• Sonuç bulunamadı

Ali Seydi Ocağı’na Bağlı Küre Köyü Üzerine Bir Alan Araştırması

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ali Seydi Ocağı’na Bağlı Küre Köyü Üzerine Bir Alan Araştırması"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ü

ÜZ

ZEER

R‹‹N

NEE B

B‹‹R

R A

ALLA

AN

N A

AR

RA

AfifiTTIIR

RM

MA

ASSII

Z

Zaaffeerr GGÜÜLL

Ö ÖZZEETT

Bu yaz›m›zda Çorum Alaca’ ya ba¤l› Küre köyü ve bununla ba¤lant›l› olarak Ali Seydi Oca¤› ile ilgili bilgiler verilmifltir. Ayr›ca köyün gelenek görenekleri, ad›, tarihçesi, köydeki insanlar›n e¤itim ve ekonomik durumu hakk›nda da bilgiler bulunmaktad›r. Bunun yan› s›ra köydeki geleneksel oyunlar ve çeflitli etkinlik-lerdeki gülbank ve dualar da yaz›m›zda yer alm›flt›r.

A ABBSSTTRRAACCTT

Information about Küre village of Çorum Alaca and Ali Seydi family is provided in this writind. There is also information about the traditions and customs of the village, its name, its history and about the educati-onal and economic situation of the villagers. The traditieducati-onal dances, hymns and prayers of the villagers on special occasions are also presented.

A

Annaahhttaarr KKeelliimmeelleerr:: Ali Seydi Oca¤›, Küre Köyü, Gülbank. K

Keeyy WWoorrddss:: Ali Seydi Family, Küre Village, Hymn.

G Giirriiflfl

Anadolu Alevili¤i üzerine yap›lan araflt›rmalarda karfl›m›za ç›kan güçlükler aras›nda en önemlisi, baz› ocaklar›n isim ve iliflki benzerlikleri sebebiyle birbirlerine kar›flm›fl ol-mas›d›r. Ali Seydi, Seyit Ali Sultan ve Ali Koçlularla ilgili olarak yapt›¤›m›z çal›flmalar s›-ras›nda karfl›m›za ç›kan bilgiler bu kar›fl›kl›¤›n giderilmesi ve iliflkilerin a盤a ç›kar›lma-s›n›n gereklili¤ini bir kere daha ortaya koymufltur. Ali Seydi Oca¤›n›n merkezi olarak Malatya’y› biliyoruz. Ancak Ali Seydi Oca¤›n›n Anadolu’nun baflka il ve ilçelerinde de talipleri oldu¤u gibi Ocak temsilcilerinin de bulundu¤unu belirledik. Bunlar aras›nda en önemli merkezlerden biri de Çorum’un Alaca ‹lçesine ba¤l› Küre köyüdür. Çorum’un Alaca ilçesine ba¤l› Küre köyüne köyün tarihi, gelenek ve görenekleri, yaflam flekli, Ali Seydi Oca¤› ile olan iliflkisini araflt›rmak üzere 2004 y›l› Ekim ay›nda gittik.

K

Kööyyüünn AAdd›› vvee TTaarriihhççeessii

Küre köyü, Çorum-Yozgat yolu üzerinde olup Çorum-Alaca aras›ndad›r. Çorum’a 34, Alaca’ya 13 km uzakl›kta olan köy, Alaca ilçesine ba¤l›d›r. Küre köyünün kurulufl tarihi 18. yüzy›la kadar gitmektedir. Bu köyün ileri gelenlerinden ald›¤›m›z bilgilere gö-re 1700’lü y›llar›n bafl›nda köylüler Sivas’›n Y›ld›zeli ilçesinin Sar›kaya ve Akp›nar köy-lerinden oradaki idari yönetimle aralar›nda ç›kan bir anlaflmazl›k nedeniyle ayr›larak Küre’ye gelip yerleflmifllerdir.

(2)

Köyün yafll›lar›ndan Ahmet o¤lu 1938 do¤umlu Arap Ali Gül’ün anlatt›klar›na gö-re harman zaman› köye gelen vergi mültezimleri köylülerden çok fazla vergi istemifl-ler, köylüler de her fleylerini köyde b›rakarak köyü terk etmifllerdir. Köylüler Yozgat üzerinden Çorum’a gelmifller ve burada kendilerine yerleflim yeri olarak Hüseyinova gösterilmifltir. Köylüler ise da¤l›k ve yüksek bir yer olmas› sebebiyle Küre’yi seçerek bu-raya yerleflmifllerdir. Geldikleri zaman buras›n›n bir yerleflim yeri olarak kullan›l›p kul-lan›lmad›¤›n› ise bilmiyoruz.

Küre köyünün eski ad›, 1530 tarihli Osmanl› Hazine kay›tlar›nda Küre Kava¤› ola-rak geçmektedir. Rivayete göre Timur’un ordusu 1402 Ankara Savafl›’ndan önce bu bölgede konaklam›fl, Timur’un emriyle buralara çok say›da küre yapt›r›lm›fl, kürelerde savafl s›ras›nda kullan›lacak demir malzemeleri olarak atlara nal, m›h döktürülmüfltür. Yapt›¤›m›z araflt›rmalar s›ras›nda bu bilginin do¤rulu¤unu kan›tlayacak bir belgeye rastlayamad›k. Ancak küre ad› daha çok demir ve bak›r madenlerinin eritildi¤i büyük f›r›n anlam›na gelmektedir. Çok eski dönemlerde buralarda demir ve bak›r üretiminin yap›lmas› sebebiyle bu ad›n verildi¤ini düflünebiliriz. Ayr›ca bu bölgede birden çok kü-renin kuruldu¤u da düflünülebilir. Çünkü köyün yaklafl›k üç km kuzeyinde Küçük Kü-re mevkii bulunmaktad›r.

Küre köyünün bir yerleflim yeri olarak çok eski dönemlerden beri kullan›ld›¤›n› gös-teren önemli bilgilerden biri de Küre köyünün Hatap Bo¤az›ndan sonra gelen bel üze-rinde kurulmas›d›r. Yani çok eski dönemlerden beri bu bölge deve kervanlar›n›n geçti-¤i en zor mevkilerden birini oluflturmaktad›r. Selçuklu ve Osmanl› yerleflim politikalar› gözden geçirildi¤i zaman hem güvenlik, hem de kervanlar›n acil ihtiyaçlar› bak›m›ndan bu bölgelerde yerleflim yerleri yapt›r›lm›fl ve köylüler buralara yerlefltirilmifllerdir. Bu bilgiler de göstermektedir ki köy daha önce yerleflim yeri olarak kullan›lmaktad›r.

Küre Kava¤›, bugün Küre Beli olarak an›lmaktad›r. Buras› ormanl›k bir bölgedir. K›fl-lar› fliddetli kar ya¤›fl› olur. Belin üzerinden deve yolu geçmektedir. K›fl günleri bu yol-da gitmek zorunyol-da kalan yolcular ço¤u zaman Küre Beli’ni aflamamakta, donma teh-likesiyle karfl›laflmakta ya da tipili havalarda yollar›n› kaybetmektedirler. Bunu gözlem-leyen dede, biz buraya konal›m, k›fl›n azan, tezen, yolda kalan hanemize konuk olsun, yoldan geçip de dibe¤imizin sesini duyan yolcu bir ac› kahvemizi içsin, der. Sözlü ge-lenekten derledi¤imiz bu bilgiler de köyün geçmiflteki özelli¤i ile ilgili olarak bize bil-gi vermektedir.

Köyün büyükleri dedelerinin Malatya civar›ndan geldi¤ini ve Ali Seyyid Oca¤›na ba¤l› olduklar›n› belirtmektedirler. Görgü zaman› Malatya’dan gelen dede, köydeki de-de sülalesini görgüde-den geçirir. Köyde-de aklanan de-dede-de, ancak bu görgüde-den sonra de- köyde-ki taliplerini görme hakk› kazan›r. Köyde Malatya bölgesi için yukar› memleket deyimi

(3)

kullan›l›r. Köye buralardan dede geldi¤inde “Yukar› memleketten dede geldi.” denilir-di.

Cem evindeki erkân çubu¤u köylülerin ifadesiyle melhem a¤ac›ndan yap›lm›flt›r. Yani köy pençeli de¤il erkânl› bir köydür. Bilindi¤i gibi cem erkânlar› iki ana grup hâ-linde yürütülmektedir. Köyün erkân çubu¤u ile erkân yürütmesinden de anlafl›laca¤› gi-bi sürek olarak Erdegi-bil dergâh›na ba¤l›d›r. Yine çevrede bulunan Düven ve Domu köyleri de bu süre¤e ba¤l›d›r.

Küre köyünde Düflek, Karababa, Dede P›nar› ve Garip Tekke türbeleri vard›r. Kö-yün daha önce de bir yerleflim bölgesi oldu¤unun bir baflka belgesi de bu kutsal ziya-ret yerlerinin çok önceleri bu bölgede var olmas›d›r. Kutsal yerlerinin orijinal flekilleriy-le korunmalar› bu yerflekilleriy-lerin mimarî özellikflekilleriy-leri ve tarihî geçmifli iflekilleriy-le ilgili bize çok önem-li bilgiler vermektedir. Ço¤unlukla türbenin içinde, mezarda, ahflap sanduka üzerinde veya mermer al›nl›klar üzerinde ayd›nlat›c› bilgiler bulunmaktad›r. Ancak yapt›¤›m›z araflt›rmalar s›ras›nda, Anadolu’nun birçok yöresinde oldu¤u gibi bu kutsal ziyaret yer-lerinin de bilinçsizce düzenlendi¤ini gördük. Bir çok yerde oldu¤u gibi mimarî yap›n›n özelliklerinin korunamamas›n›n temel sebeplerinden birisi tafl ve ahflap kullan›lm›fl ol-mas›d›r. Bu köydeki türbelerin de sonradan onar›ma girmeleri ve genellikle de beton ve briket kullan›lmas› sebebiyle tarihî doku tamamen yok olmufl, buralar hakk›nda bil-gi elde edinilebilmesi olanaks›zlaflm›flt›r. Köye sonradan yerleflmifl dedelerin mezarlar› ise varl›¤›n› korumaktad›r. Köylüler atalar›n›n mezarlar›n› ziyaret ederek Kur’an oku-makta, lokum ve bisküvi da¤›tmaktad›rlar.

K

Küürree KKööyyüünnddee EE¤¤iittiimm

Köyde okuma yazma oran› yüksektir. Bunun nedeni, Cumhuriyetin ilk y›llar›nda bu bölgelere okul yap›l›rken köylülerin isteklerinin de ön plânda tutulmas›d›r. Köylüler il-kokulun kendi köylerine yap›lmas›nda, di¤er köylere göre daha istekli davranm›fllard›r. ‹mece usulü ile kendi okullar›n› devletten de yard›m alarak yapm›fllard›r. Köy ilkoku-lundan mezun olan ö¤rencilerin ço¤unlu¤u Amasya Gökhüyük Tar›m Okuluna ya da Ankara Hasano¤lan Ö¤retmen Okuluna giderek okumufllard›r. Okuyanlar aras›nda ö¤-retmenlerin say›s› oldukça fazlad›r. 1972 y›l›nda orta okul da aç›ld›ktan sonra k›z ço-cuklar› da sekiz y›ll›k e¤itime dahil olma olana¤›na kavuflmufllard›r.

K

Küürree KKööyyüünnüünn EEkkoonnoommiikk DDuurruummuu

Küre köyünde tar›m ve büyükbafl hayvanc›l›k ön plândad›r. Köy arazisinin önemli bir k›sm›n› mefle ormanlar› oluflturur. Buradan k›fll›k yakacak ihtiyac› karfl›lan›r. Kesim, Orman Müdürlü¤ünden izin al›narak yap›l›r. K›fl gelip so¤uklar bast›rmadan önce kö-yün orman›na odun kesmeye gidilir. Köylü, gruplar hâlinde ormana girerek a¤açlar›

(4)

ke-ser. Tüm a¤açlar düzenli bir flekilde bölüm bölüm istif edilir. A¤aç kesme ifllemi bittik-ten sonra kur’a ile hangi odun bölümünü kimin alaca¤› belirlenir. Kur’an›n sonucuna göre her hâne kendi odununun yan›na gidip bunlar› römorklarla evlerine tafl›r. Tüm bu ifller ekim ay› boyunca sürer. Mefle a¤açlar›ndan dökülen gazellerin ayr› bir önemi var-d›r. Bunlar› özellikle kad›nlar toplar. Çünkü bunlar k›fl›n ekmek yaparken tand›rlarda kullan›lacaklard›r.

