• Sonuç bulunamadı

“Yeni Kafkasya” Dergisi Hakkında Yeni Bilgiler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "“Yeni Kafkasya” Dergisi Hakkında Yeni Bilgiler"

Copied!
22
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

YENİ BİLGİLER

Yavuz Akpınar

*

NEW FINDINGS ABOUT THE JOURNAL OF “YENİ KAFKASYA” (THE NEW CAUCASUS)

ÖZ: Bu makalede 1923-1927 yılları arasında İstanbul’da eski Azerbaycan reisi-cumhuru Mehmet Emin Resulzade tarafından 95 sayı çıkartılan Yeni Kafkasya dergisi hakkında, özellikle M. E. Resulzade’nin Azerbaycanlı gazeteci ve siya-setçi Ceyhunbey Hacıbeyli’ye 1922-1932 yılları arasında yazdığı mektuplara dayanılarak yeni bilgiler sunulmaktadır.

Ayrıca derginin koleksiyonu dikkatli bir şekilde taranarak elde edilen bilgiler, mek-tuplardan ve diğer bazı kaynaklardan elde edilenlerle birlikte değerlendirilmiştir. Böylece derginin ilk sayısının ne zaman, hangi şartlarda çıktığı, kimlerin yar-dımcı olduğu, bazı müstear isim ve rumuzların kimlere ait olduğu, Yeni

Kafkas-ya’nın gönderildiği yerler, bazı şahıslarla ilişkileri açık bir şekilde

belirlenebil-miştir.

Anahtar Kelimeler: M. E. Resulzade’nin faaliyetleri, Azerbaycan muhaceret matbuatı, Azerbaycan tarihi, 1920’li yıllarda Türkiye-Azerbaycan-Sovyet Rus-ya-İran ilişkileri, Sovyet Azerbaycanı ve siyasî muhacirler

ABSTRACT: This article presents new findings about the journal of “Yeni Kafkasya” (New Caucasus) having been published 95 issues between 1922-1932 by the former president of Azerbaijan Mehmet Emin Resulzade. The documentary evidence provided here is based especially on M. E. Resulza-de’s letters to the Azerbaijani journalist and politician Ceyhunbey Hacıbeyli

Yeni Türk Edebiyatı Dergisi, Sayı 6, Ekim 2012, s. 27-47 * Prof. Dr., Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü.

(2)

between 1922-1932. To this end, the information was gained through careful scanning of the journal collection and evaluated with respect to those obtained from the letters and some other sources. Thus, the publication date of the first issue, the conditions, the supporters of the journal, some of the pen names or aliases, places New Caucasus was posted and the journal’s relationship with some people were clearly identified.

Key Words: M. E. Resulzade’s activities, Azerbaijan immigration press, Azer-baijan history, Soviet Russia-Iran-Turkey-AzerAzer-baijan relations in the 1920s, So-viet Azerbaijan and political emigrants.

...

Yeni Kafkasya, 1923-1927 yılları arasında İstanbul’da başta eski Azerbaycan

cumhurbaşkanı Mehmet Emin Resulzade olmakla Azerbaycanlı siyasî muhacir ve aydınların 95 sayı çıkarmış olduğu bir dergidir. Yeni Kafkasya 26 Eylül 1339 (1923) tarihinde yayın hayatına başlamış, beşinci yılına girdiğinde 15 Teşrin-i evvel [Ekim] 1927’de 95. sayı çıktıktan sonra yayınına son vermek zorunda kalmıştır.

M. E. Resulzade’nin biyografisinden Türkiye’ye geldikten sonra hemen faaliye-te geçip muhacir Azerbaycan Türklerini organize ettiği, siyasî faaliyeti düzenlediği ve bir süreli yayın çıkarma imkânları aradığı bilinmektedir. Resulzade’nin 1922-1932 yılları arasında, kendisi gibi muhacerette bulunan Azerbaycan aydınlarından Ceyhun Hacıbeyli’ye, ekserisini İstanbul’dan yazdığı mektuplar, Resulzade’nin bazı faaliyetlerine ışık tuttuğu gibi Yeni Kafkasya dergisinin çıkarılışı, bu işte karşılaşılan problemler, maddi sıkıntılar vd. konularda bize de yeni bilgiler sunmaktadır.1

Mektupların yazıldığı Ceyhun Hacıbeyli (1891-1962), Karabağlı bir Azerî ay-dınıdır. Ağabeyi Üzeyir Hacıbeyli, Azerbaycan’ın tanınmış müzikologu ve bestecisi-dir. Ceyhun Bey, Fransa’da Sorbonne Üniversitesi’nin Hukuk Fakültesi’nden mezun olmuştur. Gazeteci, mütercim, siyasetçi olarak tanınmış, 1918-1920 yılları arasında Azerbaycan millî hükûmetinin resmî gazetesi olan “Azerbaycan”ın redaktörlerinden ve önde gelen yazarlarından biri olmuştur. Ali Merdan Topçubaşı başkanlığında Pa-ris Sulh Konferansı’nda Azerbaycan’ı resmen temsil etmekle görevlendirilen heyetin mensuplarındandır. Azerbaycan’ın Bolşevikler tarafından istila edilmesi, millî hükû-metin yıkılması üzerine memleketine dönemeyerek, Avrupa’da siyasî mücadelesini sürdürmüştür.

1 Mehmet Emin Resulzade, “Ceyhun Hacıbeyli’ye Mektuplar” (adlandırma tarafımızdan yapılmıştır Y.

A.), Azerbaycan Dövlet Arxivi, Salman Mümtaz Adına “Әdәbiyyat ve İncәsәnәt Arxivi” Bakû, Fond: 468. Resulzade’nin bu mektupları, Azerbaycan’ın eski UNESCO temsilcisi muhterem Ramiz Abuta-liboğlu tarafından Fransa’da bulunmuş ve getirilerek Azerbaycan Devlet Arşivi’ne hediye edilmiştir. Bizi bu mektuplardan haberdar eden Ramiz Bey’e minnettarız; sağ olsun.

(3)

M. E. Resulzade, 27 Dekabr 1922 tarihinde İstanbul’dan Avrupa’daki Ceyhun Hacıbeyli’ye yazdığı mektubunda İstanbul’daki ilk temasları hakkında bilgi verir:

“İstanbul’a vürudumdan birkaç gün sonra Rıfat Paşa ile görüştüm. Beni son derecede samimi ve sıcak kabul etti. Kendisiyle bizim için pek mühim hususlarda görüşebildim. Burada gazete çıkarmak mümkün olacak fakat, teşkilat bulundurmak resmen mümkün

olmayacaktır; malum sebebe göre.”2

diyerek süreli yayın çıkarma teşebbüsüne açıklık getirir. Buna rağmen İstanbul’da bir süreli yayın çıkarma işinin ağustos 1923’e kadar niçin geciktiğinin cevabı şimdilik verilemiyor.

Yeni Kafkasya’nın 5 yıllık koleksiyonunu dikkatli bir şekilde inceledikten sonra

rahatlıkla şu hükmü verebiliriz: Derginin gazetecilik bakımından düzgün bir mizan-pajla, okunaklı, güzel bir hurufatla, maddi sıkıntılara rağmen düzenli denilebilecek bir şekilde çıkartılması; dergide yazılan, haber verilen, üzerinde fikir yürütülen hu-suslarda, ilerideki sayılarda da bağlantı kurulması; Türkiye, Sovyet Rusya ve Avru-pa’daki belli başlı gazete ve haber ajanslarının düzenli takip edilerek onlarda “mil-li dava”yla ilgi“mil-li en ince bir ayrıntının, yeni bir ge“mil-lişmenin bile değerlendirilmek istenmesi; gelen yazıların Türkiye Türkçesine uyarlanması; konuyla ilgili çevrelere ulaşabilmek için büyük bir çaba gösterilmesi; okuyucularla yakın ilişkiler kurulması, gelen mektuplara, sorulara zamanında ve tatmin edici cevap verilmesi gibi husus-larda M. E. Resulzade’nin geçmiş yılhusus-larda Azerbaycan ve İran’da edindiği zengin gazetecilik tecrübesinin büyük rolü olduğu açıkça görülmektedir.

Yeni Kafkasya tamamen Türkiye Türkçesiyle yayımlanmıştır. Tabiî olarak

za-man zaza-man Azerbaycan Türkçesi’nin özellikleri de görülmektedir. Bazı felsefî, sos-yolojik, iktisadî, nazarî meselelerle ilgili yazılarda ise dönemin Osmanlı Türkçesinin, bir başka deyişle zamanın yazı dilinin özellikleri öne çıkmaktadır. Dolayısıyla günü-müzde sıradan bir okuyucu bu dili anlamakta zorluk çekebilir. Aynı durum 1920’li yıllarda Türkiye’de yayımlanmış diğer süreli yayınların, kitapların dili için de söz konusudur.

Yeni Kafkasya Hakkında Temel Bilgiler: (Biçimi, matbaası, yönetim adresi, basım tarihleri, trajı, mali kaynakları, hitap ettiği coğrafya vs.)3

2 Resulzade’nin Ceyhun Bey’e yazdığı mektuplar yazılış yıllarına göre sıralanmış ama, henüz tam

ola-rak tasnif edilmemiş, bunlara ayrı ayrı numara verilmemiştir. Mektupların hepsi aynı dosyanın (Fond 468) içinde olduklarından makalede yararlandığımız mektupların sadece tarihleri verilmiştir.

