TT-&&İ-2 bl
S
SARAY RESSAMIFAVSTO ZONARO T Â H A T b * o S
TÜRKİYE*de resim sanatının gelişmesinde, İtalyan asıllı ressamların büyük rolü olmuştur.
Bugüıkü GUzftl Sanatlar Akademisinin (Sanayi-i Nefise Mektebi) olarak kurulusu üzerine, Avrupa'dan getirtilen 5 yabancı profesörün 4*U İtalyandı. Sanayi-i Nefise Mektebi'ne tayin edilen ilk İtalyan ressamı Leonarde de Mango'dur. Bu profesör yağlıboya kürsüsi inO# fcx<A.ju»- •
Pastel ve karakalem türlerinin ünlü profesörü ise Salvator Valeri idi. Resim tekniği ve suluboya dalında bir otorite olan Philiple Bello'dan sonra, [padişahın emri ile (Devlet arşivi : 1306/recep/1304 Subatfc No.88088/75) Sanayii Nefise Mektebi hocalığına Ecvaroni tayin olundu.
Bunu izleyen yıllarda, güçlü bir sanatkâr olan Fausto Zonaro da saray ressamlı ğına a t a n d ı K T U r k saraylarında ve bazı eski ailelerde fcayli eserleri bulunan F.Zonaro, İstanbul'un renkli görünümlerini,değişik tiplerini tuale geçirmekteki büüyük ustalıgıyle ün kazandı. Ona Boğaziçi ressamı, tarihî olaylarla kahramanlık sahnelerinin ressamı, ışıklı bir portre ressamı denilmesinin nedeni, fırçasının bu üç türdeki hünerindendir.
ZONARO'NÜN GEÇMİŞİ
FAUSTO Zonato, 18 Eylül 1854 günü Padova eyaletinin Masi kasabasında doğdu. Çocuk yaşta resme başladı. İlk, orta ve (Verona) Güzel Sanatlar Yüksek Okıılu'ndaki öğre nimi sırasında, daima sınıfının birincisi oldu. Askerlik görevinden sonra Roma Güzel Sanatlar Fakültesini bitirdi. 1885 yılında, ilk sergisini açtı. Gördüğü rağ bet Üzerine,1888'de daha değişik eserlerini Paris'te sergiledi.
İki yıl kadar Venedik ve Napoli'de ressamlığı yanında,dekoratörlük yaptı. Bu arada tabloları İtalyan saraylarına kabul edildi ve sanatkâr, kral tarafından şövalye nişaniyle ödüllendirildi.
DOĞA TUTKUSU ve İSTANBUL
Küçük yasından beri okuduğu doğuya dair kitapların çekiciliği, Zonaro'ya İstanbul yolunu açtı. 1891 yılında kavuştuğu İstanbulfu*, dünya cenneti olarak niteleyen sanatkâr,bu cennet ülkede yerleşmeye karar verdi. İstanbul'u her yönüyle yansıtan ilk tablolariyle, kendisini saygın bir sanat çevresinde buldu.
İstanbul'a doyamayan ressam, her gün, koltuğunda tualleriyle doğaya çıkıyor, görkem li görünümlerle kucak kucağa yaşıyordu.
0 günlerde İstanbul'u bir coşku dalgası sarmıştı. Türk donanmasının ünlü gemisi (Ertuğrul), Uzak Doğu'ya Japonya'ya gidiyordu. Dönüşünde azgın dalgalara gömülen bu gend,Galatafcn olagant*tU bir törenle uğurlandı.
/
Kostümleri! gözleri kamaştıran Ertgğrul gemisinin subayları, ıroizıka sesleri, halkın duaları ve alkışları arasında yurttan ayrıldılar.
Bu ’îgurls'iadan çak duygulanan Zonaro, görkemli uğurlama törenini, ustalıkla cuale aktardı. Bu tarihî olayı öylesine tasvir etmişti ki, bu tablo ancak sarayların duvar larında değerini bulabilirdi. Nitekim öyle oldu. Zonaro’nun bu tablosu Yıldız S a r a y ı ' ^ na sunuldu. Eser, onun Saray Ressamlığına atanmasını sağladı. Bu suretle Zonaro
_J
"Rassam-ı Hazret-i Şehriyarî“
sıfatını aldı. Bu arada padişahın nişaniyle de omırlan--
2
-Osraanlı S a r a y ı ' n m ressamı olarak Avrupa sanat çevresinde saydın bir Un İcazanan Zonaro, İlk kadın ressamlarımızdan Mihri Hanım'la CelilelHanım'a kısa bir s*ire, Beşiktaş'daki Akaretler semtinde bulunan atelyesinde resim dersleri verdi. Bu arada Osmanlı hanedanı İçersinde resim sanatındaki başarısıyla tanınan 3on halife Mecit Efendi de, şehzadeliği sırasında,Zonaro ile sık sık tual karşısında buluşur-
d u ‘
Sultan AbdÜlhamid'iıVsanat yönü bulunmamakla beraber, sanatkârlara yönelik sevgisi olduğu, İstanbul'a -elen yabancı tiyatro ve musiki sanatkârlarını Yıldız'a y ı r t a rak orada .saray mensuplarına oyunlar seyrettirdiği ve konserler vere! gtifrf <ıf dir. Bit arada, Padişahın Zonaro'ya Türk-Yunan savasını yansıtan, Fatih'in İstanbul'a girişini towvir eden tabloları bizzat sipariş ettiği anlaşılmaktadır.
ZONARO "PâSA" OLDIJ MU?
ABDÜLHAMİD'in son yıllarınla ressam Zonaro'ya paşalık veriİnesi kararlaştırılmışken, tahttan düşmesi üzerine,bu olay gerçekleşmemiştir. Bazı yabancı kaynaklarda bu saray ressamına " Zonaro Paşa" denilmesi bundan kaynaklanmaktadır.
Fausto Zonaro, 20 yıl Türk saraylarının ressamlığını yaptı. Her janrda gözalıcı tab lolar yarattı. Hayran olduğu,o günlerin, Bogaziçini ttıallerinde yaşattı.
Ressam, aynı zamanda, padişahın direktifiyle tarihi tablolar, Türk kahramanlığını yansıtan panolar yaptı. Tarihi tabloların en meşhuru, Fatih'in İstanbul'a girişi, Preveze Zaferi, Osmanlı-Yunan muharebesini yansıtan kahramanlık sahneleridir. Bu türdeki eserlerinin çoğu, saraylarımızın duvarlarını süslemektedir.
Zonaro, Boğaziçinin doyum olmaz güzelliğini, İstanbul'un tarihî settiler ini, camilerini, çeşmelerini, hamamlarını, toplum yaşamındaki olayları, düğünleri, bayramları, derviş leri, seyyar satıcıları, arzuhalcileri, tulumbacıları,»arabacıları, sucuları,
balıkçıları, kısaca bugün kaybettiğimiz o eski İstanhııl'u ve İstanbul tiplerini tilm gerçekçiliği ve özelliğiyle, solmaz renkleriyle, silinmez çizgileriyle yaşatmış olan bir ressamdır.
Zonaro, doğuda resmin ve ressamlığın ne'olduğunu dünya müzelerine;, batının sanat âlemine öğretenlerdendir. 0, aynı zamanda Türk resim ekolünün temellerine harç koyan lardan biridir.
GOZYAŞLARIYLA AYRILIŞ
ZONARO'nun Türkiye'nin ayrılışı, tatsız bir anı olarak sanatkârı içten yaraladı. İtalyanların 1911 yılında, Oamanlı topraklarından olan Trablusgarb'i (bugüngü Libya) saldırısı üzerine,Türkiye büyük bir çalkantı içine düştü. İtalyanların bu haksız işgali, millî galeyanla prostesto edilirken, Türkiye'deki İtalyan asıllıların da yurtdışı edilmeleri kararlaştırıldı. Bunlar arasında Güzel Sanatlar Akademisi
(Sanayii Nefise Mektebi}nin İtalyan kökenli Profesörü De Mango ile Saray Ressamı Fausto Zonaro da vardı. Onun feray Ressamı olması ve şehzadeliğinde Abdülmecit
Efendiye resim dersi vertresi gibi özel durumu, sürgün kafilesine katılmaktan alıkoya madı. Oysa Zonaro'ya
o
günlerde "Paşa * 'lık payesi verilecek ve ressam büyük bir sergi ile bu mutluluğunu kutlayacaktı.Yurdu terk için kendisine 3 gün mühlet tanınan Zonaro, Beşiktaş'ta Akaretler'deki köşebaşındakl-bir müzeyi andıran tablolarla dolu-atölyesinde bulunan 300 kadar eserini yok pahasına sattı ve gözyaşlarıyla İstanbul'dan ayrıldı.
Zonaro, İtalya'da yerleşmek için, denizi bir parça olsun İstanbul'u andırır düşünce siyle San Remo'ya gitti. İstanbul özlemiyle, Bogaziçini yansıtan tablolar yaptı. Bir taraftan tirtafilflydıgı içkisiyle bohem havalı panolar hazırladı. 19 Terasız 1929 günü San Remo'da öldü. Mezar taşında, ZSaray ressamı olduğu belirtilmekte ve
3
-Zonaro, Türkiye'de resin sanatının gelişmesinde payı olan Çat ı l ı ressamlardandır.
Bugıin saraylarımızda ve İstanbul'un sanatsever ailelerinin evlerinde en çok
Zonaro'nun tabloları bulunmaktadır. İtalya'da varisleri elinde bulunan
JIX)
kadar e s eseri 1977 yılında Floransa'da sergilenmiş ve sanat dünyasında büyük yankı uyan dırmıştır. Bu değerli tabloların 200'e yakınının konusu,ressamda iUtem kaynağımı oluşturan, Türkiye ile ilgilidir.Zonaro'nun, doğu hayranlarını büyüleyen bâzı tabloları 1900 İU yıllarda ve özellikle 1907 'de fieiijgte yayınlanan (Illustratlon)(Figora Illustré ) ve (Cosstiftinopl) acili dergilerin kapaklarında yeraldı. DBHİfiDET adlı kitapta yayınlanan İstanbul manzara ları ve tipleri de, görkemli geçmişin bir aynası özelliğini yansıtmaktandı*• Sair Mehmet Emin (Yurdakul), kahramanlık şiirlerinde Zonaro'nun yarattığı tipleri kullan mıştır.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi