• Sonuç bulunamadı

Sadri Ertem

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sadri Ertem"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

S a d ri E rte m

Sadri Ertem’i ilkönce baş makale - lerile tanımış, sonra da, bizim memle­ ket için geç girdiğim yazı hayatımın

ilk günlerinde kendisile tanışmış -

tim. Şimdiki kadar ufak tefek, fa -

kat daha zayıf ve soluk benzliyd’i ve şimdiki gibi canlı, tatlı ve nükteli ko­ nuşuyordu. O zaman bu zamandır si­

yaset ve içtimaiyat sahalarında yazı

yazmakla beraber, edebiyata asıl be­

nim kendisini tanıdığım zamandan

sonra girdi ve iki romanla pek çok kı­ sa ve uzun hikâyeyi işaret ettiğim za­ mandan sonra neşretti.

Şüphesiz ki kolay ve çabuk yazı -

yor ve belki müsvedde yapmadan,

yorgunluğa katlanmadan yazıyor.

Muhakkak ki, Gastave Flaubert gibi yazı masasının başında cümlelerini en titiz bir kuyumcu gibi işlerken yorgun

düşüp ölmiyecek. Bazı yazılarında

zahmet çekmeden, bizim için, oku - yucu için zahmete katlanmadan yaz - dığını pek fazla hissediyoruz ve bazan

bundan dolayı çitten sinirlendiğimiz

de oluyor.

Sadık kaldığı ve büyük bir vefa

gösterdiği bir yevmi gazete sütunla - rmd'aki fıkralarını, günü gününe al­ dığı intibaları ve o gün içindeki fikir - lerini göstermek ıtibarile böyle sürat­

li yazmasını tenkid etmiyorum. Bu

(2)

ni zamanda pek belli olduğu halde hakikatten çok güzel ve canlıları var Ancak, bir günlük ömre malik ola - cak sandığımız bir gazete makale veya fıkrasını bin bir akran ve emsalinden, yani makale ve fıkradan ayırarak an­ tolojilere kadar bazan girmek mazha­

riyetine eriştiren sebepler arasında

bir günün hattâ bir yıl ve devrin bü­ tün hassasiyetini ve tefekkürünü ic­ mal edivem ıek mazhariyeti başta ge­ lir ve üslûba itina böyle yazılar için en büyük san’at ve meziyet değildir. Ahmet Haşimin İkdam’da fıkralar ya­ zarken bir kelimeyi değiştirmek, hat­ tâ bir nokta veya virgülün yerini teb­ dil etmek için Beyoğluna kadar git -

mişken Babıâliye dönüşünü anlatan

hikâyeye, istenirse, bir manyaklık te­ zahüründen başka bir kıymet veril -

memesi mümkündür. Hattâ o anın

hissini ve intibaını ifade ederken ilk kelimeyi ve ilk şekli en doğru bulma­ ğı, bu içtihadı, Sadrinin memleket da­ hilindeki bir seyahatnamesile hakika­ ten büyük bir alâka uyandırmış olan Romanya seyahatnamesi için de ka - bul edilebiliriz. Fakat roman ve hikâ­

yelerinde biraz daha şekil itinasını

insan istemiyor değil.

Ancak şunu söylemeğe müsaraat

etmeli ki, romancı ve hikâyeci olarak Sadri Ertem’den bahsederken sade bu ihmal ve isticalden bahsedip insan su­ sarsa, ya onu anlamaktan âciz yahut

ta sadece garazkâr mevkiine düşer.

Kelimelerinde ve tahlillerinde eskiden mümtaziyet ve asalet denilen şeylere biraz kıymet vermeyişini ve hele düş­

(3)

kün bir İstanbul tabakasını hiç mer - hamet duymaksızın tesvir edişini ise şahsiyetinin muayyen bir tezahürü o- larak kabul ed'eceğim.

Sadride, bilhassa bariz bir vasıf ve meziyet şahıslarındaki pek büyük te-

nevvü, pek muhtelif muhitleri

tasvir kud'retidir. Hiç bir ya­

zısı adapte isnadına üğramı -

yan bu muharrir, belki fazla görüp

dolaşmış ve memleketi tanıyıp öğren­

miş olmak sayesinde hakikaten çok

mütenevvi mahlûkları yaşatmış ve

dekorları canlandırmıştır. Diğer ba­ riz vasfı ise şimdi artık harcıâlem o - lan bir tarifi ilk zamanlardan kendisi­ ne bir düstur olarak alması ve şahsî ve nadir hislerin tahlilinden çok fazla cemiyet ve kütleyi eserlerine kahra - man yapmağa temayülüdür. Bu mu iyi öteki şekil mi müraccah?. Bu hususta ben şahsî bir hüküm ve kanaat mü - dafaa edecek değilim Hattâ) şahsî te­ mayüllerim itibarile, cemiyet ve küt­ leyi değil ferdleri, hattâ hayatta mis­ li pek az görülen, pek nadir olan şahıs­ ları canlandırmağı sever ve bunu seven ve yapan muharrirleri kendi mizaç ve temayüllerime daha yakın 'bulurum. Lâkin herkesin hakkim kendine ver­ meli ve yani teslim etmeli ki: Sadri Ertemin iki romanile bütün hikâyele­ rinde Sadriden evvel nümuneleri pek

mevcut olmayan bir manzata var­

dır. Ve bu hikâyelerde kahraman na­ dir tipler ve insan ruhunun - muvaf­ fak veya gayrı muvaffak - tahlilleri değil, doğrudan doğruya kütle, halktır.

■ S M M G g

(4)

Sadri Ertem i yeni bir şahsiyet ve muharrir tipi alarak edebiyat tarihi­ mize maledecek olan keyfiyet te her şeyden ziyade işte bu vasfıdır.

-S-* ı ' t

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

İzm irden bildirildikjo» göre Ege böl- gatiude hararetli bir P arti faaliyeti

rmdan da durulmuyor. Güle güle çek stncıyı, buruntuyu. Dün getirdiğin ‘ pastırma eşek etinden miydi, neydi? Bakkalın kokmuş yumurtalarını üstü­ ne kırıp

Yedigün, sevgili ve değerli arka­ daşı Sadri Ertemin vefatından de­ rin bir acı duyarken kederli ailesi­ ne, dostlarına ve Türk basınına en derin

chambre

Çukurova bölgesinde yapılan leptospiroz pre- velansına yönelik bir çalışmada hastalar ve risk gruplarında serolojik olarak antikor pozitifl iği sırasıyla %69 ve %4.4 olarak

Yalnız İslav ve Baltık dilleri, mütenevvi şekillerin rolünü bugün de muhafaza etmişlerdir; zaten her yerde, Roman dillerinde, Cermencede, Hin- du-İrancada umumi bir fikri

Nişan taşında tesis ettiği stüd- yosunda bir çok yeni sesli filmler imal edi- yor.. Bu tâlimlerde temsil ve musikî kadar dekora da büyük bir

Setuksimaba ba¤l› akneiform erüpsiyon, kültürde üreme ol- mamas›, spontan ya da geleneksel akne tedavisi ile gerileye- bilmesi, tedaviye devam edilmesine ra¤men