• Sonuç bulunamadı

'Mağara ressamı'nın kadınları:İlhan Berk'in desenleri Yapı Kredi Sermet Çifter Araştırma Kütüphanesi'nde

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "'Mağara ressamı'nın kadınları:İlhan Berk'in desenleri Yapı Kredi Sermet Çifter Araştırma Kütüphanesi'nde"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SAYFA

Zt-

/

t

. -

KULTUR

kultur@cumhuriyet.com.tr

İlhan B erkin desenleri Yapı Kredi Sermet Çifter Araştırma Kütüphanesi'nde

4

Mağara Ressamı’nın kadınlan

LEVENT ÇALIKOĞLU_________ Bakmayın siz, İlhan Berk’in müte- vazılık edip kendisini ressam yerine koymayışına. (Radikal, 10 Aralık 2000) Basbayağı bir iç işleyişi ve sıkıntısı olan, üzerine kalem oynatılması ge­ reken işler üretiyor o. Her birinin ken­ disini gerekçelendiren bir nedenselli­ ği, içeriğine hazır yapım bir kostüm gibi eklemlenen bir biçim dili var. Temsil meselesine, geleneksel, akade­ mik bir dilde cevap üretmiyorsa, bu onun değil, eline ve dünyaya hükmet­ meye çalışan ressamların sorunu. Hem zaten Berk’in kullandığı dilin bir hay­ li geçmişe uzanan açık bir şeceresi ve arkeolojisi söz konusu. Bunca yıl inançla, kişisel deneyimine duyduğu bu bağlılık bile onu ayrıksı, balta gir­ memiş imge ve formlar ormanında yolunu arayan ressamlarla akraba kıl­ mak için yeterli bir neden.

işaretlem e, görm e, gösterme

Enis Batur’un onu Lascaux ve Al- tamira’da parmak izleri bulunabile­ cek bir mağara ressamına benzetme­ sinin belirli bir gerekçesi var elbet (1). Çizgisinin ‘‘şeyleri” tamamlayıcı ar­ kaik bir dış form olarak kuşatması, kul­ landığı yüzeyin (duvarın) doğal doku­ sunu kompozisyona katması, görün­ tünün tekrarına değil anlamına, özü­ ne sığınması... en önemlisi de çıplak­ lığı, hiç kıyafet giymeyen kadınların ta kendisi olarak görmesi. Bununla birlikte Batur, Ilhan Berk’in çıplakgöz- le baktığı çıplağı, içgözüyle bir imge­ ye, bir figüre, bir gerçekliğe dönüş­ türdüğünün de farkında. Aracısız, gör­ düğünü kendi bedeninden geçiren mi­ nör bir okuma bu. Belki de bu neden­ le Berk’in çıplak kadınlan bir dokun­ sak ve yanılsamayı değil, temsil etti­ ği imgede görünmeyen şeyi, daha çok da bir kokuyu ya da bir tınıyı çağnş- tınyor. Dünyayı ve nesneleri birikti­

51

İadece bedeninde sıkışıp kalmış

bir imgeyi yine vücudunun bir

uzantısı yardımıyla dışarıya atıyor

İlhan Berk. Aklı biraz daha geride

tutup, kontrolü elinin egemenliğine

bırakarak, yeme içme kadar doğal

bir akışın önüne katıp sürüklediği

resimler üretiyor.

rip yeniden kurma, inşa etme mantı­ ğı ile örülü bir uğraş değil onunkisi. Bu tür bir çabanın havai bir kahra­ manlık olduğunun farkında. Büyük sözler, okkalı palavralar da atmıyor İl­ han Berk. Sadece bedeninde sıkışıp kalmış bir imgeyi yine vücudunun bir uzantısı yardımıyla dışan atıyor. Ken­ disinin de söylediği gibi aklı biraz da­ ha geride tutup, kontrolü elinin ege­

menliğine bırakarak, yeme içme ka­ dar doğal bir akışın önüne katıp sü­ rüklediği resimler üretiyor. Bununla birlikte mitsel, Akdeniz coğrafyasını hatırlatan klasik bir havası da var bu desen ile resim arası çizimlerin. Be­ deni en çarpıtılmış figürünün bile ay­ rıntılardan sıyrılmış duru bir güzelli­ ği var.