Köylü arpa, bu¤day, nohut, mercimek ekerek geçinir. Büyükbafl hayvanc›l›k yap›-l›r. Köy, çok eskiden beri çevrede ba¤c›l›¤›yla ün salm›flt›r. Pekmezi, flarab› ve rak›s›y-la da tan›nm›flt›r. Türkülerde de yöre orak›s›y-larak ad› geçer.

Hatap Bo¤az›’ndan Küre Beli’nden fiöyle bir katara gidin turnalar

Mahalli halk ozanlar›m›zdan Âfl›k Haydar’›n bilinen Bebek türküsü de konusunu bu köyde geçen bir olaydan al›r.

Âfl›k Haydar gezer kendi hâlinde Tellal nida eder Çorum ilinde Alaca kazas› Küre köyünde Yitirdim yavrumu ben bulamad›m

G

Geelleenneekk vvee GGöörreenneekklleerr

Küre köyünde bu güne kadar kan davas› ya da uzun süren küslükler görülmemifl-tir. Bunun nedeni de görgü cemleridir. Bu cemlerde y›l içinde yaflanan küçük k›rg›nl›k-lar büyümeden insank›rg›nl›k-lar bar›flt›r›l›r.

Köyde gürefl, sinsin ve cirit elli y›l öncesine kadar yaflam›n içindeydi. Bunlar günü-müzde giderek unutulmufltur. Köyde hâlen geleneksel olarak devam eden oyunlar› flöyle s›ralayabiliriz:

K

K››flfl OOrrttaass›› OOyyuunnuu ((KKaarrnnaappaa))

Yusuf o¤lu, 1951 do¤umlu Zeynal Gül’den derledi¤imiz bilgilere göre karnapa oyununda deve, ihtiyar kambur aksakall› bir deveci, iki genç efli ve yard›mc›s› Arap vard›r. Deveyi insan canland›r›r ve oyuncular›n hepsi erkektir. K›fl ortas›nda ev ev ge-zerek bu¤day toplarlar. Gençler deveciye laf atarlar, efllerine de kafl göz ederler. Kad›n-lar gençlerden korunmak için i¤ne tutarKad›n-lar. Yaklaflan olursa i¤ne bat›r›rKad›n-lar. Devecinin kamburu yast›ktan yap›lm›flt›r. Köyün gençleri deveciyi korkutmak ve genç efllerine yaklaflmak için ellerindeki sopalarla bir f›rsat›n› bulup devecinin s›rt›na vurup kaçarlar. Bu oyun gün boyu köyde ilgiyle izlenir. Toplanan bu¤day paraya çevrilir. Bu para ile kurban al›n›r. Abdal Musa Cemi yap›l›r. Bu oyunun kahramanlar› cem yürürken oyun k›yafetleriyle ceme gelip dedeye niyaz ederler ve köy gençlerinden flikayetçi olurlar. Dede de bu köye misafir olarak gelmifl bulunan bu konuklarla gençleri bar›flt›r›r.

(5)

Ç

Çii¤¤ddeemm GGeezzddiirrmmee OOyyuunnuu

Bu oyun bir çocuk oyunudur. Bugün 54 yafl›nda olup hâlen avukatl›k yapmakta olan Zeynel Gül çocukluk y›llar›nda kat›ld›¤› oyunu flöyle anlat›yor:

