• Sonuç bulunamadı

Başlık: Bir Türk Düşünürü Olarak Ziya Gökalp: Hayatı, Kişiliği ve Düşünce Yapısı Üzerine Bir İncelemeYazar(lar):GÜRSOY, Şahin;ÇAPCIOĞLU, İhsanCilt: 47 Sayı: 2 DOI: 10.1501/Ilhfak_0000000049 Yayın Tarihi: 2006 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: Bir Türk Düşünürü Olarak Ziya Gökalp: Hayatı, Kişiliği ve Düşünce Yapısı Üzerine Bir İncelemeYazar(lar):GÜRSOY, Şahin;ÇAPCIOĞLU, İhsanCilt: 47 Sayı: 2 DOI: 10.1501/Ilhfak_0000000049 Yayın Tarihi: 2006 PDF"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Bir Türk Düþünürü Olarak Ziya Gökalp:

Hayatý, Kiþiliði ve Düþünce Yapýsý

Üzerine Bir Ýnceleme

ÞAHÝN GÜRSOY - ÝHSAN ÇAPCIOÐLU

DR., A. Ü. SOSYAL BÝL. ENS. – AR. GÖR., A. Ü. ÝLAHÝYAT FAKÜLTESÝ e-mail: sahingursoy@yahoo.com - ihsancapcioglu@yahoo.com

abstract

Ziya Gökalp as a Turkish Thinker: A Study on His Life, Personality, and Philosophy. Born March 23, 1876 in Diyarbakýr, Ziya Gökalp is one of the most prominent figures in the history of Turkish philosophy, culture and politics. Living in a period of transition from an Empire to a Nation-State, sociological, cultural and political theories and assessments made by Gökalp about the Turkish society and Turkish culture under the influence of problems and troubles encountered still maintain their currency and validity. This is because many of Gökalp’s political, religious and cultural ideas and suggestions have been realized with the newly established Republic. There is no doubt that Western perceptions were also influential on Gökalp’s such social approaches. key words: Turkism, Nationalism, Turkish Society, Republic, Nation-State, Ummah.

Hayatý ve Kiþiliði

Ziya Gökalp, 23 Mart 1876 yýlýnda Diyarbakýr’da doðmuþtur.1 Kendisine,

babasýnýn isteði üzerine Mehmet Ziya ismi verilmiþtir. Babasý, Vilayet Evrak Memuru Mehmet Tevfik Efendi (1851–1890), annesi Zeliha Haným’dýr (1856– 1923). Ýlköðrenimini 1883 yazýnda kayýt yaptýrdýðý Mercimekörtmesi Ma-halle Mektebi’nde tamamlamýþtýr. Hürriyetle ilgili ilk fikirlerini ise 1886 yý-lýnda girdiði Mektebi Rüþtiye-i Askeriyye’de (Askeri Lise) hocasý Kolaðasý

1 Hilmi Ziya Ülken, Türkiye’de Çaðdaþ Düþünce Tarihi, Ýstanbul, 2001, s. 304; Hikmet Tanyu, Ziya

Gökalp’in Kronolojisi, Ankara, 1981, s. 1–3; Cavit Binbaþýoðlu, Türkiye’de Eðitim Bilimleri Tarihi,

(2)

Ýsmail Hakký Bey’den edinmiþtir.2 1890 yýlýnda amcasý Müderris Hacý Hasip

Bey’den dersler almaya baþlayan Gökalp, 1891 yýlýnda ikinci sýnýftan kayýt yaptýrarak Ýdadi-i Mülkiye’ye baþlamýþtýr. 1893 yýlýnda öðretmeni Doktor Yogi’den felsefe dersleri, Maarif Müdürlüðü ve Ýdadi’de (orta öðretim) tarih öðretmenliði yapan Mehmet Ali Ayni’den ise tarih dersleri almýþtýr. Ziya Gökalp, Mehmet Ali Ayni’den gördüðü derslerde tarihin nasýl muhakeme edileceðini öðrenmiþtir. Fakat Ýdadi’nin 7 yýla çýkartýlmasý üzerine Gökalp, buradan ayrýlmýþtýr. Toplumun yaþadýðý sýkýntýlarýn üzerinde býraktýðý izle-rin yaný sýra,3 ekonomik olanaksýzlýklar yüzünden Ýstanbul’da öðrenimine

devam edememesi ve ailesinin evlilik baskýlarý gibi nedenler Ziya Gökalp’i bunalýma sürükleyince, 1894 yýlýnda intihar giriþiminde bulunmuþtur.4 Hilmi

Ziya Ülken, Gökalp’in intihar sebebi olarak, Hocasý Dr. Yorgi Efendi’den al-dýðý felsefe eðitimi ile ailesinden alal-dýðý dini muhafazakar eðitim arasýnda yaþadýðý çatýþmayý göstermektedir.5