İlhan Berk’in resimlerini inceden

inceye didiklediği bir yazısında Abi- din Dino, “Şair İlhan Berk’in” şiirin­ de, anahtar sözcük olarak kullandığı “işte” kelimesinin, görme edimiyle bağlantılı olduğunu söylemişti. Gös­ terme, görme, belirtme gücü taşıyan bu sözcük, hareket halindeki göster­ geler içerisinden seçip alman “şeye” işaret ediyordu. Buna karşılık ne ede­ biyatı ne de resmi birbirine karıştır­

mayan Berk’in bütün çabasının işaret­ lemeye, görme ve göstermeye adan­ mış somut bir uğraş olduğunu iddia ediyordu Dino. Ona göre bu somut ça­ ba, hiçbir şekilde bir taklit sanatı ve­ ya çıplaklığın görüntüsü değil, daha çok o duyguyu ilgilendiren bir “öz” meselesiydi (2).

‘Tek mutluluğum resim’

Yine de Ilhan Berk’in resmi ile şi­ iri arasında, bu yazının sınırlarına sığ- dınlamayacak asma bir köprü, diken­ li bir bahçe, çakıllı bir yol var gibi du­ ruyor. Örneğin her iki ifade biçimin­ de de özellikle gösterilemeze işaret ediyor Ilhan Berk. Klasikleşmiş for- matlardan, sıkıcı biçem duygusundan kendisini uzak tutuyor. Başından be­ ri hep kadınlarla haşır neşir olmasına rağmen biri ötekini çağnştırmayan bir çeşitleme anlayışı içerisinde. Her ne olursa olsun hem resmin hem de ya­ zının artlarında bıraktıkları tarifsiz boşluğun farkında ve bu olanaksızlı­ ğı mümkün olduğunca zorluyor. Bir yanda, her ebatta, her renkte, her tür­ lü kâğıdın uzamına bir ev sahibi gibi yerleşiyor; diğer yanda yazının işaret ettiği şeydeki tekabüliyet sorununun, dizginlerini boşaltmasını istiyor.

Altı yıl önce düzenlediği bir sergi­ sinde açıkça itiraf etmişti Ilhan Berk: “Yazmak mutsuzluktur, mutlu insan yazmaz. Bu yeryüzünü olduğu gibi görmeme engel olan ve bana bu yer­ yüzünü cehennem eden bu yazmak eyleminden kurtulduğum, mudu oldu­ ğum bir tek şey var: resim yapmak.”

(1) Enis Batur, Mağara Ressamı, Sapkın Nakkaş, Namahrem Kalem, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 2000, s. 16.

(2) Abidin Dino, Ilhan Berk’in Re­ simleri Üstüne Bir Çalışma Deneme­ si, Milli Reasürans Sanat Galerisi Yayınları, İstanbul 1994.

Referanslar

Benzer Belgeler

- Daha UNESCO'ya gitmeden önce burada, karikatür çevresinden çok arkadaşım vardı?. Semih Balcıoğlu, Ferruh Doğan bu çevreden iki

Basın özgürlüğüyle ilgili çeşitli başkentlerde yapılan toplantılara Türk gazetecisi olarak katılan Nadir Nadi, 1950'den bu yana Uluslararası Basın

精準世代來臨,北醫大進推處首推「精準營養管理認證班」 精準醫療已是現代醫學的趨勢,2020 年 8

imparator mantarı yumurta mantarı istiridye mantarı şemsiye mantarı biftek mantarı çörek mantarı pullu mantar kıvırcık mantar.. bal mantarı

İstanbul Boğazı’nın Dolmabahçe Sarayı ile Boğaziçi Köprüsü arasındaki sahil dinde yer alan Çırağan Palace Hotel Kempinski, Türk turizminin yüz akı oldu,

Çizgi, ışık, leke gibi salt plastik araçları kulla­ narak onca figürü renk tonalitesi iyi ayarlanmış bir püLetle sadeleştirdiği için resmi bütünleş- tirebiliyor.

«General Motors ve «General Elektrik,..« Teklifleri İnceleyen il­ gililer, «General Motor« un lokomo­ tiflerini tercih ettiler ve İşler bun­ dan sonra

Ulu çınar altında, üzeri çıplak masada, Her tarafı dökülen Bir hasır sandalyede Elinde demli çayı Ve de nargilesiyle Bir dev şâir yaşamakta ölümsüz Yahya