“Çi¤demlerin ç›kmas› ilkbahar bafllar›ndad›r. Karlar›n eriyip topra¤›n ›s›nd›¤› gün-lerde delikanl›l›k ça¤›na yaklaflm›fl 13-15 yafllar›ndaki gençgün-lerde bir hareketlilik bafllar-d›. Üç befl genç bir araya gelir, sivri uçlu karg›çlar yapar, çi¤demlerin açt›¤› yerlere gi-derek çi¤demleri kökleriyle birlikte özenle ç›kar›rlard›. Sonra kestikleri i¤de dal›n›n ka-l›n taraf›ndan elle tutulacak bir yer haz›rlad›ktan sonra kalan dikenli bölümüne her bir dikene bir çi¤dem yumrusu tak›larak i¤de dal› çi¤demle donan›rd›. Bu dal, görevlen-dirdikleri 5-6 yafllar›nda köyde sevilen bir çocu¤un eline tutuflturulurdu. Bu çocu¤u gö-ren di¤er çocuklar büyük bir kalabal›k olufltururlard›. Evin önüne gidip tokma¤› vurma-dan önce koro hâlinde tekerleme söylenirdi.

Çi¤dem çi¤dem çiçecik Ebem o¤lu göçecik Bir verenin k›z› olsun ‹ki verenin o¤lu olsun K›z çatlas›n ölsün

O¤lan yan›m›za arkadafl olsun heyyy

Evin kap›s› aç›ld›¤›nda elinde çi¤dem dal› olan çocuk bir çi¤demi daldan ç›kararak ev sahibine verir. Çocuklar›n ne istedi¤i bilindi¤inden para veya bu¤day verilirdi. Bu çi¤dem sunumu ile köylüye âdeta bahar›n geldi¤i müjdelenirdi.

Toplanan bu¤day bu ifli organize eden gençlerin evinde biriktirilir. Gençler bu¤da-y› da paraya çevirirlerdi. Sonuçta sabahtan akflama kadar küçük köy çocuklar› hep bir-likte e¤lenirler koflufltururlard›. Gençlerden yetkili olan› elinde çi¤dem gezdiren hangi çocuksa ona biraz para verirdi. Paran›n ço¤u gençlerin olurdu.

Bu oyuna daha çok erkekler kat›l›rd›. Erkek çocu¤u olmayan aileler bundan daha çok etkilenip daha fazla para verirlerdi.”

K

Keeppççee GGeelliinn OOyyuunnuu

Zeynal Gül bu oyunu flöyle anlatt›.

“Köyde ya¤murun ya¤mad›¤›, kurakl›¤›n mahsulü etkiledi¤i dönemlerde köyün bü-yükleri ya¤mur duas›na ç›karlar. Çocuklar da sanki onlar›n dileklerine katk› sa¤lamak amac›yla kepçe gelin oyunu oynar. 5-6 yafllar›nda k›zl› erkekli çocuklar bir araya ge-lir. Bu oyunun bafl›n› daha çok k›zlar çeker. Büyükçe bir tahta kepçe bulurlar. Sonra çocuklar annelerinin rengarenk poflular›n› al›r, bir evde toplan›r. Burada k›zlar

(6)

ellerin-deki poflularla kepçeyi bir güzel süsler, kepçe gelin yaparlar. ‹ki erkek elinde torbalar, k›zlar ellerinde kepçe gelin; kepçe gelin önde çocuklar arkada bir kalabal›k oluflturu-lur. Ev ev dolafl›l›r. Hep bir a¤›zdan kepçe gelin tekerlemesi söylenir:

Kepçe gelin ne ister Kafl›k kafl›k ya¤ ister Yerden bereket ister Gökten ya¤mur ister

Böylece her aç›lan kap›dan ya¤, bulgur verilir. Büyükler flu dilekte bulunur: “Ya¤-mura ihtiyac›m›z var, Allah biz büyüklerin dualar›n› yakar›fllar›n› görüp duymasa bile belki bu çocuklar›n yakar›fl›n› duyar.

Günün sonunda bir bahçede toplan›l›r. Çocuklar›n içinde yemek yapmas›n› bilen yaflça büyük bir k›z çocu¤u toplanan ya¤ ve bulgurdan pilav yapard›. Erkekler de oca-¤a çal› ç›rp› toplard›. Piflen pilav birlikte yenirdi. Âdeta çocuklar piknik yaparlard›.”