Ýntihar olayýndan sonra kendini tekrar okumaya ve bilime veren Gökalp, eðitimine devam etme isteðiyle 1895 yýlýnda kardeþi ile birlikte yeniden Ýs-tanbul’a gelmiþtir. Fakat parasý olmadýðý için ancak ücretsiz olan Veteriner Mektebine kayýt yaptýrabilmiþtir. Gökalp, Ýstanbul’da bulunduðu bu dönemde Batý kültürünü de tanýmaya yönelmiþtir.6 Okulda yasak yayýnlarý okumasý

ve farklý çýkýþlarý ile dikkati çeken Gökalp, 1899 yýlýnda geçirdiði soruþtur-manýn ardýndan ‘yasak kitaplarý okuma ve zararlý derneklere üye olma’ ge-rekçesiyle cezaevine gönderilmiþtir. 12 aylýk cezaevi yaþamýndan sonra, okuldan da uzaklaþtýrýlarak Diyarbakýr’a sürülmüþtür. 1900 yýlýnda amcasý-nýn kýzý ile evlenerek Diyarbakýr’a yerleþen Gökalp, küçük memuriyetlerde çalýþmaya baþlamýþtýr. Bu dönemde Gökalp, bir taraftan eþinin mal varlýðý ile rahat bir hayat yaþamaya baþlamýþ; diðer taraftan ise, el altýndan hürri-yet çalýþmalarýný sürdürmeye devam etmiþtir. 1903 yýlýndan sonra Diyarba-kýr Ticaret Odasý’nda çeþitli görevlerde bulunmuþ; bu sýrada, Vilayet Gaze-tesi Baþyazarlýðý görevini de yürütmüþtür. 1905 yýlýnda, halka yaptýðý kötü-lükler dolayýsýyla aþiret reisi Ýbrahim Paþa’ya karþý çýkarak halký ona karþý ayaklandýrmýþtýr.7

2 Tanyu, a.g.e., s. 3-8; Mustafa Ergün, II. Meþrutiyet Devrinde Eðitim Hareketleri (1908-1914), Ankara, 1996, s. 136; Ali Nüzhet, Ziya Gökalp’in Hayatý ve Malta Mektuplarý, Ýstanbul, 1931, s. 14-17. Ali Nüzhet, Ziya Gökalp’in damadý olup ölümünden sonra O’nun birçok yazýsýný ve mek-tuplarýný derleyerek yayýnlamýþtýr.

3 Cavit Orhan Tütengil, Ziya Gökalp Üzerine Notlar, Ýstanbul, 1956, s. 6. 4 Ali Nüzhet, a.g.e., s. 21.

5 Ülken, a.g.e., s. 304.

6 Hasan Tuncay, Ziya Gökalp, Ýstanbul, 1978, s. 34. 7 Tuncay, a.g.e., s. 45-46.

(3)

Ziya Gökalp, 1908’de Ýttihat ve Terakki’nin Diyarbakýr, Van ve Bitlis he-yetlerinin müfettiþliðine atanmýþtýr.8 1909 yýlýnda Darülfünun’da hocalýk

yapmak üzere Ýstanbul’a gelen Gökalp; orada birkaç ay kalmýþ, yeterli ücret alamadýðý için tekrar Diyarbakýr’a dönerek, “Peyman” gazetesini çýkarmaya baþlamýþtýr.9 1909 yýlýnýn son aylarýnda ise Ýttihat ve Terakki tarafýndan

Selanik’e gönderilmiþtir.1 0

Ziya Gökalp, 1912’de ailesi ile birlikte bir kez daha Ýstanbul’a

yerleþmiþ-tir.1 1 Bu dönemde, Darülfünun ve Eðitim Fakültesinde Gökalp’in eðitimle

ilgili görüþleri kabul edilmiþ; ders programlarý, okutulacak dersler ve kitap-lar onun önerileri doðrultusunda kararlaþtýrýlmýþtýr.1 2 Bu dönemden

itiba-ren düþüncelerini ve çalýþmalarýný Türkçülük etrafýnda þekillendiitiba-ren Gökalp, ayný zamanda hayatýnýn en yaratýcý dönemini de yaþamýþtýr. 1913 ve 1914 yýllarýnda kendisine teklif edilen Maarif Nazýrlýðý (Milli Eðitim Bakanlýðý) görevini kabul etmemiþ, Edebiyat Fakültesinde Ýctimaiyyat Müderrisliði (Sos-yoloji Hocalýðý) görevine devam etmiþtir. Bu göreviyle birlikte Gökalp, Ýs-tanbul Üniversitesi’nde ilk sosyoloji profesörü olmuþtur.

Gökalp’in Kýzýlelma adlý eseri 1914’de yayýnlanmýþtýr. 1917’de “Yeni Mecmua” yayýn hayatýna baþlamýþtýr. 1918’de ise Türkleþmek, Ýslamlaþmak, Muasýrlaþmak adlý eseri ile Yeni Hayat isimli þiir kitabýný yayýnlamýþtýr.

8 Binbaþýoðlu, a.g.e., s. 121.

9 Ziya Gökalp, 48 yýllýk kýsa yaþam serüveninde çok sayýda kitap ve makale yayýnlamýþ, bazý gazete ve dergilerin yayýmlanmasýna öncülük etmiþ ve yazýlarýyla katkýda bulunmuþtur. Onun baþlýca eserleri þunlardýr: Kýzýl Elma, Ýstanbul, 1914–1915; Türkleþmek Ýslamlaþmak

Muasýrlaþ-mak, Ýstanbul, 1918; Yeni Hayat, Ýstanbul, 1918; Altýn Iþýk, Ýstanbul, 1923; Türkçülüðün Esasla-rý, Ankara, 1923; Türk Töresi, Ýstanbul, 1923; Doðru Yol, Ankara, 1923; Kürt Aþiretleri Hakkýnda Sosyolojik Tetkikler (Gökalp, bu incelemesini, Ýttihat ve Terakki Partisi’nin isteðiyle 1909 yýlýnda

yapmýþtýr. Kitabýn sonunda “Diyarbakýr, Haziran 1909” notu vardýr (s. 166), ancak çalýþma ölü-münden sonra yayýnlanmýþtýr. Yine ölüölü-münden sonra deðiþik gazete ve dergilerde yayýmlanmýþ yazýlarýyla mektuplarý çeþitli kitaplarda derlenmiþtir. Bunlar; Türk Medeniyeti Tarihi, (1926),

Çýnaraltý (1939), Fýrka Nedir? (1947), Ziya Gökalp Diyor ki (1950). Ziya Gökalp’ýn Neþredilme-miþ Yedi Eseri ve Aile Mektuplarý (1956), Ziya Gökalp’ýn Yazarlýk Hayatý (1956), Ziya Gökalp Külliyatý (1. Kitap Þiirler ve Halk Masallarý, 1952; 2. Kitap Limni ve Malta Mektuplarý, 1965), Turkish Nationalism and Western Civilization: Selected Essays, (Çeviri ve giriþ yazýsý: Niyazi

Ber-kes), New York: Columbia Univ. Press, (1959), Ziya Gökalp’ýn Ýlk Yazý Hayatý, 1894–1909:

Doðu-mu’nun 80. Yýldönümü Münasebetiyle (1956), Terbiyenin Sosyal ve Kültürel Temelleri (1973)

þeklin-de sýralanabilir. Ziya Gökalp’in yazýlarýyla katkýda bulunduðu ya da yayýmlanmasýna öncülük ettiði dergiler; Yeni Mecmua, Genç Kalemler, Küçük Mecmua, Türk Yurdu, Ýctimaiyat Mecmuasý, Ýslam Mecmuasý, Edebiyat Fakültesi Mecmuasý, Ýlim, Felsefe, Fen Tetebbuatý Mecmuasý, Halka Doðru Mecmuasý, Muallim Mecmuasý, Þair Mecmuasý ve Milli Tetebbular Mecmuasý’dýr. Gökalp’in yazýlarýný yayýnladýðý baþlýca gazeteler ise þunlardýr: Dicle, Diyarbakýr, Þurayý Ümmet, Tanin, Pey-man, Cumhuriyet, Akþam, Yeni Türkiye, Rumeli, Yeni Gün, Hakimiyet-i Milliye ve Donanma. Bunlarýn dýþýnda Gökalp, deðiþik takma ad ve lakaplar kullandýðý yazýlar da yayýnlamýþtýr. 10 Ali Nüzhet, a.g.e., s. 47.

11 Tanyu, a.g.e., s. 75. 12 Binbaþýoðlu, a.g.e., s. 121.

(4)

1919 yýlýnýn Ocak ayýnda, ‘asayiþi bozma ve Ermenilere zor kullanma’ iddiasýyla Divan-ý Harp’te (askeri mahkeme) idam cezasý ile yargýlanan Gö-kalp, idam cezasý almamýþ, ancak Malta’ya sürülmüþtür. Malta’da çok sýkýn-týlý bir yaþam süren Gökalp, sürgün döneminde çalýþmalarýna bir süre ara vermek zorunda kalmýþtýr. 30 Nisan 1921’de Kars Savaþýnda esir alýnan Ýn-gilizlerin karþýlýðýnda Malta’da esir Türklerin serbest býrakýlmasý ile birlikte Yurda dönerek Diyarbakýr’a yerleþmiþtir.

1922’de Muallim Mekteb’inde (Eðitim Fakültesi) felsefe dersleri vermeye baþlayan Gökalp, bir taraftan da dergi çýkarma çalýþmalarýna devam etmiþ-tir. Bu dönemde, Ahmet Aðaoðlu’nun desteði ile “Küçük Mecmua” dergisini çýkarmýþtýr. Derginin ilk sayýsýnda, tarihi, kültürel, dinsel ve coðrafi birlikte-likleri nedeniyle Türkler ve Kürtlerin birbirlerini sevmelerini bir zorunluluk olarak kabul ettiði “Türkler ve Kürtler” adlý makalesini kaleme almýþtýr.1 3

1923 yýlýnda Telif ve Tercüme Encümeni Reisliði’ne (Kültürel Yayýnlar Dairesi Müdürlüðü) getirilen Ziya Gökalp; ayný yýl, Türkçülüðün Esaslarý isimli ünlü eserini yayýnlamýþtýr. 11 Aðustos 1923 tarihinde Diyarbakýr’dan Mil-letvekili seçilen Gökalp; bilimsel, kültürel ve eðitim çalýþmalarýna ara ver-miþ gibi görünse de, yine bu dönemde de kültürel ve düþünsel çalýþmalarýna devam etmiþtir. Bu baðlamda, “Yeni Türkiye” dergisini çýkarmýþ, anayasa-nýn hazýrlanmasýna yardým etmiþ, Türk Medeniyeti Tarihi’ni tamamlamaya çalýþmýþ1 4 ve Türk dili çalýþmalarýna katkýlarda bulunmuþtur. Bu süreçte

Gökalp, milli edebiyatýn geliþtirilmesi yönünde de çaba harcamýþtýr. Yine, Yeni Türkiye’nin Hedefleri isimli eserini de bu dönemde yayýnlamýþ-týr. Hastalandýðý dönemde de Türk Medeniyeti Tarihi ve Çýnaraltý isimli çalýþ-malarýný sürdürmüþ; hatta tedavi için Ýstanbul’a, Maarif Vekâleti’nden (Milli Eðitim Bakanlýðý) Türk Medeniyeti Tarihi’nin basýmý için aldýðý avansla gide-bilmiþtir. 1924 yýlý baþlarýnda rahatsýzlanan Gökalp, 25 Ekim 1924 tarihin-de vefat etmiþtir.1 5

Ziya Gökalp, günlük yaþamda içe dönük, sakin ve kendi halinde birisi olmuþtur. Buna karþýn, idealist ve mücadeleci bir yapýya sahip olan Gökalp, en kötü durumlarda bile ümidini kaybetmeyecek kadar kararlý bir kiþiliðe sahiptir. Yaþamý boyunca, düþünce ve hayalleri yolunda mücadele vermiþ; hiçbir dönem, düþünce ve eylemlerinden ödün verme gereði duymamýþtýr. Birçok kovuþturma, hapis ve sürgün cezasýyla karþýlaþmasýnýn arkasýnda da yine bu kararlý tutumunun etkileri vardýr. Gençlik döneminde, Sultana karþý

13 Ali Nüzhet, a.g.e., s. 166-167 14 Tuncay, Ziya Gökalp, s. 61. 15 Tanyu, a.g.e., s. 156-161.

(5)

söz söylemek ve eylemde bulunmaktan çekinmeyen Gökalp; önemli düþün-sel yakýnlýklara raðmen, Meclise girdiði dönemde Atatürk’e de çok yakýn olma gereði duymamýþtýr. Gençlik yýllarýna denk düþen bir dönemde yaþadý-ðý bir bunalým durumu dýþýnda, Gökalp’in yaþamý hep sosyal ve siyasal mü-cadele ile geçmiþtir. Ayný þekilde, en bunalýmlý günlerinde bile Ülkenin kur-tulacaðýna olan güveni tam olmuþtur. Ziya Gökalp’in en güçlü yönlerinden biri de, hiç kuþku yok ki; onun hayal gücüdür. Gökalp’i, düþünce insaný, maneviyatçý, toplumsal ve ahlaki konularda eylem adamý ve þair yapan ço-ðunlukla bu yüksek hayal ve düþünebilme gücü olmuþtur.1 6

Güçlü bir analitik düþünce yeteneðine sahip olan ve vatan sevgisiyle dolu duygu ve düþünce yüklü þiirler yazan Gökalp, ayný zamanda sorumlu bir aile babasýdýr. Yaþamýnýn sonlarýna doðru, hayatýnýn en zor dönemini yaþa-dýðý hastalýk günlerinde, tedavi masraflarýnýn karþýlanmasýyla ilgili olarak Atatürk’ten aldýðý teklife karþýlýk, kendisinden sonra eþine ve kýzlarýna yar-dým edilmesini istemesi bunun açýk örneklerinden biridir.

Düþünce Yapýsý ve Türkçülük Anlayýþý

Birçok çaðdaþý Türk aydýný gibi Ziya Gökalp’in düþünsel yapýsý üzerinde de, Osmanlý Devleti’nin parçalanma sürecine girdiði dönemde baþ gösteren si-yasal, askeri, dinsel ve ekonomik sorunlarýn derin izlerini görmek mümkün-dür. Bu etkilerin de tesiriyle, Gökalp’in düþünce yapýsý içerisinde ulusçuluk anlayýþý önemli bir yere sahip olmuþtur. Fakat Gökalp’in ulusçuluðu, etnik temelli deðil; kültürel bir ulusçuluktur.

Çok farklý alanlarda eserler veren Ziya Gökalp’in düþünce ikliminin olu-þum sürecinde aile çevresi, Ýsmail Hakký Bey, Yorgi Efendi, Ýbrahim Temo, Dr. Abdullah Cevdet, Ýshak Sukuti ve Naim Beylerin yaný sýra; Genç Türkle-rin de etkisi olduðu bilinmektedir. Gökalp, düþünsel yaklaþýmý dolayýsýyla Ýttihat ve Terakki Cemiyetinde çeþitli kademelerde görevlerde de bulunmuþ-tur. Ayný þekilde, Durkheim’ýn sosyolojik yaklaþýmlarý da Gökalp’in düþün-celeri üzerinde önemli izler býrakmýþtýr.1 7

Babasý Tevfik Efendi, edebiyata meraklý ve oðlunun en iyi þekilde yetiþ-mesi için çaba sarf eden biridir. Gökalp’in edebiyat merakýnýn da babasýn-dan geçtiði söylenebilir.1 8 Avrupa’da Yetiþen gençleri kültürlerine yabancý

kaldýklarý, medresedeki öðrencileri de dünyadaki geliþmelerden haberdar

16 Ali Nüzhet, a.g.e., s. 94-96.

17 Uriel Heyd, Türk Ulusçuluðunun Temelleri, Çev. Kadir Günay, Ankara, 2002, s. 38–39. 18 Ali Nüzhet, a.g.e., s. 12.

(6)

olmadýklarý gerekçesiyle eleþtiren Tevfik Efendi, oðlundan Doðu deðerlerini özümseyip, Müslüman kalarak Batýlý bir eðitim almasýný ve her iki kültürü de öðrenip bunlarý kýyas ve telif etmesini istemiþtir. Tevfik Efendi’nin bu tutumunun Ziya Gökalp’in hayatýndaki etkileri büyük olmuþtur.1 9 28 Aralýk

1888’de Namýk Kemal’in vefatý üzerine; Tevfik Efendi’nin oðluna, onun gibi hürriyetçi ve vatansever olmayý öðütlemesi de Gökalp’in hayatýndaki önem-li dönüm noktalarýndan birisidir.2 0 Bununla birlikte, annesi ve

babaannesi-nin de, aldýklarý eðitim ve geldikleri muhitin de etkisiyle Gökalp’in üzerinde en az babasý kadar etkili ve yönlendirici olduklarýný belirtmek gerekir.2 1

Diyarbakýr’da özel felsefe dersleri aldýðý Dr. Yorgi Efendi, Ýstanbul’a ge-lince, Gökalp ve arkadaþlarý ile bir toplantý yapmýþtýr. Onlarla yaptýðý bir sohbette Türk gençlerinin Meþrutiyeti kurmak için çalýþtýklarýný, bunun öv-güye deðer bir gayret olduðunu belirtmiþtir. Yapýlacak devrimin faydalý ve etkili olabilmesi için mutlaka ülkenin sosyolojik ve psikolojik yapýsýna uy-gun olmasý gerektiðini ifade eden hocasýnýn bu vasiyeti, Gökalp’in yapmayý düþündükleri üzerinde yönlendirici bir etkiye sahip olmuþtur.2 2

1899–1900 yýllarýnda tutuklu bulunduðu sýrada tanýþtýðý Naim Bey, Gö-kalp üzerinde önemli etkiler býrakan simalardan bir diðeridir. Naim Bey, Meþrutiyetin mutlaka ilan edileceðini, ama ilk meþrutiyetin uzun süreli ol-mayacaðýný; Meclisin, entrikalar ve rant kavgalarý sonucu kapatýlacaðýný söylemiþtir. Ona göre, meclisin kapanmasýnda en önemli neden, derin bir uykuda olan halkýn meþrutiyetin kýymetini bilmemesidir. Halka, meþrutiye-tin gereði anlatýlmalýdýr. Bunun da tek yolu özgür basýndýr. Gökalp, basýnýn özgürleþtirilmesini rastladýðý her gence öðütlediðini belirtmiþtir.2 3

Kendisi-ne, Naim Bey’in vasiyetini rehber kabul eden Gökalp; onu, kendisi için bir pir (akýl hocasý) olarak nitelendirmiþtir. Gökalp, bu vasiyeti kendinden son-ra gelecek gençlere, Türkçü bilginin vasiyeti olason-rak sunmuþtur.2 4

Ýdadi (orta öðretim) yýllarýndan itibaren felsefe ve sosyal bilimlere ilgi duymaya baþlayan Gökalp, Fransýzca derslerini Ýdadi hocalarýndan Yorgi Efendi’den almýþtýr. Kendisinde felsefe merakýný uyandýran da yine Yorgi Efendi olmuþtur.2 5

19 Tuncay, a.g.e., s. 20-21; Enver Behnan Þapolyo, Ziya Gökalp Ýttihadý ve Terakki Meþrutiyet Tarihi, Ýstanbul, 1943, s. 75.

20 Tanyu, a.g.e., s. 9.

21 Tütengil, a.g.e., s. 12; Tuncay, a.g.e., s. 21. 22 Tuncay, a.g.e., s. 31; Ali Nüzhet, a.g.e., s. 27-33. 23 Ali Nüzhet, a.g.e., s. 33-40.

24 Tuncay, a.g.e., s. 42. 25 Ülken, a.g.e., s. 304.

(7)

Düþünsel bir süreç olarak, Genç Türkler ve Ýttihat ve Terakki ile Ziya Gö-kalp’in düþünce ve iliþki yakýnlýðý askeri lise yýllarýna kadar uzanmaktadýr. Ýmparatorluðun içinde bulunduðu bunalýmlar birçok mektep öðrencisi gibi Gökalp’i de derinden etkilemiþtir. Bu nedenle Gökalp, okul yýllarýndan itiba-ren ülke sorunlarýyla ilgili konulara yakýn ilgi göstermiþ; yaþamý boyuca bir-çok siyasi ve sosyal örgütlenme içerisinde yer almýþtýr.

Baþlangýçta Fransýz filozof Alfred Foulille’nin etkisinde kalmasýna rað-men, Durkheim sosyolojisinin iyi bir okuyucusu ve takipçisi olan Gökalp, bu ekolün etkisiyle “Türk Sosyoloji Ekolü”nü kurmuþtur.2 6 Yine, pozitivist bir

yönü de olan Gökalp’in, topluma doðru bir yönelim gösteren toplumsal teo-remi üzerinde de Durkheim’ýn görüþleri belirleyici olmuþtur.2 7

Ziya Gökalp’in düþünce dünyasýnda Selanik önemli bir yer tutmuþtur. Gökalp, Selanik’e gidiþinden sonra daha önce savunduðu düþüncelerin pek çoðunu terk etmiþtir. Bununla birlikte, medreselerin düzeltilmesi ve eðitim-de yenileþme gibi yazýlarýnda sýkça savunduðu bazý düþüncelerineðitim-den vaz-geçmemiþtir.2 8

Ýttihat ve Terakki tarafýndan Selanik’e tayin edilmesi, Ziya Gökalp’in ha-yatýnda yeni bir dönüm noktasý olmuþtur. Bu dönemde, dilde Türkçülüðü savunan Genç kalemler grubuna katýlmýþ; bu dergide, dilde Türkleþme ile ilgili yazýlar yazmaya baþlamýþtýr. Burada, özellikle Ömer Seyfettin’den et-kilenen Gökalp, artýk Türkçü Gökalp’tir.2 9

Gökalp’in dil çalýþmalarýna katýlmasýyla, dilde yenileþme ve Türkçeleþme çalýþmalarý hýz kazanmýþtýr. Çünkü Ona göre tüm toplumsal faaliyetlerin yegâne temeli lisandýr.3 0 Kültürü ve kültürü ortaya çýkaran dili, millet

ol-manýn en önemli unsurlarý arasýnda kabul eden Gökalp, dilde Türkleþme olmazsa, vicdanlarýn, dinin ve vatanýn parçalanacaðýný düþünmektedir.3 1

Dilde yenileþmenin ve Türkçülüðün bir karþýlýðý olarak “arý Türkçecilik” ifa-desini kullanan Gökalp; arý Türkçeciliði, dilin Arap ve Fars köklerinden arýn-dýrýlarak, bunlarýn yerine Türkçe köklerden yeni eklerle yapýlacak yeni Türkçe

26 Ýlk yazýlarýný “Diyarbakýr” gazetesinde yayýnlayan Gökalp, bu dönemde Osmanlý milliyetçiliðini savunmuþtur. Ziya Gökalp’in bu yazýlarýnda Gabriel Tarde’nin etkileri görülmektedir bkz. Ül-ken, a.g.e., s. 305.

27 Heyd, a.g.e., s. 38-39.

28 Hasan Ali Koçer, Türkiye’de Modern Eðitimin Doðuþu ve Geliþimi (1773–1923), Ýstanbul, 1991, s. 176.

29 Ülken, a.g.e., s. 306-307.

30 Ziya Gökalp, Türkleþmek Ýslamlaþmak Muasýrlaþmak, Sadeleþtiren: Yalçýn Toker, Ýstanbul, 1997, s. 55.

(8)

kelimelerin kullanýlmasý olarak tanýmlar.3 2 Buna karþýn, karþýlýklarý

bulu-nuncaya kadar, sözcük ve terimlerin Arapça ve Farsçalarýnýn kullanýlmasýný önerir. Burada Gökalp’in, dili, ilintili baðlarýndan hemen koparmanýn zorlu-ðuna ve sakýncalarýna yaptýðý vurguyu belirtmek gerekir. Böylece, dilde ve kültürde özden beslenen bir dinamizm yakalamak isteyen Gökalp, Türkleþ-mek, Ýslamlaþmak ve Muasýrlaþmak ilkesi çerçevesinde Türkçeyi, anlam ba-kýmýndan modernleþtirmek, terim baba-kýmýndan Ýslamlaþtýrmak, gramer ve yazýn bakýmýndan ise Türkleþtirmek gerektiðini belirtmiþtir.3 3 Türkleþmek,

Ýslamlaþmak, Muasýrlaþmak isimli eserinde de bu durumu, “Türk milletinde-nim, Ýslam Ümmetindemilletinde-nim, Avrupa Medeniyetindenim” ifadesi ile ortaya koymuþtur.3 4 Ziya Gökalp’in “Türk ulusuna, Ýslam dinine ve Batý

uygarlýðý-na dahiliz” þeklinde yaygýn bir sunuþ haline getirdiði söylemin, ayný dönem-lerde benzer siyasal, ekonomik ve kültürel etkileri duyan Yusuf Akçura ve Hüseyinzade Ali tarafýndan da gündeme getirildiði görülmektedir.3 5 Yine

burada da, oldukça geniþ bir coðrafyada, zengin ve dinamik kültür dünyasý-na sahip; ekonomik, siyasal ve askeri açýdan çok güçlü bir Ýmparatorluk sürecinden; siyasal, kurumsal, ekonomik ve askeri bunalýmlarla birlikte ge-riye çekilme/ulus sürecine geçme sorunlarýna karþý teori üretme ve çözüm arayýþlarýnýn etkili olduðunu belirtmek gerekir.

Dolayýsýyla, Ziya Gökalp’in siyasal düþünceleri ile dönemin siyasal olgu-larý arasýnda paralel bir iliþkinin bulunduðunu söylemek mümkündür. Ýlk dönemlerinde Osmanlýcýlýk ve ümmetçilik anlamýnda olmasa bile, Ýslamcý-lýk düþüncelerine de ilgi gösterdiði bilinen Gökalp’in milliyetçilik anlayýþý ile modern ulus-devletin ve yeni Cumhuriyetin kurucu iradesinin benimsediði milliyetçilik anlayýþlarý arasýnda büyük bir örtüþme vardýr. Gökalp’e göre, milleti oluþturan deðerlerin baþýnda dil birliði, kültürel paylaþým ve din gel-mektedir.3 6 Bir baþka ifadeyle Gökalp, bir kültür milliyetçiliðini

öngörmek-te, millet olabilmek için etnik ayrýþtýrmalara ilgi göstermemektedir. Buna, Gökalp, ‘kültür milliyetçiliði’ adýný vermektedir. Böylece Gökalp, dünya ve coðrafi gerçeklere uygun bir millet tanýmlamasýna gitmektedir. Cumhuriye-tin kurucu iradesi tarafýndan benimsenen Gökalp’in bu milliyet(çilik) yakla-þýmý, baþta Birleþik Amerika olmak üzere, çaðdaþ toplumlarda da varlýk ve önemini devam ettirmektedir. Yer yer öne çýkarýlan etniklik ve yerellikle, ulus olgusu ve uluslaþma bilincinin birbirinden çok farklý þeyler olduðunun

32 Ziya Gökalp, Türkçülüðün Esaslarý, Hazýrlayan: Mehmet Kaplan, Ýstanbul, 1972, s. 11. 33 Gökalp, Türkleþmek Ýslamlaþmak Muasýrlaþmak, s. 13; Koçer, a.g.e., s. 177.

34 Gökalp, a.g.e., s. 3. 35 Heyd, a.g.e., s. 154-155.

(9)

açýk olarak vurgulandýðý günümüzde; Gökalp’in ortaya koyduðu ulus ta-nýmlamasýnýn geçerliði daha iyi anlaþýlýr olmaktadýr.

Ziya Gökalp’in, ulus olmanýn gereklerinden biri olarak belirttiði din birli-ði ile dindaþlýða dayanan birlik birbirinden farklýdýr ve zaten Gökalp; ‘üm-met’ olarak tanýmlanan dindaþlýk birlikteliðine de karþýdýr.3 7 Ona göre; din,

birbirinden farklý coðrafyalarda, farklý kültür dünyalarýnda ve deðiþik top-lumlarda ayný olabilir; ancak, millet olmak için din birlikteliðinden baþka kültür ve dil birliði de gerekmektedir ki; kültür birlikteliði için ortak toplum-sal deneyimler, paylaþýmlar, duyuþ ve düþünüþlere ihtiyaç vardýr.

Bu çerçevede; din dilinin de Türkçeleþmesi gerektiðini savunan Gökalp-’in bu yaklaþýmý, CumhuriyetGökalp-’in kuruluþunu takip eden ilk onlu yýllarda bir dönem yaþama da geçmiþtir. Merkezi bir din hizmetleri idaresinin kurulma-sýnda (Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý) olduðu gibi, birçok Cumhuriyet kurumu-nun yaný sýra, siyasal, kültürel ve dinsel uygulamalarýn ortaya çýkýþýnda da yine Gökalp’in etkilerinin olduðu muhakkaktýr.3 8

Buradan hareketle, ikinci meclise de seçilen Ziya Gökalp ile Atatürk ara-sýnda bir iliþki yakýnlýðý olmasa bile; düþünsel paralelliklerin ve paylaþýmla-rýn olduðu açýktýr. Zira hastalýðýnýn ilerlemesi üzerine, masraflarý Devlet ta-rafýndan karþýlanmak üzere yurt dýþýnda tedavi olmasýný öneren Atatürk-’ten; tedavi masraflarýný deðil, kendisinden sonra ailesine yardým edilmesini isteyen Gökalp’in bu isteði, Atatürk’ün önerisi üzerine Meclis tarafýndan çý-karýlan bir kanunla yerine getirilmiþtir.3 9

Yoðun bir þekilde kültür milliyetçiliði vurgusu yapan Gökalp, etnik milli-yetçiliðe/ýrkçýlýða karþý bir düþünce yapýsýna sahip olmuþtur. Ona göre, top-lumlarýn karakterleri kalýtýmsal deðil, kültür ve eðitim yoluyla þekillenmek-tedir. Gökalp’in ýrkçýlýða karþý oluþu, düþünsel ve sosyal gerçeklikle bir iç içeliðe sahiptir.4 0 Gökalp bu yargýya, toplumlarýn, özellikle Türk

toplumu-nun yapýsýný ve sosyal gerçekliklerini deðerlendirerek varmýþtýr.

Ziya Gökalp’in Cumhuriyet ve demokrasi düþüncelerinde de bir deðiþme süreci söz konusudur. Padiþah aleyhine yürüttüðü söylemlerini meþrutiyetin ilanýyla birlikte askýya alan Gökalp, savaþ dönemlerinde de vatan ve dinin selameti için Halife Sultana dualarda bulunmuþtur.4 1 Bununla birlikte

Gö-kalp, hiçbir zaman özgürlükçü ve halkçý tutumundan vazgeçmemiþtir. Onun hemen her yazý ve þiirinin ana temasý vatan, ulus, hürriyet, Ulusun eðitimi ve uyanýþý üzerine olmuþtur.

