• Sonuç bulunamadı

Başlık: KolisinlerYazar(lar):İZGÜR, MüjganCilt: 30 Sayı: 2 DOI: 10.1501/Vetfak_0000000167 Yayın Tarihi: 1983 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: KolisinlerYazar(lar):İZGÜR, MüjganCilt: 30 Sayı: 2 DOI: 10.1501/Vetfak_0000000167 Yayın Tarihi: 1983 PDF"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KOLİSli\LER

Müjgan İzgür*

Colicines

Resuıne: Les co/icines sont des sııbstances pareilles al/x antibiotiques S)'IIthitis ees par d!ffeı-entes esp eces d' E.coli. Les soııches productrices de coli-cines sout appeles colicinog bıes et les d etenninent gen etiqııes de la propri ite colicillOgene, facteıırs colicinog enes.

Les colicines divis fes habitııellement en deııx groupes: A l'e B ont une structure de lipopol)'Saccharides et de proteines. Elles ont une influence sur les celllIles en s' altachant aux r eCePlt111rssp ecijiques de celles-ci.

Özet: KolisinIer, değişik E.coli türleri tarafından sentezlenen antibi-)'otik benzeri maddelerdir.

Genelolarak A ve B di)'t iki gruba bölünen kolisinier, lipopolisakkarid ve protein )'apısındadırlar. Hücre )'ı"izeylerindeki özel reseptörlere bağlanarak etkili olurlar.

Giriş

Kolisinier, değişik E.coli türleri tarafından salgılanan ve genl'l-likle ayni türün bu maddeyi salgılamayan diğer suşları üzerinde etkisi olan antibiyotik benzeri substanslardır. Kolisin'in sözcük anlamı, E.coli tarafından sentezlenen antibiyotik demektir. Diğer bazı bakteriler de kolisin benzeri maddeler oluşturmaktadırlar (4,8, i I). Bunların tümü hakteriyosinler olarak tanımlanırlar. Bakteriyasin üreten suşlarkendi bakteriyosinlerine karşı dirençli, başkalarınkine ise duyarlıclırlar. Şimdiye dek Escherichia, Klebsieııa, Arizona, Ser-ratia, Pseudomonas, Pasteureııa, Listeria, Streptocoecusfaecalis ve Stapl!y-tOcaecııS aureus'un ve diğer birçok mikroorganiz'maların bakteriyasin sentezlediği bildirilmiştir (Tablo I).

* Dr. med,. vet., A.Ü. Veteriner Fakültesi, ~\'Iikrobivoıoji Anabilim Dalı, Ankara-Türkiye.

(2)

TABLO ı. 13AKTERtYOStNLER

I- Gram negatif bakterilerin bakteriyosinleri

1- Pestisin (Y.pe$lis, Y.pseudotuberculosis)

2- Kolisin (E.coli, Shigella, Citrobacter) --- ---_._----_.---1 3-' Alveisin (H.Alvei) ---_._-_._-4- l'neumosin (K.pneumonia) ---_ .. _---5- Aerosin (A.aerogenes) / ---_ .. _---6- Kloa~in (E.doacae) 7-- Marsesin (S.marcescens)

8- Salmoneıla ve Arizona grubu bakteriyosinler

9- Piyosin (Ps.pyoeyanea)

---10- Vibriosin (V.cholarae)

iI- Gram pozitif bakterilerin bakteriyosinleri 1- Entcrosin (Str.zymogencs, Str.faecalis)

2- Stafilokoksin (Micrococcus pyogenes)

3- Monosin (L.monocytogenes) ---_._--_._---4- Subtilisin (B.subtilis) 5- Scresin (B.eereus) 6- Megasin (B.megateriıım) 7- Tüberkulosin (Myco.tuberkulosis) (Hamon, Y. 1964)

Bakteriyosinlerin varlığını ilk defa 1925 yılında Belçika'lı Andre

Gratia ortaya koymuştur. Araştırıcı, Pastör Enstitüsünde kobay ve

tavşanlar için çok pat~jcnik olan E.coli V (virulent) ile çalışırken bu

E.coli V'nin diğer bir E.coli'yi öldürdüğünü gözlemiş ve bu olayı

in-celediğinde bakteriyi öldüren maddenin jelozda yayıldığını,kloro-formdan etkilenmediğini ve 120°C. de 30 dakika ısıya dayanıklı oldu-ğunu saptamıştır. Kolisin'ler protein yapısında ve 20 kadar türde olup, A'dan V'ye kadar harflerle isimlendirilmektedirler( 1O).

E.coli'ler arasında kolisinojenik (kolisin oluşturan) suşlaia çok

(3)

koymu~tur( 4). İnsan ve hayvanlardaki infeksiyon odaklarından, nor-mal floradan ve su~lardan her an için kolisin olu~turan E.coli'leri izole etmek mümkündür. E.coli'lerin de %60-70'i bir veya birkaç kolisine duyarlıdır(12). Farklı türde kolisin sentezleyen E.coli su~ları bulun-maktadır (Tablo 2).

Tablo 2. Kolisin grupları.

Kolisin

grubu Kolisin Kullanılan spesifik Kolisin

A A-CA31,A-23

Eı Eı-KS3,Eı-PI4,E ı-CA62-E ı-Ii

E2 E2-CA42,E2-Pg,E2-12-317,E2-K3 ı 7 E3 . E3-CA38,E3284,E3-28S A K K-K216,K-23S L L-398 N N-284,N-28S S4 S4-PıS X X-18SII,X-CA23 B B-CA 18,B-206,B-K260,B-K8g D D-CA23,D-I1 G G-CA46 H H-CAS8

B i la-CAS3,Ib--ST 4,ib--Pg,1-CA62,1 -II

M M-206,M-CA 18,M-K8g,M-K260

Sı Sı-Pı

V V-CA 7,V-Arlga,V -206, V-K260

Q Q-II

(Davies,j.K, and Reeves, P.ıg7S)

Kolisinojenik E.coli su~larının bazı özellikleri a~ağıda özetlen-mi~tir:

1- Kolisinojenik su~lardan salgılanan kolisinIerin karakterleri, etkileyecek oldukları su~lara göre farklılık gösterir.

2- Salgılanan kolisinIerin jelozda olu~turdukları inhibisyon zon-ları, ait olduğu bakteri su~larının özelliklerine bağımlıdır. Örneğin; bazı E.coli su~lan 48 saatte jeloz üzerinde 40-50 mm.geni~likte bir in-hibisyon zonu olu~tururken, çok sınırlı inin-hibisyon alanları meydana getiren türler de vardır.

3- lnhibisyon zonunun görünümü sadece kolisinojenik su~a bağlı olmayıp, kullanılan duyarlı su~ da bu sonuca etkili olmaktadır.

4- Kolisin arama denemelerinde kullanılan fiziksel ve kimyasal yöntemlerin reaksiyonun olu~ması üzerine etkileri fazladır.

5- Farklı E.coli su~larının salgıladıkları kolisinIerin tiplendiri!-mesinde serolojik yöntemlerden de yararlanılmaktadır.

(4)

Kolisin sentezi bakterilerde bulunan ekstrakoromozomal genetik elementler (plazmidler) tarafından kontrol edilir. Bunlar kolisinojenik faktörler (coı-plazmialer) adıyla tanımlanmaktadırlar. Kol-faktörlerin hepsinin bakteri kromozomu ilc birleştiği söylenemez. Kol-faktör, bir bakteriden, digerine transfer edilebilir ve bunu alan bakteri kolisinoje-nik olabilir. Bazı kol-faktörleri örneğin; Col-E3, kendini transfer ede-cek yetenekte değildir. F -faktörü veya diğer kol-faktörleri ile birlikte transfer edilirler. Kendi kendine transfer yapabilen hücrelere HFCT

(High-Frequency-Colicinogenic- Transfer) adı verilir. Kol-faktörleri, aynı türün diğer kolisinIerine karşı bir bağışıklık meydana getirebilir. Ayni özellikteki kolisinler arasında kros-bağışıklığın olmaması durumu, kolisinIerin alt sınıflara ayrılmasında yardımcı olmuştur. Örneğin; Kolisin Tip-E,-Eı ve-E2 ye ayrılır. Bunlar ayni reseptöre adsorbe

olurlar. Fakat Eı kol-faktörü yalnız Eı'e ve E2 kol-faktörü de sadece E2'ye karşı dirençlilik oluşturur. Bu tarz dirençlilik, bakterilerdeki

profajın süper infeksiyona (aynı tür ya da çok yakın faj için) direncine benzemektedir (1,12).

Kol-faktörlerin DNA yapısında olduğu bilinmektedir. E2 nin

DNA'sının 3X104 nuklotid çiftinden oluştuğu açıklanmıştır. Bu kadar nukleotid çifti, her biri 40.000 molekül ağırlığında 20 proteini kod-lamaya yeterlidir. Kol-faktörleri seks pilusu oluşturabiIecek genetik bilgilere sahiptirler ve ayrıca kol-faktörleri, bakterilerin kendilerini diğer antagonist mikropların etkisinden koruyacak bir savunma da oluştururlar (ll).

KolisinIerin kimyasal yapısı üzerinde de çalışmalar yapılmış ve bunların genelde lipopolisakkarid protein kompleksIerinden oluştuğu anlaşılmıştır. Antimikrobiyol etkilerinden dolayı antibiyotiklere ben-zetilmişlerdir. Fakat, yapılarının protein olması, çok sınırlı bir anti-mikrobiyal spektruma sahip olmaları ve de bu etkinin proteolitik enzimlerle kolayca tahrip edilmesine karşın, kolisin aktivitelerinin sabit kalma özelliği nedeniyle antibiyotiklerden ayrılmaktadırlar. Ayrıca, duyarlı bakterilere bazı kolisinler katılınca, ilave edilen mik-tar kadar bakterinin öldüğü gözlenmiştir, yani miktar da önem taşı-maktadır(2) .

Bir suşun kolisin sentezlerne mekanizması fajların oluşumuna benzerlik göstermektedir. Kolisinojenik bir suş diğer bir suş için öl-dürücü olan kolisinIeri meydana getirir, fakat oluşan kolisinlere karşı kendi hücresi dirençlidir. Buna karşın, fajlar sentezlendikten belirli bir süre sonra konakcı hüereyi lize ederek öldürürler. Yani, kolİsirıler

(5)

protein karakterinde ve üreme özelliğine sahip olmayan maddelerdir. Fajlar ise biyolojik üniteler olup, belirli bir süre infekte ettikleri hücre içinde konakçı ile ortak bir ya~am sürdürürler~4). Ayrıca; kolisin formasyonu hücrede uygun kolisinojenlerin varolmasına dayanır. Bunlar, genellikle, baskılanırlar ve kolisinojen ta~ıyan hücrelerin çoğu kolisin üretmezler. Lizojenik bir kültürde serbest fajların bulun-ması gibi, kültürlerde az miktarda bulunabilirler. Bazı faktörlerin (örneğin; U.V. ı~ınları gibi) lizojenik fajları infeksiyöz forma geçir-mesi gibi, kolisinojenik su~ların hücreleri de kolisin formuna dönü]ü kamçılayabilir. Bu tip hücreler ölüme gider ve sonuçta bir protein olan kolisin gerçekle]ir(2).

Bazı kültürler santrifüj e edilerek çöküntüleri elektron mikroskop-la incelendiğinde bakteriosinlerin (örneğin; Ps.aeruginosa'nın) bakte-riyofaj kuyruğu na benzemeleri, bunların defektif bakteriofaj olduğu kanısını uyandırmı~tır. Ancak, bunların üreme yetenekleri yoktur. Benzer bakteriosinler V.cholera'dan da elde edilmi~tir( i2).

Kolisinler bakteri hücresinin yüzeyindeki bazı özel bölgelere

(reseptö'rler-algaçlar) tutunarak etkili olurlar. Bazen, kolisinIere dirençli mutandar gözlenebilir. Bu dirençlilik iki ~ekildedir. Ya bakteri hüc-resinin kolisin için özel reseptörleri yoktur, kolisin adsorbe olamaz. Bu tipe, kolisin rezistens denilir. Ya da, bakteri hücresi kolisini adsorbe eder, fakat sitoplazması kolisin aktivasyonu için uygun değildir. Bu tip de, kolisin tolerant olarak adlandırılır( iI). Bu reseptörler protein yapısındadırlar ve bazı durumlarda aynı reseptör hem kolisini ve hem de fajı adsorbe edebilir (Tb fajı ve koJisin-K ayni reseptöre tutunur-lar) . Böyle durumlarda fajla kolisin arasında bir kros rezistens'lik var-dır( 12). Bazı ara~tırıcılara göre kolisinIeri tutan reseptörler, bu gö-revlerinden ba~ka hücre için yararlı bazı özellikleri de taşımaktadır-lar. Örneğin Bı2 vitamininin ve ferrikromun hücre içine alınımı ve reseptörler aracılığı ile olmaktadır(6).

