İBN SİNA VE ELKİMY A
AHMED ATEŞ
MESELENİN BUGÜNKÜ HALİ
Cisimletin cevherlerinin veya onları birbirinden ayıran hususiy:tlerinin
değiş-tirilebileceğini, binnetice mesela bakır ve kalay gibi az kıymetli madenIerin altın ve gümüş gibi kıymetli madenIere kalbedilebileceğini iddia eden ve bunun yollarını
ara-yan elkimya '.ilmı, bir taraftan madenIerin havassı hakkında yaptığı araştırmalarla
bugünkü müsbet kimya ilminin esaslarını hazırladığı gibi, diğer taraftan da bir takım
şarlatahlıklara sebep olmuştur 1. Orta çağlarda, bu sahada eserleri bulunan Zosimos2,
Cabit b.I:IayYari 3, al-Razı 4, al-Macrltı 5 v. b. gibi müellifler arasında, bir de İslam
şarkın şüphesız 'en büyük feylesM ve alimi olan İbn Sina 'nın da adı geçmektedir 6.
Son zamanlara kadar, latince basılmış veya basılmamış elkimyaya dair bir kaç risale
onun ismine izafe edilmekte idi 7. Bir müddet evvel Hindistan ve Türkiye 'de bu
la-tince tercürirelere tekabül eden arapça nüshalar da ele geçmiştir 8.
Bu eserin arapça asılları bulunmadan evvel, ilim tarihiyle uğraşanlar, yalnız latince
tercemeleri malum olan bu i k s i r veya e 1k i my aya dair eserlerin hakikaten İbn
Sina 'ya ait olabilip olamıyacağı meselesini uzun uzun münakaşa etmişlerdir. Bunlar
1Bk. Adnan Adıvar, Tarih boyunca ilim ve din, İstanbul, 1944, c. I, s. 7iv. d.; P. Brunet ve A. Mieli,
Histoire des sciences, antiquite, Paris, 1935, s. 990 v. dd.
2 M. III. asrİn sonlarında, aşağı Mısır 'da; Panopolis şehrinde, yetişmiş olup, elkimya ve sihi~e dair
yunancaeserler bırakmıştır. Bilhassa elkimyaya dair 28 kitaptan ibaret bir nevi ansiklopedinin
müel-lifi olarak meşhurdur. Bk. AdnanAdıvar, mezkflr eser,c. I,
s.
70.; Y. Sarton, Introduction to the Historyrif Science,c. I, Baltimore, 1927, s. 339, diğer kaynaklar orada gösterilmiştir.
3IL/Yıl. asırda, Küfe 'de yetişmişolduğu söylenen belki efsanevi bir şahsiyet. Bununla beraber,
sihir, tılsımıar, elkimya ve tabiat ilimierine dair, başta Kitiib al-saıcın olmak üzere, pekçok eserler onun adına isnad edilmektedir. Ortaçağ garp eserlerinde adı Geber şeklinde geçmektedir. .Bk. Brockelmann,
CAL, c. I, s. 240 v. d.; Suppl. c. I, s. 426 v. d. d.; A. Adıvar, c. I, s. 86 v. d.; G. Sarton, c, I,S. 532V.
d.; A. Mieli, La science arabe, Leyden, 1939, s. 59 v. dd.
4, Garp ortaçağlarında Rhazes diye tanınan meşhur tabib, elkimyacı ve feylesuf Abü Bakr b .
. Zakariya ai-RazI (865/925 - 25i/3i3)' Bu güne kadar kısmen muhafaza edilmiş olan al-Ifiivı adlı
bü-yük tıbbi eserden başka, elkimy;ıya dair mesela Kitiib al-asiir, Kiıab al-mudiJal al-sallmı gibi eserlerin
müellifidir. 'Bk. Brockelmann, CAL, c. l,s, 233 v. dd; Suppl., c. I, s. 417 v. dd; D. Sarton, c.l, s. 609
v. d.; A. Adıvar, C. I, s. 87 v. d.; A. Mieli, s. 89 v. dd.
s Rutbat al-~aklm ve giiyat al-~aklm gibi sihir, tılsım ve elkimyaya dair pek meşhur eserlerin müellifi
olup, Kurtuba 'da doğmuş, 395/ıo04 - 398/1°°7 seneleri arasında ölmüştür, bk. Brockelmatın, CAL,
c. I, s. 243 v. d.; Suppl., c. I, s. 43ı v. dd. ;G. Sarton, c. I, s. 668 v. d.
6 37°/980 'de Buhara civarında, Afşana 'da,' doğmuş olup, 428/ıo37 'de Hemedan 'da ölmüş olan
büyük islam feylesufve tabibi. Bk. Brockelmann, CAL, c. I, s. 453 v.dd.; Suppl, c. I,S. 812,C. I, S. 812,
v. dd.; G. Sarton, c. 1,8. 709 v. dd.; Adnan Adıvar, C. I, s. 90 v. dd.; A. Mieli, S. 102 v. dd.; Hilmi
Ziya Ülken, Ibn Sina (Islam Ansiklopedisi 'ndeki madde).
7 Bunlar
J
Ruska, Die Alchemie des Avicenna, Isis, c. XXi, m. 60, 1934,S. 14-51 'de ve oradakayde-dilerı kaynaklarda gösterilmiştir.
AHMED ATEŞ
arasında, mesela K. Chr. Schmider, bu gibi eserlerin hiç bir yerde arapça asılları
~)1-madığı için, İbn Sina 'mn ol~)1-madığım, adı malum olmayan kimseler tarafından yazııi;p,
İbn Sina 'ya isnad edildiğini iddia etmişti 9. M. Berthelot, o zamanlar latince
terde-melerin arapça asılları bulunmadığı halde, bunların mevsukiyetine veya İbn Silila
tarafından yazılmış olduğuna itiraz etmek için bir sebep görmediğini söylüyordu ~O.
Nihayet
J.
Ruska, lsis mecmuasında, İbn Sina 'nın elkiniyaya dair fikirleri ile bu~a-hadaki eserleri meselesini, bütün teferruatı ile, yeniden ele aldıIIve bilhassa o zamanlar
latince tercümelerin arapça aslının iki nüshasının Hindistan'da mevcut olduğu meyda~a çıkmış olduğu halde ı2, bu eserin takriben M. XII. asırda, İslam aleminin garbinde,
yazılıp, İbn; Sina 'ya isnad edildiği ve İspanyalı bir mütercim tarafından latinceh
çevrildiği neticesine vardıl3• Bu fikrini metinden çıkardığı deliller ile isbat etmeğe
çalışb.-rak, son kanaarlerini'şöyle ifade eder: " .... Ortaçağ elkimya eserlerinin menşe' ve ka~-nakları, daha etrafıı olarak, tesbit edilmelidir. Yoksa elkimya tarihi ilelebed bir efsaı:ıe
• i'
yığını halinde kalacaktır. Bu efsanelerden biri ıbn Sina 'mn elkimyaya dair müteadd,it eserler te'lif ettiği iddiasıdır ... De Anima ona isnad edilen eserlerin en büyük ve en
oti-jinalı olup, öljimünden aşağıyukarı yüz sene sonra, Endülüs 'te meydana getirilmiş~ir
ve sonradan uydurulmuş olma ve toplama karakter.inin bütün emmaretlerini gösterin ..
İbn Sina 'ya isnad edilen başka eserler daha yenidir ve müellifleri zamanlarında
met-cut olan eserlerden az çok meharetle istifade etmiş olan latin elkimyacılarıdır". i
Bundan sonra, mesela ~. Mieli,
J.
Ruska 'nın elkimya ile uğraşan bir İbn Siifaefsanesini, kat'i olarak, yıktığım ve latin Ortaçağın İbn Sina 'ya isnad ettiği ~lkimya)fa dair eserlerin gayrı mevsuk (apacryphe) yazılar olduğunu kabul etmiştir ı4. Daha evvbı
• i
de, ıbn Sina 'mn elkimya;ya ehemmiyet vermemiş olduğu, galiba daha ziyade taril:ıi
kaynaklardaki kayıtlara istinaden, iddia edilmekteydi 15.
Yukarda gösterilen mütalaalardan sonra, İbn Sina 'nın adına isnad edilmiş olaln
, i
bu sahadaki ris.alderin arapça aslı ve farsçaya t~rceIlJ;eleriile meşgulolmak tamamiyle
abes bir hareket olurdu. Ancak öyle görünüyor ki, Ruska 'mn ve bu sahada çalışmış ol~n diğer alimlerin varmış oldukları neticeleri, yeniden bir tetkike tabi tutmak icap edet.
Bu takdirde, mezkur neticenin, bütüncazibesine rağmen, değiştirilmesi lazım geldii~i
ve gayr-ı mevsuk ,olduğu isbat edilmek istenilen eserin bizzat İbn Sin~ tarafından y~7 zıldığı meydana konulabilir. Bunu göstermek için, meseleyi çok iyi vaz' etmiş ve bütüfn
teferruatiyle gözden geçirmiş olan
J.
Ruska 'mn tesbit ettiği esaslardan ve vardıgıneticelerden hareket edebiliriz. !
J. RUSKA'NIN FİKİRLERİNİN TAHLİLİ
J.
Ruska, İbn Sina 'ya isnad edilen elkimyaya dair risalenin gayr-ı mevsukol-duğunu isbat etmek için, son derecede makul ve ilmi usul takip ederek evve~a
İbn Sina 'ya ait olduğu' şüphesiz olan eserlerde onun elkimya hakkındaki görüşleridi
. i
ele alıp tahlil ediyor. ıbn Sina iki eserinde, bu mevzua temas etmiştir. Biri1~,
9 Cesehiehte der Alehemie, Hane, 1823, s. 97,J.Ruska, s. .I4'ten naklen.
10 La ehimie au Moyen Age, Paris, 1893, c. I, s. 293,J.Ruska, mezkur makale, s. i.')'ten naklen.
11Not ide zikredilmiş olan makale.
12 Mezkur makale, s. 20.
13 Mezkur makale, s. 23 v. dd. ve s. .')0-.')1.
14 A. Mieli, La seienee arabe et son rôle dans l' evolutian seientifique mondiale, Leiden,i938, s. 104.
15 G. Sarton, mez ur eser, c.k' I', s. 710., ii
16 Bk. Brockelmann, CAL, C. I, s. 4.')6, nr. 47.; A. F. Mehren, Vues d'Avieenne sur l'astrologie, 4e
Museon, 188.'), s. .'); Ruska, mezkiJr makale, s. 17. Ben Üniversite kütüphanesi 'nde arapça yazma 1458
İBN SİNA VE ELKİMYA 49
J.
Ruska 'ya göre, lşiirat ilii (ilm fasiid a/.ıkiim al-nucüm 'dur. İbn Sina buradailimle uğraşanların ehemmiyet vermemeleri icap eden sözde ilimIerden
bahse-derken, mealen' şöyle söyler: "Bir çok insanlar, rahatı ve kolay hayatı
sevdik-lerinden ve bunun mal ve zenginlik ile elde edilebileceğini düşündüksevdik-lerinden,
olmı-yacak şeyleri vehimlerine yerleştirir, onu mümkün gibi görürler. .. Bu arada elkimyayı doğru gibı görüp, herhangi bir tedbirle bakırın gümüş, gümüşün altun olacağını söy-lerler. Bu hususda Cabir 'in, Abü Zakariya al-Razı 'nin ve başkalarının kitapları gibi bir çok kitaplar yazılmış olup, bunlar batııdır".