37 Heyd, a.g.e., s. 54.

38 www.bilimarastirmavakfi.org/html2/yayinlar/cumhuriyetcilik.html, (12.11.2006). 39 Heyd, a.g.e., s. 27.

40 Heyd, a.g.e., s. 53-54. 41 Heyd, a.g.e., s. 140.

(10)

geleceði ile Türk dili ve Türk kültürü üzerinde yoðunlaþmýþtýr. Bu duygu ve düþüncelerle O, bilimsel, ahlaki, kültürel ve felsefi bir Türkçülük anlayýþý ortaya koymuþtur.4 2

Gökalp’in 1908 yýlýndan sonra Türk Milliyetçileri arasýna katýlmasý ile ulusçuluk bir sistem haline gelmiþtir. 18 yýl Türk toplumunun sosyal ve kül-türel yapýsý üzerine çalýþan Gökalp, bu birikimini Genç kalemler dergisinde, özellikle de ‘Turan’ þiiri ile dile getirmiþtir. Bilimsel bir Türkçülük ortaya koyan Gökalp, Türkçülüðün Esaslarý’nda Türkçülüðü “Türkçülük, Türk mil-letini yükseltmektir” diye tarif etmiþtir.4 3 Ona göre Türkçülüðün yakýn ve

uzak olmak üzere iki hedefi vardýr. Yakýný ‘Oðuz ya da Türkmen Birliði’; uzaðý ise ‘Turan’dýr.4 4 Türkçülüðünün ülküsünü de ‘Türkiyecilik’,

’Oðuzcu-luk ya da Türkmencilik’ ve ‘Turancýlýk’ olarak üç ana bölüme ayýran Gökalp, Cumhuriyetin ilanýndan sonra son ikisinden vazgeçmiþ ve ülkünün ‘Türki-yecilik’ olduðunu belirtmiþtir. Türk toplumu için uygun gördüðü Türkçülük ise toplumsal Türkçülük olmuþtur. Onun Türkçülüðünde, halka doðru git-mek ayrý bir öneme sahiptir. Halka hem ondan hars almak hem de medeni-yet götürmek için gidilir.4 5

Medeniyet–hars ayrýmý onun en dikkat çekici görüþlerinden birini oluþ-turur. Hars, yani kültür, ona göre milli; medeniyet, yani; uygarlýk ise evren-seldir. Uygarlýðýn kültürden sonra ve onun eseri olduðunu savunan Gökalp, Türkçülüðün Esaslarý’nda kültürü oluþturan unsurlarý sekiz bölümde incele-miþtir. Bunlar; dilde, estetikte, ahlakta, hukukta, dinde, ekonomide, siya-sette ve felsefede Türkçülüktür.4 6

Sonuç olarak, Ziya Gökalp, Türk düþünce, kültür ve siyaset tarihinin önem-li simalarýndan biridir. Ýmparatorluk sürecinden Ulus-Devlete geçiþ döne-minde yaþayan Gökalp’in, karþýlaþýlan sorunlar ve bunalýmlarýn da etkisiyle Türk toplumu ve Türk kültürü üzerine ortaya koymuþ olduðu sosyolojik, kültürel ve siyasal teori ve deðerlendirmeler bugün bile gerçekliðini devam ettirmektedir. Zira Gökalp’in birçok siyasal, dinsel ve kültürel düþünce ve önerileri yeni kurulan Cumhuriyet ile birlikte yaþama geçme olanaðý bul-muþtur. Gökalp’in bu toplumsal yaklaþýmlarý üzerinde Batýlý algýlarýn da et-kili olduðu muhakkaktýr.

42 Ali Nüzhet, a.g.e., s. 120, 134. 43 Gökalp, Türkçülüðün Esaslarý, s. 16. 44 Tuncay, a.g.e., s. 89.

45 Gökalp, Türkçülüðün Esaslarý, s. 41-42; Ali Nüzhet, a.g.e., s. 134. 46 Gökalp, Türkçülüðün Esaslarý, s. 113–188.

Referanslar

Benzer Belgeler

Abstract 本實驗利用問卷調查法,本研究將 258 個病人分成空白組(91 人)、對照組(63 人)及藥膳治

Background and purpose: The purpose of this study was to determine the degree of bacterial contamination of patients’ files, and to compare the colonized bacteria between files from

[r]

The invitation for the conference on Schuman Plan came to the agenda of British Parliament on 26 June as a motion by Conservative Party demanding Labour Party

15g/tube 百多邦黴素軟膏 ] - [Mupirocin ] 藥師 藥劑部藥師 發佈日期 2011/10/10 <藥物效用> 治療膿痂或燒傷細菌感染 <服藥指示>

In this study, a collocation method based on Laguerre polynomials has been developed for solving the fractional linear Volterra integro-differential equations.. For this purpose,

2000 – 2004 yıllarını kapsayan araştırmasında panel veri analizini kullanan yazar, finansal veri piyasa değeri açısından Alman yerel mevzuatının UFRS ‘ye

第九條 本辦法限於總館使用,不及於附屬醫院分館。