3 Yeni Kafkasya dergisi hakkında Türkiye’de yapılan ilmî araştırmalar arasında yöneticisi olduğumuz

Songül Bedir’in “Yeni Kafkasya Dergisi Fihristi” (Ege Üni. Edebiyat Fak., Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, İzmir, 1996, 112 s.) adlı basılmamış lisans tezi; Adem Can’ın “Yeni Kafkasya Mecmua-sı. İnceleme ve Edebiyatla İlgili Metinler” adlı Atatürk Üniversitesi’nde yapılmış ve basılmamış bir yüksek lisans tezi (Erzurum, 2005) ve bu araştırmaya dayanarak yazdığı “Yeni Kafkasya Mecmuası”

(4)

Yeni Kafkasya’nın başlığında “On beş günde bir neşrolunur, içtimaî ve siyasî

bir mecmuadır” ifadesi yer alır. Bazı tarihler istisna edilirse dergi düzenli olarak on beş günde bir 16 sayfa olarak yayımlanmıştır. Yine de arada bir aksaklıklar olur: 15 Mart 1925 tarihinde çıkması gereken 3. yıl 10. sayısı, açıklandığına göre “teknik bazı sebeplerle” gecikerek 29 Mart 1926 tarihinde yayımlanır.

Yeni Kafkasya birkaç kere de iki sayı birlikte çıkartılmıştır: Dördüncü yılın 5-6,

8-9 ve 11-12. sayıları birleşik yayımlanan sayılardır ve bunların sayfası da fazladır. Derginin iki sayısının birleştirilerek tek sayı şeklinde basılmasının sebebi maddi sı-kıntılardır. Bu hususta Resulzade’nin Ceyhun Hacıbeyli’ye yazdığı 12 Kânunisani [Ocak] 1927 tarihli mektubunda Husrev Bey’in [Husrev Paşa Sultanov4]

Prome-te’nin5 çıkartılması ve neşri konusundaki bazı olumsuz tavırlarından söz edildikten

sonra “Aynı ruh, Yeni Kafkasya’yı bütün Kafkas ve Türkistan davasını mürevvic iken parasızlıktan iki numeroyu bir araya getirip de ‘idare-i maslahat’ etmek zaruretinde boğulduğunu mucip oluyor” diye şikâyet eder.6

Yeni Kafkasya, 1, 2, ve 4. yıllarında 24 sayı, bir süre yayınına ara verdiği 3. yılda

21 sayı, 5. yılda da ancak 2 sayı çıkmıştır.

Yeni Kafkasya’ın ebatları ciltsiz olarak 28x20,5, ciltli olarak 27x19 cm’dir. Yazı

alanı ise 23x16 cm ebadındadır. Her sayının ilk sayfasının üst kısmında, son sayıya kadar şeklini koruyan, başlık klişesi vardır. Her sayfa iki sütun olarak düzenlenmiştir. Derginin 4. yılın 16. ve 17. sayıları Necm-i İstiklal Matbaası’nda, diğer bütün sayılar ise Amedî Matbaası’nda basılmıştır.

Mecmuanın yönetim adresi olarak “Cağaloğlu’nda Amedî Matbaası” gösterilmiş-tir. 1 Şubat 1340 (1924) tarihinde yayımlanan 9. sayıdan itibaren derginin adresi “İstan-bul Çarşıkapı Kandilli Sokak, 5” şeklindedir. 27 Nisan 1341 (1925) tarihinden (2. yıl, sayı: 15) itibaren adres olarak “İstanbul, Ayasofya’da Yerebatan’da, 7” numara göste-rilse de aynı yılın 16. sayısında tekrar “Çarşıkapı Kandilli Sokak 5”e dönülür. Sonraki sayılarda adres yine “İstanbul, Ayasofya’da Yerebatan’da, 7” olarak gösterilir. İkinci yılda (1925) 22. sayıda adreste küçük bir değişiklik olur; “Yerebatan’da 7” numara yerine “Yerebatan’da 6” yazılır. Bu adres derginin son sayısına kadar değişmeden kalır.

adlı makalesi (Bilik dergisi, Bahar 2007, Sayı: 41, s. 109-122); Saime Selenga Gökgöz’ün “Sovyet karşıtı Azerbaycan Muhacir Neşriyatında ‘Türk İnkılabı’: Yeni Kafkasya ve Mehmed Emin” (Modern

Türklük Araştırmaları dergisi, Mart 2008, Sayı: 1, s. 7-46) adlı makalesi ve Sabahattin Şimşir’in

“Tür-kiye’deki Azerbaycan Matbuatı 1923-1931” (Türk Dünyası Tarih Dergisi, İstanbul, 1995, Sayı: 97, s. 61) adlı yayınları sayılabilir.

4 Husrev Paşa Sultanov (1879-1947), doktor, siyasetçi, “İttihad Partisi” üyelerinden, Azerbaycan milli

hükûmetinin bakanlarındandır. 1920’den sonra Türkiye, Avrupa ve İran’da siyasî faaliyetlerine devam etmiştir.

5 Promete: M. E. Resulzade’nin teşebbüsü ve Polonya hükûmetinin yardımı ile Paris’te Sovyetlerden kaçmış

Rus ve Ermeni olmayan Muhacirlerin 1926’da kurduğu teşkilat ve aynı adla yayımladıkları derginin ismidir.

6 Resulzade’nin mektuplarından alıntı yaptığımız cümlelerdeki bazı ifade bozuklukları, gramatik

(5)

Her sayının iç kapağında çıktığı tarih Hicrî ve Rumî olarak, 1925’ten sonra ise Hicrî ve Miladî olarak yazılıdır.7 Ayrıca her nüshanın hangi yılın kaçıncı sayısı

ol-duğu da başlık klişesinde belirtilir. Derginin yönetim adresi de her sayının üzerinde yazılmaktadır. Ayrıca abone şartları ve fiyatı da başlık klişesi içinde her sayıda aynı yerde yazılıdır. Derginin sayıları her yıl yeniden numaralandırılmıştır.

Yeni Kafkasya’nın çıkış tarihi, ilk sayı üzerinde verilen Hicrî ve Rumî tarihlerin

–hiç şüphesiz bir dizgi yanlışlığı sebebiyle– birbirine denk gelmemesinden dola-yı problemli görünmektedir. Derginin ilk sadola-yılarının çıkış tarihlerine göz atmak bu problemin anlaşılması ve çözümü için ipucu verecektir:

1. Sayı: Hicrî tarih: 9 Safer 1341 Karşılığı Miladî tarih: 1 Ekim 1922 Rumî Tarih: 26 Eylül 1339 Karşılığı Miladî tarih 26 Eylül 1923 2. Sayı: Hicri Tarih: 4 R. Evvel 1342 Karşılığı Miladî tarih: 15 Ekim 1923 Rumî Tarih: 15 T. Evvel 1339 Karşılığı Miladî tarih: 15 Ekim 1923 3. Sayı: Hicrî tarih: 21 R. Evvel 1342 Karşılığı Miladî tarih: 1 Kasım 1922 Rumî Tarih: 1 T. Sani 1339 Karşılığı Miladî tarih 1 Kasım 1923 Yukarıdaki tabloda da görüldüğü gibi 2 ve 3. sayılarda bir problem yoktur; bu tarihler ve daha sonra çıkan dergilerin tarihleri birbirini tutmaktadır. Problem birinci sayıdaki tarihlerdedir. 2. sayıdan sonra derginin düzenli olarak 15 günde bir çıktığı da görülmektedir.

Bu durumda 1. sayı üzerindeki Rumî tarih olan 26 Eylül 1339 yani Miladî 26 Eylül 1923 çıkış tarihi olarak makul görünmektedir. Hicrî tarihi yani derginin 9 Safer 1341’de çıktığını doğru kabul edersek o zaman da ilk sayının 1 Ekim 1922’de çıkmış olması gerekir ki bu imkânsızdır! Derginin 1. ve 2. sayıları arasında bir yıla yakın bir zaman geçmesi mümkün değildir.

26 Eylül (1339) 1923 tarihini doğru kabul edersek birinci sayı ile ikincisinin çıkış tarihi arasında 19 gün geçmiş demektir. Bu da 15 günde bir çıkmaya özen göste-ren dergi için kabul edilebilecek bir sarkmadır ve bu tarih bizce doğru kabul edilme-lidir. 26 Eylül (1339) 1923’ün Hicrî karşılığı 14 Safer 1339 olmalı idi. Yanlış yazılan bu Hicrî tarihtir.

Aslında Yeni Kafkasya’nın ilk sayısının dergi üzerinde yazılı tarihten önce basıl-mış olduğunu Resulzade’nin Ceyhun Hacıbeyli’ye 28 Ağustos 1923’te İstanbul’dan yazdığı bir mektuptan öğreniyoruz:

“... Mecmua çıkması münasebeti ile bu mektubu yazıyorum. (...) Mecmuanın ilk nüsha-sından ne kararda olduğunu göreceksin. Göreceksin nam ve unvanımızı iş’areler altında

(6)
(7)

ketm ediyoruz. Buna ihtiyac vardır. Taktika böyle iktiza ediyor. Mecmuaya Gürcülerle Dağıstanlılar da iştirak ediyor. Muavenete pek muhtacız. Bu numeroyu başdan ayağa kendim yazmış gibiyim. Sizden muavenet beklerim. Makalenizi gözlerim.”

Görüldüğü gibi bu mektupla birlikte Yeni Kafkasya’nın ilk sayısının da gönde-rildiği anlaşılıyor. Bu durumda derginin 28 Ağustos’tan en az 3-5 gün evvel basılmış olduğu anlaşılır.

Yeni Kafkasya’nın 3. yılında da dergi üzerinde yanlış tarihlerin yazıldığı

görül-mektedir. Esasen bu durum Türkiye matbuat tarihi ile uğraşanların sık sık karşılaştığı bir durumdur; şaşılacak bir şey değildir; Hicrî, Rumî ve Miladî tarihlerin birlikte kullanıldığı dönemlerde böyle mürettip hataları sürüp gitmiştir.

Derginin tirajı veya abonelerinin sayısı hakkında fazla bilgi edinemiyoruz. Bu hususta dergide az çok bazı bilgiler bulunmaktadır. 4 Ekim 1924 tarihli 1. sayıda “İkinci Yıla Geçerken” adlı yazıda hem derginin ulaştığı coğrafya hem de Türk Ocakları’nın Yeni Kafkasya’ya abone olduğu açıklanmıştır:

“... Anadolu’nun çâr etrafına, İran’ın, Mısır’ın, Hind’in, Afgan’ın vesair Şark memleket-lerinin mühim merkezlerine giderek Bolşevik mezalimi altında inleyen Türk ve İslâm milletlerinin duçar olduğu gadr ve zulm hakkında hazin haberler götüren Yeni Kafkasya Türk mahafil-i milliyesi ile kari’leri arasında dahi oldukça rağbet ve itina görmüştür. Öyle ki Türk Ocağı heyet-i merkeziyesi bütün şubeleri için mecmuamıza abone olmak alaka-darlığında bulunmakla bizi manen teşvik buyurmuştur. Bu vasıta ile bize memleketin muazzez ruhunu teşkil eden millî hüceyreler (ocaklar) vasıtasıyla derdimizi Türkiye’nin hassas kalbine (Türkçü zümreye) mütemadiyen ihsas ettirmek imkânını vermiştir.” 1924 yılı, Türk Ocaklarının en etkili ve Türkiye çapında yaygın olduğu, birçok aydının bu dernek altında toplandığı yıllardandır. Dolayısıyla “bütün şubelerin” abo-ne yapılması Yeni Kafkasya için Türkiye’nin belli başlı merkezleriabo-ne ulaşmak ve bir miktar da olsa maddi kaynak temin etmek anlamına gelir. Resulzade, Ceyhun Bey’e yazdığı 9. X. 1924 tarihli mektubunda Türk Ocağı’nın şubelerinin 130 civarında ol-duğunu bildirerek abone olunan miktarı da açıklamış olur. Bu mektubunda da yine “Mecmua hakkında hususî olarak bir menba-ı varidat bulacak idiniz. O fikriniz ne oldu?” diye sorar. 19 Temmuz 1925 tarihli mektubunda da şunları yazar:

“Yeni Kafkasya iki ay sonra iki ilini [yılını] itmam ediyor. Üçüncü seneye geçtikte ha-riçteki bütün Azerbaycanlılara numune için birer veya ikişer nüshasını göndereceğim ve kendilerine abone olmayı teklif edeceğim. Onun için mümkünse lütfen Fransa’daki vatandaşlarımızın adreslerini öğrenip de bana gönderseniz idi. Vatandaşlarımızdan ilave, başka kendilerinin abone olacaklarına ümit giden varsa onların isimlerini de gönderseniz çok memnun olurum.”

(8)

Resulzade’nin Ceyhun Bey’e yazdığı diğer mektuplarında da ondan abone temi-ni için ricada bulunduğu görülür. Onun bulmaya çalıştığı “mali kaynak”ın ne olduğu ise anlaşılmıyor. Bu konuda 14 Ağustos (yıl?) tarihli mektubunda biraz daha fazla bilgi vardır:

“Yeni Kafkasya için bir menba-ı varidat bulmak teşebbüsünde olduğunuzu öğrendim. Siyasete bağlı olan bu menba’ın ne gibi bir menba olduğu elbette mechulüm kaldı. Bu menba sırf Yeni Kafkasya’ya mı mahsus tasavvur olunuyor, yoksa alelumum bir menba-ı varidattan mı bahsolunuyor. Orası merakımı mucip oldu.”

diyerek Ceyhun Bey’den bu konuda açıklama istemiştir. Yine bu mektubunun deva-mında Yeni Kafkasya’nın her sayısından Ceyhun Bey’e üç nüsha, Ali Merdan Topçu-başı’na8 da 5 nüsha gönderildiği bildiriliyor.

Yeni Kafkasya’nın Türk basının ileri gelen gazete ve gazetecileri ile de yakın

etkileşim ve ilişki içinde olduğu derginin birçok haber ve yazısından anlaşılmaktadır. Ayrıca derginin İran, Sovyetler Birliği, Bulgaristan, Afganistan ve Avrupa’nın çeşitli yerlerine kadar gönderilip okunduğunu biliyoruz. Özellikle ilk sayıların ta-nıtım amacıyla fazla sayıda basıldığı ve dağıtıldığı düşünülebilir. 28 Mayıs 1340 (1924) tarihli 17. sayının sonunda “İdareden İlan” başlığı altında şöyle bir duyuru vardır: “İdaremize müracaatla Yeni Kafkasya’nın birinci ve ikinci sayılarını isteyen müşterilerimize; mevcudu bitmiş olan bu nüshaların ileride ikinci defa tab’ edileceği-ni ilan ederiz”. Bu duyuruya rağmen ikinci baskıların yapıldığı hakkında bilgi yoktur.

Yeni Kafkasya’da birçok okuyucu mektubu ve onlara verilen cevaplar

bulun-maktadır. Bu mektuplardan, dergideki çeşitli haber ve yazılardan, özellikle Rusya ve Azerbaycan’daki gelişmelerin çok yakından takip edilebildiği, İran’dan zamanında ve doğru haberler alındığı anlaşılıyor. Dergideki birçok yazıda İran Türklerine, Gü-ney Azerbaycan hadiselerine özel bir önem verdiği görülmektedir. Yeni Kafkasya, Azerbaycan Türklüğünü kuzeyiyle, güneyiyle bir bütün hâlinde gören bir yaklaşıma sahiptir. İran’ı çok iyi ve yakından tanıyan, orada İran-ı Nov adlı günlük bir gazete çıkarmış olan M. E. Resulzade, o dönemde Sovyet zulmünden İran’a kaçmış Mirza Bala, Mehmet Sadık Aran, Hüseyin Baykara vs. gibi birçok Kuzey Azerbaycanlı ay-dın için Güney Azerbaycan millî bir problemdir. Ayrıca Güney Azerbaycanlı birçok aydın, eskiden beri hem Türkiye neşriyatını hem de Kuzey Azerbaycan matbuatını yakından takip ediyor ve millî meselelere ilgi duyuyordu. Dolayısıyla Yeni

Kafkas-ya’nın İran’da da önemli sayıda okuyucusu vardı.

8 Ali Merdan Topçubaşı (1863-1934): Rusya çapında ünlü bir avukat ve siyasetçi idi. Rusya

Müslüman-larının kongrelerinde, Azerbaycan’ın siyasî ve kültürel hayatında önemli rol oynamıştır. 1919’da Paris Sulh Konferansı’na gönderilen Azerbaycan resmî heyetinin başkanı idi. Bolşevik istilasından sonra vatanına dönememiş, Fransa’da millî mücadeleye devam etmiştir.

(9)

Adlarını yukarıda sıraladığımız İran’ı yakından tanıyan bu şahısların hem Yeni

Kafkasya’da hem de daha sonra çıkarılan diğer Azerbaycan muhaceret matbuatında

1920’li yıllarda İran ve Güney Azerbaycan’da olup bitenler hakkında yaptıkları yo-rumlar, tahliller günümüzde de değerini korumaktadır. Yeni Kafkasya’nın Sovyetler ve Kuzey Azerbaycan’dan sonra en fazla etki ettiği ve matbuatıyla polemiklere gir-diği coğrafya da İran’dır.

Yeni Kafkasya’nın mâli kaynakları hakkında da elimizde güvenilir bilgi yoktur.9

Dergide okuyuculara sürekli olarak maddi durumun iyi olmadığı açıklanmış, onların dergiye abone olmaları veya abone bulmaları için çağırılarda bulunulmuştur. Aynı şekilde M. E. Resulzade’nin sık sık başvurduğumuz mektuplarında da sürekli maddi imkânsızlıklardan söz edilir. 17.II.1924 tarihli mektubunda Ceyhun Bey’e hitaben:

“Sen bana Yeni Kafkasya’yı Fransa’da intişar ettirmek için vasıtalar gösterecektiniz. Ona intizar ediyorum. Yeni Kafkasya’ya bu güne kadar Gürcüler biraz muavenet edi-yorlardı. Şimdi ise tamamıyla muavenetsiz kalmıştır. Buhran hâli geçirmektedir. Bina-enaleyh abone kaydına vesatet ederseniz iyi olur. Şimdi senelik abonesi hariç için 1,5 dollardır.”

diye maddi durumdan şikâyet ediyor. Resulzade, 17 Nisan 1924 tarihli mektubunda Ceyhun Bey’e yine derginin maddi sıkıntılarından söz eder: “Gazetemizin [Yeni

Kaf-kasya’yı kast ediyor Y. A.] hâl-i buhranı devam ediyor. Bereket versin ki matbaada

biraz itibarımız vardır. Birkaç nüsha daha devam etdirebileriz. O vakte kadar inşallah yardım gelir.” Ceyhun Bey’in de maddi yardım temin etmeye çalıştığı hatta bu husus-ta bir ümit verdiği de anlaşılıyor.

Gürcülerin ilk sayılarda maddi yardımda bulunduğu ama, bunun önemli bir mik-tarda olmadığı ve fazla uzun sürmediği Resulzade’nin 24 Teşrinisani [Kasım] 1924’te

Yeni Kafkasya’nın antetli kâğıdına yazdığı bir başka mektubundan anlaşılıyor:

“Azizim, Gürcülerin mecmuaya maddi yardımları dokunmuyor: Burada maddi yardım ettikleri zaman ihtimal ki Çenkeli, hayrı da yok idi. Buradakiler öyle söylüyorlar. Yeni

Kafkasya’nın ikinci seneye hululünü tebrik etmenize teşekkür ederim. Kendisini hiç

ol-mazsa haftada 2-3 de çıkarmak için sermaye bulmak teşebbüsünüz netice-pezîr olsaydı, İstanbul’a gelirdiniz, beraber çalışırdık. Fakat yüzü kara olsun imkânın.”

Resulzade, Ceyhun Bey’den dergiye abone olabilecek kimselerin adreslerini göndermesini ister. Yine mektuplardan öğrendiğimize göre Ceyhun Bey Avrupa’daki 9 Dr. Afgan Veliyev’in Azerbaycan Düşünce Tarihi ve Mirza Bala Mehemmetzade adlı kitabında Yeni

Kafkasya’nın yayımlanmasında Azerbaycanlı muhacir Rıza Bey’in maddi katkılarda bulunduğu”

(İs-tanbul, 2006, s. 119), Tahir Çağatay’ın “Aziz Dostum Mirza Bala” (Azerbaycan dergisi, Yıl: 7, Sayı: 12 (84), Mart 1959, s. 43-47) adlı makalesine dayanılarak bildiriliyorsa da sözü edilen makalede böyle bir kayıt yoktur.

(10)

bazı şahısların adreslerini göndermiş ve bu adreslere Yeni Kafkasya, birkaç sayı üc-retsiz olarak postalanmıştır.

Yeni Kafkasya’nın sahibi; yönetimi ve sorumlu müdürleri: Yeni

Kafkas-ya’nın tamamen Mehmet Emin Resulzade’nin kontrolünde ve yönetiminde çıktığı

çok iyi bilinmesine rağmen, Türkiye ve Bolşevik Rusya’nın o dönemdeki nazik iliş-kileri sebebiyle ilk sayılarda Resulzade’nin adı açıkça görülmez. Ayrıca o tarihlerde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmadığı için süreli yayın çıkartma izni alması, der-ginin sorumlu müdürlüğünü üstlenmesi de çok zordu. Türkiye’ye geldiği ilk dönem-lerde nasıl bir ikametgâh tezkiresi aldığını da bilmiyoruz.

Bu sebepler yüzden Yeni Kafkasya’yı kendi adına çıkartamamış olmalıdır. Der-ginin “Sahib-i imtiyaz ve müdür-i mesullüğünü” Seyyid Tahir üstlenmiştir. Dergi-nin çıkış amacını ve dünya görüşünü sembolik ifadelerle anlatan, imzasız “Ateş Çalan Promete” makalesi dil ve üslubu itibarıyla M. E.: Resulzade’nin damgasını taşımaktadır ve esasen böyle bir program makalesini Azerbaycan muhaceretinin en yetkili kişisinden başkası da yazamazdı! Ayrıca ilk sayıda Resulzade’nin “Azerî” takma adıyla “Bolşeviklerin Telaşı” adlı makaleyi de yazdığı ve bu imzayı Yeni

Kafkasya’da oldukça sık ve daha sonra çıkarttığı diğer dergilerde de yaygın olarak

kullandığı anlaşılmıştır. Bu müstear ismin Resulzade’ye ait olduğu bilinmediğin-den bazı araştırmacılar, haklı olarak ilk 4 sayıda Resulzade isminin görülmediğini belirtmişlerdir. Resulzade İstanbul’dan Ceyhun Hacıbeyli’ye yazdığı 7 Mayıs 1931 tarihli mektubunda bu müstear ismin kendisine ait olduğunu açıklamıştır: “Ben bu-rada [İstanbul’da] yazılarımda öteden beri Azerî, imza diye atıyorum. Siz de obu-rada [Avrupa’da] Azeri imzasıyla yazıyorsunuz. Bu iltibası mucip oluyor. Bunu tanzim edemez miyiz?”10 Böylece Resulzade’nin derginin ilk sayısında da yazılarının

ol-duğu anlaşılıyor. Esasen Resulzade’nin Yeni Kafkasya’da, Azerî Türk, Odlu Yurt ve diğer muhaceret süreli yayınlarında ölünceye kadar birinci derecede etkili ve söz sahibi olduğu şüphesizdir.

Türkiye-Bolşevik Rusya ilişkilerinin hassas dengelere dayalı olduğu bir dönem-de her şeye rağmen Yeni Kafkasya’da, emperyalist Sovyet siyasetinin iç yüzü açık ve sert yazılarla ifşa ve teşhir edilmiş, sadece Azerbaycan’ın değil Sovyet esiri bütün halkların hürriyet ve istiklal mücadelesi savunulmuştur. Sovyet hükûmeti, Yeni

Kaf-kasya’nın sert ve tutarlı tenkitlerine kendi matbuatında cevaplar verdiği gibi zaman

zaman Ankara’ya baskı yaparak derginini kapatılmasını istemiştir. Nitekim derginin 10 Bu mektup Odlu Yurt dergisinin antetli kâğıdı üzerine yazılmıştır ve üzerindeki tarih 7 Mayıs 1921

olarak okunmaktadır; ama, 1921’de böyle bir mektubun yazılması imkânsızdır. Yıl 1931 olmalı çünkü

Odlu Yurt dergisi 1929’da çıkmaya başlamıştı. Buradan hareketle Resulzade’nin 1931 yerine

yanlış-lıkla 1921 yazmış olduğunu düşünüyoruz. Azerî takma adının kendisine ait olmasını açıklaması, bizim için mektubun tarihinden daha önemlidir.

(11)
(12)

15 Ekim 1927 tarihinde 95. sayıdan sonra kapatılması hiç şüphesiz Sovyetler Birli-ği’nin ısrarı ve baskısı üzerine, Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığının teklifi ve Bakanlar Kurulu’nun onayı iledir:

“İstanbul’a münteşir Yeni Kafkasya mecmuasının muzır neşriyatta bulunmasına mebni tatili, Dahiliye Vekâlet-i Celilesinin 1 Eylül 1927 tarihli tezkiresiyle vuku bulan teklifi

üzerine İcra Vekilleri Heyeti’nce 29 Eylül 1927 tarihinde tasvip ve kabul olunmuştur.”11

Yeni Kafkasya’nın ilk sayısından 3. yılın 6. sayısına kadar “Sahib-i imtiyaz ve

müdür-i mesul”ünün Seyyid Tahir olması tesadüften ibaret değildir. Aslen Dağıstan-lı olan, Türkiye’nin siyasî, kültürel hayatında önemli bir yeri bulunan, “Çin vaizi” olarak da tanınan Seyit Tahir (ölümü 1957) İttihatçılar ile yakın ilişkiler içindeydi. 1916’da Lozan’da toplanan, esir ve mazlum milletlerin haklarını savunan “III. Milli-yetler Konferansı”nda Kafkasya’yı temsil etmişti. 1920’de İstanbul’da kurulan “Kaf-kas Teali Cemiyeti”nin de kurucuları arasında yer almıştı.12 Saygı duyulan, sevilen

âlim bir şahsiyet idi. Hüseyinzade Ali Bey’in kızı Feyzaver Alpsar’ın bize anlattığına göre ailenin İstanbul’daki yakın dostlarından idi.

Bu şahsın Resulzade ile ilişkileri hakkında henüz bir şey bilmiyoruz ama, siyasî bakımdan epeyce çalkantılı ve tehlikeli olan bir dönemde, siyasî mücadele için çı-kartılan derginin imtiyaz sahibi ve sorumlu müdürü olmayı kabul ettiğine göre daha önceden birbirlerini tanıyor olmalılar. En azından müşterek dostlarının bulunması gerekir.

Resulzade, Yeni Kafkasya’daki birçok yazısında bu mücadelenin; hürriyet, istik-lâl, demokrasi ve inkılap davasının sadece Azerbaycan’ın değil bütün esir halkların davası olduğunu açıklar. Azerbaycan’a daha yakın olan Kafkasya ve Dağıstanlılarla da yakın ilişki içinde olur. Nitekim Yeni Kafkasya’nın ilk sayılarında bazı antikomünist Acaralı, Gürcü siyasetçi ve aydınların dergide yazılar yazdığını Ceyhun Hacıbeyli’ye gönderdiği mektuplarında da tekrar etmiştir. Dergiye Yeni Kafkasya adının verilmesi de Sovyetlere karşı geniş bir cephe oluşturma siyasetiyle ilgilidir. Bundan dolayı aynı zamanda Dağıstanlılar arasında sevilen ve güvenilen bir şahsiyet olan Seyit Tahir’in ilk sayılarda imtiyaz sahibi ve sorumlu müdür olması özel bir anlam taşır. Dergideki müstear isimlerden bazılarının da Seyit Tahir’e ait olduğu tahmin edilebilir.

Seyyid Tahir, Türkiye’de Kemalistlerle eski İttihatçılar arasındaki bir hesaplaş-11 Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Cumhuriyet Arşivi, No: 86/87 Aded: 5664. Sabahattin Şimşir’in

Azerbaycan’ın İstiklal Mücadelesi (İstanbul, 2002, s. 39) adlı eserinden. S. Şimşir burada Yeni Kafkas-ya’nın 94. sayıda kapandığını söylüyor ki yanlıştır. Biz de zamanında yanlış olarak 100 sayı çıktığını

yazmıştık.

12 M. Aydın Turan, “Kafkasya Komitesi” ile ‘Türkiye’deki Kuzey Kafkasya Siyasi göçmenleri Komitesi’

Üzerine Bazı Kaynaklar: Gothard Yaschke [Gotthard Yaeschke]’nin Bir Makalesi”, Tarih ve Toplum, İstanbul, 1997, No: 168, s. 13-21.

(13)

manın sonucu olarak 1925 yılı sonlarına doğru Şapka Kanunu’na karşı çıktığı ba-hanesiyle tutuklanır, İstiklal Mahkemesi’nde yargılanır. Bu yüzden Yeni Kafkasya dergisi 15 Kânunievvel 1341 [15 Aralık 1925]’de çıkan (3. yıl) 6. sayısından sonra 52 gün yayınını durdurmak ve sorumlu müdürünü değiştirmek zorunda kalır. 6 Şubat 1926’da çıkan 7. sayıdan itibaren Ahmet Hakkı sorumlu müdürlüğe getirilir. Bu şahıs hakkında henüz bilgimiz yoktur.

Yeni Kafkasya’nın yayınına ara vermesini sevinçle karşılayan Sovyet neşriyatı, Yeni Kafkasyacıların ve Resulzade’nin inkılap karşıtı görüşlere sahip olduğu yolun-da yalan haberler yayımlayınca 29 Mart 1926 tarihli (Sayı: 10) “İyolun-dareden” başlıkla yazıda bu iftiralara şöyle cevap verilir:

“Bu teehhür haberi tevkif ve neşriyatımızın tatilini dört gözle bekleyen Bolşevik Bakû’ya ‘Yeni Kafkasya mecmuası kapandı, sahibi İstiklal Mahkemesi’ne verildi’ şeklinde aks ederek bayram yapılmış; Rus uşakları çıldırırcasına sevinmişlerdir. ‘Komünist’ gazetesi mal bulmuş mağribi gibi bu hadiseyi almış, istediği kalıba sokarak ‘Yeni Kafkasyacıların akıbeti’ni gönlünün dilediği vechile tasvir eylemiştir.

Bu tasvire göre: ‘Türklüğün ve Turancılık ve Azerbaycancılık’ şiarlarının Türkiyece de yalandan bir şiar olduğu güya tahakkuk etmiş, Yeni Kafkasya, Türk hükûmeti emri ile kapanmış, müdür-i mesulü mahkûm olmuş, senelerden beri Sovyet aleyhinde bağıran bu ses nihayet kesilmiştir.’

Dostlara yeis, düşmanlara müjde olmak üzere ‘sesimizin kesildiğini’ ilan eden baş ma-kalesini Komünist gazetesi 10 Şubat’ta neşreylemiştir. Hâlbuki mecmuamız bir lahza te-ehhürden sonra 6 Şubat’ta intişar etmiş bulunuyordu. Bu intişarı ile o düşmanın düştüğü gülünç vaziyete âdeta kahkahalar fırlatıyordu.”

Yeni Kafkasya’nın 16 Teşrinisani 1340 (16 Kasım 1924) tarihli (2. yıl) 4. sayı-sının başlık klişesinde “Baş muharriri: Resulzade Mehmet Emin” kaydı görülmek-tedir. Bu Yeni Kafkasya ile Resulzade’nin ilişkisini gösteren, dergideki ilk açık ve resmî bilgidir. 6 Şubat 1926 tarihli (3. yıl) 7. sayıdan sonra bu kayıt “Sahip ve baş muharriri: Resulzade Mehmet Emin” şeklinde değiştirilmiş ve derginin sahibinin de Resulzade olduğu artık belirtilmiştir.

Yeni Kafkasya’nın özel sayıları: Dergide özellikle Azerbaycan’ın istiklal ve is-tila günleri dolayısıyla özel sayılar çıkartılmıştır. Özel sayılar çıkartıldığında “on beş günde bir yayımlanır” ilkesine ve bazen de sayfa sayısına uyulmadığı görülür: “Azer-baycan istiklal günü münasebetiyle” çıkartılan 1. yılın 17. sayısı. özellikle 28 Mayıs 1340 (1924) tarihinde 24 sayfa olarak yayımlanır. Azerbaycan’ın 27 Nisan 1920’de Rus ordusu tarafından istila edilmesi gününe tesadüf eden 27 Nisan 1341 (1925) tari-hinde 2. yılın 15. sayısı da özel olarak üç gün önce yayımlanır. İlk sayfadaki baş makale matem alameti olarak kalın siyah çerçeve içinde verilmiştir. Bu sayıda Bolşevik istila-sını aydınlatan önemli yazılar vardır.

(14)

sayı olarak çıkar. Bu sayının Resulzade tarafından yazıldığını belirlediğimiz “Azerî Matbuatının Şanlı Hatırası” başlıklı ilk makalesi ve diğer bazı yazıları, Sadece Ekinçi hakkında değil Azerbaycan matbuatının tarihi, tanınmış gazetecileri ve önemli süreli yayınları hakkındadır.

3. yılın 12. sayısı, 27 Nisan 1926 tarihinde Bolşevik işgalinin yıl dönümünde ya-yımlanan bir diğer matem sayısıdır. Bu sayıda “Azerbaycan’ın Matem Günü: 27 Ni-san 1920” başlıklı baş makale, kalın siyah çerçeve içinde verilmiş ve Azerbaycan’ın nasıl işgal edildiğini ve istiklalini nasıl kaybettiği açıklanmıştır.

Aynı yılın 14. sayısı 28 Mayıs 1926’da çıkartılarak “28 Mayıs Nedir” adlı baş makale Azerbaycan’ın istiklaline kavuşmasının yıl dönümüne tahsis edilmiştir.

4. yılın 5. sayısı da 27 Nisan 1927’de istilanın 7. yıl dönümünde 20 sayfa ola-rak çıkartılır. Kapağında “Azerbaycan Matem Yıl Dönümü. Nüsha-i Mahsusa 1920-1927” yazılıdır. Baş makale “27 Nisan 1927. Kara Bir Yıl Dönümü” başlığını taşır ve yine kalın siyah çerçeve içine alınmıştır.

Son özel sayı, 4. yılın 17. sayısı, 28 Mayıs 1927 tarihinde istiklalin 9. yıl dö-nümü vesilesiyle çıkartılır. Kapağına renkli Azerbaycan bayrağı üzerinde “1918-28 Mayıs-1927” ve sayfanın aşağısında da “Azerbaycan İstiklal Günü Münasebetiyle Nüsha-i Fevkalade” yazılıdır. İlk sayfadaki baş makale de “Dokuzuncu Yıl Dönümü” adını taşımaktadır.

Teker teker belirtilen bu özel sayıların biri hariç diğerleri, Azerbaycan Cumhu-riyeti’nin kuruluş ve Bolşevik Rusya işgaline uğrayarak yıkılışının tarihi hakkında, o günleri bizzat yaşamış ve hadiselerin akışında önemli rol oynamış insanların yazdığı birinci elden belge niteliğindedir ve günümüzde tarihçilere ışık tutacak nitelikli ya-zılarla doludur.

Yeni Kafkasya’nın yazı kadrosu: Yeni Kafkasya’nın yazıları daha çok Azer-baycanlı muhacirler, aydınlar tarafından yazılmıştır. Bunun dışında ilk sayılarda Acaralı ve Gürcülerin de önemli yazıları görülür fakat, Gürcülerin bu katılımı ilerideki sayılarda azalır. Kırım ve özellikle İdil-Urallı aydınlar, Azerbaycanlı-lardan sonra en çok yazı yazan grubu oluştururlar. Bu gelişim, derginin Sovyet Rusya’ya karşı geniş bir mücadele cephesi oluşturma siyasetinin ve muhaceretteki Türk halkları temsilcilerinin müşterek düşmana karşı dayanışmasının tabiî bir so-nucudur.

Resulzade 6 Mart 1924’te Ceyhun Bey’e yazdığı mektubunda Avrupa ve İstan-bul’daki bazı muhacir Azerbaycan aydınlarının millî meselelerdeki sessizliğinden, ilgisizliğinden şikâyet ettikten sonra sözü Yeni Kafkasya’ya getirerek “Çıkardığımız mecmua ile Azerîlerden ziyade Şimal Türkleri alakadar gösterdiler. Paris’ten alaka-mend olan bir adam bulundu, ikincisi de sen çıktın” diyerek Tatarların dergiye

(15)

göster-diği ilgiyi açıklar. Biraz aşağıdaki tabloda da görüldüğü gibi (tabloda sadece 1. yılda yazıları olanlar gösterilmiştir) Kırımlılar bir iki yazı yazsalar da İdil-Urallı aydınlar; Zeki Velidi Togan, Sadri Maksudi Arsal, Abdullah Battal Taymas, Ayaz İshaki (İdilli) birinci senede millî davaya yazılarıyla önemli katkıda bulunmuşlardır.

Buna rağmen Resulzade’nin yukarıda sözü edilen 28 Ağustos 1923 tarihli mek-tubunda açıkladığı gibi yazılarda “taktik gereği” isim ve unvanların gizli tutulması, günümüzde birçok yazının hangi yazara ait olduğu noktasında bizi kararsız bırak-maktadır. Bazı müstear isimler, rumuzlar hâlâ çözülememiştir.

Buna rağmen Yeni Kafkasya’daki birçok imzasız yazının, haberin Resulzade’nin kaleminden çıktığı onun Ceyhun Bey’e yazdığı mektuplardan yaptığımız şu alıntılar-dan anlaşılıyor:

“Çok teessüf ettim ki canını dişine tutup da yazdığın makalen geç geldi. O hususta maka-le çap olunmuştu [basılmıştı] 11. numeroda, Yeni Kafkasya’da belki de görmüşsünüzdür. Hem de Deyli Telgraf’tan [The Daily Telegraphe] alınan mutalaa Maten [Le Matin] de daha muvafık bir şekilde muharrer idi. Fakat bu talihsizlik alelekser uzaktan gönderilen makalelerindir, senin değildir. (6 Mart 1924).

“Çok meşgulüm, geçen hafta hasta idim. Angina tutulmuştum. Sıradaki numeroyu [Yeni

Kafkasya’nın sayısını Y. A.] hasta iken hazırladım. O kadar yalnızım ki hatta hasta

ol-maya kendimde salahiyet göremiyorum. Mevcut bulunan arkadaşların ne Türkçesi ne de vakitli vaktinde gazete[yi] istenilen makaleler ile doldurabilecek gazetecilik tecrübeleri, bu iş için kâfi değildir.” (17 Nisan 1924)

“Çünkü tahrirat-ı umumiyeden başka bir de Yeni Kafkasya’yı yazmak lazımdır. Oradakilerin de buradakilerin de yazı hususunda çok az muavenetleri dokunuyor.” (24 Teşrinisani 1924). “Biliyorsun ki Yeni Kafkasya’nın bütün ağırlığı, münhasıran uhdemdedir.” (19 Temmuz 1925).

Resulzade bu mektuplarında, epeyce gazetecilik tecrübesi bulunan Ceyhun Bey’den özellikle Avrupa ahvali, Avrupa-Sovyet ilişkileri hakkında Yeni Kafkas-ya’ya yazı yazmasını ister. Ceyhun Bey de bazı makaleler gönderir. Bunların bir kısmı geç kaldığı, bir kısmı da baskı için zamanında hazırlanamadığı, aktüalitesini kaybettiği için yayımlanamaz; Resulzade bu hususta zaman zaman Ceyhun Bey’e açıklama yapar:

“Sizin makaleniz hakkında: İkinci makalenizin mazmunu gazetemizin informasyon kıs-mında çıkmıştı. Birinci makaleniz misalinde baş makalemiz yazılmışken alındığından derci, tekrarı mucip olacaktı. Üçüncüsünü derc ettik. Bittabiî Türkçesini bura şivesine uydurmak lazım geliyor. Onun için istinsah olunuyor.” (17 Nisan 1924).

Buna rağmen Yeni Kafkasya’da Ceyhun Bey’in imzası görülmez. Hangi yazı veya haberlerin ona ait olduğunu veya müstear isim kullanıp kullanmadığını belirle-mek daha dikkatli ve ayrıntılı bir araştırmayı gerektirir. Aynı şeyi Ali Merdan

(16)

Top-çubaşı için de söylemek mümkündür. TopTop-çubaşı dergiye Rusça yazılar gönderdiği, bunların tercümesi zaman aldığı ve bu sürede bazılarının aktüalitesini yitirdiği için dergide yayımlanmadığı açıklanmıştır. Topçubaşı’nın bu iş için Resulzade’ye gücen-diği de anlaşılıyor. Bu mektuplardan edingücen-diğimiz kanaate göre Yeni Kafkasya’da *** (üç yıldız) rumuzuyla yayımlanan “Bolşevikler Hakkında Hakikat” (1. yıl 7 ve 8. sayılarda) adlı makaleler Topçubaşına ait olmalıdır.

İran’dan da birçok yazının, haberin geldiği anlaşılıyor. Yukarıda belirtildiği gibi bu, Yeni Kafkasya’nın millet ve vatan anlayışının tabiî bir sonucudur. Hatırlat-mak gerekir ki M. E. Resulzade’nin İran Meşrutiyeti’nin ilk yıllarından beri İran’la çok yakın ilişkileri vardır, oradaki birçok Türk ve Fars aydını ile sürekli haberleş-mektedir. Bunlara Sovyet zulmünden İran’a kaçan Kuzey Azerbaycanlı aydınlar da eklenirse, derginin en etkili olduğu, hatta bazen matbuatıyla polemiklere girdiği coğrafyadan birinin de İran olduğu anlaşılır. İran’dan da siyasî baskılar sebebiyle gelen haber ve yazıların kaynağı pek açıklanmaz veya onlarda da müstear isimler kullanılır. M. Sadık Aran ile Mirza Bala’nın İran’dan yazı gönderenler arasında olduğunu biliyoruz.

Yeni Kafkasya’nın 1. yılında (1-24. sayılar) yayımlanan

yazılar-şiirler-haberler-de bulunan imzaları, aşağıdaki gibi alfabetik sıraya koymak mümkündür.13

Bazı imza veya müstear isimlerin kime ait olduğu bellidir, birçoğunun ise kim-lere ait olduğu ileride yapılacak araştırmalar ile mümkün olabilir.

I. Yıldaki Yazarlar

İmzalar ve müstear isimler Adet Bulunduğu sayı

Abdulah Battal Taymas (Ayın. Battal, Kazanlı) 2 19, 22

Abdullah Cevdet (Doktor) 1 15

Acaralı 2 2, 3

Ahmet Cevat 6 1, 2, 4, 5, 8, 10

Ahmet Zeki Velidi (Togan) 3 15, 17, 19

Ali Mansur 1 1

Ayaz İshakî (İdilli) 2 7, 20

Azerbaycanlı Ali Kemal 1 18

Azerî [M. E. Resulzade]14 15 1, 2, 5-7, 9-12, 15-18, 21, 22

Bakûlu 1 24

13 Biz burada özellikle 1. cildin yazı kadrosunu çıkarmakla yetindik. İsimlerini saydıklarımızın ve daha

başka şahsiyetlerin Yeni Kafkasya’nın diğer yıllarında da yazıları vardır. Derginin bütün yazı kadrosu için Adem Can’ın ve Sabahattin Şimşir’in araştırmalarına bakılabilir.

14 Tobloda Azerî ve M. E. Resulzade imzalarıyla yazılan yazıları durumun daha iyi anlaşılması için

bir-leştirmedik.

(17)

Cafer Sadık 6 1, 2, 7, 10, 13, 22 D. Ş. 1 9 Demircioğlu 1 17 Demirtaş 1 18 Elif. Çelik 2 1, 2, Elif. Hamdi 1 24 Falih Rıfkı (iktibas) 1 15 Genceli 1 17

Gültekin (Azerbaycanlı Gültekin) 10 3, 6, 11, 13, 15, 17 (iki tane), 19, 21, 24

Gürcü 4 1-4

Heyet-i Merkeziye (İstiklal Komitesi) 2 15, 17

Hüseyin Cavid 1 5

İdare (Yeni Kafkasya adına) 1 9

Kef. Te. 1 3

Kef. 1 18

Kafkasyalı 1 9

Kırımlı Cafer Seyyid Ahmet 1 13

M. Garip 4 1, 6, 8, 13

Mehemmedzade Mirza Bala (M. M. B., M. Mirza, Mehemmedzade Mirza,

Taşdemir) 11 6, 11, 14, 16, 19, 21 (iki), 22,

23 (iki), 24,

M. 6 15, 16, 18, 19, 21, 22

Resulzade Mehmet Emin (M. E.) 8 [1], 4, 5, 9, 10, 13, [17], 23

Rusyalı Bir Müslüman Muhacir 1 24

Sad. San’an, San’an,

Karabağlı San’an [Mehmet Sadık Aran] 3 20, 22, 24

Sadri Maksudî 2 23, 24 Suud Saffet 2 20, 22 Ş. 3 5-7 Ş. Elif. 1 14 Ş. Mim. 2 20, 22 Şahin 1 18 T. Elif. 1 14 Türkistanlı Özbek 1 8