Diğeri, al-Şifii) adlı muazzam eserinin tabiiyata ait kısmı.nın beşinci
"fen"nin-dedir. Eserin bu kısmı Ortaçağlarda ayrıca latinceye .tercüme edilmişti ve Avicennae
de Congelatione et Conglutinatione Lapidum adı altında bulunmakta idi. Buna rağmen,
Aristo 'nun Liber de mineralibus Aristote!is'i diye tamnmıştı. Son zamanlarda E.
J.
Hol-myard ile D. C.Mandeville. tarafından aslı, latinceye tercümesi ve İbn Sina 'yaait
olduğunu kat'i olarak isbat eden bir önsözle basılmıştır ı7. İbn Sina burada "maden-Ieri ta5lar, ateşte eriyen maddeler, kükürtler ve emIah diye başlıca dört kısma ayırır.
Bunlarınhavas ve evsafını birer birer tarif eder18. Sonra, civamn kükürt buharı ile
birleşip, sulp cisimler meydana getirdiğini söyliyerek19, elkimyaoların (as/.ıiib al-/.ıiyal),
bazı ameliyeler ile, civamn kükürtlerle sulb cisimler meydana getirmesinı "sınaatta" hissolunur bir şekle getirmelerini, ancak "sınai" hallerin tabiat hükmünde ve onun sıhhatinde olmayıp, onlara benzer ve yakın olduğunu, bundan dolayı-tabiatta meydana
numaralı mecmua içerisinde bulunan nüshayıkl.illandım (bk. Varak 75 b-76 al. Bu yazma yeni olmakla
beraber (tavsifi için ileriye bk.) oldukça sıhhatli görünmektedir.
Ancak şunu kaydetmek lazımdır ki, eserin ismi yukarda kaydedildiği gibi, İşiirat ilii (ilmfasiid a1Jkiim
al-nucüm olmayıp, Risaliit flibfal aMam al-nucüm olmalıdır (karşılaştır. Osman Ergin, İbn Sina 'nın eserleri;
s. i, nr. 2; Anawati, Bibloigraphie avicennienne, s. 123, nr. 52) Meşhur feylesuf aloFarabi 'nin de bu adı
taşıyan bir risalesi vardır (bk. A. Ateş, Farliblınin bibliyogra.fyası, Bellden, sayı 57, Ankara, 1951, s. 182,
nr. 34). Bu eser, bazı yazmalarda al-Farabi'ye isnat edilmiştir (bk. Anawati, s. ). Mamafih.Nukat
AH Naşr al-Farabl fl-mii J'aşil;ıl;ıuzia la ,yaşi/:ıu min a/:ıkam al-nucüm adı altında basılmış olan bu risale-den ayrı bir eserdir. Bununla beraber bu eserin İbn Sina 'ya ait olduğunu gösterecek bir delil yoktur.
Bahsedperi yazmada, risalenin başında, çok eski bir nüshadan alınmış olduğu muhakkak olan şu kayıt
.'vardır ki, onunı mevsukiyetini büsbütün şüpheli göstermektedir .
.:1 ~<';J ,",I" ,,~\•.Z'J o.b.:r.jali J'oIE-'_~lI Ji .I.l"'1 J~i 0' (l~~_J :o\l..J) L&';'_Jr~lI rls::-.tJlbıl J ~LJ
r-"I "h 'ı.r;)1 ct-,=.JI rY6',j' ""'~}~)IS:.J\J ,':..ı.~j.:r.JY";"~. i .6",J....'1,Ja.'~8([J l~~-.:r.J" ~.'~)I E',.:J\ ....;;,Wi .:;,J'11 l~'';'-'' J ,,';";l..•,JI l~:,;.;,ı ••,ıı :i.,-,_i. \":' 'y'-'1J '''-'',i ..•;JL; ':.J.~j.:r,' .:ıı '11..ı....;,w; ~J"
Risala fl ibfal aMam al-nucüm. Bunu Şaytı Abu 'ı-<İzz İbn Zayla 'nin verdiği bir asıl
nüs-hadan istinsah ettim. Asıl nüshanın bir kısmı Abü Manşür b. Zayla 'nin yazısı ile idi. Söz
(üslup) al-Şaytı al-Ra)is'in sözüne yakındır. Bunun kendisinin bir eseri olup olmadığını bilmiyorum,
ancak İbn Zayla onun eseri olduğunu söyledi. (Ne olursa olsun), kendisine isnat edilmiş olduğu
için, en uygun yerde, eserlerine ilave ettim". .
Bundan başka, bu risalenin ismi al-Cüzcani 'nin tertip ettiği listede mevcut olmadığı gibi, bunun daha tam bir şekli olan İbn Abi Uşa:ybiCa'da ve diğer benzeri eserlerde zikrediImiş değildir. Bu hal de
bizce kaydedilen. şüpheyi te'yid etmektedir.
17 1ıicennae de Congelatione et Conglutatione lapidum being secti0l1Sof the Kitlib al-Shifli. The Latin and
Arabic texts, ed.;. E. j.Holmyard and C. D. Mandeville, Paris, 1927.
18 Holmyard ve Mandeville, mezkur eser, s. 82 v. d.d (arapça metin). Biz burada Damad İbrahim
Paşa kütüphanesinde 822 ve 823 numarda kayıtlı bulunan nüshalara' baktık ki, her ikisi de oldukça eski
veo sıhhatli yazma nüshalardır.
Şunu da ilave edelim ki, Holmyard ile Mandeville 'nin istifade ettikleri yazmalarda esas fikri
ko-layca takip etmek mümkün ise de, arapça bakımından bazı küçük tashihler yapmak lazımdır. Mesela
s. 85, satır 5: .l• .,._, doğrusu ol,..,..; s. 86, satır 2: ö,l,,:_,, doğrusu öJI":-'; ı.1'\;,.\l doğrusu ..,..l:.li ilh ... Bizim ifademiz, A. Adıvar, Tarih boyunca ilim ve din, c. I, s. 95'ten alınmıştır.
19 Holmyard, s. 84 (metin).
AHMED ATEŞ
gelmesinin bu cihetten veya buna yakın bir cihetten olup, "sııı<ıatın" gayret gös~erse de, bu hususta tabiatta~ geri kaldığını" anlatır 20. Nihayet, doğrudan doğruyu
el~im-yacılardanbahsederek der ki, "Bilmek lazımdır ki, nevi'leri hakiki bir tarzda, dJ!ğiş-tirmek onların elinde değildir. Ancak güzel benzerler (taklitler) yapmak onların
eliAde-dir. Öyle ki, kırmızıyı gümüşe çok benzeyen beyaz bir renge boyamaları, <?nualtfna çok benzeyen sarı bir renge boyamaları, beyazı, altun ve bakıra pek benzeyecek şe-kilde, istedikleri renge boyamaları kabildir ... Şu kadar var ki, cevherleri mahfuz k;~lır, ancak "müstear" keyfiyetleri
2\
yanlışa düşülecek kadar, ona galip olur ... Nevi'ileribirbirinden ayıran ayrılık (al-fa!l al-munavvic)'ın yok edilmesi veya kazandırılmaSına
gelince, bunun imkanı bana açık olmadı; belki bence bunun caiz olması uzaktıf 22.
Çünkü bir mizacın (terkibin) bozulup,_başka bir mizaç (haline getirilmesi) içinyol yoktur: Zira hasselerle duyulan hususiyetler (a/p;al),bu cisimleri nevi'haline getiiren ayrılıklar (fu!ül) olmayıp, onlar arizi v:e.lazım (consequent) 'dır; nev'i ayrılıkları
rrleç-huldür. Bir şey meçhulolursa, onun meydana getirilmesi veya yok edilmesi için
çAlış-mak nasıl mümkün olur? Kokular ve ağırlıklar gibi boya ve arazların kaldırılma~ına
veya verilmesine gelince, bilgi yokluğundan dolayı bunun inkarında İsrar etmeıriz
icap etmez. Bunun mümkün olmadığı hakkında asla delil getirilemez ... " ,
İbn Sina 'nın bu sözlerinin m~nasını, ~ek ço.k mü;}li~lerle ber~be~,vmu~terem
iüs-tadımız A. Adnan Adıvar, bunu şoyle hülasa edıyor: Bır madenın dıger bır madc(ne
tahviIi mümkün değildir ve bu yolda yapılan halitalar gayet kurnaz ca yapılmış tiak-litlerden ibarettir" 23. Esasen
J.
Ruska ve Holmyard'ın göstermiş oldukları gibi, ~skimüellif1er de bunu böyle anlamışlardır. Nitekim Musul 'da hüküm süren
Selçuklulıar-dan Sultan Mas'ud b. Muhammed 'in (hükümdarlığı 526 ve 529-547/1131 ve i
135~-1152 )\ veziri ve iksir yapmağa muvaffak olduğunu iddia eden şair aı-rugra'ı (ölrtı.
5i4/i120) 24, bu fikirleri reddetmek için Halfa'ilf al-istişhiid adlı eserini yazmıştı~;25.
20 Holmyard, s. 85, v. d.
2ı Neşredilmiş metinde o,t.:_. ise de, biz yazmalarda görülen o.;t.:_. şeklini kabul ettik.
22'Aslı: ojl,,> l5"~"" ",,,! J', İngilizceye "On the contrary, i regard it as impossible". diye
t,er-cüme edilmistir ki, zannımca, bu mana biraz zorlanmıştır. I'
23'A. Adıvar, mezki1r eser, c'. I, s, 95. :'
24 Selçuklular devletinin büyük memur ve münşilerinden olan MuJayyid al-Din Abü İsmiiiSI
al~I,Jusayn(veya al-I,Jasan) b. cAIi b. Mu~ammad b. cAbd al-Şamad (453-515/1061-1121) bilhAssa
505/1 ı ı ı senesinde Bağdad 'da yazmış olduğu Lamiy'at aı-cAcam adı verilen bir kasidesi ile pek
meşHur-dur..Edibane yazı yazmakta zamanında eşi yoktu. Sultan Melikşah 'ın (465-485/1072-1092) hizmetillıde
bulunmuş, Sultan Muhammad (498-51 ı/ı 105- ı ı ı7) zamanında ise münşi olarak dıvan al-tugra'ya
ıü-tevelli, sonralarıise vezir olmuştur. Sultan Mas'ud b. Muhammedile kardeşi Sultan Mahmud arasın\:la,
Esedabad civarında vukua gelen muharebede, Mas'ud 'mı kaçması üzerine, bir çok adamları 'arası)~da
i
al-TugriiJLde esir düşmüştür. Sultan Mahmud 'un vezirleri, onun edebi kudretini ve meziyetlerini bil-diklerinden ve kendisini çekemedikleri için hükümda ra mülhit olduğunu söylediler ve hükümdairın emriyle katledildi (bk. Brockelmann, CAL, c. I, s. 286 v. d.; SU/Jpl" c. I; s. 439 v. dd.; Yii!ı:üt,İrşad,~ez-kı1r neşir, c. X, s. 56-79; İbn ]JaIlikan, Vafayat al-aCyan, Kahire 1299, c. I, s. 200; CİmCadaI-DIn al-Kiitib, -Zubdat al-nuşra, al-Bundiiri ihtisarı, türkçeye tercüme Kıvamettin Burslan, İstanbul, 1943 (TTK
ya)~ın-larından, serin,nr. 4) s. ıı4, i26 v, d.; al-Şafadi, al-Gayş al-musaccam fı şarIJ Lamiyat al_cAcam, Kah\re,
senesiz, s. 8 v. dd.; karşılaştır İbn al-A~Ir, al-Kamil fi 'l-tarll], 5ı4 yılı vukuatı arasında, neşr
Torn-berg, c. X, Leyden, ı864, s. 395 v. d.). II
AI-Tügrii'I 'nin, zekası ile, iksir yapmanın yolunu bulduğu da söylenir. Bir çok şiirlerinde bund,an bahsettiği gibi, bu sahada Mafatı/J. af-ra/Jma va maşabı/J al-/Jikma, CamiC•al-asrar ve başkaları gibi eserrer
de yazmıştır (daha fazla teferruat ıçın bk. Brockelmann, CAL, gösterılen yer). i
25 Bu eser, ileride, biraz daha yakından tetkik edilecektir. Karşılaştır. Taşköprü-zade, Mif\a/J
al-sa cada, Haydarabad, ı328, c. I, s. 279 v. d. ve 284; türkçe tercüme, Mecdi, MavzilCat aı-culilm, İstanb"ul,
İBN SİNA VE ELKİMYA
- Meşhur müverrih İbn :ijaldün al-Mulf,addama 'sinde 26, Taşköprü-zade MiftalJ al-sa,
cada'sinde 27, Katib Çelebi KGJf al-~unün 'unda 28 bunu bu şekilde anlamışlardır. O
halde İbn Sina esas itibariyle elkimyanın aleyhindedir ve bundan dolayı onun elkim-ya lehinde bir kitap veelkim-ya risale elkim-yazmış olması mumkün değildir.
J.
Ruska, bundan sonra, İbn Abi U,raybıea'nın cUyün al-anba) fl tabalf,at al-atibbii)sında Wiedemannın gösterdiği "Elkimyaya- dair Abu'I-IJasan Sahl b. MulJam~ed.
al-Sahll ye risale" 29 üzerinde duruyor. Bunun Epistola ad regem, Hasen de re recta ile aynı
olduğunu söylüyor 30 ki, bu bizini ilerde neşretmek istediğimiz risale olacaktır.
Rus-ka 'ya göre, İbn Sina böyle bir eser yazmış olsa idi, sarayında yaşadığı herhangi bir
hükümdarın adına yazması lazım gelirdi ve eserde onun muhitine ait işaretler ve
kayıtlar bulunurdu. Halbuki bu eserde - daıia doğrusu onun latinceye
tercümelerin-de veya genişletilmiş şekillerintercümelerin-de ~ böyle kayıtlar mevcut değildir 31. Bundari. da,
gayet tabii olarak, şu netice çıkar ki, bu eser İbn Sina tarafından yazılmış değildir. Böylece hem dahili ve hem de harici deliller, eserin bir gayr-ı mevsuk bir olduğuny
sarahatla göstermektedir.
Ruska 'nın gösterdiği bu deliller, ilk bakışta, ne kadar bedihi ve kat'i gör4nürse görünsün,' sağlam temellere istinad etmemekteçlir. İbn Sina 'nın diğer eserlerinde
bulu-nan elkimyaya dair fikirlerini bir tarafa bırakıp, şimdilik yalnız onun gösterdiği
harici delilleri tetkik edelim.
J. RUSKA'NIN FİKİRLERİNİN TENKİDİ
Şark müelliflerinin eserlerini umumiyetle' bir hükümdara takdim ettikleri ve eser-lerinin başında onun adını kaydettikleri doğrudur. Ancak bu şahsın bir hükümdar olması her zaman şart değildir; bazan bir vezir, bazan bir şeyh ve bazan da bir şehrin ileri gelen bir şahsiyeti olabilir. Nitekim bizzat İbn Sina 'nın bazı eserlerini hükü~-darlara değil, böyle kimselere ithaf ettiği veya onların isteği üzerine kaleme aldığı, talebesi ve arkadaşı Abü CUbayd al-Cüzdini 'nin ondan aldığı bilgilere istinad.en
yaz-dığı ve
.l.
Ruskanın da gösterdiği gibi İbn Abi UşaybiCa ve diğer hal tercümesimüel-lifleri tarafından hemen hemen aynen iktibas edilen tercüme-i halinden kolayca anla-şılmaktadır 32. Bu iksir risalesi için de hal böyledir. Hatta bunun ithaf edildiği şahsın
kim olduğunu veya olabileceğini tayin edebilmek için imkanlar vfren kayıtlar da
var-dır.
.l.
Ruska'nın latinceye tercümesinde ve İbn Abi UşaybiCa'da bulunan bukayıt-lara dikkat etmemiş olması hakikaten hayrete" şayandır.
26 De Slane'nin fransızcaya tercümesi, c. III, s. 254-256, Holmyard ve Mandeville, s. V. v. d.'dan
naklen.
27 Yukarıda gösterilen yer, bilhassa s. 280, not i, ve s. 284.
28 Neşr M. Ş. Yaltkaya ve Rıf'at Bilge, İstanbul, ı943, c. II, s. ı527.
29 c. II, s. ı9.
30 Ruska, mezkflr makale, s. 20.
31 Ruska, mezkflr makale, s. 23.
32 Ruska, mezkflr makale, s. ı5-ı6. Burada verilen izahata göre, İbn Sina, K. al-IJiişıl va 'l-malJşül
ile K. al - Birr va 'l-i~m'i memleketinde fakih Abü Bakr ai-Bar~ı için, akEJikmat al- carü.f;lya'yı Abu
'ı-:ı:ıa-san al-cArüzhçin, K. al-Mabda) va 'l-maciid 'ı al-Şayl;ı Abü Al;ımad Mul;ıammed b. İbriihım al-Fiirisı
için ilh ... yazmıştır (Bk. CVyün al-anbiiJ, Kahire, ı299, c. II, s. ı8); en mühim eseri olan al-Şifii) 'yı da
talebesi olan Abü Ubayd cAbd Viil;ıid al-Cüzcanı 'nin isteği üzerine kaleme aldığı malumdULBir başka
talebesi olan Abu cAbd Alliih al-Macşümı (Bk. Brockelmann, CAL, Suppl., c. I, s. 828) için de Risiilat aı-cişlf 'ı yazdığı ve eserin başında onun ismini zikrettiği (bk. al-Bayha~ı, Tatumma ŞiVlin al-lJikma, neşr
Mul;ıammed Şaflc, Lahur, ı35ı, s. 95; Anawati, s. 287 v. dd Fu'iid Sayyid, İbn Sina, s. 2) zaten
52 AHMED ATEŞ
i
. i
Abii CDbayd al-Ciizdinl'nin 33 anlattığına göre, ıbn Sina zaruretler yüzün*n
memleketini terketmek ve Gürgenc'e gitmek mecburiyetinde kalmıştı. Bu ilimI'eri
seven ve takdir eden vezir Abu '1-I:Iasan ClJyün ve bazı yazmalarda: al-I:Iusa~n)
al-Sahn orada vezirdi ve kendisi onun vasıtasiyle oranın emiri olan cAn b. Ma)miiiı'a takdi.m edilmişti 34. Al-Cii:z;canı, İbn Sina 'nın eserlerini sayarken de, bir "Ris~la
ilii Abi' l-Ifasan Sahl b. Mu!Jammed al-Sahll
II
amrmastür 'undan bahseder ki 35, (bubizi alakadar eden ve dkimyaya dair olan risaledir. İbn Sina, bu şahıs için, bundan
başka, mantıktan bahis olan al-¥,aşlda al-muzdavica 'sını yazmıştır. Baba adları ve
riis-beleri aynı olduğuna göre bunun kardeşi olması icap eden vezir Abu '1-I:Iusayn ~,J.ı" mad b. MuJ.ıammed al-Sahn için de Kitiib al-tadiiruk li-anviic lJata) al-tadblr 36 ilej{i-tiib ~iyiim al-ari
iL
vasa! al-saı;tii)'ı kaleme almıştır 37. Elimizde bulunan nüshalaı';ınbaşında da Abu '1~I:Iasan Sahl b. MuJ.ıammed adı geçmektedir 38. Bu mutalardian
kolaylılda şu netice çıkar: Harezm 'de al-Sahn diye bir vezir ailesi vardır,' İbn Sir~a,. . i memleketinden ayrıldıktan sonra, bıınlara intisab etmiş ve bu aileden Sahl b. M,u-hammed ile AJ.ımad b. MuJ.ıammed için bir takım risaleler kaleme. almıştır.
İbn Sina 'nın elkimyaya dair risalesini adınayazdığı Sahl b. MuJ.ıammed, benle,
şimdilik onun eserlerinden başka, tarihi kaynaklarda zikredilmiş görünmüyor; faU.at
kardeşi Abu '1-I:Iusayn AJ.ımad b. MuJ.ıammed al-Sahn arap edebiyatı tarihinin
tanı!n-mış şahsiyetIerinden biridir.
İran edebiyatı ve kültür tarihinin pek mühim kaynaklarından biri olan Çaliiir
ma/f-iila'nin müellifi Ni?lamı-i cAriizı-i Samar~andl'nin verdiği izahata göre39, "Abu
!;l-cAbbas Ma)miin 'un Abu '1-I:Iusayn AJ.ımad b. MuJ.ıammad iil-SahH adlı bir vezfri vardı; hakim mizaclı, cömert ruhlu, fazıl bir insandı. Harezmşah ta, onun gibi, hakFm
mizaclı ve fazılları seven bir insandı. Onlarınsayesinde Abii 'An İbn Sına, Abu Saihl
MasıJ.ıı ve başkaları gibi. hakim 've fazıllar onun sarayında toplanmıştı". Diğer
tar~f-tan, Ya~iit al-I:Iamavı de, arap edib ve şairlerinden bahseden ve Muccam al-udab;ii)
adı ile tanınan lrşiid al-arlb adlı eserinde onun hakkında geniş bilgiler vermektedjir.
Buna {öre, bu zat 378/g88'de Harezmşah olan cAn b. Macmiin ile kardeşi Abu
'1-33 İbn Sina 'nın hayatının sonlarına kadar onunla beraber kalıp, onun tercümei halini yazn'lış
olan Abü CUbayd (Abd al-Val,:ıid
b.
Mul,:ıammad al-Cüzcanı için bk. al-Bayhaü, Tatumma, s.. 9.4 v. dcil.;Brockelmann, CAL, Suppl, c. I, s. 828. ;
34 AI-Cüzciinı, Tar[/] İbn Sına (veya Tlır[/] sırat İbn Sına veya Sarguzaştı, Üniversite
Kütüphane-si arapç~, yazma 1458, varak 72 b; Topkapı sarayı, Ahmed III 3447, varak 22 b; CUyün, c. II, s.1"
II.
35 Universite Ktb. mezkur yazma, varak 73 b.; Topkapı sarayı, mezkur yazma, varak 23.b. nın .Aibı.
~şaybi ca'~ı~ d~ bahsettiği (c. II, s. 19) Risala ila )1-Şay!J Abi 'l-Ilasan Sahl b. M~ammed al-Sahllfi
1'1-kimya' bu rısaledır.
36 CUyün, c. II, s. 19. Bu eserin bir çok yazma nüshaları mevcut olup (bk. Osman Ergin, s. 17, ür.
8ı; Brockelmann, nr. 95 o; Fu)iıd Sayyid, İbn Sına, mu)allafatuh va şurü!Juha al-ma1Jfü~abi-Dar al-Kut1ub al-Mişrıya, ~ahire, 1950, s. 18.; Anawati, s. ı85 v.d., 130), al-Razı 'nin Kitab Maniilic
al-ag~i~a-'sının haşiyesinde Da!, al-ma~arr al-kulllya can al-abdan al-insanfya bi-tadaruk anva( !Jata) al-tadbır adı i?e
basılmışır (Bulak, 1305). ,
37 Bu eserin de bir çok yazmaları mevcut olup (bk. Osman Ergin, s. 33, nr.. 52; Brockelmann,
m. 73; Anawati, s~230, m. 168; Fu)ad Sayyid, s. 15, 19), Camic al-badayiC adlı mecmua içinde
bas~l-mıştır (Kahire, 1917). Bu kitap al-Ristila al-Cürcanfya (ii 'l-taCrif bi-lfryam al-arz vasa!al-samti)) adı i,le
meşhurdur.
38 Bunlar arap yazısının hususiyetleriyk kolaylıkla izah edilebilir. Aynı sebeplerle izah
edilebil,~-cek olan diğer varyantlar için bk. arapça metin, s. 2. i .
39 çahtir malftile, neşr. ~ul,:ıammad b. cAbd al-Vahhab ~azvini, Leyden, 1910 (CMS, XI), s. ~6
ve notlar kısmında, s. 244; Ingilizceye tercüme E. G. Beowne, Revised Translation of the Chahar Maqa~a
İBN SİNA VE ELKİMYA 53
(Abbas Ma'mün b. Ma'mün'a vezirlikyapmıştır. Harezm 'in en ileri gelen
şahsiyet-lerinden biri olup, ailesi bir çok "reis" ve vezir yetiştirmiş olan cömert ve a1icenap bir ailedir. Kendisi vezir oğlu vezirdir. Edebiyat ve ilimIerde behre sahibi idi, gayet güzel şiir söylerdi ve kendi adına bir çok kitaplar yazılmıştır. 4°4/1013-1014
sene-sinde, Harezmşah Abu 'VAbbas Ma)mü.n 'un kendisine bir fenalık yapacağından
korkarak, memleketiniterk etmiş ve Bağdad'a gelip, orada yerleşmiş, 4ı8/ı027'de,
Samerra 'da, ölmüştür40.
Böyle vezirlik, reislik ve ilim dostluğu ile tanınmış olan bir aileye mensup. bulunan
Abu 'ı-ausayn Al;ımad b. Mul;ıammed al-SahIl 'nin kardeşi Abu 'ıoaasan Sahl b.
Mul;ıammad al-SahIl 'niR de ilim dostu olacağı ve kardeşinin himayesinde bulunan İbn Sina gibi bir alim ve feylesufla, zamanında o kadar alaka !Jyandıran elkimya hak-kında münakaşalar yapabileceği ve ondan bu hususdaki fikirlerini kendisi için
yaz-masını rica edebileceğj meydandadır. Görülüyor ki, Risiila
ii
amr mastür meçhul değil,bilakis çoktanınmış olan bir aileye mensup olan bir şahsa ithaf edilmiştir. Şu halde
malum ve belli bir şahsın adına yazılmamış olduğu için,
J.
Ruska 'nın bu eserinmev-sukiyetinden şüphe etmesi için bir sebep yoktur. Esasen, biraz evvel işaret edildiği gibi, bu şahıs malum ve tanınmış bir aileye mensup olmasaydı, bu, eserin mevsukiyetin-den şÜphe etmemiz bir delil teşkil etmezdi.
J.
Ruska 'nın diğer deliline, yani bu eserde te'lif edildiğimuhiti gösterebilecekdelillerin, onun islam aleminin şarkında değil, daha ziyade garbında yazılmış olduğunu
göstermesine gelince, bu hususta şunları söylemek lazımdır: İlerdeki metinlerde
görüleceği üzre, eserin içinde yalnız iki yer ismi geçmektedir, bunlar da Fergane ile
Hindistan' dır 41. Eğer bunlar eserin yazıldığı yeri gösteren bir delil teşkil ederse,
ancak onun islam aleminin şarkında yazılmış olduğunu gösterir. Latince tercüme-lerde görülen garba ait yer adları ise, mütercimlerin, pratik gayelerle, yaptıkları küçük değişiklikler veya ilavelerle kolayca izah olunabilir. Esasen, eserin asıl metni durur-ken, ekseriya ne kadar serbest çalıştıkları malum olan latinceye tercüme edenlerin eserlerinden deliller çıkarmak, usul bakımından, hatalı bir hareket teşkil eder ve bu deliller hiç bir zaman bir kat'iyet ifade edemez.
RİsALA 1<'1 AMR MASTÜR İLE AL-şİKA'NIN TELİF TARİHLERİ
Şimdi bunlar kadar mühim olmamakla beraber, yine üzerinde durulması icap eden ve yukarıda cevapsız bırakılmış olan meseleye dönebiliriz : Bu da, Ortaçağda, şarkta ve garpta, hemen her alakalı eserde elkimya aleyhinde zikredilen ve bundan
da ne kadar geniş bir akis yaptığı kendiliğinden mt;ydana çıkan al-Şifa)daki elkimya
aleyhindeki fikirler meselesidir. Bu hususta bir kaç türlü muhakeme yürütmek ve bunun
mevzu bahis risalenin gayr-ı mevsukolduğunu gösteremiyeceğini isbat etmek kabildir.
Ancak, daha evvel, teferruata ait, fakat meselenin esası için mühim olan bir kaç
nok-tanın tesbiti lazımdır.
40 Ya!F.ütal-~amav1, lrşiid al-arlb, neşr. D. S. Margoliouth, Leyden, 1909 (GMS, VI), c. II, S.
102-103; yeni Kahire tab'ı, senesiz, c. IV, s. 31-34. Bahis mevzuuşahsın nisbesi burada al-SuhayH şeklinde
görülüyorsa da ve MIrza Mul;ıammed ~azv1ni bunu daha doğru sayıyorsa da (bk. Çahiir malfiile,
ingi-lizceye tercüme, s. 85, not. -3), bizce yazmaların hemen hepsinde görülen al-SahH şekli doğrudur ve
birinci şeklin bir yanlış okuma veya yazmadan ilerigeldiği muhakkaktır. Esasen bu şekil doğru dahi
olsa, esas fikri değiştirmez; çünkü onun adına yazılmış eserlerin bazı nüshalarında bu nisbet al-SuhayH
şeklinde de görülmektedir.
54 AHMED ATEŞ.
Elkimyaya dair olan Risiila
II
amr mastür al-şan'a 'nın İbn Sina 'nın oldukça g~nçolduğu bir çağda, ve muhakkak olarak, al-Şifii' dan çok evvel yazıldığı anlaşılmaktadır.
Bu hususlar biraz daha tavzih olunabilir. Malumdur ki, İbn Sina, Mahmud
Glz-. i
navı Harezm'i zabtetmeden evvel (408/IOI7-iOı8 'de) 42 ve belki hamisi Abu
'1-I:I!u-sayn AJ:ımad al-SahH'nin. kaçmasından, yani 404/ıoıg-IOI4• senesinden evvel, H'a-i
rezm 'den ayrıımıştı ve buna göre, elkimya hakkındaki risalesini takriben go yaşl,a-rında iken yazmış olmalıdır. Hatta al-Ciizcanı 'nin rivayeti doğru ise, o, Ziyari 'lerd~n
Şams al-Ma'aH ~abiis b. Vaşmagır 'in yanına gitmek istiyordu. fakat Şains
al-MJa-'~H ~abiis bu sırada bir kaleye hapsedilmiş ve orada ölmüştü 43. Bu şahsın 40g / IOk2
-ıoıg senesinde öldüğü malumdur ki44, al-Ciizcanı 'nin bu. ifadesi de yukarıki fi~ri
te'yid etmektedir.
Al-Şifii' 'nın telif t~rihine gelince, İbn Sina 'nın bunu Şams al-Davla 'ya ikinci d~fa
vezir olduğu zaman yazdığı, onun yazılmasında bizzat amil olan al-Ciizcanı
söyl'e-mektedİr 45. Bunun için al-Ciizcanı bir tarih zikretmiyorsa da, hadiselerin
ceryanJı-dan Şams al-Davla 'nın Tarim emıri Baha' al-Davla 'ya karşı sefer yapıp, dönerkJn
ölmesinden az evvel başlanmış olduğunu ve bu hadise sırasında al-Şifa' 'nın hen~iz
bitmemiş bulunduğunu anlamaktayız. Şams al-Davla 'nın ölümü takriben 4I2/
ıoJ,ı
senesinde vuku bulduğuna gör~46, İb~ Sina bu büyük ve mühim eserini 40-45 yaşları
arasında yazmıştır. Al-Ciizcani, bu kıtabın mantık kısmının başında bulunan ve b~i-tün esere bir mukaddime teşkil edecek tarzda kaleme alınmış olan mukaddimesind(~,
onun İbn Sina 40 yaşında iken yazıldığını söylüyor ki 47, bu da yukarıdan beri
verii-len izahata tamamiyle uymaktadır. .
Kitiib al-Şifii' 'nın böylece RiJiila
LL
amr mastür al-şan'a 'dan hiç olmazsa IOsene son~ayazılmış olduğu tesbit edildikten sonra, asıl meseleye gelebiliriz. İlk önce, .İbn Sinia
'da bir fikir değişmesi vukubulduğu düşünülebilir. Yani
J.
Ruska 'nın düşündüğü gibll,o, evvela elkimyanın imkanına inanmazken, sonra bunun mümkün olduğu kanaatin'C
vasıl olmuş değil 48, muhterem Adnan Adıvar'ın düşündüğü gibi, evvela elkimyanıh
imkanını kabul ettiği halde, sonraları .punun imkansızlığını görmüş olabilir 49. Bunuh
için de İbn Sina 'nın diğer eserlerinde hakikaten elkimya aleyhinde olması, bu
risal-. i
42 Bilhassa büyük İran şiiri (l!nşurI 'nin bir kasidesiyle (bk. Dlvan, Tahran taşbasması, s. 53, krş~.
Ahmed Ateş, Tarcuman al-balağa, Istanbul, 1949, s. 22 v. d.) ebedileştirilmiş olan bu hidise için b~.
Tarf!J-i Bayhalfl, neşr. Dr. GanI ve Dr. Fayyiiz, Tahran, 1324, s. 67o-679; al-ManInI, ŞarIJ Tarf!J ramlnf" Kahire 1286, s. II, s. 258; İbn al-A~Ir, neşr. Tornberg, Leyden, 1863, c. IX, s. 184 v. d. (4°7 yılı vukuaiıı sırasında).,
43 Bk. Abii CDbayd al-CiizciinI, mezkilr )'azma, varak 72 b; cUyün, c. II, s. 4.
44 Bk. İbn ijallikiin, Vafay.at al- a?an, Kahire 1299, c. I, s. 538 v. d.; aH1aCiilibI,.rat[mat al-dahı:"
Kahire, 1353, c. IV,S.56-61; Yii~iit, Irşad, neşr. D. S. Margoliouth, c. IV.S. 143-152; ıbn al-Asır,
me;!-kilr esr., c.
!~,
s~167, v. ~d._;Broc~elmann,GAL, Suppl., c. I, s. 154. Diğer kaynaklar burada gÖsteriımişti;I.,45 Tari!J sirat lbn Sina, mezkur yazma, varak 74 a, ve krşl. cUyün, c. II, s. 6.
46 Bk. S. Lane-Pool, Düvel-i lslamiye, türkçeye tercüme Halil Edhem, İstanbul, 1927, s. 149; E;.
de Zambaur, Manuel de genealogie et de chronologiepour l'histoire de ['Islam, Hanovre, 1927, s. 2~3.
i
47 Bk al-Şifa), Ahmed III 3262 ve 3261, varak ib, v. d: .:ı~~~Cı' \~,' J;;:;"I '.:t~~•..." ...•.':',4:J " '.
.:ı'6""'9J ,L"';~)j) \c\,"'J 1~,I" •.r-~ ~1 . ..ı\••::.:.1.:ı'6"J ... ;;JjJJI<,)'".; ~1l11.';I)J'. J.•;J .:ıl.i.."' Ji lS)1 Cı'J ,s)1 J!I .k.:.i~oh ';9J .•.•~ı":1 ,.,\; \~>-.r;J j;W":1~JI ••:..:;I\.1 J\;;l ,\~r,\cı~,\~_::cı\; '4..;\ •.J\ d."';w J,...-.siJ \-"ıl .~)ı Cı"');
.••• \•..t.JI.,..\:r'"r-;". .,-.1,;.lj (2 a) .•• J~iı::lS.ll1 y!'-j\l\ı!" L.,~ la,;...,; r<'l .:.1.1' lS"'~" Cı' J .r-!'- le. ;.~9 Ll\; , ~~.
. . .. ( .:t~_-,JI j I.i.;"'l .:t.!.;1 .l~,> t!~J .. ,y:.ClI •.1", Cı' t).\
Bu mukaddimenin türkçeye tam tercümesi için bk. M. Şerefettin [Yatkaya], lbn Sina, hal tercümesi!
s. 37 v. dd.
48 Mezkilr makale, s. 19 v. d.
.--- - ---
---İBN SİNA VE ELKİMYA 55
lesinin de elkimya lehinde bulunması icap eder. Yukarda gösterilmiş olan kaynaklar
ilemuahhar alimlerin al-Şifii>'daki parçayı böyle anladıkları görülmüştü 50. Fakat
<:ıcabaİbn Sina hakikaten bu fikirde midir, yahut al-Şifii>'daki parçanın manasını öyle mi anlamak lazımdır?
İBN SİNA'NıN ELKİMY A HAKKıNDAKİ FİKİRLERİ
Biz öyle zannediyoruz ki, İbn Sina 'nın yukarda kaydedilen sözlerine verilen mana .biraz zorlanmıştır. Büyük bir tabiat alimi olup, cisimlerin mahiyeti ve meydana gelişi
hakkında zamanındaki ve zamanına göre mantıki olan fikirlerle 5ı oldukça kolay izah edilebilecek olan elkimya hakkında İbn Sina 'nın fikirleri al-Şifii' 'da mütereddit-tir. O, bilgili ve mahir kimseleri bile şaşırtabilecek taklidler meydana getirmenin imkanını kabul ettikten sonra, bir madenin cevher itibariyle de başka bir madene tahvil edilmesi hususunda kat'i ve son hükmünü tercümesi yukarda bulunan şu ibare ile veri-yo:,:
J::,-,~
~i ,ojlr.-- lS..w:. ..l~J~ •
o\,'~1J ~_ ~
~_c;,)ı
,,;-,4 t.,.:l\J .••.•
lI j~ .:'1 L.I)?~i ~\j.1 JI ~\j.\ ,J~JI. Buradaki ojl-,~ tS..w:. ~ hükmünü, Holmyard ile
Mande-ville, "I regard it as impossible.." diye tercüme ediyorlar 52. Halbuki lS..w:. ~ (veya onların metinlerinde ol?uğu gibi: lS..l:'" ..l:~)"bence imkansızdır" demek olmayıp, "ben-ce müsteb'attır" demektir. Dikkat edilirse görülür ki, İbn Sina 'nın bundan sonra gelen ve tam tercümesi biraz evvel verilmiş olan bütün sözleri de imkansızlık değil, ancak "istib'ad" gösterir. Nitekim metni yukarıda bulunan ibarede.bir de "imkanı, bana açık olmadı" diyerek, bu hususta, imkansızlık değil, şüphe ve tereddüt ifade ediyor.
Al-Şifii> 'daki ibarenin bu manada olduğu bizce gayet vazıh ise de, onu böyle
an-lamak icap ettiğini gösterecek ikinci elden değil, birinci elden başka deliller de gösteri-lebilir ki, bu İbn Sina taraftarı olan ismi bizce meçhul bir şahıs ile meşhur elkimya taraftarı aı-rugra'i 'nin bu parçadan anladıkları manadır.
Bu meşhur şair ve elkimyacı vezirin, bir çok müelliflere göre 53, İbn Sina 'nın
al-Şifii'daki fikirlerini reddetmek üzere, Kitiib Ifa/:ıii)i1;ı al-iştihiid bi-cavn iJ,aklm
al-caviid adlı bir eser yazmış olduğundan evvelce b;ı.hsedilmişti 54. Halbuki eserin adı
bile bunun bir reddiye olmadığını göstermektedir. Hakikaten aı-rugra)i eserine
baş-larken 55, adını vermediği bir dostunun, uzun zamandan beri kendisiyle al-şanca
de-n~len elkimya hakkındaki konuşmalarından bahsediyor. Ona göre, ilirnde çok ileri git-miş olan yeni hakimlerden al-Farabi ile Abü 'AH İbn Sina, bunun isbatından ziyade
50 Bak. burada s. 34 v. d.
5ı Bk. Adnan Adıvar, mezkflr eser,c. I, s. 7iv. d.; Mieli ve Brunot, Histoire des sciences,s. 993, v. dd.
52 Bk. mezkflr eser, s. 41. Bu parçayı evveliyatı ile beraber aynen iktibas edenJ. Ruska, bilhassa
bu hükme istinat ettiğini göstermek için, onu italik olarak dizdirmiştir, bk. mezkflr makale, s. 19.
53 Yukarda not 24 ve orada gösterilen kaynaklara bk.
54 KrşL. Adnan Adıvar, mezkflr eser, c. I, s. 95.
55 Ben, maalesef, ancak İstanbul Üniversite kütüphanesinde bulunan yeni bir yazmadan istifade edebildim. Bununla beraber bu yazmadan müellifinin fikirlerini kolayca takip etmek mümkün olmak-tadır. Yazmanın evsafı şudur:
Üniversite kütüphanesi arapça yazma 3634/1. Ebru kağıt kaplı bir cilt içinde, varak i b-26 b,
21,3 X 15,4 (16X 9) cm. eb'admda. 21 satırlı ihmalkar ve çirkin bir nesih. Söz başları kırmızı
mürek-keple. İstinsah tarihi yok. XI-XII./ XVıı-XVııı' asır.
Baş: ... JıJ•.ı:lI J\~)fl ..ı.r.:r. (1)J".:r. J".:r..;ı-.ıı~ı.. ...ı~, ""•.ill..l»_ (.0-1J\9 •.• .:ı:t\AlI ,,:,J ••~~i •.. ~~ ~~i .!l.loA~1 .loAı \.\
56 AHMED ATEŞ
nefyine taraftar gibidirler 56. Bu hususta yazılmış olan eserler de, daha ziyade
a~da-tıcı bir felsefeye henzemekte olup, serap gibidirler 57.Şan' at'la uğraşanlar, İbn Sına-'ya göre, imkansızı mümkün gibi göstermek istedikleri için, halkı büyük ve devJmlı
i
sıkıntılara düşürmüşlerdir. Onun al-Şifii) 'daki sözleri de bunu gösterir 58,
Bunun üzerine, al-Tugra)ı, bizzat İbn Sina 'mn eserlerine istinad ederek, fakat
yine al-san'a (elkimya)mn esrarım tamamiyle ifşa etmeden, bunun imkamm meydl~na
koyacağım ve İbn Sina 'mn bu husustaki fikirlerinin "tereddütlü" (muztarib)
olldu-ğunu anlattır 59. Sonra al-Şifii)ya istinat ederek, İbnSina'nın düştüğü tereddü~leri,
ve hatta tenakuzları birer birer gösterir 60.Bazan da elkimyaliın derin esaslarına, ince bir zeka ile, nüfuz etmiş olduğunu kabul eder 6ı, Sonra terkipler (al-amzica) ve bunılrın neticeleri hakkındaki fikirlerini alıp, onların da elkimy~ya uygun olduğunu izah edelr62. En nihayet eserini, İbn Sina 'mn fikirlerinin esas itibariyle, bir çok cihetlerden elki~ya-cıların fikirlerine uygun gördüğünü söylemekle nihayete erdirir 63.
RİsAIA Fİ AMR MASTUR AL-ŞANcA'NIN KISA BİR TAHLİLİ
Bizce bütün bunlardan çıkacak netice vazıhtır: İbn Sina 'mn madenI er ve
kım-yevı muameleler hakkındaki fikirleri hakiki elkimyacıların fikirlerine uygundur.
O, elkimyayı, nazari olarak, reddetmiş ve imkansız olduğunu göstermiş deği1<~ir.
Bununla beraber tecrübenin muvaffak olmadığını, sırf ilm ı gayelerle veya kolay Ibir
hayat te' min etmek için, altun yapmağa çalışıp, sonunda büyük ye's ve felaketl~re
uğrayanların hallerini sık sık görmüş olmalıdır. Üstelik de bu sahadaki
şarlatanIık-ları bilmemiş olması mümkün değildir. Bundan dolayı nazari olarak inikamm kaiJuI
ettiği elkimyayı, ameli bakımdan, reddetmiş bulunmaktadır.
i
56 Varak ib: .:ıAli~'\a. :;'i,.1>J .!JJ.ı..•• .::..:.""I..;JI.!J.,<''':'JIJi .;:,.,C';, :'loj .l:. CM"b. : <lal) ~"b. .1.; . ". 'i
:,,,k\.\..'6"rjali :,u,'ı J ~,.ı.:J~~J '--,~_":'11.\~ıı ;'''''1 :,1 ';:'/;J '~a:_....ıı ~.\.li .1.:"., 3\.\.ı,;ııJ" ~.<.ıı J'" .1.:"ıs•..~-11 r~ tr;1 '::A>'JI r~j'6".1 './;.:ı" :'j':'Ja'J .•.•"\.,;'1J" :,.,u:. ~.ı.>- (2 a) \:~-.:r.ıJ" 13.1" ı.>.IJ\.ı.)'6".1 \'•.1.; --,ı.~JIJ
, , ..•..•\.,;'\JI
57 Va~ak 2 a :~Q. 'oj •• r"'I.ı." .:ı-J ".1IJ
'-J
<i) ,JJ--,it:,.ı.r" .\.s:':ıı ~':"i JI ',--,_ili .,..::..s:':JI:,1-.::.liJ ,.ıb,:_;lIJ ~1:,lI.1.ı.iallJ..ı-ıı ,},a. :;';;,i>-J< .ıl, "1.1'.,.",rof:Q. rl;ill :;'~Jı...••.•' .. ~J '\r.,jl.1o f:Q. 4, • .!J.,<'..:..~J ~".t.,"'", 'lr...1b .:ı\.\.J...,.. :,b,:.;l1 .ı.~~ .;:,;1\$, ';:'\9IJ;".,..::..r' ~Jr'j .:r.I.1 :;'''':'>-.1.:r.I.1 :,\,.>..:r. J.b..1 :;"1.1.;.1-",f •.:r. .ıJ\~S"0::,.\.\.-"11J~::..r' ( 2 b) :;,~ .,.,I,r-l" \~,. ~1.ıJI .ı..••\ill.1 .l;Lil;l1.l;..lr, :;,••.,.... :;,.<.ıı .,..::..~~,..:.. :;,~,,11.11o":ı.ı.li.:ı"lA>"ı;.. C' ~::"<'li~.l".1
. , • \~~; .ı..::.
t ••~
'->i J.>- .lo :,Ç'liıJI ,;....,s;, 58 Varak 2 b : ." ~':IJ lA>\" 4jja,,?.1 oJl;J.ı :,,,ı..;, r~l'>- J 1,,1':'lo--,;:,ı \i~_ .:r.ıJ" -",' r~'. J\; 1.l".1. ',. ; •..\ı,l,J~ .;ıı I".rl> r~;i .:ll; .1 ,~.,....; .1 J~.,ı, .\:" J ~ ;:,.,'=-: ı.rUıt;Jj "J"""k.:ı19:,) .la! L') .,.,J~I J" 1--',1...1.1 ' .. ~LI.,.,(..",I ''''-''. lo lol.1 : .Li;,lI ..,k""J \:~- .:r.ı J" -".1J--,.4:~~I ~'.1 ,},al1l.l••J.1'" . .:ı411OJrJ t-:111.,':"J;"I.1Burada tercümesi evvelce verilmiş olan parçasının metni gelmektedir. '
59 Varak
,
3 b : 3,i>o.:.l1J"I r'%' 0::~~~"""1.1 ,~ı)ı-
J" ~~'I.1 '.;--11 ı.l•• .:ı" .:ll....•..:.r'ı :,1 ,,;:Jl-J ", .:ll~~I :,1 .:J.1b..1 ,....,'.:ı" - dj:,1 - 4J~lijJ'~.:ı" - .::."r:' :,1 _ .."Jl:=:JıJ eı".1.r; :,.,s:;Jr--,iJI."1;•• j,,'J ,~~, :;'j~"11"" .::.",!" ~.1 J" .!.l~ı .!.l:..ia_\9, .. 4- .:r.ıJ" -".1.," .1 <!lı'I~.J r~,:"JI" ll.ı.:" ı.r\:JI,j;.1I r'%'.:ı. }aJl ı.l•• Jlyl.. , JJjl.1 Jı:Lı.:ı' ~••.••Jı Jıar oUIı.::.J\-.1 ,:,ı;-~::ıI.1
60 Varak 4 b : JIob .•.•.\9 , .:,Allılı J ~i rjall ;l_ J JlöJlf...,; Ji:- •.•.•., ~,>-\... J .ı.;;:ar:,1""-:=."1,1J.,i:. ' .. , \:J.,; :;,..",J" J-".J .,.,)•..•••'\''%'.:ı'' r.ı.,,' •.•:.11.1,'1.:. •• ~ J" ....••1.1~Q. ~
Bir başkayerde de şöyle demektedir (Varak i ia) :..}-a,;,JIJ .!.l,..,.\... J " .,.,1Jk':'iC'l~ \:~ •• .:ı'J ... , ; . , ..•.•.ıs::.ıJ~.;., •.•.~ .11.,..ı-~(t~11 : E:;"."JI.1)ti \.\.~J •.•.ı.lI:,A:,1 lol JUi. '<la:....]IJ" rls::r ~ .:;Lıı
61 Bk. mesela varak 15 b: .. ,~;... oJ\;1 .•.•1" 0.,;.1 .•.::1."'. "ll J\:'I .1.;.!.l,>-l.•• :,'6":".1
!
62 Bk, varak 24 b : ,I.ı.a:_)'1J :;,.ı.l~1:;',:".;-"11"',' J\; , ' •• Li..:.llJ .!.l,>-\...rY6 ~I:'ll.:ı" 0.1.1."'..ı.~":'~L.-.1.. , l:J\,f1.:ı' ~:,. ,hA> ',1" r'%' ~ J.,'"J ,. , ••.•.; :'p .•.•.:.J J.,iJ 63 Bk, varak 26 b: ,.!J...:" ..,.l:JI..;f.1I.1~\... r~ U\,fl.}> ,\~":'i_)'I.:ı' llL'.ı."J Le,l:,o.1 .1.;:'1.1, •. .
, .!J;y>'J .::J\9 "iI.1 '~J-EI; <!lı'1;."J 1:,:"JJ .!J~ J.,; 1:"" :,\9 .. , ,.>'6' .:ı" ,,; lo JI"..,)'IJ ..,:....I.,.J1.:roCU\:..i>I.,I.1 . f",,>-J:,l:. f..r'I~ ..;1 taJI':;~l.ı.,.J" Ulı,;ıı o!l;jJJ ' ••~lI J" ,UIJ;bl
İBN SİNA VE ELKİMYA 57
i
L
İbn Sina-'nın elkimya hakkındaki hakiki düşünceleri böylece meydana çıkarılın-ca görülür ki, al-Şifa' dan çıkarilmak istenilen elkimya aleyhdarlığı ve binnetice elkim-yaya dair bir eser yazmış olamıyacağı. fikri, hiç bir suretle, müdafaa edilemez.
Bilhassa İbn Sina 'nın bu sahadaki fikirlerinin doğru olarak anlaşılması için
tet-kik edilen bu hususlardan sonra, şunu söylemek lazımdır ki, İbn Sina 'nın elkimya
hakkındaki bu risalesinin mevsukiyetini isbat etmek için bu kadar uzaklara gitrneğe
hiç de ihtiyaç yoktu. Çünkü İbn Sina 'nın bu risalesi elkimyanın imkanını, yani
herhangi bir madenin başka bir madene, msı. altun veya gümüşe tahvil
edilebile-ceğini göstermez; burada, tıpkı al-Şifa) 'da kabul ettiği gibi, yalnız madenIerin başka
renklere -altun veya gümüş rengine- boyanabileceğini söyler 64. Hakikaten o,
risalesine Abu 'ı-:aasan Sahl b. Mul;ıammed al-SahH ilc ~an(a (elkimya) nın gizli
meseleleri hakkında konuştuğunu ve onun kendisinden buna dair bir risale yazmasını istediğini anlatmakla başlıyor65 •.
Risalenin ilk faslında, bu ~an(a hakkındaki umumi meselelerden bahsediyor.
Burada anlattığına göre, İbn Sina "tabiat" meselelerine çok dikkat edermiş. Elkimya taraftarlarının iddia ettikleri düşünceler (ray) de bunlardan biridir. "Fazıl ve ilme
mensup olanların ekserisi, elkimyacıların fikirlerinin aksini söylüyorlar ve bunları
tezyif ediyorlar. Benim mesleğimde her iki tarafın da fikirlerini bilmekten başka çare
yoktu. Elkimya (al-~an(a)'nın mümkün olduğu iddiasında olanların yazdıkları
kitap-ların ekserisine baktım ve onları her fennin (~ina(a) esası ve temel direği olan "kıyas"
tan mahrum gördüm, içindekiler daha çok hezeyana benziyordu .. Onların aksini
söyliyenlerin kitaplarına baktım. Tenkidlerini (na~z) benzerleriyle bir fennin (~inaCa)
yıkılamıyacağı kadar zaif bir tenkid ve kuvvetsiz bir kıyas gördüm.
Bunun üzerine kendi aklıma (~iitnafsı) muracaat ettim ve eğer bu iş mümkün
olanlardan ise, nasılolur, olmıyanlardan ise, nasılolmaz diye düşünrneğe başladım.
Bilelim ki, gümüşü altun rengine, yahut bakın gümüş rengine boyamamız mümkün olursa, bizim çaresiz kırmızıya boyayan bir kırmızı boyaya veya beyaza boyayan ~bir beyaz boyaya ihtiyacımız vardır. .."66 diyor.
İbn Sina, bunları söyledikten sonra, böyle bir boyanın evsafınıve ne suretle elde
edilebileceğini uzun uzun anlatır. O halde görülüyor -yine tekrar edelim- ki, bu
eserdeki fikirler İbn Sina 'nın al-Şifa'da serdettiği fikirlerin aynıdır. Binaenaleyh
fikir ayrılığından dolayı .bu eserin İbn Sina 'ya ait olamıyacağı iddiası tamamİyle
esassızdır.
64 LiHinceye tercümelerinde bu asli fikri n değişmediğini gösterecek deliller vardır veJ. Ruska
bunları eserinde zikrettiği halde (bk. mezkur makale, s. 22 ve 50),"bu risaleyi elkimya lehinde bir eser
sayması ve bu yüzden onun mevsukiyetini reddetmesi oldukca hayrete şayan görünüyor. Bazı elkimya-cılara göre, cisimler cevher itibariyle bir olup, aralarındaki fark renkten ibarettir; binaenaleyh bir cis-min rengi değiştirildiği takdirde kendisi de değişmiş olacaktır (bk. A. Adıvar, mezkur eser, c. I, s. 71; Brunot ve Mieli, Histoire des sciences, s. 998). Buna nazaran, bu risalede boyanın imkanı kabul
edilmek-le, müellifinin bizzarure elkimyanın imkanını kabul ettiği söylenebilir. Fakat İbn Sina 'ya göre,
renk-ler, kokular, hatta vezinler (kesafet) ve hasseler tarafından alınan diğer hususiyetrenk-ler, yukarıda görüldüğü gibi, cevher olmayıp, "avarız" ve "levazım"dır (bk. Holmyard ve l\landeville, mezkur eser, s. 86 "arap-ça metin" ve s. 42 "İngilizceye tercüme") ve bunların değişmesi cevherin değişmesini icap ettirmez.
65 Bk.arapça metin, s. 2. .
AHMED ATEŞ
RİsA.LA Fİ AMR MASTUR AL-ŞANcA 'NIN MEVSUKİYETİ
, . Bu risalenin İbn Sina 'ya ait olamıyacağı hakkındaki ?elilleri, kanaatimize görf' böylece kat'! olarak, bertaraf ettikten sonra, şimdi onun Ibn Sina 'ya ait olduğun'u
i,
isbata yarayacak delilleri de gösterebiliriz. i
i. 590--668/1194-127° arasında yaşamış olan ve cU)'ün al-anbii) adlı eserini
yA-zarken ne kadar dikkatle çalıştığı malum olan İbn Abı UşaybiCa,bu eseri İbn Sina'nı1n olarak zikreder. Buna al-Cüzcanı 'nin de bu eseri zikrettiği ilave olunabilirdi. FakAt
şunu söylememiz lazımdır ki, aloCüzcanı 'nin İbn Sina 'nın hayatından bahis oluıb,
gerek C[/)'ün ;da ve gerekse müstakil nüshalar halinde bulunan Tiiril] sırat İbn Sıl/ii
"Sarguzaşt" 'sında onun eserlerinin listesinin evvelinde şu veya şuna benzer b!ir
ibare vardır 67 : i
i
~)i ,-;-,).öı•. H~~.ç.S.:...,..J~Cr'";~'::-'t)l;' J 0\..jJ~1 ~ J:i o)' ...~ lo lo!~-:=-)L~ .:...,..J~U~ :,
~.-i ,-;-,)lAı. lo ..\:-:""J:i
c::~i
of~ lo Ji ~L';'A~..J~.l\ ~..iA>J
.:..:"AI J ~ loJ:.a.? j ":"""r~\ .,ı.;j Li:4iLi...iJi
"İşte bütün eserlerinin fihristi. Abü CUbaydal-Cüzcanı 'nin Tiirıl] sıratuh ("Haya~n)~n tarihi")'unda zikrettiği eserlerinin fihristi 40 kadar kitabı ihtiva eder. Onun yazdı~~-larını ele geçirmeğe gayret ettim ve bulduğum 90'a yakın kitabı, ŞaYb-Abü CUbayd 'ıln zikrettiklerine ilave olarak, bu fihriste kaydettirn". Bundan anlaşılıyor ki, bu esJr bizce malum olmıyan müellifler tarafından işlenmiş ve üzerine ilaveler ya~ılmıştJ
Bununla beraber, bunun çok eski nüshaları mevcut olduğundan, ilavelerin de ço:~
eski olduğu ve binaenaleyh bunun da ayrı bir delilolarak kabul edilmesinde hiç bir
mahzur olmadığı görülmektedir. Nitekim Üniversite kütüphanesi, Arapça Yazm!a
4755 mecmuasında bulunan nüsha, 5881i i92 'de istinsah edilmiştir._ it
2. Arapça metnin elimizde çok eski denilebilecek nüshaları vardır. Mese~a
•• i'
Yıldız husus! 395 (= Universite ktb. Arapça Yazma 4724), 699/1300 de istinsah
edil-miştir. Yıldız husus! 889 (= Üniversite ktb. Arapça Yazma 4755), yukarıda
kayd~-dildiği gibi, 588/1192'de istinsah edilmiştir. Hatta bu nüshanın muhtelif yerlerinde
bulunan kayıtlardan bunun bizzat İbn Sina 'nın yazısı ile olan bir nüshadan kop~e
edilmiş bir nüshadan kopye edildiği anlaşılmaktadır 68.
l'
o i,
3. Eserde ismine başka bir yerde tesadüf edilmiyen, fakat bir zamanlar Ibn S1~
na 'yı himaye etmiş olan bir vezirin kardeşinin ismi bulunmaktadır ve bu eser onur
için yazılmıştır. Eğer bu sahte bir eser olsaydı, ithaf edildiği şahsın ya lalettayin bilr
kimse veya meşhur bir hlıkümdar, çok tanınmış bir şahsiyet olması daha çok akl~
gelebilirdi. i
4. Bu eserde uslub ve fikir, İbn Sina 'nın diğer eserlerinde görülen uslub ve fikirih aynıdır. İbn Sina 'nın uslubu, şimdiye kadar, esaslı bir şekilde, tetkik edilmiş ve husd'-siyetleri gösterilmiş değildir. Bunun burada yapılmasıınn mümkün olmadığı da me~-dandadır. Ancak onun uslubu vuzuh ve fevkalade mantık! olarak birbirine bağlanmw kısa cümleleri ile başka müelliflerinkinden kolayca ayrılır. Bu risalede de aynı vuzuh ve mantık! silsile görülmektedir. İbn Sina 'mn !.(iinün, al-Şifii) veal-İşiiriit gibi büyük eserlerinden bir kaç sahife okuduktan sonra bu eseri okumak, her ikisinde de uslubuJi
i'
aynı olduğunu görmek için kafi gelebilir. i
67 Üniversite Ktb. arapça yazma, 1458, varak 72 b.
İBN SİNA VE ELKİMYA 59 5. Nihayet şunu da ilave etmemiz kap eder ki, umumı olarak, bir eserin, üzerin-de adı yazılı olan müe1life ait olmadıği, bunı:ın lehinüzerin-de üzerin-değil, aleyhinüzerin-de üzerin-deliller olduğu zaman iddia edilebilir. Yoksa belki mevsuk olan bir çok eserlerin müelliflerinden
şüp-he etmek ve bu şüpşüp-heyi bertaraf edebilecek hiç bir delil bulamamak mümkündür.
Bu herhalde manasız bir şüphecilik olacaktır.
Risala
ii
amr mastür al-'şanca'nın mevsukiyeti böyleceisbat edildikten sonra, buradaonun daha fazla tahliline girişilecek ve elkimya tarihindeki mevkii gösterilecek
değil-dir. Filolog olarak, vazifemizin tamamlandığını zannediyor ve bu ilmı işi,
mem-nuniyetle ilim tarihcilerine bırakıyoruz. Ancak şunu ilave etmek lazımdır ki, ilim
tariheileri eserlerinin ibtidaı malzemesini hazırlarken, mutahassıs filologlarla birlikte çalışmalı, her hususta filologlar son sözlerini söyledikten 'sonra, kendi işlerine
baş-lamalıdırlar. Çok muhtemeldir ki, bu takdirde bir çok güçlüklerin daha kolay
ye-nilmesi te' min edilecek ve her iki ilim sahası mensupları kendilerini bazı
yanlışlık-lardan korumuş olacaklardır.
ESERİN' YAZMANÜSHALARI
ARAPÇA METNİN NÜSHALARI.
İlk önce şunusöylemek lazımdır ki, bu nüshalar tetkik edilince görülür ki, İbn
Sina'nın elkimyaya dair fikir itibariyle birbirinin tamamiyle aynı olan iki risalesi
var-dır. Birisi şimdiye kadar bahis mevzuu edilmiş olan Abu '1-l:Iasan al-sahn: için
yazıl-mış olan Risala
ii
amr mastür al-şanca adlı risaledir ve Ahmed III 1584, 3483, 3447;Hamid, i 1447, 1448; Nuruosmaniye 4894/1 2; Üniversite arapça yazipa' i458/ 17,
61 17, 4724/6, 4755 yazmaları bunun metnini ihtiva eder. Diğeri bundan çok daha
kısa olup Abii 'Abd Allah al-Bar~ı adında bir şahıs için yazılmıştır. Ütiiversitekütüp-hanesi Ay 1458176,4724/15, Ayasofya 4849, Nuruosmaniye 4849/15 nüshaları bunun metnini ihtiva eder ve şöyle başlar :
-s-ll j .JI.;.J 41~ ~\
f
j J~ll..uı~J.i JI ... ...;)\ (:,..11 -ill..•.)~~\ 4A;.b-
.:.r
c1l ~\ .:ılJfLU.ıır
)\fL .. ..::Jj ~ ••• .:ıl1W..u
ı~\..\A> r.:»1 .:r)\..u\
roo!~-': .:ıl "-! Li~ı ..;...;1I.:ı1
J.,;~
d\.,~ ~ .• ~~)\J"..
,,:1I ~ ~ ~j..:.~\,';"l~1 .:;" J.,;,dl'7''''~''' t:..a:l ~:~~\
J~.
ı~n-
cıı,; ..I,,! j.o111.:ı;:-! ..•
)I-.L. j j..:. ~i .;..ı"~I.:.r /~\ t-all•••• U")\i.1 ~ .)Y'!.'"
Bu risalenin İstanbul 'da pek çok nüshaları vardır. Bunların yerleri ve evsafı şudur:
i. Y - ÜNİvERSİTEKTB. ARAPÇAYAZMA4755 (= Yıldız hususı 889). Varak
250 b~260 b.
Yeni, Avru pa tarzında, kırmızı, yaldızlı meşin bir cilt içinde, hepsi İbn Sina' nın
eserlerinden mürekkep 325 varak tutan bir mecmuaiçinde. 16,6xI2,7 (12,2X8,7)
cm. eb'adında. Kalın, kahverengi, sağlam kağıt. Solgun kahverengi mürekkep, söz
başları kalın kalemle, kırmızı noktalar var. 15 satırh gayet muntazam nesih,
nokta-lar ekseriya noksan, bazan harekeli. Kenarnokta-larda mukabele kayıtları vardır, baza'n
da başka kalemle ilave edilmiş notlar görülüyor.
Burada ferağ kaydı yoktur. Bundan sonraki risaleniti ferağ kaydı şudur (varak 266 b): L~i"" ~ ~~ l.tf.iO~"'~:.. jjl.:Jl j.J",.
JL.;'..u\
U") ...,..;)1(:,...:JI ~. ~'"L.'fl
Li••• 0Le°", .:ıle' '-:...:ıla..) ~ Jr=-- j L~ .:;".;..i..) .ı...iJIO ..u.Jı", ~"..:. .• ~
i)t:JI)La; ~ o~ .:;~t
4ı,l': ~ Y.lI,:"""lj.Jı", •
~...,..i-",
(588 Ramazan başı = ıo Eylul 1192).60 AHMED ATEŞ
Bu kayıt aynı zamanda bu eserin,bir vasıta ile, doğrudan doğruya İbn Sina 'ı~ın
yazısındankopye edildiğini de göstermektedir. Bundan müstensihin ne kadar dikk~tli
çalıştığı de anlaşılıyor.
2. Ü = ÜNİvERSİTEKTB. ARAPÇAYAZMA4724 (= Yıldız husus i 395)' Varak 6~ b
-72a.
Kırmızı, yeni yapılmış bir Cİlt içinde,ıı 7 var aklık bir mecmCıa. Bütün mecm;ua
bir kalemden çıkinış olup, yazısı biraz kalın kalemle, kısmen harekeli, açık ve va(~ıh
bir nesihtir. NoktaLır nadiren noksandır, söz başları kırmızı mürekkeple. Kenarla~da
ekseriya, belki başka kalemlerle yapılmış mukabele kayıtları. 19 satırh. 22,6 X i(3,7
• i
(17,6 X 12) cm. eb' adında. .
