• Sonuç bulunamadı

İstanbul'un meşhur binalarıSelimiye Kışlası

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İstanbul'un meşhur binalarıSelimiye Kışlası"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

I istanbulini Meşhur Binaları: 2

Selimiye Kışlası

Yazan: Halûk Y

fehsüvaroğlu

İstanbulun güzel mimarî eser­ lerinden birisi de Selimiye kışla­ sıdır. Eskiden Kavak sarayının bu­ lunduğu bu sahada ilk kışlanın in­ şasına III. Selimin emrile başlan­ mış ve bina 1800 yılında tamamlan­ mıştı. Bu münasebetle düşürülen tarihte (Serb-i tüfenk hâmedir bil bu tarihte — Cend-i mual- lem kışlası yaptı yeniden Han-ı Se­ lim) deniliyordu.

Kavak sarayının yerini Nizam-ı cedid askerlerinin talimlerine ter- keden III. Selim bu nefer kışla­ sından ve kendisine yapılmış bir köşkten sonra da üç sene içinde (zabitan konakları, çarşı dükkân­ ları, değirmen, hamam, tab’hane, hastane, cebehane, talim meydanı, tulumbacı kışlası, su haznesi, çeş­ me, iskele ve liman) inşa ettir­ mişti. (1).

Kabakçı Mustafa isyanında Le- vend çiftliğindekilerle beraber Se- limiyedeki Nizam-ı cedid kışlası da yıkılmıştı. Burada yeni kışlanın temelini yeniçerilerin kaldırılma­ sından sonra II. Mahmud attırdı. Selimiyenin inşasına Morali Os­ man Efendi binaemini tayin olun­ muştu. (2).

Yeni kışla dört senede bitti. 1245 senesi, recebinin yirmisinde (1828) Selimiye kışlası merasimle açıl­ mıştı. Merasimde Sadaret Kayma­ kamı Hulusi Paşa Serasker Paşa, Reis-ül-küttab Pertev Efendi ve diğer memurlar bulunmuşlar, as­ kerler (saf beste olduğu halde Hüdayi Şeyhi Efendi) düa eylemiş, binaeminine, oğullarına bol yenli sincab kürkler, kalfalara ve diğer işçilere mevkilerine göre hil’atler giydirilmişti. Bu esnada yeni as­ kerî bandomuz da muhtelif marş­ lar çalmıştı.

Selimiye kışlasını yapıldığı sıra­ larda gören bir İngiliz muharrir, ih­ tisaslarını şöyle tesbit etmektedir: (Selimiye kışlasının mevkiinin gü­ zelliğine, mimarı ve tezyinî zara­ fetine pek itina edilmiş ve hiç şüp­ hesiz emsali müesseselerden üstün bir eseı meydana getirilmiştir.

Binanın uzun, beyaz cephesi ve zarif kuleleri, kayalık sahilden o- tuz üç metre yükseklikte bulunu­ yor. Kışlanın yüksek duvarları ya­ nında sevimli ve küçük bir cami vardır

K.şlamn tezyininde kullanı.an mermer, sert ve düz beyaz olup lekeıeıi ve damarları yoktur. Ka­ pının yanlarındaki yarım sütunla­ rın işlemeleri, kapının üzerindeki arkı süsliyen arabesek oymalar ve burmalar entablaturunî nakış, or- Molu yaldızlı ve Lapis- Lazuli ma­ visi ile süslenmiştir.

Ben bu sade fakat muhteşem gü­ zellik karşısında hayran kaldım. Gördüğüm bu güzelliği kâğıd ü- zerine çizebilmek için iki heıe te­ şebbüs ettimse de askerer buna mâni oldular.

Kışlanın başka bir kapısı içinde inşaat yeni başlamıştı. Bu kapı da­ ha sade olmakla beraber ana ka­ pının zarafetinden aşağ. kaian ye­ ri yoktu.) (3).

Selimiye kışlası inşasından beş sene sonra yeni vc esaslı bir ta­ mir görmüştü. (4) Bu tamir ve tec- did münasebetile II. Mahmud kış­ layı 1251 yılı eemaziyel evvelinin 13 üncü pazar günü (1835) ziyaret et­ mişti. Tamir münasebetile kışlada­ ki askerıer çadırlarda bulunuyor­ du.

ülema, askerî erkân tarafından karşılanmıştı. Resmin, binek taşına alınması münasebetile kurbanlar kesilmiş, dualar okunmuş, yirmi bir pâre top atılmış ve askerler resmin önünde geçid resmi yap­ mışlardı.