Yusuf Akçura (iktibas) 1 17

Yeni Kafkasya 1 12

(18)

Yeni Kafkasya’nın amacı, programı, ideolojik çizgisi: Bu konuda önce mecmu-anın isminden başlamak yararlı olur. Yeni Kafkasya tamlamasındaki “yeni”den kasıt ne-dir? Dergide bu konuda birkaç yerde açıklama yapılmıştır. Dergi yöneticileri, buradaki “yeni” sıfatının Sovyet Rusya’nın kurduğunu iddia ettiği yeni düzenle, sistemle hiçbir alakasının olmadığını ısrarla belirtmiştir. Onların kastettiği “yenilik”, XX. yüzyılın başlarında bütün Rusya’yı, Türkiye’yi, İran’ı kısacası bütün Şark’ı sarsmaya başlayan, insanlara hürriyet, istiklal, adalet ve demokrasiye dayalı bir düzen kurmayı vadeden inkılap hareketleridir. Bu yeni sistemin en güzel örneği de büyük bir hürriyet ve istiklal hareketini zaferle sonuçlandıran, toplumu değiştirecek, ona yeni bir ruh verecek inkılap hareketlerini başlatan Türkiye Cumhuriyeti’dir. Kafkasya da bu yolla giderek kendi hürriyet ve istiklaline kavuşacak, kendi inkılaplarını gerçekleştirecek; “Yeni Kafkasya” olacaktır. Derginin dünya görüşü ve programı bu şekilde özetlenebilir.

Sözü edilen hedefe ulaşabilmek için Sovyetlere karşı büyük istiklal mücadele-sini devam ettirmek gerekir. Yeni Kafkasya dergimücadele-sinin yöneticileri, Sovyet Rusya’ya karşı hürriyetini kaybeden bütün esir milletlerin hep birlikte geniş bir cephe oluştu-rarak mücadele ederlerse başarıya ulaşabilecekleri kanaatindedir: Ukraynalılar, Da-ğıstanlılar, Gürcüler, Azerbaycan, Kırım, İdil-Ural ve Türkistan Türkleri hepsi bu cephede yer almalıdırlar.

Bu açıdan bakılınca Yeni Kafkasyacıların objektif kriterlerle hareket ettikleri, gerçekçi oldukları görülmektedir; onlarınki ayakları yerden kesilmiş, romantik bir millî mücadele değildir.

Yeni Kafkasya mecmuasının emelini, programını, hedefini açıklayan, M. E.

Re-sulzade tarafından oldukça etkili, parlak ifadelerle, özenilerek yazıldığı görülen 1. sayıdaki “Ateş Çalan Promete” makalesinde şöyle deniliyordu:

“Kafkasya’nın yeniliği ancak asrımıza hâkim olan ve bütün Şark milletlerini müteheyyic bulunduran hâkimiyet-i milliye ve istiklal fikirlerinin bu memlekette dahi kâmilen tees-süs etmeleri ile temin olunur.

“Kafkasya Kafkasyalılarındır!” şiarı tahakkuk ettiği gündür ki yeni Kafkasya vücut bu-lacak.

Bugünkü Kafkasya “kartal” Rusyasının değilse de “orak” Rusyasınındır fakat, Kafkas-yalıların değildir.”

Yeni Kafkasyacıların Sovyetlere karşı mücadelede Türkiye’yi de hesaba

kattık-ları görülmektedir. Onlara göre geniş anlamda Rus esiri milletlerle (ki onkattık-ların önemli bir kısmı Türk halklarıdır), dar manada Azerbaycan Türkleri, Dağıstanlılar ve Gürcü-lerle birlikte hareket etmek Türkiye’nin de menfaatlerine uygundur. Kazandığı istik-lal savaşı ile mazlum milletlere örnek olmaya başlayan Türkiye de bu konuda dikkatli olmalıdır. “Ateş Çalan Promete” makalesinin sonuna doğru bu düşünce biraz kapalı bir anlatımla dile getirilir:

(19)

“Kafkasya hükûmetlerinin teşekkülü ve bu hükûmetlerin kendi aralarında sıkı ve samimî bir ittihattla bağlanmaları Türkiye’nin en büyük menafi-i milliyesini teşkil eder.

Rus askerini, Rus nüfuzunu ve Rus idaresini esatirin kûh-ı kafı bulunan Kafkasya silsile-i cibalinden aşağı bırakmayan İskender-şiar Kafkasya’dır ki bizce yeni bir Kafkas diye kabul olunabilir.

Hâl-i hazırda Rusya ile sıkı bir vahdet teşkil eden Kafkasya Şuralar Federasyonu, Türki-ye’nin menafi-i milliye ve hayatiyesi ile kabil-i telif bir yeni Kafkasya mıdır, yoksa zahirî birtakım tebeddülat ile beraber, evvelkinden pek de farklı olmayan eski Kafkasya mıdır?

Yeni Kafkasya’nın ilerideki neşriyatı ile Türkiye efkâr-ı umumiyesinin lakayd

kalamaya-cağı bu meselenin bi’l-etraf tenvirine bilhassa hasr-ı evkat edecektir.”

1920’li yılların başlarında Sovyetlerin, emperyalizme karşı büyük bir mücadele verip yeni ve adaletli bir düzen kurmaya çalıştığına bütün Şark, bu sırada Türkiye aydınları da belli ölçüde inanmıştı. Sovyet sistemine sempati duyanların sayısı az değildi. Üstelik İstiklal Savaşı’nda Türkiye’yi desteklediği için iki hükûmet arasında belli ölçüde oluşmuş dostluk ve Batı emperyalizmine karşı müttefiklik duyguları da henüz sarsılmaya başlamamıştı. Bu durum Yeni Kafkasya’nın “İkinci Yıla Girerken” (4 Teşrinievvel 1340 / 4 Ekim 1924, Sayı: 1) adlı yazısında şöyle açıklanır:

“O zaman Türkiye mahafili hâlâ Üçüncü Enternasyonal’in füsunkâr şiarları ile meshur olup kızıl sözleri işitiyor fakat, kara işleri hakkıyla göremiyordu. Bu bir sene zarfında Türkiye efkâr-ı umumiyesinin, Bolşevik idaresinin hakiki mahiyeti hakkında pek çok tenevvür ettiği bir hakikat, bir emr-i vakidir. Bu emrin vukuuna zamanın ve vukuatın pek büyük tesiri olmuştur. Fakat bununla beraber bir senelik eser-i hayatını telhis eden

Yeni Kafkasya, bu hususta kendisine bir hisse-i şeref dahi tasavvur etmek ister.

Bolşe-vik siyaseti ve Kafkasya hadisat ve hayatına ait matbuat-ı mevkutemizde ara sıra intişar eden makalelerden neşriyatımızın beyhude olmadığını memnuniyetle görüyor, efkâr-ı umumiyede hayırlı bir tesir icra eylediğimizi hususî temaslarımız esnasında dahi kemal-i meserretle hkemal-issedkemal-iyoruz. Bundan maada Anadolu’nun çâr etrafına, İran’ın, Mısır’ın, Hind’in, Afgan’ın vesair şark memleketlerinin mühim merkezlerine giderek Bolşevik mezalimi altında inleyen Türk ve İslâm milletlerinin duçar olduğu gadr ve zulm hakkında hazin haberler götüren Yeni Kafkasya, Türk mahafil-i milliyesi ile kari’leri arasında dahi oldukça rağbet ve itina görmüştür.”

Bu oldukça hassas dengelere dayanan, nazik siyaset sahasında, Bolşevik Rus-ların niyetlerini çok iyi bilen, 1917’den sonra kurdukları millî devletlerin birbiri ar-dınca yıkılışına şahit olmuş, Sovyet rejiminin iç yüzünü acı tecrübelerle kavramış ve artık Türkiye’ye sığınmış bulunan muhacir Azerbaycanlı, Kırım ve İdil Urallı (az sayıda da Türkistanlı) aydınların omuzlarına yüklenmiş oldukça büyük ve zor millî davaları vardı: Birinci derecede kendi istiklal mücadelelerini devam ettirmek, ikinci derecede Türkiye kamuoyunu Sovyet tehlikesine karşı uyarmak.

Azerbaycanlıların yönetimindeki Yeni Kafkasya, bu yolda Türkiye’de ilk adım-ları atmış oldukça yüksek bir entelektüel seviyede, objektif ve gerçekçi bir

(20)

yaklaşım-la sosyalizm, Bolşevizm ve komünizmi tahlil etmiş, bu fikirlerin Avrupa’da nasıl bir gelişim geçirdiğini mükemmel bir şekilde açıklamış ve Sovyet siyasetinin Çarlıktan devralınmış Rus emperyalizmini nasıl dirilttiğini canlı örneklerle, haberlerle hem Türkiye hem de dünya kamuoyuna duyurmaya başlamıştı.