Her ,risalenin sonundfi istinsah tarihi olduğu halde müstensih adı yokt~r.
iBU
risalenin sonund~, caşr avsat ?;i'l~acda 699 Bagdad. i'
I'
3.
tı-
= AHMdADIII 1584. Varak 126 b-ld33 b. (6ı
Sefine şeklin e, ebru kağıt kaplı bir cilt için e 291 varak. 10,3X 17,7 ,7 X 13)
cm. eb' adında, 21 satırlı nestalik. Söz başları sürh. Kenarda mukabele ve tastiih
i;
kayıtları.
İstinsah kaydı yok. IX.
i
XV~. asır.4. HAMİDI 1447.
Tamir görmüş meşin bir Cİlt içinde, çok büyük bir mecmua olup, kağıdıekser{ya
döktilmektedir. VIII./XIV. asırda Şiraz 'da istinsah edilmiştir.
5. HAMİDI 1448. Varak 381 b - 39° a.
Hepsi İbn Sina 'nın eserlerinden mürekkep bir metmua. Meşin bir cilt için~e,
gayet ince kağıtlı 659 varak. 20,2 X II (15,6 X 7) cm. eb'adında. Yaldız ve siyıah
cetvel içinde, 19 satırlı nesta'lik. Söz başları yaldız IX./XV. asır.
6. AHMEDIII 3447. Varak 33 b-39 a.
Meşin bir cilt içinde 741 varak, hemen hepsi İbn Sina 'nın eserlerinden
mür~k-kep bir mecmua. 33,7 X 21,6 (19,7 X 12) cm. eb'adında. Yazı açık. ve vazıh pir
nasta'lik, 17 satırlı başlık ve söz başları yaldız. Kenarda mukabele kayıtları varqır.
Kağıt bazen (burada) beyaz ve çok saykallı.
İstinsah kaydı yok. Bayezid-i Veli zamanı, IX.-XV. asır.
7. NURUOSMANİYE4894.
Tamir görmüş meşin bir Cİltiçinde 597 varak. 35,5 X 23 (24,3 X 12)
cm.-eb'adkn-i
da. Çok saykallı kalınca kağıt; söz başl~m kırmızı mürekkeple. i
i
İstinsah ve ferağ kaydı yok (IX.-X./XV.-XVI. asır).
i
Hepsi İbn Sina 'nın eserlerinden ibaret olan bu mecmuada. 12. risale bizi ala
ka-dar eden risaledir v:e varak 63 a-65 b arasında bulunmaktadır. 15. risale yine kiırlya
hakkında olup, bundan aşağıda bahsedilecektir.
i
!
8. AHMEDIII 3483. Varak 53 b-58 b.
i
Meşin bir cilt içinde 328 varak tutan bir mecmua. 17, 7 X 13 (12,7 X 8,2) dm.i
eb'adında. 19 satırlı, şahsi bir yazı, okunaklı, fakat çirkin. İstinsah tarihi yok
(X./xyI.
İBN SİNA VE ELKİMYA 61
9. ÜNİvERSİTEKTB. ARAPÇAYAZMA6117 (= Yıldız husus i 256, umumi 16761).
Yeni meşin bir cilt içinde 6 varak. 17,8 X 12,9 (12,2 X 7,6) cm. eb' adında.
Saykallı,kalınca kağıt. 2i satırli, sağa mail, adi bir nesta'lik. Ferağ kaydı yok (X.XVI.
asır) .
to:
ÜNİvERSİTEKTB. ARAPÇAYAZMA1458,Varak 78 a - 83a.36x2 (25,5X 11,5) cm. eb'adında, 29 satırlınestalik, sözbaşları sürh.mürekkeple.
1206/1790-91 'de ReJ:s el-etibba. el-sultan i Mustafa Behcet tarafından istinsah
edil-miş bir çok felsefi risaleleri ihtiva eden bir mecmua.
Elkimyaya dair risalenin kısa şeklinin nüshalarına gelince, bunların içinde
bu-lunduğu diğer nüshaları yukarda tavsif edilmiş olduğundan, burada yalnız daha evvel
bahsedilmemiş olan bir nüshanın tavsifini vermek lazımdır
AYASOFYA4894. Varak 137 b-139 a.
Sonuncusu müstesna, hepsi İbn Sina 'nın eserlerinden mürekkep bir mecmua.
Tamir görmüş,. rneşin bir cilt içinde, hepsi 180 varak. 21,8 X 12,2 (16 X 8) cm.
eb' adında. 2i satırlı muntazam nesih kahverengi kağıt ve mürekkep, söz başları
kır-mızı mürekkep ile. . .'
İstinsah kaydı yoktur, fakat kağıt ve yazısındanVII./XIII. asırda istinsah
edil-miş olduğu, kat'i surette, anlaşılmaktadır.
Bu küçük risalenin ith af edilmiş olduğu 'Abü 'Abd Allah al-Barl.d 'ye gelince,
insan gayr-i ihtiyari şunu düşünmektedir: al-CüzcanI ile ondan nakledenlerin
söz-lerine göre 69, Buhara 'da İbn Sina 'nın komşularından olan Abü Bakr al-Bar~I adlı
bir şahıs vardır. İbn Sina, K. al-IJii~il va'l-ma1;ı~ülile K. al-Birr va 'l-i~m 'i, zahit, faki/h ve tefsirdeeşsiz olan bu harezmli şahıs adına yazmıştır. Burada ismi geçen Abu cAbd Allah al-Bar~I her halde bu Abu Bakr al-BarkI ile aynı aileden olabilir. Ne olursa
ol-sun, bu risalenin de İbn Sina 'ya ait olduğundan şüphe etmek için şimdilik herhangi
bir sebep mevcut değildir. Bunun Rampur kütüphanesinde de bir nüshası mevcut
olup, 1352 senesinde, Haydarabad 'da, bir mecmua içinde, basılmıştır 70.
Abu Jl-l:Iasan al-SahH için yazılmış olan risalenin de Hindistan'da Asafiye ve
Rampur kütüphanelerinde birer nüshası mevcuttur 71.
ESERİNFARSÇAYATERCÜMESİVE BUNUN.NÜSHALARl
Bildiğimize göre, Risiila
II
amr mastür al-~an(a 'nın farsça iki nüshası mevcut olup,her ikisi de İstanbul 'da bulunmaktadır. İbn Sina 'nın eserlerinin bibliyografyasını
yapanlar bunları bir tek esermiş gibi göstermektedirler 72 •• Halbuki nüshaların
ga-yet sathi olarak tetkilyi bunların birbirinden müstakil tercüme olduğunu hemen
gös-termektedir.
ı. TOPKAPlSARAYlAHMEDIII 3063. IX. lXV. asırda istinsah edilmiş bir
mec-mua içinde bulunan nüsha.
69 Bk. mezkur yazma, varak 72 b; cl/yün, c. II, s. 4 ve diğer kaynaklar.
70 Bk. Brockelmann, CAL, Suppl., c. I, s. 823, nr. 790.
71 Brockelmann, mezkur eser, nr. 79 veJ. Ruska, mezkur makale, s. 20.
72 Osman Ergin, bu tercümeyi,
°
da farsça yazılmış bir esermiş gibi, zikretmektedir (bk. mezkurmakale, s. 7, nr. 29). Brockelmann (CAL, Suppı, c. I, s. 823, nr. 79 n), bu hususta, Osman Ergin 'i tekrar etmekten başka bir şey yapmıyor. Anawati ise, buna Ahmed III 3063 nüshasını ilave etmekle beraber (bk. mezkur eser, nr. 154), bunları bir tek eser zannetmiştir.
AHMED ATEŞ
Bu tercüme, başında bulunan bir kayda göre, hakkında malumat bulamadıg,ım ve "al-acall" diye tavsif edilen Zahır al-DIn (Abd al-CaHl b. 'Abd al-Cabbar adlı :bir
zat tarafından yapılmıştır. Nüsha Fatih devrinde (IX. LXV. asnn ortası) istinsah
e¥l-miş. olduğu için, tercümenin bundan daha evvel yapıldığı muhakkaktır. Anqak
metinden anlaşıldığı üzere, dil hususiyetleri bakımından, çok eski devirlerde
götü-rürülmesi mümkün değildir. Çünküiçinde VI.jVII. h. asırlarda tesadüf edilen e~ki
kelime ve g~ramer şekillerinin bulunmamaktadır. Bundan dQlayı bu tercümen!in,
en erken", VIII.jXIV. asırda yapıldığı kolayca iddia edilebilir. Gerçi en başlaiı:da
.biraz eski bir takım h~susiyetler görül~yo~ g~b~dir..~akat bun~, tercüme. olm.ası ıpe
ızah etmek daha dogru olacaktır. Zıra Ilenkı sahıfelerde boyle hususıyetlere ,ıde
hemen hiç tesadüf edilmez.. .'
2. ÜNİvERSİTE KÜTÜPHANEsİ ARAPÇA YAZMA 1458 İçİNDE. BULUNAN TERCüJ!lE.
Varak 159 a-161 b. Kısaca tavsifi evvelce geçmiş olan bu nüshadaki tercümenin
mül'el-lifi malum değildir. Eski şark felsefesiııe ve ilimIere kafi derecede vukufu ve merhı
olan Tabib Mustafa. Behcet tarafından dikkatle ve anlaşılarak istinsah edilmişttir.
Ve metin, lİmu~iyetle s~hhatli görünmekle beraber, mütercim bazan aslının
fikiri'le-rini değiştirmiştir. .
:-~ ~ ~:
LEVHA
ıa
AI-TugraJi, l.fakiiJilf al-isıişhiid bi-cavn al-Malik al-Cavad'm Baş tarafları Üniversite Kütüphanesi, Arapça Yazma 3634/1)
::ı.. ::ı.. ~ "'"
A. Ateş
~ ~ ~ ~:
LEVHA Ila
İbn Sına, R. Jl osbiib hudüş ol-hurüf'un ilk sahifeleri.
(Üniversite Kütüphanesi, Arapça Yazma 4755, 588/11 12 istinsah tarihi gösteren bir sahife).
~ ~
...
~ ~ :::t... 1b' "'" ~ ~ ---~~ 5: LEVHA IIb
İbn Sına, R. Jl asbiib hudüş al-hurüf'un son sahifeleri.
!'"'" ~ !? o:ı 5: LEVHA np
İbn Sına, Risiila fi amr mastür al-şanca.
(Ü=Üniversite Kütüphanesi"Arapca yazma 4724, İlk sahifeleri istinsah tarihi 699/1300).
~
~.
ct> ""'.
"
:-- ~~-ii?••
5: _LEYJ:lA _LL~.İbn SIna, Risiila fı amr mastÜr al-şanca .
(Ü= Üniversite Kütüphanesi, Arapça yazma 4724, sonsahifeleri istinsah tarihi 699/1300).
::r.... ::r.... ~ "'"
,... ~ ~ ~:
LEVHA IV"
İbn Sına, Risiila fl (Lmr mastür (Ll-şan' a.
(Topkapı Sarayı Müzesi, Ahmed III 3447~ İlk sahifeleri).
;:ı:..
::t...
-ct> '"'"
!"" ~ ~ <il 5: t:ı:.. ~ ~ '"'" LEVHA IVb
İbn Sına, Risiila Jt amr mastür'un farsçaya tercümesi. (Topkapı Sarayı Müzesi, Ahmed III 3063).