• Sonuç bulunamadı

Karayca Metinler (Çeviri Metin-Dizin-Kelime ve Ek Analizi)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Karayca Metinler (Çeviri Metin-Dizin-Kelime ve Ek Analizi)"

Copied!
621
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

ORDU ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI

KARAYCA METİNLER (ÇEVİRİ METİN-DİZİN-KELİME VE EK ANALİZİ)

TUBA GÜNER

DANIŞMAN

DR. ÖĞR. ÜYESİ HÜSEYİN YILDIZ

İKİNCİ DANIŞMAN

DR. ÖĞR. ÜYESİ ABDULKADİR ÖZTÜRK

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Bu tez, Ordu Üniversitesi Bilimsel Araştırmalar Projeleri Birimi tarafından B-1824 kodlu proje ile desteklenmiştir.

(2)

ÖĞRENCİ BEYAN METNİ

Yüksek Lisans tezi olarak savunduğum “Karayca Metinler (Çeviri Metin- Dizin- Kelime ve Ek Analizi)” adlı çalışmamın, tarafımdan bilimsel ahlak ve geleneklere aykırı düşecek bir yardıma başvurmadan yazdığımı ve yararlandığım kaynakların “Kaynakça” bölümünde gösterilenlerden farklı olmadığını, belirtilen kaynaklara atıf yapılarak yararlandığımı belirtir ve bunu onurumla doğrularım.

27/12/ 2018

Tuba Güner 16530100020

(3)
(4)

ÖN SÖZ

Karaylar, Hazarların torunları olduğu düşünülen ve Museviliği kabul etmiş bir Türk boyudur. En kalabalık oldukları bölge Kuzeybatı bölgesidir. Tarihte Polonya’nın doğu tarafına dağınık bir şekilde yerleşmiş olan Karaylardan sadece beş topluluk kalmıştır. Bunlar Batı ve Güney arasında Poniviez (Poniewiez), Troki (Trakai), Wilno (Vilnus), Lutsk (Lucka) ve Haliç (Haliczkie) şehirlerinde yaşamaktadırlar. Bu beş topluluğun ilk üçü Litvanya’da, diğerleri ise Polonya’da yaşamaktadır. En kalabalık ve en canlı olan topluluk ise Troki şehrindedir. Bugün Polonya, Ukrayna, Litvanya ABD, New York, Türkiye ve Fransa’da bulunan Karayların dili Karay Türkçesi olarak adlandırılmakta olup, Kıpçak Türkçesinin alt gruplarından biridir. Üç ayrı ağza ayrılmış olan Karay Türkçesinin asıl ağzı Polonya, Litvanya ve Ukrayna çevresinde konuşulan, ama kendi içinde iki ayrı gruba ayrılmış olan ve Troki şehrinden adını alan Troki ağzıdır. Bir diğeri ise adını kendisi ile aynı adı taşıyan şehirlerden alan Haliç-Lutsk ağzıdır. Bunların dışında kalan bir diğer ağız ise Kırım’da konuşulmuş olan Kırım ağzıdır.

Karay Türkçesi, Eski Türkçe dönemine ait kelimelerin yanında, Slav dilleri ile ilişkisinden dolayı birçok kelime ve birkaç eki de bünyesinde bulundurmaktadır. Kowalski’ye göre Kırım Karaycasının Türkiye Türkçesine yakın olmasının sebebi, dağınık olarak Rusya ve İstanbul’da yaşayan Karayların Oğuz grubu Türk lehçelerinin etkisinde kalmalarıyla ilişkilendirilebilir.

Karay Türkçesi, Türk dili araştırmalarında Kıpçak Türkçesinin bir lehçesi olarak incelenmesine rağmen, üzerinde çok fazla çalışma yapılmamıştır.

Tezin oluşturulmasında ilk aşama, çalışılacak olan metinlerin tespit edilip daha önce yapılmış olan çalışmaların bir araya getirilerek incelenmesidir. Bu süreçten sonra tezimizin içeriğini oluştaracak olan ve Karayların iki farklı ağzını temsil eden Karaimische Texte im Dialect Von Troki ve Krımkayların Atalar Sozı isimli eserler temin edilerek metinlerin transkripsiyonu yapılmıştır. Her bir kelime çekim eklerine ayrılıp dizin çalışması yapılmış ve bu veriler üzerinden kelime, ek analizleri ve bunlara dayalı tespitler ortaya konulmuştur. Kowalski’ye ait metnin giriş kısmında yer alan Almanca yazılmış bilgiler de özet şeklinde çevirilip giriş kısmına yerleştirilmiştir.

Çalışmanın dizin kısmı oluşturulurken çeşitli sözlüklerden yararlanılmış olmasına rağmen anlamına ulaşılamayan kelimeler veya kelime belirgin olmasına rağmen dizgi hatası olabileceği düşünülen, muhtemelen harflerinin yerleri değişmiş ifadeler mevcuttur. Çerça, sın, yeruz kelimelerinin anlamları saptanamamıştır. Bunun yanı sıra ek analizi yapılırken birçok ekin tek kaldığına hatta bazı eklerin genel kullanımın dışında metinde yer aldığına rastlanmaktadır. Belirtilmiş olan bu hususların birkaçının metinlerin daktilo yazımından kaynaklanmasına, birkaçının ise Kırım Karaycası ile yazılmış olan metinde yer yer kelimelerin Anadolu ağızlarındaki kullanımına benzemesine bağlanabilir.

Çalışmamızın asıl amacı bu iki eser vasıtasıyla, Karayların ve Karay Türkçesinin sadece hafızalarda kalmayarak varlıklarını günümüzde ve gelecek nesillerde yaşatma isteğidir. Bu yönlü çalışmalar yapılmadığı sürece bu eserler

(5)

ii

edebiyat dünyasına taşınmayacak, bu dillerin özellikleri veya farklılıkları net olarak bilinmeyecektir. Umudumuz bu çalışmaların nihayet bulmaması, giderek yaygınlaşması ve kaybolmaması için Türk dünyasının el ele çalışmasıdır.

Yapmış olduğum çalışmalarım sırasında benimle bu zorlu süreci paylaşan, yıldığım anlarda tekrar umutlandıran, her koşulda yardımcı olan, üstün bilgi ve deneyimleriyle yol gösteren, çoğu bilgiyi bana en baştan öğreten ve benimle hiç yılmadan, tüm sakinliğiyle uğraşan kıymetli hocam, danışmanım sayın Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Yıldız başta olmak üzere, tezimin kaynaklarını temin etmeme yardımcı olan ve böyle kıymetli ve çalışılması titizlik gerektiren bir konuda, bu alana yönelmemi, katkıda bulunma şerefine nail olmamı sağlayan sayın Dr. Öğr. Üyesi Abdulkadir Öztürk’e, en baştan bu zamana kadar bana olan inancıyla her zaman destek olan sayın Prof. Dr. İsmail Doğan’a, benden geçmiş olduğu yoldaki deneyimlerini esirgemeyen Arş. Gör. Dilara Karakaş’a teşekkürü bir borç bilirim. Çalışmam esnasında daima yanımda olup, beni her konuda destekleyen hocalarıma, aileme ve arkadaşlarıma şükranlarımı sunarım.

Tuba GÜNER

(6)

ÖĞRENCİ BEYAN METNİ ... ÖN SÖZ ... i İÇİNDEKİLER ... iii ÖZET ... viii GİRİŞ ... 1 1.KARAY TÜRKLERİ ... 1 1.1.KARAY ADI ... 1

1.2.KARAY TARİHİ VE COĞRAFYASI ... 3

1.3. KARAY KÜLTÜRÜ ... 5

1.4. KARAY EDEBİYATI ... 7

1.5. KARAY TÜRKÇESİ ... 10

1.5.1. Haliç-Lutsk Ağzı İle Troki Ağzı Arasındaki Ses Farklılıkları ... 11

1.5.2. Haliç-Lutsk Ağzı İle Troki Ağzı Arasında Söz Varlığındaki Farklılıklar ... 12

1.5.3. Karayların Alfabeleri ... 13

1.5.4. Karay Türkçesinin Dil Özellikleri ... 13

1.5.4.1. Ses Bilgisi ... 13

1.5.4.1.1. Ünlüler ... 13

1.5.4.1.2. Ünlü Uyumları ... 15

1.5.4.1.2.1. Damak Uyumu (Önlük Artlık Uyumu) ... 15

1.5.4.1.2.2. Dudak Uyumu (Düzlük-Yuvarlaklık Uyumu) ... 17

Dudak Uyumuna Aykırı Kullanımlar ... 17

1.5.4.1.3. Ünlülerde Görülen Ses Olayları ... 18

1.5.4.1.3.1. Ünlü Düşmesi ... 18

1.5.4.1.3.2. Ünlü Türemesi ... 18

1.5.4.1.3.3. Ünlü Birleşmesi ... 18

1.5.4.1.4. Ünsüzler ... 18

1.5.4.1.5. Ünsüzlerde Görülen Ses Olayları ... 20

1.5.4.1.5.1. Ünsüz Düşmesi ... 20

1.5.4.1.5.2. Ünsüz Türemesi ... 20

1.5.4.1.5.3. Ünsüz Tekleşmesi ... 20

1.5.4.1.5.4. Ünsüz İkizleşmesi ... 20

(7)

iv

1.5.4.1.5.6. Ünsüz Değişmeleri ... 21

1.5.4.2. Şekil Bilgisi... 22

1.5.4.2.1. İsim ... 22

1.5.4.2.1.1. Çokluk Eki +lAr ... 22

1.5.4.2.1.2. İyelik Ekleri ... 22

1.5.4.2.1.3. Hâl Ekleri ... 23

1.5.4.2.1.4. İsimlerde Soru ... 25

1.5.4.2.1.5. İsim Yapma Ekleri ... 25

1.5.4.2.2. Sıfat ... 27 1.5.4.2.2.1. Niteleme Sıfatları ... 27 1.5.4.2.2.2. Belirsizlik Sıfatlar ... 27 1.5.4.2.2.3. Sayı Sıfatları ... 27 1.5.4.2.2.4. İşaret Sıfatları ... 28 1.5.4.2.3. Zamir ... 28 1.5.4.2.3.1. Şahıs Zamirleri ... 28 1.5.4.2.3.2. İşaret Zamirleri ... 29 1.5.4.2.3.3. Belirsizlik Zamirleri ... 29 1.5.4.2.3.4. Soru Zamirleri ... 30 1.5.4.2.3.5. Dönüşlülük Zamiri ... 30 1.5.4.2.4. Zarf... 30 1.5.4.2.4.1. Zaman Zarfları ... 30

1.5.4.2.4.2. Yer ve Yön Zarfları ... 30

1.5.4.2.4.3. Tarz Zarfları ... 30

1.5.4.2.4.4. Miktar Zarfları ... 30

1.5.4.2.4.5. Soru Zarfları ... 30

1.5.4.2.5. Fiil ... 30

1.5.4.2.5.1. Şahıs Ekleri ... 30

1.5.4.2.5.2. Kip ve Zaman Ekleri ... 31

Basit Çekimler ... 31 Zaman Ekleri... 31 Kip Ekleri ... 32 Birleşik Çekimler ... 33 Hikaye ... 33 Şart ... 33 1.5.4.2.5.3. Ek-Fiil ... 33

(8)

Ek-fiilin geniş zaman çekimi ... 34

1.5.4.2.5.4. Fiil Yapma Ekleri ... 34

1.5.4.2.5.5. Fiilde Çatı ... 35

1.5.4.2.5.6. Birleşik (Tasviri) Fiiller ... 36

1.5.4.2.5.7. Fiilimsiler ... 36

1.5.4.2.6. Bağlaçlar ... 38

1.5.4.2.7. Edatlar ... 38

1.5.4.2.8. Ünlemler ... 39

1.5.4.3. Cümle Bilgisi ... 40

1.5.4.3.1. Cümle ve Cümlenin Öğeleri ... 40

1.5.4.3.1.1. Yüklem ... 40 1.5.4.3.1.2. Özne ... 40 1.5.4.3.1.3. Nesne ... 40 1.5.4.3.1.4. Yer Tamlayıcısı ... 40 1.5.4.3.1.5. Zarf Tümleci... 41 1.5.4.3.1.6. Cümle Dışı Ögeler... 41 1.5.4.3.2. Kelime Grupları ... 41 1.5.4.3.2.1. İsim Tamlaması ... 41 1.5.4.3.2.2. Sıfat Tamlaması ... 41 1.5.4.3.2.3. Sıfat-Fiil Grubu ... 41 1.5.4.3.2.4. Zarf-Fiil Grubu ... 42 1.5.4.3.2.5. İsim-Fiil Grubu ... 42 1.5.4.3.2.6. Edat Grubu ... 42 1.5.4.3.2.7. Bağlama Grubu ... 42 1.5.4.3.2.8. Unvan Grubu ... 42 1.5.4.3.2.9. Ünlem Grubu ... 42 1.5.4.3.2.10. Sayı Grubu ... 43

1.5.4.3.2.11. Birleşik Fiil Grubu ... 43

1.5.4.3.2.12. Tekrar Grubu ... 43

1.5.4.3.3. Cümle Türleri ... 43

1.5.4.3.3.1. Yapısına Göre Cümleler ... 43

1.5.4.3.3.2. Yüklemin Türüne Göre Cümleler ... 44

1.5.4.3.3.3. Yüklemin Yerine Göre Cümleler ... 44

(9)

vi

2. KARAY TÜRKÇESİ ÜZERİNE YAPILMIŞ ÇALIŞMALARIN

TARİHÇESİ ... 45

2.1. Karay Türkçesi Üzerine Yapılmış Sözlük Ve Sözvarlığı Çalışmaları ... 45

2.2. Karay Türkçesi Üzerine Yapılmış Dil Bilgisi Çalışmaları ... 46

2.3. Karay Türkçesi Üzerine Yapılmış Metin Neşri Çalışmaları ... 48

3. TADEUSZ KOWALSKİ’NİN “KARAİMİSCHE TEXT IM DİALECTVON TROKİ” BAŞLIKLI ESERİ ... 50

4. YU. A. POLKANOV’UN “KRIMKAYLARIN ATALAR SOZI” BAŞLIKLI ESERİ ... 53

5. METİN ... 54

5.1. Karaımısche Texte Im Dıalect Von Trokı’deki Karayca Metinler ... 54

5.2. Krımkayların Atalar Sozı ... 173

6. DİZİNLER ... 202 6.1. Biçimbirimlik Dizin ... 202 6.2. Sıklık Dizinleri ... 480 6.2.1. Kelime Sıklık Dizini ... 480 6.2.2. Ek Sıklık Dizini ... 542 7. DEĞERLENDİRME VE TESPİTLER ... 564

7.1. Sadece Krımkayların Atalar Sozı Metninde Geçen Kelimeler ... 564

7.2. Sınıflandırılmış Kelime Sıklık Analizi ... 583

7.2.1. Akrabalık adları ... 583

7.2.2. Özel İsimler... 583

7.2.3. ‘Şehir’ Anlamına Gelen Kelimeler ve Şehir Adları ... 585

7.2.4. Dini Terimler ... 586

7.2.5. Bitki Adları ... 587

7.2.6. Meyve Adları ... 588

7.2.7. Hayvan adları ... 588

7.2.8. Zaman ve Vakit Adları ... 590

7.2.9. Sayı Adları ... 591

7.2.10. Unvan Adları... 591

7.2.11. ‘İşçi’ Anlamına Gelen Kelimeler Ve Meslek Adları ... 592

7.2.12. Organ Adları ... 592

7.2.13. Eşya Adları ... 593

7.2.14. Para Adları ... 594

7.2.15. Yer (Mekan) Adları ... 595

(10)

7.2.17. Üzüntü Bildiren Kelimeler... 596

7.2.18. Mutluluk Bildiren Kelimeler ... 596

7.2.19. Ölümle İlgili Kelimeler ... 597

7.2.20. Doğumla İlgili Kelimeler ... 597

7.2.21. Duyu Organlarına Ait Fiiller... 597

7.2.22. İyilik ve Güzellik İle İlgili Kelimeler ... 598

7.2.23. Kızgınlık ve Öfke Bildiren Kelimeler ... 598

7.2.24. Kötülük ve Kötü Davranışlarla İlgili Kelimeler ... 598

7.2.25. Doğa Olayları İle İlgili Kelimeler ... 599

7.2.26. Kişi Zamirleri ... 600

7.3. İsimlere ve Fiillere Gelen Eklerin Sıklık Sınıflandırması ... 600

7.4. Sözvarlığıyla İlgili Tespitler ... 601

SONUÇ ... 603

KAYNAKÇA ... 605

(11)

viii

ÖZET

KARAYCA METİNLER (ÇEVİRİ METİN- DİZİN- KELİME VE EK ANALİZİ)

Güner, Tuba

Yüksek Lisans, Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı Tez Danışmanı: Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin YILDIZ

(Kasım - 2018) (Sayfa: 620)

Türk dilinin Batı veya Kuzeybatı ya da Karadeniz-Hazar çevresi Türk lehçeleri arasında gösterilen Karay Türkçesi üzerine Türkiye’de ve dünyada yapılan çalışmaların sayısı oldukça az ve de çok değerlidir. Karay Türkçesinin sözvarlığına ve gramerine yönelik olan bu çalışma, diğer çalışmalara sözvarlığı tespiti, kelime ve ek analizleri bakımından destek olmak ve farklı bakış açıları kazandırmak amacıyla hazırlanmıştır. Bu amaçla Karay Türkçesi iki farklı koldan değerlendirilmiştir. Bunlardan biri Troki ağzına ait olan Kowalski’nin Karaimische Texte im Dialect von Troki, diğeri ise Kırım Karaycasına ait olan Polkanov’ un Krımkayların Atalar Sozı adlı eserleridir. Bu eserlerin söz varlığı, biçimbirimlik dizin, kelime ve ek sıklık dizinleri oluşturulmuş sonrasında bu verilerden hareketle değerlendirme ve analizler yapılmıştır. Eserlerden elde edilen toplam 43655 kelime incelenerek analiz verileri ortaya konmuştur. Bu çalışma ile amaçlanan Karay Türkçesinin diğer ağızları ve Türk dilinin tarihi ve çağdaş diğer lehçeleriyle karşılaştırılması, kelime ve ek çalışmaları üzerinden farklı yaklaşımlarda, görüşlerde bulunmaya zemin hazırlanmasıdır. En önemlisi ise yitip gitmek üzere olan bir Türk lehçesinin unutulmuş raflardan gün yüzüne çıkarılması ve Türk dili dünyasında baki kalmasını sağlamaktır.

(12)

ABSTRACT

THE TEXTS IN THE KARAIM LANGUAGE (TRANSLATED TEXTS-INDEX-WORD AND MORPHOLOGY ANALYSIS)

Güner, Tuba

High License, Turkish Language And Literature Master Sciense

Thesis Advisor: Assist. Prof. Dr. Hüseyin YILDIZ (November - 2018)

(Page: 620)

The number of studies conducted in Turkey and Turkish world on the Karaites, one of the Turkish dialects of the West or Northwest or the Black Sea-Caspian region, are quite small and they are very valuable. This study, which is aimed to examine the vocabulary and grammar of the Karay Turkish, was prepared in order to support other studies in terms of vocabulary determination, vocabulary and additional analyzes and to give different perspectives. For this purpose, Karay Turkish is evaluated from two different branches. One of them belongs to the mouth of Troki Kowalski'nin Karaimische Texte im Dialect von Troki, the other is belonging to the Crimean Blackbird Polkanov 's Kratkaylarin Atalar Sozi. The vocabulary, morphological index, word and additional frequency indexes of these works were created and then evaluation and analysis were made based on these data. A total of 43655 words were obtained from the works and they were analyzed. The aim of this study is to compare the other dialects of Karay Turkish with other historical and contemporary dialects of the Turkish language, and to prepare the ground for opinions in different approaches through words and additional studies. The most important thing is to uncover a Turkish dialect that is about to be lost from the forgotten shelves and to keep the Turkish language in the world.

(13)

x

KISALTMALAR VE SİMGELER

a.g.e : Adı geçen eser

AİT : Aitlik BİLD : Bildirme bkz. : Bakınız BUL : Bulunma ÇIK : Çıkma ÇK : Çokluk Kişi ÇOK : Çokluk EF : Ek Fiil : Eşitlik

GGZ : Görülen Geçmiş Zaman

GN-ŞM Z : Geniş-Şimdiki Zaman

GRK : Gereklilik

İF OLMS BİÇ : İsim Fiilin Olumsuz Biçimi

İF : İsim Fiil

İLG : İlgi

İST : İstek

İYE : İyelik

OLMS : Olumsuzluk

ÖGZ : Öğrenilen Geçmiş Zaman

S. : Sayı

s. : Sayfa

SF : Sıfat Fiil

SOR : Soru

(14)

VAS : Vasıta

YET. F : Yeterlilik Fiili

YÖN : Yönelme

YÜK : Yükleme

(15)

GİRİŞ

Türkolojinin bir bilim dalı olarak kuruluşundan bugüne, tarihî ve çağdaş Türk lehçeleri üzerine pek çok çalışma yapılmıştır. Türklerin Kıpçak boyuna mensup olan Karay Türklerinin dili de bu çalışmalar arasında yerini almıştır. Bazı kaynaklarda Hazarların torunları olarak düşünülen bir Türk boyu olan Karaylara ait üç ağız bulunmakta olup, bu tezde bu ağızlardan ikisine ait birer metin incelenmiştir. İlk metin Tadeusz Kowalski tarafından kaleme alınan “Karaimische Texte im Dialect von Troki” başlıklı eser olup, 147 sayfadan oluşmaktadır. İkinci eser ise Yu. A. Polkanov’un “Krımkayların Atalar Sozı” başlığıyla yayınladığı 75 sayfalık eserdir.

Bu tezde yukarıda adı geçen iki eser transkribe edilip, elde edilen metinlerin dizinleri oluşturularak kelime ve ek sıklık analizleri yapılmıştır. Tezin temel amacı UNESCO tehlikedeki diller listesinde yer alan bir Türk topluluğu olan Karayların iki ağzına ait birer metnin incelenerek geniş kitlelere kazandırılmasıdır. Türk dilinin çağdaş bir temsilcisi iken neredeyse tarihi bir lehçesi durumuna gelen ve unutulmaya yüz tutan Karaycanın ve buna bağlı olarak da Karayca eserlerin edebiyat dünyasında baki kalmasını sağlamak da tezin bir diğer amacıdır.

Tezin sınırlılığı içindeki eserlerin incelemesine geçmeden önce Karay Türklerinin adı, tarihi, coğrafyası, kültürü, dili ve edebiyatı ve Karay Türkçesi üzerine yapılmış çalışmalar hakkında kısa bilgiler vermek yerinde olacaktır. 1. KARAY TÜRKLERİ

1.1. KARAY ADI

Kıpçak Türklerinden bir grubun adı olarak kullanılan karay kelimesi Museviliğin Karaim mezhebinden gelmektedir (Gülsevin, 2016: 13). Karay yani bir diğer söyleyişle Karaim adıyla ilgili çeşitli görüşler vardır. Karaim kelimesi, İbranicede “kutsal kitabı okuyan” anlamına gelen “Karay” kelimesinin çoğul biçimidir. Kelimenin bir başka anlamı ise “yazılı kanunlara inananlar”dır (Kokizov, 2011, s. 875; Atmaca, 2016, s. 154’den naklen).

Durmuş Arık, “Türk Yahudiler: Kırım Karâîleri” adlı makalesinde karay kelimesinin kökeniyle ilgili olarak şu bilgileri vermektedir (2002):

(16)

Genel olarak kabul edilen görüşe göre İbranice k-r-a sözünden türeyen karait (çoğulu karaim) sözü Arapça kıraat ile aynı anlama gelmektedir. Karaim kelimesi terim olarak, sözlü geleneği (Talmud) ve diğer Rabbani eserleri reddederek öğretilerini Tevrat’a dayandıran bir Yahudi mezhebini belirtmektedir. Karailiği ifade etmek için Bney Mikra, Ba’le Mikra (Kitab-ı Mukaddes Çocukları) sözü de kullanılmaktadır (syf. 28).

Bülent Ayberk’in “Litvanya Karayları’nın Tarihi ve Kenesa Örnekleri BağlamındaTrakai Karay Kenesası’nın İç Mekânına İlişkin Bir İnceleme” adlı makalesinde ise Bernard Lewis (1956) ve Türk Ansiklopedisi (1971)’den hareketle şu bilgiler yer almaktadır (2018):

Karai adı, İbranice ve Arapçada ortak olan hem okunan hem de çağırmak anlamına gelen Kara kökünden gelmektedir. Bu sözcüğün çevirisine ilişkin olarak benimsenen farklı yaklaşımlar bulunmaktadır. Bu yaklaşımlar arasında sözcüğün “davet eden” ya da “misyoner” anlamına geldiği savı da bulunmaktadır. Ancak görüşler arasında, sözcüğün “kutsal kitapları okuyan” demek olan anlamının daha uygun düştüğü görülmektedir. Karay Türklerine verilen Karaim adı (-im eki çokluk belirtmektedir) Arami-İbrani bir kökten gelmektedir. Bu ad yazıyı bilenler yani kutsal yazıyı bilenler anlamına gelmektedir (syf.76).

Verilen bu iki görüşten sonra Karay adından bahseden araştırmacıların çoğunun aynı görüşte birleştikleri görülmektedir. Karaim sözcüğü; Karaim, Karaun, Karain, Karait ve hatta Karavin ve Karaymen olarak günümüze kadar gelmiştir (Çulha, 2002, s. 97).

Kowalski, Karayların, Karaim dilinde kendilerine siyah köpek anlamına gelen Karai dediklerini, bu ismin İbraniceden gelmekle birlikte, İbrani dilindeki bir diğer anlamının çizici olduğunu belirtmiştir (Kowalski, 1929).

Zajaczkowski, kara’a kelimesinin dini bir nitelik taşıdığını, herhangi etnik bir unsuru ifade etmediğini belirtmiştir (Doğruer, 2007, s. 4).

Karay kelimesinin İbranice çoğul adı olan +im ile kullanılış şekli Karaim’dir. Karaylar, Karai kelimesinin sonundaki /i sesini kendi söyleyişlerinde /y ye çevirerek Karay şeklinde söylemektedirler. Kendilerine Karay-Karaylar denmesini tercih etmektedirler (Çağatay, 1972, s. 127).

İsmail Doğan ve İlgi Kıvrakdal ise “Karaim Türkleri” adlı makalesinde Karayların isminden bahsederken şu ifadeleri kullanmıştır (2002):

Bugün bu mezhebe mensup olan topluluğun büyük çoğunluğu Türk asıllı olup, kelimeyi tekil kalıbı ile Karay, çoğul kalıbı ile 'Karaylar' şeklinde söylemektedirler. Karai kelimesinin sonundaki /i sesini, kendi dillerine uygun olarak /y sesine çevirerek telaffuz etmektedirler. Karaim kelimesindeki 'im' eki, İbranicede çoğul eki olduğu halde, bazı İngilizce eserlerde Karaims şeklinde yazılarak tek bir kelimede, bir İbranice çoğul eki -im, bir de İngilizce çoğul eki -s aynı kelimede

(17)

3

kullanılmaktadır. Yine bazı Türkçe eserlerde 'Karaimler' ifadesi kullanılarak, İbranice çoğul eki -im ile beraber Türkçe çoğul eki -ler yan yana getirilmektedir.

1.2. KARAY TARİHİ VE COĞRAFYASI

Coğrafya ve tarih bir bütün içindedir. Bir milletin yaşadığı coğrafya aynı zamanda tarihini de yazar. Karayların yaşadığı coğrafya ve tarihi incelendiği zaman farklı görüşler ile karşılaşılmıştır.

Karayların, Hazarlara olan kökenleri Hazarların Museviliğin hangi meshebini benimsemiş olduklarının belli olmamasıyla da ilişkilendirilerek tartışılan bir konu olmuştur (Ayberk, 2018, s. 76). Fakat Karayların ilk yerleşim yerlerinin Kırım olması, Kırım Karaîlerle Hazarların arasında bir bağ bulunması Hazarların hem Museviliği hem de çok açık olmasa da Museviliğin bir mezhebi olan Karâî mezhebini kabul edişleri bu tartışmalara ışık tutabilecek niteliktedir. Tüm bunların yanı sıra Karaylarda bulunan İslâmiyet, Hristiyanlık ve Yahudiliğe ait dil ve kültür izleri de yol gösterici olabilir. Bu dile ait eserlerde Arapça, Farsça, İbranîce kelimeler yer almaktadır.

Tülay Çulha, “Şeraye Şapşal’a Göre Karay Türkleri ve Türkçe” adlı eserinde Zajaczkowski’ye ait görüşü belirtirken şu cümleyi kullanmıştır (2002):

Bu üç dinin de yaşadığı bir ülkeden, Hazarlardan geldiklerini belirtmiştir. Hazarlar’ın bir kolu olduğuna inanılan ve bir Türk boyu olan Karaylar, Uzlar ve Kıpçakların önünden kaçan Peçeneklerin, saldırıları karşısında Kırım’a yerleşerek 8. yy’da Yahudilerin Talmud’u reddeden Karay mezhebini benimsemişlerdir (syf. 97-103).

Museviliğin bir mezhebi olan Karâîlik mezhebini kabul edip ulaştıran topluluk sayısı çok azdır. Türk kökenli olmayanlar bulundukları coğrafyalarda yok olurken Türk kökenli Karaylar varlıklarını zor da olsa günümüze kadar devam ettirmişlerdir. Durgut’a göre Karaylar hem Hazarların hem Kuman-Kıpçakların varisidirler (Durgut, 2016, s. 517-519). Bizans’tan gelen ve Kırım’ a yerleşen Karâîler, Sulkat’ta ayrı bir cemaat olarak yaşarlarken, buradaki Hazar kökenli Karay Türklerine bir Tevrat hediye etmişlerdir. Tevrat’ın son sayfasında “Bu kitap Hazar kardeşlerimize hediye edilmiştir.” ibaresi Karâî bilginlere göre, bugünkü Kırım Karaylarının köklerinin Hazar Türklerine dayandığını ve Yahudiliği kabul eden Hazarların büyük bir kısmının Karâî mezhebine mensup olduklarını göstermektedir. Karayların Hazarların soyundan geldiğini açıklayan bu bilgilerden sonra yaşadıkları coğrafyayı şu şekilde anlatmıştır; Hazarlar, İdil Irmağı’nın aşağısından Kafkasya’nın kuzeyine, oradan IX. yy’a kadar Azak

(18)

Denizi’ne uzanmakta ve hatta batıda Kiev ve Dinyeper’in ortalarına uzanmaktaydı. Hazarlar ayrıca doğuda Ceyhun Irmağı’na kadar olan bölgedeki kabileleri de kontrol altında tutmaktaydı (Laçiner, 2017, s. 1). Karayların Hazarların soyundan gelmesi ve aynı yerlerde iç içe yaşamaları Karayların coğrafya tarifini de aynı yapmıştır.

