• Sonuç bulunamadı

İnönü ansiklopedisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İnönü ansiklopedisi"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yazan : Haljd Fahrî Ozansoy

S ayın M aarif V e k ili H aşan ÂH

Y ücel, geçen h afta, m em leket kü l­ türünü yüceltecek en büyük bir te. şebbüsün m üjdesini v e rd ile r: M illî ansiklopedim iz h azırlanm aktadır. M illî Şef İnönüniin ismini şeref h a­ lesi y a p ac ak olan bu 16 ciid lik an­ siklopedi için bütün g ayretle r tam m illî bir hızla teksif edilm ekte ve işe başlanm ış bulunm aktadır. Bu suretle Türk dili ve Türk kültürü en kıym etli hâzinesine kavuşacak d e. m ektir. Ne sevinç verici h ab e r! M a­ arifim izi gençleştirm ek, kuvvetlen ­ dirm ek için her sah ada geceli gün. düzlü siste—»rik g ayretlerd e çalışan | kıym etli kilin b eyan atı arasında bilhassa su nokta üstünde memnu- | niyetle durm ak iktiza ed e r: sathî, i acele is yo k. Tam m anasile m illî bir irfan abidesinin tem elini atm ak ü . zereyiz. V a k ıa bu eser on beş y ıld a bitecek, fak at o nisbette sağlam ve esaslı olacak. İşte bu noktayı teba- j rüz ettiren sayın vekil ezcüm le di- | yo rlar k i:

«D ilim izin m illî ve m edenî sıfat- iarile teşekkül etmesi onun heT c e p . hesindeki kudretlerini inkişaf ettir­ m eğe b ağ lıd ır. Bunun için lügatler, ansiklopediler, g ram er tetkikleri, her türlü tercüm eler, terim m e sa isi, i dikkat ve itina de vam lacak. üstün. ' i körü ve acele m esaiden kaçın ılarak

bakikı ilim ad am ların a yaraşır se- I k ild e çalışılacak ve bütün bu em ek, i 1er senelerce sürecek. A n cak bun- • dan sonradır ki bugünkü v aziyeti > | bizi im rendiren eserlere benzer e.

j serler bizde de vücud b ulab ilecek­ tir.»

D em ek oluvor M, bir taraftan Türk Dili T etkik Kurumu «bugün, j kü dili olduğu gibi klişeleri ve mef- I hum ları ile tesbit eden bir Türk : lü gati» ni yan m ağa memur ed ilir, i ken. diğer taraftan büyük bir «îs- ! lâm A nsiklopedisi» ile fransızca

j

Larousse dıı 20 eme Siecle k ıvm e- | tinde bir «înönü A n siklo p edisi» ni vücude getirm eği bizzat M aarif V e- j kâleti üstüne alm ış bulunuyor. B ü. ! tün bu gayretlerin , T ürk m ünevver­ lerini ilim sahasında seferber etm e, sile elde edilecek neticenin p arlak - ! lığı ve zahm eti ise şim diden gözleri. 1 mizi kam aştırsa yeridir. Bugünkü ¡T ü rk gençliği hakikaten ne b ah ti. ! j yard ır ki, v ak tile babalarının uzun ! ve çok kere yıp ratıcı m esai sarfile binbir m em badan elde etm eğe ç a - ! fıstıkları ilim hâzinesini, toplu ve i

j tam bir şekilde kendi mill-i an siklo . oedilerinin say faların d a k o laylık la I bulup hem zam andan kazan acaklar, hem de yab an cı an siklopedilerdeki bizim kendi m illî varlığım ızı, ta ri­ himizi, dilim izi a lâ k a d a r eden b ah is. | 1er etrafın daki eksik v e y a h atalı ‘ görüşleri gene birçok dağınık Türk I ve İslâm m em balarm a m üracaatla j düzeltm ek güçlüğünden kurtulacak- : 1ar. H ele bu son noktanın arab ve ,

fars dillerine de h ak k ile aşina o l . , m ak gibi bir zarureti de v ard ı ki, j yen i büyük ansiklopedim iz, bu müşkülün de önüne geçecek dem ek­ tir. İşte bütün bu sebeblerden d o la , y ı da, «İnönü A n siklo p ed isi», kül­ tür h ayatım ıza en m uhtaç olduğu ilim m eşalesini uzatacak, k aran lık , ları d ağ ıtacak ve gelecek nesillere öz dil ve irfan kayn ağın ın parıltısını I gösterecektir. M em leket nam ına, | Türk kültürü, T ürk ed eb iyatı, Türk

Ivı&anr v e tııiı Haşan AH Yiicel

dili nam ına girişilen bu büyük te­ şebbüsü bunun için b u rad a şükran, la yâd etm eği bir vazife biliriz.

