Kırk dokuz adet pırlanta ile çevrili 86 kratlık meşhur «Kaşıkçı El ması»...
emsalsiz zenginliklerinden bir diğer paha biçilmez unsuru teşkil etmek tedir.
Bu eşsiz hâzinenin akıllardan silin meyecek bir diğer eşyası da cihan ca ünlü «Kaşıkçı Elması»dır. 86 krat ağırlığındaki bu hârika elmasın etrafı iki sıra halinde gayet sanat- kârane bir şekilde işlenmiş 49 pır lanta ile çevrili bulunmaktadır. Bu elmasın, Yedikule civarında oyna yan çocuklar tarafından bulunduğu, annelerinin bunu bir kaşıkçıya vere rek yerine birkaç tahta kaşık aldığı için bu ismi aldığı söylenir, öte yan dan bunun dünyaca ünlü «Pickot» elması olduğu da rivayet edilir. Bir Ingiliz subayı tarafından Hindistan' da bulunan bu elmasın Napolyon'- un annesinin eline geçtiğini, onun da Tepedelenli Ali Paşa'ya sattığı bilinir. Ve bundan sonra da «Pic kot» elmasının dünyadaki izi kaybo lur. Bu bakımdan, Tepedelenli Meh met Ali Paşa'nın idamından sonra şahsî hâzinesinin Hazine-i Hüma- yûn'a intikali ile bu «Pickot» elma sının da buraya gelmiş olması ihti mali daha kuvvetli görülmektedir. 1841 yılında Sultan Abdülmecit ta rafından yaptırtılan şamdanlar da «Hazine-i Hümayûn»un en ilginç eş yası arasında yer almaktadır. İki metre boyunda ve 48 kilo ağırlığın daki bu som altından mamûl şam danların her birinin üzerinde 6.282 adet pırlanta işlidir. Bu yüzden bu iki şamdan bugünün ölçülerine gö re astronomik bir maddî değer taşı maktadır.
II. Sultan Abdülhamid’e ait olan ve som altından yapılma üç yarım dai re şeklindeki bir tepsi ile tamamen pırlanta işli tabaklar üzerindeki al tın kaşıklı üç kristal kâse son de virlerin insanı güzelliği ve zenginliği ile büyüleyen bir hatırasıdır. Bunların yanıstra tek parça büyük bir zümrütten oyularak yapılma ü- zeri kapaklı küre şeklindeki kutu.
III. Selim'in gayet iri incilerden ya pılma 18 parça zümrütten imâmeli teşbihi, III. Sultan Murat'a ait altın üzerine mücevher işlemeli şaheser Kuran-ı Kerîm kapağı, Sultan Aziz' in şehzadesi Mahmut Celâleddin'in çocukluğuna ait üzeri pırlanta ve in ci ile müzeyyen cüz, çeşitli padişah lara ait inci, pırlanta, elmas, züm rüt ve yakuttan yapılma ve herbiri birer sanat şaheseri olan sorguçlar... Nihayet «Topkapı» adını taşıyan filmle bütün dünyanın tanıdığı züm rüt ve pırlanta süslü altın kın için deki meşhur hançer... Yavuz Sul tan Selim'e ait olan bu hançerin kabzasının üst kısmında zümrüt bir kapağın altında mine kadranlı nefis bir saat bulunmaktadır.
Bugün Topkapı Sarayı'nın hazine dairesi dört büyük salonu doldur maktadır. Bunun dışında Hazine De- posu'nda da teşhir edilenlerden çok eşya bulunmaktadır. Ancak bunla rın pek çoğu taş halinde mücevher ler olduğu cihetle bunlar titizlikle sayılıp özel kutular ve torbalara ko nulmak suretiyle mühürlenip kaldı rılmıştır.
Bu eşsiz ve emsalsiz hâzinenin ka pısı pek yakın bir zamana kadar Yavuz Sultan Selim'in akik mühürü ile mühürlenirdi. Bu, bir vasiyet idi. Yavuz Sultan Selîm Han:
«— Benim altın ile doldurduğum Hazine-i Hümayûn'u benden sonra gelenlerden kim mangır ile doldu rursa, hazine onun mühürü ile mü hürlensin. Bu böyle olana kadar be nim mührüm kullanılsın...» demişti. Ve hakikaten ondan sonra Osmanlı tahtına gelenlerin hiçbiri, bu altınla doldurulmuş Hazine-i Hümayûn'u mangırla olsun dolduramamışlardı. Ve Osmanlı İmparatorluğunun son günlerine kadar burası. Hazine Ket- hüdâsı'nda bulunan Yavuz Sultan Selim'in akik mühürü ile mühür lendi...
Yavuz Suttan Selim'e ait olan ve «Topkapı» Filmine konu olan 4 zümrütlü meşhur hançer (ü s tte ).
19. yüzyıla ait som altından yapılmış hünkâr leğen ibriki (altta).
15
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi