• Sonuç bulunamadı

Resul Aytemür'ün resim sergisi 15 Nisan'a kadar Akademililer Sanat Merkezi'nde görülebilir:şu bizim insanlarımız

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Resul Aytemür'ün resim sergisi 15 Nisan'a kadar Akademililer Sanat Merkezi'nde görülebilir:şu bizim insanlarımız"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SAYFA CUMHURİYET

•7 f r t Ç '

KÜLTÜR

kultur@cumhuriyetcom.tr

Resul Aytemür’ün resim sergisi 15 Nisan’a kadar Akademililer Sanat Merkezi’nde görülebilir

KAYA ÖZSEZGİN______________ İstanbul’da Taksim m eydanında başlayıp Tünel’e kadar uzanan îstak- lal Caddesi’ni sağlı sollu kesen sokak­ lara daldığınızda karşılaşacağınız tip­ ler, başka semtlerde gördükleriniz­ den oldukça farklıdır. Bakışlarından konuşmalarına, giyimlerinden dav­ ranışlarına varıncaya kadar başka bir gezegenden gelmişçesine, seçkin ya da soylu olarak tanımlanabilecek bü­ tün değerlere karşıt bir yaşam algısı­ nı hücrelerine depolamış olan bu in­ sanlar, sanki yaşadıkları bu yörenin doğasından kaynaklanan genlerin gö­ nüllü mirasçılarıdır. Onların ataları da bu yörede doğmuş büyümüşlerdir, aynı mekânlarda sabahlamış, aynı iliş­ kiler içinde düşüp kalkmış, aynı ça­ naklardan beslenmişlerdir. Bugün bir­ birlerini iyi tanıyorlarsa, aynı dilden konuşuyorlarsa, bu, dünden aktardık­ ları kültür birikimi nedeniyledir. Şi­ kâyetçi midirler hallerinden? Öyle olsa da ne çıkar...

Nicedir dönüp duran bu çarkı, ters yöne çevirmek, onların ellerinde de­ ğildir. Hem eski köye yeni âdet getir­ mek gibi tam bir hayalin peşinde koş­ mak, yörenin geleneğine ihanet et­ mekle birdir. Onları tepeden tırnağa süzdüğümüzde, Beyoğlu’nun alt ya­ şam katmanlarından gelmenin, onla­ ra kazandırdığı şeyin, böyle davran­ m akla kaybedeceklerinden daha önemsiz olacağının bilincinde olduk­ ları kanısını edinmekte gecikmezsi­ niz.

Kuşkusuz bu insanların yaşamlarıy­ la ilgilenen sanatçılar da olacaktır. Beyoğlu’nun görünen yüzü arkasın­ da, biraz da saklı kalmış olan bu ya­ şam biçimini konu alan sanat, eski Pera’ nın görkeminden uzaklaşıp, ken­ dine özgü kokusu olan bu arka sokak­ lara uzanmak gereğini doğaldır ki du­ yacaktır. Ama yerel bir turist gözle­ minin çok ötesinde çizgiler ve renk­

jfY esul Aytemür, çok

isabetli bir seçimle,

resimleri için doğal bir

yaşam mekânı da yakalamış

oluyordu. Oraya girip

çıkanlar, aynı zamanda

Aytemür’ün resimlerine

model oluşturduklarını

nereden bilsinler., ama

gündelik yaşamın

trafiğinden, bir anlığına da

olsa çıkıp, örneğin şimdi

burunlarının dibinde

sergilenen resimlere

baksalar; kendilerini boy

aynasında görmüş olmaktan

mutluluk duyacaklar belki

de. Yalnız mutluluk da

duymayacaklar, bunca resim

konusu durup dururken bir

sanatçının fırçasına nasıl

olup da takıldıklarına ola ki

bir anlam veremeyecekler.

yordu. Oraya girip çıkanlar, aynı za­ manda Aytemür’ün resimlerine m o­ del oluşturduklarını nereden bilsinler.. ama gündelik yaşamın trafiğinden, bir anlığına da olsa çıkıp, örneğin şimdi burunlarının dibinde sergile­ nen resimlere baksalar; kendilerini boy aynasında görmüş olmaktan mut­ luluk duyacaklar belki de. Yalnız mut­ luluk da duymayacaklar, bunca re­ sim konusu durup dururken bir sanat­ çının fırçasına nasıl olup da takıldık­ larına ola ki bir anlam veremeyecek­ ler.

Onlar öyle düşünedursunlar, Re­ sul Aytemür’ün randevuevi sakinle­ rinden kasaplara, balıkçılara, Beyoğ­

lu’nun pamuk şekeri satıcılarından biblo pazarcılarına, serseri dolaşan sokak köpeklerine, gece defilecileri- ne, süslü kadınlara, sıradan çıplakla­ ra, tramvay yolcularına, parkta gece- leyenlere kadar her boydan inşam ko­ nu aldığı resimleri, tümüyle, bu insan­ ların resmi geçit yaptıkları tipler ga­ lerisidir sanki. Arada bir Beyoğlu or­ tamından uzaklaşsa da, resimlerini mesken tutmuş olan bu insanlara iha­ net etmiyor; onların yaşam dokusu penceresinden bakıyor gibidir onla­ ra. Bizde böyle bir izlenim uyandır­ masının asıl nedeni, kaim bir boya tabakasının arkasında, her tür yapay zarafet gösterisini elinin tersiyle itmiş ler taşıyan bu yaşamı yansıtacak sa­

nat biçiminin de acımasız ve gerçek­ çi bir yorum temeli üzerine kurulma­ sından daha doğal ne olabilir...

Gündelik yasamdan tuvale istiklâl Caddesi’ne açılan Balo So- kağı’nda, bir süreden beri kendisinin yönettiği çok katlı bir sanat merkezin­ de sergiler düzenleyen ve gene aynı sokak üzerindeki bir özel müzeyle (Burhan Doğançay Müzesi) kader or­ taklığı yapan Resul Aytemür, çok isa­ betli bir seçimle, resimleri için doğal bir yaşam mekânı da yakalamış

olu-olmanın getirdiği “hoyrat” anlatım bi­ çimidir kanımca. Gerçekten de, sözü­ nü dobra dobra söylemekten kaçın­ mayanların ‘düz’ ifadesi egemendir onun resimlerine. Gördüklerine, tanık olduklarına, izlediği yaşam gerçeklik­ lerine, belgeci bir sanat mantığıyla yaklaşıyor, ama bu mantığı kullanır­ ken sanat üretmekte olduğunun bilin­ cini ikinci plana atmıyor. Aksine, üret­ tiği resimlerin kendi paletinden çık­ tığı konusunda kuşku yaratmayacak bir inanç disipliniyle çalışıyor.

Soyutlamaca ve dışavurumcu Figürcü grup olarak, çıkışlarım bel- geleyici bir doğrultuyu bugüne kadar bozmamış olan kendi kuşağından sa­ natçılara yakın bir konumda bulun­ makla beraber, gerek yoğun boya kul­ lanımında (‘empâtement’) ısrarlı dav­ ranışı, gerekse resmine seçtiği tipler­ de, bir yörenin ya da bir sosyal doku­ nun karakterini açığa vuracak etken­ leri seçmekte titizlik göstermesi, ona, kendine özgü bir konum sağlıyor.

Resul Aytemür’ün resimlerindeki vurgu, bunlarla da sınırlı değil. Seç­ tiği insan manzaralarını resimlerine aktarırken özellikle de insan figürle­ rinin yanı sıra yöre görünümlerinden yola çıkarken, boya katmanlarının iç içe girmesi, koyu ve açık tonların ta­ mamlayıcı değerler olarak kompo­ zisyonun örülmesinde etkin işlevler üstlenmesiyle, soyutlamam- dışavu­ rumcu bir tekniği devreye sokmakta başardı sonuçlar alıyor. Bu konuda ha­ zır m odellerden yola çıkmamakla, deneyim kazandığı bir yolu tercih et­ mekle, resminin inandırıcılık dozunu da pekiştirmiş oluyor.

Büyük boyutlar içinde tasarımladı­ ğı kompozisyonlarının, kullandığı bu teknikle uyumlu bir çizgi oluşturdu­ ğunu belirtmeden geçmek istemem.

(0212

245

02

29

)

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

İki yıl önce, 1809'da İstanbul’a gelen bir İngiliz aileden aldığı üç katlı köşkünde yaptığımız söyleşi­ de, buranın yıllanmış âşığı Barış

Nuruosmaniye kapısından, Kalpakçılar Caddesi’ne girmeden önce, başınızı kaldırın ve 1894 depreminden sonra kapının üstü­ ne, tuğrakeş İsmail Hakkı Efendi

Anadoluda zaif olmakla beraber istiklâl ışığı belir­ meye başlamıştı. Düşmanlarımız bunu bir yangın başlangıcı savmışlar. îstanbuldan gönderilen silâh

Bureau of National Health Insurance Taipei Branch’s File of Outpatient Medical Expense was employed to compare the changes in medical claims among primary Western physician clinics

Bazı endemik çan çiçeği türleri: Gülek çanı (Campanula psilostachya) Türkmen çıngırağı (Campanula silifkeensis) Meşe çanı (Campanula quercetorum) Bozdağ çanı

T URGUT Özal’m yaklaşık 13 yıl süren siyasi yaşamı, pek çok gazeteci ve ya­ zarın kitabına konu oldu. Özellikle ga­ zetecilerin siyasi ve ekonomik görüşleriy­ le

Araştırılan parametreler: Epidemiyolojik özellikler (Olguların cinsiyeti, tanı yaşı, tanı konulma tarihi, aile öyküsü, akrabalık öyküsü) , fizik muayene bulguları, ilk

Halk bütün servetini, ayağındaki donu, sırtındaki gömleği verdiği halde bunlar yetmiyormuş gibi bedenen çalışmak mecburiyetini de halka doğru gitmek isteyen