Po!em îk!

Bu ay, neşriyat h ayatım ızd a h a­ yırlı bir iş o ld u : «Y arım A y » m ec. m uası, son çıkan nüsahile ansızın bir can lılık, bir tekâm ül eseri gös­ te rd i; gerek şekil, gerek m ündericat itib arile d ik kati çeken sevim li bir hüviyet aldı. B ilhassa ya ln ız resim , lerile alâ k a u ya n d n an bir m agazin olm ak istem em esi, o rolünü ifa e- derken fikir ve ed eb iyat cephesinde de çok mühim bir h am la yanm ası, çok yerin d e, çok iyi bir hareket oldu.

«Y arım A y » m son nüshasm da bilhassa H üseyin C ahid Yalçj-n'la vam lan bir anket üstünde durm ak isterim. Daha doğrusu, anketin bir sualine karsı üstadın v erd iği cevab beni düşündürdü, o cevab ı biraz deşm ek niyetindeyim .

A n ket m uharriri soruvor:

— «25 ile 40 yas a Tasında vetiş. mis b ir oolem ik m uharriri görüyor mu«unuz? »

_^yler arasın d a ise bu id e ale v a n la . m ayacağın ı an latm ak istiyor. Neti­ cede, m asa b aşın d a polem ik için Valem oynatan, sırf bu g a y e ile sa. P ah lara k ad ar uykusuz k alan ken­ disi gibi ark ad aşların ın bu işi ne k a . d ar cid d iye ald ık ların ı söylem iş o- luyor. Ey, sab ah lara k a d a r yaln ız vazı yazılm az y a , o yazının fikirleri etrafında araştırm alar d a yap ılır, bu araştırm alar d a tetkik v e teteb . biiden doğar, bu d a hiç durm adan kültürü ilerletm ektir. H âsılı H üse­ yin Cahidin sözlerini deşerek fikri bu kültür m eselesine b ağ layın ca, kıym etli m uharririn ne dem ek iste, diği daha vuzuhla a n laşılıyo r: Hü­ seyin Cahid, her şeyden evvel, k ü l. türlü polem iğin lüzum una işaret et­ m ektedir ve bunu birçok kalem m ü n akaşaların d a görçm iyorsa k a . b ah at kendisinde d eğ ild ir, ona bu hüznü veren m uharrirler safın d ad ır. V a k ıa çok sert hüküm diyeceksiniz. H akkınız var, fakat bu hükm ü bu k ad ar sert ifade etlen H üseyin C a­ hidin de bir polem ikçi olduğunu u. nutm am ak şartile. «K av g a larım » m uharriri, acab a bu an kete verdiği keskin cevab lar sonunda 25 ile 40 yaş arasın d aki m uharrirleri kızdırıp harekete getirm ek v e bu suretle y e ­ ni kalem m ü n akaşaların a zemin mi h azırlam ak istiyo r? E ğer ö yle ise, 25 ile 40 y a ş arasın d aki m uh arrir, ler, hiç değilse üç grupa a y rılarak toplanm alı ve şim diden gece u yku ­ ların ı fed aya hazırlan m alıd ırlar. Çünkü işin şakası y o k : üstad, cild cild eserler tercüm esi ile b ile henüz sab ah lara kadar- m asa b aşın d a ça­ lışm ak kudretinde olduğunu isb’at etm ektedir. Pek tab iî, bövle sıkı sı­ k ıya doldurulm uş ilim d ağ arcığın a ateş alm az kalem piştovu ile karşı çıkılam az, işte E debiyatı C edidenin m eşhur kavgacı m ütefekkiri bize bu dersi verm ektedir. Bundan, bilhassa gençler ibret alm alıd ırlar.

Güzel bir şiir

H üseyin C ahid, «kısa ve k a t’î»

olarak şu cevabı verivo r: «— G örm üyorum !»

Niçin görm üyor? Bu nokta üze­ rinde durm ağa v e düşünm eğe değ­ m ez m i? Evet, neden H üseyin C a­ hid, 25 ile 40 y a ş arasın d aki m u. h arrirler arasın d a kendi an lad ığ ı tarzd a b ir polem ikçi, bir kalem mü­ nakaşacısı görm üyor? K alem m ü. nakasacısı dedim , çünkü P olem ik kelim esinin L arousse’taki izahı da kısaca ««kalem m ü n akaşası» dır.

Evet, H üseyin C ahid, bu sayd ığı y a şla r arasın d a b ir polem ikçi gör­ m üyor, yan i polem ik y a p an ları za. y ıf buluyor. O h ald e yaln ız 40 y a ­ şından v u karıd ak ilerd e bu vasfı b u . luyor d em ek!

K endisile ya p ılan bu son anketin başka bir yerin de H üseyin Cahidin şu cevab ları v a r:

«— Şim di gençlik günlerim i ha­ tırlıyorum . Servetifünundaki g ü n le , rimizi. O rada bende k alan , birbiri­ ne b ağ lılık , sıcak ark ad aşlık h isle. ridir. S ab ah lara k ad ar u yu m ad ığı­ mız olurdu. A m m a, dans, eğlence ve h av aî şeyler için değil. M asa b a . şm da id eal k av gası y a p m ak , fikir m ünakaşalarına girişm ek, bu güzel hazzı d uym ak için .»

O h ald e an laşılıyo r d eğil m i? H üseyin C ahid, polem ik denen k a ­ lem k av g aların ın sadece id eal için yap ılacağ ın ı, bunun d a cid d î bir şey olduğunu, dans, eğlence v e h av aî

Bilmem şairi bu şiiri bugünlerde b ir m ecm uada neşretti m i? F ak at b an a geçen h afta bunu iktib as ede rek okuyan ark ad aşı henüz n eşre, dilm ediğini söylem işti. Ş iir hoşum a g itti: Sam im î, ince bir m elan ko li ile, y â r sevgisinin genç bir ruhtaki tesi­ rini hissettiriyor. Bir m eziyeti ctaha v a r : id d iasız. Düşündüm ve bu şiiri bu h aftaki yazım ın sonuna ilâ v e e t. m eğe karar verdim . Eğer b aşk a y e r­ de henüz neşredijm em işse, ilk defa

«Son P o sta» da sizler okumuş o la . caksınız.

işte bu güzel şiir:

Sen bıı şehre

Uç damlarımızın üstünden Taşısın seni bulutlar, Ş e h ir şehire uçar Birbiri ardından piden!

Tembelliğim yüklü mavnaların Sahile çekildim Umanda, Yorgunluğum başladığı zamanda Sen ol en uçucusu akşamların. Her sabah odamızı ferahlat, Rüzgâr gibi pencereden dol, Sen bu şehre şarkı ol,

Havasında yaşadığım sıkıntıyı azalt! Bu şiiri yazan şairi, evvelce, genç şairlerden bahseden uzunca b ir y a ­ zım da da işaret etmiştim. İsmi S a . bahattin Kudret'tı'r v » çok iim id ve­ ren genç bir istidaddır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Faruk H uyu­ güzel ise

Çevirmenliğinde dile çok önem verir Adalet Cimcoz..

— Tek sesli Türk müziği Ortadoğu ve Uzakdo­ ğu müzikleri içinde en gelişmiş, teorisi büyük öl­ çüde saptanmış, dini ve din dışı en mükemmel

Ordu ili Ünye ilçesi sınırlarını kapsayan bu çalışmada araziye ait toprakların erozyon risk analizini yapmak için RUSLE (Revised Universal Soil Loss Equation) modeli

Komünizme o kadar inanmıştı ki, Demokrat Parti'nin 14 Mayıs 1950'de, 27 yıllık CHP iktidarına son vermesi şerefine çıkarılan Af Kanunu ile hapishaneden tahliye

kağın adım değiştirmek için bu çirkin iftira bir süre önce bir dergide yeniden güncelleşti­ rildi.. Derginin sayın patronu, Abdullah Cev­ det’in yaptığı bir

Bilhassa, bir­ kaç sene çıkarmış olduğu Net>s&4 Afiyet cildi» rindeki tıbbın edebiyatla münâsebeti hakkındaki etüdüyle bâzı eski İslâm âlimleri

Türkiye halkı ilk önce bunla­ rın ucuzluğunu görerek sevin­ diler. Lâkin pek geç olarak an­ ladılar ki, modanın sık sık değiş­ mediği memleketlerde