• Sonuç bulunamadı

Ruhi Su ve ötekiler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ruhi Su ve ötekiler"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ruhi Su ve Ötekiler

i

1 R

yorumcusu, bestecisi...UHİ Su da öldü. Türk Halk Müziği’nin büyük sesi, Yurt dışında halk sanatımızı yabancılara tanıtma­ nın, sevdirmenin en etkin araçlarından biri, onun plakla­ rıydı. Kenuisini ise, hastalığının tedavisi için bile yıllarca sınır dışına bırakmadık. Ölümünden iki ay öncesine ka­ dar “sakıncalı” olarak kaldı.

İki ay önce uzun formalitelerden sonra verilebilen, “bir

defaya mahsus olmak üzere” çıkış izni de artık çok geç

kalmıştı. Ölüm döşeğindeki hastanın “ sakınja” sının azal­ dığı nihayet anlaşılmıştı ama, ömrü de çok azalmıştı. Dok­ torlar:

—“Artık başka yerde de yapılacak bir şey yok. Bura­ da kalsın” dediler.

Ruhi Su’nun hayatının güçlüklerle geçmesinin baş­ langıcında 1950’lerde “ komünist” likten tutuklanıp beş yı­ la mahkûm edilmesi vardır.

O mahkûmiyetin tartışması bir yana... Ondan sonra­ ki 30 yıl içindeki çalışmalarına bakalım: Bize neyi hatır­ latıyor?.. Türk Oeza Kanunu’nun 142’nci maddesini mi? Yoksa Yunus Emre’si, Karacaoğlan’ı, Köroğlu’su, Pir Sul­

tan Abdal’ıyla... Türk halk sanatının, onun bestesi ve se­

sinde çağdaşlaşıp, daha da yüceleşen üstün değerlerini mi?..

Zaten o çalışmalarıyla herhangi bir yasanın herhangi bir maddesine, köşesinden-kenarından aykırı davransa, yeniden kaç defa hapse girerdi... Ama ülkemizde

“sakıncalı” sayılmaktan çıkmak için, yasalara uymak da

yetmiyor... Dolaylı yorumlar yeterli:

—“ Niçin Dadaloğlu’nu seçti. Dadaloğlu düzene kar­ şıydı da, onun için değil mi?”

—“ Neden Nazım Hikmet’ten beste yaptı? Nazım Hik­ met, komünist değil mİ?”

İsterseniz anlatmaya çalışın:

—“ Dadaloğlu’nun karşı olduğu düzen, hep birlikte kar­

şı olduğumuz padişahlık düzeniydi. Kapitalist düzen fa­ lan değil... Nazım Hikmet komünistti ama, Ruhi Su nun bestelediği eseri, babalarımızın, dedelerimizin hep birlikte katıldığı “ İstiklâl Savaşı” nm destanı... O savaşı ondan gü­ zel anlatan şiirimiz de yok-...”

Hayır, işin bu yanlarına da bakıp önyargılardan sıyrı- labilen bir resmi bakış açısına hâlâ ulaşamadık. Ulaşa­ madıkça da, sanat açısından “varlık içinde yokluğumuz” devam ediyor.

Dünyanın büyük ansiklopedilerinde 20’nci yüzyıl şa­ iri olarak yer alan pek az şairden biri Nazım Hikmet... Res­ minin altında “Türk şairi” yazıyor. Onu öyle kabul etmeyen yalnız biziz. Bundan 35 yıl önce Moskova’ya kaç­ tığı için...

Oraya gitmekle elbette hata etti. İdeolojisi de devlet­ çe sakıncalı görülüp yasak edilmiş... Ama Nazım Hikmet, sadece o kaçışından ve şiirlerinin pek azına yansıyan o ideolojiden mi ibaret?..Teraziye konulsa, hangi tarafı ağır gelir?.. Türk adını dünyanın her tarafına ulaştıran sanatı değil mİ?

Eserleri yabancı dillere çevrilen hikâyecl-romancıla- rımızdan biri Sabahattin Ali. Onun da, ne derecede oldu­ ğu da tartışmalı “komünist”liğini, o garip cinayete kur­ ban gidişinden beri geçen 40 kadar yıl, hâlâ unutturamadı.

“Kürk Mantolu Madonna” gibi aşk romanlarının bile, res­

mi edebiyatımızda yeri yok. Batı üniversitelerinin “Doğu

edebiyatı” kürsülerinde yaşayan adından, yeni nesilleri­

mizin haberi yok.

Herkese olunsa da, sanatçıya karşı bu kadar katı olun­ maz. Daha önce de verdiğim bir örnektir: Jean Paul Şart-

re’ı. De Gaulle rejimine karşı İhtilal beyannamesi

dağıtırken yakalayıp karakola karşı götüren polise, De Ga­ ulle müdahale etmiştir: “ Ben kendime Sartre’ı hapse at­

tıran Başkan dedirtmem” diye...

Bizim yaşayan sanatçılarımıza ,<arşı böyle bir gelene­ ğimiz yok. Ama hiç olmazsa onların ölülerini hapisten çı­ karacağımız bir gün gelmeyecek mi? Yabancı ülkelerin yabancı dillerinin içinde kapatılıp kaldıkları hapisten...

Hadi onları da bırakalım:

Birde, edebiyatımızın, haklarında onlar gibi suçlama­ lar olmayan, uluslararası ündeki kişileri var... Eserleri pek çok dilde basılı... Batı ülkelerindeki kitapçılara gidin, vit rinlerde hemen adlarını görürsünüz:

Yaşar Kemal, Aziz Nesin, Çetin Altan, Fakir Baykurt...

Tabii hepsi, zamanında —âdet üzere— hapislerde yat­ tı, pasaport alamadı da, çok şükür o dönemler geçti. On­ ların hâlâ niye, resmi edebiyat kitaplarında, TRT yayınlarında adı yok.

Ruhi Su’nun sesi yok... Onların adı, eseri yok... Halk

müziği diye, sınırlı birtakım yöresel türkülerin belirli “ses

sanatkârlarınca alışılmış tekrarları... Şiir diye Arif Nihat Asya... Roman olarak Mithat Cemal Kuntay... Düşünce

hayatı: Remzi Oğuz Arık...

Hepsinin de değeri var ama, öteki değerler, dünyaya yayılmış... Onları yok saymak kimin hakkı olabilir?..

TRT’deki, Milli Eğitim Bakanlığındaki ve devletin öte­ ki ilgili örgütlerindeki bu kısıryaklaşımı yeniden gözden geçirmenin artık zamanıdır. Yoksa müziğiyle, şiiriyle, ro­ manıyla Türk sanatını tanımak isteyen gençlerimize, bir gün gelecek, Batı üniversitelerinin Türkiye’yle ilg ili se­ minerlerine katılmaktan başka çare kalmayacak.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu çalışmada, Arap dilinden en az etkilenen lehçelerden olan Kırgız Türkçesinde anlam kaymasına uğradığını tespit ettiğimiz Arapça kökenli 205 kelime

Halk müziği üzerine konferanslar vermek ve incelemelerde bulunmak amacıyla 1936 senesinde davetli olarak Türkiye’ye gelen tanınmış Macar etnomüzikolog ve

Havuz Eseri 15 puan 3 Havuz Eseri 15 Puan 4 Havuz Eseri 15 Puan 5 Havuz Eseri 25 Puan Öğrencinin seçtiği eser 15 Puan Öğrencinin final notu seslendireceği eserler açısından

Şark–İslâm ve Türk Müziği tarihinin kilometre taşlarından olan ve dönemin önemli müzik bilginlerinden olan Maragalı Abdülkadir’in 1350–1360 yıllarında doğduğu,

Bizim çalıĢmamızda da bipolar hastaların birinci derece yakınları ile sağlıklı kontroller arasında Gözlerden Zihin Okuma, Ġmayı Anlama ve PKF Testi

When the five human carcinoma cell lines (SKHep-1, Ha-22T, AGS, DU-145, and HeLa), Chang normal liver cell line, and primary cul- ture gingival and cervical fibroblasts were

Araştırmacılar ayrıca hipokampusun kesin görsel-mekânsal bilgi ile ilgili bağlantıları içeren septal bölgesinin hâlâ hızlı, doğru bir mekân belleği

Hekimbaşı Behçet Efendiden bira- derzadesi Abdülhak Mollaya ve ondan da oğlu Hayrullah Efendiye intikal c- den bu güzel ve meşhur yalıda büyük şair