Duyarlı hücre ile kolisin bağlantısı üç aşamada gerçekleşir. Bi-rinci a~amada, kolisin molekülleri hücre yüzeyindeki spesifik resep-törlere (algaçlara) bağlanır. Bu dönem uzarsa hücrenin normal fonk-siyonları devam eder ve ortama kolisini sindiren tripsin gibi maddeler katılırsa hücre kurtulabilir. İkinci a~amada kolisin moleküllerinin kısmen veya tümüyle hücre duvarından hücre içerisine geçişi sağla-nır. Üçüncü a~amada ise kolisin ile hücre içi yapılar arasında biyo-kimyasal reaksiyonlar olu~ur(7,12).

(6)

Kolisinler hücre içersinde DNA (örneğin; kolisin-E3) ve RNA'yı tahrip edebilirler. Protein sentezinde görevalan ribozomlara etkili olurlar (örneğin kolisin-E3 ribozomların 30 S alt ünitesini

bozmakta-dır). Bakteri membranındaki enerji mekanizmasını bozarlar (örne-ğin; kolisin- E3 ve K) (7) .

KolisinIerin etki mekanizmasının daha iyi anlaşılabilmesi için, E3 ve K-kolisinlerinin bakteri membranındaki etkisi kısaca özetle-mek yerinde olur:

Duyarlı bir E.coli hücresi kolisin-E3 veya kolisin-K'yı kabul etti-ğinde bazı mekanizmaların işlevi aksamaya başlar. Protein, DNA, RNA ve glikojen makromoleküllerinin sentezi hemen hemen durur. Başlangıçta bu kolisinler hücre membranındaki lipid tabakaya etkiler ve sonra çeşitli aktif transport sistemlerini engellerler (hücrede bu aktif transport sistemleri, laktoz transportu, glutamin transportu ve glukoz transportu'dur). Kolisinler enerjiye gereksinim duydukların-dan özellikIc ATP'ye tesir ederler ve mutlak gereksinim olduğu için bu mekanizmalar aksarIar. Fakat, glukoz transportunda ATP'ye ihtiyaç yoktur. Bu nedenle kolisinler fosfoenolpiruvik asite etkili ola-mazlar. Oksijene elektron -;. transferi

H

Enerjili durumdaki

1--

Laktoz transportu. membran Kolisin-K

Glukoz

H

ilc durdurulur

;. ATP

---

Glutamin transportu

-

PEP

--

....•. Glukoz transportu

Bu kolisinierin ATP enzimi içeren bir bakteri hücresi ile bu en-zimi içermeyen mutant bir bakteri hücresine etkileri incelendiğinde araştırıcılar tarafından yine farklılıklar saptanmıştır(9).

KolisinIcr isimlendirilirken birbirlerinden ve konakçılarından ayırmak için, kolİsinİn ve determinantın tam adı ve ilk defa saptan-dığı bakteri suşunun ismini belirtmek gerekir. Örneğin, Cal V- K94:

(7)

ATP ase var ATP ase yok

Protein sentezi Durur Devam eder DKA ve RNA sentezi " " " ATP düzeyleri Azalır Artar

Hareket Durur Durur

Glukozun aktif transpotu Devam eder Devam eder Glutamİn ve laktozun

aktif transpotu Durur Durur

Kolisin tip- V ye aittir. K94 suşundan ya da bu suştan kol-plazmidi alan herhangi bir suş tarafından üretilmektedir( 11).

Kolisinierin saptanması; genellikle trypticase soy agar üzerinde makrokoloni tekniği ilc kolaylıkla belirlenirler. Agar plağının orta-sına kolisinojenik suş ekilir ve i cm. çapında yayılır (veya çizgi ha-linde ekilir). Bir gece inkubasyondan sonra üreyen koloniler kloro-form buharı ile öldürülür ve koloniler kazınarak dışarı alınır. Agar üzerine başka bir E.coli kültürü ekilir (çizgi halinde olanlara dik bir şekilde ekim yapılır). Bir gece inkubasyondan sonra makrokoloninin

(çizgiye dikey hatta) etrafında üreme olmayışı inhibisyon zonunun şekillenmesi kolisinin varlığını ve aktivitesini gösterir.

Kolisinicr genel olarak A-grubu kolisinler ve B-grubu kolisinler olmak üzere iki ana grup halinde tanımlanırlar(3). B-grubundaki-lerin hemen hemen hepsi(B, ib ve V) kendi kendine aktarılma yete-neğine sahip büyük boy plazmidler tarafından kodlanmaktadır. Buna karşın A-grubundaki kolisinIerin çoğunluğu (£ı,£2'£3 ve K) kendi kendine aktarılma yeteneğine sahip olmayan, küçük boy plaz-midlcr tarafından sentezlenmektedirIer.

Bu güne kadar kolisin veya bakteriyosinler üzerine yapılan araş-tırmalarda, bunların antibiyotik benzeri maddeler oldukları düşünü-lerek infeksiyöz hastalıkların sağıtımında kullanılmaları amaçlan-mıştır( i3). Ancak, etkilerinin spesifik olması nedeniyle, sistemik in-feksiyonlarda yüksek dozlarda kullanılmaları organizma için toksik olmaktadır. Bu yüzden lokal ve antibiyotiklere dirençli infeksiyonlar-da sınırlı olarak kullanılabilirler.

Kolisinler genetik alanda yapılan çalışmalarda kullanılmakta ve bu konulara ışık tutmaktadır.

Mikroorganizmalar salgıladıkları kolisiniere göre sınıflandırıl-makta, diğer bir deyimle, kolisinler mikroorganizmaların tiplendiril-mesine de yardımcı olmaktadırlar.

(8)

Literatür

i - Aydın, N. (I978): Pla;;midler, epiı:omlar ve bunların kalıtsalolarak antimikrobiyel ajanlara dirençlilikteki rolleri. Vet.Hek.Dern.Derg., 48: 6-15.

2- Davis, B.D. et all. (1973): Microbiology, Harper and Row, Maryland USA.

3- Davies, ].K. and Reeves, P. (1975): Genetics of resistance to Colicins in Escherichia coli K-12: Cross-Resistmu:e Among Calicins of Group A. Bact., 123(1): 102-117.

4- Frederico, P. (1964): Colici/ıes et colicinogenie. Ann. de l'institut Pasteur, 107suppl. au

No., 5, 7-17.

5- Harnon, Y. (1964): Les bacteriocines. AılI/. de l'institut Pasteur, 107Suppl. auNO.5, 18-53.

6- Kadner, R.]., Bassford, ].R. (1977): Relation of cell growth and colicin tolerance to vita-min Bn uptake in Escherichia coli.].Bact., 129-254.

7- Kadner, R.]., Bassford, P.]. and Pugs1ey, A.P. (1979): Colicin Receptors and the Mechenisms of Colicin Uptake. ZbI.Bakt.Hyg., I.Ab.Orig.A 244: 90-104.

8- Leioğlu, N. (1969): Bakteriyasinler, Mikrobiyoloji Bülteni. 3(i): 43-46.

9- Luria, S.E. (1975): Calicins and the eııergetics of cell memberanes. Scientific American, 233 (6) :30-37.

10- Lwoff, A. (1964): Indroduction aıı colloqııe "Bacteriocines". Ann. de l'institııt PastCllr, 107 Sııppl.atı NO.5, 5-6.

11- Nornul'a, M. (1967): Calicins and related bac/eriocins. Ann.Rev.Microbioligic, 257-279.

12- Stewart, F.S. and Beswick, T.S.L. (1977):Bacteriology, Virology and Immunity for stu-den/s of medicine. iotlı. ed Bailliere Tindal, London.

13- Vieu, ].F. (1964): Applications de la bactericinogenie et des bacteriocines. Ann de 1'instilut Pasteur. 107 SuppI. au NO.5, 93-114.

Şekil

TABLO ı. 13AKTERtYOStNLER
Tablo 2. Kolisin grupları.

Referanslar

Benzer Belgeler

The average risk premiums might be negative because the previous realized returns are used in the testing methodology whereas a negative risk premium should not be expected

According to the Feldman-Cousins method, assuming a Gaussian distribution and constraining the net number to be non- negative, the upper limit on the number of J/ψ → γγ events

Most reports in human literatures revealed the association of ASA with congenital or acquired heart diseases such as atrial and ventricular septal defect, mitral

This study was carried out for the aim of administration of sheep hydatid cyst protoscoleces in Albino Balb/c mice by the ways of intraperitoneal,

Based on the findings obtained and the comparison of the cytological and histopathological findings and in view of the skin tumor classification criteria laid

This study presents a career profile of Arabian racehorses in Turkey and examines factors that affect length of racing career of these horses.. This study showed that

In our study, we obtain a good cosmetic result with putting visceral organs safely into the abdominal cavity in 86.3% of patients, most of whom had primary closure

kullanılarak uygulanması sonucu elde edilen ortalama ROC sonuçları..39 Çizelge 4.6 Farklı benzerlik metriklerinin kesişim gen listesi kullanılarak LAST_DE parmak