K

K››flfl HHaazz››rrll››kkllaarr››

Yaz sonunda k›fl haz›rl›klar› bafllar. S›caklar çekilmeden eriflte kesme, tarhana dök-me, bulgur çekme iflleri yap›l›r. Türküler ve maniler eflli¤inde bu ifller adeta bir e¤len-ceye dönüfltürülür.

Eriflte kesilirken söylenen manilerden birini Halil k›z› 1932 do¤umlu Güldal› Gül’den dinledik:

fiu karfl›dan gelen geline benzer Taram›fl zülfünü teline benzer Boyuna bosuna kurban oldu¤um Çimenli bahçenin gülüne benzer

Bulgur çekerken söylenen manilerden birini de yine Güldal› Gül’den dinledik: Kuflburnunun irisi, geçti k›zlar sürüsü

Sürüsünden fayda yok yakt› beni birisi E¤dim sö¤üt dal›n›

Sayd›m yapraklar›n› Yarim harmandan gelmifl Öptüm yanaklar›n›

B

Buullgguurr ÇÇeekkmmee

Zeynel Gül köyde bulundu¤u y›llardaki bulgur çekme günlerini bize anlat›yor: “Köylünün bir y›l boyunca tüketti¤i önemli yiyeceklerden biri de bulgurdur. Bu neden-le çok fazla bulgur yap›l›r. Bu ifl, bulgur tafl›n›n elneden-le döndürülmesi ineden-le yap›ld›¤›ndan bir

(7)

iki kiflinin üstesinden gelece¤i bir ifl de¤ildir. Bulgur sahibi, köyün 15-16 yafllar›ndaki genç k›zlar›n› davet eder, akflam evde 4-5 tane bulgur tafl› kurulur, her tafl›n bafl›na 3-4 k›z oturur, türküler söylenerek bulgur çekilir. Bu evde bulgur çekildi¤ini ö¤renen kö-yün gençleri eve gelerek yard›m etmek isterler. Bir yandan bulgur çekerler bir yandan da k›zlarla karfl›l›kl› türküler söylerler. Bu ifllem sabah 3-4’e kadar sürer. Ev sahibi ho-roz keser, suyuna taze bulgurla pilav yapar. ‹fl bitti¤inden pilav piflene kadar k›zl› er-kekli halay çekerler. Sofra haz›rlan›nca da etli pilav› yiyip herkes evine da¤›l›r.”

C Ceennaazzee

Halil o¤lu 1923 do¤umlu Ahmet Kaya’dan, köyde bir cenaze oldu¤u zaman söyle-nen bir a¤›d› derledik:

Gel güzelli¤i geçelim Bu güzellik geçer bir gün Kara toprak ejder olmufl Bize a¤z›n› açar bir gün Can kafeste huma kufltur Kufl kafesten uçar bir gün Teslim Abdal karfl›m›zda Rast gelir düflümüzde Baykufl mezar tafl›m›zda Dertli dertli öter bir gün

G

Güüllbbaannkk vvee DDuuaallaarr

Yaz›m›z›n bu son bölümünde ise bu köyde okunan gülbank ve dualara yer verdik. Güldal› Gül yata¤a girip uyumadan önce flunlar söylenir diyor:

Sana diyom be hey sofu Önce rehberin kimdir

Selavat ver niflan indir Muhammed’in ehli dindir (Burada oniki imamlar›n ad› geçer)

fiah Hatayi’m bak ifline Böylece girsin düflüne ‹ki cihan günefline Daima hakka niyaz›m

Ahmet Kaya kurban ceminde flu gülbank›n okundu¤unu belirtiyor: Ak›l ermez yaratan›n s›rr›na Muhammet Ali’ye indi bu kurban

Kurban olam kudretinin u¤runa Hasan Hüseyin’e indi bu kurban Ol ‹mam Zeynel’in destindeydik, Muhammet Bak›r’›n kulpundayd›k Cafer-i Sad›k’›n postundayd›k Kaz›m Musa R›za’ya indi bu kurban Muhammet Ali’nin yüzünü görenler aflk›na indi bu kurban

(8)

Bir di¤eri ise flöyle; Diyelim Allah Allah

Üçleri, Befllerin, Yedilerin, K›rklar›n, Oniki ‹mamlar›n, Horasan Pirinin, Gaip Erenlerin, Bat›n Eren-lerinin, evliyalar›n divan› dergah›na kay›t ola

Belaya bekçi, ahirete az›k, ordular›m›za kuvvet ola, hastalar›m›za flifa ola Gökten rahmet, yerden bereket ola, ‹smail’e inen büyük koç kabul oldu

Bizim kurbanlar›m›z da kabul ola. Bir tüyüne bin bir sevap yaz›la, pay›n›z cennet ola, makam›n›z k›rklar ola, adem olarak don de¤ifltirek geri gele, Befl Esma Oniki Ehlibeyt efendimiz dualar›m›z› kabul ede. Hüüüü

Sofraya oturup, yemek yemeye bafllanmadan önce flu dua okunur; Destur-i Pir yürüyenin ifli yürüsün yiyenlere nur iman olsun

Hz. Kamber efendimizin serip toplad›¤› sofra olsun Biriniz bin olsun pay›n›z cennet olsun. Hüüü Yemek yendikten sonra;

Sofras› celil, bereketi halil, yiyene helal, yedirene delil ola Lokma sahibinin lokmas›, hay›r sahibinin hayr› kabul ola On iki ehlibeyt efendimizin divan› dergah›na kay›t ola

Üçlerin, Befllerin, Yedilerin, K›rklar›n katar›ndan didar›ndan ay›rmaya Biriniz bin ola, lokman›z kabul ola, lokman›z cennet taam› ola Befl Esma On iki ‹mam Ehlibeyt efendim dualar›m›z› kabul ede Allah bu katardan didardan bu ahlaktan ay›rmaya. Hüüü

Zeynal Gül, gelin almaya giderken salavat verildi¤ini söylüyor. Bunlardan biri de flöyle;

Yelebi bayra¤›m yelebi Doland›k geldik fiam’› Halep’i M›s›r ülkesinde yatan Elvan Çelebi Elvan Çelebi aflk›na verelim salavat Sellali...

Bir di¤eri ise flöyledir: Çay›rda kazlar, kanad›n› düzler Serpene¤in alt›nda gelinler k›zlar

Verelim Muhammet Mustafa aflk›na salavat Sellali...

Referanslar

Benzer Belgeler

Bodrum-Milas karayolu üzerindeki Güvercinlik köyünün Boğaziçi mevkisinde henüz belirlenemeyen nedenle çıkan orman yang ınına 2 uçak, 3 helikopter, arazözler ve

noktalarının resim çemberleri reeldir ve <7 * hiperbolüne dıştan değerler. Bu durumda <7 * resim koniği, tali ekseni g' olan bir hiperboldür, g * nin ü .1 g' esas

Arapça kökenli küre ile Fransızca kökenli glob karşılığı yuvar ile yapıl- mış terimlerdeki değişmeler Türk Dil Kurumunda kurulan Tıp Terimleri Ça- lışma Grubunda

Kısa parçalardan oluşan fakat içerik ve anlam zenginliği bakımından yoğun çağrışımlarla dolu olan bu metin- ler, şiirin “ne”liği ve “nasıl”lığı ile ilgili,

Belli bir alanı sınırlandıran kendini kesmeyen dayanak eğrisine (s) sahip olan si- lindir yüzeyinin sınırladığı bölgeye silindirik bölge, silindirik bölgenin E ve P

Köy tasarım rehberlerinin geliştirilmesi: Köy toplantılarında elde edilen veriler ve bölgede öngörülen ekoturizm aktiviteleri, uygunluk analizleri ve ekoturizm potansiyeli

A) Mevsimlerin oluşması. B) Gece ve gündüzün birbiri ardına gelmesi. D) Gece ve gündüz sürelerinin düzenli olarak uzayıp kısalması. “Dünya’nın Güneş etrafında

Ağır sıvı, mağyetik ayırma ve optik yöntemlerin birlikte yürütülmesi sonucu birimde tespit edilen kırıntılı ağır mineraller büyük çoğunlukla granat ve rutil, az