O gece Selimiye kışlasının içi ve dışı kandillerle donatılmış ve sabaha kadar havaî fişekler atıl­ mıştı.

Bu tarihlerde İstanbulu bir oaş- ka İngiliz seyyahı ziyaret etmiş ve bir çok semtleri olduğu gibi Üskü- darı, Selimiyeyi de dolaşmıştı. Sey­ yah, Selimiye kışlası önündeki ih­ tisaslarını şöyle anlatmaktadır: (Padişahın köşkünü geçtikten son­ ra kendimizi o fevkalâde kışlanın «karşısında bulduk, ihtimal dün­ yanın hiç bir memleketinde kış­ lalar Türkiyede olduğu kadar gü­ zel bir tarzda inşa adilmez. Bura­ da bütün kışlalarda bir saray hali var. Hassa alayına tahsis edilen bu Üsküdar kışlası ise İstanbul ve civarında bulunanların en güzeli­ dir.

Selimiye dört köşelidir. Her kö­ şesinde birer kule bulunuyor. A- şağıdan yukarıya doğru küçük kulelerin, başları birer külahla süslenmiştir. Kışlanın hemen esas kapısı karşısında III. Selimin muh­ teşem camii bulunuyor...) (5).

II. Mahmudun bir cephesini kâr- gir olarak inşa ettirdiği Selimiye kışlasının diğer cepheleri de Ab- düîmecid zamanında ve muhtelif tarihlerde kârgir olarak yeniden yaptırılmıştı. Her cephedeki ka­ pının üstündeki tarihlere göre bu inşaat 1841 ve 1852 yıllarında ta­ mamlanmıştır. Kışlanın bir kısmı 1848 de yanmış ve buralar yeni­ den yaptırılmıştı. (6). Kışla 1863 yılında ve daha sonra da esaslı bazı tamirler görmüştür.

Zemini hariç üç katlı olan kış­ lada 228 oda mevcuddur. Kışlanın ön ve arka cepheleri 267 şer met- re, yan cepheleri 198 er metredir. Binanın bir cephesinde kuleden ku ieye yüz on bir pencere bulun­ maktadır. Yedi katlı olan kulelerin alt kat ölçüleri 7,90x7,90 dır, Bi­ nanın oda ve tavan döşemeleri ah- şab, koridor kısmen ahşab ve ek­ serisi volta kemerdir.

Selimiye kışlasının tarihinde Kı­ rım harbinin hâtıraları mühim bir yer tutmaktadır. Kışla 1854 nisa­ nında Himalaya gemisile ve zev­ celerde beraber İstanbula gelen İngiliz askerlerine tahsis edilmişti. O tarihlerde hizmetimizde buıunan İngiliz amirali Sir Adulphus Slade bu vak’adan şöyle bahsetmektedir: (Ingiliz ordusunun öncüsü olan 33 ve 41 inci alaylar bir kar fır­ tınasında İstanbula geldiler. Ertesi ı günü karaya çıkarak Selimiye kış­ lasına çok rahat bir surette yer­ leştiler. Kadın ayağı -Ingiliz as­ kerlerinin zevceleri- o zaman birin­ ci defa olarak bu Türk kışlasına girdi. Bu asker kadınları, güzellik ve sıhhate uygunluk bakımından şimdiye kadar hiç bir yerde böyle bir kışla görmemişlerdi..)

Seimiye kışlası muharebeden

sonra İngilizlere hastane ola. rak bırakılmıştı. İngilizler bu. raya (Kışla hastanesi) ismini ver* mişlerdi. Burası meşhur harb hem. şiresi Florence Nightingale’in ya. nındaki İngiliz hemşirelerle btra- ber ilk yerleştiği ve karargâlvnı kurduğu hastaneydi.

Florence Nightingale’in kışladaki dairesi cümle kapısının solunda güney batıdaki kuleydi. Bunun iki tarafında başka odalar bulunuyor, du. Miss Nightingale ile Mrs. Bra. cebridge bir odada yatıyorlardı. İngiliz hemşireler bir müddet son* ra Üsküdarda tutulan bir kira e. vine nakletmişlerdi.

Kışla bundan sonra da bazı ta- rihî ziyaretlere ve hâtıralara sahne olmuştu. 1911 senesi nisanında V. Mehmed Reşad, beraberinde Har. biye Nazırı Mahmud Şevket Paşa, bazı askerî erkân ve mabeyin men. subları olduğu halde Selimiyeyi z i­ yaret etmişti. Sultan Reşad kışla- nın hatıra defterine 22 nisan 1327 tarihiie şu satırları yazmıştı: (Ce- nabıhak satvet-i Osmaniyeyi müz- dad buyursun, âmin.)

Selimiye kışlasında yüz aeneyi aşan bir zamandanberi Anadoludan, Rumeliden, İmparatorluğun daha uzak illerinden gelmiş gençler as- kerliklerini yapmışlar, talimlerini görmüşlerdi,

İmparatorluğu taksime uğratan son harblerde nice vatan çocuğu Setimiyede konaklamış büyük kış. lanın adı halk şairi erlerin sazla­ rında ve mısralarında terennüm e- dllmiştir.

Askerlik tarihimizin nice tenin­ miş kumandanları Selimiyede vazife almış, kışlanın koğuşlarında, avlu­ larında kimbilir kaç çengin men­ kıbeleri nesillerden nesillere nak­ ledilip durmuştur.

(1) Başbakanlık arşivi 1164 nu­ maralı ve 20 rebiülevvel 1218 ta­ rihli vesika.

(2) Mehmed Raif Bey 1314 de yazdığı Mir’atı İstanbul adlı e- serde bugünkü kışlayı III. Selim binasının kârgir şekli olarak gös­ termiştir. Halbuki 1243 tarihli ki­ tabeden ve o tarihlerde burayı gö­ ren Mac Farlane’in eserinden an­ laşıldığına göre II. Mahmud kış­ layı yeniden yaptırmıştır. III. Se­ lim binası o sırada yıkılmış bulu­ nuyordu.

(3) Charles Mac Farlane, Cons­ tantinople 1828.

(4) Bakınız Takvim-i Vakayi sa­ yı 112.

(5) Miss Pardoe, the City ot the Sultan.

(6) Kışla civarındaki ahır ve diğer inşaat 1843 de tamamlan­ mıştı.

II. Mahmudu Selimiyede başta Sadrıâzam olmak üzere bütün vü­ kelâ ile İstanbulda misafir bu'u- nan Sırb Beyi Miloş karşılaşmış- lardı. Padişah safbeste olmuş as­ kerler önünden geçerek kışladaki (daire-i hümayun) a gitmiş ve bu esnada yirmi bir pâre top atılmış­ tı.

Bundan bir sene sonra da Seli­ miye kışlası inkılâbçı padişahın cesuraııe bir hareketine sahne ol­ muştu. II. Mahmud, dinin insan tasvirini yasak etmiş olmasına n ğ . men tasvirlerini yaptırarak bun­ ları kışlalara, resmî dairelere me­ rasimle astırmağa başlamıştı.

Taassub erbabını pek sinirlendi­ ren bu harekete Selimiye kışla­ sından başlanmıştı. O gün Beyler­ beyi sarayından, Selimiyeye kadar alay elbiselerde ve mızıkalariıe de­ niz, piyade ve topçu taburları er­ leri kırkar adım fasılalarla yollan tutarak (Tasvir-i hümayun) a muntazır olmuşlardı.

II. Mahmudun resmi bu cadde' lerden bir faytonla geçirilerek kış­ laya getirilmiş ve resim binek ta­ şından merasimle alınarak kışla­ daki yerine asılmıştı. Bu esnada Sultan Mahmud da deniz voli!o Se­ limiyeye gelmiş ve kışlada vükelâ,

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

The aim of this study was to evaluate the effects of aminoguanidine treatment on dermal extracellular matrix protein expression and collagen structure in a diabetic rat

Batur’dan edinilen bilgilerden anlaşıldığına göre Balyan Ailesine atfedilen en önemli yapılar arasında Beylerbeyi Sarayı, Selimiye Kışlası (Krikor

İstanbul ilinde 15 kışla, 1 silahhane ile Orhaniye Kışlası bünyesinde bulunan kışla ana binası, cami, hünkâr dairesi, silahhane ve çeşme

Sayın Özal’ın çarpıcı kişiliği var; kararları, çok önemli konular­ da sesli düşünür gibi açıklamaları, ürettiği seçeneklerle ülkemizin gündemini o saptadı

Ralph Steinman da bağışıklık sistemindeki dendritik hücreleri ve bu hücrelerin, bağışıklık tepkisinin mikroorganizmaların vücuttan temizlendiği sonraki aşaması

İzmir Anakent Belediye Meclisi Başyazarımıza İzmir halkının şükran duygularını dile getiren bir yazı sunulmasını ve kent merkezinde Milli Kütüphane Caddesi

Literatürde yaşlı bireylerin uyku kali- tesinin kötü olduğunu bildiren çalışmaların yanı sıra yaşlılığa karşı tutumun da yaşlı bireylerin uyku kalite- sine