Kowalski, Karaimiche Texte im von Troki adlı eserinin en başında yer alan Almanca kısımda Karaylardan bahsederken şu ifadelere yer vermiştir (1929):

Karaylar’ın en çok bulundukları bölge Kuzeybatı bölgesidir. Polonya’ nın Doğu tarafına dağınık bir şekilde yerleşmiş olan Karaylar’ dan sadece beş boy kalmıştır. Bunlar Batı ve Güney arasında Poniviez, Troki, Wilno, Luck-Halicz şehirlerinde yaşamaktadırlar. Bir koloni kuranları Poniviez’ de kalmaktadır. Geri Kalan dördü Polonya’ dadır. En kalabalık ve en güçlü koloni ise Troki şehrinde yaşayan Karaylardır. Troki, küçük bir şehirdir, Wilno’ dan 20km uzaktadır. Troki’ de kaldıkları yerin iki büyük göl arasında yer alan Karaimşcyzna’ dır. Bu koloni yılların başkentidir ve en büyük kiliseleri olan Chocham (Haham) Von Troki buradadır. İlerleyen senelerde halkın çoğu Wilno şehrine geçmiş ve burada da çok güçlü bir koloni haline gelmişlerdir, fakat dağınık halde yaşamışlardır. Bu kısımda yaşayan Karaylar en akıllı halk grubu arasında yer almışlardır.

Kırım Adasını yurt edinen Karaîmliler; Karaim Türklerinin büyük bir kısmı ve Tatar Türkleri, “siyasi, coğrafi ve politik nedenler, Altın Orda Devleti’nde XIV-XV. yy’da yaşanan siyasi, sosyo-ekonomik sıkıntılar ve Litvanya büyük prenslerinin politik eğilimleri” gibi sebepler dolayısıyla Litvanya’ya özellikle Büyük Knez Vytautas’ın tahtta bulunduğu dönemde; XIV. yy’da yerleşmeye başlamışlardır. Bu kökleri bir türkü ile sağlamlaştıracak olursak;

Lapa lapa kar yava Ata bindim sağdağım bar Erbi baba koy suya Sağdağımda üç okum bar Baylarımız toy çala Üçi bilen üç yat ursam Hazar oğlu at çapa Hazar beyinden tartlığım bar

(Gökçe,2000, s. 3 )

Bugün daha çok Litvaya’nın Vilnius, Troki (Trakay) ve Panevez; Polonya’nın Varşova; Ukrayna’nın Lutsk ve Haliç; Kırım’ın Simferepol şehirlerinde ve İstanbul’da yaşamaktadırlar. (Gülsevin, 2016, s. 15-16).

İncelemeye tâbi tutulduğu zaman, parçalanmış olan bu milletin sadece dili değil kendisi de yok olmaktadır. Tülay Çulha’nın “Sereya Şapşal’a Göre Karay Türkleri ve Karayca” adlı makalesinden edinilen bilgide şu ibâreler kullanılmıştır (2002):

Eski SSCB’de yaşayan Karayların toplam sayısı, 1959 sayımına göre 5900 idi; 1979’da bu sayı 3341 iken 1989 sayımında 2803; 2001 ve 2002 yıllarında yapılan sayımda ise 318 olarak verilmiştir. Her istatistikte nüfusun giderek azalması, yapılan

(19)

5

göçler ve bunlara bağlı olarak gelişen asimilasyonun bir sonucudur diyebiliriz (syf. 97).

Sema Doğruer “Karay (Karaim) Türklerinin Sözlü Edebiyatı” adlı yüksek lisans tezinde Karayların bugün azınlıkta olduğu bölgeleri; Fransa, İngiltere, Belçika, ABD, Türkiye1, Mısır, İsrail, Kudüs ve Azerbaycan olarak sıralamıştır

(Doğruer, 2007, s. 18).

Verilen bu bilgilerden sonra Karay türklerinin tarihleri bakımından Hazarlara bağlı olduğu görüşü var olsa da, Hazar dili için yeterli malzemenin olmaması bu bağlılığı etkisiz bırakmaktadır. Bununla beraber Doğan, linguistik delillere dayanarak modern Karaimler ile Kıpçaklar arasında yakın bağların olduğunu, ancak dini delillerin de Hazarlarla bağlantılı olduklarını (Doğan, Kıvrakdal, 2002) belirtmektedir.

1.3. KARAY KÜLTÜRÜ

Bir milletin kültürü, tıpkı dili gibidir. Nasıl ki dili unutulan ya da asimile olan bir milletin izleri silinmek üzere ise kültürü yok olan milletin de benliği silinir. Dilde ve de dinde kültür yaşamaya devam etmektedir. Karaylar ibadetlerini kendi dilleriyle yaparlar.

Faruk Gökçe’nin 2000 yılında yapmış olduğu çalışmada Zajaczkowski’nin bu konu hakkında görüşüne şu şekilde yer vermiştir (2000):

Zajaczkowski konuyu kültür açısından değerlendirmekte ve Karay kültürünün, Eski Türk dini, Hristiyanlık, İslâmiyet ve Musevîliğin izlerini bir bütün olarak birlikte taşıdığını söylüyor. Karaylarda bu dört değişik kültürün izlerinin görülmesi, onların dört kültürün bir arada yaşadığı bir bölgeden batıya gelmiş olduklarını gösterir (syf. 14).

Böylelikle Karayların dua ederken kendi dillerini kullanması dinin getirmiş olduğu kültürün etkisidir diyebiliriz.

Karaylar için kültürlerine sahip çıkabilmenin, onu gelecek nesillere aktarmanın en etkili yolu, aile fertlerinin bir araya geldiği akşam yemeklerinde ve aileler arası toplantılarda II. Dünya Savaşı’ndan önce her aile de şu an ise sadece kütüphane ve müzelerde bulunan mecmuaları okumaktır (Şayhan, 2012, s. 95). Karaylar dinlerinden dolayı genellikle kapalı bir toplum özelliği göstermişlerdir (Gülsevin, 2016, s. 15).

1 İstanbul’da kullanılan meci ‘kedi’ (TTAS) kelimesinin Karay metinlerinde yer alması bu bilgiye

(20)

Selma Gülsevin “Karay Türklerinin Dili” adlı eserinde Karay kültürü ile ilgili bilgilere yer vermiş ve ardından kendi gözlemleri ile olan kısımları biz araştırıcılara anlatmıştır (2016):

Karayların nüfuslarının azalmasında yapılan göçlerle gerçekleşen asimilasyonun yanında, kültürlerini de yansıtan en önemli etken, Karay eş bulma güçlüğüdür. Karay olmayan kişilerle evlenenlerden bir kısmı ya kendileri de eşlerinin dinini kabul etmiş ya da çocuklarını eşlerinin dinine göre yetiştirmiştir. Bunun sebebi ise Karailikte evlilik kurallarının katı olmasıdır. Evlenen kadın ile erkeğin aileleri bir sayılıp bu aileler arasında evlilik yasaklanmıştır. Karai mezhebine sonradan girmek veya bu mezhebi yaymaya çalışmak mümkün değildir. Günde iki kez yapılan sabah ve akşam ibadeti vardır. Günlük ibadetler dışında özel günlerde ve şabat günü ayrıca ibadethanelerde yapılan ibadetler vardır. Haman’ın zulmünden kurtuluşun hatırası olarak, kendi takvimlerine göre nisan ayının 13’ünde başlayan şivan ayının 23’ünde biten yetmiş günlük oruçları vardır. Madenler hariç, her türlü malın ve hayvanın zekâtı verilir. Temizlik son derece önemlidir. Helaları evin dışına yaparlar.

14-16 Eylül 2007 tarihinde Karayların “Ortak Toy”u Litvanya, Polonya, Türkiye ve Kırım’dan katılımcılarla Kırım’da (Akmescit, Gözleve ve Çuftkale) yapıldı. Şabbat künü Gözleve’deki kenasada yapılan ibadete de katıldık. Tora okumadan ve kenesaya girmeden önce bir tür abdest alındı. Erkekler giriş katında, kadınlar başları örtülü olarak bir üst katta, çocuklar da üçüncü katta ibadet ettiler. Ellerinde dua kitapları da vardı. Din adamları olan “Hazan” yönetiminde hem İbranice hem Rusça hem de Karayca dualar edildi. Ancak, Karayca bölümler sadece ezberlenmiş olan, anlamı hatırlanmayan dualardı (syf. 15-19).

Yukarıda verilen tüm bu bilgiler Karayların hem dini kâideleri hem de kültürlerinin vazgeçilmez yapı taşlarıdır. Gülsevin’in aktarmış olduğu gözlemleri, Karay kültürünün ne kadar köklü ve çeşitli olduğunu tanıtmıştır.

Kowalski, incelemiş olduğumuz eserinde Karayların kültüründen ve dininden bahsederken şu ifadelere yer vermiştir (1929):

Karay yerleşkerinden en zayıf koloni Luck’ dur ve hemen hemen hepsi ölmüştür. Luck’ da yaşayanların ibadetleri artık en aza inmiş ve genç topluluk kendi dilini konuşmaktan uzaklaşmıştır. Halicz’ de ise yine çok az insan olmasına rağmen örf ve âdetler çok yoğun devam etmektedir. Bunun sebebi Halicz’de yaşayanların tapınaklarına yakın yerleşkelere sahip olmasıdır. Kırım’ da batıda bulunan Karaylardan daha fazla Karay bulunmakta ve bunların arasında Türkçe konuşanlarına da rastlanmaktadır. Kırım Karayların örf ve âdetleri, dilleri farklılaştığı için Karaimler arasında çok güçlü bir farklılık olmuştur.

Karaylarda yemek çeşitleri, tarım, ziraatçılık, hayvancılık, ticaret ve sanat ile geçinenler için aynı değerlere sahiptir. Karayların yemek kültürleri Türk yemek kültürünün izlerini taşımaktadır. Türk boyları ile aynı özelliği taşımasının yanı sıra olmayan yemek çeşitlerine de sahiptirler. Çoğunlukla et yemekleri tüketilen bu toplumda diğer Türk boyları gibi asla domuz eti yenmez.

Karaylarda aile kurma törenleri önemli olduğu kadar eş seçme konusunda ailenin onayı yani bugün kullandığımız şekliyle görücü usulü evlenme de önemlidir. Gösterişli düğünler yapılmakta ve erkekler çok eşli olabilmektedir.

(21)

7

Çok eşlilik XX. yy’da devam etmesine rağmen gerekli durumlar hariç görülmemektedir. Çocukların sünnet töreni ise doğduktan sekiz gün sonra yapılmaktadır.

Karaylarda cemaat içinde birisi öldüğü zaman, arkadaşları veya özel olarak görevlendirilen bir kişi aileleri dolaşarak bu haberi duyurur. Duyurma işlemini yapan kişi eve girdiği zaman sağbolsun der ve dostlar sağbolsun karşılığını alır. Sonra da ölüm haberini verir. Ölenin akrabaları cesede dokunmazlar. Bu ölüm töreni için kabariler olarak adlandırılan özel görevli kişiler vardır. Cenazeye iki erkek ve iki kadın hizmet eder.

Karaimler 8. yy da Doğuda bulunan Chafifenreichs zamanında oluşan ve sadece Yahudilerin mezhebi olan İncile inanırlar, geri kalan hiçbir şeyi kabul etmezler. Günlük hayatta dinlerini kendi alışkanlıkları haline getirmişlerdir. Farklılıkları tapınak, ayin ve dua ediş biçimleri olarak dikkat çekmektedir. (Kowalski, 1929). Bu da onların din ile farklılaşan kültürlerini açıklamaktadır.

Son olarak da Karayların maddi kültür unsurlarından en dikkate değer olanı şettarlardır. En eski Antlaşmanın 1400 yılına ait olduğu bilinmektedir. Kezleve’de, Karay Bitikliği kütüphanesinde, 1930’da, 1730–1919 seneleri arasında yapılan 35 anlaşma vardır (Doğruer, 2007, s. 58-64).

1.4. KARAY EDEBİYATI

Milyonlarca kişinin konuştuğu Türk dilinin bazı lehçeleri yazı dili olarak kullanılmaktadır. Varlığını bir devlet adı altında sürdüren milletlerin lehçelerden doğan yazı dili devam eder. Fakat kaybolmaya yüz tutmuş milletler ve bir yazı dili olmamış lehçeler tarihin tozlu sayfalarına gömülmekle karşı karşıya gelmiştir. Devamlılığı olan milletlerin dilleri sürdüğü gibi edebiyatları da sürecektir. Fakat Karayca gibi arka plana itilmiş dillerin edebiyatları da dilleri de gün yüzüne çıkamayacaktır.

Kowalski genel hatlarıyla Karay edebiyatından bahsederken şu araştırmalara yer vermiştir (1929):

Polonya Karaimcesinin gerçek edebi dili İbranice, uzun zamandır Leşon Kodeşlilerin kutsal dili olmuştur. Bu nedenle, edebiyat ürünlerinin çoğunluğu İbranice üslupta yazılmıştır, İbranice’nin temel bilgileri daima daha az öğrenilmiştir. Ama kutsal bir metin ortaya çıkarılmış ve yaygınlaştırılmıştır hem de başka kutsal eserlerin Karaimce-Türkçe çevirilerinin olduğu çevrede. Bu saatten sonra Karaimce,

(22)

yardımcı dil olarak kabul edilmiştir. Karaim edebiyatında öncelikle dini içerikli çeviriler yayıldı ve bu şekilde devam etti. İlk olarak İncil kanonları Karaimceye taşınmıştır ve şimdi de konuşma yolunda devam etmektedir. Fakat bunun gerçek bir geleneği yoktur, aksine birçok yönleri vardır. Karaim edebiyatında, kutsal metnin anlaşılması ve açıklanmasında büyük bir özgürlük hâkim olmuştur. Çünkü her öğrenci kendinden öncekilerden bağımsız çeviriler yapmıştır. Sadece bir koloninin kendi geleneği vardır. Sözlü gelenek ise arada sırada yazınsal olarak aktarılarak sabit kılınmaya çalışıldı.

Karaim topluluklarında ve ailelerinde Karaimce İncil textleri, Karaimce tercümelerin el yazmaları vardır ve tarihleri çoğunlukla erken zamanlıdır yani daha çok yenilerdir. Gördüklerimden en eskisi 18. yy’ ın ilk yarısına gelir. Görünüşe göre hala eski kodekler savaş olayları, konflagrasyonlar tarafından yetersiz koruma altındadır. Bu konuyla ilgili sorularımdan sonra, hâla kullanımda olan el yazması hemen hemen bütün Eski Ahit’te kanonun aşkı oluyor. Bütün bu yazılar İbranice harflerle yazılmıştır. Şimdiye kadar sadece yaradılış ve iş kitabı basıldı. İş kitabının yeni bir çevirisi dışında, metinlerim “Şarkıların Şarkısı”nı da içerir.

Karaylarla ilgili çalışmalar XVII. yy’da başlamış olsa da bu çalışmalar onların dilleri ile değil dinleri ile ilgilidir (Gülsevin, 2016, s. 281).

Fakat Zajackowski’ nin “Karaim Edebiyatı” adlı yazısından edinilen bilgilere göre başlangıçta Karay yazını dini edebiyat kavramı ile aynı anlamda kullanılmış daha sonra X. yy’da da Karay yazarı El-Kirkisâni milli ibadet dili prensibi ile Tevrat’ın Karay Türkçesine çevirilerini yaparak, Karay yazınının başlangıcına adım teşkil etmiştir. Bu tercümelerin dili Codex Cumanicus’un dili ile oldukça benzeşmektedir (Doğruer, 2007: 51).

Karay Türkçesi ilk Tevrat tercümesi 1832-1835 yılları arasında İstanbul’da, ikinci baskısı 1848 yılında Gözleve’de yapılmıştır. Tevrat’ın sadece Tekvin kısmının Karay Türkçesine tercümesi üçüncü kez 1889 yılında Wilno’da gerçekleştirilmiştir (Doğruer, 2007, s. 51). Karayların dinî olmayan edebi ürünleri ancak XIX. yy’ın ikinci yarısında yayınlanabilmiştir.

1528-1529 tarihleri arasında Venedik’te İbranice basılan bir Karay din kitabında, Karay Türkçesi’nin Kırım ağzı ile yazılmış bir ilahi yer almaktadır. 1731’de Kırım’ın Bahçesaray şehrinde ilk Karay matbaası açılır ve bu matbaada Mekabbeç adı verilen din kitapları ile bazı ilahiler basılır (Gökçe, 2002, s. 6). P. Malecki, Troki ağzında tövbe ilahilerini, Sarmavları Kutulma Yazıxlardan adlı eserinde bir araya getirmiştir. A. Markowicz’in 1930’lu yıllarda yayınladığı Karay Awazı adlı derginin, Karay kültürüne büyük katkısı olmuştur. Karay halk edebiyatına ait anonim ürünlerin yer aldığı ve Karaycada “mecmua” adı verilen defterler vardır. Bunlarda atasözleri, deyimler, bilmeceler, masallar, sekirme yoraları yer alır. Bu mecmualar, W. Radloff tarafından Türk Halk Edebiyatı

(23)

9

Örnekleri(Proben)’in 7. cildinde yayınlanmıştır. T. Kowalski, derlediği metinleri Karaimiche Texte im Dialect von Troki adıyla yayınlamıştır (Gülsevin, 2016, s. 282). XVIII. yy’da Kudüs’ te Anan ben David devrinden kalma bir mabedin yeniden inşası için yolculuklara çıkmış olan Josef ben Jesua bu seyehati esnasında yaşadığı zorlukları anlatan Karanğı Bulut adlı şiir kitabının yanı sıra, Biylar biyi nek çıdeysın şiirinde, Wolhynien’de bulunan Karayların çaresiz durumunu anlatan eserleriyle tanınır (Gökçe, 2000, s. 29).

İbranice dualar ve dinsel içerikli şarkılar, İncil metinleri üzerinden Batı Karaime çevrildi. Bu çeviriler genellikle el yazması ve tek yaprak halinde bulunduğu için kaybolmuştur bu yüzden konuşma yoluyla aktarılmaya çalışılmıştır. Şimdiye kadar 25 bölgeden bir koleksiyon 1985 yılında Wilno’da basılmıştır. 1900 yılında da Wilno’ da Oster Hagga bir çeviri ortaya koymuştur (Kowalski, 1929).

Emine Atmaca’ nın 2016’da yayınlamış olduğu “Vilnius Üniversitesi Merkez Kütüphanesi’ndeki Karaim Türkleri Koleksiyonu” adlı makalesinde Karaylara ait edebiyat örneklerini kendi incelemeleri ile aktarmıştır (2016):

Vilnius Üniversitesi Merkez Kütüphanesi’nde Karaim Türkleri Koleksiyonları yer almaktadır. Birinci koleksiyon daha önce Muhammed Çitgez ve Özgür Aslankılıç tarafından 05-08 Nisan 2010 tarihinde Bilecik’te düzenlenen “Uluslar arası Karay Çalışmaları Sempozyumu”nda bildiri olarak sunulmuş; ancak çoğu Litvanca, Fransızca, Lehçe ve Rusça olan bu kaynaklar Türkiye Türkçesine çevrilmemiş ve koleksiyon hakkında herhangi bir açıklama yapılmamıştır. 2012-2013 Türkoloji Projesi kapsamında Yunus Emre Enstitisü tarafından Litvanya Vilnius Üniversitesi’ne görevlendirildikten sonra Vilnius Üniversitesi Merkez Kütüphanesi’nde ve Oryantalistik Bölümü’nün Kütüphanesi’ndeki Litvanya Tatar ve Karaim Türklerine ait dil ve folklor malzemeleri tarafımızdan tespit edilmiştir. İkinci koleksiyon ise tamamen Rusça hazırlanmıştır ve eserlerin tamamı el yazmasıdır. Fakat 22-23-24 ve 25. maddeleri hariç (syf. 156).

Karay edebiyatında; masal, hikaye, şarkı ve türkülere baktığımızda çoğu kez yiğit, gürbüz pehlivanlar öğülür ve onların Türük adlı yedi başlı ejderhaya karşı savaşları anlatılır. Karay edebiyatının başlangıç dönemleri, Avrupa özellikle Polonya kökenli edebî eserlerin Karay Türkçesine çevirisiyle başlamıştır. Ünlü Kim Sımarlansa şiiri XVII.yy’a ait kafiyeli bir çeviridir ve Polonyalı şair Jan Kochanowski tarafından Zebur’un 91. Mezmununun şiire uyarlanması ile yazılmıştır (Gökçe, 2000, s. 25).

Faruk Gökçe, 2000 yılında yayınlamış olduğu “Karay Türkçesinin Fonetiği” adlı yüksek lisans tezinde Karay edebiyatının ünlü temsilcilerini şu şekilde sıralamıştır (2000):

(24)

Karay edebiyatının önemli temsilcilerinden biri de Saymon Kobecki’dir. 1904 yılında Rusça yayımlanan Grazdanka yazsısında daha sonra Kowalski tarafından yayımlanacak olan Irları (Şiirler) yer almıştır. Gençliğinde sayısız komediler yazan Kobecki’nin Menaggen (Haylaz) ve Suvarlik başatet bar yazıxlarnı (Sevhi bütün günahları unutturur) adlı oyunları Troki’de amatör tiyatroda sahnelenmiştir. Bu oyunlar şu an sadece yaşlı kuşağın hafızasından öteye geçememektedir. Nowackiye ait olan 1905 yılında yazılmış bir diğer tiyatro eseri de Aziz İnamlı adını taşır. Bu eserde gerçek yaşama yakın edebi dil kullanılmış ve ilk defa bir drama uygulanmıştır. Karay edebiyatında şiir, balad ve piyes yazarlığıyla tanınan diğer bir isim de Yokubas Malecki’dir. Karay Awazı, Onarmax, Karaimskoe Jızn,

Karaimskoe Slovo, Mysl Karaimska da bu döneme ait yazın hayatına önemli

katkıları olan dergilerdir (syf. 29-33).

Günümüz araştırmacılarına kaynaklık etmesi ve eserlerin okunabilmesi için N. A. Baskakov A. Zajaczkowski ve S. Şapşal tarafından Karayca-Rusça-Polca sözlük hazırlanmıştır (Gülsevin, 2016, s. 282).

Karay edebiyatında ortaya koyulan eserlerde yaşamış kişilerin ölüm tarihleri tespit edilebilir. Bunu yaparken de Karayların en çok sevdikleri ağıtlardan yararlanılır.

1.5. KARAY TÜRKÇESİ

Dünya dilleri birbiriyle resmi, kültürel veya sosyal bir amaç dahilinde sözlü ya da yazılı bir biçimde sürekli ilişki içindedir (Yıldız, 2009, s. 611). Bu ilişkiler diller arasında kelime geçişlerine sahip olabiceği gibi köken bakımından da birbirlerinin yansımaları olabilir. Ancak bazı kelimeler aynı kökten gelmelerine, benzer ya da aynı seslerle ifade edilip yazılmalarına ramen kullanıldıı lehçeye göre farklı anlamları karşılıyor olabilirler (Yıldız, 2009, s. 611). Karayca da diğer diller gibi başka dillerden birçok kelime almıştır. Karaycanın her üç diyalektinde ortak kullanılan alıntı kelimelerin sayısı az olmakla birlikte ortak kelimelerin Arapça, Farsça, İbranice ve Rusçadan alınan kelimeler olduğu görülmektedir. Alıntı kelimeler, kullanım sıklığına göre (çoktan aza doğru) sırasıyla Arapça, İbranice, Farsça ve Rusça şeklinde tespit edilmiştir (Öztürk, 2015, s. 160).

Kowalski, Batı Karaim dilinden bahsederken yaptığı araştırmlara dayandırarak şu ifadelere yer vermiştir (1929):

Batı Karaim köken olarak sadık Türk dilinden kaynağını alır. Hem kilise hem de özel yaşamda bu özellik aynıdır. Büyük Türk dili ailesinin hem Batıdan hem de Kuzeybatıdan öncü yedeğidir. Bu nedenle 18.yy’ da kuzeybatıya doğru en uzak olan, büyük Türk dil ailesinin ileri düzeydeki temsilcileri, hatta batıda yaşayanlar, daha sonraları dil akrabası olan Kuman ve Macaristan çevresinde yükselmişlerdir.

(25)

11

Türkologlar tarafından Kıpçakçanın bir kolu olarak Batı veya Kuzeybatı ya da Karadeniz-Hazar çevresi Türk lehçeleri arasında gösterilen Karayca, aslen Kırım bölgesinde şekillenmiş olmakla birlikte, farklı 3 bölgede nispeten farklılaşmış 3 ağza ayrılmıştır (Gülsevin, 2016, s. 19-20 ).

Kowalski, Karayların yavaş yavaş Kırım Tatarcasından etkilendiğini bir taraftan da Osmanlı Türkçesi yazı dilinin kuvvetli bir etkisi olduğunu belirtmiştir (Kowalski, 1929). Biz de yaptığımız araştırma ve incelemede, Kırım Karaycası ile yazılan metinde kullanılan kelimelerinin günümüz Karaycasına yakın olduğunu saptamıştık.

Karayca üç ayrı ağızda teşekkül etmiştir. Troki ağzı, Haliç-Lutsk ağzı, Kırım ağzı. Bu üç ağız arasında bazı farklar vardır. Gülsevin, Troki ağzını Karayca’nın esas dili olarak kabul eder. Bunun sebebini eski yazmalar ve edebî metinlerin Troki ağzı ile yazılmasına bağlar. Kırım ağzı, zamanla Kırım Tatarcası içinde asimile olmuştur. Kırım ağzının edebî ürünleri, Troki ağzıyla yazıya geçirilmiştir (Gülsevin, 2016, s. 20).

Kowalski yapmış olduğu araştırmalara göre Polonyalılar ve Ruslar’ın geçmişlerinin bu dil olmasına rağmen bilmediklerini vurgulamıştır (Kowalski, 1929).

Musayev, Gökçe, Tekin, Dubinski Troki ve Haliç-Lutsk ağzı arasındaki farkları ortaya koymuşlardır.

1.5.1. Haliç-Lutsk Ağzı İle Troki Ağzı Arasındaki Ses Farklılıkları

Türk dillerinde vokallerin değişmeleri gerek bir ayırış esasına göre (yükselme, incelme veya dudaksıllaşma), gerek iki ayırış esasına göre (yükselme ve dudaksıllaşma, yükselme ve incelme, dudaksıllaşma ve incelme), gerekse daha seyrek rastlanan üç ayırış esasına göre (yükselme, dudaksıllaşma ve incelme, yükselme, düzleşme ve incelme, yükselme, dudaksıllaşma ve kalınlaşma, yükselme, düzleşme ve kalınlaşma) tasnif edilebilir (Baskakov, 1963, s. 33). Karay ağızlarındaki ses farklılıkları aşağıdaki tabloda gösterilmiştir:

Tablo 1. Karay Ağızları Arasındaki Ses Farklılıkları

Troki Haliç-Lutsk

ö-e değişimi öl- el-

ü-i değişimi tüvül- tivil-

(26)

(kelime içinde) e-ä değişimi (eklerde)

kelgänlär kelgenler

ç-ts değişimi kamçu kamtsu

c-dz değişimi can dzan

ş-s değişimi (kelime içinde ve sonunda) kümüş eşik kimiş esik

v-w değişimi uvul uwul

Troki ağzında arka damak k’sı sızmalı gırtlak sesi x’ya, Haliç ağzında genellikle orta damak k’sine dönüşür. (kelime içinde ve sonunda) barmax barmak

nl-ll değişimi enli elli

ti-ki değişimi tiri kiri

dI-gI değişimi keldi kelgi

nazal n sesi Troki ağzında y, Haliç ağzında y’ye dönüşür.

maya mana

1.5.2. Haliç-Lutsk Ağzı İle Troki Ağzı Arasında Söz Varlığındaki Farklılıklar Tablo 2. Karay Ağızları Arasındaki Leksik Farklılıklar

Troki Haliç-Lutsk

Bazı kavramlar iki ağızda farklı kullanımlara sahiptir.

inek sıyır inek inäk

Bazı kelimeler iki ağızda farklı kullanımlara sahiptir. sekirmäk sekirmek dans sekirmäk sekirmek sıçrama Bazı kelimelere tek bir ağızda

rastlanır. maxram a ölmüş bir kadının yüzüne örtülen örtü bilg i nişanlıya verilen hediye

Yukarıda verilen tablolar Selma Gülsevin’in Karay Türkleri’nin Dili adlı kitaptan faydalanılarak yapılmıştır.

(27)

13

1.5.3. Karayların Alfabeleri

Karayca metinler çoğunlukla dîni içerikli olup bu metinler İbrâni alfabesi ile yazılmıştır. Bunun yanı sıra Kiril alfabesi, Litvan ve leh kaynaklı latin alfabeleri de bu alfabeler arasında yer alır.

Bugün Litvanya’da Troki ağzına dayanan Karayca eserler yayınlanmaktadır. Sovyetler birliği döneminde basılmış Karayca metinlerde Kiril harfleri kullanılmıştır (Gülsevin, 2016, s. 24 ).

1.5.4. Karay Türkçesinin Dil Özellikleri 1.5.4.1. Ses Bilgisi

1.5.4.1.1. Ünlüler

Karay Türkçesindeki ünlüler ve bu ünlülerin nitelikleri, Halicz-Luck ile troki ağızlarında Orta Türkçeye göre farklı gelişimler göstermektedirler. Halicz-Luck ağzında Rusçanın da etkisiyle kurallı olarak ö>e ve ü>i değişimleri meydana gelmiş, Troki ağzında normalde boğumlanma noktaları önde olan ünlülerin, boğumlanma noktalarının arka sıraya kayarak ince ünsüzlerle hece kurması sonucunda, ünlü uyumu bozulmuş yerini ünsüz uyumu almıştır. Damaksıl ünlüler Karay Türkçesinin imlâsında, gerek Lâtin, gerek Kiril esaslı alfabelerde farklı şekillerde gösterilmiştir (Gökçe, 2000, s. 41).

a ünlüsü:

Kalın, düz, geniş bir ünlüdür. Bu ünlü telaffuz edilirken, dil biraz arkaya çekilmekte, dilin ucu alt ön dişlere yaklaşmaktadır (Gökçe, 2000, s. 42). a ünlüsü kelime başında hiçbir değişikliğe uğramadan korunmuş kelime içinde ise ufak bir değişikliğe uğramıştır; aytınmax ‘itiraf’; maşalları; meselleri.

e ünlüsü:

Boğumlanma noktası i ile ä arasında bulunan kapalı e sesidir. Genellikle ilk hecelerde olur; elinin ‘halkının’; menim ‘benim’; eçkü ‘keçi’(Gülsevin, 2016, s. 33).

ä ünlüsü:

İnce, düz, geniş bir dil-damak ünlüsüdür. Bu ünlü Türk lehçelerinden; Azeri, Türkmen, Uygur, Tatar, Başkurt, Kazak, Gagavuz Türkçeleriyle bazı Özbek ağızlarında görülen “a-e” arası bir ünlüdür. Kelime başında bulunmaz.

(28)

Kowalski açık /ä/ ünlüsünün sadece vurgusuz hecelerde ortaya çıktığını tespit etmektedir; ürägimnin ‘yüreğimin’; dädä ‘amca’ (Gökçe, 2000, s. 43).

ı ünlüsü:

Art, dar, düz bir sestir; yızları ‘izleri’; saruvlarımnı ‘emirlerimi’ (Gülsevin, 2016, s. 33).

i ünlüsü:

Ön, dar, düz bir sestir; biyliknin ‘devletin’; tirliknin ‘hayatın’ (Gülsevin, 2016, s. 33).

o ünlüsü:

Kalın, yarı geniş, yuvarlak bir dudak ünlüsüdür. Türkçe kelimelerde ilk hecenin dışında kullanılmaz. O.T. “o” sesi K.T. “u” sesi ile değişir. Bu karakteristik bir özelliktir. Karay Türkçesinin her iki ağzının da bu değişime uydukları görülmektedir; ortu ‘orta’; ot ‘ot; ateş’; otun ‘odun’; sogı-‘soğumak’ (Gökçe, 2000, s. 47).

ö ünlüsü:

Yarı geniş, yuvarlak, ince bir dudak ünlüsüdür (Gökçe, 2000, s. 49). Kimi metinlerde kapalı e kimi metinlerde io arası bir ses olarak görülür; ölümgä ‘ölüme’; söznün ‘sözün’.

u ünlüsü:

T.T.’ nde bulunan u ünlüsü gibidir (Gökçe, 2000, s. 56). Art, dar, yuvarlak bir sestir uç- ‘uçmak’; boguz ‘boğaz’; xayıfsunğun ‘merhamet et’ (Gülsevin, 2016, s. 33).

ü ünlüsü:

Ön, dar, yuvarlak bir sestir; üvünün ‘evinin’; tülpan ‘lale’ (Gülsevin, 2016, s. 33).

Tablo 3. Ünlülerin Nitelikleri

DÜZ YUVARLAK

Geniş Dar Geniş Dar Kalın a ı (y, ḯ) o u

İnce e, ä i ö ü

Bu olay Karay Türkçesinin her iki ağzında da bu şekilde görülmektedir. Çünkü bu ağızlarda ünlüler değil ünsüzler değişim göstermektedir. bu belirtmiş

(29)

15

olduğumuz yargıyı yukarıda belirtmiş olduğumuz ses farklılıkları ve söz farklılıkları kısmından inceleyebilirsiniz.

1.5.4.1.2. Ünlü Uyumları

Türkçe kelimelerde, kelimenin ilk hecesinde kalın bir ünlü varsa, diğer hecelerde de ince ünlü bulunmasına kalınlık-incelik ya da büyük ünlü uyumu denir. Karay Türkçesinde, Türkçe kelimelerin bu kurala büyük ölçüde uydukları görülür. Troki ağzında şimdiki zaman kipinin çekiminde, ekleşmiş şahıs zamirlerinin, eski Kıpçakçaya göre ilerleyici ünlü benzeşmesi yoluyla kalınlık-incelik uyumuna girdiği, Halicz-Luck ağzında ise uyum dışı kaldığı görülmektedir (Gökçe, 2000, s. 60).

Haliç: basında, bermebiz, kaytaramen, artabiz

Troki: tenrimiznin, sımarladı, kutxarmammın, yalbarabız

Karay Türkçesinin her iki ağzında da ağırlıklı olarak Arap, Fars, İbranî ve Rus dillerinden alınma kelimelerin sayısı hayli fazladır. Alınma kelimelerde genel olarak kelimelerin aslına bağlı kalındığı görülse de yer yer ilerleyici ve gerileyici ünlü benzeşmeleriyle uyum aykırılığının ortadan kaldırıldığı görülmektedir (Gökçe, 2000,s. 64).

1.5.4.1.2.1. Damak Uyumu (Önlük Artlık Uyumu)2

Türkçe bir kelimenin ilk hecesinde art sıradan ünlü varsa kelimenin diğer hecelerinde de art sıradan ünlüler, ilk hecesinde ön sıradan bir ünlü varsa kelimenin diğer hecelerinde de diğer sıradan ünlüler bulunur. Önlük-artlık uyumu Karayca’da büyük ölçüde korunmuştur: özüydän ‘kendinden’, ulanlarımıznı ‘çocuklarımızı’.

Damak Uyumuna Aykırı Kullanımlar

1) İlk ünsüzü y olan ekler a ünlüsü ile biten kelimelere eklendiklerinde, kelimenin son ünlüsü olan a sesini ä haline getirmektedir. Bazen de, bünyesinde y ünsüzü bulunan ekler ünlü uyumunun dışında kalarak sadece ä ünlüsü barındırmaktadırlar. Ünlü uyumu y sesinin yanında incelme yönünde bozulduğu bu durumlarda ünlü uyumunu bozan äy sesi grubundan sonra gelen heceler

2 ‘Damak Uyumu’ adlı başlıktan ‘ses olayları’ adlı başlığa kadar ele alınan bölümde Selma

(30)

kelimenin kök ya da tabanındaki art sıradan ünlülere uyarak devam eder: tuysäydıyız; kalträydırlar.

2) Şimdiki zaman eki, ünlü ile biten kelimelere /–y/ şeklinde gelir. Eğer kelimenin sonundaki ünlü /a sesi ise, şimdiki zaman eki olan /y/ sesi inceltici etki yaparak /ä/ haline getirir: sanäym; aşäyt.

3) İkinci teklik şahıs iyelik eki olan /y/ (< ŋ), eklendiği kelimenin sonunda /a/ sesi varsa onu /ä/ haline getirir. Şart çekiminde ikinci teklik şahıs için kullanılan /y/ (<ŋ) sesi, ekin /a/ ünlüsünü /ä/ yapar: anäy; atäy.

4) Şart çekimindeki ikinci teklik şahıs için kullanılan /y (<ŋ) sesi, eklendiği kelimenin sonunda /a/ sesi varsa onu /ä/ hâline getirir: astrasäy; çağırsäy; sorsäy; tuysäydıyız.

5) -adoğan/-ädoğan morfeminin başında bulunan zarf fiil eki ünlü ile biten fillere eklenirken –ydoğan şekline girer. Buradaki /y/ sesi kelimenin sonundaki /a/ ünlüsünü incelterek /ä/ haline sokar: tınläydoğon; toxtäydoğon; kaynäydoğon. 6) Yapısında /y bulunan +läy eki her şartta /ä/ ünlüsü ile kalıplaşmıştır. Bu yüzden, art sıradan ünlülü kök ve tabanlara geldiğinde de +läy şeklinde olduğu için ünlü uyumunu bozar: buläy; bağatirläy.

7) Bünyesinde /y sesi bulunan /–ğäy/ /-ğay/ /-xäy/ /-xay/ eki ünlü uyumuna uyduğu halde bazı örneklerde art sıradan ünlülü kök ve tabanlara bile –ğay şeklinde gelebilmektedir: tutmağäylar; yalbarğäy.

8) +çäx eki sadece ön sıradan ünlülü olarak kullanıldığı için ünlü uyumuna aykırı örnekleri vardır: sığıççäx; yırçäx; ançäx.

9) Vasıta durumu /+bä /+ba morfemi “kiyovbä” örneğinde kelimenin son hecesine uymamıştır.

10) Aslında birleşik bir fiil olan yeterlilik fiili, ünlü ile biten fiillerde sadece-yal- şeklinde kullanılmaktadır: Tüzüyalmägeydim; töläyalmiydoğondır

11) Genelde ünlü uyumuna uydukları hâlde, bazı durumlarda uyum dışı kullanılmış olan başka eklerde vardır: yuzün; közüya; körmiydirlar.

(31)

Alıntı Kelimelerde Damak Uyumu

1) Arapça ve Farsça alıntı kelimelerin bazıları ilerleyici ve gerileyici benzetmelerle önük-artlık uyumuna sokulmuştur: baxça < Far. bağçe: xabar < Ar. haber.

2) İbranice, Rusçadan vb. alınan kelimeler genellikle asli şekillerini korumuştur. Dolayısıyla ünlü uyumuna uymayanları vardır: valüta < Rus.; täläviziya < Rus.; alhem < İbr. Debexa < İbr.

1.5.4.1.2.2. Dudak Uyumu (Düzlük-Yuvarlaklık Uyumu)

Türkçe bir kelimenin ilk hecesinde düz ünlü varsa takip eden hecelerin ünlüleri de düz olur. İlk hecede yuvarlak bir ünlü varsa takip eden hecede düz-geniş veya dar- yuvarlak bir ünlü bulunur.

Karaycada dudak uyumu da vardır, ancak damak uyumu kadar kuvvetli değildir: boluşluğuba; eşitkin; ortamızda.

Dudak Uyumuna Aykırı Kullanımlar

Dudak ünsüzlerinin etkisiyle düz ünlüler yuvarlaklaşabilir (dudaklılaşabilir): 1) v (<<g) ünsüzünden kaynaklanan dudaklılaşmalar: avuz<< agız; avurrax<< agırrak.

2) m ünsüzünden kaynaklanan dudaklılaşmalar: kamçu

3) b (< p) ünsüzünden kaynaklanan dudaklılaşmalar: tabu; kabun-

4) /y/ ünsüzünün etkisiyle kelime sonundaki geniş ünlüler daralabilir. Bu tür kelimelerin önceki hecesi, eğer dudak ünlüsü ise uyum bozulmuş olur: körmiydirläar.

5) Tüm bunların yanı sıra bazı eklerde de dudak uyumuna aykırılıklar gözükmektedir: çox; dogon; ov; ovlan.

6) Karay Türkçesinde yer yer geniş ünlülerin darlaştığı, dar ünlülerin genişlediği, düz ünlülerin yuvarlaklaştığı, kalın ünlülerin inceldiği ve ince ünlülerin kalınlaştığı kelimeler görülür. Bu kelimeler bazen iki ağız arasında görüldüğü gibi tek bir ağız içinde de görülebilir: yiwretkiydi < yiwretkeydi, oyunçox < oyunçux,

sunduk (T) < sandûk (Ar.), tuvdursey < tuvdursay, xamila (T) → xamila (H) → hamile (Ar.)

(32)

1.5.4.1.3. Ünlülerde Görülen Ses Olayları 1.5.4.1.3.1. Ünlü Düşmesi

karvaş < karavaş yanğıy < yanğı+ay

klägeydim < klägey edim sozlamiydirlar < sozlämäyädirlär

/ı/ ünlüsü Troki ağzında genellikle orta hece düşmesine; Halicz-Luck ağzında ise sık sık bildirme eki ve görülen geçmiş zaman ekinin ünlüsü durumundayken düşer: yeber- (T) yeber- (H) ıyaber- (OTü.); yiraklandlar < yiraklandılar aytad < aytadır; ekside < ekiside; oynaredler < oynarediler; buyurdlar < buyurdular; ornun < orunun; köpsü < köpüsü; çüvra < çevüra

1.5.4.1.3.2. Ünlü Türemesi

şahar < şehr (Far.); xayıf < hayf; akıl < akl (Ar.); resim < resm (Ar.); xucura < hucre (Ar.); ömür < umr (Ar.)

1.5.4.1.3.3. Ünlü Birleşmesi

tabalı < tapa alır; tabalmaslar < tapa almazlar; touduralmassın < toydura almazsın

1.5.4.1.4. Ünsüzler

Ünsüzler soluğun ses yolunda bir engelle karşılaşmasıyla çıkan seslerdir. Karay Türkçesi üzerine yapılan çalışmalarda, araştırmacıların ünsüzlerin sayısı üzerine bir birlikteliğe varmadıkları görülmektedir.

Troki ağzındaki ünsüzlere bakacak olursak; bu ağız üzerine ilk çalışmaları yapan Kowalski, Troki ağzında 24 ünsüz tespit etmiştir. Pritsak 24 ünsüz olduğunu belirtmiştir. Bu sesler arasına her iki araştırmacı da /w/ ünsüzünü kabul etmiş fakat /ts/ ünsüzüne yer vermemişlerdir. Firkoviçius tarafından çıkarılan gramerde, bu ağız için 22 ünsüz tespit edilmiştir. Firkoviçius ise diğerlerinden farklı olarak /ŋ ve dz/ sesine yer vermemiştir. Halicz- Luck ağzında ise ünsüzler değişkenlik göstermektedir. Musayev, bu ağızda 21 ünsüzün varlığını tespit etmiştir. Pritsak da 21 ünsüzden söz etmekte fakat Musayev’ den farklı olarak /ŋ/ ünsüzünün kullanıldığını, buna karşın /h/ ünsüzünün yer almadığını söylemektedir (Gökçe, 2000, s. 75).

Karay Türkçesinde ünsüzlerin çok fazla değişkenlik göstermesini henüz edebî dil haline gelememesine ve çok fazla başka dillerin etkisi altında kalmasına, etkisi

(33)

19

altında kaldığı bu dillerin ünsüzlerini kendi alfabelerine alıp almamaları konusunda yaşadıkları kararsızlığa bağlayabiliriz. Öyle ki bu sebep ağız farklılıklarından da ortaya çıkmış olabilir. Türkologlar Karayca metinler üzerine yaptıkları çalışmalarda ünsüz konusunda bir bütünlüğe varamamışlardır. Bu sebeple belki de bir eserin farklı kişilerce ünsüz değişiklikleri ile yani farklılıklarla okunduğunu görmek mümkün olabilir.

Tablo 4. Karay Ağızlarında Ünsüzler

Troki ağzındaki ünsüzler (25) b, c, ç, d, f, g, ğ, h, x, j, k, l, m, n, ŋ, p, r, s, ş, t, v, y, z, ts, tz

Halicz- Luck ağzındaki ünsüzler (21)

b, dz, ts, d, f, g, ğ, h, x, k, l, m, n, p, r, s, ş, t, w, y, z

Dudak Ünsüzleri

Çift dudak ünsüzleri: b, m, p, w Diş-dudak ünsüzleri: v. f Diş Ünsüzleri Diş: d, n, s, t, ts, z Diş-damak: c, ç, j, dz, ş Damak Ünsüzleri Ön damak Ünsüzleri: l, r, y, g, k Arka Damak Ünsüzleri: ġ (ğ), ḳ, x, ŋ

Bu ünsüzlerden /c/ ünsüzü troki ağzında mevcutken Halicz-Luck ağzında /dz/ ünsüzü ile değişmiştir. /ç/ ünsüzü Troki ağzında alıntı kelimelerin dışında korunurken, Hakicz-Luck ağzında Rusçanın etkisiyle /ts/ ünsüzüne değişmiştir. /ts/ ünsüzü için kimi zaman metinlerde /c/ ünsüzü kullanılmıştır. /ç/ ünsüzü Troki ağzı ile ilgili kimi metinlerde /çz/ işaretiyle karşılanmıştır. Karay Türkçesinde /h/ ünsüzünün varlığını ise sadece Musayev savunmaktadır. /x/ ünsüzü bazı Türkçe kelimelerde -ḳ-, -ḳ- > -x, -x- şeklinde görülmektedir. Bunun yanı sıra /j/ ünlüsü ise sadece alıntı kelimelerde karşımıza çıkar. /ŋ/ sadece Troki ağzında bulunan bir sestir. Karay Türkçesinin Panavey ağzında bu ünsüz /l/ ile değişebilmektedir (Gökçe, 2000).

(34)

1.5.4.1.5. Ünsüzlerde Görülen Ses Olayları 1.5.4.1.5.1. Ünsüz Düşmesi

Başta Ünsüz Düşmesi

/h/ ve /y/ harflerinde görülmektedir: igit < yigit; anuz < hanuz (Far.) (Gülsevin, 2016: 42).

İçte Ünsüz Düşmesi

Karay Tükçesinde, Oğuzca için karakteristik bir özellik olan /G/ ünsüzünün düşmesi olayı bazı kelimelerde düşme şeklinde olurken bazı kelimelerde /v/ ünsüzüne dönüşme şeklinde görülmektedir: uru < ugru; tamax < tamgak (Gülsevin, 2016, s. 42).

Sonda Ünsüz Düşmesi

/g/ ünsüzü kelime sonunda bazen düşer: sarı < sarıg; ullu< ulug (Gülsevin, 2016, s. 42).

Ekleşme Sürecinde Ünsüz Düşmesi

Sonu /k/ ile biten kelimeye /ç/ ile başlayan bir ek geldiğinde sondaki harfin düşmesi Türk dilinde görülen bir değişmedir. Bu olay Karaycada da aynı şekilde görülmektedir: balıçäx < balıkçäx (Gülsevin, 2016, s. 43).

1.5.4.1.5.2. Ünsüz Türemesi

t < Ø : çekirtkä < çekürge

v < Ø : tarazuv < terazu (Far.)

-k < Ø: kibik < kibi < kipi 1.5.4.1.5.3. Ünsüz Tekleşmesi

b < bb : çebäar < cabbar (Ar.)

n < nn : sünet < sunnet (Ar.)

r < rr : sırımı < sırr+ımı (Ar.)

v < vv : kuvat < kuvvet (Ar.) 1.5.4.1.5.4. Ünsüz İkizleşmesi

ss << s: issi < isig

(35)

21 1.5.4.1.5.5. Ünsüz Göçüşmesi lm < ml: çölmäk < çömläk mğ < ğm: yamğur < yağmur 1.5.4.1.5.6. Ünsüz Değişmeleri Tonlulaşma

Ses tellerinin ciğerlerden gelen havayı titreştirmesi ve ton vermemesi; ünsüzlerin boğumlanma sırasında titreşimlerini kaybederek, tonsuzluk niteliği kazanması olayıdır (Gökçe, 2000).

c > dz değişimi: Halicz-Luck ağzında kurallaşmıştır: dzomart (T) < cevan-merd (Far.).

f > v değişimi: Çok yaygın olmayan bir değişmedir: kevillen (T) – kefillen (Far.).

k > ğ değişimi: Genellikle kelime sonunda tonsuz ünsüzle biten kelimelere, ünlüyle başlayan eklerin gelmesiyle oluşur: ağaredler (T) < akar ediler (T).

k > g değişimi: birligimizni < birlikimizni; ölmagi < ölmäki.

p< b değişimi: Daha çok Türkçe kelimelerde, kelime sonundaki tonsuz ünsüzlerin, ünlüyle başlayan ekler alması sonucu oluşur: kebisi < köpüsü; tubu < tüpü.

s > z değişimi: almaz < elmas (Ar.). Tonsuzlaşma

b > f değişimi: giläf < gülâb (Far.)

b > p değişimi: taspol- < tasbol

c > ts değişimi: tsımat < cemaat (Far.)

d > t değişimi: Çoğunlukla alıntı kelimelerde görülür: şağat < sâyed (Far.).

ġ > k değişimi: kammazla < ġammâz.

ġ > x değişimi: baxça < baxtsa.

j > ç değişimi: açdağa < ajdarha (Far.).

z > s değişimi: sıncır < zencir (Far.); kormässin < körmäzsin. Sızıcılaşma

Patlayıcı ve akıcı ünzüzlerin çeşitli sebeplerle sızıcı ünsüz haline gelmesine sızıcılaşma denir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Dünya Ham Manyezit Üretimi (Bin ton, parça MgC(&gt;3) Ülke Avustralya Avusturya Brezilya Kanada Çin Çekoslovakya Yunanistan Hindistan K.Kore Nepal G.. Avrupa'nın en

The representation of acts of speech in novels is a significant method in literature, especially when depicting the discourse process between the characters of

Çal›flmada, yar›s› erkek, yar›s› kad›n olan de- neklere 48 saat arayla komik (King Pin) ve stresli bir filmden (Er Ryan’› Kurtarmak) se- çilen pasajlardan önce

Other tumors, even glioblastoma multiforme cell lines that exhibit radiation sensitivity in vitro, seem to be very resistant to radiation in vivo, thus suggest- ing

On December 1, 1556, Agostino Pinello Ardimenti, the doge of Genoa, wrote a letter to Sultan Süleyman (r. 1520-1566) expressing the desire of the Republic to gain his favor and

As a result, pertussis is a rare cause of secondary CNS, therefore edema or proteinuria, which can be detected in infants who are followed due to pertussis, should be stimu- lating

Herein, we report the case of a 27-year-old man who presented with symptoms of acute appendicitis and diagnosed to have approximately 30 cm-long small bowel

The rangeland condition in Kırşehir province was calculated and grouped as “fair” class (the total values of decreasers and increasers as 31.82%) based on plant species