Bu açıdan bakıldığında Yeni Kafkasya, sadece Azerbaycan muhaceret matbu-atının bir temsilcisi değildir. O, aynı zamanda bütün Türk halklarının mazlum sesi olmuş Şark’ta komünizm tehlikesine, Sovyet emperyalizmine karşı mücadele eden ilk fikir ve siyaset dergilerinden biri olmak başarısını da göstermiştir. Derginin yazı kadrosunda bulunan başta M. E. Resulzade, Mirza Bala, Mehmet Sadık Aran ol-makla Azerbaycanlı ve İdil-Urallı (Sadri Maksudî, Zeki Velidi Togan, Ayaz İshaki, Abdullah Battal Taymas vd.) gibi aydınlar, Bolşevik liderlerinin birçoğunu yakından tanıyorlardı, onlarla birlikte Çarlığa karşı mücadele etmişlerdi ama, kurdukları millî devletlerin de yine bu tanıdıkları Bolşevikler tarafından ne kadar kanlı bir şekilde yı-kıldığını; milliyetçi aydınların nasıl katledildiğini; halkın zenginliğinin nasıl yağma-landığını; millî kültürün nasıl tahrip edilmeye başlandığını da gözleriyle görmüşlerdi. Her biri birçok tesadüfün yardım ve sevkiyle komünizm cehenneminden kaçarak hür dünyaya canlarını atmışlardı. Şimdi onları bekleyen millî görev, vicdanî sorumluluk sadece kendi milletlerinin karşılaştığı zulüm ve haksızlığa karşı mücadele etmek, Türk kamuoyunu bu tehlikeye karşı uyarmak değil; aynı zamanda bütün insanlığı tehdit eden bu müthiş tehlikeyi dünya kamuoyuna ifşa etmek, onları da uyarmaktı.

Nitekim sözünü ettiğimizi aydınlar başta Yeni Kafkasya dergisi olmak üzere Tür-kiye’de veya Avrupa’da birçok farklı dergi ve gazetede, çeşitli mahfellerde bu görevi fazlasıyla yerine getirdi ve bu uğurda birçok maddi, manevî sıkıntılara göğüs gerdi.

Yeni Kafkasya, Sovyetler Birliği’nde özellikle de Azerbaycan’da olup bitenleri

tahlil ve ifşa ederken, uygulanan siyasetin haksız, yanlış ve zararlı yönlerini tenkit ederken, etkisiz kalmıyordu: Azerbaycan’da bu tenkitlerin tesiri görülmeye başlamış, Sovyet yönetimi Yeni Kafkasya’ya hem Azerbaycan hem de genel Sovyet matbuatın-da cevap vermek zorunmatbuatın-da kalmıştır. Derginin “İkinci Yıla Girerken” (4 Ekim 1924, Sayı: 1) adlı makalesinde bu durumdan söz edilir:

“Yeni Kafkasya ilk nüshasından itibaren Bolşevik matbuatının pek şiddetli tenkidatına, küfürlerine ve hezeyanlarına maruz kalmıştır. Gün yoktur ki Bakû veya Tiflis matbuatı

Yeni Kafkasya’yı şetm ve kendilerini ona karşı müdafaa etmesinler. Bu gibi

münakaşa-ları ile ve müdafaadan âciz bîçarelere mahsus hiddetli söğüşleri ile bilmeyerek, lehimize propaganda yapan bu neşriyattan sarf-ı nazar, Yeni Kafkasya tenkidatının siyaset-i cariye üzerine tesirat-ı mühimme icra eylediği dahi muhakkaktır. Maarif-i milliyenin az çok takviyesi ve idarelerin millîleşmesi hakkında neşriyat-ı vakıamızın pek mühim tesirler bahşeylediğini memnuniyetle haber alıyoruz. Hariçte intişar etse de, hür bir gazetenin istibdada karşı tesiri aşikârdır. Türk komünistlerinden biri, ‘hariçteki milliyet-perver neş-riyat olmasaydı Moskova idareleri Türkleştirmek meselesini tamamıyla ihmal ederdi’

(21)

de-miştir. Bakû Sovyeti’nde söz söyleyen Orjenikidze, Azerbaycan’ın millîleştirilmesinden ve Türkleştirilmesinden bahsederken ‘Biz bunu Resulzade söylediği için değil, kendi ar-zumuzla yapıyoruz’ derken, şüphesiz ki İstanbul’daki neşriyatın Bakû’daki in’ikâsatına zımnî bir cevap vermiştir.”

Yeni Kafkasya dergisi “İkinci Yıla Girerken” makalesinin sonunda programını

“Milliyet ve istiklal gayesi: Kafkasya’nın halâsı, Azerbaycan’ın istiklali! İşte mec-muamızın bütün samimiyeti ile takip eylediği nuhbe-i amal!” şeklinde açıklarken bir yıl sonra 3 Teşrinievvel 1341 (3 Ekim 1925) tarihli 1. sayıdaki “Üçüncü Yılın Başın-da” makalesinde derginin programını bir kere daha tekrarlamak ve maddeler hâlinde toparlamak ihtiyacını hisseder:

“Mücadelemizin üçüncü yılına giriyoruz; önümüzdeki yeni yılda yapacağımız neşriyatın umumî programı iki yıldan beri takip ettiğimiz programın aynıdır. Bu programı burada hulasaten tekrar edecek olursak, atideki umdeleri okuruz:

1. “Yeni Kafkasya” milliyetçi, radikal ve demokrattır.

2. “Yeni Kafkasya” Türkçüdür: Türklerin harsî tearüflerini, medenî irtibatlarını manevî vahdet ve istiklallerini istihdaf eder.

3. “Yeni Kafkasya” Türk davasının Azerî cephesini müdafaaya mükellef Azerbaycan istiklalcilerinin mürevvic-i efkârıdır.

4. “Yeni Kafkasya” Kafkasya milletlerinin Rusya esaretinden kurtulmasını ve müstak-bel Rusya istilasına karşı muvaffakiyetle durmasını temin için Kafkasya’nın konfede-rasyon şeklinde birleşmesi taraftarıdır.

5. “Yeni Kafkasya” yalnız Azerbaycancılık, Türkçülük ve Kafkasyacılıkla kalmaz; o şarktaki millî istiklal hareketini de, terviç ettiği efkâr manzumesinin cüz’-i tammı ola-rak benimser. Şarkın radikal bir surette asrîleşmesini bütün samimiyetiyle istikbal eder. 6. “Yeni Kafkasya” bilhassa Rusya emperyalizmine karşı mücadele eder. O, Çarizmi olduğu kadar, Bolşevizmi de Türk dünyası için muzır ve Kafkasya’ya düşman görür.”

*

Yeni Kafkasya’yı ve daha sonraki diğer dergi ve gazeteleri neşreden, millî istiklal

davası uğrunda çeşitli faaliyetlerde bulunan muhaceretteki aydınlar, başta Mehmet Emin Resulzade olmakla Azerbaycan’ın bir gün mutlaka tekrar istiklaline kavuşaca-ğına olan inançlarını hiçbir zaman yitirmemiş; çok zor durumda maddi, manevî acılar içinde kıvrandıklarında da bu inançlarını muhafaza etmişlerdir. Yeni Kafkasya’dan bu inancı gösteren birçok alıntı yapılabilirdi ama, buna gerek görmüyoruz.

Yeni Kafkasya dergisi ne derecede hedefine ulaşmış, inancına ne ölçüde hizmet

etmiştir? Şimdi aradan doksan yıla yakın bir zaman geçtikten sonra bu sorulara ce-vap vermek, Yeni Kafkasya’nın Azerbaycan ve Türk dünyasının siyasî ve kültürel tarihindeki gerçek yerini belirlemek, artık araştırmacıları bekleyen bir görevdir, diye düşünüyoruz.

(22)

Referanslar

Benzer Belgeler

Ancak parçal› tutulma bafllang›c›ndan sonra, Dünya’n›n gölgesi Ay’›n üzerine düflmeye bafllayacak ve ay bir kenar›n- dan bafllayarak gölgede kalacak.. Tam

10 milyon yaşında olduğu sanılan TW Hydrae grubun- daki yıldızlar, 1 milyon yıl yaşındaki T-Tauri yıldızlarıyla, Güneş’e görece yakın açık yıldız

Bilinçli ve oldukça düzeyli bir çalışma olmasının yanında, seçerken belki çok değil, ama şimdi bakarken sanki Sami Güner de oyu ile destekledi duygusuna

Bütün ¡yazı hayatımda unutmamağa çalıştı­ ğım bu gerçeği bugün bana tekrarlatan güzel ve­ sile, Arif Nihat Asya’nın «Kökler ve Dallar» adlı şiir

Bunlar arasında tarihsel, karşılaştırmalı (Rusya'nın Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan ile ilgili dış politika dersleri ve Kafkasya devletleriyle ilgili diğer ülkelerin

Dergi, Komünizme karşı kurulmuş ilk yayın organıdır ve şiddetli bir Komünist propagandanın hüküm sürdüğü Azerbaycan’da alenen satılır (Mir- za Bala 1953: 19).

Araştırma sonuçlarına göre sapa kalkma gün sayısı 41 gün, bin dane ağırlığı 6,6g, bitki başına tohum verimi 2,3 g/bitki, tohumda yağ oranı %13,4, erüsik asit oranı

“Beni, bugün bile hala üzen bir kuşkum var; ya hastane idaresi­ ni benim zorlayıp da, bana ameliyat olmadığı için hastaneden çıkarıl­ masını