çok şey iyot gibi açığa çıka­ caktır.

★★★

Dünkü Akşam Gazetesi'nde inanıl­ maz bir dizi başladı. Özal ailesinin, dev­ letin tepesinde olduğu dönemde bile "te­ tikçi" kullandığı itiraflarla ve resimlerle yer aldı. Onlara Tofaş bayiliği ve benzin­ lik vaat edilmiş, itirafçılar, Semra'nın em­ riyle -Zeynep'le evlenmesin diye- da­ vulcu Âsım'a 30 gün "gözaltı" uygula­ mış... Ahmet, "tahsilat" yapmalarını iste­ miş... Daha neler neler!..

Asım'ın anıları, bundan bir süre önce

Sabah Gazetesi'nde yayınlanmıştı. Me­ ğer Sabah Gazetesi, anıları daha önce

Semra'ya vermiş ve o denetlemiş, iste­ mediği bölümleri çıkarmış. Öyle olduğu zaten belliydi. Örneğin dizinin anonsla­ rında bir bölüm vardı. Efe'nin bazı işler­ den avanta aldığı, Asım payını isteyince vermediği ve aralarının bozulduğu bildi­ riliyordu.

D izide bu bölümler yoktu! Şimdi açıklanıyor ki, Sabah Gazetesi, yazıları önceden Semra'ya verip sansür ettir­ miş!

Dünkü Akşam'da başlayan müthiş açıklam aları, gazetenin üst düzey bir yöneticisine sordum. Bunlar gerçekten doğru muydu, yoksa işin içinde biraz palavra, biraz abartma var mıydı?..

"Hepsi doğru... Bu arkadaşlar, Ahmet Ö zal ve dizimizde adı geçen diğer bazı kişilerle de konuştular. Sesleri banda alındı. Onları da vereceğiz" dedi.

Bugün Hürriyetle birlikte bir de Ak­ şam alın. Çok, ama çok ilginç olaylar açıklanıyor. Özal hanedanının tetikçiler­ le ilişkisi, galiba kanıtlanıyor. Hayret!

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Özal dönemi, Türkiye’nin uluslararası alanda görünürlüğünü artıran bir dönem olmuş, ülkenin itibarı artmış ve küreselleşme politikalarına uygun olarak

Bunlar›n gezegen yap›s› denklemlerinin öngördü¤ünden daha fliflkin olabilmeleri, ancak derindeki katmanlar›na daha fazla ›s› girifliyle mümkün olabilir.

Bu çal›flmada uyku apne sendromu ön tan›s› ile uyku laboratuar›nda yatan hasta toplulu- ¤unda genel populasyona göre daha fazla oranda minör- majör kafa travmas› ve

1. Ödüllerin değerlendirilmesinde, ödülün başvuru sahibinin alanı ile ilgili yapmış olduğu çalışmalar için 2019’de verilmiş olması esastır. Daha önce en az

Üniversitemiz için gerekli her türlü, yapı, tesis, onarım, bakım, imalat, etüd, proje, keşif, ihale ve denetleme işlerinde yoğun olarak hizmet veren Yapı

Turgut Özal İçin Port Denemesi (Ed. Devlet ve Siyaset Adamı Turgut Özal. İstanbul: 20 Mayıs Eğitim, Kültür ve Sosyal Dayanışma Vakfı. “Milli Görüş Hareketinin

Bu amaçla Hekimhan Mehmet Emin Sungur Meslek Yüksekokulu Birim Faaliyet Raporumuz 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 41 inci maddesine

Ulusal yayınevleri tarafından yayımlanmış kitap editörlüğü sayısı 1 Ulusal yayınevleri tarafından yayımlanmış kitapta bölüm yazarlığı sayısı 22 2021